Hani vitamin eksikliği çıktı bende, saçım çok dökülüyor diye gittim doktora.
Aylar oldu, tedavi bile bitti. Annem hala kabul etmiyor, edemiyor. Hiç olamazmış bende vitamin eksikliği!
çok iyi besleniyormuşuz, assssla olamazmış yanlışmış o test! çok b.ktan bi hastaneymiş o!! Becerememişlerdir diyor.
imkansızmış imkanı yokmuş assla bende bi eksiklik olamazmış!
Test sonucunu kendine hakaret olarak görüyor!
Biz nerde yanlış eksiklik yaptık da böyle oldu gibi bir düşüncesi yok!!
Her konuyu kendine yormaya, yontmaya, çevirmeye meyilli! Ve assla hata yapmaz çünkü o mükemmel!
Ona göre mesela kendi yapamadığı-yapmadığı şeyleri ben de yapmayacağım.
Yemek yemek haricinde keyif almayacağım, balık mantar bakla gibi annemin yemediği yiyecekleri ben de yemeyeceğim, yürüyemiyor kendi ya ben de yürümeyeceğim, akşam zaten çıkılmaz, sinema gürültülü çekilmez ben de gitmeyeceğim (zaten gitse tıkınıyorlar dikkatim dağılıyor diye söylenip durarak bana da zehir eder,izletmez!)...vs vb. Senin bu şeyleri sevmenin yapmak istemenin bir değeri yok önemi de!! Yapılmayacak ve bu normal!
Ve bu durum çok normal!
Bişey midesine dokunur sana olmadı mı der? Niye?!
Hatta birisine anlatırken bize dokunuyor, bize yetiyor gibi konuşarak beni de dahil eder.
Napalım mecburmuş madem doktor demiş yiyecekmişiz balık!
Yüzünü ekşiterek bakıyor, sanırsın kanalizasyona bakıyor. Az kılçıklı diye o anda somon yok dil ve turna balığı veriyor.
Akşam yemekte kaprisi evlere şenlik teatral bir sahne. Tiksinerek ve zıkkım ye der gibi masaya koyuyor.
Yoo mesele evin balık kızartma kokması değil. Kılçık fobisi. çok korkuyor ama korku değil tiksinme ve hoşlanmama olduğunu iddia ediyor.
Ay hani kılçıksızdı bunlar?
Kılçıksız balık olur mu az kılçıklı.
çok ama çok aaaa! Az buysa!
Ben ayıklayayım sana!
Yok sen ye ben yaparım.
Diyor ama söve söve ayıklamaya çalışıyor. Bakışı da aynı. Ağzına koyamıyor parçayı bana gösteriyor var mı? Yok. Ama ağzına alır almaz aaa'yı basıp var diye bağırıp tükürüyor! Bir süre denemeden sonra sövmeye devam tabi; bu arada bana da zıkkım oluyor, oh!
Nasıl ama nefret hiddet dolu! Balık ye diyene lanet okuyor. Balık denen şey yeryüzünden silinse sevinecek.
Ay bana da zıkkım etti rahatladı!
Karar verdi yemeyecekmişiz, atacakmışız, tost yapar yermişiz! Alıverdi önümden kaldırıp atacakmış lanet olasını! çok kılçıklıymış yok efendim az demiş pislik herif, yenmezmiş bu!
Ya ben yiyorum!
Hayır atacakmışız!
Dünya kadar para verdik ben yerim!
Yok kılçıklı atacam!
Atılır mı yaa?
Atacam nazlı atacam! Aaa yenmez bu yenmez! çok aşırı kılçıklı berbat yenmez yiyemezsin!
Bu arada o kadar nefret oldu ki çok kılçıklı bu, yenmez derken balıkları alıp alıp tabağa çalıyor, en son atmaya karar verince öyle bir fırlatıyor ki masaya, masadan sekiyor suratıma!
Hiddetinden farkında bile değil ama gözü kararmış. Ağzındakini de tükürüyor tabağa, büyük bir nefret hiddet ve küfürlerle, öğürerek! Tiksiniyormuş iğrençmiş yenmezmiş!
Atacam deyince de benim önümden de alıyor, atacam atacam yenmez bu nazlı iğrenç! Bağrarak!
Ben yiyorum.
Yiyemezsin kılçıklı!
çıkarıyorum ben!
çıkaramazsın!
Niye?
Görünmüyor, göremezsin! iğrenç çok kılçıklı!
Ben niye göremeyeyim sapasağlam gözüm var? Bu yaştan görememelere mi başlayayım???
Yok atacak bırak nazlı bırak aaa!
Ben yiyorum aaa! Sen bırak.
Resmen tabağı önümden çekiyor!
Ya bırak anne! Yiyorum ben!
Aman nasıl yiyeceksin pis iğrenç bok gibi öğeeeegh!
Zıkkım ettin zaten bok da olsa yiyeceğim!
Aman ye!!
Yicem tabi! Sonra yarın bana müsriflik ettik senin için diye söylenirsin!
Kiim been???
Yok nenem! Sen tabi.
Ben assla hiç öyke bişey yapmam!
Hiç diyorsa yalandır, inkar ederek seni kafalamaya çalışır.
Böyle durumlarda hep yapar! Başıma kakar! Sonra inkar eder!
Daha önce de aynısı oldu. Bu ilk balık sahnesi değil ki.
öyle nefret ediyor ki balık dünyadan yok olsun, ölsek yemeyeceğiz demeliyiz ya da! öyle kör bi nefret!
Hiç dememiş demezmiş öyle şey!
Daha geçende dedin.
Ne zaman???
Geçen balık yediğimizde. Yarısını attın sonra da söylendin durdun.
Hatta o somondu. Ona da düşman oldu! Ton balığına da!
Ağzımıza balık komayacağız!!
işte gene kendi yemiyor diye ben de mahrum kalacağım. Daha önce de aman o vitamin de eksik olsun!bile dedi.
Nefretten zevk alıyor.
Ha ben ayrı da yiyemem! Yasak adeta ama adı yasak değil.
Hani zaten ayrı bir sosyal hayatım olsa, olduğu zaman yiyorum.
Tek balık sahnesi de bu değil yani.
Eniştem bizi balıkçıya götürdü; eniştem ablam annem ben dünürler, bi akrabaları daha.
Evlere şenlik bir gösteri; balık nefreti! Ama en çok bana sahnelendi!
ikide bir dirseğiyle dürtükleye dürtükleye bir hal oldu! Niye? önce biz balık yemeyelim nazlı başka yiyelim. Salata mı? Ayyy iğrenç iyi yıkanmamıştır o! Yemem! E ne? Tost!!
Maaile balık yiyecek biz ikimiz tost kemireceğiz! Ne güzel. Korkak dul ve evde kalmış yetim! Elele tutuşup önümüze sadece bakıp korkudan titreyerek oturalım mı?
Ha zaten ben keyif alma hakkını kaybetmik biriyiM; annem babam boşandı, annem dul, laf olur, babam olur yetimim, laf olur; kocam yok evde kaldım, laf olur! Demek ki hayattan elimi eteğimi çekmeli sadece evde yemek yemekten ibaret olmalı keyif. işte mecburen yaşayacaz napacaz? Zaten her şey midemize dokunuyor!
Ay zıkkım etti zıkkım. Tabi yabancılar var ya ortamda onlara bunu belli etmemek için çabalayarak bana sahneledi.
Siparişler alınıyor; dürtüyor biz tost yiyelim tost yapsınlar nazlı!
Balıkçıda balık mı yemeyeceğiz?
Napalım olsun!
Ben yicem anne!
Bayattır! Zehirleniriz ha!
inşallah!
Amaan sen de!
Soruyor başka ne yiyebiliriz?
Karides, ahtapot?
Iyyy yemez! çok prensip sahibi canıım! Sanki 1 kere ağzına koymuş! Hiç!
Sonuna kadar uğraştı tost yiyelim diye. Madem ben annesini dinlemeyen nankör iyilik bilmez evladım o zaman o şey ne ise ona zıkkım edilecek! Keyif alması engellenecek ki ders alsın.
Herkes keyifle yiyip içecek ona kalsa bir köşede tost kemirip suratsız oturup eğlenmeyeceğiz.
Annem yaşlı dul benyetim evde kalmış; bitmiş bizim hayatımız be! Ne eğlencesi???? Ne hakla!
Bak ablam evli, beyi var; dünürler çift! Onlar yaşar biz bittik! işte mecburen katlanacağız bu hayata.
Kendi de mecburen balık istedi; dil balığı. Ama yiyemiyor incelemekten ve laf edilmesine dayanamıyor; hani amaan canım aldırma denmesine sinir ve bunlar hep benim yüzümden!! Pis hain nazlı!
Ters ters bakışlar bana yandan, dirseklemeler, sinik söylenmeler (başkaları duymasın diye).
Bana ayıklattı balığını, ver ben yapayım derken.
Tabi başkasına belli etmemek için sahte bir neşelilik, sahte roller, havalar. Ay çok titizmiş balığa bayılırmış ama öyle besleyici böyle yararlı böyle bilmem neymiş! öve anlata bitirmiyor. Hem çok bilgili hem modern hem anlayışlı bir anne o!! Sadece biraz titiz!
Ayıkladım verdim, ne dese beğenirsin ben daha ağzıma 1 lokma koyamadım herkes şapır şupur yiyor ben açım balık ayıklıyorum.
Hem de bebeğe ayıklar gibi didik didik lime lime!
Annem o sıralarda havalarda rollerde.
önüne alınca da 'aa buz gibi olmuş bu! Ayy hiç tadı yok'!!
Yemedi! Ekmek kemirdi!
Bekliyor ki ben de yemeyeyim! Soğumuştur senin de yeme nazlı!
Benim sinirimi de kimse anlamıyor, çünkü sürekli fısıltıyla konuşuyor ya da eğilip çekip beni, sohbetimi bölüp, çenemden tutup yüzümü çevirip, sadece kendiyle ilgilenmem gerekirmiş gibi hallerde sürekli kulağıma kulağıma sıcak sıcak nefesini üfleyerek konuşuyor. Kulağımın içine hohluyor sürekli.
Onlar da diyor ki ayy ne kadar iyi anlaşıyorlar!
Ne bilsinler kulağıma sıcak havayla üflerken hayat enerjimi emmeye çalışıyor. Balık lokantasında balık yeme, özlediğin ablanla bile çok konuşma, anneni dinle izle, öyle fazla eğlenme, gibi görün laf etmesinler yeter!!
Ayyyy! Delireceğim yaa!
Kalkınca ba onlara çok eğlenmik keyif almış numaraları bana düşman bakışlar! Başbaşa kalınca küs gibi tavırlar surat asmalar!
Hiç bencil değllmiş hiç!!
Böyle kendi istemediği şeyleri yaptım mı intikam gibi bir beklentiyle; balık güzel miydi bari dedi. Ya da eğlenmeye gitmiksem eğlendi mi bari, çıkmışsam gezdin mi bari, yediysem güzel miydi bari, odama başağrımdan çekildiysem uyudun mu bari: gezdiysem güzel miydi bari???? Hep sonu bari ile biter.
Aslında hayır dememi bekler, dersem sevinir güya belli etmeden bazen; bazen de ben demiştim demenin hazzına varmak ister!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder