23.05.2013

sütlaç

annemle teyzem birlik olmuşlar bana komplo düzenliyorlar adeta. oturmuşlar beraber 20 kase sütlaç yapmışlar. sütlaç sevmem pek. işte eskiden biz çocukken annem süt girsin bünyeye diye ikide bir sütlaç yapardı. n'apim yemem mi diyeyim, sıkıysa de! yerdim sevmeye sevmeye. bi de birini bitirdin mi ikinci kaseyi tutuştururdu bazen. sonra da 'bu kase de bitecek küçük hanım!' derdi.

hani duyan da beni zayııf çelimsiz, evin en küçüğü, en ebat olarak ufağı sanır. yoo değil.

annem yiyip yiyip fazla kilo almayan şanslılardan ama ne ben ne ablam o bünyeye sahip değiliz. teyzem de. annem kime çektiyse artık..gel de bunu anlat.

ilk orta lise yıllarımda beni tıkındıra tıkındıra şişko etti. gene ilk orta kısımda daha normaldim, ama lisede ders çalışayım diye odadan çıkamayan benim önüme sürekli börek, çörek gelirdi.

neyse aldıklarımı sonraki yıllarda verip ideal kilomda da yaşadım. üniversite yılları boyunca. tabi bu bizim evde mücadele demek.

şu reklamdaki gibi anneme göre kuş kadar yiyordum, oysa normal miktardaydı.
bir de demez mi eskiden ne güzel iştahlıydın, ne güzel yerdin diye.. hala diyor.

o yıllardaki gibi tombik mi olayım?

hayır hadi o zaman yaş icabı daha çok yakabiliyor da insan. kendi değil miydi bana 30undan sonra metabolizma yavaşlıyor diyen? evet annemde, ama orta-lise çağlarımdaki gibi tıkınmamı istiyor.

teyzemle sık sık birlik ediyorlar, saftirik teyzem bilinçli değil tabi. o yeme aşkıyla yanıp tutuştuğu için kilo derdi değil.
teyzeme göre yemek yemekten başka hiç bir zevk daha yok şu dünyada!
ikide bir böyle der bana. hele bir şeyi yemeye göreyim, en büyük hatamı yüzüme vurur.

nazlı, dünyada başka ne zevk var ki yemek yemekten başka?

kendileri için bitmiş bir hayal dünyası var belki, evlenmiş, maaş, çocuk sahibi olmuş, ev, araba vs alınmış. sorumluluklar yıllar geçtikçe bir nebze olsun azalmış. hayaller tükenmiş. yemek kalmış işte :) bir de gezme. herkes öyle ona göre adeta..


benim yerimde olsaymış neler neler yermiş hiç durmazmış.
 belli, zamanında da boğazı hiç durmadığı. :))


teyzemin aşırı iştahlı yemek yeme sahnelerini çok gördüm zaten, annem de hatta çatmadan duramaz yahu yavaş boğulacaksın diye.. nasıl bir yemek ama, şapur şupur.

sanırsın üç ay survivor adasında kalmış!

artık bazen acelesinden ve iştahından etrafı batırır... hele ağzının çevresini nasıl oluyor da bu kadar batırabiliyor, yağ edebiliyor ben anlamıyorum..
o haliyle de oturacak ya da sokağa çıkacak olur. annem de inadından gözlük kullanmasının gerektiğini kabul edememekten takmadığı için iyi göremiyor. diyemiyo kardeşim böyle çıkma diye..



aaa o kadar sütlacı boşuna mı yaptık??!!!

ama sen çok severdin nazlı!! iki kase yerdin hep!!

böyle diyo annem. kendi ısrarla, zorlamayla yedirirdi. tv başında da dersin başında çalışırken de ağzımızın boş durmasını sevmezdi hiç. sürekli bir tıkınma halinde....

hepsi de üstüste. bol ekmekle yenen, hatta iki tabak olsa daha iyi, yemek, ardından ne varsa tatlı, aralık bırakmadan meyve. kısa bir süre sonra börek, çörek işte ne varsa. yatmadan da ballı süt içilecek...

zaten teyzeme kalsa fenalık geçirene kadar yemeli insan...


senin yaşında olsam ne yerim ne yerim diyor teyzem.
ee benim yaşımda yemedin mi ki?

yemiş, ama hala benim yaşımda olsaymış yani. yermiş.

ee şimdi de yiyorsun ne farkı var yaşla ne ilgisi var.

daha çok yermiş!! bunu da öyle bir içtenlikle, içten bir iştahla söylüyor ki, karikatür gibi :)

tamam uzun zamandır sabrettim, azmettim, anneme, teyzeme direndim. fazla kilolarımı verdim. ee şimdi tekrar yiyebilirmişim! artık incelmişim ki, gerek yokmuş ki!!

işte Türk kadını!! önce ye şiş iyice, sonra ağlaya zırlaya kilo vermeye çalış, hasbelkader başarılı oldun biraz diyelim, sonra gene kendini bırak eskisinden fazla kilo al, bir daha rejime gir... ve bu kısır döngü böyle sürsün gitsin. yaşam ve beslenme şeklini aman deyim değiştirme ne gerek var zayıfladıysan! sonra bekle yaşlan, kilolan, en son doktor sana fırçayı bassın, aman teyze (bu amcada olabilir) böyle kilo almaya devam edersen kemiklerin, eklemlerin nasıl dayansın, şekerin var, tansiyonun var, kalbin var, zayıflaman spor yapman lazım! desin. hele bekle bir doktorluk ol, doktor uyarısını bekle, al öyle rejime gir.
aman deyim hayat ve yeme şeklini değiştirme doktorun uyarısını bekle...
bütün sahil bu örneklerle dolu. yaşlıca hanımlar, beyler, göbeklerini zorlaya zorlaya mecburi yürüyüş yapıyorlar...

o güne kadar bekle. bu bir klasik! yaşanması gereken!
isterse yaşlılığını sorunlu geçir, hatta hayatından çalsın kilolar ama olsun doktor uyarısına kadar bekle önce!!!


bu örnekler de sonra şikayet eder, duydum. aman gençlikte de bilmezdik, hiç dikkat etmedik diye yakınırlar. bazıları... daha bizimkiler yakınmalara başlamadı. çünkü zaten doktoru dinlemiyorlar. sadece tansiyonu varmış canım o kadar da değilmiş...





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder