7.09.2019

yaz başındaki ilk bayram tatilinde ben hastaydım da hem tedavim hem 20lik diş operasyonum yüzünden evde kaldım da annemle ablam yazlıkta kaldılar ya. işte o sırada ablam sürekli şikayet ediyordu. hasta beni bile defalarca artık rahatsız olacağım şekilde bile hiiç de umursamadan hem de.
anneciği de arama kız kardeşini hasta zaten rahatsız etmeyelim demiyordu.
ablam da aynı annem gibi şikayet etmeyi, dırdırı, söylenmeyi çok sever ama şikayet ettiği bir şeyi değiştirmek düzeltmek için bir şey yapmak istemez.
zaten çamaşır makinemizi eski ve külüstür bulmuş, ablacığım artık son model, son teknoloji makineleri kullanmayı bildiği, eski makineleri unuttuğu için çamaşır yıkayamamış, anneciği de bırak nazlı gelince yıkar demiş kıyamamış yavrusuna! eve geldim 10 günde bile dağ gibi çamaşır bırakmışlar! şikayet edip durmuş, annemin de kafasına işlemiş.
oysa annem bir makinenin tamamen bozuluncaya kadar kullanmasından yanadır, hep bunu savunur. durduk yere değiştirmenin enayilik salaklık gerizekalı beyinsizlik olduğunu, satıcıların salak gibi bu kişileri soyduğunu iddia eder.
bilgisayarımı ya da telefonumu yenilediğim zaman bana da aynı şeyleri söyledi durdu. anneme göre teknoloji bir ihtiyaç değil, tamamen gereksiz şeyler.
senelerce bu aslında fobik durumda ben çektim; eski çamaşır makinemiz bozulduğunda senelerce ama gerçekten 2 sene diretti, ne tamir ettirmek için servis çağırdık ne yenisini aldık. 2 sene boyunca elde çamaşır yıkadık!!!! bu devirde evet. üstelik ben işsiz olduğum için o dönem hepsini seve seve zevkle bana yıkardı. her sabah uyandığımda yeni yıkanacak çamaşırları acımasızca yığmış bulurdum!
protesto etsen kavga etsen nafile! eninde sonunda ihale sana kalacak. o zamanlar da ablama sen annemi ikna et, sen söyle derdim, annemin fırçasından dırdırından korktuğu için ağzının ucuyla zor söylerdi.
sağ olsun beni pek umursayan bir aile değil bu!

sonunda öyle bir alerji oldum ki; doktorluk yani. tüm kollarım kabar kabar oldu, kıpkırmızı koskoca benekler oldu ve şiştiler. daha anneme kalsa ilaç tedavilerinden sonra elde çamaşır yıkamaya devam edecektik yani.
anneme göre tedavisi, hapı varsa sorun değildir. yutarsın hapı sürersin kremi devam edersin aynı hataları üstüste yapmaya ya da katlanmaya.
tam da o sıralarda eski makineleri peşinata sayan bir kampanya vardı da ancak yani bozulduktan 2 sene sonra yenisini aldırabildim, ki önceden servisi çağırıp anneme bu yedek parçalar bulunmuyor artık diye söyletmem de gerekmişti. tabi buna da küsmüş inat etmiş ve o zaman bir daha asla ama asla çamaşır makinesi almamaya yemin içmişti.
annem zannediyor ki bir makineyi alacak ve ölünceye kadar kullanacaksın hatta torunlarına miras bırakacaksın! otomobiller bile öyle olmuyor da çamaşır makinesi nasıl olsun!?
yani anneme göre ne pahasına olursa olsun alınmayacaktı o makine. ben zorlamasam emrivaki yapmasam hala eşşek gibi bana elde çamaşır yıkatacaktı. üstelik de asla acımaz, aman yorulurum bilmem ne demez. sabah bir bakarsın tüm perdeler yere inmiş; nazlı yıkayacak!
---
o bozulan makineyi çalıştırmayı biliyordu ama o zaman alınan makineye küstü ve bir daha elini sürmemeye and içti adeta. bir süre sonra ben ağır bir grip geçirince anca zorla ama zorla kapatıp da çamaşırları alıp asmaya razı oldu ama zaman içinde bundan da vaz geçti.
seneler sonra yazlığımızı artık kendimiz kullanmaya karar verdiğimizde de anneme kalsa yazlıkta ne çamaşır makinesi ne bulaşık makinesi olacaktı.
yazın dinlenmeye tatile gideceğiz ama ben gene eşşek başı gibi elde çamaşır yıkayacağım. nasılsa hapım varmış!
bir ilaç bir şeyi düzeltirken başka organlara ne zararlar veriyor, ne yan etkiler var ama anneme göre önemli değil. çünkü ne görünürde ne de çok belirgindi.
ben artık o sıralar çalışmaya başladığım için evdeki eski makineleri yazlığa taşıttım, bağlattım da eve yenilerini aldım. tabi ne kavgalar ne tartışmalar ne kaprisler ne suratlar çektim.

bana bunları yaşatan kadın şimdi sapasağlam makineyi değiştirelim diye tutturuyor; çünkü ablacığım demiş. ben desem bana nasıl itiraz eder ne fırçalar ne nutuklar atar oysa.

-------

ablam da anca şikayeti bilir annesi gibi. o kadar şikayet etti yattığı yerden ama kalkıp da bir yenisini almaya kıyamadı parasına. madem o kadar rahatsız yenisini al da hediye et. yoooooooooo niye harcasın parasını bize!!! onun yerine kendisine yeni markalı çantalar parfümler alır!
madem o kadar şikayet ettin al annene yeni bir çamaşır makinesi. niye harcasın parasını bunlara? kendine yeni marka ayakkabılar ya da telefon almak varken!!!

----

ama anneme sorsan ev ikimizin olacak ilerde. ama bütün masrafları ben ve annem yapsın. tüm tamirat gibi zaruri şeyleri de eşşek gibi ben halledeyim. ama ablamın da evi!!

-----

daha yatak ve çamaşır makinesinden şikayeti yetmemiş mutfağın eskiliğinden şikayet etmiş durmuş. ben böyle şeyler söylesem beni tersler, azarlar durur. ama söz konusu ablamsa ne söylerse bir bilgelik vardır ve muhakkak haklıdır! tabi banyo da çok eskimişmiş!
tabi ablam kılını kımıldatmaz, 5 kuruşunu harcamaz ama zevkle bana yıkar.
bu ev için aldığı şeyler indirimden aldığı 3-4 takım nevresim ve yatak örtüsü ile paşabahçe'den yani lüks bir şeyler değil su ve çay bardakları.
bu kadar. ama ben hem çamaşır makinesini hem banyo ve mutfağı yenileyeceğim ha yataklarımızı da. ve ev bu emeklerime masraflarıma rağmen ikimizin.

----
bunları da usturupluca dile getirsem benden daha kötü bir insan yok olur dünyada. ben bencil olurum. kendileri değil. söylenmiyor onun için. zaten bize eşit davranmadığını da söyleyemezsin anneme kabul etmez elbette ve kendini haklı çıkarmak için yeni kavgalar üretir.
hatta intikam alır gibi tetikte sürekli seni izleyip inceleyerek kusur arar, herşeyi biriktirip yüzüne kusar!
haksızlık mı ettim acaba diye aklından bir şüphe geçeceğine benden intikam almaya çalışır resmen.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder