hem beni şikayet ediyor ablama;
yazlıktaymışız güya ama hiç yazlık gibi kullanmıyormuşuz.
2 havuz vardmış ama ben gidip yüzmüyormuşum bile.
şırı zei oldukları için yüzme bilmediğimi dah bilmiyorlar.
annem iddia ediyor kursa gittin diye!
bütün yaz kafamı ütülediydi yüzlerce kez götünüze bakacaklar götünüzü elleyecekler diye söylendi durdurydu. sonunda da eğer kendimi savunursam götüme baksınlar götümü ellesinler istiyorum demekki oluyordu! demek ki sapıkmışım azmışım demek ki demek ki götüm ellensin istiyormuşum kim ellerse ellesin istiyormuşum demek ki'ye bile vardıydı.
daha da utanmadan kursa gittin diye iddia ediyor bir de.
ee plaja gidip güneşleneyim dedim. özellikle de artık yapacağım şeyleri kafamda planlayıp son anda ancak söylüyorum annem.
yoksa ya bozmak ya boğazıma dizmek ya da kendisi de peşime takılıp gelmek için fırsat kolluyor. muhakkak bana zıkkım edecek bir şeyi; eğer eğlenir mutlu olursam dönüşte bil ki annem hasta evde kapristen geçilmiyor!
anladı ya plaja gidip güneşlenecem elinde ne varsa sıralıyor;
alınacak şeyler
yapılacak şeyler
edilecek şeyler
gidilecek yerler
yok mayon açık yok götün büyük yok su kesilirse yok kum kaçarsa yok gürültülüdür yok bilmem nedir güneş zararlıymış televizyon izlesek götün büyük götün büyük...
sanırsın kendi götü küçük.
kendini orta boylu ve ince yapılı zannediyor; böyle bir hayal dünyası. bir tek benim götüm büyük evrende.
mesela herkesin saçı uzunsa tepede bir yerde ayrılıyor kontrol dışı şekilde ama en çirkin şekilde benimki ayrılıyor!
eşi benzeri olmayan bir ucubelikteyim.
başımdan atıp çıkıyorum, daha binadan yeni çıktım telefon ediyor şunu al da bunu al da onu getir de bunu götür de şunu indir de bunu kaldır da sıralıyor!
sırf plaja gitmekten vazgeçip eve dönüp pinekleyeyim diye.
tabi dünyadaki herkes bir sene çalışıp bir tatili hak ediyor, herkes yazlığında dinlenmeyi eğlenmeyi hak ediyor, çok haklılar ama ben değilim!
dönüşte alırım diyorum hemen lazımmış. yer kalmayacak diyorum. zaten istediği de o, plaja kadar gidip yer bulamayıp eşşek gibi ve mutsuz sinirlenmiş döneyim eve!
çok sever ben eve sinirli mutsuz dönmüşsem ben anlatırken annemin gözleri parlayarak şarkılar mırıldanır bazen.
ama güle oynaya dönmüşsem ağrıyan yerlerini ve 2 saatte biriktirdiği tüm kinleri üzerime kusar! 2 saat mi eğlendim 5 saat çenesini çekip memnun etmeye çalışmam gerek!! illa boğazıma dizecek.
deşarj olup gider yatar uyur ben de mutsuzluğumla kalırım ohhhh beter olayım!!!!!!!!!!!!!
plajda da 5 dakikada bir annem arıyor bir şey istiyor hemen! boşuna arama rahatsız etme getiremeeeeeeemmmm.
o zaman da şu nasıl yapılıyordu bu nasıl ediliyordu diye soruyor.
vantiratör ne tarafa açılıyordu diye soruyor yaa sanırsın 45 boyutu var; altı üstü bir sağa bir sola çevrilebilir bir şey!!!
ne kadar rahatsız ne kadar sinirli iğrenç ve mutsuz olduğumdan ama buraya kadar gelip yer bulmuşken mecburen çile çekerek kalacağımdan, etrafın gürültücü çocuklar su ve kum sıçratanlarla dolu olduğundan, gürültülü pis kokular geldiğinden, nefret ettiğim müzikler çaldığı için sinir olduğumdan bahsedince rahatlıyor biraz ha!
sonra da o kadar memnun ki gözüyle görüp çektiğim işkenceyi izlemek istercesine ben de geleceğim diyor!!
halbuki desem çok sessiz tenha kimse yok gel biraz güneş gör gelmez.
gelse de apristen geçilmez.
daha 10 dakika dolmadan küfürlere beddualara başlar rahat edemez söylenir durur! sonra da dedi koduya başlar. ne kitap okutur ne dergi ne kulaklığımı taktırır. iki de bir elleyerek uyarıp bir şey söyler. ya da ister.
sürekli huzursuz mızıldanıp durur. ben de aman huzurlu yatmayayım ben de mutsuz huzursuz rahatsız sinirli olayım!!
ama sadece kendi istediği zamanlar.
ben kendi kendime bir şeylerden rahatsız olup söylenirsem çok sıkılıp beni huzur kaçırmakla suçlar pişkince!!!
ben de geleyim ben de gelecem. ben de geleyim ki tüm o rahatsızlıklara bir de benim kaprisimi dırdırımı çek taleplerimi karşılamak için uğraş!!!
daha da her yaz gibi gene kafayı yazlığa yerleşmeye ve gemi turuna taktı!!!
bir de düşüyor ki çenesi sabahlara kadar aynı konuları evire çevire yeniden anlatmaya çalışıyor. salak komşuların dedikodusu dünürlerin ettiği bir laf aynı şeyleri 3000 kez anlatsa usanmaz.
yatalım uykum geldi diyorum yattığı yerden hala konuşuyor. oda da yok kapısını kapatacağım köşelere sıkışmışım ama annem çok memnun.
15 dakika susup yeniden başlıyor aynı yerden.
yahu sus uyumaya çalışıyorum!!!
sabah da kalkar kalkmaz aynı şeyler!!!!!!
-----------------
alt kata bekar bir kiracı taşınmış,, annem kafayı bozdu adamla bozdu.
sabah kalkıyorum adamı anlatıyor akşam yatıncaya kadar adamı anlatıyor.
tanışmışlığımız dahi yok, sadece balkonda görmelerle yaptığı çıkarımları defalarca tekrarlıyor.
sanırsın aşık olmuş!!!
bir de balkona çıkarsa bana heyecanla sesleniyor koşacakmışım!!!
nesi var bu kadar merak edip anlatılacak diye baktım bir boku yok!
ama annemin dilinden düşmüyor.
kitap okumak için bir kenara çekiliyorum o kadar heyecanlı ki balkonda görmüş diye sigarasını etrafa üfleyerek yayarak oooooooooooooooooooh mis gibi bana da solutarak adamı anlatıyor; beş dakka gidip izleyip geliyor heyecanla bana anlatıyor gene!
ne dersen de yetmiyor anneme gene anlatacak gene anlatacak aynı şeyleri.
-*****************
böyle aşık olmuşcasına birisine kafayı takıp aklını onunla bozar sonra da aniden tam aksine döner duygu ve düşünceleri. ama tamamen zıttı. önceden ilginç değişik hoş tatlı samimi ne bileyim tanıltıysa kibar efendi bilmem ne olumlu gelen her özelliğini aylarca binlerce kez tekrarlar; sonra aniden tek bir durumda fikri o kadar değişir ki şaşarsınız.
birden bire gözünden düşer o zaman da nefret ve kin dönemi başlar.
bu kez de aylarca incelediği ve gözünde büyütüp aylarca olumladığı kişinin her hareketi kusurdur ve susmadan bıkmadan kötülemelere beddualara başlar!!!!!!!!
ta ki yeni bir beğendiği kişi ve kafayı bozacağı şey çıkıncaya kadar! sonra onu da anlatıp bitiremeyecek ama anında tersine dönüp gebermesini dileyecek...............
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder