31.03.2015

-Nereye? (beni hazırlanırken görünce endişe ve şaşkınlıkla. Nazlı nereye gidebilir ki, gidecek bi yeri yok ki. Zaten o kim ki, niye dolaşmaya ihtiyacı olsun? Genç mi ki enerjisi, sosyalleşme ihtiyacı olsun? Zavallı nazlı!).
+Dolaşacağım.
-Nerde?
+Evin içinde anne 2 tur attım mı benim gibi yaşlı bir kıza yeter!
-Amaaan sen de sorduk. Ama benim hiç dolaşacak halim yok kızım hiç düşünmüyorsun, önce söyler bi insan!
(her gün çıkmasa olur, ama gün içinda yakın bir markete gidip gelmek ona yetiyor, cidden mutlu bile oluyor, herşey var orada ne güzel!ohh bize yeter!).
+E ben dolaşır gelirim işte.
-Migrosa mı gideceksin? Bişey mi lazım?
(markete gitmekten başka aktivite yok ki! Zaten mana da yok, bişey lazım değilse çıkmanın. Cidden nazlı gençtir diye bir hissi, düşüncesi epeydir yok, beni de bi emekli kızkardeşi yerine koydu.).
Değil.
Eee??
E ne anne sıkıldım yaa.
Aman ne var ki sıkılacak anlamıyorum ben herşeyimiz var!internetin bile var!
Offf her seferinde mi aynı şey??
Ney aynı kızım? çok manasız çok. Ne gereği var ben anlamıyorum ki böyle sokaklara düşmenin! Başına bişey gelecek diye korkuyorum hiç anlamıyorsun beni hiç!!
Evde başıma bişey gelemez mi? Ev kazası diye bişey de var kötü insanlar hanelerden bucak bucak kaçıyor mu? Eskiden kimseye kapıyı açmayın derdin sormadan, şimdi anında ardına kadar açıyorsun!
Olsun ama evdeyiz, ben varım!!
(hazırlanıp çıkıyorum. Nereye gidecekmişim??? Diskoya köpük partisine öğlen öğlen!ay!!)
markete gideceksemmiş kendi de gelecekmiş öyle otobanın kenarından yürümeyeyimmiş tek!!
Niye nolacak ki? Otobanın kenarından yürüyorum diye yollu mu sanacaklar??
Olur mu olur kızım ya arabaya atmak isteyen olsa napacaksın??
Sen olsan olamaz mı?
Ben varken olamaz! (sitenin çok yakınındaki mini markette bişey bulamazsak, az ilerdeki markete gidiyoruz, yolun kenarındaki kaldırımdan yürümek gerekiyor, böyle durumlarda kendi yol tarafında beni iç tarafa alıyor, kendince hem bakmasınlar hem çarpmasınlar diye. Bi gün dedim ki bu kadar düşünüyorsun, korumacısın, sonra evlenince nolacak, kocam o kadar korumaz belki. Olsun sanki kendisi yokmuymuş yine beni koruyacakmış! Ee daha daha ilerde Allah gecinden versin zamanlarında kim koruyacak? O zamana kadar yaşlanırmışım ki, zaten dikkat de çekmez, işten güçten öyle dolaşmaya ne vaktim ne mecalim olurmuş, kocamı da alıştırırmışım, arabayla bırakırmış alırmış beni falan! Ha ben hep böyle korunmaya muhtaç biriyim yani. Aman bendeymiş ondan değil. Beni aklı başında, iş bilen, becerikli biri gibi görmektense muhtaç biri varsaymaktan memnun yani)
Sen napabileceksin ki?
Engellerim!! Asssla izin vermem!
Anne şöyle itseler bile yere düşersin, gözün iyi görmediği için ve gözlük de takmadığın için plakayı da alamazsın, sitenin güvenliğine ulaşıncaya kadar artık ohoooo! (bu durumda gözlük takmaya karar vermesini mi beklediniz hayır onun yerine ben evden 'manasız' çıkmayacağım! Yani annem lazım görmediği sürece, anca da beraber çıkacağımız zamanlar!!)
işte onun için diyorum manasız çıkma diye!!
Hııı kötü niyetliler değil manasız çıkan kızlar kabahatli! Kötü niyetlileri değiktirmek, eğitmek, yaparsa birşey cezalandırmaktansa kızlar dışarı çıkmasın, açık da giyinmesin pek, hele 30u geçmişse!!
Bi röportaj izledik, bir oyuncu her sabah 8'de koşuyormuş. Ne güzel dedim keşke ben de sabahları enerjik olsam da erken kalkıp yürüyüş yapsam.
Hıı evet keşke A101'e kadar gitsen gelsen dil mi?!
Yoo ciddi. Yeter ki bize. Sabah sabah sahilde mi yürüyeceğim, ayyy tehlikelerle dolu, önce bir evleneyim de kocaya emanet olayım, onunla beraber yürürüz. Tabi zamanı varsa ve istiyorsa, yoksa gene evde otururuz...
bana aktivite olarak markete gidip dönmek yeter.
genç değil emekli teyzeyim sanki.
ya da annem beni emekli kocasının yerine koydu rol model olarak
ilginç bir alerjim var. Ayaklarım, bacaklarım yıkadıktan sonra hemen kurulanmazsa alerji yapıyor. Doktor kremler verdi. Ama anneme göre kremden sonra geçti, gitti. Her yaz yineliyor işte. Ama anlayan mı var. Hala bana kurulama kendi kurusun ferahlarsın diyor defalarca, her ayağımı yıkadığımı gördüğünde ve diretiyor olmaz diye. Anlatıyorum; e krem verdi geçti ya! Oluyor gene. Aaa! Ne biçim iş? Yok o doktorda iş yok, ben dedim sana zeytinyağı sür, geçer dedim! Offf

bu mendil nedir

Bu küçücük mendili ne için kullanıyorsun da her seferinde yıkıyorsun nazlı?

Belki 5 yıldır kullanıyorum, çamaşırların rengi birbirine girmesin diye bi mendil üretmişler ya; ama annem hala soruyor bu nedir diye.


  • Annecim hani çamaşırların rengi birbirine geçmesin diye mendil yapmışlar ya o işte bu.
  • Yaaa??? Hiç duymadım. 
  • Senelerdir kullanıyorum ya. 
  • Yaa hiç söylemedin! 
  • Söyledim unutmuşsun. 
  • Allah allah hiç hatırlamıyorum, söylememişsindir. 
  • Anne her çamaşırı astığında soruyorsun nazlı bu mendil ne diye.
  •  Ya hayır ilk defa görüyorum ben! 


Hiç bişeyi unutmam diye övünür; ama tabi günlük şeyler, teknoloji ve güzel şeyler anılar hariç. Bunları unutur da kötü şeyleri en ince detayına kadar hatırlar, ezberlemiş gibi de defaaalarca anlatır, yaşar, siniri oynar, hasta olur; bu adeta bir fantezi bundan zevk alıyor.

16.03.2015

gözlük hırsızı nazlı

Nazlııı!
Efendim.
Gözlüğümü bulamıyorum.
ben de bakayım mı?
bak.

evin içinde kaybolan eşyalardan biridir annemin gözlüğü, haftada en az 2 kere aynı sahne canlandırılır!!
tırnak makası ve törpü, cımbız, tükenmez kalem, el kremi ve ojeler gibi.
bunların belirli bir yeri yoktur. hiçbir zaman olmadı. annem eskiden tertip düzen delisiydi, evde kıyametler koparırdı bir şeyi bulamadı mı. çığlık çığlığa bizi azarlardı.
herşeyin bir yeri olacaktı. annemin belirlediğine uyardık ama yine kaybolurdu çünkü aslında hep kaybeden kendi olur.
tabi bunu asla asla kabul etmez.
ama öyle.
elinde gezdirir o eşya neyse, sonra aklına başka bişey gelir ya da yapacağı başka şeyler vardır, ona dalar, eskilere dalar vb, elindekini biyere bırakır.
hem de saçma sapan yerlere. aklın durur.
bir gün tırnakmakası ve törpü çarşafların arasından çıkmıştı.
fazladan ya da yedek, misafirlik yorgan, çarşaf gibi şeylerin arasından hurcun içinden de tükenmez kalem!
ayakkabılıkta cımbız.....
ama ben koymuşumdur!!!

kendisi asssla yapmış olamaz. çünkü hafızası çok güçlü ve çok zeki bi insan.
biz zavallı ölümlüler de ondan geriye kalanlarla idare etmek durumunda olan ucubeleriz.


en sık gözlük kaybolur. aslında gözlük takmaktan nefret eder ve hiiiç ihtiyacı olmadığını düşünür.
o gözlüğü aldırana kadar neler çektim. doktora gitmiyor. kabul etmiyor gözü bozuk değilmiş.
sonra bişekilde gittik tabi ki bozuk ama doktora bile işkence etti.

niye bozukmuş, olamazmış, bi yanlışlık varmış.
kapris kapris.
hani bi aletle gözüne bakması için oturup suratını dayaman lazım ya onu yapmıyor.

oturamazmış oraya! koyamazmış kafasını ay!!!! aayy!!


diyor ya gözünüzü bi süre kırpmayın. da görebilsin doktor.

hıı tabi.
2 saniye oturdu kalktı. ay yetermiş. ne kapris me kapris.


ilgiye dikkat çekmeye doymuyor herhalde.

şimdi evin içinde gözlük arıyoruz. ne kadar saçma yer varsa ben bakıyorum. anneme göre saçma oralarda ne işi var gözlüğün. asla koymazmış.
her zaman kayıp şeyler saçma yerlerden çıkar.

asla. öyle şey olmazmış.

yani kendi unutkan değil ama ben ya yalancıyım ya hırsız.
olabilir. kendi haksız çıkmasın da yeter ben oruspu çıksam da olur.

ben salonu ararken döndüm ki çantamı karıştırıyor.

neye bakıyorsun?
gözlük arıyoruz ya!!
ne işi var senin gözlüğünün çantamda?
ne bileyim ben?
....???

belki sen almışsındır!
ben niye alayım senin gözlüğünü anne yaa??
ne bileyim ben?
tabi bir nedene gerek var mı? ben nasıl olsa her zaman kötüyüm suçluyum!
ben öyle mi dedim?
demezsin sen işini bilirsin anca suçlarsın!
aman yemedik çantanı!
mesela çanta sanki.


bu arada lafı mahsus uzatıp odamı karıştırıyor.


ben çalmışımdır belki ha?
ben öyle mi dedim canım??
ne bakıyorsun hala?
e belki buradadır.
ne işi va senin gözlüğünün benim odamda anne??
ne bileyim ben nazlı!!!
Allah Allaaaah çık odamdan git salonda ara! kimbilir dün gazetelerle beraber atmışsındır!!
niye bunak mıyım ben?
ha ben hırsızım yani?
ama eskiden severdin benim gözlüğümü takıp bakmayı??


iyi ki bi çocukken bakmışım merak edip. yafta gibi yapıştı.


25 yıl öncesinden bahsediyorsun??!!
ee?
ne e'si? 35 yaşından senin gözlüğünü niye merak edeyim?
ne bileyim ben??


odamdan çıkarttım ama hala benim aldığımı düşünüyor. odamın yakınından geçerken dikkatle bakıyor içeri.

daha çıkmadı ortaya çünkü ne kadar tırnak makası törpü cımbız ve kalem varsa onlar gibi gazetelerin arasında atıldı bence!!

yok ama ben çalmışımdır. ben yaparım.benden herşey beklenir!






14.03.2015

Sen izledin mi bu filmi?
Daha yeni vizyonda.
Ee tamam izledin mi?
Nasıl izlemiş olacaksam, yapışık kardeş gibi yaşıyor, ayrılmıyor, senkronize hareket ediyoruz, her an peşimde.
Nasıl izlemiş olabilirm? Yeni
nebilim ben? Sorduk.
----
o kadar neffret dolu ki, bi aktörden nefret etse filminden de, herşeyinden. Hem de ben de sevmeyeceğim! Cem yılmaz, tolga çevik, ata demirer vs komedyenlerden ve onların filmlerinden, tahammülü bile yok. çevir şunu ay nefret ediyorum bu adamdan ayyyy! ölsem gitmem filmine asssssla! Sanki biri zorluyor gibi isyanda. Benden de aynı tepki bekleniyor.
bilmem neredeki bilmem ne dükkaını arasana!
ne dükkanını?
nasıl arayayım ki numara yok.

internetten bul!

internet mucizevi ya.

hiç ipucu bile yokken yoktan var eder.

mağaza adı yok, semt adı şüpheli, ne mağazası karmaşık; sadece gördüğü bir şeyi hatırlıyor...

biri bir bilgi girmezse internette yoktan bir şey öğrenemenez bulamazsın ki..hani herşey vardı? neye yaradı ki?
susmaz, üstüne gider, hatırlatır, unutmaz, tekrarlar, tekrar yaşatır! baskıcısın denmesine dayanamdığı gibi sus denmesine hiç dayanamaz. daha da çok konuşur inada, konuyu kapatalım demek bile buna neden olur.
kendi deşarj oluncaya kadar suslaz, sana aldırmaz. kimse ona sus diyemezmiş!!!
kapı kilitleme olayı tekrarı...
Cats have great imaginations even though they're weird
kapıları hep ben kilitlerim ya. kilitliyorum sonra annem çaktırmadan ben unutmuşumdur diye de kilitliyormuş. daha doğrusu kendi kilitlediğini sanıyormuş aslına benim kilitlediğimi açıyormuş!! aylardır...

sabah;
nazlı kapıyı sen mi açtın?
daha yeni kalktım yataktan anne.
ha sen açtın yani?
ay ben açmadım daha yataktan yeni kalktım yaa!!
e kim açtı?
ne bileyim ben?
ama açıktı.
ne ardına kadar mı???
yoo kilidi kilidi nazlı! kilidi!!! o kadar kilitlemiştim nasıl olmuş? sen mi tekrar açtın ki?
ben kilitlemiştim zaten.
hayır kilitlememiştin ben kilitledim.
anne hep ben kilitlerim ya yine burada da ben klitliyorum.
hayır nazlı ben kilitliyorum.
????? hı?
ben kilitliyorum hep sen kilitlemiyorsun ki!!
ben kilitliyorum saat 21.00den sonra nasılsa gelen giden giren çıkan olmaz diye.
aa ben yatmadan önce kilitliyorum ama! saat 22.00 22.30 gibi.
hep ben kilitlerim ya.
ama ben kilitliyorum sen kilitlememiş oluyorsun bakıyorum çevriliyor.
ben ki-lit-li-yo-rum!!
ama ben de kilitliyorum, kaç kere kilitlenir bu dört kere mi?
üç!
dört oluyor demek.
hiç olmuyor ki öyle.
ama oluyor demek. demek sen açmışsın.
açmadım diyorum ya!!
e kim açtı.
ay!!! benim kilitlediğimi sen açıyormuşsun demek anne!
sen benim kilitlediğimi açıyorsundur.
ama önce ben kilitliyorum.
anlamıyorum nasıl oluyor kaç kere kilitleiyor.
anne ben kilitliyordum sen de ben kilitlemedim sanıp, tekrar kilitlemek isteyip yerine açıyormuşsun demek.
ama açmak istemiyorum ki. niye söylemiyorsun ben kilitledim diye??
her zaman ben kilitliyorum niye her gün bunu konuşalım.
ne konuşalım ya?

gene başladı sonra aynı muhabbet, aynı cümleler, her gün!!! işkence resmen.
bir de tekrar ederek yai!!

nazlı sen kilitledin mi?
evet.
önce bakıp kontrol ediyor.
balkonu da kapat.
daha oturuyorum ama sıcak olur.
olmaz sen kapat şimdiden ben yatacağım hadi sen de uyu artık!!!
biraz sonra.
sen kapat her yeri artık bak unutursun.
unutmam!
unuturyorsun.
unutmuyorum.
e kapı?
 kilitledim dedim ya.
tamam buraları da kapat.
yatacağım zaman hala oturuyorum sıcak oluyor.
oturma o zaman yat!
anne saat erken dizi izliyorum!
gidip kapatıyor.
niye kapatıyorsun sıcak diyorum.
çok esiyor üşüyorum ben!
sana oraya gelmez ki.
gelir!
vantiratörü açayım bari.
açma üşütürsün tutuluyorsun!
1 kere tutuldum hayatımda ya.
olsun gene olur.
terleyerek mi oturayım?
yat uyu!!
uykum yok.
bi dene uyursun bi süre sonra.
bu saatte yatmam ki ben.
bir dene bak ne güzel olacak.
zaten gündüz çıkıp enerji harcamadım uyuyamam erkenden.
erken değil nazlı saat 23.00 olmuş!



bu gün terlemedik ki niye duş alıyorsun diye sesleniyor içeri!!!
terlememiz de senkronize olacak..
kararları da kendi verecek. duş alabilir miyim alamazmıyım.
Olumsuz kötü üzüntülü şeyleri hatırlama-hatırlatma sevdalısı. Zevk alıyor resmen. Enerji bile. Tekrar tekrar. Hasta olmaktan da memnun oluyor sanki. Tabi beni de sürükleyecek beraberinde gayet normal, memnun, hep beraber beter olalım!
Sürekli beraberiz, eskiden ders çalışmama saygı duyardı şimdi o da yok. Her an burnumun dibinde. Biraz yüz bulduğu anda da senkronizasyon bekliyor ya da yatağıma uzanıp eskiden yaşadığı olumsuz şeyleri anlatıyor!
4blok ötedeki markete gidip dönünce yoruluyor ve ona yetiyor, bana da yetmeli; anlamıyormuş neden sıkılıyorum? işte evli olsam sıkılmaya vaktim de olmazmış kocam da belki hoş karşılamazmış gezmemi. Ne güzel olur diye hayal ediyor galiba; beni dinlemiyor kocasını dinlemek zorunda, ya da beraber iyice baskı@altına alırız. Yürüyüş bile yapmaz, evde ohhh. Yaptığım da bi halt olsa bari! Anneme göre hem plansız, hem gereksiz şeyler! Herşey belli bi düzende olmalı; önceden bilinir. O yüzden sıkılıp dışarı çıkmama hayret ediyor, anlam vermiyor ve karışıyor. Sanki çok acayip yerlere gidecekmişim gibi davranıp 15dkya bir arıyor bi bahane. Her zaman ki gibi tırnak makası, törpü ve cımbızlar kayıp. Kendi kaybediyor ama hep bana soruyor, ona göre hep bendedir. Benden alıp bir yere koyuyor hatırlamıyor. Genelde gazetelerle beraber sonra çöpe! Haydi yenisini alalım. Bu bi iş mesela ve beraber yapacağız! Kendime ayrı aldım sakladım, buldu, kullandı ve kaybetti. Ayda bir yenisi alınıyor.

1970lerdeki elmalar

Tam ilgimi çeeken bişey bulurum tv'de, dikkatle izlemeye başlarım; hiç ilgisini çekmediği umrunda olmadığı zaten de beni takmadığı için konuşmaya başlar. 1970lerdeki elmalar! Ne güzelmiş, çeşitleri, elma alma hikayeleri. izletmez, söylesem kızar bozulur. Vazgeçerim izlemekten al izle al al der. Yok izlemeyeceğim, izletmiyorsun ki. Napmış ki???? izleme mi demiş???? Demez. Ama zehir etmeyi de engellemeyi de bilir uzman
Her ayakkabıyla çorap giyilmeli. Anlam veremez. Olmazmış! Aa çorapsız mısın? Neredeyse sandaletle de giydirecek! Taktiklerle giydirmeye çalışıyor. çocukken çok yuttum bu numaraları, artık tokum!

asansör _ yanlış anlamalar

Asansöre bindim biri benden önce başka bir kattan basmış demek, önce yukarı çıktı.
Annem de takip etmiş dedektif gibi, endişelenmik bir de bunu tahmin edemeyip. Koşmuş telefona sarılmış.
Asansörden çıkar çıkmaz çaldı.
Nazlııııı?
Efendim anne!
Niye açmıyorsun?
çalmaz ki asansörde!
Niye yukarı çıktın sen?
önceden basmışlar.
Kim basmış??
Komşu anne kim olacak?!
Ee sonra?
Ne sonra?
Ne oldu indin mi orada?
10. katta niye ineyim?
E?
E bindi.
Kim?
Komşu!
Hıı? Sonra indiniz mi?
Ay sonra aşağı indik anne!!
ha iyi indiniz yani.
yok inmedik!!!
aa nerdesin o zaman sen?
damda.
ne işin var damda nazlı??????
offf anneee!!
ne ne?
niye ineyim, niye dama çıkayım yaa?
ne bileyim sen dedin!!

kabahat bende annem ne şakada ne ironiden ne imadan anlar.

Hangi kata geldik onu bile anlamayacam 10. katta inip, orada kalakalacam! O kadar beyinsizim ki!


Kendinin de böyle olmuş, anlamamış, başka katta durmuş, annem de inmiş, basmışlar ama vazgeçmişler herhalde kimse yokmuş. Annem de hiç bakmamış bizim kat sanmış, sarılmış anahtara. Ama anahtar kapıyı açmamış tabi, beni arıyor sen mi evdesin kapıyı kitlemişsin diye?
 Yoo.
 E açılmıyor kapı nazlı!
Yanlış anahtarı sokmuşsundur!
Değil!
Bi daha dene tam girmemiştir.
Ay olmuyor nazlı olmuyor! Aaaa!
Kapıcıyı çağır.
Amaan sen gelsen!
Annecim okuldayım nasıl geleyim?
E ben napacam? Ayakta mı kalacam böyle?
Onun için diyorum kapıcıyı çağır belki o açar!
Açamazsa ya?
O açamazsa ben mi açabileceğim ızbandut gibi adam?
Of nazlı of!
Ne ofu anne? Okuldayım, gelmeye kalksam 1 saat sürer! Sen çağır kapıcıyı!
Amaaaaan bıktım valla bıktım! Sanki o açabilecek napacam ben şimdi kapıda kaldıım!
Açar işte?
Açamaz!
Anahtarcı çağırır o zaman!
Ay istemem ben anahtarcı!
E nolacak ya? Sanki ben gelince omuz atıp açacağım!
Amaaaaan aman bıktım usandım bıktım usandım valla aayyyy ay!
... Söyleniyor ve sövüyor... Ama telefonu kapatmıyor dinleyecem madem gelmiyorum.

Yani böyle bi durumda insan yanında tanıdık olsun ister de bunun için ben okulu bırakıp çekip geleceğim. Aklı sıra beni suçluyor, ben üstünde anahtar unutmuşumdur.

Bi daha anne sinirleneceğine.
Ay olmuyor nazlı aaa anlamıyor musun?
Anlamıyorum zekam yetmez anne!
Diyorum kapıcıyı ara.
üffffff! Anahtarı üstünde unutmayaydın böyle uğraşmayacaktım! Ah nazlı ah ben yaşlıyım yoruldum, kapıda ayakta kalmalara gelemem! Ayy ay!
Anahtar unutmadım ben!
E niye açılmıyor ya unutmuşsun işte!
Unutmadııım.
Bak bakayım çantanda mı unutmuşsundur!

Herşeyden ben suçlu olacağm illa! şeytan Nazlı!

Unutmadım aha burada duydun mu sesini??
Ee niye açılmıyor ya?
Ne bileyim anne, hadi kapat ben arayıp göndereyim sana kapıcıyı.
Aman tamam.

Arıyorum hemen, adam anında bizim hata çıkıyor. Sonra bana dönüyor :
ablaa?!
Hı?
Hanım teyze yok?
Kapıda değil misin sen?
 Ha kapıdayım yok?
Allah allaaah komşuya mı girdi acaba?
Dur sorayım?

Soruyor.

Yok abla komşuda değil.
Dur ben ararım şimdi kapatalım.

Kapatıp annemi arıyorum. çok sinirli açıyor!

Nerede nazlı kapıcı? Ayyyy usandım valla hiç anlamıyorsun beni, yaşlandım ben yorulmaya gelmiyorum ayakta kaldım, çok yoruldum ayyy nazlıı!

Nefes almadan saydırıyor bana!
Ya bi sus! Gelmiş kapıya!
Kim?
Kapıcı?
Hani nazlı yok, ben niye görmüyorum kör müyüm????
Gelmiş kapşı komşuya geçmişsindir diye ona da sordu?
Ay yok kızım burada yok kapıcı aaaa! Yalan mı söylüyorum ben?
Ben mi söylüyorum anne?
Ay bi iki beceremedin yaaa!

O sırada apartman boşluğunda yankılanan sesini duyuyor annemin kapıcımız, meğer annem üç kat yukarı çıkmış da ruhu duymamış!
Bi de bozuluyor buna ama adama belli etmiyor, başkasına edilmez; en yakınını suçla!
9 yıllık evimizi kimbilir kaçıncı kez bana anlatıyor.
Kaça almışız, nasıl almışız, kim ne demiş, odaların kullanışı, sitenin iyi kötü yanları, balkonlar, gidiş dönüş meseleleri, aidat, komşular... Uzun uzun ve detaylı, hiç susmadan ve ben bilmiyorum edasında!
sırf konuşsun da yeter.
aman sen de!!

sigara dumanından bu kadar rahatsız oluyorum diye hep balkonda mı içecekmiş yani???

hep kendini mutfağa mı kapatacakmış hapiste gibi????

 hep her yeri açıyormuşum bu kadar fazlaymış, yaşlıymış o!! üşütürseymüş çok fazla ölebilirmiş bile!!

yaşlıymış o hareket etmesi lazımmış onun! o yüzden evin içinde yürüyüş yapıyormuş!
ben de abartıyormuşum çok.

30 saniye havalandırıyor yahu.

böyle gece yatmadan bile bi tane içmeden uyumuyor. sonra o duman, koku benim odama doluyor. ben mecburen yatmadan önce havalandırmak zorunda kalıyorum.

bunu fark edince de çok kızıyor. o kadar kalorifer parasını boşuna mı ödüyormuşuz biz????

sigara dumanıyla mı uyuyayım ya?? geber de bari!!

olmazmış dolmazmış ki. abartıyormuşum...
doluyor ama inanmıyor.

kalorifer parasıyla üşütmem mesele. duman solumamın bir önemi yok...


Son düşman; mısır gevreği.
Almış atmış çöpe hepsini, yemeyecekmişiz bir daha! Kendi yiyor sanki!
 Ben yemeyecem yani!
Niye?
Haberlerde çıkmış çok zararlıymış, kalp krizi yapabilirmiş sütle beraber! Bunu da pofur pofur sigara içerek diyor.
Mısır gevreği değil ki bunlar diyorum.
Görmüyor musun kör müsün ne bunlar ne ya bunlar???!!
Yulaf gevreği o!
 Hayır mısır mısır kızım aaa!
 Yahu  alan ben yiyen ben!

market alışverişi çilesi.

market alışverişi çilesi.

sebze meyve reyonunda 1 saat deterjanlara 30 saniye bile sabrı yok. ay hadi çok yorulmuş ama!!
tabi sebze meyve alır ama torbaların ağzını hiç bağlamaz. sonra bir şekilde kasaya koyarken ya yere ya sepete dökülür saçılır. annem sinirlenir  kim toplar peki. ben eşşk gibi ben toplarım ve hiç acımaz.
kızım yerlerden sebze topluyor yazık demez, beli ağrır demez; nazlı götünü eğe büke çıkara çıkara toplasın dökülenleri eşşek gibi.

e sen bağla. ben bağlarım zaten ama yetişmek imkansız.
her zman aynı. hiç ders almaz. bu kez dökülmesin bari demez. gene aynı gene aynı.

alır ben bağlarım. ama kaşla göz arasında başka torbaları atıveriri alışveriş arasına, ne almışız bundan aldık mi diyerekten bakarken açar bağlarını öyle bırakır. hatta bunları kim bağlamış diye sinirlendiği bile oldu.
dökülüyor sonra bir yerlere dedim. toplarsın dedi sinirle.
evde sonra ne kadar zor oluyormuş benim haberim varmıymış??
ha senin benden haberin var sanki. hiiiiç umrunda değil. belki eğilip bükülmemden hoşnuttur bile. kendince beni ezmiştir falan ha.

bağlayalım şunu diyorum bişeyi verirken bağlama evde zor oluyor diye kızıp çekiştiriyor elimden. e dökülüyor sonra oraya buraya.
ay dökülsün nazlı aaaaa!
ben topluyorum ama.
iyi topla. Allah Allaaahhh!! topla ne var??

tabi bir tek kendinin gururu var. bende ne gezer? ne haddime??


_______________

 torba sevgisi ayrı mesele. sonra evde torbaları yırtmadan açmak ister. yazıkmış lazım olurmuş
ha ben lazım değilim yerlerden döküntü toplamaya yararım...

hem sinir oluyorum, hem zaten yorulmuş oluyorum, hem gücüme gidiyor hem ters hareketler yapıyorum. bir de hepsini almamı bekliyor. yuvarlanaların da peşinden salak gibi koşacağım.

bayılır torbaya.
illa da bana torbayla taşıtmak ister bişeyleri.

bir zaman elinde taşımak modaydı defter kitaplarını, hala da var da. annem sinir olur illa poşetlerdi.

torba yani öyle düzgün bişey de değil. uyduruk, kırışık, hatta lekeli market torbası.

üniversiteye giderken bile yaptı aynı şeyi.
madem çantamdan bıkmışım torbayla taşıyayımmış.
iial a elime torba sıkıştırır.
hatta ben başka bişeyle ilgilenirken eşyalarımı torbaya koyar verirdi.

çok şahane bişey yapmış gibi.

gözlüklü, sivilceli, şişko, kahkülü kısacık kesilmiş, yetim besleme gibi bir öğrenci elinde de market poşetiyle gidecek okula.. okula gel de mendil yatır barı sırtıma.


___________

market arabasını sürme konusunda da yarışta.
hı.
hep ben sürüyormuşum. bayılıyorum sanki beli sırtı ağrımasın diye .

yok ben süreceğim diyor sonra söylene söylene sinirleniyor işte. hem ben sürecem diyor hem de söyleniyor. böylece bana annesini yoran kötü evlat numarası görüntüsü fala yaratması var...
kötü evlat nazlı annesine market arabası sürdürüp yoruyor, yaşlı annesinin fıtıkları ağrıyor ama
nazlı arabayı almıyor, zavallı anne kötü kalpli pis hain evlat.


eve geliyoruz, bir süre sonra aaaaa diyor yepyeni botun çizilmiş ayyyya ay nazlı ay!!!
kendi çizdi. market arabasını bana çarpıp durduğu yermedi ayağımın da üzerinden geçmeye kalktı.
bir de bana kıymet bilmez muamelesi yapmaya kalkıyor.
sen çaptığında oldu ya.
ben ne zama çarptım kızım sana??
market arabasıyla çarptın ya o zaman.
aman sende!! sen de giymeyeydin o zaman! niye giydin yepyeni şeyi!!


tabi annem gibi yeni şeyler alıp dolapta senelerce ellemeden bekletmeliyim...

sen dedin ya giy bari diye seni dinledim.
aman sen de sanki hep dinliyor da.



hep onu dinlesem kendine hiç bakmayan, evden çıkmayan, sadece pencereden izleyen eskilerini giyen bir zavallı olacağım.

-----

tabi bir şeylere bakarken hep tırmalandım nazzlııı bu kaça? elime verecek ya carrrttt elimi çizer. tırnaklar. gene benden habersiz saçımı düzeltmeye kalktı, ben o sırada onun istediği üzerine bişeyin tarihine bakıyorum. zort parmak gözde.
sürekli düzeltilecek yamuk biriyim ya. saçım bilmem ne ne olmuş. tabiii öyle olmaz!!! düzelt annen nasıl istyorsa öyle duracak saçın!!

----

tabi markette de kendi istedikleri alınacak.
aa tatlı patates varmış diyorum nasıl ki tadı.
hayır diyor hiç iyi değil hiç!
bi denesek bir daha.
ay yok hiç değil iyi berbat.
ben yerim bi.
yok nazlı aaa! kötü tadı feci.
nasıl mesela.
acayip sevmezsin.


kendi sevmemiş mesele o. yediği de teee çocukluğunda yarım yüzyıl önce. bir daha denemesine gerek yok. karar verildi bitti!! yenmeyecek!!! o kadar.
alınmadı. sen al koy sepete.
hıı. yedirir zaten evde. kendi istediği şekilde yumurtayı yemiyorum diye bile kavga çıkarıyor.

tabi zeytin alırken de kendi sevdiği zeytin alınıyor.
benimkinden de 250gram alayım. yok. iyi değilmiş o berbatmış tadı. sen yeme ben yerim. yenecek gibi değilmiş o. yürüyüp gider.

hayıııır merak etmeyin. öyle büyük büyük oynamaz bu rolleri.
minimal oynar ki kimse kızından esirgiyor demesin.
tam aksi bana itiraz edeceği, benim hatalı imajı çizeceğim şeyleri büyük oynar, konuşur ki; duyan benim kabahatli olduğumu düşünsün..


deterjan alacağız. itiraz edip duruyor, söylenip duruyor. çok yorulmuş da ay artık bitmiş de yaşlıymış da ay!!! zaten arabayı sürüyormuş, yorulmuş çok!!

imaj; kötü hain evlat nazlı yaşlı ve yorgun annesine hiç acımıyor, oyalayarak ayakta bekletiyor, üstelik market arabasını da annesine sürdürüp fıtıklarını azdırıyor. ttüüüüüüü pis evlat piiisss..

...

çanta kaybetme meselesi de var.
çantan ağırdır arabaya bırak sen git bilmem ne al.
daha önce de olduğu için tembihledim. aman canım tamam aaaa dedi.

kendi için kendi malı çok kıymetlidir. hele kimliği. ödü kopar ödü. bir yerde çıkartması gerese çıkarmamak için uğraşır. sonra da korkusundan stres yapa yapa defalarca kontrol eder kimliğini almış mı çantasına koymuş mu??

ama gene aynı ben bilmemneleri alırken kendisi bırakmış gezmiş. baktım peynir kısmında.
araba nerede?
ne arabası.
market arabası anne.
bilmem nerede?
ben de sana soruyorum işte.
ben ne bileyim?
sana bıraktım ya nasıl bilmezsin yaa.
aaa bana mı bırakmıştın.
sen dedin ya çantanı da koy git meyve suyu al.
aaaa doğruuu ee araba nerede?
sen nerede bıraktın yaa..


sebzelerin orada bırakıp gitmiş. kendi çantasına sıkı sıkı yapışır, kendi malı kıymetli ama sadece başkasınınkinin farkında bile değil.


aman ne bilsinmiş unutmuş ben aldım sanmış.

____

kasada da tartışma. illa kendi boşaltırmış market arabasını. eğilip eğilip kalkması doğru değil ki. yok yapacakmış. ittiriyor bir de beni. bir yandan da söyleniyor beli ağrımış, çok yorulmuş, yaşlıymış o.


ben yaşlısın desem ima etsem nefret eder çok kızar. hatta üste çıkmak için iyi gebereyim bari der. ama kendi böyle söylenerek, benim onun yorulmasına sebep olduğum imajını çizmeye çalışıyor!!!
Aslında yazlıkta yaşayabilirmişiz tamamen. Ne güzel ufacıkmış, temizliği de daha kolaymış, lazım olan her şey de varmış yakında.
Yaz tatili; balkonda yazlık kıyafetlerle oturup gelen geçeni, yüzen, güneşleneni vb izleyip çekiştirmektir!
Bişey yememi istiyor, istediğin zaman yiyebilirsin diyor her zaman. Ama aslında o söylediği anda yememi istiyor. Tamam istediğim zaman yerim desem de, dayanamıyor, bekleyemiyor. Saat başı hatırlatıyor. istediğin zaman ye diye!
Ohh herşeyi sığıdırdım çantaya nazlı, kuş gibi hafif oldu, zorlanmazsın diyor 3-5 günlük bi yolculuk için çantayı hazırlamış ! 

Zaten baştan herşeyden bir tane götürsek yeter, eskilerinden seç de yıpranmasın yeniler, 1 havlu yeter başlıklarını açtık; planına göre bi şort bi tişört bi külot bi sütyen bi de havlu yeter, saç makyaj bakım malzemelerine hiç gerek yok!

 Oh ne rahat gezeriz!! Ben de mümkün mertebe aza indirgedim ama 1e değil, 5 gün aynı şeyleri giyemem; şimdi demeyin otelin çamaşır hizmetinden yararlanırsınız! 

Annem engeller, zira tiksinirmiş kimbilir kimlerin üstünde neler ettikleri pis çarşaf ya da onun bunun başka pis kıyafetleriyle beraber atarlarmış makinaya, iğrençmiş, öyle giyeceğine kendi kirlimizi giyermişiz!! 

Ya da lavaboda yıkayıverir klimanın altında bi sandalyeye asar kuruturmuşuz! 

Akşam odada tv izleyip uyuyacağımıza göre akşam yıkarmışız işte!! 

Akşam lazım olmazmış; akşam da yaz günü bile olsa bilemedin 20.00'da başlar!! Odaya kapan tv izle, annen uyusun horultu dinle vb... Sonra hayret ettim çantaya baktım; meğer benimkilerin birini bile koymamış; bakmasam öyle üstümdekilerle kalacağım, amaan nolacak kim bilecek kimin umrunda diyecek. Yani hani illa başkaları önemli, benim hislerim falan değil... Yıllardır aynı dava 1 havlu yeter der, kendi önce yıkanır, havluyu bana bi türlü veremez, bekletir, verince de sırılsıklamdır neredeyse seni kurulayamaz!! Durumu anlayınca ay ben de sevinmiştim çanta boş diye diyor! Sonra benimle pazarlık ediyor, bu ne nazlı niye götürüyorsun bunu, bu yeni eskiyecek ! 

Tabi önce sorgu: ne götürüyorsun neden? Ne gerek var götürmesen olmaz mı?? şu bu bi de bu yeter sana nazlı bunları çıkart diye karışma, müdehale etme!! Ben ağır taşımayayım diyeymiş, tabi o da var ama zaten gerek görmüyor ki! Aa bu ne? Makyaj şeyleri taşıma! Aa bu ne? Bunları taşıma! Aa nazlı bu kablolar ne bunları almasan olmaz mı? Açmayız hiç telefonu! Aa bu ne niye 5 kilot var? 1 tane yeter! Daha önce bi keresinde benden habersiz bişeyleri eksiltmişti bile!! Yetermiş napacakmışım o kadar şeyi sanki defile nazlı, kimin umrunda nazlı, kim ne diyecek, sanki 4 gündür aynı şeyi giyiyorsun diye taşa tutacaklar!! Aman nazlı ! Aslındaymış bi el çantasıyla gidecekmişsin! Gittiğin yerden lazım olan bi iki parça şeyi de alırmışsın! 

Asla aldırmaz bir; ikincisi yıllardır bize yeni aldığımız bişeyi yıkayıp ütülemeden giymemeyi öğretti, şimdi aksini istiyor ve unutmuş o günleri aşırı titizsin diyor. Zaten bu yaşta hala evlenip bebek istememem bir tuhaf bir de aşırı titizim! Acaba doktora mı gitsek??? Aman doktora mı gitsek der gitmez ha, sevmez hiç, bir sene boyunca ağrı çekti , gidelim dedi, erteledi, gitmedi!! Zaten yaz geldi, tükmüklü külah ve kaşık yalatma, dondurmandan yalama sahneleri yakındır başlar! -- senin yerine çanta hazırlamaya bayılır ve kendince koduğu şeyler çok doğrudur. Bunun gibi odanı düzenlemesi vardır kendince; bi zaman günlüklerimi bitmiş, eski defter diye çöpe atmışlığı var, eski anket defterimi, ama bitmiiişş!

evlendirme yöntemleri hortluyor!!

istersen evlenme! Evlenme de görelim! Bununla evlenmezsen nazlı seni şişko süleymanla evlendireceğim!! Hani bilgisayardan anlayan terleyen çocuk! Hıhııı görürsün sen!
Ben evlenmeyeceğim deyince böyle diyor. O zaman süleymanla evlenecekmişim, çirkin bebeklerim olacakmış!
çocuk korkutur gibi.
Hıı dedim. Boşuna konuşıyorsun. Evlenmeyeceğim!

Annemde aynı çocukken davrandığı gibi yaptı. Hani bi şey istersin yapmak istemez geçiştirmek ve oyalamak için umursamaz gibi hııı der. öyle ama onunla beraber bir de; kendi sana istemediğin birşey yaptırmak lster yapmazsın o zaman da bi sessiz kalır, manalı bakar kısarak ve kızarak gözlerini süzer hıı tabi der!

Bu ben sana yaptırmasını bilirim küçük hanım sen mi bilecen ben mi? Sen mi yaman ben mi? Ben de sana bunu yaptırtmazsam benim hanım da nadire değil!
Bu ikisinin karışımıydı mimikleri, iyi bilirim...

Anneme göre ben zorlamazsan hiçbişey yaptırılmayan biriyim; demekki yapmak istemiyor demez, illa yaptıracak. istemesen de annenin dediğini yapacaksın ama söylenmeyeceksin de. En sevdiği bana istemediğim şeyleri yaptırmaktır; hatta isteyeceğim bişeyi bile öyle bir üslupta sever ki çekişerek inatlaşarak yapalım; mücadele olsun, meydan okur gibi hissetsin. Zevk alıyor bunlardan...

Annem sevişme kelimesine karşı; mecburen katlanılması gereken bebek yapma eylemi. Ben de öyle düşünüyorum ki evlenmiyorum.
Annem evlenmek istememe sebebimi; adamı hiç sevmememe inanmak yerine benim cinsel açıdan soğuk, hormon sorunu yaşayan biri olduğumu; ilk geceden korktuğumu ve sonrasından da , ruhsuz sevgisiz olduğumu (madem öyle sev bunu! Kendin bulup sevemedin ki), sorumsuz bencil olduğumu (anneme neler diyecek insanlar kızının biri kısır öbürü kız kurusu diyecekler, kendimi düşünmüyorsama annemi düşüneyim de evleneyim, anneme laf gelmesin diye! Yaa o bizim için nelere katlandı, nasıl zor doğurdu, bense onun için şu kadarcık bi iyilği, düşonmeyi çok görüyorum!) düşünmeyi daha çok seviyor.
Bütün gün evden çıkmamak temizlik yapmak, akşam üstü börek çörek yapıp yemek sonra da bağırsak faaliyetlerinden bahsetmek bir keyif! 

Ve hayat budur işte! Yazın bile! Aynı. Bi yerde gördüm aa bilmem kim konsere geliyormuş, hani annemin de sevdiği biri; ama yüzüme o kadar hayretle karışık bir anlamamazlıkla baktı ki, sonra da ee bize ne?dedi. 

Sen seversin. Hıı. Eee? Ee ne napalım nazlı?
 E gidelim. 
aa bize ne gelirse gelsin!!
seversin değişiklik olur.
Aman hiç uğraşamam! Akşam çıkılmazmış başımıza bişey gelirmiş, zaten nasıl dönecekmişiz, ama nasılsa tv'ye çıkıyormuş, izlermişiz işte bize yetermiş!! Bana yetip yetmemesinin bir önemi yok, zaten bana yetmeme ihtimali de yok.
 Mesele gece hayatını sevmemek de değil, hiç yaşamadık ki; ezelden beridir cezalıyız biz! Dul ve yetimlerin bu kadarcık yaşaması keyif alması yeter de artar bile! Pikniğe bile gitmedim hayatımda! Bazı şeyler ailelere göreymiş, yani başında baba olanlara, bizim yokmuş napacamışız gidip yok pikniğe yok akşam yemeğine, erkek yokmuş yanımızda!
Gelirse gelsin bize ne nazlı?
Gider izleriz işte.
Aman hiç lazım değil, sanki kim ne diyecek?
Yani biri sosyal olmamamızı küçümsemezse laf etmezse gereksiz, böyle şeyler keyif için değil gereklilik için olur adeta!
Bazen de anlatır gençkızken ne gezmişler! Yani onlar aileydi ve her hakka sahipti ama biz dul çocukları olarak ömür boyu sosyalliktem men edilmişiz, cezalıyız! Hani ilerde kocamızla gidermişiz! Tabi ben evlenmediğime göre de gidemeyecekmişim!! Ekstra cezalı hem dul kızı hem evlenmemiş!! Yaşamak yok ona hele ki eğlenmek!
Anneme göre başka açıklama bulamıyormuş, düşünmüş taşınmış hem de çok hem de çok! ben cinsellikten korktuğum için evlenmek istemiyormuşum, yoksa böyle adam beğenilmez miymiş, böyle mantıklı düşünülmezmiymiş? Başka açıklama bulamıyormuş! Sevmiyorum'dan anlamıyor, anlayamıyor, kabul etmek istemiyor, kendince bir değişebilir tedavi edilebilir bir açıklama bulmak, yakıştırmak istiyor.... ilacı olsa herşeyin varmış! 

--- beni hiç anlamıyorsun hiç diyor ben senin mutluluğunu istiyorum kızım hiç aksi düşünülebilir mi? O çok daha tecrubeliymiş ve insan sarrafıymış, ve serdar benim için biçilmiş kaftanmış, böylesine bir talip bir fırsat insanın ayağına ömründe ya 1 kere gelir ya da hiç gelmezmiş; ilerde serdar'ı kaçırdım diye ağlar üzülürmüşüm, onun yerine en iyisi evlenmemmiş, bak görecekmişim anneme dua edecekmişim! çok iyi bir evlilik olacakmış hem yardım da edecekmiş!
Tarsus'a gidecekmişim bilmem kime 30TL verecekmişim. 
Gitmeme gerek yok bankadan yatırırım. 
Olur mu? 
Hesap numarasını vesin. 
Yok yok sen git ver gel.
 30TL için niye oraya kadar gideceğim ki??
 Napalım?
 Bankaya işte! 
Yok banka zor. 
Ben Tarsus'ta nereden bulacağım arkadaşını yaa?
 istasyonda karşılar verir dönersin hemen.

yani beni tek başıma Forum avm'ye bile yollamaktan korkuyor ama işine gelince, süper mantığıyla beni 30 tl için Tarsus'a yollayacak ve hemen dönecekmişim parayı verip!!


 30TL için o kadar yol çekilir mi?
 Ne var yürüyecek değilsin ya tren gidiyor zaten! 
Off! 
Ben borçlu kalmam kimseye hadi kalk, git istasyona! Tren saatlerini bile bilmiyoruz. Beklersin Nazlı! Tabi işim gücüm ne?

bak işine gelince nasıl da istediği gibi davranıyor!! gitmedim ne gidecem işim mi yok!!

aman ne var sanki?
ya anne sen değil misin beni foruma tek yollamaktan korkan, o baktı bu baktı, başına bişey gelir diye korkan? şimdi tutmuş da beni Tarsus'a yolluyorsun!
napayım borç borçtur!!
borçlanmayaydın.


sonra anlaşılıyor ki beni birine göstermek için!!
paşazademiz o kadar mühim o kadar muhteşem bir insan ki Mersin'e gelemiyor tanışmaya! ben paşanın ayağına gideceğim. bir de salak gibi haberim olmayacak. ya bakalım beni beğenecekmiymiş haklıymış tabi işi gücü bırakıp niye gelsinmiş buraya??

ben niye gideceğim? benim mi işim yok??
napalım anca böyle kabul ettiler.
Allah razı olsun!! bu zavallı ucube nazlı'yı beğenecekler mi acaba??
iyi işte git bi görsün seni!!
ha görüşün de değil o beni görecek ben görmeyeceğim!! Allahın hödük ucubesi, pasif pislik!!
aaaa  ayıp yahu. napalım anca böyle kabul ettiler.

Allah tuttuğunu altın etsin razı olsun şu zavallı nazlı'ya bir koca Allah rızası için!!!


bu nasıl bir medeniyetsizliktir ve beni aşağılamadır? annem de herşeye razı yeter ki ben evleneyim!!

bari ortak bir buluşma, yemek falan bişey organize edin de tanışalım. görüşelim.
olmadı.
ay gitmişken ayaklarını da yıkayayım, ütülenecek pantolu varsa ütüleyeyim ne de olsa köle diye alıyor, iyice bir sınavdan geçirsinler bu kız iyi hizmet eder mi diye!!

amaan sen de!!




Islak saçla oturmaktan da nefret eder! üşütülürmüş, hemen kurutmak lazımmış. Tamam. Ama iş öyle değil ki. Kurutma makinası annemin odasında, almak için giriyorum; efendim sesimden uyanmış, ödü kopmuş beee! 
Napim kurutma makinasını almam gerek. Biraz daha beklesem olmaz mıymış??? Saçın ıslak kalmasın diye elli kere uyaran, korkan insan bunu diyen!

 O zaman başka yere koyalım makinayı. 

Benim odamda olsa bulamıyor, komidinin çekmecesinde diyorum ama bambaşka şeyler buluyor. Mesela büyük, siyah makyaj çantam; bunun içinde mi derken açıyor ve el becerisinin muhteşemliğini iddia etmesine rağmen içindekilerin hepsini yere döküyor! Sonra da sinirleniyor; hemen yere düşmüşler ve ben tarif etmeyi becerememişim! 

Ya da şarjlı diş fırçamın seyahat kabını buluyor; 

nazzlıı bu nee? diye soruyor!
 Ne sandıysa bir endişe! 
Ne biçim yere koyuyormuşum hiç anlatamıyormuşum, bulamıyor evde dolanıp yoruluyormuş! 

Artık yorulacak yaşta mıymış! Sen dedin komodine koy da oradan alırız (odamın kapısına çok yakın diye). Ama ben ne biçim yerine koymuşum belli değilmiş... işte anne gözünün önünde! Makine yerine başka şeyleri almış eline! 

En iyisi gene kendi odasıymış! E ben alırken seni uyandırıyorum o zaman. O zamanmış kendi uyumadan önce banyo yapacakmışım! Randevu sistemli banyo!
Bi yere gitmeyi planladığını, ya da düşündüğünü söylediğin anda dahil ve müdahil olur!

 Acaba onun yerine bilmem ne markete gitsek de bilmem neler alıp dolaşıp dönsek mi nazlı? boşuna çarşıda bi başına dolanma, yorulma diye! 

Hep böyle; planına dahil olmaya bozmaya bayılır, ona göre bir kadının hele ki kızın tek başına hareket etmesi büyük tehlikedir.

 Diyelim senle geldi gitmek istediğin bi yerleri, yapmak istediğin bişeyleri engeller, onun yerine başka bişey yapmak ister sana da aman ne gerek var şimdi buna, oraya kim gidecek şimdi vb der. 
Yürüyemeyiz oraya kadar nazlı! 

Sen yürüyemezsin ben yürüyebilirim ama bunu ne düşünür ne anlar; ona göre işimiz bitince de aceleyle bir an önce eve dönmek ister. 

işi biter bitmez kendince telaşa ve sıkılmaya başlar, seni huzursuz eder, acele ettirir! Ona göre iş tamam hemen eve ışınlan! 

Ben bi yere daha uğramak isterim oraya yürüyemeyiz diye tutturur, başka zaman bakarsın der ama yalandır kendi karar vermiştir o dediğim yeri sevmiyordur ve benim de gitmemi engeller muhakkak elinden geldiğince.. 

Tamam sıkılıyor diyelim ama bazen de beni bırak teyzemle çık: ama yok beni engellemek, çekişmek, dediğini yaptırmaya çalışmak, yavaşlatmak, acele ettirmek daha zevkli!!


 Kendi sıkıldığı yorulduğu bile değil an, onun için biter ve ona göre nazlı boşa zaman harcayan biri, saçmalıyor hadi eve dönelim!der. ilkokul çocuğuna döner dediğini de yapmazsan, şikayet, dırdır mızmız, bişeyi beğenmez, kendi sıkıldı ya tamam herşey saçma gereksiz boş eve dönelim en iyisi!! 

Hadi nazlı eve dönelim!10dk da bi bu! 

Eve dönünce de çok ayrı kalmış ve kavuşmuş gibi mutlu, 
ohh insanın evi gibisi yok, di mi nazlı? 
Bak zaten saat de geç olmuş! 
Saat 17.00 bile değil!!

 Böyle desen de cevap ama kışın bu saatte hava kararıyor nazlı!! 

Bahar ve yaz gene bi derece kışın saat 15.00 bile anneme göre geç bi saat! -

-- o yıllarca yüzünü bile görmeden sahip olunan, bize dokundurtmadan babamdan bize kalan maaşla aldığı, ve hiç hayrını göremediğimiz, anca kiracıların zevkini sürüp haşadını çıkarttığı yazlıkta bile öyle! Senelerce tadilat, borç; sonra kiracılarla sinir harbi, acısı bizden çıktı tabi annemin öfkesinin; seneler içinde anca 3-4 kere gitmişizdir ve burnumdan gelmiştir!! Havuz kirli girilmez, bakarlar.
En sevdiği şey; ben zaten gerginken ve her halimden belliyken tepeme dikilip en olmadık şeyleri bulup söyleyip beni daha da germek ya da çileden çıkarmak; sonra da asabisin demek!

müdahale sevdası - nazlı'ya darbe girişimleri

Kendi kendime bişey yaparken muhakkak karışır, ona göre o öyle olmaz, yapamıyorsun, ver ben yapayım, bırak ben yapacağım.

 Dün de bugün de değişen bişey yok. çizimime bile karışıyor bu yaşta; o öyle olmaz ki bırak ben çizeyim elimden almaya çalışıyor.

 Zaten annemin o öyle olmaz, ya da kısaca olmazları o kadar çoktur ki! Tamam biri bişeyi ilk kez falan yapıyor, yaptırıyorsan sana beceriksiz görünür, ama bu yapamayacağı anlamına gelmez ki.

 O acemiliğe dayanamıyor annem mesela bana sen yap yemeği der; tepemde gardiyan gibi durup izler ve her hareketim yanlış, hatalı, acemi, beceriksiz gelir.

Bi de bana demez mi yemek yapmak çok zevkli; tabi senin başında gardiyan yok. Sen git kitap oku ben lazım olursa sorarım falan desen gitse bile uzaktan karışır. Duramaz gelir olmazlara başkalar o öyle değil!der durur... Sonunda elinden alır yapamıyorsun beceriksizsin der.

Gel de çileden çıkma bırakmıyorsun ki yapayım?
 Bıraktık da noldu beceriksiz!
ilk defa yapıyoruz ne bekliyorsun ki?sen kimbilir nasıldın?
Ben becerikliydim....
Ya bırak yaparım yapamazsın belli!!
iyi hem yapmıyorsun dersin yardım etmiyorsun hem de böyle! Bi daha mutfağa girersem!! Yapamıyorsun işte!
Tepemde gardiyan gibi müfettiş gibi dikilme sınavda mıyım ben ya??
Bi de çok zevkliymiş sen tepemdeyken ceza gibi!

annem tepemde durduğu ve resmen eziyet ettiği için hiç karışmıyorum ve bu yaşta yumurta kırmaktan başka bişey bilmiyorum!! gerçi onu da yapamıyormuşum!! çünkü kendi istediği gibi yapmıyorum. saplantılı sanki sadece benim yiyeceğim bişey bile annemin zevkine göre yapılacak!!! çünkü o zevkli ve herşyei çok biliyor, benim düşünmeme kendi zevkimin olmasına gerek yok!! annemin istediği gibi yiyeceğim içeceğim yaşayacağım.

Aman tepende durmasam hiç yapamazsın... Anneme göre o bana gösterecek, emredecek ben de yamak ya da köpek gibi koşturacağım, her türlü azarı aşağılamayı da sineye çekeceğim! Sadece o olsa çocukken resmimi bile elimden almıştı yapamıyormuşum öyle olmazmış ki..
_________________


Resim bu yaa hayal gücü üstelik çocuğum; ama o olmaz dedi mi bitti herrrrşeyi bilir o!! önce teklif etti ver ben yapayım sen yapamıyorsun;
yok.
ver ver!
Hayır!
 O öyle olmaz nazlı ne saçma.
Resim bu saçma olsa nolur?
Ollmaaaz! Biçimsiz olmuş olmaz ver ben yapacağım.

 Ben vermedikçe ısrar etmek de zevkli herhalde. Sonra zorla elimden aldı beni kenara ittire ittire gövdesiyle.
çekil bi resmi bile yapamadın bu böyle mi olur???
Bırak ya benim o!
Olmaz nazlı olmaz böyle!!
Başka kağıda yap sen.
Kağıt araya vermem ben bunu düzeltirim verirsin hocana ben resim dersi aldım herhalde senden iyi bilecem kızım, aa resimden sınıfta kalırsın valla!!

Zaten sesimde hiç iş yokmuş; kendinin çok güzel ablamın fena değilmiş. Hiç sportif de değilmişim, matematiğim de kötü ben niye yaşıyorsam!! Neyse resmimi değiştirdi; sırf resimler olsa böyle kağıt işleri falan da değiştirmek isterdi, ben karşı çıkıp karışma deyince de kötüyüm.

hiç karışmazmış hiç kızlarına.
değil mi nazlı??
Ona kalsa eski, 1992'den kalma, teyzeminkini biz almıştık, filmli fotoğraf makinemizle senede 36 fotoğrafla idare edeceğiz! Zaten bir film taktırırdı 36lık, bir sene boyunca o kullanılırdı; bi keresinde film içinde yanmıştı; onca anı gitti ama annemin düşündüğü film masrafı-israfı ve makina bozulmuş mudur?
Bende ne kadar kalem varsa alıp, evin içinde kaybediyor, ya da gazetelerle beraber fark etmeden atıyor. Haftada bir tükenmez kalem kayıplara karışıyor.
nazzzlıı kalem yok sen mi aldın?
Hayır.
Ver bi tane.
vermiştim ya.
yok almışsın işte.
almadım anne gazetelerin arasındadır.
yook almışsın işte bak benimki bu!
hayır o benim ki.
hayır yahu benim bu işte!!
zaten aynısıydı.
neyse benim işte bu ver!!

Bana kalem kalmıyor, bazen de sormadan alır bilgisayarımın önünden, sonra bana lazım olunca ara ki bulasın!
Mesela yaşayamazmış Bodrum'da, sıkılırmış, çok küçük bi yermiş!! 
Sanki Mersin büyük de napıyorsun? 
Mersin'de bişey yok diye iddia etmez mi bir de! Ne güzel bi restoran varmış ne etkinlik. Var işte dolu, saydım ama nafile...

 Esas İstanbul'da yaşamak varmış ama zormuş da... Mersin'de onca etkinlik ayağmıza geldi birine bile gitmek istemedi! Umrunda bile olmadı daha da beğenmiyor, hem Mersin'i hem başka yeri. Zaten bi yere 1 kere gitmeye görsün hani tatil ve otel sendromlarından başka, uzmanı olur. şu an Bodrum uzmanı ve tekneden falan çok bıkmış çok (1 kere bindik)..

dışarı çıkmamak

Benim çıkmamı engellemenin bir yolu da akşam üstü beraber çıkarız diye beni bekletip sonra da çıkamam demek!! 

Haliyle ben de çıkamam sanıyor hem de! 
Hatta karşı; bu saatte çıkılmaz nazlı çıkılmaz! 
Bırak gece hayatını benim akşam hatta akşamüstü hayatım bile yok! 

Yasak bana keyif, dul kızı cezalıdır! 
Saat haziran ayında 17.00!! çıkılmazmış nasıl dönecekmişim???? 
 mecbur kendi de geliyor söylenerek! Sonra da burnumdan getiriyor günü! Hastaymış o hiç düşünmüyormuşum.

 E gelme anne! 34 yaşında memleketimde bi de tek gezemem mi????


ben büyüdükçe geçer bu halleri sanırken artıyor aksine.
 -- 


herşeyden şikayet; asansör yavaş, içi kokuyor, hava gıcık, yollar pis, gidilecek yer uzak, boşuna manasız gidiyoruz, ne güzel evimizin konforunda otururduk, ne alacaksın ki çıkıyoruz? (alman gereken bir ihtiyacın yoksa çıkmak manasızdır), bişey almayacaksan ne diye çıktık?
 Ben oraya girmem, orayı sevmem, buraya gitmem, o hiç güzel değil, ne biçim müzik çalıyor, ay çarpık bacağına şort giymiş, ben olsam yasaklarım, yoruldum, sıkıldım, hadi artık dönelim (sadece 45dk dolaştık), hadi nazlı hadi nazlı, yoruldum, yok oraya oturamam, yok oturmam dönelim artık, neyine yetmiyor bu kadar?

 Ay sanki biz hovardayız! Ne işimiz var bu kadar sokakta? 
Hadi sıkıldım ben dönelim, ay yol çok bozuk, çok kalabalık nefret ederim, yol vermeyi hiç bilmiyorlar, heryer pis balık kokmuş, hiç bişey yok burada ne diye çıktık ki?? 
Ay buralar iğrenç kokuyor nazlı, öegg ıyyy.. Yok artık şunların haline bak iğrenç! 

Nefret ederim ne bu böyle vıcık vıcık sevgililer ıyyy iğrenç (sanki gel dedim, beni hazırlanırken gördü baktı engelleyemiyor bari zehiri zıkkım edeyim dedi sanki)....

 Ha yakınlarına özellikle de bana böyle şikayet, kapris, dırdır, ama başkasına bir anlayış bir uyum meleği rolleri keser. önce de senin böyle enerjini emer sonra başkaları da dahil olmuşsa mutlu, neşeli ve uyumlu rolü oynar hatta senin enerjini emdiğini görmediği için seni suratsız bulur, ay hiç bişeyden memnun olmuyormuşummuş!!! Kimse olmasa da başka ne kadar edebiliyorsa eder zehir ve erkenden eve döndürür... 

Ne o öyle karanlıklara kadar sokakta kalınmaz, biz hovarda mıyız aşofte miyiz, normal insanız, bizim evimiz güzel vb der. Ooohh evimize varmışız daha güzel ne varmış. işte alışverişe gidermişiz şuradakine, herşey varmış orada neyimize yetmezmiş???!!!  demiyor bu genç enerjik, sosyallik ister; işte gençse temizllik yapıp tıkınsın; sosyallikse önce annesinin sonra teyzesi ve bilimum yaşlı hanımın kabus dolu hayat hikayelerini bininci kere dinlesin. 

Neyine yetmiyor? Sanki biz seyyahız sanki biz yolluyuz ne işimiz var sokakta gece??? ( yazın en geç 20.00den sonra kışın 16.00dan sonra...anneme göre geç saatler) . Bazen de yerini hazırlar gibi, bana yutturmaya çalışır gibi örtülü ödenekten beni etkilemeye çalışır; neyse yazlığa da market birazcık daha uzakmış ama yine de yürüyebiliyormuş. 


Ama neyse canım kendinin çıkamadığı zamanlar ben gider alırmışım. Yazar burada seni hiç tek bırakmayacağım, hep beraber çıkacağız, beraber hareket edeceğiz, en önemli ve eğlenceli aktivitemiz markete ve pazara gitmek; sen ancak annen çıkamadığı ender zamanlarda tek çıkabilirsin demek istiyor.
 Ne yazlık ama, kiracıların eskittiği, bizim kırk yılda bir geldiğimide anca ev işi yapıp, balkonda oturduğumuz, evden çok daha küçük ve sıkıcı bir yer. Ne havuz ne güneş; zamanında bizi havuzdan mikrop kapmakla korkutarak engelledi, şimdi de ben aşırı çocuk kalabalığından sıkıldığım için yararlanamıyorum, ama annem memnun ufacıkmış ne güzel.

Yazar burada çarşıdan da, forum'dan da pozcu'dan ve sahildeki güzel yürüyüş alanından da, arada sırada gördüğü arkadaşlarından da uzak, ohh ne güzel nazlı'nın gidecek yeri, bahanesi yok, eğer burada tüm yıl kalırsak hep evde oturmuş olur, beraber markete ve pazara gidip döneriz demek istiyor! Bize yetiyor!
çok sıkıldım ne yapsak? dedim. 

Ee napiim? Bana ne? Ee? Falan gibi anlamayarak ve umursamayarak bakakaldı bi süre suratıma.

 Hani zaten sıkılacak ne var, hayat böyle, sabit yerde, rutin, ama anneme göre belli ve düzenli, tam olması gerektiği gibi. Niye sıkılacan evde otur, temizlik yap, tıkın vb.


 --- 
Narlıkuyu'ya ı gitsek? dedim.
 Gittik ya! dedi.
 2 sene önce.
Ee? 
E bi kere mi gidilir?
 Napacaz zırt pırt Narlıkuyu'ya mı gideceğiz kızım? Saçmalık, yeter seneye gideriz ben bıktım zaten!!

 Bodrum'a 1 kere gittik önce uzmanı sonra bıkkını oldu; İstanbul'da vapur turu yaptık 1 kere önce uzmanı, sonra bıkkını oldu. 
Bodrum küçücükmüş, tamam renkli, cıvıltılıymış ama bişey de yokmuş, zaten oralar bizlere göre değilmiş; gece hayatımız yokmuş ki bizim, nasıl olsunmuş ki zaten. Yasak ya bize! Ama kalabalıkla güzelmiş. Sanki kalabalık olunca katılıyor da! Yo hasta olduğundan, yorgunluğundan değil sadece, sevmemekten hatta nefretten, yasak bize eğlence. öyle bir grup durumunda da zoraki katılır tabi grup yabancıysa, ama ablamlar falansa yok ben gitmem! der.
Zorla gelse de uyumsuz oturur. Ama yabancılarla en çok eğlenen, en neşeli kimselerle yarışır gibi abartır.. Boğaz turu desen doymuş doymuş!tamam çok güzelmiş ama çok bıkmış, usanmış vapurdan falan! Hani bi yeri merak ettiysen 1 kere görmek yeter, ama mesela sevdiğin bir yiyecek var hergün yiyeceksin zehirlenene kadar neredeyse!
Acele etme yavaş yavaş hergün biraz yaparsın nazlı. 

Temizlik yapacağım da. 

Hergün temizlik yapacakmışım ne güzel bir hayat, mutlu olmam, neşelenmem lazım.

 Ne kadar değişik ve çılgınca! Wauv hergün temizlik! Köle ve hizmetçi olarak gelmişim dünyaya!

ya bitsin işte bir an önce.
niye?? yarın da yaparsın.
hergün temizlik mi yapacağım anne?
hıı ne var ki?

bunu söyleyen de biz yetişme çağındayken sadece ev temizliğiyle ilgilendiğini düşündüğü ev kadınlarını sürekli hor gören beğenmeyen eleştiren hatta aşağılayan kişi. şimdi onlar gibi olmamı istiyor

bir diyalog! ya da aslında monolog

Onu çekmene gerek yok nazlı. Nazlıı çekmene gerek yok.
Var bence.
Yok.
Ben öyle istiyorum.
çok kararıyor oda, öyle okuyamazsın, göremezsin!
Görüyorum.
Göremezsin!
Aşırı ışık yansıyor anne gözümü alıyor.
Almaz, aç bunu! (açmak için stor perdeme uzanıyor)
Açma!
Gerek yok buna nazlı çekme!
Var diyorum ya!
Bence yok!
Bence var.
Ama yok nazlı, o ışıkta gözün görmez!
Niye yaşlı mıyım ben?
Off sen de inadından!
Ya çok güneş var ışık gözüme giriyor!
iyi işte güneş gör biraz!
 (tabi yazlık var ama gidip temizlik ve pazar alışverişi yaparak yaşarız, güneşi de evde odada gözüne girerken alırsın, ne mantıklı)

........... kısır döngü adeta. herkese hiiç karışmam ben kızlarıma der, ama odamın perdesini ne zaman açıp kapayacağıma bile kendi karar vermek ister. üstelik iddiacı müdehaleci ve kavgacı. yeter ki kendi dediği olsun! ne kadar uzadı bilmiyorum. annem açıyor ben kapıyorum. sonunda çekti storu gitti. bir süre sonra geldi.

ee kapamışsıın!!!!!

sanıyor ki kendi dediği olacak. o kadar saplantılı ki buna. gözü bişey görmüyor mantığını kaybediyor. gözüme ışık girsin rahatsız ol ekranı göreme, bakma o zama ekrana. git annenle oturup reality şov izle internete bakacağına!!

ben çok düşündüm, en mantıklısını buldum nazlı, sen kafanı yorma!

Ben çok düşündüm nazlı çok düşündüm çok ama çok! 
Uyku uyuyamıyorum düşünmekten. inan bana en mantıklısı bu! 

Ben senin iyiliğin için diyorum, ben her açıdan her olasılığı çük düşündüm çok. Senin için en doğrusu, en mantıklısı bu! Ben senin kötülüğünü ister miyim hiç yavrum?? Ama en mantıklısı bu! 

Ben her şeyi düşünüyorum hep! Aylardır düşünüyorum nazlı! En mantıklısı en doğrusu en iyisi bu! Bak sonra bana teşekkür edeceksin, şükredeceksin iyi ki evlenmişim diyeceksin! En doğrusu en mantıklısı bu çünki!

Bak sen de mantıklı düşün, yaşını düşün, bebekleri düşün beni düşün; zamanla alışacaksın bebeklerini kucağına aldın mı iyi ki evlenmişim diyeceksin; belki de kader böyledir kızım, belki atanamaman daha hayırlıdır, sen belki anne ve evhanımı olmak için doğmuşsundur! Sonra diyeceksin ki işte hayat amacımı buldum evlatlarım! Onlarla var olacaksın! çok mutlu olacaksın inan bana çok!! 

Garantisi var mı anne??? 
Var tabi var! 
Kesin ben çok düşündüm en mantıklısı bu, sen hele bi bebek sahibi ol o zaman beni anlayacaksın ! 

Yıllarca bana çok sinirlisin, aksisin seni nasıl çekecekler? Ya da sen nasıl bebek bakacaksın dedi durdu? öğrencilerin de sevmez seni bile dedi.! Sanki kendini çok seviyorlardı da! Tabi onlara velilerden korktuğu için edemediği, yaptıramadığı şeyleri nasılsa arkamızda kimse yok, kimi kime şikayet edeceksin nasılsa kendi çocuğum diye bize etti! Ama beni sevmeyeceklermiş!

 Ev işlerinden hoşlanmıyorum diye kızardı, hala da, ne efendim çok surat asıyormuşum oflayıp pofluyormuşum ev işi yaparken ben nasıl kendi evimle uğraşacakmışım, insan zevk alırmış ama ben sıkılıyormuşum, hem zaten mecburmuşum görevmiş ben nasıl ev bakacakmışım?? 

şimdi de benden iyi ev kadını olursun diye gaz vermeye çalışıyor! Yemek yapamıyorum diye de kızardı aç kalırmış kocam sonra hep dışarda yemekten hem paramız kalmazmış hem de kimbilir ne biçim hastalıklar kaparmışız! şimdi beni ev kadını yapmak istiyor! 

Senelerce ders diye resmen kansız zulüm gördün en psikolojiğinden, sırası vardı, şimdi de ev kadını olayım diye aynı oyunlar.
 O zaman üni.okumazsam hayatımın mahvolacağıyla ilgili karabasan senaryoları dinlerken şimdi evlenemezsem yalnızlıktan öleceğimle ilgili dinliyorum!! 

Benim yaşımda anne olmak için ölmem gerekirken ben sırf annemi üzmek için bu kadar şahane bir kısmeti geri tepiyormuşum. Hem evlilikte keramet var derlermiş belki de zamanla aşık olurmuşum; hani şart değilmiş ama olmaz da değilmiş varmış öyle örnekler! 

Hem beni birine emanet etmek istiyormuş sonsuza kadar yaşayacak değilmiş ya, ölseymiş ben napacak mışım? Gözü açık gidermiş valla ben evlenmeden ölürsa! Niye emanetim yaa? Ben ahmak mıyım? Olurmuymuş öyle şey ama işte başında biri olsunmuş! 

Anneme göre benim namusumu yani kişilikle ilgili bir şey değil bacak arasındaki, bekaret demek; şimdi annem koruyormuş ama tut ki öldüymüş ne olacakmış??? Sanıyor ki annem başımda olduğu için hala bakireyim, yoksa ben ne anlarım herkesle yatardım annem mani olmasa, başımda olmasa! Yaaa! Sonra evleneyim de bekaretimin sahibi olsun, vajinamın efendisi olsun; hem ne zaman bekaretimi kaybettiğimin yeri, günü, tarihi, saati belli olsun bilinsin delil olsun düğün davetiyesi. En değerli hazlnemi kime resmen teslim ettim elalem bilsin! Yaa. 

Sonra kız kurusu diyen de olur acıyan da belki kusuru vardır da ondan evlenememiştir diyen de kız değilmiş diyen de. Yaa o zaman ne yapacakmışım?? Annem de olmasaymış bi de benim kız olmadığım dedikodusu çıkarsaymış beni kim savunacakmış? işte en iyisi evlenmekmiş bu yüzden, kimse ne bakire değildi diyebilirmiş ne kısır ne kusurlu ne evlenemedi yazık! Başım dik olurmuş hem! üstelik eski dostlar da çatttlarmış; hele arkaarkaya doğurdum mu ölürlermik kıskançlıktan yaa! Hem ilerde böyle bakire avcısı tipler varmış, biri göz dikerseymiş namusuma? O zaman napacakmışım? Ondan sonra annemde yoksa kim savunacak kim koruyacakmış? Ondan sonra hele hiç evlenemezmişim lekelenmişsem! Daha beter bitermiş hayatım, işte en iyisi evlenmekmiş tez elden. 

Zaten sonra ona dua edecekmişim. Korkmama gerek yokmuş yani, annem benim için herşeyi düşünmüş, ama hep de yanımda olamazmış ya bazı şeylere tek başıma katlanmam gerekirmiş, başta zor gelirmiş ama sonra zamanla alışırmış, merak etmeyeyimmiş olmazsaymış beraber doktora da gidermiş, ben utanırmışım ama annem anlatırmış, napalım nasılsa doktorlar varmış. Hiç olmazsa hatta Haydar Dümen'e bile gidermişiz istanbul'a! 

Bak işte herşeyi düşünmüş! Ne diyeceğiz acaba doktora; kızım sevmediği kocasına nasıl tüm görevlerini en iyi şekilde yerine getirebillr öyle bir hap var mı? Mı????? Ben sevmediğim adamla olamam dedim ya başta sev o zaman dedi baktı olacağı yok katlan, ilaç alırız, buna bir görev gibi bakacaksın, mecbur gibi düşüneceksin çünkü bebek için bazı şartlar var kızım; ilaçla hallederiz belki demeye başladı... Hay Allahım!! çok mantıklıymış kendisi ve çok düşünüp bulmuş; eğer ben de mantıklı düşünürsemmiş en doğrusunun bu olduğunu anlayacakmışım! Bu senin düşüncelerin senin mantığın ben sen değilim ben başkasıyım ben Nazlıyım! 

Desen nafile bir kulağında giriyor öbürüne bile ulaşamıyor çünkü kendi düşüncelerinde mantık ve kararında takılı kalmış!!! Kızlık Teslimatı Devir Teslim Töreni'yle kızlığım sahip değiştirecek; önce ailemdi artık nikah karşılığı ve lütufu sperm karşılığ kızlığımı bozarak korumayı ve sahipliği teslim alacak! Köle el değiştiriyor! Teyzeme diyor ki eskiden dersti sınavdı oyalanırdı, bu yaştan sonra başına vurur uğraşmam valla uğraşamam, başına bişey gelecek sonra başıma kalacak, en iyisi bir an önce hayırlı bir kısmetle evlendiriverelim de kurtulalım! Diyorum ya herkese heryerde beni şikayet ediyor, bu yaşa gelmikim hala evlenenmemişim, biri de benden taraf olsun bakalım düşman!

Kızkuruları birliği mi kuracaksınız???? Millet de  annemi duyunca benim tek derdi bu olan boş bi kızcağız sanıyor, gerçi onlara normal de , acıyorlar bir de. Anneme kızıyorum aman acırlar tabi! diyor! Acırlarsa acısınlar! Ben sinir oluyorum! Oooolll! Olursan ol, bu kadar rahatsızsan evleniver gitsin nazlı! Sonsuza kadar temiz kalamazmışım!