17.04.2014

Aslında evlilik için doğuyor ve yetiştiriliyoruz. istediğin kadar çalış oku fark etmez.

Wedding Flower Girl Dress Grey and Yellow by Baby2BNashville, $110.00

Aslında evlilik için doğuyor ve yetiştiriliyoruz. istediğin kadar çalış oku fark etmez. Hatta bütün ömrün önce ders çalışarak, sonra yaptığın iş neyse onu yaparak geçsin. üni. sınavına hazırlanırken bu kadar baskı yapmak niye o zaman? 
Ha okumuş evlat, eş, gelin ve anne olacaksın; kendin için değil yani; hep başkaları için! 

Hayatında hiç sinemaya, tiyatroya, sergiye, kafeye, arkadaşlarla gezmeye, geziye gitmemiş ol, hiç süslenmemiş, güzel giyinmemiş ol; gereksiz, kurulmuş bir robot, ot gibi ol; 
çünkü zamanını ders çalışarak geçirecek, sosyal ihtiyaçlarını,  hayatını feda edip, hiçe sayıp ders çalış; bu büyük baskı ve stresle bi okula gir; gene öyle oku. 

Hep herşeyin sırası var diye inan! Sonra yarasın, ilerde yaparsın bilmem ne! 
okurken de tepende sen derslerine bak önce, dersler iş önemli sonra evlilik nasılsa olur derler.
yani nasılsa ben seni usulen evlendiririm nolacak? zaten kendileri de hasbel kader evlenmiş, kiminin sürmüş kimin olmamış, çekmiş, idare etmiş: sanmış ki bunlar normal. hatta olması gereken bu!

Sonra da ne yaşamak? 

Bu defa başka engeller yani bitmeyen görevler, sınavlar var ve gene aynı; ilerde yaparsınlarla bir robot... 

Sonuç; ister kariyerin full olsun ister olmasın; hayattaki esas amacın evlenmek! 
Evlenecek ve kendini evliliğe adayacaksın! 
Bunca yıllık sıkıntı, fedakarlık, mutsuzluğun karşılığı bu! Bir kocaya, bir eve ve çocuklara adamak, bütün beklentilerini, hayallerini de onlara aktarmak.... 
be beklentilerini karşılamazlar ve senin hayallerini de onlar gerçekleştirmezlerse burunlarından fitil fitil getireceksin hayatı....

Anneme göre de hayat böyle! 

Hayat ciddidir, sorumluluk gerektirir, görevler bütünüdür. 
Hani bunca şeyden sonra hayatını adayacağın adamda bari sevdiğin biri olsa! Nerede? Madem kendin bulamadın da yaşın da geçiyor görev icabı, zevksiz bir hayata mahkumsun! Napacan hayat böyle... Yemek yemek keyif. Başka bişey yokki... çocuk gibi müzik dinlemek mi???? saçççma! hafifi, yumuşak müzik dinleyecen illa da dinleyeceksen! neredeyse bunu ya yaşa bağlayacak ya da medeni durumuna; bu yaşta enerjik müzik dinlenmez çocuk gibi; zaten hele bi bebeklerim olsın geçermiş aklıma dahi gelmezmiş, kendileri de zamanında bidıls dinlemişler ee sonra? evlenmişler bebekleri olmuş bir daha akıllarına dahi gelmemiş! bidıls hala var mı yaşıyorlar mı haberleri bile yok hatta umurlarında bile değil; madem severmiş bir haber okumuştum bana ne dedi!
Ha bir de acıklı dizi izlemek var! 

--- 

yani bunca emek ve fedakarlık aslında daha iyi bir evlilik yapmak için, yani elbet geleceğin için, senin, kariyerin, para kazanman için falan ama bunlar 2. sırada, esasen daha iyi bir evlilik-koca için. 

Yani okuyunca daha iyi koca mı bulunur? Okumuş insan daha iyi bir eş mi olur? Daha kafa dengi, sorumluluk sahibi falan mı olur? Yo kasdettikleri tam olarak bu da değil. Onların iyi evlilikten kastı diplomalı gelini alan bu diplomalı kocanın daha iyi para kazanması ve daha iyi koşullara sahip olup yaşamak! - ha bu iyi kocayı da kendi sınıf arkadaşından falan bulmayacaksın, önce okul tabi, herşeyin sırası var!! onlar arkadaş; annem siz kardeş gibisiniz derdi. 

Sonra iş falan, para kazansan iyi olur tabi ama müstakbel kocan çalışma diyorsa ya da çok da ihtiyacınız yoksa oooh ne güzel keşke her kıza nasip olsa; tez yazacan diye şeşbeş ettiğin gözlerini mi düşünecen? anında unutacaksın 15 yıllık emeğini hoop evlilik! kendini evine adayacan.

müstakbeli de birileri bulacak sana. Bir kaç ay tüm sülalelerin bilgisi dahilinde arkadaşlık edip, tabi annemlerin bahsettiği arkadaşlık futbol ya da film hakkında konuşmak falan değil; evlilik, evimize ne alalım, eşyalarımız nasıl olsun, düğün nerede yapılsın falan. yok daha ne konuşacan dedi mesela annem? çok uç bir anlaşmazlık yaşanmadığı sürece, bir kaç ay sonra evleneceksin. Görücü usulünün ılıman versiyonu! 
yani zaten karar verilmiş adınıza ama lütfedip tanıştırıyorlar!!
valla bizim çevrenin 'modern' annelerinin hali böyle! böyle kendi sınıf ya da iş arkadaşlarından kendilerine eş bulan çocuklarına üstü kapalı bir hınç duyuyorlar; 'kendi buldu' eleştirerek söylüyorlar. yani aslında ona da kendileri karar vermeli, tüm hayalleri buydu yönetmek...
duydum şöyle diyeni; ben ona daha iyisini bulurdum o gitti bununla idare etti.


--- 
mesela sonra sana annem kendin bulamadın! diyecek ama aslında bulamaman için de elinden geleni yapmış olacak; evden çıkmanı, arkadaş, çevre vb edinmeni, birileriyle görüşmeni, telefonda konuşmanı (tepende dikilerek kim kim kim diye sorup en azından seni huzursuz ederek) engellemekten tut, bakımlı, güzel olmanı, dikkat çekmeni engellemeye kadar; hiç olmadı son vuruş: bunu mu giydin? bu götünü büyük gösteriyor! =(kimin umrunda da bir versiyon) kendine güvenini kırma operasyonu...... 

Tabi okul hayatın boyunca derslerinin iyi olması baskısından başka, bir de süslenme karşıtı davranışların baskısıyla uğraşacaksın. Aşk-meşk yaşayıp, okulu yarım kalıp, hayatı mahvolan, biten insanların hikayelerini dinlemekten helak olan kulaklarının çilesi yetmezmiş gibi, annen orta-lise yıllarındaki gibi, şişko, kaşlı, bıyıklı, ağdasız olmanı istemektedir, bunu da aman ne gerek var doğallık en güzeli, aman kim uğraşacak ve ya kim görecek diye engelleme teşebbüslerinde bulunacaktır! 

Hatta epilasyon makinan kırılacaktır yanlışlıkla düşüp; (walkman'e el koyma çalışmaları yetersiz kalmıştır ama intikamını alacaktır) aman zaten ne gerek var nasılsa hep pantolon giyiyorsun denilecektir....vs vb 
hatta bazen de sorgulayacaktır niye ağda yapıyorsun. şüphelenecek ve ders saatlerinin kaçta bittiğinden yüzde yüz emin olup, o saatten 15dk sonra evde olmanı bekleyecektir: kavgalara sebebiyet; sen de gecikmeseydin nazlı? neredesin nazlı? yemek hazır hemen gel nazlı?
ablam bunları bildiği için mi içgüdüsel bir tip olduğu için mi daha ilk senesinde zort diye evlendi. sene sonunda da neyse işte... böylece bu baskılardan kurtulmuş oldu zira annemin çevresi ve akranlarına göre evleninceye kadar kızdan ailesi  sonra kocası mesuldür ya..



---
yani 
1- hayattan gezme-arkadaşlık-etkinlik-hobi gibi şeylerle zevk almaya gerek yoktur; nasılsa evleneceksin 

2-okulda erkeklerle iletişim fazla kurmayacaksın; yani medeniyetsiz gibi sırtını dönme ama mesafeni koruyacaksın, kardeş sayılırsınız siz, sadece arkadaşsınız, yoksa hayatın mahvolur! nasılsa evleneceksin.

3- en önemlisi ders çalışmak ve okulda başarılı olmaktır. sonra da iş bulmaktır. bu uğurda beden ve ruh sağlığını feda etmekten çekinme. ama evlenince bu emeklerini hemen ikinci plana atacaksın.

4-keyfi-gezmeyi falan evlenince-ilerde yaparsın 
5-kendine bakmana gerek yok, gençsin, doğallık en iyisi-hem dikkat çekmez erkekler bakmaz böylece beladan korursun hayatını, nasılsa evleneceksin, evlendikten sonra süslenirsin istersen. (evleninceye kadar hiç saç-makyaj yapmayıp ilk düğünde yapan kızlara hayranlar)

6-sınav mınav iş güç önce bunlar 
7-iş güç de tamamsa keyfi de ilerde alırsın, ilerde gezer, dinler, yaparsın! (esasen evlenince hem ev hem iş hem eş hem çocuk ile ilgileneceksin nasılsa aklına bile gelmez, zaten gereksiz insanı boşuna oyalayan şeyler)

8-bütün bu anormal fedakarlıklara karşılık; çalışsan da çalışmasan da mümkün mertebe, çok gerek olmadığı sürece evden çıkmamak esastır! ileri hala gelmedi. çünkü yok. ilerde de evlenecek ve kendini evliliğine adayacaksın! Tabi kocanı biz seçeriz sen bulamadın!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder