2.09.2019

her yaz sonu aynı şeyler.
yazlığa yerleşelim kavgaları.
ben işe bu kadar mesafeden nasıl gidip geleceğim! ne dolmuş var ne otobüs ne arabam var ne servis. olsa bile bu mesafeden gidip gelmek saatler sürer, derdim ne!

alışıyor 55 metre kare evde bitişik gibi yaşamaya. her hareketim gözlem altında. başımı kaşısam işkillenip incelemeye alıyor. bir kere şöyle kaşındım, apış arasını, tüyler mi terlemek mi ped mi rahatsız etti artık bilmiyorum. anneme göre amım kaşınıyor oldu. doktora gidip bakacakmışız hayallerine daldı?????????????????
oturduğum yerden kalkıyorum kocasını kıskanan manyak kadınlar gibi bana hayretler içinde soruyor nereye?????????????????????????

her hareketim gözlem inceleme ve sorgu altında!

yattığım yer dandik, dolabım yok, eşyalrım orada burada. ama annem çooook memnun. kendinden gizli dolaptan bluz bile almak mümkün değil.
çok terlediğim için gün içinde bluzumu değiştireceğim, hemen dibimde bitip sorgulamaya başladı.
önce annemi ikna etmem gerekiyormuş gibi. tartışma çıkmaz mı?
bir de dibimden ayrılmıyor; sağa gitsem o da gidiyor sola gitmsem gene peşimde. bir yer bırak da soyunam!!! o kadar dibimdeki kolumla çarpabilirim!
ama gözünü dikmiş incelemede!

sütyen mi giydin sen!!!!!!!!!!!!!!!! diye haykırıyor görünce. kendisi yazın iç çamaşırına karşı. menapozdan beri baş düşmanı sütyenler!!! sadece kendinin giymemesi yetmiyor ben de giymeyeceğim.
şimdiden menapozlu yaşlı huysuz hastalık hastası kadınlar gibi olayım. bizim sitedeki hanımların çoğu böyle.
artık ununu elemiş eleğini duvara asmış emekli neneler dedeler olmuşlar; ne giyim kuşam ne saç baş var sürekli ıhlayıp tıslayıp sıcaktan şikayet edip tıkınıp, ellerinde de birer peçete suratlarına parçalar yapışır kalır ruhları duymaz, sürekli yüzlerinin boyunlarının terini siler şikayet ederler!

sadece kendi akranlarının değil herkesin böyle olması gerektiğine de inanmışlar.
giyim kuşam olunca noluyormuş sanki boşa müsriflik
gezip tozup noluyormuş sanki dangalak tiplere para kazandırılıyormuş...

hayata küsmüş gibi meymenetsiz suratlarıyla oturup anca biraz torunlarıyla eğleniyorlar.

-------------

her bahar annem erkenden yazlığa geçmek için tutturur. senelerdir idrak edemedi. sanki bin kere söyleyince olacak. sen git kal diyorum aklına bin türlü sapıklık geliyor! o beyni sapıkporno filmler gibi çalışıyor kadının; tüm korku senaryoları evde ocakta yemeği uunutup yangın çık1arıp ölmem falan değil yani beni sikerler! tüm fantastik korku senaryosu benim sikilmem üzerine. taö söylemiyor ama yüzünden ve zaman zaman paylaştığı anekdotlardan belli.
sürekli 3. sayfa haberlerinden tecavüz ve kaçırılma hikayeleri.
yalnız bırakmazmış beni.
e o zaman okul kapanınca beraber gideriz diyorum gene başa dönüyoruz. gidelim de gidelim kalalım da kalalım.
nisandan hatta marttan hava güzelse başlıyor annem yazlığa geçelim artık.
haftada belki 3 kere tartışıyoruz.
aynı şeyleri inatla inatla öne sürüp duruyor.
belki amacı beni huzursuz etmektir ne bileyim. aman aman ya özgüvenli mutlu falan olursam.
-
hele mayıs sonu geldi mi her gün ama her gün yarın yazlığa geçeriz artık değil mi demeye başlıyor.
anlama sorunu mu var hafıza mı.
yok.
sırf inattan sırf kendi istediği olsun diye.

---- yaz sonu da aynı şey gene başlıyor.
sanki yazın da çok memnun çok mutlu çok eğlenmiş.
mersin'de bir yazlıktayız iklim gereği çok güneşli ve sıcak. ama annem bu ikisinden de sürekli şikayetçi!!!

gene başladık yazlığa yerleşelim artık demelere.

e sen kal 2 hafta daha diyorum yok diyorsun.
ben niye kalayım tek!!!! hiç gitmeyip yerleşelim buraya nazlı!
olur annecim istifa ederim parasız pulsuz güvencesiz arkadaşsız burada donsuz sütyensiz oturup kefen giyeceğim günü beklerim! tövbe tövbeeeeeeeeeeeeeeeeee!!

bir sürü çeşitli tartışmalar aynı şeyleri arsızca söyler durur takılmış plak gibi.
bir de kendine yandaş aramaya çalışır. kah ablam kah teyzem. onlar da annemin gazabından korktukları için onaylarlar. ben umurlarında değilim. ya da konu komşuyu kafalar birlik olup bana taarruz da bulunurlar; yazlığa yerleşin.

------------------

gecenin köründe tuvalete kalktıktan sonra uyuyamamış kafasına takmış;
sitenin dış duvarlarının boyanması söz konusu oldu ama herkesi ayarlamak ve para toplamak mesele. sonbahara kaldı. annemi de bir endişe aldı geceleri uyuyamıyor.
ya biz burada yokken yanlış boyarlarsa ya da parasını alıp boyamazlarsa ne bileceğiz? en iyisi bu sen burada kalalım.

dönüyor dolaşıyor aynı şeyleri söylüyor.
asla vazgeçmiyor tekrarlamaktan. geceleri bu yüzden uyuyamıyor. kafasında kurmuş bizden para alıp boyamayacaklar ve haberimiz olmayacak enayi gibi kazıklanacağız benim yüzümden!!!

offff her gün ama her gün belki günde bir kaç kere aynı tartışma. artık sabır taşı olsan çatlarsın.
boya elül ortasında olacakmış, sen bitinceye kadar kal, sonra gelirsin diyorum. ama aklına kendisi başımda yokken beni siktikleri fantazisi geliyor ki gözleri üstten üstten açılarak hayır diyor!

senleyken ne farkı var ki. anca bi işe bi eve gidip geliyorum. sanki kendisi olmasa ben gelen giden sikecek. annemin fantastik beynine göre öyle. mesela ben de sikildiğimi anlamam salağım ya devam ederim, tüm şehir beni siker artık mecbur fahişe olacağız???????????????????
çok mu 80ler yerli film izledi derseniz hayır. nefret eder yerli filmlerden bana da izletmez.

milyonlarca iyi film izlediği içinmiş. geçende trt2 de bir filme 2 saniye bakmadı iyi değil bu diye tutturdu bana da izletmemek için uğraştı, kulağımın dibinde tepemde konuştu durdu.
asla da güzel şeyler konuşmaz.

---

en sevdiği de tam yatmaya gitmeden önce içindeki negatifliği kusmaktır. her gece 22.30- 23.30 gibi uykuya direnmeyi bırakıp yatağına geçmeden önce bir on dakka sanki tüm gün kin nefret olumsuzluk kusmamışcasına bir aşkla şevkle özet geçer, her konuyu babama babaanneme ve hayatındaki tüm kötülere bağlayıp taramalı tüfek gibi sıralayıp gider yatar!

tabi daha odasına ulaşmadan dönüp bana sen de yat hadi artık der.

annemin hayallerinde herşeyime kendisi karar verecek. ne zaman uyuyacam uyanacam ne zaman çişe kalkacam ne zaman kaka yapacam!!!

---
akşam balkonda otururken kalktım sanki sokağa çıplak çıkıp göbek atacam ya da bir arabaya atlayıp vegas'a gidecem, akşam akşam ne bok yenir? nereyeee!!!!!!!!!!!! diye soruyor. her hareketimi açıklamam gerekmiş gibi. bir sabret 2 sabret artık 3. de tepene çıkıyor sinir aksi cevap veriyorsun!!!

bahanesi de senin iyiliğin için olur hep. akşam yerimden kalkamın sormanın nesi iyilikle alakalı.
kendi de kalkıp peşimden gelmeye kalktığı da oluyor, banyonun kapısına kadar arkamda! bıraksam içeri girecek ve izleyecek, çıkışta da sorgulayan endişeli bakışlarla; silinirken şöyle yapsaydın böyle etseydin diyor.
sanırsın 6 yaşındayım!! nasıl terslemezsin. benim iyiliğim içinmiş kızlığım zedelenmesin diyeymiş.
iyice sapıttı! bir gün sinirlenip istersen sen sil bundan sonra dedim olur mu diyor olur silerim!!!
manyak mısın be kadın? beyni sulandı iyice.

aptal cahil komşularla laklak 3. sayfa haberi ve boktan şehir efsanesi gibi sapık beyinlerinin hikayelerini dinlemekten iyice manyak oldu.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder