26.04.2014

kol boyum yeterli gelmeyince #selfie'de çığır açtım!!! benim keşfim de bu: footfie ya da #footie

Selfie Level: Asian

AYAKLARIM ÇOK MARİFETLİDİR ÖVÜNMEK GİBİ OLMASIN!!
BİR DE ÇOK ESNEĞİMDİR BEN :)))

işte benim selfie'm

Ah!!! Someone help this poor child! :o For what it's worth, the longer you stare at this photo, the harder you laugh. I love it!

DAHA ÇOCUKKEN KEŞFETMİŞTİM BEN Bİ KERE!!!

İYİ BAKIN MEMİŞLERİMİ BİR DAHA GÖREMEZSİNİZ!!


This baby who's just chilling in the tub after a long day of being a baby. | 22 Babies Who Discovered Selfies

BUNDA SOMURTMUŞUM :)


selfie belfie de neymiş annem yıllar önce backfie'yi keşfetmişti!!! poz veremiyorum işte ben çok doğal bir insanım

http://www.wholesalereplicadesignerbags.com/wholesale-ed-hardy-handbags ,  wholesale wholesale designer bags online outlet, wholesale replica designer bags handbags purses whoelsale on wholesalereplicadesignerbags.com,
Fotoğraflarda hiç istediği gibi çıkmadığını söylüyor, poz veremiyorum işte ben çok doğal bir insanım diye övünüyor da.
 Doğal olduğundan değil ki, annemin poz verme hızına yetişemez hiç bir makine daha icat edilmedi.
“If you remember me, then I don't care if everyone else forgets.”  ― Haruki Murakami, Kafka on the Shore

 Hem zaten beni de çekemiyor işte muhakkak flu çıkarım; kendi çekemediği için; ya sallar yanlış basar, ya yanlış basar bozarım diye korkusunda basamaz tuşa çektim sanır çekmemiştir, flaş patlar korkar, flaş çakar hemen oldu sanır makinayı kaldırır... kaç kere çektim tamam dedi, ben de kontrol etmemişim sonra bakıyorum foto moto yok. çekmemiş ama çektiğini iddia ediyor, deklanşöre basacağına kapama tuşuna basmış! bi keresinde ayarları değiştirmiş eli değmiş, foto yerine video çekmiş o gene iyi anı oldu en azından...

 Flaş çakınca bile ekranda foto belirene kadar beklesen 2 saniye daha iyi değil mi?benimki böyle makina!

annem anlamaz ki! şimdiye kadar anlayamadı hiç. Annem çekti mi ben illa fluyum, başkalarına çektiririm kızar ona buna makina verilir mi poz verilir mi hiç utanmıyormuşum! sanırsın nü poz!!

ben çekerdim diye. çekemiyorsun dendi mi de sinir olur çekiyormuş işte benim makimada iş yokmuş, dünyanın parasını vermişiz ama bir haltı yokmuş! ne hakkım varmış sitem etmeye iyilik yaramıyormuş bana. en çok kendini eleştirirsin madem neden çekemediğini kabul edemiyorsun?
bıraksam ben demesem hiç anı fotoğrafımız olmayacak beraber yaa!! hayır ben tek çekildim mi de gıcık, ne gerek varmış?

 Ama hep flu olunur? aman ne olacakmış sanki ne varmış?? çok da önemliymiş sanki...vb vs.... 

Kendi şimdi poz verecek ya güya 1 saniye!! Konuşmadan duramadığı için en azından ağzı açık çıkar, gözü kapalı çıkar. Ya da dayanamayıp hareket etmiştir, 
-anne daha çekmedi makina bi dur! 
+aman ne biçim makina boşuna almışız! der. 

Poz ver dur biraz öylesine dürüst ve doğal bir insanmış ki poz veremiyormuş! 
-E tamam siz sohbet edin ben doğal poz yakalayayım. 

Yoo gene olmaz flaşsızsa gene 3te1 yakalanır, flaşlıysa eğer flaşın ilk sinyalini gördüğü anda arkasını dönmüş oluyor; anne dönme dersin farkında bile değil döndüğünün arşiv annemin sırt fotolarıyla dolu! 


Annem belfie'yi çoktan keşfetti! :) hatta onunki backfie :) 



dönmüyorum ki der bi de... illa yüzü görünmeyecek bi duruşa çevrilmiştir oysa... 
+Sen çekemiyorsun demek der, makinayı suçladıktan sonra! 

Ha sonra iyi çıkmamışım sil bunu diye tutturur, 
-e hiç foton olmayacak anne, olmazsa olmasın napim! 

Tabi fotodaki kişilerinde olmayacak. 

-E benim karemde gider o zaman!
+giderse gitsin mühim değil der... 

Teşekkür ederim derim boş bakar anlamaz 
-yani benim de olmayacak fotom!
+olmasın ne var???? 

Tabi nazlı kimki çok fotosu olsun???!! 

Annemin poz verme hızını anca herhalde profesyonel moda fotoğrafçılarının süper makinaları yakalayabilir. 

+Ama senin makina çok iyi değil miydi en iyisini almıştık der. 
-9 yıl önce! 
+Ee?? 

Teknoloji ilerliyor yenisini daha gelişmişini üretiyorlar desen nafile anneme... 

+Ama en iyisini almıştık 
-sanki fotoğrafçılarınkinden aldık anne satın alabileceğimiz içindekilerden en iyisiydi!
+Aman neyse işte ayyy bozuldu mu yoksa??? 

Annem teknolojiyi yenilemeyi de anlamaz 1 makina alırsın bozuluncaya kadar bozulmazsa ölünceye kadar yetinecen, 3D çekeni çıksa, rüyalarına girip film çekebileni olsa umurunda olmaz; bizim var lazım değil bize yeter!!!!

Böyle şeylerde mecburen bozuldu diyorum, tamir parasının az fazlasına yenisini alabilirim; tamirci sevmediği için razı oluyor... Bir de hiç bilmemesine rağmen çözüm önerisi sunar, tamam yardım etmek istiyor ama ben bilmem ki demez hiç akıl verir;

bağlantı kablosu bozuldu makinanın şununkini kullansana kızım aaa ne var bunda canı sıkılacak??? Bütün makinaların kablosu aynı sanıyor

bir diyalog

+nazlıı bunun pili bitti galiba!
-neyin?
+bunun işte
-ha ver şarj edeyim madem.
+aa ben attım onu!
-nasıl attın?
+çıkarıp attım bitmişti belliydi
-ya anne telefon etmeyi tam bilemiyorsun şarjını nasıl çıkardın?
+ne biliim söylemedin ki! kurcaladım çıkan pile benziyordu attım!
-atılır mı yaa?
+e biten pilleri atarız ya ne bileyim ben atma bunlar şarj edilir deseydin önceden!
-kaç senedir kullanıyorum ben onu pilini atarken gördün mü? neyi takıyorum ya prize?
+ne bileyim ya kızım ben? bir sürü teknolojik şeyin var hangisi nedir ben ne bileyim ki! aman ne var gider alıverirsin bakkaldan şurdan yeni pil!, sen de sanki çok pahalı kaç kuruş ki???
-telefonun özel bataryası o! kim bilir kaça???

her zaman eski kıyafetlerini giymek için bir bahanesi var.

her zaman eski kıyafetlerini giymek için bir bahanesi var. yenilerini almak istiyor, ama eskimesin diye dolapta kalıyor; kırk yılda bir eski dostlarıyla buluşacağı zaman o da benim teşvikimle yenilerini giyiyor.
bugün de takmış mesela havaya; bahane; garip bir havaymış belli değilmiş nolacağı, eski gömleğini giyiyor teyzeme giderken. delik deşik olmadı tabi ama solmuş, sünmüş... en ideal gömleği buymuş!!
ha teyzeme gidiyor beni de evde yalnız bırakmak istemiyor yani. kara kaplı defterimden bir eski sevgili bulur yatağa atarım benim belli olmaz... !!!! illa sen de gel... 1 yetmiyor 2 yaşlı ve eski kafalı kadın bana eskileri anlatacak, yemek tarifi verecek, belki temizlik yaptıracak, nutuk atacak... yok ya? yeter!
ee ben napacakmışım evde bi başıma???????
kitap okurum.
sessizlik!!!!!!

en çok kendimi eleştiririm ben

Maximilian Jaenicke crown of smoke

nisan geldi ama annem hala boğazlı kazak giymemi istiyor; ki en soğuk zamanda bile sevmem, ancak inceyse bazen... Hava çok serin nazlı boğazlını giy haa! diyor ağzında sigara odama dalmış, temiz hava sahası diye bişey yok evde; bari benim odam kalsın. Yok aman şu kadarcıktan bişey olmazmış! Hep aynı şey. 
Aman ben de kendine kusur arıyormuşum, sanki paket içmiş! Odamda içmese bile evin içini turluyor içerken, aa napsınmış hep oturacak değilmiş ya köşe yastığı gibi, bu yaşta hareket gerekirmiş biraz! 

Ama dışarda dolaşmak için bi sebep yok, evde dolaşacak ağzında sigara! Neyseki havalar ısındı da bir de havalandırma kavgası yaşamıyoruz, sayılır...

 Akşam içmiş içmiş mutfakta sigara, pencereyi açmış ama rüzgar ters mi esti nedir benim odama girmiş tüm koku ben de  penceremi açtım biraz çıksın koku diye. O sırada wcye gittim, sonra salona. Bir süre odama gitmedim, ben de sanıyorum ki havalanıyor mis gibi olacak-yani işte şehirde ne kadar olacaksa.

 Aa bi gittim pencereyi kapatmaya zaten kapalı ve koku da hala orada... Odam soğur üşütürüm diye ben wcdeyken arkamdan kapatıvermiş... 

-Kokuyordu onun için açmıştım anne. 
+Ne kokuyordu tuvalet mi?ay gene mi bozuldu sifon? 
-Sigara kokusu vardı. 
+Ay nazlı sen de hasta saplantılı gibi senin odanda içmedim ki ne kokusu olacak yaa!! Bu ne korku valla sen 1 psikoloğa git!! 
-Sayende ya psikologa gidecem ya onkoloğa zaten! 
+Ağzından yel alsın be sen de!! 
-Tüm koku odama gelmiş, dolmuş. 
+Aman iyice dağılmıştır iyice, nasıl gelecek senin odana allah allaaah sanırsın özellikle bulacak senin odanı! ! 
-Seninkine de girmişti. 
+Ben hiç almadım! zaten sadece koku ne var ki?
-yahu ne kokusu? sigara dumanı yayılınca sırf koku gibi geliyor sana; za-rar-lııı
+hiç bi şey olmaz! 45 yıldır içiyorum ben turp gibiyim bak!
-ya bana olursa?
+bana bile olmuyor ki sana olsun nazlı yaa?! azcık bi koku sen de!!

herrr Allah'ın günü soluyorum ben o 'azıcık ve sadece kokuyu'...

oooff işine gelmeyince hiç anlamaz. ya da anlamazdan gelir.
bu ne cüret değil mi kendini eleştirmek?
zaten enn çok kendini eleştirirmiş o yüzden başkasının kendini eleştirmesini kabul edemezmiş, nefret edermiş, kendi çok akıllıymış ve her şeyi düşünürmüş zaten, başkasının aklına ihtiyacı yokmuş hiç!! der bazen...

üşütmemden ödü kopuyor ama sigara dumanı ona göre kokusunu solumamdan zerre kadar rahatsız değil...
galiba mesele benim hastalanmam değil, hastalanırsam üşütüp, ev işlerinin aksaması! 

en çok kendini eleştirirmişmiş! hıı tabi. ben dururken mi?

21.04.2014

ne güzel hep beraber geziyorsunuz annen seni hiç bırakmıyor

mother and daughter


Bi komşumuz diyor ki ne güzel imreniyormuş bize hep anne kız beraber hiç ayrılmadan hareket ediyormuşuz. Her yere beraber gidiyormuşuz, annem beni hiç yalnız bırakmıyormuş. Arkadaş gibiymişiz.
 Kendi de 17 yaşındaki kızıyla böyle olmak istermiş ama kızı onu yanında istemiyormuş...sen gelme diyormuş hep, arkadaşlarıyla geziyormuş... ne güzelmiş ben hiç demiyormuşum!
sanki desem ne fayda?


Sanki ben istiyorum, bırakmıyor ki peşimi. Sırf tek gidebileyim diye son anda karar vermiş numarası yapıyorum. 
O zaman bile çoğu zaman nereye niye söylemiyorsun ben de gelirdim diyor. 
Kızlarla buluşacağız diyorum aaa iyi işte bana da değişiklik olurdu diyor! 

geldiği zaman da ben 5dk oturur kalkarım diyor ama külliyen yalan; rolümü çalıyor, sonra herkesinkini, deşarj olunca sıkılıyor kalkalım diyor mesela bana!!
sonra söyleyince de napayım diyor sıkılıyormuş, sosyalleşmek, sohbet etmek onun da hakkı değilmiymiş? mahsus bir de beni suçlu duruma düşürmeye çalışıyor.
ben olamıyorum. napsınmış yani? kendi arkadaşlarınla deşarj ol değil mi. yok onlar yetmiyor hem benimle konuşup hem her fırsatta arkadaşlarımla konuşup oh oh tam deşarj olacak nazlıyı kim takar yaa??

Ya da yürüyüşe gideceğim;
+söyleseydin ya ben de gelirdim belki güzel bir hırka bulurdum! 
-Foruma değil anne sahile 

(eskiden bizim sahil böyle değildi, taş, toprak, kayalık, izbe gibi bir yerdi, içki içmeye giderdi erkekler, bi kere o aklında kalmış ya değiştiremezsin, kmlerce düzgün yürüyüş yolu yaptılar ve hep cıvıl cıvıl ama anneme göre berduş dolu, gidilmez!foruma git). 

+Sahile tek gidilmez! ben de gelecem bekle! 
-Anne eski sahil değil bu! 
+illa da yürüyeceksen koşu bandı alsaydık aah ah içim hiç rahat değil, Bana ne gelecem ben kızımı berduşlara yem etmek için büyütmedim! 

Sanırsın daha önce sahili görmedi, ama bahane ya da sabit fikrini değiştirmiyor... 

-Ama ben çok yürüyeceğim yorulursun sen, 
+az yürürsün şöyle bir hava alır döneriz! 

Aayyyyyy. Annemin hava alma dediği, bıraksam elele kolkola gezeceğiz, maalesef genç değil ki hemen yorulup oturmak istiyor sonra gene huzursuzluk, şikayeti bitmiyor, bank beğenmiyor, dolanıyor daha çok yoruluyoruz sonra ilk gördüğü bankın en temizi, düzgünü olduğunu düşünüp ona dönmek istiyor, tabi iyice yorgun, diyor ki 10dk dinlenelim de eve dönelim artık! yeter bu kadar yürüdüğümüz çok yorulduk! ben yoruldım mu, doydum mu yürümeye? kimin umurunda ki?

Hep böyle çoğul konuşur ben teyzem değilim ki ona dese neyse.... 
Teyzenle gezsin nazlı! 

Geziyor canım sayemde, tabi illa ki beni de katmak ister ama kaçınırım; teyzemle iyi anlaşırlar, uyumludur o, ama işin tadı olmaz öyle uyumluyla! hani mücadele hani meydan okuma hani ikna turları, birine birşey dayatma, istediğini kendi zevkini yaptırma mücadelesi? eğlenceli değil ki!

 --

ya da 
+ben yorulunca otururum sen biraz daha yürür dönersin 

der ama nerdee? Ona göre biraz neredeyse birkaç santim öte bense cep sinemasının oradan bi başlarım taaa mezitliye çıkacam neredeyse... 
Ama anlamaz ki, bi süre dönmezsem berduşlar tecavüze kaçırdı sanıyor herhalde cangıldayız ya ev en güzeli (bi ara yürüyüşü madem seviyormuşum bari eve koşu bandı alalımmış! Sırf sahile inmeyeyim diye...), telefona sarılıyor bi süre dönmezsem

+ee nazlı nerdesin? dönmedin? 
-Daha 10dk oldu anne, 
+e ben sıkıldım dön! 

E ben doymadım yürümeye ama kimin umrunda tabi??? Annemle yürüyüş kısa yürümek istediğimde çekilir anca... O yüzden aniden çıkıyorum anlamıyor ben de geleyim, mecburen acı gerçeği yüzüne çarpmak zorundayım;
-annecim sen çok yürüyemiyorsun ki ondan bana yetmiyor, 
+olsun ben beklerdim seni, 
-bekleyemiyorsun ki! yetmiyor bana o kadar ya, biraz yalnız kalıp düşünmem falan rahatlamam lazım, 
+aman sen de zaten bu gidişle ilerde çoook kalacaksın yalnız yaşlı bir kız olarak!!!
-hah işte yaşlı o zaman yürüyemem ki bu kadar uzun şimdi yürüyeyim bari..... 

Anlıyor mu hayır! 
Haa tek çıkınca da rahat bırakıyor sanmayın, arıyor neredeymişim ne zaman dönecekmişim galiba sinirimi sabrımı sınıyor! Teknojoliden anlasa çip taktırıp gpsle beni izler!!Ee bu bana yürüyüş değil ki!. 

Arkadaşlarımla bile buluşacakken annem de gelmek istiyor, caydırmak için türlü yöntem geliştirdim, ama bazen gene de dinlemez.

 Kabul etmiyor ama dışarı çıkıp sosyal olmaya ihtiyacı var, ama onun yerine sen yetersin diyor, başıma da musallat! 
Sonra bir sosyallik yakaladı mı bırakmak ne demek ortamı da sohbeti de ele geçirip, içini döküp rahatlayıncaya kadar hiiç umursamıyor kimseyi. Kendi konuşmadığı anda da sıkılıyor bana da hadi gidelim yeter oturduğunuz diyor!! 

Eee ben konuşmadım kendi arkadaşlarımla!

 Olsun kendi rahatladı, sıkıldı, kalkıp eve gitme kararı alındı! Ben de illa uyacam çünkü zavallı bir köleyim... Uyarıyorum ben az konuştum, özlemişim diye; 30 dk anca sabrediyor, arada lafa dalamıyorsa ilgisini kaybeder ve sıkılır, surat asar, acele ettirir; hadi nazlı hadi nazlı gidelim! Ha zaten ortamımı çalmış benim anlatacalarımı benden önce anlatmış, hatta anlatmak istemediklerimi, gereksiz detayları bile kendi anlatmıştır! 
 ---


 assla baskıcı bir anne değilmiş! yasak koymazmış, yapmayacaksın falan demezmiş!! Bunda bile beni kandırmaya çalışıypr yaa... Gitmeyeceksin demez ama gitmemem için elinden geleni yapar; bunun için her yol mübahtır, sonucunda benin asabım mı bozulur psikolojim mi, eskiden de yani daha küçükken de, korkak olmama bile razı, sırf gitmeyeyim diye bir geziye beni korku senaryolarıyla korkuttu; gitmeyeyim de psikolojim bozulsun, nasılsa evdeyim...

 En yakın markete gidip dönüyoruz karşılaştığımız bir komşuya bu kadar yürümek bile hareket bize yetiyor diyor, ha kadın şaşıyor mu yooo zaten sitenin 4-5dönümlük arazisinden hiç çıkmıyor ki aaa bak tam bana örnek olacak bir kadın! siteden çıkmıyor saçına başına bakmıyor temizlik yapıp tüm sinirini çocuğundan çıkarıyor, şimdiye kadar yönetemediği kimselerin acısını çocuktan çıkarıyor...

20.04.2014

En güzeli başkası kitap gazete dergi okurken okumaya çalışmakmış?  bana dergi okutmaz mesela; renkli bişey ilgisini çektiyse göster der neymiş oku der ya da bi bakayım der elinden alamazsın dergiyi.. Ben bakıyordum anne. Aman sen baktın zaten. Ya poşetini bile yeni açtım. Aman hepsine baktın ya yeter. Bakmadım ki hepsine! -- hem bana gereksiz der hem benden önce ve fazla bakar ....

yiyelim mi

+Nazlııı yemek yiyelim mi? 
-Daha az önce yedik ya? 
+Olsun biraz daha ye. 

-- 
+nazlııı yemek yiyelim mi? 
-Hayır. 

10dk sonra;

+Nazlııı yemeği ısıtayım mı? 
-Hayır daha erken değil mi? 

10dk sonra; 

+nazlıı yemeği hazırlayayım mı? 
-Annecim erken dedim ya, sen ye istersen, 
+yok olmaz beraber yiyelim..

5dk sonra; 

+nazlı yiyelim mi artık?? 
-Daha 5dk oldu yaa. 
+Yok canım en az yarım saat oldu! 
-Ne yarım saati anne, daha izlediğim klip bile bitmedi, başladığnda sormuştun... 

Bazı şeyleri 2 kere söyler; bana inanası yoksa, şüpheliyse 3 kere; beni güya baskı yapmadan ikna etmek istiyorsa 4 kere; sorunun şekli değişir tabi. 
Eğer uzun vadeli  bir plansa 5-6 belki 10 kere....

bit

Yalan dünyada bit vakasına yorum yaptım; bit ilacı bi kere de çözüyor, yıkadıktan sonra tarağıyla tarayıp ölü bitleri ayıklıyorsun dedim. Ben bitlenmişim sandı. Ben kullanmışım ki biliyorummuş!!

hızlı evlendirmenin yolu

Bir gün yine çöpçatanlık peşindeydiler; annem, teyzem, uzaktan bir akraba hanım, komşu kadın. Birinden bahsediyorlar bilmem kimin oğlu... Annem sonradan bahsediyor, e ben görmüştüm onu ayy ne çirkin... önemli değilmiş bunlar ki! iyi biri mi, işi gücü ne falan önemliymiş. Sanki ben de çok güzelmişim de!
hızlı evlendirmenin yolu; özgüvenini kırmak ve daha iyisini bulamazsına inandırmak..

öksürmeyecekmişim

Hava değişip durunca beni öksürük tuttu, boğazımda bir gıcık var... O sırada telefonla konuşuyormuş efem, dönüp bana ters ters bakıyor, duyamıyorum senin yüzünden diyor, öksürmeyecekmişim... Baya fazla geliyorum kadına! adamın birine verelim de naparsa yapsın!

17.04.2014

bir ortamda konu evlilikse ben değil annem hemen alınıp atlıyor konunun üstüne; açıklama gereği hissediyor 2

çok konuşan insanlar kendi düşüncelerine çok daldığı, ve bencilse kesin inandığı için  de; karşılarındakinin sıkıldığını, yanlış anladığını vs farkedemiyorlar... 


----------  bi de bunları yani benimle ilgili şeyleri hani az çok tanıdığımız birine anlatsa; o da zaten her tanıdığa da anlatılmaz da üstüne vazife de değil, ama annem anlar mı?

 Eve gelen tamirci, markette tanıştığı kadın, kasiyer kız.... evlenemediğimi anlatır yakınır acındırır beni suçlu durumda falan bırakmaya çalışır....


bir kaç defa alay konusu bile olmuştum. Ama annem böyle şeyleri anlamaz eskiden beri, şakadan, ironiden anlamadığı gibi....

,----------

 ilkokul orta ve lisede bile çok çektim; anlayamazdı. Bir sürü örnek vardı ama biri şöyleydi mesela bişekilde arkadaşlarımın önünde bana bebek gibi davranmak, mıncıklamak; o çağda zaten sevmezsin bunları, tersosun falan ama ne anlasın; öpücük yağmuruna tutar, poponu avuçlar, burnunu silmeye, biryerlerini sürekli elleyerek düzeltmeye çalışır...

anlatsan anlamaz, kavga etsen sinirlisin ağlasan zayıfsın, alay ediyorlar benle dedim bi gün benzer şeyler için hiç inanmadı, anlayamamış; öyle demezler annesi çok seviyor nazlıyı derlermiş....takdir eder imrenirlermiş....
çocuklar acımasız yeni yetmeler alaycı oluyor haberi yok ki...

 Hala biyerimi elleyerek düzeltmeye, tabağıma müdehale etmeye, burnunu sil demeye, peçete vermeye, ne giyeceğime karar vermeye, tuvalete git deyip durmaya meyilidir...

9 ay taşımış, altımı değişmiş beni benden iyi bilirmiş!! kendi doğurmuş ya beni benimle ilgili herşeyi kendi daha iyi bilirmiş. 

Neden alay ettiklerini açıklamaya çalışsam da nafile oldu, iyi de açıklamıştım ama çok saçma öyle şey olur mu, bunda ne var ki gibisinden konuştu; sonunda anlayamıyorum kızım sen alınıyorsun öyle şey olur mu?dedi. 
Anlayamazsın elbet sen bizim yaşımızda değilsin ki???çocuk-yeniyetme kafası da çağ da başka anne!dedim de hak veerdi.... 

Ama sanki ne olurdu ilk deyişimde anlamasa bile, hatta inanmasa ve hatta yalan-hata bile olsa bana inanıverse, güvense ne olurdu??? 

Ama anneme mantıklı gelmiyorsa-ya da aksi bu önemlidir buna göre karar verir; bizim için değiştirmez kendi mantığını! işte böyle anca zorla ikna etmen gerekir; günlerce kafasına işlemek zorundasın, kah acındırıp ağlamaklı olup kah sinirli ama mantıklı; ona yani mantıklı gelecek gerekçelerin olmalıdır!! 
Bu ikna ve yalancı nazlıya inandırma mücadelesinden sonra belki değişir ama bazen de bi yerde ya inanmamış ya mücadele-meydan oluma-inat damarına geldiğinde sana işte senin hatırın için yapıyorum-yapmıyorum tavrı takınır! 
Yani aslında yalancısın ama muhteşem annem senin gibi bir yalancı, hain acuzeyi affediyor ve inanıyor; bu bir lütuftur.-- bi de şu vardır ki hani ablamda onun gibi ima-ironi-altmetin vb anlamaz, ama mesela oldu ve anneme bahsediyor  diyelim; annem hep ona daha çabuk inanmaya meyillidir.kıskanıyorum evet. Ve ikisi de bunu anlamaz, yoo kıskandığımı annem anlar ama neden ve neyi olduğunu değil...ayrı davrandığının ya farkında değil ki söylesen inkar ediyor en iddialı şekilde,

bir ortamda konu evlilikse ben değil annem hemen alınıp atlıyor konunun üstüne; açıklama gereği hissediyor 1

"You know I'd rather walk on my lips than to criticize anyone, but Janice Vanmeter.. I bet you money she paid 500 dollars for that dress and don't even bother to wear a girdle. Looks like two pigs fightin' under a blanket." -Steel Magnolias- BEST CHICK FLICK EVER @Kelly Jeffrey Davis

Annemin insan tanımayla cidden bir ilgisi yok! Hani beni beğenmez hep eleştirir diyorum ya ama ortamda bir erkek varsa öyle değil. Yok hanımlardan oluşan bir grupsa aynen devam, ha bazen beni pazarlar gibi davrandığı da oluyor. öve öve. 

Hanımlarla neyse de erkeklere karşı tuhaf oluyor, anında üstlerine alınabiliyorlar; yani illa karşı tarafı beğendiği ve bana uygun bulduğu için konuşmuyor ki, ondan. Sırf konuşmak için. Hadi hanımlar tanıdıkları birine uygun görebilir, onların bakışı bir derece mazur görünebilir , gerçi bazen kimisi de pazardan karpuz seçer gibi bakıyor ya... Ama annem farkında değil, karşıdaki erkekse, hepsi demiyorum ama çoğu zaman, mesela ben oğluna uygun olabilecekken aklından kendi geçiyor gibi oluyor; genç olsa da benzer bir durum, hani masumane hoş kız diye düşünebilir, karşı taraf da bekarsa falan bi derece , ama annem insanlar ne düşünecek hiç tahmin edemediği için habire beni yamar gibi konuşuyor,karşı tarafın ifadesinden hissediliyor. 

Ha susturayımmı?ay böyle rahatlıyormuş canım ne var?hem kötü bişey mi demiş?ve benim farkettiğim şeyleri farketmemekle kalmıyor bana da inanmıyor. Aman ben de atmışım! 


----- 

bir ortamda konu evlilikse de ben değil de annem benden önce alınıyor üstüne. Alındığı şurdan belli konuyu napıp edip bana getirip evlenemediğimi ama aslında taa okuldayken bile biçok arkadaşımın bana hayran olduğunu, sonradan da birileriyle tanıştığımı, tanıştırdıklarını , hep evlenmek istediklerini benle ama benim yanaşmadığımı söylüyor. 
Yazarken belli olmuyor ama duysanız alıngan biçimde söylediğini anlarsınız. Zavallı kusurlu evlenemeyen bir kızı var. Annemde kızları kompleks olmuş, kısaca kesip atamıyor mesela kimseyi beğenmiyor ki deyip bitirebilir ama bu ona yetmiyor illa uzata uzata açıklama yapacak, yani bunları söylemese bu insanlar benim hiç beğenilmediğimi, istenmediğimi rahatlıkla ve haklılıkla düşünüp, inanabilirler! 
That Innocent face!!! Love Lucy!!!
Tabi konuşurken bakışları da değişiyor onlara üzgün ama kızına baskı yapmayan, sevdiği biriyle mutlu bir yuva kurmasını isteyen, ama zorla evlilikten hayır gelmeyeceği için olursa olur inşallh diyen, ama mutsuz olacağına evlenmese de olur diyebilen bir anne portresi çiziyor; ama bana o konuşmalar sırasındaki bakışı hem acır hem kızar gibi hem de eğer beni utandırır ve zor durumda bırakırsa acilen evlenme kararı alırmıyım bakışı... 

bu da  utandırma ve zor durumda bırakma yöntemi herhalde....

Ben ne desem boş bu kadar uzatmana gerek yok desem ne fayda kompleks olmuş annemde... Ama öyle uzatıyor ki binlerce beğenen isteyen olmuş ama ben yazzzzııık zavallı nazlı evlenememişim, sonunda bana acır gibi bakıyorlar tepem atıyor tersleşlyorum... 

Ha tabi bu insanlar diye bahsettiklerim illa dost, akraba, tanıdık olması da şart değil, kim olursa olsun evlilik konusu açıldığı an alınıyor annem. Sanırsın bi tarafımda damgayla dolaşıyorum ve herkese evlenemememin açıklamasonı yapmak mecburiyetinde olan acınası bir varlğım! 

hele yeni evli bir çiftle tanışmış olalım; hem imreniyor, hem sonra bana onları övüyor, bazen ne iyi adam bunu mu bulmuş, bunun gibisini bulamadın falan diyor ama onlara karşı sanki hemen anlaşılırmış gibi ve hemen anlaşılabiliyor olsa bile açıklamak zorundaymışım gibi, ya da evlenmek zorundaymışım ama bu görevi alçak nazlı yerine getirmemiş bir suçluymuşum gibi davranıyor. hemen açıklamalara girişiyor onlara; fazlasıyla; ne ne ilgilendirir onları diye düşünür ne de çok uzattım sıkılırlar diye.... konuşup rahatlayacak, beni suçlayacak ya da aklınca zor durumda bırakacak... utandıracak. e ben de akşamına evlenirim napalım... offfffff



Ya acıyorlar bu daha çok, ya sen de evlen o zaman bak annen üzülüyor'a başlıyorlar ki annemin istediği de bu benim etki altında kalmamı bekliyor ve ama bir yandan da kendine anlayışlı anne rolü yapma fırsatı doğmuş oluyor.

 inanın öyle, evde davranışı başka o anda bambaşka; işte istermiş yuva kurmamı ama öyle kolay değilmiş tabi ,önce ben sevip anlaşacakmışım, tam karar vermiş olacakmışım, adam gibi adam olacakmış falan yani kızına baskı yapamazmış, kötü bir evlilik olacağına geç olsun güç olmasınmış napalımmış rolü!! 


--- ---------------- ----------------------- 
Perfection is boring
ha erkek olan ortamda iş başkalaşıyor tabi işte; acıma, kızma, akıl verme ve ya birini bana uygun görme falandan ziyade bir hava oluşuyor. 
Eğer gençse karşındaki annem beni övdükçe ümitlenip, kendine yamamaya çalıştığını zannediyor, böyle gıccık, yavşamış ve tavsamış bir sırıtış ve gözlerde umutlu bir parlama...yok olmadığı ters teptiği de olur ama genelde böyle, annem sırf deşarj olmak istediğinden böyle bir hava yarattığını göremiyor. 
Söyleyince de ben işte ya atıyorum abartıyorum inanmıyor ya da esas ben alınganım neden bana öyle baksın ki adam? Ya da beni niye düşünsün....

 Bi keresinde annemin bile beni beraber düşünmeyeceği birisine sırf konuşmak için konuşarak, beni övdü, adamda da işte o iğrenç haller...annemde hissetmiş hayret ve sinirlenmiş; haline tipine cahiliğine de bakmıyor da seni düşünüyor kendine yok artık!diyor. E diyorum sen böyle yaptın!hiç de bileymiş... Ama zemini hazırlayan kendisi...kabul eder mi? assssla


This is very true. I can find lots to do alone. Always.
 ---_____________________


Bored ANY BODY WANNA TALK?? im suuuupppperrrr bored!!


 bir düğünde beni böyle zor durumda bıraktı; iğrenç bir tipe beni öve öve adamın yanlış anlamasına neden oldu, sonra da sudan bir sebepten bizi adeta başbaşa kalalım der gibi yalnız bıraktı.
sonra adam o kadar umutlanmış ki birinden telefonumu bulmuş musallat oldu bir süre. Buna en çok sinirlenense annem oldu. Senin sayende desem de inanmıyor, kendisi öyle bir hava yaratmamış, öyle bir his vermiş olamaz assla!!

Niye ben adamla başbaşa kalmışım ya???? kendi konuştu konuştu çekip gitti biz yalnız kalalım ister gibi ama o kadar kendi duygularının esiri ki farkında bile değil davranışlarının. sonra da bana kızıyor; niye yalnız kalmışım ya adamla!!! gene ben suçluyum aklısıra..

-Ya sen bırakıverip gittin ya bilmem kimi gördüm diye!! 

E ben niye kalmışım ya orada??? 

-Zaten masa benim ben mi kalkıp gidecem çöreklenip kaldı akşam boyunca umudundan bakışlarıyla beni sinir edip gecemin içine etti....kovsa mıydım? 

+Atsaydın başından!! 

kendi yapmayı beceremeyeceği şeyleri bana ya yıkar ya yapacağımı sanır. hani yalaka ol o zaman dediği gibi. kendi gururluymuş da yapamamış ya sanki ben gurursuzum. mesela kendi insanları kıramazmışmış ama ben kırabilirim yani. kaba olmak istemezmişmiş ama ben olabilirim.
tabi canım ben kimim ki majesteleri gibi soylu muyum köleyim zavallıyım ben bende gurur da kibarlık da ne gezeeerrrrrr?
_______

Bu ilk değil annemin, başıma musallat eder ruhu duymaz sonra beni suçlar, o kadar da inanır ki kendi savunmasına , hiç acabası yoktur, bana güvenmez, kendi dediği doğru...

 Masadan kalktım bi yerlere gittim dönmedim ama nafile.... Ben yüz vermişim ! Beni satmak ister gibi övüp duran kendi..


______________

ben de ben de ben de

Benden eksik kalmayacak illa çocuk gibi;


6ab927069349391309cd13070caef276.jpg 400×500 píxeles
+ne yiyorsun sen ver ben de yiyeyim! 
-Sakız çiğniyorum anne. 
+Niye bana da vermiyorsun? belki benim de canım çekiyor! ver bana da! ben de çiğneyeyim.

çok şekerli buldu. iğrençmiş tadı nasıl çiğniyormuşum.
_______________________


20 Amazing Health Benefits Of Green Tea
+ne içeceksin? 
-yeşil çay. 
+Bana da yap! 

beğenmedi, hiç tadı yokmuş.

__

A butterfly cofee
mutfağa su içmeye giriyorum;
+napacaksın?
-su içecem
+kahve yapacaksın sandım
-yoo, yapayım mı sana
+sen içmeyecekmisin
-hayır canım istemiyor, sana yapayım
+yok

ama ben kendime yapıyor olmasam ister. ama be kahve de tek olmuyor. yok yaa oluyor oluyor. dur be canım kahve istedi :)

________________
Watch comedy clips on YouTube—it's not procrastinating
+ne izliyorsun komik mi? 
-Eh işte.
+Dur gözlüğümü takayım da ben de izleyeyim! 
-çok ilerledi film ama. 
+Anlatırsın! 

kimbilir kaç kez film dizi anlatmaktan hoşlanmadığımı söyledim ama anlamaz ki. anlatınca komik olmamasını da anlayamıyor. zaten izleyince komik de bulmuyor.....

_______________
Walk it Off! How to Walk 10,000 Steps a Day with livelaughrowe.com
+nereye gidiyorsun?
-sahile yürüyüşe 
+Ben de geleyim! 
10 Ways to Walk Off Fat Faster: Here’s how to boost your calorie-burn big time—without much extra effort.
ne yürür ne yürütür. ben seni beklerim sen yürü biraz der. ona göre biraz 10dk falan. 10dkyı geçince endişelenir ya da sinirlenir....

_______________________


bişeyden kendi kendime keyif almam bile yasak, beraber sakız çiğneyeceğiz! çok şekerli bulup beni eleştirmek için bir fırsatı daha olacak. 

Beraber yeşil çay içerceğiz bunun tadı iğrenç asla içemem daha deyip dökecek...

beraber film izleyeceğiz, kaçırdıklarımı anlattıracak -ki hiç sevmem- zaten anlatınca değil izleyince komik, ama izlese de kalanını anlamadıkça bunlar napıyor diye bana anlattıracak; hem benim zevkimi çalacak hem hiç beğenmeyip eleştirecek, hem keyfimi kaçıracak...  sonra hadi çay koy da salonda oturalım diye tutturacak. Aptal gibi tv kutusuna bakıp, ya milleti eleştirecek ben dinleyecem ya da eski zamanlardaki kötü anılarını.... 

Ama bu durumda bencil olan benim gene de... Sen git kendin izle yok.. 

Anca beraber kanca berabermiş. Ama zevkler uymuyor! Uyacak! zaten beimkiler yanlış! Alttan altan bana metin bu: benim gibi olacan çünkü en doğrusu bu! 


 benle gelecek heryere ne benim kendi kendime ne arkadaşlarımla olmaya ihtiyacım, hakkım var! Tabi bı arada yeni arkadaş edinmeme de mani olacak, aman çok beğenseler gelip konuşurlardı zaten- 

zaten arkadaşlarım pek nadir çıkabiliyor akşamları, anneme göre gitmeme ne gerek var? 


_____
beraber çay içerken de;
+çıkar o kaşığı bardaktan gözüne batacak Nazlııı!! 
-Niye batsın o kadar mı salağım? 
+Olur olur çıkar! 
-Hayır karıştırmak gerekiyor sıcak çikolata bu! 

Sinirleniyor, gerekmezmiş bi daha karıştırmak, illa o kaşık çıkacak, nasıl lanet olasıca der gibi bakıyor bana, ve müdehale etmeden duramaz! gelip kendi çıkarıyor. Ben buna bile üşeniyormuuşum! Karıştırmak lazım ama! Yeter karıştırdığın!! Sıcak çikolata ne anlayamadı ki zaten! içti bende görüp ben de içecem!deyip; beğenmedi bile bitiremedi.... Ben döksem müsrifsin der ama

market sevdası

Shopping list and meal ideas for spending only $20 a week on groceries  --  Interesting.  I don't know where she's finding wheat bread for $.80/loaf (maybe it's an old list), but it's still got some great ideas.

Bir yere gideceğimi anlar anlamaz sipariş listesi veriyor. Sadece migirosa (annem böyle diyor) gideceğimi sandığından, umduğundan değil; yegane temennisi migirosa gitmek. Başka planım varsa da bozulsun ki işte anneme göre iyi ve güvenli bir yere gitmiş olayım bari! 
-Oraya gitmicem ki. 
+Ama şunlar bunlar lazım! 
+zaten napacan ki?

kimin var?neyin var ki?zavallı nazlı başka nereye gidebilir? Hiç bir özelliği olmayan zavallı, ucube nazlı; işte hasbel kader üni. bitirdi .... offff

bütün çekmeler aynı

When cell phones use to be about your car breaking down.

Annem teknolojiden o kadar anlamıyor ki, birkaç yıl önceki telefonumun kamerası dahi yoktu ama gittiğimiz bir gezide uğradığımız bir müzede fotoğraf çekme yasağını deldiğimi sanacak kadar. Gezerken mesaj geldi, ona bakıyordum annem de bir hışım yanımda  bitti, bir telaş bir korku, sanırsın yakalansam diyelim çekim yaparken kellem vurulacak, napıyormuşum yasakmış!

+çekme nazlı çekme yasak!!! Diyor. 
-çekmiyorum zaten. 
+Ama elinde, güvenlikçiler fotoğraf çekiyorsun anlacak! Bırak çekme çekme!! 
-Annecim mesaja bakıyorum! 

Bi de önümde durup beni kapatıp koruyor aklısıra. 
andibgoode:    Campaign images - “Ben, old-fashioned” for Dutch telecom provider Ben. i.c.w KesselsKramer, 2008 (text taken from qiu-yang.com)

komik tavırlarla, bir yandan güvenlikçileri gözüyle takip ediyor, bir yandan beni güya belli etmeden dürtükleyip, uyarıyor. Rol yapamaz ki, gizleyeceğine daha çok dikkat çeker, belli eder.. Sanmış ki mesaja bakar gibi yapıp çekiyorum. 

Hala sinirleniyor, bırak o telefonu deyip elimden cırmalayarak almaya çalışıyor, yakalanacakmışım, başım derde girecekmiş! 

-Arkadaşıma mesaj çekmekten mi ceza alacağıım yaa annee??? 
+çekmek yasakmış işte!! 
-Anne fotoğraf çekmek yasak yaaaa! 
+Senin yaptığın ne ya? çektin lşte!
-Mesaj çekmekle fotoğraf çekmek aynı şey değil ki! 
+Aa öyle mi? sesi aynı ama!! bana fotoğraf çektin gibi geldi yasakmış nazlı!!!
-Zaten istesem de çekemem ki fotoğraf. 
+Niyeymiş o hep çekiyorsun ya işte! 
-Fotoğraf makinemle çekiyorum onları. 
+Yok ben bunla ceple de çektiğini görmüştüm ama. ceple de çekiliyormuş ben öyle biliyorum!
-Annecim bunda kamera bile yok nasıl çekeyim yaa??? 
+yaaa... yok mu var işte şu değil miydi?
-o ekranı anne.

 çekmek deyince ben o mesaj değil fotoğraf anlarmış meğer...ne çekip yolluyorsun demişti hele... 


14675736-tela-fono-ma-vil-viejo.jpg (804×1200)

gülmenin de bir yeri, bir sırası, adabı, yeri, zamanı ve dozu-sınırı var

.
Annem gülenlerden hiç hoşlanmaz ve pek gülmez. gülmenin de bir yeri, bir sırası, adabı, yeri, zamanı ve dozu-sınırı varmış!
 Ona göre saçmadır. Hiç komik bulmaz. Hani yeniyetmeyken herşeye gülmeye meyillisindir ya, en zoru o yıllardı, çeşitli dozlarda azar yedik durduk. 
Ne varmış gülecek ki şimdi? 
Hiç komik değil ki?
çok saçma yere gülüyorsunuz! 
Yerli yersiz gülmeyin!
yeter artık kızlar gülmenin de bir sınırı var
neyine gülüyorsunuz ki bunun?
sırası mı şimdi gülmenin?.....
I live with a Pom; I see a laughing face like this every day . . . EDK
 -- 
bi gün uyumadan önce çok gülmüştük ablamla, odaya girip yeter dedi bu ne gülmek öyle? hafif kadınlar gibi! Tabi biz ağır-namuslu kızlarız biz gülmelerimizi bile kocaya saklarız! ilerde kocamızla güleriz!
Pot kırmak mı, lafını bilip de konuşmak mı, bilinçaltı mı yoksa her zamanki gibi beni küçümsemek ve eleştirmekle mi meşgul? 
işte de ilişkilerde de biraz arsız olmak lazımmış. Mesela her gün aramalıymışım Serdar'ı, hiç de sevmez ve anlaşamazken, olsun, sonucunda evlenmek var! Ve bir kız bunun için doğar! Ya da iş son iş başvurumu her fırsatta aramalıymışım, olmadı ya işte, olsun ben gene de arsızlık edip aramalı, biraz yalakalık yapmalıymışım, yanaşıp hal hatır sormalı en azından, ahbaplık kurmalıymışım!! 
Yıllarca bizi aksini söyleyerek büyüttü; asla yalakalık etmemiş, etmezmiş, kimsenin sırtına basmamış ve kadınlığını kullanmamış, içten pazarlıklı olup asssla öyle hesapla arkadaşlık kurmamış! hep çalışmış ve çalışkanlığıyla başarı kazanmış kazanmışsa... çünkü gururlu ve onurluymuş! Siz de asla yapmayın! Diye diye.... 

Ama şimdi benden beklentisi hayır kadınlığımı kullanmak değil, arsızlık yapmak! E böyle derdin bize ya. Yani, öyle, ama ben çok gururluydum ondan! Haa öyle mi? Ya kızım ben çok gururluydum yapmadım, düşündüm ama hiç içimden gelmedi! Ha bu durumda ben gurursuz oluyorum ki yapabileceğimi düşünüyorsun????

Aslında evlilik için doğuyor ve yetiştiriliyoruz. istediğin kadar çalış oku fark etmez.

Wedding Flower Girl Dress Grey and Yellow by Baby2BNashville, $110.00

Aslında evlilik için doğuyor ve yetiştiriliyoruz. istediğin kadar çalış oku fark etmez. Hatta bütün ömrün önce ders çalışarak, sonra yaptığın iş neyse onu yaparak geçsin. üni. sınavına hazırlanırken bu kadar baskı yapmak niye o zaman? 
Ha okumuş evlat, eş, gelin ve anne olacaksın; kendin için değil yani; hep başkaları için! 

Hayatında hiç sinemaya, tiyatroya, sergiye, kafeye, arkadaşlarla gezmeye, geziye gitmemiş ol, hiç süslenmemiş, güzel giyinmemiş ol; gereksiz, kurulmuş bir robot, ot gibi ol; 
çünkü zamanını ders çalışarak geçirecek, sosyal ihtiyaçlarını,  hayatını feda edip, hiçe sayıp ders çalış; bu büyük baskı ve stresle bi okula gir; gene öyle oku. 

Hep herşeyin sırası var diye inan! Sonra yarasın, ilerde yaparsın bilmem ne! 
okurken de tepende sen derslerine bak önce, dersler iş önemli sonra evlilik nasılsa olur derler.
yani nasılsa ben seni usulen evlendiririm nolacak? zaten kendileri de hasbel kader evlenmiş, kiminin sürmüş kimin olmamış, çekmiş, idare etmiş: sanmış ki bunlar normal. hatta olması gereken bu!

Sonra da ne yaşamak? 

Bu defa başka engeller yani bitmeyen görevler, sınavlar var ve gene aynı; ilerde yaparsınlarla bir robot... 

Sonuç; ister kariyerin full olsun ister olmasın; hayattaki esas amacın evlenmek! 
Evlenecek ve kendini evliliğe adayacaksın! 
Bunca yıllık sıkıntı, fedakarlık, mutsuzluğun karşılığı bu! Bir kocaya, bir eve ve çocuklara adamak, bütün beklentilerini, hayallerini de onlara aktarmak.... 
be beklentilerini karşılamazlar ve senin hayallerini de onlar gerçekleştirmezlerse burunlarından fitil fitil getireceksin hayatı....

Anneme göre de hayat böyle! 

Hayat ciddidir, sorumluluk gerektirir, görevler bütünüdür. 
Hani bunca şeyden sonra hayatını adayacağın adamda bari sevdiğin biri olsa! Nerede? Madem kendin bulamadın da yaşın da geçiyor görev icabı, zevksiz bir hayata mahkumsun! Napacan hayat böyle... Yemek yemek keyif. Başka bişey yokki... çocuk gibi müzik dinlemek mi???? saçççma! hafifi, yumuşak müzik dinleyecen illa da dinleyeceksen! neredeyse bunu ya yaşa bağlayacak ya da medeni durumuna; bu yaşta enerjik müzik dinlenmez çocuk gibi; zaten hele bi bebeklerim olsın geçermiş aklıma dahi gelmezmiş, kendileri de zamanında bidıls dinlemişler ee sonra? evlenmişler bebekleri olmuş bir daha akıllarına dahi gelmemiş! bidıls hala var mı yaşıyorlar mı haberleri bile yok hatta umurlarında bile değil; madem severmiş bir haber okumuştum bana ne dedi!
Ha bir de acıklı dizi izlemek var! 

--- 

yani bunca emek ve fedakarlık aslında daha iyi bir evlilik yapmak için, yani elbet geleceğin için, senin, kariyerin, para kazanman için falan ama bunlar 2. sırada, esasen daha iyi bir evlilik-koca için. 

Yani okuyunca daha iyi koca mı bulunur? Okumuş insan daha iyi bir eş mi olur? Daha kafa dengi, sorumluluk sahibi falan mı olur? Yo kasdettikleri tam olarak bu da değil. Onların iyi evlilikten kastı diplomalı gelini alan bu diplomalı kocanın daha iyi para kazanması ve daha iyi koşullara sahip olup yaşamak! - ha bu iyi kocayı da kendi sınıf arkadaşından falan bulmayacaksın, önce okul tabi, herşeyin sırası var!! onlar arkadaş; annem siz kardeş gibisiniz derdi. 

Sonra iş falan, para kazansan iyi olur tabi ama müstakbel kocan çalışma diyorsa ya da çok da ihtiyacınız yoksa oooh ne güzel keşke her kıza nasip olsa; tez yazacan diye şeşbeş ettiğin gözlerini mi düşünecen? anında unutacaksın 15 yıllık emeğini hoop evlilik! kendini evine adayacan.

müstakbeli de birileri bulacak sana. Bir kaç ay tüm sülalelerin bilgisi dahilinde arkadaşlık edip, tabi annemlerin bahsettiği arkadaşlık futbol ya da film hakkında konuşmak falan değil; evlilik, evimize ne alalım, eşyalarımız nasıl olsun, düğün nerede yapılsın falan. yok daha ne konuşacan dedi mesela annem? çok uç bir anlaşmazlık yaşanmadığı sürece, bir kaç ay sonra evleneceksin. Görücü usulünün ılıman versiyonu! 
yani zaten karar verilmiş adınıza ama lütfedip tanıştırıyorlar!!
valla bizim çevrenin 'modern' annelerinin hali böyle! böyle kendi sınıf ya da iş arkadaşlarından kendilerine eş bulan çocuklarına üstü kapalı bir hınç duyuyorlar; 'kendi buldu' eleştirerek söylüyorlar. yani aslında ona da kendileri karar vermeli, tüm hayalleri buydu yönetmek...
duydum şöyle diyeni; ben ona daha iyisini bulurdum o gitti bununla idare etti.


--- 
mesela sonra sana annem kendin bulamadın! diyecek ama aslında bulamaman için de elinden geleni yapmış olacak; evden çıkmanı, arkadaş, çevre vb edinmeni, birileriyle görüşmeni, telefonda konuşmanı (tepende dikilerek kim kim kim diye sorup en azından seni huzursuz ederek) engellemekten tut, bakımlı, güzel olmanı, dikkat çekmeni engellemeye kadar; hiç olmadı son vuruş: bunu mu giydin? bu götünü büyük gösteriyor! =(kimin umrunda da bir versiyon) kendine güvenini kırma operasyonu...... 

Tabi okul hayatın boyunca derslerinin iyi olması baskısından başka, bir de süslenme karşıtı davranışların baskısıyla uğraşacaksın. Aşk-meşk yaşayıp, okulu yarım kalıp, hayatı mahvolan, biten insanların hikayelerini dinlemekten helak olan kulaklarının çilesi yetmezmiş gibi, annen orta-lise yıllarındaki gibi, şişko, kaşlı, bıyıklı, ağdasız olmanı istemektedir, bunu da aman ne gerek var doğallık en güzeli, aman kim uğraşacak ve ya kim görecek diye engelleme teşebbüslerinde bulunacaktır! 

Hatta epilasyon makinan kırılacaktır yanlışlıkla düşüp; (walkman'e el koyma çalışmaları yetersiz kalmıştır ama intikamını alacaktır) aman zaten ne gerek var nasılsa hep pantolon giyiyorsun denilecektir....vs vb 
hatta bazen de sorgulayacaktır niye ağda yapıyorsun. şüphelenecek ve ders saatlerinin kaçta bittiğinden yüzde yüz emin olup, o saatten 15dk sonra evde olmanı bekleyecektir: kavgalara sebebiyet; sen de gecikmeseydin nazlı? neredesin nazlı? yemek hazır hemen gel nazlı?
ablam bunları bildiği için mi içgüdüsel bir tip olduğu için mi daha ilk senesinde zort diye evlendi. sene sonunda da neyse işte... böylece bu baskılardan kurtulmuş oldu zira annemin çevresi ve akranlarına göre evleninceye kadar kızdan ailesi  sonra kocası mesuldür ya..



---
yani 
1- hayattan gezme-arkadaşlık-etkinlik-hobi gibi şeylerle zevk almaya gerek yoktur; nasılsa evleneceksin 

2-okulda erkeklerle iletişim fazla kurmayacaksın; yani medeniyetsiz gibi sırtını dönme ama mesafeni koruyacaksın, kardeş sayılırsınız siz, sadece arkadaşsınız, yoksa hayatın mahvolur! nasılsa evleneceksin.

3- en önemlisi ders çalışmak ve okulda başarılı olmaktır. sonra da iş bulmaktır. bu uğurda beden ve ruh sağlığını feda etmekten çekinme. ama evlenince bu emeklerini hemen ikinci plana atacaksın.

4-keyfi-gezmeyi falan evlenince-ilerde yaparsın 
5-kendine bakmana gerek yok, gençsin, doğallık en iyisi-hem dikkat çekmez erkekler bakmaz böylece beladan korursun hayatını, nasılsa evleneceksin, evlendikten sonra süslenirsin istersen. (evleninceye kadar hiç saç-makyaj yapmayıp ilk düğünde yapan kızlara hayranlar)

6-sınav mınav iş güç önce bunlar 
7-iş güç de tamamsa keyfi de ilerde alırsın, ilerde gezer, dinler, yaparsın! (esasen evlenince hem ev hem iş hem eş hem çocuk ile ilgileneceksin nasılsa aklına bile gelmez, zaten gereksiz insanı boşuna oyalayan şeyler)

8-bütün bu anormal fedakarlıklara karşılık; çalışsan da çalışmasan da mümkün mertebe, çok gerek olmadığı sürece evden çıkmamak esastır! ileri hala gelmedi. çünkü yok. ilerde de evlenecek ve kendini evliliğine adayacaksın! Tabi kocanı biz seçeriz sen bulamadın!