Alışkanlık, tutunmak, yer beğenmeme, kazalar, Sakarlık, Korkular, yön duygusu ve popo takıntısı.
Eskiden yön bulma duygusu çok kuvvetliydi, bilmediği bi şehirde bile anında yolunu, yönünü vb bulurdu, bu yüzden bize hiç iş düşmezdi. Hala öyle olduğu iddiasında ama maalesef değil. Gerek göz bozukluğu ve inatla gözlük inkarı gerekse kulak tıkanıklığı ve yaş; azaldı o beceri.
Hatta inkar etse de farkında ve bu yüzden korkular oluştu. Mesela kaybolmak! Kendi şehrinde nasıl kaybolacaksan artık??
Yazmıştım ama hep olan şey; bi yere gider dönerken tedirgin. Dolmuşa binelim der ama tedirgin: hep aynı sorunsal ya bizim oradan geçmiyorsa?
Yıllardır aynı semtte oturuyoruz, eskiden daha şehirdışı gibiydi ama zamanla her yer başka sitelerle doldu ve yıllardır da ayynı dolmuş ve otobüsler geçiyor, hiç değişmiyor.
Tabi gel de bunu anneme anlat! Ya değişmişse Nazlı????
3 kere sormazsa çatlar, sonra da bizi yabancı, yeni taşınmış sanırlar buna da acayip bozulur. isyan ede ede bir hal olur bitmez söylenmeleri.
Güzergahı da bilemiyor ki öğrenemiyor.
Başka bi dolmuş var mesela, az bi değişik yoldan geçip sonra gene bizim her zamanki caddeye kırılıyor. Yıllardır aynı. Ama öğrenemiyor. O dolmuşa binersek bir telaş bir telaş; ayyy Nazlııı yanlış binmişiz!!
Yok yok geçecek o yola anne.
Ay durun durun yanlış yanlış binmişiz!
Doğru anne güzeegah farklı dur!
Dinlemediği için de hemen ayaklanır! Ona göre Nazlı sadece ağzını açıp kapatıyor herhalde duymuyor bile. Anlaması dinlemesi için illa da dokunmam lazım!
O zaman da haa öyle mi niye demiyorsuun?????
Dedim.
Demedin!
Dedim anne hem binmeden hem şimdi!
Ee inelim mi?
Niye inelim bizim oradan geçecek?
Geçecek mi?
Evet!
Ama bana inanmaz, güvenmez ya kaybolursak? illa da şöföre sorar, dediğini de duysa bari. Başkaları onaylayınca anlar inanır.
E ben dediim!
Ne bileyim emin olalım Nazlı, ya değişmişse?????
Ayyyy. Sonra yabancı, yerli değil, yaşlı teyze muamelesi yapıldı mı çok içerliyor! Bozuluyor. Ama öyle davranıyorsun. Yol boyunca da sorar sırf araca binerken yetmez hem de.
Hep tedirgin hep. Bu yüzden de hep dipdibe oturalım istiyor ama her zaman da mümkün olmuyor. Uzaktan bana el kol etmeden duramaz. illa yanında ister ne pahasına olursa olsun.???
Ha tabi bir de para verme telaşesi var. Niyeyse. Böyle durumlarda çocuk ya da genç vermez mi ücreti. illa da ben verecem.
Hatta bi keresin de öyle bi düştü ki yere boylu boyunca serilmişti.
Ondan sonra efendim tövbe etti bi daha kalmayacakmış ücreti ödemeye. Kalkma tabi, yeni yetmeler bile utanmadan ona buna uzattırıyor, sen o yaşta niye kalkıyorsun ki?
Ama dinler mi kendi sözünü? Duramıyor niyeyse benle bi yarış içine mi girmiş hissediyor anlamıyorum. Kaç kere de öyle iki defa para ödenmiş. Ben zaten vermiştim bir de oturduğu yerden uzattırmış. E söylemediin diyor, niye her defasında söyleyeyim, zaten hep ben veririm. Her seferinde de ben veririm ücreti sen otur deyince bozuluyor; tamam aman anladık!
Yine benzer olacak ama hayatım tekerrürden ibaret ben napayım?
Popo takıntısı malum artık. Kah erkekler bakıyor kah çok bakıyorlar demeleri kah kendinin gözünü dikip incelemesi kah tutunmaya çalışması!
Hıhı evet annem popoma tutunmaya çalışıyor. Ya da popomdan mı denir.
Bi zamanlar aklına estimi avuçlaması, çimdiklemesi vardı; espri sanıyordu bunu, ya da şaka. Ortalık yerde mıncıklar çimdiklerdi. Maalesef annem dışarda gösteri yapar. Evlatlarını ne çok düşünüyor, ne kadar sevgi dolu ne kadar anlayışlı desinler diye çabalar. Ama işin gerçek yüzü sürekli eleştirip kısıtlar yönetmek ister. Evde ve dışarda farklı. üstelik böyle olduğunu fark etmek ve dile getirmek yasak. Pardon yasak kelimesi yasak! Yüzüne vurmayacan aptal gibi kanacan bekler....
Bi de yürürken yanyana kolunu popoma çarpması vardı. Sonra geçti ama bi ara hep böyleydi. Niyeyse. Yürürken insanın kolu sallanır ya anneminki illa da gellr popoma çarpardı. Dokunmak, değmek demiyorum baya bildiğin çarpardı.
Son yıllarda zaten popona bakıyorlar saplantısı olmuştu, kendinden başka da öyle bakan, gözünü diken yok valla. Bu yüzden arkamdan ve çok yakınımdan yürüyerek beni koruduğunu varsayıyor ama daha beter kazalara sebep oluyordu. Bileğime bacağıma tekmeler geçirip morartmak bir yana defalarca çelme takar gibi düşmeme sebep oldu. Küçük çarpışmalar da tabi. Aniden bişey olur diyelim yolda basmaman gereken bir yer, bişey, önüne geçen biri, bi çeşit engel, napasın bu durumda? Duraklarsın, yavaşlarsın ya da durmak zorunda kalırsın ve ya yön değiştirirsin.
Ama noluyordu o zaman. Küüt annem bana çarpıyor. Bi kaç defa öyle şiddetli çartı ki sarsıldım düşecek oldum dengem bozuldu.
Niye fark etmiyor yol durumunu gözü kalçamda çünkü herhalde.
Bi de anlamaz ki komedi; çarparsa benim suçum ve nedensiz yavaşladım ya da durdum ve iter bazen de hem de abanarak????
Saçma ama öyle. Hatta bi gon kızmak zorunda kaldım öyle itti ve itme dememe aldırmadı ki. Ya önümde çocuk var hızım kesildi var gücüyle bastırıyor beni yürü diyor. Ona göre bir engel falan olamaz tamamen Nazlı'nın salaklığı!
Bazen tüm gövdesiyle iter, sırtımdan ama popomu avuçlayarak itmeye de bayılır.
iki eliyle popo yanaklarımı sıkı sıkı tutarak iter!
Gerçekten. Saçma ama öyle.
Füze gibi de değil hani popom sanki Kim Kardeshian'ım. Alakası yok.
Ha bir de tutunmak var!
Evet annem popoma tutunabileceğine inanıyor olmalı.
Yok aslında tutunması icap eden durumlarda neye nereye tutunduğuna hiiç dikkat etmez. Düşmemek için odaklandığı için düşünmez. Düşüncelerden bağımsız gibi kolları, elleri çalışır; boşlukta savrulan ahtapot kolları gibi, eline ne gelirse umutsuzca yapışıp asılır.
Mesela bi keresinde şortumun beline yapıştı düşerken, ama başarılı olamamış tam eli kayarak şortumun paçasına kadar inmişti. Allahtan düşmedi şort! Düşse popom açılsa inan ruhu duymaz. O kadar dalıyor ki kendine.
Başka bi sefer de askılı bluzumun askısına, sütyen askıma yapışmıştı.
indirdi, sündürdü ama neyseki göğsümü açamadı şükür.
Başka bi zaman da atkıma asılmıştı :) ???????
Niye koluma yapışmıyor da saçma yerlere? O anda neyere tutunduğunun bir önemi olmuyor, farkına varmıyor. Düşmemeye odaklı. Ayağ kalkınca, atlatınca da hiç bişey demez, hala kendine odaklı söylenir umursamaz. Farkına varmaz. Söylesen de sen suçlusun, düşsün müymüş yani???? Hani çok önemliydi namus, bazı yerlerin görülemesi, usturuplu giyinmek falan. Olsun anadan doğma kalsan ne olur ortalık yerde düşmesin yeter! Ya da canın acısa ne olur düşsün mü yani???
Tabi tutunurken de cırmalar tırnaklarıyla!
şortuma tutunurken de askıma da boylu boyunca sürtünüp cırmalayarak anca tutunıyor.
Elinde eşya taşırken de sürekli bacağıma çarpar, tekme geçirir yürürken, otururken, tırmalar. Ruhu duymaz. Sonra da aa ne olmuş orana der ve sen yani ben sen ettin ya dememeliyim bu kavga sebebidir! Tamam bilerek değil ama bi çeşit sakarlık var, bunu kabul edeceğlne yaralan berelen ortalık yerde donun insin ama çeneni kapalı tut.
Geçende aaa bacağında varis başlamış seninde!! Diyor.
Benle de herşeyle de ilgili kötü şeylere inanmaya pek meyilli.
Her ay adet gördüğümü bildirmem gerekirmik gibi görmediğimi sanmış ve menapoza girdiğime inanmış? Niyeyse kendi kendine beni yaşlı kadın sınıfına sokmaya pek meyilli.
Varis değil o morarmış.
Yok varis başlangıcı!
Morluk anne sehpaya çarptım ya.
Te orayı mı???
çarpma morarma yerine varis olsun sanki! Evet evin içi tıka basa eşya dolu olduğundan hem de en çok sehpa, ben de çarpıyorum ister istemez.
****Neyse neydiii son misal; Tutunmak; nereye olursa olsun vakası.
Bi ahtapot el vakası daha.
Bu kez işin içine dolmuş ve ücret uzatma yarışması da dahil.
Bindik annem boş koltuğa yöneldi, ben de her zaman ki gibi çoktan çıkartıp hazırladığım bozuk paraları şöföre uzatmaya gittim.
Ha tabi annem yer beğenemediği için de sürekli yer değiştirme hevesindedir ama bu kazalara da yol açar. Kaç kere sendeledi, kaç kere düştü. Ama ders almıyor kesinlikle.
işte bi keresinde yer değişecem diye dengesini kaybedip dolmuşta yere tam olarak yüzükoyun serilmişti! Resmen uzandı. O kadar da sinirleniyor ki tabi insanın gücüne gidiyor ama suçlayacak insan arıyor. illa da başkası suçlu olacak, deşarj olacak. Evet bazen ani frenler gazlar yapıyor şöförler, iyi kullanamayanlar var ama o kez valla da iyi sürüyordu.
Ama yok burdan esiyor yok burası hava almıyor yok sıkışık yok çok gelen geçen oluyor ve daha bulabileceği yüzlerce sebepten dolayı yer değiştirmek ister. Sonu da bu. Benim de arkam dönüktü. Ama gene ben suçluyum!
Rambo ve süper kahraman olduğum için hem tutunmadan ayakta durup hem parayı verip hem de annemi tutmalıdım!
Aa hayır ne rambo ne kahramanım yaşlı ve hastalıklı bir kızım ya hani???
Ama kolum uzakta olduğu için tutunamamış düşmüş!!
E o gezideki yokuş gibi koluna tüm ağırlığıyla 53-55 kilo asılıp kolumu kopartırdın artık! Olsuuun.kopsun çıksın. Yeter ki düşmesin.
Ya tamam dükmesin de ama dikkatli olduğu için! Benim de külodum sütyenim açılmasın kolum da kopmasın!
Hem kendi gençliğinde ne kadar dengeli ve kuvvetli olduğuyla övünüp beni küçümser; hem bu küçümsemesine rağmen tek kolumla kendini tutup taşıyabileceğime de inanır?????
Uyarmama rağmen yapar. Erkek değim ki ben ne kasım olacak, kendim kadar ağırlığı nasıl taşıyayım.
Kendi ağırlığımı nasıl taşıyayım demiştim. Anlamamış. Sanmış ki ben kendimi taşıyamıyorum!!!
Ha bu son olay: yine ben parayı ödemek için şöföre uzanmışım annem yer bulup oturacağına peşimde bana para verme derdine düşmüş. O sırada dolmuş hareket etmeye başlayınca dengesini kaybetmiş. Veee nereye tutunmaya çalışıyor? Tam arkamda olduğu için popoma!
Kolum değll, çantam değil, koltuğun kenarı falan değil. Popom!
Tabi aniden biri poponu çok da sert ve sıkı bi şekilde tutmaya kalkınca napasın?
Hem irkildiğin hem acıdığı için ay der çekilirsin. Ama hayır etini kopartır gibi de olsa dikilip duracaksın. Mış!
Kolum duruyor öyle, çantam falan yok popom. Ama nasıl avuçlamak sıkmak öyle, bu kadar olur daha da asılmaya çalışıyor düşmemek için hatta doğrulmak için. Ay deyip döndüm gayri ihtiyari ama bırakmamak için daha da sıkıyor popo loblarımı.popomdan tutunarak düşmeyecek ve doğrulacakmış. Bir elimi veriyorum ama onu tutacağına hala popomu tutma derdinde. Sonunda kaya kaya yığıldı yere ben suçluyum tabi dönmesem kalkarmış!
Ya bari koluma gir omzuma asıl ne bileyim belime sarıl değil mi popo ne yaa.
Cidden çok acıdı, iyi morarmadı.
Canın yandı mı diyeceğine de dönmeseydin düşmezdim diye dırdır ediyor.
Nasıl dönmeyeyim ortalık yerde popom avuçlanmış???
E annem tutumuş ne var.
Ne bileyim ben kim tuttu? Arkamda gözüm mü var?
Saçma ama böyle. Popom tutunma aracı!
Niye kalktın ki yerinden oturacaktın?
E parayı vermek için!
Ben veriyorum ya hep.
Ne bileyim sen vereceksin?
Hep ben veririm.
Ne bileyim ki ben???
E niye şöförün yanındayım ya?
Aman ben ne bileyim? Yol soruyorsun sandım! Sordun değil mi geçiyor mu bizim oradan???? (telaşlı)
geçiyor anne.
Sordun mu???
Sordum!
Ama dayanamıyor bi daha soruyor.
Hep şaşkın ve endişeli annem toplu taşıma araçlarında. Ya geçmiyorsa ya ineceğimiz yeri kaçırırsak. Yerini de beğenmez, sürekli de o endişeli haliyle telaşlı ve söylenen bir halde.
Hatırlıyorum da eskiden böyle değildi, yön duygusu kalmayınca mı acaba. Zaten bazen de yönünü şaşırır.
Ama bu yön duygusuzluğundan da değil eskiden beri değişiklikten farklı yoldan gitmekten hoşlanmaz. Nereye gidip döneceksen istersen bin yıl sürsün hep aynı yoldan gitmelisin!
Hiç dayanamaz başka yoldan geçmeye şaşkın olur endişelenir. Eskiden de öyleydi.
şimdiler de daha beter.
Bu yol oraya çıkıyor mu??????
Ya işte köşede ya market.
Haa. Yook o başka market!
Her zaman aynı yoldan aynı markete gidince, o açıdan görmemiş ki o değil sanıyor.
Aynı anne.
Allah Allah aynı mı? Başka yaa.
Bu yol nereye çıkıyor, oradan geçer mi??? şaşkın. Hatta yönünü şaşırır buradan değil miydi??
aynılıktan hoşlanır, hatta diyelim keyif olsun diye kahve içmeye gidiyorsun hep aynı masada oturman ve hep aynı şeyi içmen şart. Valla hatta sonunda keyfi göreve dönüştürür.
iki kere gittiysek illa da gidecekmişiz gibi davranır, suratsız içer kahvesini, hemen de dönmek ister. E istemiyorsan gitmeyelim desen ee napalım der. Mecbur değiliz ki.
Monoton rutin angarya: bayılır nasıl ki kötü olayları anıları hatırlamaya bayıldığı gibi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder