26.10.2019

küçük zorba - mini diktatör

tamam mersin'de havalar hala sıcak gidiyor ama yazlık kıyafetlerle gezecek, tüm evi açıp oturacak, geceleri gündüzkinden daha açık kıyafetlerde üstü açık yatılacak kadar değil.
yani isteyen öyle yaşasın uyusun bana ne değil mi?
evet bana ne ama annem asla öyle düşünmez bana ne demez.
kendine güveni o kadar tam ki -zira kendisi prensesler gibi el bebek gül bebek büyütülmüş, özgüvenle sosyal ve herşeyin en kalitelisiyle! zaten ağzı da ufak demek ki asil kan taşıyor!! - sadece kendi düşünceleri değil kendi hisleri de kesin mutlak bilgidir!!!
senin yani benim bir başka indsan bir başka yapı bir başka bünye olmama inanmaz, fena halde karşıdır!!!
çok garip.
hatta manyakça. çünkü kontrol delisi. azalacağına çoğalıyor yaşlandıkça. sanki elinde yeterince kukla olmamışım gibi kendine halsa tüm ruhsal ve fizikselden kaynaklanacak hislerime de kendisi karar verecek.
şu ay geldi yazın aman üşütürüz diye yanıp yakınıp hatta benimle didişerek açtırmadığı kapı-pencere-klima ve vantiratörleri şimdi açıyor. yazlık giyinip evde yanıyorum diye haykırarak dolanıyor ve benim üzerimde de ekstra bir kat görmeye dayanamıyor , çıldırıyor!
-
her sabah bir kere işe giderken giydiğim mevsimlik gömlek-ceketimi saklamış oluyor!!!! dün sabah zaten acelem var, otobüse yetişeceğim - zira artık sevisle değil toplu taşımayla gidiyorum ama annem zerre mana veremiyor, anlayamıyor telaşımı , kaç kere söylesen boşuna ertesi gün başa sarmış oluyor ve gene telaşıma şaşıp yavaşlatmak için sürekli ayağıma dolanıyor adeta_ yetmez gibi bir de ceketlerimi saklamak düştü aklına.
anneme göre büyyyüük iyilik bu!!! o gün sadece incecik bir gömlekle dolanırsam annemin ne kadar haklı olduğunu göreceğim hatta gömlek bile fazla gelecek ve tuvalette içindeki atleti de çıkaracağım!!!!

ya sen bana yazın triko hatta başka bir yaz naylon anorak yelek giydirmek için yırtınan insan değil misin acaba???????????????
herhalde esas mesele kontorlü ele almak! dediğini yaptırtmak. bedeli umurunda değil. istersen migrenin tutsun, üşüt, ateşlen, bronşit ve ya zatürre ol. bunlar senin yanlış giyinmenden oluyordur annen karar verirse olmayacaktır. oysa tam aksi. ne zaman annein aklına uysam hastalanırım. ince giy der üşütürüm, kalın giydirir terlerim üstümde kuruyunca hastalanır ya da tutulurum!

istediğin kadar mantıklıca anlat; benim tansiyonum düşük herhalde onsan de.
inanmaz kabul etmez.
ama işte ne zaman aklına uyup senin istediğin gibi giyinsem hastayım işte!!! hayır bulaşmıştır ondandır.!!!

dün sabah işte acelem var baktım vestiyerden kaçırıp kendi odasındaki dolaba saklamış ceketimi. bir de arsızca sırıtıp koridorun başında beni engellemek için dikilmiş ki çıldırtır insanı!

--
kontrol manyağı oldu iyice. mesela anneme kalsa bir ara ısrarla telkin yoluyla işlemek için yırtındı; kendi odası daha büyükmüş diye tüm giysi dolapları kendi odasında olsun diye tutturdu.
efendim ben odamda rahat edeyimmiş iyiliğim içinmiş! odam küçükmüş zor hareket ediyormuşum rahat edermişimmiş!!!
sanki ben bilmiyorum; tüm eşyalarım kendi odasında olursa kontrol edebilecek.
mesela bir ara kafayı saç kurutma makinası, banyo havluları gibi şeyleri kendi odasında tutmayı.
hatta bir gün baktım benim şifonyeri baştan düzenleyip; şifonyerimdeki tüm havlu ve iç çamaşırlarımı kendi odasına taşımış.
yani kendisi erkenden uyuduğu için kendisi yattıktan sonra iç çamaşırımı değiştiremeyeyim!! ya da banyo yapamayayım!
çünkü kendi uygun gördüğünde banyo yapılmalı evde. çok korkuyor yanlışlıkla oramı buramı ellerim diye!!!- küçükken elinden zor kurtuldum ama mücadelesine devam etti- mesela sivilcelendiğim zaman sırtımda da sivilceler çıkmıştı. anneme göre ben pis olduğum iyi yıkanamadığım için olmuşmuş. kendisi yıkasaymış beni olmazmışmış!
ben yapamıyormuşum pislik içinde kalıyormuşum demekkiymişmiş.
senelerce çektim o sivilceleri -  beni doktora götürmeye yanaşmadı inatla. doktordan hastaneden nefret eder. sürekli beni iğrenç pis olmakla suçladı laf soktu durdu. yumuşak karnımı bulmuştu anlayacağınız. fırsat bu fırsat aşağılayaym özgüveninin alaşağı edeyim durayım; böylece elimde oyuncak olur kuklam olur!! diye sanki. ama söylediklerine de inanaıyordu kesin.
uzuuun zaman sonra kendim gittim doktora. 2. gidişimde peşimden gelmişti ağzını büzüp kaş göz yamulta yamulta söylenerek!!! salak bir doktor mu bilecekmiş kendisi mi!!!
kendisi doğurmuş kendisi!!

sanırsın da bayılıyor bana. sanki çok sevinmiş de çok istemiş. milyon kere 2. çocuk istemediğinin hikayesi erkek bekleyip hayal kırıklığı yaşamasının hikayesini ve doğduğum zaman hiç kimsenin memnun olup da ziyaret falan etmediğinin hikayesini anlatmasını dinledm. ablam için teeee nerelerden kalkıp gelmişler ama benim için uğrayan olmamış. bayılır bu kıyaslama hikayesine bayılır. anlatırken nasıl zevk alır! eğer ortamda ablam varsa salak salak bakarak dinler başka insanlar ensişelenir onlar yerine benim için üzülüyor muyum diye!


anneme kalsa sivilce sorunum ne hormonal ne sonraki zamanlarda anlaşılacağı izere polikistik over yüzünden. kendisi teşhisi koydu çoktan; kendisi yıkamadığı için pislik içinde kalıyorum: kendisi yıkasa beni ve sonrada her yerime sarımsak sürsek geçecek!
tabi sanki kilolu ve sivilceli olmamdan, ezilmişliğim, özgüvensizliğimden ve çekingenliğimden iyice dışlanmıyor ezilmiyormuşum gibi bir de sarımsak kokayım da banimle arkadaşlık eden 3-5 kişi de kaçılıp beni tamamen dışlasınlar.
aaaa ama canım ablacığıma asla reva görmez bunu o göz bebeği ilk göz ağrısı harikulade evladı!
onun da oldu sivilcesi ama kistten değil hormondandı.

doktordan bir suratsız bir söylenerek çıkışı var ki! teatral! adamcağız da özellikle dikkat edip annemi suçlamadı yani aslında. ama annem her lafı evirip çevirip kendine getirdi. ona kalsa ben sivilcelerden kurtulmaktansa öyle kalayım yeterki kendine bir şey denmesin!!!
mesela fındık fıstık cips yemesin demişti. kızartma, çok yağlı da yemesin.
pasta börek çörek de. gençtir canı çeker ama az yesin. yemek isterse siz hatırlatıp engelleyin demişti mahusus. zahir anladı öfkeli suratından.
annem çare aramaz söylenir. sarımsak kokarak dolaşmaksa harika bir çözüm ona göre!!
hatta biraz kilosuna dikkat etse ve kullandığınız şampuan da önemli sırtında alerji yapıyor olabilir, şu şu markaların içeriği daha iyi onlardan kullanın da demişti.
ama öyle laf sokmadan suçlamadan dedi. ama gene de anneme göre kendisini suçluyordu doktor ve annem asla hata yapmazfdı hepsi ben, yıkamadığı içindi o kadar!!!
doktora da siz söyleyin ben yıkayayım nazlıyı kabul etmiyor!! ben de o sıra neredeyse 18 olacağım yani ramak kalmış.
anneme kalsa evleninceye kadar beni kendisi yıkayacak. en büyük korkusu yanlışlıkla kızlığımın bozulması zira.

--- haa bir zamanlar da başka harika tesellileri vardı mesela evlenince geçer.
sanki adamların siki büyülü. sivilcen çıkar evlenince geçer.
kıllanırsın evlenince geçer.
alerjik hapşuruk tutar evlenince geçer.

haa doktorun inadına aylarca daha fazla çerez aldı eve!!! her zaman alınır sever annem beslenelim de ister ama o kadar almazdı inadına inadına fazla fazla alır olmuştu. inadına her gün kızartma yapardı hatta. börek çörek kek kurabiye de cabası.

komplo ya da suikast girişimi gibi bir şey bu. sırf inattan adama hak vermemek için benim sağlığımın mahvolmasına razıydı.

daha ileriki yıllarda daha kilo alıp sonrada polikistik over tanısı konunca da doktorun söylediklerinin inadına inadına davrandı. halbuki o ilk inat silsilesinden sonra nefreti azalınca doktora azaldı inadına çerezler kızartmalar börekler.
ama bir ikinci silsile oldu.
ne demek onu yemeyecek bunu yemeyecek beslenmesin mi yani inadına yedirecem diye 2. bir inat evresi geliştirdiydi.

hala 10 küsür yıl geçti hala arada gelir o inat.
mesela şeker kullanmadığıma sevineceğine inadı tutup yedirmek için yırtındığı oluyor!
sabotaj sanki.

hatta anneme göre zayıfım diye evlenemiyorum. ki zayıf değilim 163 boya 55-56-57 kilolardayım. ama annemin mantığı başka nuh nebiden eski külüstür zamanlardan kalma!
hani boyundan 20 çıkarırsan manken zayıflığında 10 çıkarırsan normal zayıflıkta olursun derler ya anneme göre o eklenecekmiş!!!!!!!!!!!!!!!!! yani ben 83 kilo olmalıymışım. o zaman memelerim büyüyecek ve erkekler beni beğenecekmiş.

------------
ay gene saptım konudan yaram çok olunca.
ceketimi saklamış bir de odasına giden koridorun başında pişkince dikilip yolu kaplıyor ki üşeneyim ve bir gömlekle çıkayım!!!
sen çoğunlukla evdesin ev güneş görüyor diye daha sıcak oluyor dışarısı öyle değil, sonra çalıştığım okul uzakta orası farklı. istediğin kadar anlat nuh der peygamber demez. emin o hislerinden. ya sen istersen çıplak gezip buz dolu küvete yat ben sıcaklanmıyorum. sıcaklanıyorsun farkında değilsin anneme göre.

her sene aynı mesela. ta ki içimizden biri yataktan kalkamayacak hale gelene kadar. ki o zaman da doktora gitmektense beraber gebermemizi diler!!! asla gebereyim de kurtulayım demez çoğul konuşur; geberelim de kurtulalım. ben niye geberiyorum yaa!!!
kendisi olmazsa kızlığım bom diye patlar ablam benimle mi uğraşacak. peşinen geberip kurtarsam hepsini bu dertten!!!! buna benzer garip bir anlayışı vardı bir ara.

---
işte aynı şey banyoya girerken de olsun. annemin odasında kaldı havlu temiz çamaşır ve saç kurutma makinası deyip annemin bilgisi dışında yıkanamamış olayım.
geçende de tepemi attırdı gene. üşenmemiş yatağımdan sinsice battaniyemi çalıp yerine ince bir eski çarşaf koymuş yetermiş örtünmek için hava sıcakmış!!!
mesela desen ki bana bir çarşaf çıkarır mısın; asla bulup da vermeyi beceremez. ne zaman bir şey istesen pişman eder insanı; bulamaz tarif etsem yerini anlamaz dağıtır heryeri bulamadıkça telaşlanır, telaşlandıkça sinirlenir, sinirlendikçe daha da beceriksizleşir tüm dolabı öfkeden yere döküp çıldırır ama sana bir havlu getirip vermeyi beceremez.
bir gün banyo havlumu unutmuşum da aynen böyle oldu. illa onu değil başka tem,z havlu ver diyorum; bulamıyor ki. ne bulduysan onu ver çarşaf olsun sonra yıakrım diyorum: onu da bulamamış ki!!! söylediğim hemde 5 kere belki- yeri değil başka dolapları karıştırıp dağıtmış! sen şifonyerin 2 çekmecesi dersin o gider alakasız yerlerde arar talan eder adeta.
o zaman herhangi bir şey bir bez ver de kurulanayım, soğuk havada ıslak bekliyorum yarım saattir!! aklına pratik çözüm de gelemez ve söylediklerini de anlayamaz annem böyle durumlarda. mesela dökmüş yerlere bir sürü temiz pike birini bununla idare et diyeceğine teeee mutfağa gidip lekeli pis bir sarı temizlik bezi veriyor bana kurulanmam için!!!!!!!!!!!!!!!!!!

mantık ve beceri abidesi.
hasta oldum sayesinde tabi.
eskiden kapılırdım bunlara tam istediği gibi. fırsat vermediği beynimi yıkadığı için dilediğim gibi yıkanamaz giyinemezdim üşüsem battaniye alamazdım.
saçım yağlı kaldı diye  arkadaş buluşmalarını kaçırırdım. kçım büyük dedi diye moralimi bozdu diye ya da. fırsat vermiyor ya da etkiliyor diye ona göre giyinirdim. sürekli bir maduriyet yani.

----------
sinirlenip tersleyerek geçecem koridordan annem büyük iyilik gibi ben sana getireyim diyor.
yavaşladı artık acele zamanlarda işe yaramıyor ve biliyorum ki beni geçiktirince almadan çıkacağımı düşündüğü için oyalanacak; çünkü yaşadım bunları biliyorum.
senin giydiğin şeyi bilmesine rağmen çünkü bu konuda konuşulmuştur milyon kere özellikle yanlış şeyi getirir mesela. ya eski külüstür bir şeyi bulmuştur ki bul getir desen asla beceremez. ya da alakasız uyumsuz bir şey getirir. sen gömlek dersin o sana mont getirir. sen mont desen şifon gömlek verir.
ya almadan çık ya uyumsuz ve sonra mutsuz ol istiyor demek ki. gıcıklığına yapıyor sanki.

bir de dolapta arkalara aralara saklamış mahsus.bulup alamayayım diye sinsi sinsi.

annem sanki Türkçe anlamıyor. isyan edip kızıyorsun ben senin gibi yanmıyorum üşütürüm diye. hayır o karar vermiş. ama üşütüp yataklara düşmeni de sitemez. ama bunları sen kontrol edemezsin.

yahu 40 yıl olacak hala ben başka bir bünyeye kolay üşüyen ve üşüten bir bünyeye sahibim anlamıyor kabul etmiyor ki!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
ya da senelerdir şeker-tuz tüketmememi. unuttuğundan değil sadece kontrol edebilmek için bir manyaklık bir kendiyle micadele challenge falan.

battaniyemi kaldırmış ben de sabah diyeceğim ki ne iyi etmişsin, hastalandım.
anlayamıyor kabul etmiyor bundan değil bulaşmıştır ondan. hava sıcak çırılçıplak buzda oynasak üşütemeyiz yanıyoruz yanıyoruz!!!!!!!!!!!!!

ay menapozda neler çektim ben neleeeer!!! ablam erkenden üniversiteydi evlilikti diye sıvıştı gitti. bütün çileleri ben çektim. sıcaklanıp ocak ayında pencere açık oturulacak diye inatlardan 2 defa bronsit geçirdim ağır. kaç kere tutuldum migrenim azdı bilmiyorum artık. ama anlamaz kabul edemezdi. gezevelik de cabası.

ben iyice çığlık kıyamet azarlayıp kırıp küstürünceye kadar devam eder arsızca arsızca yüzsüzce pişkince!!!
bir ara ben üniversiteye hazırlanıyorum, sivilceli, kilolu, özgüvensiz, stres içindeyim zaten;üstümdeki ders ve sınav baskısı yetmezmiş gibi. bir de ablam evlendi. annemde kıyametler çıldırmalar. o kadar manyakça ders diye tutturan, odamdan çişe çıksam çığlıklarla beni azarlayıp kavga eden, dersin başından işemeye kalktım diye bile benden bir bok olmayacağıyla ilgili manyak ahkamlar kesen, ne tv ne eğlence ne arkadaş görüşmesi, ablayla okul kriti ve kıkırdamasına dahi tahammül edemeyen, aralarda birşarkı dahi dinlemeyeyim diye walkmenimi saklayan: manyak hırslı; okuyacak ders yapacak meslek iş güç sahibi olacaksınız diye saatlerce defalarca nutuklar çeken: hırsından çatlayan annem gitti yerine beni gecenin körlerinde ablam hakkında konuşmak için dürterek uyandıran ve sabaha kadar uyutmayıp konuşan kadın geldi.
ders çalışacağım zamanlarda da börek meyve getirdim bahanesiyle dibimde kalıp saatlerce susmadan ablam-damadı-dünürler hakkında nefes almadan konuşan annem geldi.
böyle bencillik böyle çelişki görülmemiş.
odamdan işemeye çıktığım için okuyamayıp mahvolup koca elinde sokaklarda sürünecek olan da bendim ders çalışmak yerine annemi dinlerden hiç sorun değildi ama. dikkatim dağılıyor de o zaman da dünyanın en kötü en bencil pislik nankör evladı ve kardeşi sen olursun. sanırsın ablanı 2 şeker için pezevenklere satıp parçalanarak ölümüne sebep olmuşsun.

gecenin köründe uyuyamamış götümü elleyerek uyandırıyordu beni. ki nefret ederim aniden uyandırılmaktan. okula giderken bile uyandırmasın diye ne çileler çektim ben. ama gece elleye elleye uyandırıyor ne uykusuz kalmamdan ne irkilmemden ne bir zamanlar olduğu gibi çarpıntım ya da baş dönmem olmasından endişeli: umurunda değil!!!! arayacakmışım ablamı boşan da gel diye ikna edecekmişim!!!

bunu milyonlarca kez duydum. milyonlarca ama. kendisi telefon edip yalanla nazlı sana bir şey diyecekmiş diye telefonu bana verip dibimde beni çimdikleyerek boşan gel abla dedirtmek için neler yaptı neler!!! demedim. biliyordum çünkü bunu bir gün benim aleyhime kullanacağını. diyelim o anda değil 2 sene sonra belki de 55 sene sonra boşanası tutsa ablamın annem diyecekti ki;

sen şu şu tarih bu bu dakikada boşan demiştin senin yüzünden! hatta o günü en manyak en saçma detayına kadar hatırlayıp, mesela ne yemişiz ne demişim ne giymişiz hava nasılmış komşuyu görmiş mü tv'da ne vardı saçımız nasıldı vb hatırlayıp bu detayları hatırlamasının kesinliğini bile beni suçlamada kullanacak ama 'sen dedirttin' dersem o kısmı asla hatırlamayacaktı.

benzerini yaşamşımdır. demedim.
nedne boşandındı ki? gayet anlaşıyorlardı, eniştem de ailesi de iyi insanlardı. ve ablamın eğitimini engellemeyeceğine yemin etmişti adamcağız. sadece annem bunu kabullenemiyordu. kendi kontrolü dışında gelişmişti çünkü.
2 sene boşan dedi durdu; benim demem için uğraştı. ankara'ya gidip gelip saçma şeylere müdehaleler mi kavgalar mı yaşandı. mesela ablamların su bardakları nerede duracakmış diye üç ay kavga edildi. tabi dünür de az değildi inatlaştılar.

ha annemin hayal güzü ve anlayışına göre de; ablam boşanıp ve okulunu bırakıp eve gelecekti, bir daha da asla okula dönmeyecek, ablam üzülmesin kıskanmasın diye de ben de üniversiteye gidemeyecektim!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! ne manyakça ama!! ama anneme göre böyle olacaktı ve razu-ıydı bunlara yeter ki ablam boşansın. tut ki oldu, ama seneler sonra ablamın okula dönesi tutsa ve dönse annem desteklerdi. ben de okumamışlığımla kalakalır hatta azarlama aşağılama konusu olurdu bu durum. ablam da eminim ki geriye dönüp bakmazdı. nazlı üzülür mü içeler mi diye. nasılsa annesi nazlı'ya hak görmüyor o niye görsündü.

sonunda kendileri yüzünden kavga ede ede ablamla eniştem bozuşup ayrılmaya karar verdilerdi. annem çok mu sevindi sandınız. göbek atmıştır mı dediniz. aksine.

bir gün dershanedeydim; o zamanlar neyse ki cep telefonu yaygınlaşmamıştı, yoksa derste de annemi dinlemek zorunda kalırdım. dershaneyi aramış komşular "nazlı gelsin annesi hastanede!!" diye.
sen benim korkumu bir düşün!!! babam ölmüş zaten bencil ve salak ablam evlenmiş, ben daha okumaya başlamamışım annem öldü biçare kaldım sanırken; annemi hastanede yatakta sinir krizi geçirirken buluyorum.

yeri göğü inletiyor! günde buluştukları kadınlar getirmiş hastaneye. gün sırasında ablam atayıp biz boşanacağız demiş. annem de bayılmış. hastanede ayılınca da yatakta tepinmeye çığlıklar atmaya başlamış.
ben elimde defterler geliyorum karılar da salak salak diyor ki kızım boşanma bak annen ne halde üzüntüden.
lan ben değilim boşanan öğrenciyim ben.
olsun sen boşanma!
lan ablam ablamdır o!!!

annem feryat figan karılar tiyatro izler gibi izliyor annem salak salak ben naapacaksam artık aklınca - hani beyinsizdim hani başarısızdım hani senin kadar şahane mükemmel güzel zeki becerikli başarılı vb değildim! salak şişko sivilceli pis saçlı bir andavallıydım!! noldu benden çare bekşyorsun o kadar!!!!!!!!!!!!!!!!!

nazlı ablan boşanıyor nazlı ablan boşanıyor nazlı ablan boşanıyor nazlı ablan boşanıyor  diye yırtınıyor!!!!!!!!!!!!!!!!!!! sonra da bana niye ağlamıyorsun diyor. ben de bayılıp tepineyim ben de hasta olayım!!!!!!!!!!!!!! hatta o an inme geçirip yamuk kalsam!!!!!

e sen dedin.
ne?????
sen diyorsun hep boşan kızım dön gel diye, dediğin oluyor demek!!!!!!!!!!!

ama ondan da memnun değil ki. ee şimdi ne için kafa ütüleyecek ne için gece uyandırıp sigarasını içeri üfleyerek konuşacak???????????????

sakinleştirici yapmış da doktor uyusun manyak diye. salak ablam da beni evden arıyormuş defalarca. nasıl aynı anda 2 yerde birden olacaksam bu geri zekalılıkla artık bilmem döndikten sonra sitem ediyor bir de!! yanında olmamışım bu zamanda.

lan beyinsiz annemiz hastaneye kaldırılmış karga tulumba be!!!


anneme göre ben ağlayıp üzülmemişim ablam boşanıyor diye
ablama göre telefonunu açıp dertleşmemişim paylaşmamışım!! cep telefonu yok ha ondan diyorum.

nasıl hem aynı anda hem hastanede annemin yanında ağlayarak yerlerde dövünüp hem de evde ablamla telefonda konuşabileceğim acaba??????????????????????
ben azarlayıp sövünce anca jetonu düştüydü bencil ablamın!
alan beyinsiz man kafa  ben anam da öldü öksüz kaldım diye hastanelere koşuyorum sen evde telefonda beni dinlemedin açmadın diyorsun!!!!!!!!!!!!!!
ne annemin hastanelik oması ne iğneler yemesi ne boyun fıtığının azması alakadar etti ablamı.

annemi de benim endişem telaşım arada kalmam.
anca kendilerini düşündüler.

uzun zaman anneme göre yeterince üzülmemiştim ablama göre de derdine ortak olmamıştım!!!!!!!!!!!1 hiç ben ne haldeyim görmediler. ben stresten kurdeşen dökmüştüm doktorluk olmuştum lan!!! sanki aknelerim yetmiyor gibi.


hah tam o sıralarda annem beni sorgulamaya başlamıştı; ben mi demişim boşan diye ki dememiştim inatla. demedim demedim. sen mi dedin demedim.


sen mi dedin demedim.sen mi dedin demedim.sen mi dedin demedim.sen mi dedin demedim.

yaa 2 sene her gün sen demedin mi kızım olmuyorsa boşan gel diye!!!!!!!!!!!
sen demedin mi inkar mı ediyorsun!!!!!!!!!!!!!!!

aynı mevzuda ne kavgalar etti benle. açığımı yakalamak istercesine alakasız zamanlarda gene sordu. sanki ben desem de beni dinleyecekti -  ki bu cümleyi anneme dahi kurmadım zira anında aleyhime delil olarak kullanırdı.

hımmmm demek ki nazlı demiş de ondan boşanıyor. mahvettin ablanın hayatını!! derdi.

her sabah her akşam sen mi dedin!!! ya sen her gün demedin mi boşan kızım dön gel diye. dedin mi demedin mi!!!! sen dururken beni mi dinleyecekti sanki de ben söyleyecektim. beni dinler mi sanki hiç dinlemiş mi ki!!!!!!!!!!!!!

bütün bu bencil ve manyakça süreçte sınavı kazanacak gücüm kalmadı bir yılım gitti. ama asşa 1 kere dahi olsun ne ablam ne annem beni olumsuz etkilediklerini düşündüler. asla. hep benim suçumdu!

diyor ki bir gün madem dikkatin dağılıyordu kızım söylesen gider bırakırdım seni kitabınla başbaşa!!!!!!!! nasıl yalan ama nasıl. ne şekillerde söyledim umurunda olmadı. iyilikle güzellikle kavgayla bağırıp çağırarak, hakaret bile ettim hakaret!!!!!!!!!!!!!!!!! gene de o an için küstü de sustu ama takatım kalmıyordu dersi anlamaya. arsızca gece uyandırırdı ya birde!!! söyleseymişimmiş!!!!!!

meğer boşanacakları falan yokmuş sırf kaynanalar savaşından etkilenmişler; 20 seneden fazla oldu; çocukları bile olmuyor da hala ayrılmıyorlar.
tabi kaynanalara soracak olsan ne kadar sevmişler hem de ilk görüşte gelininin-damadını!!!!!!!!!

dünürü bilmem ama annem damadı için uzun yıllar sapıkça ölümler diledi.!!!!!!!! ne beddualar ne beddualar. şimdi kendisi inanıyor ilk gördüğünde ve her aman ne kadar beğenmiş de sevmiş de değil mi nazlı diyor bana bir de!!!

lan trenin altında kalıp on bin parçaya bölünsün diye dualar etmedin mi adam istanbul'a falan giderken?????????????*
uçağı marmara denizinin dibine çakılsın diye??????????????* bilmem ne zaman olmuş da unutammaış aynısı olsun inşallah diye bağrarak tepinmedin mi?????? ben ama ya uçakta bebekler çocuklar da varsa dediğimde beter olsunlar hepsi beraber gömülsün diye yere tepine tepine bağırmadın mı????????????????????????
daha ne fanteziler. kurt sürüsü parçalasın da arabası yanıp kül olsun da çukurlara kuyulara düşüp çıkamasında................
resmen bir ara fantezisi olmuştu garip ölümler annem için.

annesi üzülür deyince nasıl da kendini değil beni kötü ve hain görmüştün de kendini değil kaynanayı düşünüyorum diye azarlamıştın????????? hem de tekrar tekrar. hazır eziklemenin fırsatını bulmuşken neden yararlanmasın bundan!!!!!!!!!!!!!!!

ablam üzülür deyince de.

senelerce ayrılsınlar diye neler dedi neler; hem lafla karıştı hem gidip bizzat karıştı. ama tam başarılı olunca da boşanıyor ablan diye kendini yerden yere vurdu.

sorsan dünyanın en mantıklı en vicdanlı en zeki en anlayışlı en medeni en ahlaklı en adaletli insanı falanmış kendisi.













Hiç yorum yok:

Yorum Gönder