uzun anlamsız karamsar birbirine benzeyen yazılar... *biraz atıyor ve abartıyor olabilirim de olmayabilirim de, garanti yok. *bu blogdaki yazılar gerçek kişi, olay ve mekanlardan ilham alınarak yazılmıştır. *isimler akıl sağlığım açısından, bir çemberin iç açıları yüzünden falan fiştan değiştirilmiştir. *benzer durumlardaki isimler tutmuyorsa ondandır... *bu blogdaki yazılar sırasında hiçbir canlıya zarar verilmemiştir (kendim hariç^^) *varsa fotoğraflar alıntıdır. *hepsi saçmalıktır ^__^
28.02.2015
Yazlığı özledim ben diyor. Neyini özlediyse. Aynı. Fark ne ki. Hayatımız aynı. Sanki yazlığın olanaklarından yararlanıyor da. Evde, kitap oku, tv izle, markete git dön kös kös! Sonra uyu. Her gün aynı. Monotonluktan başka değişiklik karşıtı bir hayat! Tüm yaz 2-3 kere 10ar dakika balkonda oturdu güneşlendim saydı. Sonra ev işi yemek... Sokak kedilerine taktı! Yazlık dediği bu! özlemiş!
Gene aynı şey; birisine bişeye sinirlenirleniyor, sürekli söyleniyor. Şöyle; böyle bişey olabilir mi nazlı?.
Böyle bir şey yapılır mı nazlı?
Böyle bişey hak edilir mi nazlı?
Adalet bu mu yani nazlı?
Böyle bir kabalık olamaz yani, olamaz! Nasıl böyle düşünür nazlı?
Böyle şey olur mu nazlı? Aaa! Hiç olur mu? Yani olacak şey mi? Ha nazlı olacak şey mi? Böyle davranış olabilir mi?
Resmen ben suçlu görüneyim diye sanki. Bir de bağırıyor sinirli. Bir de mimikler, teatral el hareketleri; durup durup tekrar konuşmalar, aniden dönüverim bana çıkışır gibi roller adeta.
Zaten her akşam ama son zamanlarda her akşam yatmadan önce aklına gelen tüm kötülükleri, kötüleri sıralıyor; 55 yıllık anı bile var! Kulağımın da dibinde.
Yılda 2 defa eski arkadaşlarıyla toplanıyorlar; bikaç saatlş şeyler bir yıl yetiyor. Temcit pilavı gibi aynı şeyi defalarca aynı şekilde anlatıyor.
Bi de bilmiyor gibi davranmam bekleniyor.
Bir de söylenirken susmam gerekiyor.
Zaten artık tek deşarj tek tatmin yolu kavga etmek ve ya eski kötü anıları yeniden yaşamak!
Benimle kavga edecek bahane bulamayınca bana başkasını eleştirken ben yapmışım gibi davranıyor, rahatlıyor.
İlla beni ezecek yani! isterse gerçek olmasın rol olsun, öyle bir izlenim olsa yeter.
Hata yapan kızına ders veren bilgili, anlayışlı, modern, eğitimli anne rolü kesecek.
Her akşam 30-45 dakikalık bir tiradı oluyor yatmadan önce!
Baban babaannen anneannen deden, birileri birileri. öyle yaptı böyle dedi.
O da olmazsa yıllardır oturduğumuz evi anlatır.
Ya da itiraz!
Asla gitmezmik uzak doğuya! Asla asla. Git diyen var sanki.
Şaziye teyze gibi herkesle görüşmezmiş! Kriterleri varmış onun. Bazı insanlarla görüşülmezmiş! Görüşmezmiş Faziletle asla! Sanki zorlayan var gibi itiraz-isyan etmeye bayılır!
Deşarj yolu bunlar işte. Tabi en başta beni eleştirmek. Bahane arar bulamazsa yaratır. Sonunda kavga çıksın ister için için. Anca rahatlayacak.
Yemeğe yardım et der, yaptırmaz, işte eleştirmek beğenmemek için fırsat!
Böyle uzun zaman huzurlu bir dönem geçmişse, süre uzadıkça siniri artar... Kavga için fırsat kollar. Hani tatil - gezi dönüşü illa da bi kavga eder, etmediği hiç olmadı.
isterse tat huzur kaçsın, tatil zehir olsun falan. Fark etmez. O kavga edilecek.
Hayatın tadını, anın tadını çıkarmayı değil kaçırmayı sever!
Nefret etmeyi, başkasının enerjisini söndürmeyi sever!
Son zamanlarda da akşamları nöbet geçiriyor adeta, uzuun bir tirad; gündüz yalnız kalmanın intikamını alıyor sanki.
Böyle bir şey yapılır mı nazlı?
Böyle bişey hak edilir mi nazlı?
Adalet bu mu yani nazlı?
Böyle bir kabalık olamaz yani, olamaz! Nasıl böyle düşünür nazlı?
Böyle şey olur mu nazlı? Aaa! Hiç olur mu? Yani olacak şey mi? Ha nazlı olacak şey mi? Böyle davranış olabilir mi?
Resmen ben suçlu görüneyim diye sanki. Bir de bağırıyor sinirli. Bir de mimikler, teatral el hareketleri; durup durup tekrar konuşmalar, aniden dönüverim bana çıkışır gibi roller adeta.
Zaten her akşam ama son zamanlarda her akşam yatmadan önce aklına gelen tüm kötülükleri, kötüleri sıralıyor; 55 yıllık anı bile var! Kulağımın da dibinde.
Yılda 2 defa eski arkadaşlarıyla toplanıyorlar; bikaç saatlş şeyler bir yıl yetiyor. Temcit pilavı gibi aynı şeyi defalarca aynı şekilde anlatıyor.
Bi de bilmiyor gibi davranmam bekleniyor.
Bir de söylenirken susmam gerekiyor.
Zaten artık tek deşarj tek tatmin yolu kavga etmek ve ya eski kötü anıları yeniden yaşamak!
Benimle kavga edecek bahane bulamayınca bana başkasını eleştirken ben yapmışım gibi davranıyor, rahatlıyor.
İlla beni ezecek yani! isterse gerçek olmasın rol olsun, öyle bir izlenim olsa yeter.
Hata yapan kızına ders veren bilgili, anlayışlı, modern, eğitimli anne rolü kesecek.
Her akşam 30-45 dakikalık bir tiradı oluyor yatmadan önce!
Baban babaannen anneannen deden, birileri birileri. öyle yaptı böyle dedi.
O da olmazsa yıllardır oturduğumuz evi anlatır.
Ya da itiraz!
Asla gitmezmik uzak doğuya! Asla asla. Git diyen var sanki.
Şaziye teyze gibi herkesle görüşmezmiş! Kriterleri varmış onun. Bazı insanlarla görüşülmezmiş! Görüşmezmiş Faziletle asla! Sanki zorlayan var gibi itiraz-isyan etmeye bayılır!
Deşarj yolu bunlar işte. Tabi en başta beni eleştirmek. Bahane arar bulamazsa yaratır. Sonunda kavga çıksın ister için için. Anca rahatlayacak.
Yemeğe yardım et der, yaptırmaz, işte eleştirmek beğenmemek için fırsat!
Böyle uzun zaman huzurlu bir dönem geçmişse, süre uzadıkça siniri artar... Kavga için fırsat kollar. Hani tatil - gezi dönüşü illa da bi kavga eder, etmediği hiç olmadı.
isterse tat huzur kaçsın, tatil zehir olsun falan. Fark etmez. O kavga edilecek.
Hayatın tadını, anın tadını çıkarmayı değil kaçırmayı sever!
Nefret etmeyi, başkasının enerjisini söndürmeyi sever!
Son zamanlarda da akşamları nöbet geçiriyor adeta, uzuun bir tirad; gündüz yalnız kalmanın intikamını alıyor sanki.
Su faturalarıyla beraber bir kağıt geldi, doldurup meskiye verecekmişiz. Annem streste bu yüzden. Sınav stresi gibiymiş bu hatta daha betermiş!
öncelikle bunun için stres yapacak ne var? Doldurup verecez sadece. Ama ya sorun çıkarsaymış? Meski neredeymiş nasıl bulacamışız yerini?
Ve hayatında kaç kere sınava girdi ki? Sınav stresini bilecek? Taaa öğretmen okulundayken. 45 yıl önce falan yani!
O kadar da emin ki sınav stresi gibi aynı derken. Ne alaka desen, biliyor yani sınav stresini! Hem de benden iyi biliyormuş!
öncelikle bunun için stres yapacak ne var? Doldurup verecez sadece. Ama ya sorun çıkarsaymış? Meski neredeymiş nasıl bulacamışız yerini?
Ve hayatında kaç kere sınava girdi ki? Sınav stresini bilecek? Taaa öğretmen okulundayken. 45 yıl önce falan yani!
O kadar da emin ki sınav stresi gibi aynı derken. Ne alaka desen, biliyor yani sınav stresini! Hem de benden iyi biliyormuş!
Ben banyoya giriyorum, annem dışardan sesleniyor! 35 yaşındayım ama nasıl yıkanacağımı bilemem! Ve kendisi kızlarına hiiç larışmaz! Hep iyi niyetinden!
Nazlıı
hı?
En sıcak ayarda yıkan ha!
Ay tamaaam
nazlıı en sıcak ayara getir suyu!
Tamam diyorum ya anne.
Suyu suyu!
Tamaaaam.
Ay suyu nazlı suyu! En sıcak ayara getirip yıkan ha!
Offfff!
Nazlıı duydun muu?
Duydum anladım.
Suyu diyorum ha!
Ay anladııım!
Küt diye içeri dalıyor.
Nazlıı duydun mu sıcak ayara getir ha en sıcağınaa!
Duydum anne duydum!
Ha sıcağa getir sıcağa.
Tamaaaaam! (ya sabır)
hah getirdin mi?
Evet anne! içeri soğuk giriyor kapat kapıyı!
Aaaaa soğuk mu akıyor? Ayyyyy! Dur ben sana su kaynatayım!
Gerek yok sıcak akıyor!
Hani soğuk dedin??
Kapıdan soğuk giriyor!
Kızarım diye de başka yerlere bakıyor. Hem ben duyamam bilemem epey bi gerizekalıyım!
Son dediğimi anlayınca kapıyı kapatıyor ama kendi içerde!! Napacaksa?!
hah en sıcak en sıcak!
Haşlanırım çok sıcak.
Yok üşütürsün nazlı en sıcağa en sıcağa ha!
Off tamam çık artık!
Hı?
Napıyorsun orda? çık artık yaa!
Aman tamam çıktık! Sanki....
Nazlıı
hı?
En sıcak ayarda yıkan ha!
Ay tamaaam
nazlıı en sıcak ayara getir suyu!
Tamam diyorum ya anne.
Suyu suyu!
Tamaaaam.
Ay suyu nazlı suyu! En sıcak ayara getirip yıkan ha!
Offfff!
Nazlıı duydun muu?
Duydum anladım.
Suyu diyorum ha!
Ay anladııım!
Küt diye içeri dalıyor.
Nazlıı duydun mu sıcak ayara getir ha en sıcağınaa!
Duydum anne duydum!
Ha sıcağa getir sıcağa.
Tamaaaaam! (ya sabır)
hah getirdin mi?
Evet anne! içeri soğuk giriyor kapat kapıyı!
Aaaaa soğuk mu akıyor? Ayyyyy! Dur ben sana su kaynatayım!
Gerek yok sıcak akıyor!
Hani soğuk dedin??
Kapıdan soğuk giriyor!
Kızarım diye de başka yerlere bakıyor. Hem ben duyamam bilemem epey bi gerizekalıyım!
Son dediğimi anlayınca kapıyı kapatıyor ama kendi içerde!! Napacaksa?!
hah en sıcak en sıcak!
Haşlanırım çok sıcak.
Yok üşütürsün nazlı en sıcağa en sıcağa ha!
Off tamam çık artık!
Hı?
Napıyorsun orda? çık artık yaa!
Aman tamam çıktık! Sanki....
Hani vitamin eksikliği çıktı bende, saçım çok dökülüyor diye gittim doktora.
Aylar oldu, tedavi bile bitti. Annem hala kabul etmiyor, edemiyor. Hiç olamazmış bende vitamin eksikliği!
çok iyi besleniyormuşuz, assssla olamazmış yanlışmış o test! çok b.ktan bi hastaneymiş o!! Becerememişlerdir diyor.
imkansızmış imkanı yokmuş assla bende bi eksiklik olamazmış!
Test sonucunu kendine hakaret olarak görüyor!
Biz nerde yanlış eksiklik yaptık da böyle oldu gibi bir düşüncesi yok!!
Her konuyu kendine yormaya, yontmaya, çevirmeye meyilli! Ve assla hata yapmaz çünkü o mükemmel!
Ona göre mesela kendi yapamadığı-yapmadığı şeyleri ben de yapmayacağım.
Yemek yemek haricinde keyif almayacağım, balık mantar bakla gibi annemin yemediği yiyecekleri ben de yemeyeceğim, yürüyemiyor kendi ya ben de yürümeyeceğim, akşam zaten çıkılmaz, sinema gürültülü çekilmez ben de gitmeyeceğim (zaten gitse tıkınıyorlar dikkatim dağılıyor diye söylenip durarak bana da zehir eder,izletmez!)...vs vb. Senin bu şeyleri sevmenin yapmak istemenin bir değeri yok önemi de!! Yapılmayacak ve bu normal!
Ve bu durum çok normal!
Bişey midesine dokunur sana olmadı mı der? Niye?!
Hatta birisine anlatırken bize dokunuyor, bize yetiyor gibi konuşarak beni de dahil eder.
Napalım mecburmuş madem doktor demiş yiyecekmişiz balık!
Yüzünü ekşiterek bakıyor, sanırsın kanalizasyona bakıyor. Az kılçıklı diye o anda somon yok dil ve turna balığı veriyor.
Akşam yemekte kaprisi evlere şenlik teatral bir sahne. Tiksinerek ve zıkkım ye der gibi masaya koyuyor.
Yoo mesele evin balık kızartma kokması değil. Kılçık fobisi. çok korkuyor ama korku değil tiksinme ve hoşlanmama olduğunu iddia ediyor.
Ay hani kılçıksızdı bunlar?
Kılçıksız balık olur mu az kılçıklı.
çok ama çok aaaa! Az buysa!
Ben ayıklayayım sana!
Yok sen ye ben yaparım.
Diyor ama söve söve ayıklamaya çalışıyor. Bakışı da aynı. Ağzına koyamıyor parçayı bana gösteriyor var mı? Yok. Ama ağzına alır almaz aaa'yı basıp var diye bağırıp tükürüyor! Bir süre denemeden sonra sövmeye devam tabi; bu arada bana da zıkkım oluyor, oh!
Nasıl ama nefret hiddet dolu! Balık ye diyene lanet okuyor. Balık denen şey yeryüzünden silinse sevinecek.
Ay bana da zıkkım etti rahatladı!
Karar verdi yemeyecekmişiz, atacakmışız, tost yapar yermişiz! Alıverdi önümden kaldırıp atacakmış lanet olasını! çok kılçıklıymış yok efendim az demiş pislik herif, yenmezmiş bu!
Ya ben yiyorum!
Hayır atacakmışız!
Dünya kadar para verdik ben yerim!
Yok kılçıklı atacam!
Atılır mı yaa?
Atacam nazlı atacam! Aaa yenmez bu yenmez! çok aşırı kılçıklı berbat yenmez yiyemezsin!
Bu arada o kadar nefret oldu ki çok kılçıklı bu, yenmez derken balıkları alıp alıp tabağa çalıyor, en son atmaya karar verince öyle bir fırlatıyor ki masaya, masadan sekiyor suratıma!
Hiddetinden farkında bile değil ama gözü kararmış. Ağzındakini de tükürüyor tabağa, büyük bir nefret hiddet ve küfürlerle, öğürerek! Tiksiniyormuş iğrençmiş yenmezmiş!
Atacam deyince de benim önümden de alıyor, atacam atacam yenmez bu nazlı iğrenç! Bağrarak!
Ben yiyorum.
Yiyemezsin kılçıklı!
çıkarıyorum ben!
çıkaramazsın!
Niye?
Görünmüyor, göremezsin! iğrenç çok kılçıklı!
Ben niye göremeyeyim sapasağlam gözüm var? Bu yaştan görememelere mi başlayayım???
Yok atacak bırak nazlı bırak aaa!
Ben yiyorum aaa! Sen bırak.
Resmen tabağı önümden çekiyor!
Ya bırak anne! Yiyorum ben!
Aman nasıl yiyeceksin pis iğrenç bok gibi öğeeeegh!
Zıkkım ettin zaten bok da olsa yiyeceğim!
Aman ye!!
Yicem tabi! Sonra yarın bana müsriflik ettik senin için diye söylenirsin!
Kiim been???
Yok nenem! Sen tabi.
Ben assla hiç öyke bişey yapmam!
Hiç diyorsa yalandır, inkar ederek seni kafalamaya çalışır.
Böyle durumlarda hep yapar! Başıma kakar! Sonra inkar eder!
Daha önce de aynısı oldu. Bu ilk balık sahnesi değil ki.
öyle nefret ediyor ki balık dünyadan yok olsun, ölsek yemeyeceğiz demeliyiz ya da! öyle kör bi nefret!
Hiç dememiş demezmiş öyle şey!
Daha geçende dedin.
Ne zaman???
Geçen balık yediğimizde. Yarısını attın sonra da söylendin durdun.
Hatta o somondu. Ona da düşman oldu! Ton balığına da!
Ağzımıza balık komayacağız!!
işte gene kendi yemiyor diye ben de mahrum kalacağım. Daha önce de aman o vitamin de eksik olsun!bile dedi.
Nefretten zevk alıyor.
Ha ben ayrı da yiyemem! Yasak adeta ama adı yasak değil.
Hani zaten ayrı bir sosyal hayatım olsa, olduğu zaman yiyorum.
Tek balık sahnesi de bu değil yani.
Eniştem bizi balıkçıya götürdü; eniştem ablam annem ben dünürler, bi akrabaları daha.
Evlere şenlik bir gösteri; balık nefreti! Ama en çok bana sahnelendi!
ikide bir dirseğiyle dürtükleye dürtükleye bir hal oldu! Niye? önce biz balık yemeyelim nazlı başka yiyelim. Salata mı? Ayyy iğrenç iyi yıkanmamıştır o! Yemem! E ne? Tost!!
Maaile balık yiyecek biz ikimiz tost kemireceğiz! Ne güzel. Korkak dul ve evde kalmış yetim! Elele tutuşup önümüze sadece bakıp korkudan titreyerek oturalım mı?
Ha zaten ben keyif alma hakkını kaybetmik biriyiM; annem babam boşandı, annem dul, laf olur, babam olur yetimim, laf olur; kocam yok evde kaldım, laf olur! Demek ki hayattan elimi eteğimi çekmeli sadece evde yemek yemekten ibaret olmalı keyif. işte mecburen yaşayacaz napacaz? Zaten her şey midemize dokunuyor!
Ay zıkkım etti zıkkım. Tabi yabancılar var ya ortamda onlara bunu belli etmemek için çabalayarak bana sahneledi.
Siparişler alınıyor; dürtüyor biz tost yiyelim tost yapsınlar nazlı!
Balıkçıda balık mı yemeyeceğiz?
Napalım olsun!
Ben yicem anne!
Bayattır! Zehirleniriz ha!
inşallah!
Amaan sen de!
Soruyor başka ne yiyebiliriz?
Karides, ahtapot?
Iyyy yemez! çok prensip sahibi canıım! Sanki 1 kere ağzına koymuş! Hiç!
Sonuna kadar uğraştı tost yiyelim diye. Madem ben annesini dinlemeyen nankör iyilik bilmez evladım o zaman o şey ne ise ona zıkkım edilecek! Keyif alması engellenecek ki ders alsın.
Herkes keyifle yiyip içecek ona kalsa bir köşede tost kemirip suratsız oturup eğlenmeyeceğiz.
Annem yaşlı dul benyetim evde kalmış; bitmiş bizim hayatımız be! Ne eğlencesi???? Ne hakla!
Bak ablam evli, beyi var; dünürler çift! Onlar yaşar biz bittik! işte mecburen katlanacağız bu hayata.
Kendi de mecburen balık istedi; dil balığı. Ama yiyemiyor incelemekten ve laf edilmesine dayanamıyor; hani amaan canım aldırma denmesine sinir ve bunlar hep benim yüzümden!! Pis hain nazlı!
Ters ters bakışlar bana yandan, dirseklemeler, sinik söylenmeler (başkaları duymasın diye).
Bana ayıklattı balığını, ver ben yapayım derken.
Tabi başkasına belli etmemek için sahte bir neşelilik, sahte roller, havalar. Ay çok titizmiş balığa bayılırmış ama öyle besleyici böyle yararlı böyle bilmem neymiş! öve anlata bitirmiyor. Hem çok bilgili hem modern hem anlayışlı bir anne o!! Sadece biraz titiz!
Ayıkladım verdim, ne dese beğenirsin ben daha ağzıma 1 lokma koyamadım herkes şapır şupur yiyor ben açım balık ayıklıyorum.
Hem de bebeğe ayıklar gibi didik didik lime lime!
Annem o sıralarda havalarda rollerde.
önüne alınca da 'aa buz gibi olmuş bu! Ayy hiç tadı yok'!!
Yemedi! Ekmek kemirdi!
Bekliyor ki ben de yemeyeyim! Soğumuştur senin de yeme nazlı!
Benim sinirimi de kimse anlamıyor, çünkü sürekli fısıltıyla konuşuyor ya da eğilip çekip beni, sohbetimi bölüp, çenemden tutup yüzümü çevirip, sadece kendiyle ilgilenmem gerekirmiş gibi hallerde sürekli kulağıma kulağıma sıcak sıcak nefesini üfleyerek konuşuyor. Kulağımın içine hohluyor sürekli.
Onlar da diyor ki ayy ne kadar iyi anlaşıyorlar!
Ne bilsinler kulağıma sıcak havayla üflerken hayat enerjimi emmeye çalışıyor. Balık lokantasında balık yeme, özlediğin ablanla bile çok konuşma, anneni dinle izle, öyle fazla eğlenme, gibi görün laf etmesinler yeter!!
Ayyyy! Delireceğim yaa!
Kalkınca ba onlara çok eğlenmik keyif almış numaraları bana düşman bakışlar! Başbaşa kalınca küs gibi tavırlar surat asmalar!
Hiç bencil değllmiş hiç!!
Böyle kendi istemediği şeyleri yaptım mı intikam gibi bir beklentiyle; balık güzel miydi bari dedi. Ya da eğlenmeye gitmiksem eğlendi mi bari, çıkmışsam gezdin mi bari, yediysem güzel miydi bari, odama başağrımdan çekildiysem uyudun mu bari: gezdiysem güzel miydi bari???? Hep sonu bari ile biter.
Aslında hayır dememi bekler, dersem sevinir güya belli etmeden bazen; bazen de ben demiştim demenin hazzına varmak ister!
Aylar oldu, tedavi bile bitti. Annem hala kabul etmiyor, edemiyor. Hiç olamazmış bende vitamin eksikliği!
çok iyi besleniyormuşuz, assssla olamazmış yanlışmış o test! çok b.ktan bi hastaneymiş o!! Becerememişlerdir diyor.
imkansızmış imkanı yokmuş assla bende bi eksiklik olamazmış!
Test sonucunu kendine hakaret olarak görüyor!
Biz nerde yanlış eksiklik yaptık da böyle oldu gibi bir düşüncesi yok!!
Her konuyu kendine yormaya, yontmaya, çevirmeye meyilli! Ve assla hata yapmaz çünkü o mükemmel!
Ona göre mesela kendi yapamadığı-yapmadığı şeyleri ben de yapmayacağım.
Yemek yemek haricinde keyif almayacağım, balık mantar bakla gibi annemin yemediği yiyecekleri ben de yemeyeceğim, yürüyemiyor kendi ya ben de yürümeyeceğim, akşam zaten çıkılmaz, sinema gürültülü çekilmez ben de gitmeyeceğim (zaten gitse tıkınıyorlar dikkatim dağılıyor diye söylenip durarak bana da zehir eder,izletmez!)...vs vb. Senin bu şeyleri sevmenin yapmak istemenin bir değeri yok önemi de!! Yapılmayacak ve bu normal!
Ve bu durum çok normal!
Bişey midesine dokunur sana olmadı mı der? Niye?!
Hatta birisine anlatırken bize dokunuyor, bize yetiyor gibi konuşarak beni de dahil eder.
Napalım mecburmuş madem doktor demiş yiyecekmişiz balık!
Yüzünü ekşiterek bakıyor, sanırsın kanalizasyona bakıyor. Az kılçıklı diye o anda somon yok dil ve turna balığı veriyor.
Akşam yemekte kaprisi evlere şenlik teatral bir sahne. Tiksinerek ve zıkkım ye der gibi masaya koyuyor.
Yoo mesele evin balık kızartma kokması değil. Kılçık fobisi. çok korkuyor ama korku değil tiksinme ve hoşlanmama olduğunu iddia ediyor.
Ay hani kılçıksızdı bunlar?
Kılçıksız balık olur mu az kılçıklı.
çok ama çok aaaa! Az buysa!
Ben ayıklayayım sana!
Yok sen ye ben yaparım.
Diyor ama söve söve ayıklamaya çalışıyor. Bakışı da aynı. Ağzına koyamıyor parçayı bana gösteriyor var mı? Yok. Ama ağzına alır almaz aaa'yı basıp var diye bağırıp tükürüyor! Bir süre denemeden sonra sövmeye devam tabi; bu arada bana da zıkkım oluyor, oh!
Nasıl ama nefret hiddet dolu! Balık ye diyene lanet okuyor. Balık denen şey yeryüzünden silinse sevinecek.
Ay bana da zıkkım etti rahatladı!
Karar verdi yemeyecekmişiz, atacakmışız, tost yapar yermişiz! Alıverdi önümden kaldırıp atacakmış lanet olasını! çok kılçıklıymış yok efendim az demiş pislik herif, yenmezmiş bu!
Ya ben yiyorum!
Hayır atacakmışız!
Dünya kadar para verdik ben yerim!
Yok kılçıklı atacam!
Atılır mı yaa?
Atacam nazlı atacam! Aaa yenmez bu yenmez! çok aşırı kılçıklı berbat yenmez yiyemezsin!
Bu arada o kadar nefret oldu ki çok kılçıklı bu, yenmez derken balıkları alıp alıp tabağa çalıyor, en son atmaya karar verince öyle bir fırlatıyor ki masaya, masadan sekiyor suratıma!
Hiddetinden farkında bile değil ama gözü kararmış. Ağzındakini de tükürüyor tabağa, büyük bir nefret hiddet ve küfürlerle, öğürerek! Tiksiniyormuş iğrençmiş yenmezmiş!
Atacam deyince de benim önümden de alıyor, atacam atacam yenmez bu nazlı iğrenç! Bağrarak!
Ben yiyorum.
Yiyemezsin kılçıklı!
çıkarıyorum ben!
çıkaramazsın!
Niye?
Görünmüyor, göremezsin! iğrenç çok kılçıklı!
Ben niye göremeyeyim sapasağlam gözüm var? Bu yaştan görememelere mi başlayayım???
Yok atacak bırak nazlı bırak aaa!
Ben yiyorum aaa! Sen bırak.
Resmen tabağı önümden çekiyor!
Ya bırak anne! Yiyorum ben!
Aman nasıl yiyeceksin pis iğrenç bok gibi öğeeeegh!
Zıkkım ettin zaten bok da olsa yiyeceğim!
Aman ye!!
Yicem tabi! Sonra yarın bana müsriflik ettik senin için diye söylenirsin!
Kiim been???
Yok nenem! Sen tabi.
Ben assla hiç öyke bişey yapmam!
Hiç diyorsa yalandır, inkar ederek seni kafalamaya çalışır.
Böyle durumlarda hep yapar! Başıma kakar! Sonra inkar eder!
Daha önce de aynısı oldu. Bu ilk balık sahnesi değil ki.
öyle nefret ediyor ki balık dünyadan yok olsun, ölsek yemeyeceğiz demeliyiz ya da! öyle kör bi nefret!
Hiç dememiş demezmiş öyle şey!
Daha geçende dedin.
Ne zaman???
Geçen balık yediğimizde. Yarısını attın sonra da söylendin durdun.
Hatta o somondu. Ona da düşman oldu! Ton balığına da!
Ağzımıza balık komayacağız!!
işte gene kendi yemiyor diye ben de mahrum kalacağım. Daha önce de aman o vitamin de eksik olsun!bile dedi.
Nefretten zevk alıyor.
Ha ben ayrı da yiyemem! Yasak adeta ama adı yasak değil.
Hani zaten ayrı bir sosyal hayatım olsa, olduğu zaman yiyorum.
Tek balık sahnesi de bu değil yani.
Eniştem bizi balıkçıya götürdü; eniştem ablam annem ben dünürler, bi akrabaları daha.
Evlere şenlik bir gösteri; balık nefreti! Ama en çok bana sahnelendi!
ikide bir dirseğiyle dürtükleye dürtükleye bir hal oldu! Niye? önce biz balık yemeyelim nazlı başka yiyelim. Salata mı? Ayyy iğrenç iyi yıkanmamıştır o! Yemem! E ne? Tost!!
Maaile balık yiyecek biz ikimiz tost kemireceğiz! Ne güzel. Korkak dul ve evde kalmış yetim! Elele tutuşup önümüze sadece bakıp korkudan titreyerek oturalım mı?
Ha zaten ben keyif alma hakkını kaybetmik biriyiM; annem babam boşandı, annem dul, laf olur, babam olur yetimim, laf olur; kocam yok evde kaldım, laf olur! Demek ki hayattan elimi eteğimi çekmeli sadece evde yemek yemekten ibaret olmalı keyif. işte mecburen yaşayacaz napacaz? Zaten her şey midemize dokunuyor!
Ay zıkkım etti zıkkım. Tabi yabancılar var ya ortamda onlara bunu belli etmemek için çabalayarak bana sahneledi.
Siparişler alınıyor; dürtüyor biz tost yiyelim tost yapsınlar nazlı!
Balıkçıda balık mı yemeyeceğiz?
Napalım olsun!
Ben yicem anne!
Bayattır! Zehirleniriz ha!
inşallah!
Amaan sen de!
Soruyor başka ne yiyebiliriz?
Karides, ahtapot?
Iyyy yemez! çok prensip sahibi canıım! Sanki 1 kere ağzına koymuş! Hiç!
Sonuna kadar uğraştı tost yiyelim diye. Madem ben annesini dinlemeyen nankör iyilik bilmez evladım o zaman o şey ne ise ona zıkkım edilecek! Keyif alması engellenecek ki ders alsın.
Herkes keyifle yiyip içecek ona kalsa bir köşede tost kemirip suratsız oturup eğlenmeyeceğiz.
Annem yaşlı dul benyetim evde kalmış; bitmiş bizim hayatımız be! Ne eğlencesi???? Ne hakla!
Bak ablam evli, beyi var; dünürler çift! Onlar yaşar biz bittik! işte mecburen katlanacağız bu hayata.
Kendi de mecburen balık istedi; dil balığı. Ama yiyemiyor incelemekten ve laf edilmesine dayanamıyor; hani amaan canım aldırma denmesine sinir ve bunlar hep benim yüzümden!! Pis hain nazlı!
Ters ters bakışlar bana yandan, dirseklemeler, sinik söylenmeler (başkaları duymasın diye).
Bana ayıklattı balığını, ver ben yapayım derken.
Tabi başkasına belli etmemek için sahte bir neşelilik, sahte roller, havalar. Ay çok titizmiş balığa bayılırmış ama öyle besleyici böyle yararlı böyle bilmem neymiş! öve anlata bitirmiyor. Hem çok bilgili hem modern hem anlayışlı bir anne o!! Sadece biraz titiz!
Ayıkladım verdim, ne dese beğenirsin ben daha ağzıma 1 lokma koyamadım herkes şapır şupur yiyor ben açım balık ayıklıyorum.
Hem de bebeğe ayıklar gibi didik didik lime lime!
Annem o sıralarda havalarda rollerde.
önüne alınca da 'aa buz gibi olmuş bu! Ayy hiç tadı yok'!!
Yemedi! Ekmek kemirdi!
Bekliyor ki ben de yemeyeyim! Soğumuştur senin de yeme nazlı!
Benim sinirimi de kimse anlamıyor, çünkü sürekli fısıltıyla konuşuyor ya da eğilip çekip beni, sohbetimi bölüp, çenemden tutup yüzümü çevirip, sadece kendiyle ilgilenmem gerekirmiş gibi hallerde sürekli kulağıma kulağıma sıcak sıcak nefesini üfleyerek konuşuyor. Kulağımın içine hohluyor sürekli.
Onlar da diyor ki ayy ne kadar iyi anlaşıyorlar!
Ne bilsinler kulağıma sıcak havayla üflerken hayat enerjimi emmeye çalışıyor. Balık lokantasında balık yeme, özlediğin ablanla bile çok konuşma, anneni dinle izle, öyle fazla eğlenme, gibi görün laf etmesinler yeter!!
Ayyyy! Delireceğim yaa!
Kalkınca ba onlara çok eğlenmik keyif almış numaraları bana düşman bakışlar! Başbaşa kalınca küs gibi tavırlar surat asmalar!
Hiç bencil değllmiş hiç!!
Böyle kendi istemediği şeyleri yaptım mı intikam gibi bir beklentiyle; balık güzel miydi bari dedi. Ya da eğlenmeye gitmiksem eğlendi mi bari, çıkmışsam gezdin mi bari, yediysem güzel miydi bari, odama başağrımdan çekildiysem uyudun mu bari: gezdiysem güzel miydi bari???? Hep sonu bari ile biter.
Aslında hayır dememi bekler, dersem sevinir güya belli etmeden bazen; bazen de ben demiştim demenin hazzına varmak ister!
Bizim sitede evden hiç çıkmayan, en fazla sitenin bahçesinde oturan, bol çocuklu kadınlar var. çoğu orta-lise mezunu, kendini geliştirmemiş, anca evlilik ve üremeye adanmış.
Annem bayılıyor onlara, hayran; benim de onlarla arkadaş olmamı istiyor. Ona göre artık ben de evleneyim çalışmayayım ve böyle kocası olmadan siteden dışarı adımını atamayan, çocuk fabrikası olayım!
Madem öyle niye okuttun? Sınav stresi yaşattın? Okul iş en önemli şeydi hani??? işsizken niye eleştirdin madem??? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?
Eğer baştan ablamın çocuğu olmayacağını bilse beni gözden böyle çıkarırdı. Ki zaten şu an yaptığı bu.
Annem bayılıyor onlara, hayran; benim de onlarla arkadaş olmamı istiyor. Ona göre artık ben de evleneyim çalışmayayım ve böyle kocası olmadan siteden dışarı adımını atamayan, çocuk fabrikası olayım!
Madem öyle niye okuttun? Sınav stresi yaşattın? Okul iş en önemli şeydi hani??? işsizken niye eleştirdin madem??? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?
Eğer baştan ablamın çocuğu olmayacağını bilse beni gözden böyle çıkarırdı. Ki zaten şu an yaptığı bu.
Ay çok bunaldım çok nazlı.
içim sıkıldı aaaa.
çok bunalıyorum çok.
çok bunalıyorum nazlı çok!
iyi uyuyamadın mı?
Uyudum?
Tansiyon ilacını aldın mı?
Aldım.
??
Ay ama çok bunalıyorum nazlı çok! Ay içim çok sıkıldı yaa! Ayy çok bu na lı yo rum nazlı!
Ne desem de beğenmez yani.
Bekliyor ki işe gitmeyeyim yine!
Böyle başka zaman da dışarda da bişeyleri şikayet ederken sonuna illa nazlı koyar.
Adeta beni dışarıdan bakana suçlu gösteermek için. Böylece eleştirileceğim falan törpülenerek bükülecek sonra her istediğini yapacağım falan...
Söyleyince de yani millet bana kızıyorsun sanıyor deyince bana ne sanırsa sansın diyor.
Hatta sanki işte bu hoşuna gidiyor. Böylece kendine göre ben hizaya geleceğim.
Ben de özellikle böyle durumlarda katılıyorum ona.
Mesela; ay bu ne saygısızlık nazlı? Aa böyle olmaz ki canım. Hiç saygı kalmamış gençlerde nazlı hiç. Olacak gibi değil böyle nazlı. Nasıl olacak bunların hali? Ama böyle olmaz ki nazlı.... Terbiyesizlik bu ama nazlı. Aaaa! çok çirkin bir şey, hiç yetiştirememişler. Nasıl olacak böyle olmaz ki nazlı..... Gibi.
Haklısın valla anne. Bu yeni nesilde terbiye yok falan diye onaylıyorum. Annem belki ufacık bir olay için bi saat konuşuyor, eğer sussun susar diye ben sessiz kalıyorsam işte ben yapmışım gibi bir izlenim oluyor.
Mesela kahve içtiğimiz yerde bişey oldu, gençler geçerken çantalarını çarptılar ama dönüp özür dilemek ne farkına bile varmadılar.
Tamam haklı kızmakta ama saatlerce konumuz, gündemimiz bu oldu. Sonunda insanı çıktığına çıkacağına pişman olursun. Tüm gün bunun için söylendi. Haklı olman o gerizekalılar içln gününü heba etmeye değer mi? Ama anlamaz. Böyle söylesen de, konuyu kapatalım desen de hah aradığı fırsatı bulur! Daha çok konuşur, daha çok itiraz ederek, her cümleye nazlı ekleyerek. Haksızsın demişsin gibi algılar!
Konuyu değiştirmeye de çalışsan o hala kafasında bu konuyla meşguldür, konsantre olamaz, durup durup aynı şeyleri söyleyerek devam eder. Tamam gün böyle geçti!
Bütün gün böyle bununla geçti. Yetmez kendinin sinirinin bozulduğu, gününü heba ettiği, keyfini kaçırdığı; senin de öyle olacak! Hele bir eğlen, gül, keyif al aa baş düşmanın!
O gün böyle kafede söyleniyor; öyle hani minik sesle sadece bana da değil söylenmesi. Haliyle başka masadan hanımlar duydu, sordu. Uzun uzun gençlerin terbiyesiz saygısızlığıyla alakalı nutuk attı kafede.
şöyle olsa; herkesin keyfi kaçsa, mutsuz olsa, siniri bozulsa, gençler saygısız eylemi yapsalar!
öyle de bir anlatıyor ki hanımlara, olaydan bahsetmiyor. Sanki benden bilsinler de beni azarlayıp beni ezseler falan!
Ben de böyle durumlarda destek cümleleriyle konuşmak bir yana, olaydan da bahsederim ki benden bilinmesin.
Gerçi bi gün başka bişey olmuştu: sonunda hanımlardan biri bana ders vermeye kalktı. önce şaşırdı annem, anlamadı belki, ya da sevindi gibi oldu; hah işte nazlı başkasına ters cevap veremez oh der gibi bir gülüş geçti yüzünden; sonra usulen başkasından bahsettiğini anlattı ama öyle bir havayla ki; sanırsın ben suç işlemişim annem beni azarlamış ders vermiş, ama başkası karışınca çok iyi, fedakar, affedici bir anne olduğundan kızını savunurmuşcasına sahte bir edayla!
içim sıkıldı aaaa.
çok bunalıyorum çok.
çok bunalıyorum nazlı çok!
iyi uyuyamadın mı?
Uyudum?
Tansiyon ilacını aldın mı?
Aldım.
??
Ay ama çok bunalıyorum nazlı çok! Ay içim çok sıkıldı yaa! Ayy çok bu na lı yo rum nazlı!
Ne desem de beğenmez yani.
Bekliyor ki işe gitmeyeyim yine!
Böyle başka zaman da dışarda da bişeyleri şikayet ederken sonuna illa nazlı koyar.
Adeta beni dışarıdan bakana suçlu gösteermek için. Böylece eleştirileceğim falan törpülenerek bükülecek sonra her istediğini yapacağım falan...
Söyleyince de yani millet bana kızıyorsun sanıyor deyince bana ne sanırsa sansın diyor.
Hatta sanki işte bu hoşuna gidiyor. Böylece kendine göre ben hizaya geleceğim.
Ben de özellikle böyle durumlarda katılıyorum ona.
Mesela; ay bu ne saygısızlık nazlı? Aa böyle olmaz ki canım. Hiç saygı kalmamış gençlerde nazlı hiç. Olacak gibi değil böyle nazlı. Nasıl olacak bunların hali? Ama böyle olmaz ki nazlı.... Terbiyesizlik bu ama nazlı. Aaaa! çok çirkin bir şey, hiç yetiştirememişler. Nasıl olacak böyle olmaz ki nazlı..... Gibi.
Haklısın valla anne. Bu yeni nesilde terbiye yok falan diye onaylıyorum. Annem belki ufacık bir olay için bi saat konuşuyor, eğer sussun susar diye ben sessiz kalıyorsam işte ben yapmışım gibi bir izlenim oluyor.
Mesela kahve içtiğimiz yerde bişey oldu, gençler geçerken çantalarını çarptılar ama dönüp özür dilemek ne farkına bile varmadılar.
Tamam haklı kızmakta ama saatlerce konumuz, gündemimiz bu oldu. Sonunda insanı çıktığına çıkacağına pişman olursun. Tüm gün bunun için söylendi. Haklı olman o gerizekalılar içln gününü heba etmeye değer mi? Ama anlamaz. Böyle söylesen de, konuyu kapatalım desen de hah aradığı fırsatı bulur! Daha çok konuşur, daha çok itiraz ederek, her cümleye nazlı ekleyerek. Haksızsın demişsin gibi algılar!
Konuyu değiştirmeye de çalışsan o hala kafasında bu konuyla meşguldür, konsantre olamaz, durup durup aynı şeyleri söyleyerek devam eder. Tamam gün böyle geçti!
Bütün gün böyle bununla geçti. Yetmez kendinin sinirinin bozulduğu, gününü heba ettiği, keyfini kaçırdığı; senin de öyle olacak! Hele bir eğlen, gül, keyif al aa baş düşmanın!
O gün böyle kafede söyleniyor; öyle hani minik sesle sadece bana da değil söylenmesi. Haliyle başka masadan hanımlar duydu, sordu. Uzun uzun gençlerin terbiyesiz saygısızlığıyla alakalı nutuk attı kafede.
şöyle olsa; herkesin keyfi kaçsa, mutsuz olsa, siniri bozulsa, gençler saygısız eylemi yapsalar!
öyle de bir anlatıyor ki hanımlara, olaydan bahsetmiyor. Sanki benden bilsinler de beni azarlayıp beni ezseler falan!
Ben de böyle durumlarda destek cümleleriyle konuşmak bir yana, olaydan da bahsederim ki benden bilinmesin.
Gerçi bi gün başka bişey olmuştu: sonunda hanımlardan biri bana ders vermeye kalktı. önce şaşırdı annem, anlamadı belki, ya da sevindi gibi oldu; hah işte nazlı başkasına ters cevap veremez oh der gibi bir gülüş geçti yüzünden; sonra usulen başkasından bahsettiğini anlattı ama öyle bir havayla ki; sanırsın ben suç işlemişim annem beni azarlamış ders vermiş, ama başkası karışınca çok iyi, fedakar, affedici bir anne olduğundan kızını savunurmuşcasına sahte bir edayla!
Al al bunu da ye!
Yeni fırçaladım dişimi anne!
Olsun sokuver!
Burnuma dayıyor ben ayakkabımı giyerken.
Sok sok ağzına! Nazlı ye!
Anne yeni fırçaladım yiyemem!
Niye ysak mıymış al al aç ağzını.
Burnuma sokuyor cidden dayalı, itiyorum.
Ya dişçiye gidiyorum ya!
Al al işte acıkırsın!
Acıkmam! Bırak!
Ne bağırıyorsun? Ay sana iyilik yaramaz, yaramaz!
Yaramaz evet bl daha yapmaya kalkma.
Boşuna mı uğraştım ben?
Evete boşuna elli kere dedim dikçiye gidecem diye sen sarımsak yedirmeye kalktın?
E ne alaka canıım?
Koka koka mı gideyim?
Aç kalma diye şu dilimi de sokumlayıver!
Gene burnumda.
Ayyy! Dişçiye ağzı pis mi gideyim, cahiller gibi! Ha? Bunu mu istiyorsun? Kızın ağzı pis hiç öğretememişler mi desin?
Kim neye desin onu? Anlamadım.
Dişçi!
Dişçiler ne bilsin nazlı aaaa saçmalığa bak? Sanki seni takipteler çok önemlisin de!
Diilim tabi ben kimim? Ya dikçiye gidecem ya!
Ne zaman?
şimdi!
Aa niye?
Ayyyyy akşamdan beri kaç kere dedim sana yaa?
Ne bileyim ben şimdi sonra gidecen sandım.
Sonra olsa niye şimdi diyeyim?
Ne bileyim ben???
E niye?
Ya kaç gündür ne diyorum ben? Yirmilik ağrıyor ya!
E çektirdln nasıl ağrısın?
Bi tane mi var yirmilik?
Ne bileyim 3 4 tane olacak, çektirdln biliyorum ama ben?!
Birini çektirdlm anne!
Yaa niye hepsini çekivereydi?!
Sorunlu olanı çekti yaa, aa!
Aman eli değmişken beceriksiz!
Canım acımaz mı ya biri zaten zor!
Uyuşturmuyor mu sanki? Aman ne var?
Haa ne var sen niye hiç gitmiyorsun madem o kadar kolay?
Sorunum yok benim!
Senin??? Rakılı pamuk ıssırdın yaa!
Geçti işte!
Ben de gitmeyeyim o zaman?
Yemeyecen mi bunu sana yaptım!
Ay delirtecek beni yaa! Sarımsaklı yiyip dişçiye gidecem!
Hemen kokmaz sen yiyiver al sokumla.
çek şunu anne!
Ne bağırıyorsun hiç iyilik yaramaz sana!
.....
Ben evden çıkıncaya kadar sürdü.
Sadece kendinin hakkı var başkalarını düşonmeye, temiz olmaya. Falan. Aaa.
inadına gibi sarımsaklı bi dürüm yapmış, illa yedirecek?
Derdi ne anlamadım artık!
Ya annem dişçinin diş çekme yöntemini beğenmeyen bir insan; o kadar biliyor ki her şeyi aklınca!
Yeni fırçaladım dişimi anne!
Olsun sokuver!
Burnuma dayıyor ben ayakkabımı giyerken.
Sok sok ağzına! Nazlı ye!
Anne yeni fırçaladım yiyemem!
Niye ysak mıymış al al aç ağzını.
Burnuma sokuyor cidden dayalı, itiyorum.
Ya dişçiye gidiyorum ya!
Al al işte acıkırsın!
Acıkmam! Bırak!
Ne bağırıyorsun? Ay sana iyilik yaramaz, yaramaz!
Yaramaz evet bl daha yapmaya kalkma.
Boşuna mı uğraştım ben?
Evete boşuna elli kere dedim dikçiye gidecem diye sen sarımsak yedirmeye kalktın?
E ne alaka canıım?
Koka koka mı gideyim?
Aç kalma diye şu dilimi de sokumlayıver!
Gene burnumda.
Ayyy! Dişçiye ağzı pis mi gideyim, cahiller gibi! Ha? Bunu mu istiyorsun? Kızın ağzı pis hiç öğretememişler mi desin?
Kim neye desin onu? Anlamadım.
Dişçi!
Dişçiler ne bilsin nazlı aaaa saçmalığa bak? Sanki seni takipteler çok önemlisin de!
Diilim tabi ben kimim? Ya dikçiye gidecem ya!
Ne zaman?
şimdi!
Aa niye?
Ayyyyy akşamdan beri kaç kere dedim sana yaa?
Ne bileyim ben şimdi sonra gidecen sandım.
Sonra olsa niye şimdi diyeyim?
Ne bileyim ben???
E niye?
Ya kaç gündür ne diyorum ben? Yirmilik ağrıyor ya!
E çektirdln nasıl ağrısın?
Bi tane mi var yirmilik?
Ne bileyim 3 4 tane olacak, çektirdln biliyorum ama ben?!
Birini çektirdlm anne!
Yaa niye hepsini çekivereydi?!
Sorunlu olanı çekti yaa, aa!
Aman eli değmişken beceriksiz!
Canım acımaz mı ya biri zaten zor!
Uyuşturmuyor mu sanki? Aman ne var?
Haa ne var sen niye hiç gitmiyorsun madem o kadar kolay?
Sorunum yok benim!
Senin??? Rakılı pamuk ıssırdın yaa!
Geçti işte!
Ben de gitmeyeyim o zaman?
Yemeyecen mi bunu sana yaptım!
Ay delirtecek beni yaa! Sarımsaklı yiyip dişçiye gidecem!
Hemen kokmaz sen yiyiver al sokumla.
çek şunu anne!
Ne bağırıyorsun hiç iyilik yaramaz sana!
.....
Ben evden çıkıncaya kadar sürdü.
Sadece kendinin hakkı var başkalarını düşonmeye, temiz olmaya. Falan. Aaa.
inadına gibi sarımsaklı bi dürüm yapmış, illa yedirecek?
Derdi ne anlamadım artık!
Ya annem dişçinin diş çekme yöntemini beğenmeyen bir insan; o kadar biliyor ki her şeyi aklınca!
Bir yere gittik, ablamlar, bir kaç kişi daha. Tabi dışarda yemek yemenin tüm stresini bana akıtıyor, yabancılara yansıtılmaz!
Sürekli dürtüyor, işaret ediyor, kulağıma sıcak hava üfleye üfleye konuşuyor. Uzaklaşmayayım diye de çenemden tutuyor!
Bütün yemeği annemin kulağıma sıcak hava üflemesiyle geçirdim, öyle ben başkasıyla konuşuyorum gibi bir düşüncesi de yok, sürekli dürtüyor, eliyle çekiyor kolumu.
Sanki sadece kendiyle konuşmalıyım; hem hiç sosyal değilsin diye eleştirir, hem bi yere gitmeye kalksam engellemeye çalışır gereksiz görür, hem böyle aile ortamında bile başkasıyla uzun konuşmama tahammül edemez.
Sürekli dürtüyor, işaret ediyor, kulağıma sıcak hava üfleye üfleye konuşuyor. Uzaklaşmayayım diye de çenemden tutuyor!
Bütün yemeği annemin kulağıma sıcak hava üflemesiyle geçirdim, öyle ben başkasıyla konuşuyorum gibi bir düşüncesi de yok, sürekli dürtüyor, eliyle çekiyor kolumu.
Sanki sadece kendiyle konuşmalıyım; hem hiç sosyal değilsin diye eleştirir, hem bi yere gitmeye kalksam engellemeye çalışır gereksiz görür, hem böyle aile ortamında bile başkasıyla uzun konuşmama tahammül edemez.
25.02.2015
Film ve Dizi izlemeyi sevenler için iki öneri
Film ve Dizi izlemeyi seviyor ama bir türlü hem güncel hem kaliteli hem de fazla reklam olmadan film ya da dizi izleyeceğiniz site bulamıyor musunuz??
Belki de buldunuz ama bi de şu aşağıdaki siteleri denemenizi tavsiye ederim. Güzel. yeni. eski çok sayıda film ve dizi var. Altyazılı ve dublajlı seçenekler var.
Çok fazla reklam yok ve görüntü kalitesi iyi, yüklemede de sorun yaşanmıyor.
Sinema filmleri izlemek için; http://sinemapol.org/
yabancı diziler için; http://www.diziay.com/
Belki de buldunuz ama bi de şu aşağıdaki siteleri denemenizi tavsiye ederim. Güzel. yeni. eski çok sayıda film ve dizi var. Altyazılı ve dublajlı seçenekler var.
Çok fazla reklam yok ve görüntü kalitesi iyi, yüklemede de sorun yaşanmıyor.
Sinema filmleri izlemek için; http://sinemapol.org/
yabancı diziler için; http://www.diziay.com/
20.02.2015
Hani nasıl tatil sonrası, uzun sessizllik dönemlerinden sonra patlama olur, canı kavga çeker, deşarj olmak için.
Sessiz geçen bir günün ardından da akşam yatmadan önce zehrini salmak, deşarj olmak, kavga çektiği için; akşam geç saatte dırdıra başlar.
önce kollar bir kusur arar sende bulamazsa tv'de bulur.
Söylenir bağırır çağırır tabi cümlenin sonunda soru işaretinden önce nazlı? Bulunur!
Sen de susup dinleyecek ve onay vereceksin; çünkü ne desen beğenmez......
Sıklıkla da konu kendi evliliğine, çektiklerine gelir.
Akşam akşam saatlerce aynı şeyleri anlatır, rahatlar gider uyur!
Ben susup dinleyeceğim, hak vereceğim ama asla kapatalım bu konuyu demeyeceğim!
Ama ben olumsuz bikey anlatsam o diyebilir.!
içim sıkıldı ayyyy içim sıkıldı nazlı içim!!
Yarın çıaklım gezelim; yok.
Filme gidelim; yok.
Sahile gidelim; ay yok!
Ee napalım o zaman?
Ay ne bileyim yaa!? Sıkıldım çok! Ayyyy.
Böyle şikayet etmeyi sever, dırdır, kavga.
Sessiz geçen bir günün ardından da akşam yatmadan önce zehrini salmak, deşarj olmak, kavga çektiği için; akşam geç saatte dırdıra başlar.
önce kollar bir kusur arar sende bulamazsa tv'de bulur.
Söylenir bağırır çağırır tabi cümlenin sonunda soru işaretinden önce nazlı? Bulunur!
Sen de susup dinleyecek ve onay vereceksin; çünkü ne desen beğenmez......
Sıklıkla da konu kendi evliliğine, çektiklerine gelir.
Akşam akşam saatlerce aynı şeyleri anlatır, rahatlar gider uyur!
Ben susup dinleyeceğim, hak vereceğim ama asla kapatalım bu konuyu demeyeceğim!
Ama ben olumsuz bikey anlatsam o diyebilir.!
içim sıkıldı ayyyy içim sıkıldı nazlı içim!!
Yarın çıaklım gezelim; yok.
Filme gidelim; yok.
Sahile gidelim; ay yok!
Ee napalım o zaman?
Ay ne bileyim yaa!? Sıkıldım çok! Ayyyy.
Böyle şikayet etmeyi sever, dırdır, kavga.
Okula gitmek için hazırlanıyorum, hava kötü diye kapişonlu montumu giydim. çıkacağım şöyle diyor;
nazlıı!
Hı?
Yağmur yağarsa kapişonunu geçir kafana.
Zaten o yüzden giydim.
Hah yağarsa tak ha kafana!
Bu yeni değil, eskiden beri böyle beyinsizin bile aklına gelecek şeyleri benim aklıma gelmezmiş gibi söyler; 1 kere söylemesi yetmez, seni duymaz çünkü kendi düşüncelerine odaklanmıştır, bir kere daha söyler, bazen 3. Kez bile aynı şeyi söyler. Ve o kadar ciddiyetle aklıma gelmeyeceğini düşünerek söyler.
Yağmur yağarsa şemsiyeni aç ha!
Yaa?
E tabi kızım! Aa boşuna mı aldın yanına?!!
Ayyyyyy!
Oysa ben yağmurdan saçımın bozulmasından nefret ederim, 2 damla yağsa ya başlığı geçiririm kafama ya şemsiye açarım; bu durumda berabersek söylenir durur ne gerek varmış, saçmaymış, saçımda bozulursa bozulsunmuş?!
Geçende de gene aynı montu giymik beraber çıkmıştık, incecik bi yağmur vardı, taktım kapişonu.
Arkadan bir el indirdi. Kim? Kim olacak annem!
Yağmur yok ki takma!
Var.
Yok.
Var işte ince ince.
Yok!
Ayyy.
Ne ay yok yağmur.
Var sen görmüyorsun.
iki damla ağaçtan düşmüştür.
Bu arada kapişonu taktım annem gerek yok diyerek çıkardı!!
Bunun için tartışılır mı?
35 yaşındaki kızın kendi karar veremez mi kapişonu ne zaman takacağına?
Umrunda mı kendi karar verecek!
nazlıı!
Hı?
Yağmur yağarsa kapişonunu geçir kafana.
Zaten o yüzden giydim.
Hah yağarsa tak ha kafana!
Bu yeni değil, eskiden beri böyle beyinsizin bile aklına gelecek şeyleri benim aklıma gelmezmiş gibi söyler; 1 kere söylemesi yetmez, seni duymaz çünkü kendi düşüncelerine odaklanmıştır, bir kere daha söyler, bazen 3. Kez bile aynı şeyi söyler. Ve o kadar ciddiyetle aklıma gelmeyeceğini düşünerek söyler.
Yağmur yağarsa şemsiyeni aç ha!
Yaa?
E tabi kızım! Aa boşuna mı aldın yanına?!!
Ayyyyyy!
Oysa ben yağmurdan saçımın bozulmasından nefret ederim, 2 damla yağsa ya başlığı geçiririm kafama ya şemsiye açarım; bu durumda berabersek söylenir durur ne gerek varmış, saçmaymış, saçımda bozulursa bozulsunmuş?!
Geçende de gene aynı montu giymik beraber çıkmıştık, incecik bi yağmur vardı, taktım kapişonu.
Arkadan bir el indirdi. Kim? Kim olacak annem!
Yağmur yok ki takma!
Var.
Yok.
Var işte ince ince.
Yok!
Ayyy.
Ne ay yok yağmur.
Var sen görmüyorsun.
iki damla ağaçtan düşmüştür.
Bu arada kapişonu taktım annem gerek yok diyerek çıkardı!!
Bunun için tartışılır mı?
35 yaşındaki kızın kendi karar veremez mi kapişonu ne zaman takacağına?
Umrunda mı kendi karar verecek!
Kek yaptım istediğin zaman ye az şekerli.
A iyi yerim.
5dk sonra
ye isterse.
Yerim.
Getireyim o zaman.
Sonra anne.
Niye?
Yemeğin hemen üstüne yemiyorum.
Sebep yasak mı allah allaaah ne saçma!
Kilo aldırıyor üstüste yemek.
Olsun sen ye!
Getirip burnuma dayıyor yarısını koca kekin.
Sonra diyorum ya diyor kenara koyuyorum.
10 dk sonra:
nazlıı ye istersen.
Yerim biraz sonra.
5 dk sonra:
ye istersen artık!
istersen deyince baskı yapmış, dayatmış, karışmış olmuyor aklı sıra! Emir kipi kullanmadan yaptırım uygulamanın yollarından. üstelik sonra suçlanamayacağını düşünüyor; zorladın diyemem; istersen dedim istemiyorduysan yapmayaydın der.
Bir süre sonra gene.
Annecim yiyeceğim, diyorum ya yemekten sonra kilo yapıyor.
iyi tamam. istediğln zaman ye.
Yalan ama. Ben istediğim için istediğim zaman değil kendine göre yapmalıyım.
Bir süre sonra gözüyle kontrole başlıyor, aklınca ben anlamayacağım, her hareketime dönüp bakıyor.
istediğin zaman ye diyor yine.
Bu ne ilk ne son. Senin fikirlerin kararların onu ilgilendirmiyor.
Yiyince de şöyle bişeyi var; daha çok ye. Evde ne varsa bitirip açım diye ağlasam sevinecek. Her zaman daha fazla yememi ister.
Beğendiysen hele; zaten beğenirim de abartmadan söylerim yoksa dayar burnuna bir tabak daha! Yemezsen de hır çıkarır.
Yıllardır öğrendim, bu yüzden annem beni iştahsız, damak tadı olmayan biri sanıyor.
Kendinin kilo almak diye bir derdi yok, hiç olmadı; olanları da anlamamakta ısrarcı.
Hayatta başka zevk yokmuş ki!!
A iyi yerim.
5dk sonra
ye isterse.
Yerim.
Getireyim o zaman.
Sonra anne.
Niye?
Yemeğin hemen üstüne yemiyorum.
Sebep yasak mı allah allaaah ne saçma!
Kilo aldırıyor üstüste yemek.
Olsun sen ye!
Getirip burnuma dayıyor yarısını koca kekin.
Sonra diyorum ya diyor kenara koyuyorum.
10 dk sonra:
nazlıı ye istersen.
Yerim biraz sonra.
5 dk sonra:
ye istersen artık!
istersen deyince baskı yapmış, dayatmış, karışmış olmuyor aklı sıra! Emir kipi kullanmadan yaptırım uygulamanın yollarından. üstelik sonra suçlanamayacağını düşünüyor; zorladın diyemem; istersen dedim istemiyorduysan yapmayaydın der.
Bir süre sonra gene.
Annecim yiyeceğim, diyorum ya yemekten sonra kilo yapıyor.
iyi tamam. istediğln zaman ye.
Yalan ama. Ben istediğim için istediğim zaman değil kendine göre yapmalıyım.
Bir süre sonra gözüyle kontrole başlıyor, aklınca ben anlamayacağım, her hareketime dönüp bakıyor.
istediğin zaman ye diyor yine.
Bu ne ilk ne son. Senin fikirlerin kararların onu ilgilendirmiyor.
Yiyince de şöyle bişeyi var; daha çok ye. Evde ne varsa bitirip açım diye ağlasam sevinecek. Her zaman daha fazla yememi ister.
Beğendiysen hele; zaten beğenirim de abartmadan söylerim yoksa dayar burnuna bir tabak daha! Yemezsen de hır çıkarır.
Yıllardır öğrendim, bu yüzden annem beni iştahsız, damak tadı olmayan biri sanıyor.
Kendinin kilo almak diye bir derdi yok, hiç olmadı; olanları da anlamamakta ısrarcı.
Hayatta başka zevk yokmuş ki!!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)