yazlıkta bir komşumuz var, zırt pırt bizde. annem de der ki hep cahillerden nefret ederim. ama kadın bir çeşit kör cahil yine de bayılıyor. çünkü dedikodu yumağı.
bütün sitenin dedikodusu bunda. saime hanım.
kimin kızı evlenmiş kimin oğlu evlenmiş
kimin kızı boşanmış kimin oğlu boşanmış
kimin neden bitmiş evliliği kim aldatmış kim aldatılmış kimin çocuğu olmuyormuş kimin bilmem nesi varmış,
bilmem kimin ne hastalığı varmış kışın kimin evinde kim kalmış
tükenmeyen bir dedikodu.
noldu hem cahillerden hem dedikodudan nefret ederdin? bayılıyorsun kadına.
konuşacak mesele çıkıyormuş.
başkasının dedikodusunu getiren bizim dedikodumuzu da başkalarına taşır ama biliyorsun değil mi?
sürekli annemin ağzından laf almaya çalışıyor annem de enayi gibi sökülüyor herşeyini. yok ablamın niye olmuyormuş çocuğu yok ben niye evlenmiyormuşum.
saime hanıma göre gözümü kapatıp vazifemi yapacam kim olursa evlensem olur. zorla azarlatıyor kendini.
senin gibi okumamış altın bileziği güvencesi olmayan cahil ve özgüvensiz kimseler kim olsa evlenir!
----
bir keresinde klimayı açık unutup uyuyup kaldığı için üşütmüş boğazı şişmişti saime hanımın.
hazır oradan konu açıldı anneme benim küçükken ne kadar boğaz ağrısı çektiğimi anlatmaya başladı. sonunda doktorum en iyisi bademcikleri almak demişti, babamla kavga etme fırsatını da bulmuş oldu. o zamanlar nefreti o kadar tazeydi eskimiyordu ki sürekli bizi bahane edip kavga etmenin yeni yollarını arıyordu babamla.
tabi o zamanlar ben bu şekilde göremiyordum küçüğüm diye. sadece çok sık kavga ettiklerini hatırlıyorum. hem telefonda hem babam bizi görmek istediğinde.
annem babam bizi görmek istediğinde bunu babamı üzmek kavga etmek hıncını almak için bir fırsat olarak görürmüş demek ki. çünkü bu durumlarda hep kavga çıkarırdı.
telefonda ettiği yetmezmiş gibi bizi almaya görmeye falan geldiğinde de kavga eder rahatlardı.
biz de huzursuz olmuşuz üzülmüşüz falan umurunda olmazdı.
şimdi hatırlıyorum da yerinde duramazdı o zamanlar.
zaten daha genç daha sağlıklı ve daha hareketliydi; bir nevi hiper aktif gibi tam ufak tefek insanlara özgü hızlı ve çok ama küçük hareketlerle sürekli hareket ederdi bir o yana bir bu yana.
neyse doktorun önerisiyle bademcik ameliyatı olup aldırdım. ablamın da şişerdi ama benimki kadar şiddetli değildi.
..
neyse annem saime hanıma bunu anlatıyor nazlı'nın bademciklerini aldırdık diye.
----
yani konu kendisinin üşütmesi ve boğazının şişmesinden konu açılmışken benim boğazımın sık şişmesine oradan da ameliyat olmaya mecbur kalmama ve bademciğimi aldırmama konu gelmişken nasıl oluyor da -lık -cik ekli organları birbirine karıştırıp konuyu boğazdan alt tarafa bağlıyor kadın?
cehalet ve dedikoduculuk böyle bir şey herhalde.
----
geçende marketten soda seçerken baktım komşu teyzelerden biri bana ağzını yüzünü buruşturarak bakıyor, çok iyi kalpli olduğu için acıyarak bakıyor yani.
gelmiş bana üzülme diyor ben sana zaten çocuğu olan bir adam bulurum.
he?
çok aşırı zeki ve bilgili oldukları için saime hanımın "nazlı'nın bazemcikleri alınmış" dedikodusunu yumurtalıklarım alınmış anlamışlar. yani aslında bademcik organını yumurtalık sanıyorlar.
bir de ben tersleyerek konuşunca, laf sokup ne kadar bilgisiz ve cahil olduklarını araya sıkıştırınca canları sıkılıyor ama gene de anlamıyorlar.
bademcik üreme organıysa yumurtalık nedir. yumurtalığı erkeklerin testisi sanıyorlar geri zekalılar.
bir de ben anlatınca anlamak inanmak istemeyim bilmem kimin 17 yaşındaki falan oğluna soruyorlar emin olmak için bir errrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrkeğe sormak lazım tabi. sen ne kadar eğitim alırsan al kendini geliştirirsen geliştir bir erkek kadar bilge olamazsın. 17 yaşında aklı havada bir oğlan çocğuğu bile senden iyi bilir!
bademcik neymiş diye soruyorlar oğlana. neyse ki fen dersinde mi ne görmüş kuzeninin mi şişiyormuş neymiş boğazda oluyormuş.
-----------------
hala onaylamak için bana senin çocuğun oluyor mu diyor karı. teyit edecek. bademciksiz de olurmuymuş.
lan bademcik boğazda işte! beyinsiz karı. boğazımdan sikip mi hamile bırakacak???????????? diye geçiyor aklımdan da söylenmiyor işte öyle!
***************************
bu naime hanım bir de menapozda. bize geldiğinde de sürekli yanıyorum der terler basar.
of annem de ne kaprisli geçirmişti menapozu. zaten huysuz zaten kaprisli bir de sıcak basmalarını düşün. işkence gibi bir hayattı. sadece kendine de değil bize de işkence.
ama tabi ablacığım kaçmanın yolunu kolayca bulmuştu; önce üniversiteyi kazanıp gitti ardından da hemen evlendi ki eve dönüp annemle uğraşmak zorunda kalmasın.
ilk yıllarında başladığında daha bunlar olmamışken; ilk sıcak basmalarda bir de o mantıklı geçinen kadın gider yerine manyağın biri gelirdi.
kendini sıcak basıyor diye o kadar bencil egoist ve anti empatik ki bizi de sıcak basıyır diye düşünürdü.
bir kış bize soba yaktırmadı, üşüyerek oturduk.
o kadar da garip ki kalın kazak giymemizi dahi istemiyor yanıyormuş!
e sen yanıyorsun biz normaliz!? hayır sıcak siz anlamıyorsunuz içerisi çok sıcak siz anlamıyorsunuz!!!!!!
o kadar beyinsiziz ki hele ben ses eden bir benim çünkü. annesi lafına karışmasın diye soyunuk otururdu ablam. ama ben üşümeye üşütmeye gelmiyorum ki hemen hastalanıyorum.
bırak soba açtırmamayı bir ani sıcak bastığı zaman annemi bütün evin kapı pencerelerini açardı.
çok mantıklı çok başkalarını düşünen bir insan olduğu için kış günü çocuklarım üşütüp hasta olur mu diye bir derdi olmazdı!!!
hani balkona çık sen serinle, bulunduğun odayı aç sen serinle. ama sadece kendinin sıcaklandığını düşünmüyor ki bunu kabul etmek de istemiyor.
bir sıcak basmaya görsün kış günü zaten soba yakmamıza izin vermemiş yanıyormuş diye bir de tüm evin kapı pencerelerini açıyor daha da tepinerek haykırıyordu adeta sıcakmış yanıyormuşuz!
evin içinde bir tişörtle kollarını aça aça bağırarak dolaşırdı bir ara yanıyormuşuz bu ne sıcakmış bu ne biçim kışmış!!!
gece yorgan örtemediği için bizim de yorganlarımızı hurçlardan çıkarttırmamıştı.
ablam anasına yaranmak tepki çekmemek için mecburen ona uyar söylemez üşüyerek oturdu.
sen de söyle derdim pek de söyleyemezdi.
ama ben ondan daha çok üşüyen daha çabuk üşüten bir yapıya sahibim demek ki. ama kimin umurunda.
annem havanın bahar gibi hatta sıcak olduğuna karar vermiş bir kere. başkası başka türlü hissedemez!!!! yorgan örtülmeyecek.
sıcak sıcak sen anlamıyorsun! sıcak gelir terlersiniz!
imkanı yok kabul etmiyor, o kış bize yorgan örttürmmemeye yemin etmiş. böyle de bir inattır.
cidden.
ya ben üşüyorum. hayır üşünecek gibi değil sen normal değilsin!
tamam normal değilim o zaman yapım bozuk kansızım babam gibi boktan bünyem var üşüyorum yorgan örtmem gerek!
yorgan örtülecek kadar değil hava!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
yorgan örtmemek için büyük kavgalar edilir mi biz ettik. gizlice geceleri odamıza girip kontrol ederdi bir de yorgan falan örtmüş olmayayım diye! yorgana düşmandı o kış. zorla bir battaniye daha aldım ne kavgalarla üstüme!!!
daha üstümüzü de kalın giymemize karışırdı; ince pamuklu pijama ve bir battaniye yeterliymiş karar verilmiş. ben üşüyorum ya ama.
sonunda hastalandım tabi, soğuk algınlığından bronşite döndü!!!! sevindin mi?????????
zaten o sıralar ergenlik, annemin kavga ve huysuzlukları, azarlamak ezmek için aradığı türlü bahaneler, sürekl bende kusur arayıp bulması, zaten şişman ve sivilceliyim; hormonlarım bozuk. bir de alerjik hapşırmalar olurdu. özellikle bahar aylarında. ama kriz şeklinde arka arkaya belki on defa. alıp doktora götüreceğine azarlamak için yeni bahane bulmuşcasına sevinçle; bıktım usandım diye söylenirdi.
ben hapşırmak krizinden nefes almakta zorlanıyorum ama anneciğim o kadar sevgi anlayış mantık vicdan fedakarlık dolu bir insan ki ; bıktım usandım diye azarlıyor. usanmış benim çirkin hapşırmalarını dinlemekten usanmış benim burnumun akmasından çeşme gibi!!
ulan al da bir doktora götür madem!
doktor ve hastanelerden nefret eder aslında korkmaktan ileri gelen dönüşmüş bir nefret bu. alıp doktora götüreceğine evde nefessiz kalıp can versem daha iyiydi.
anca bronşit olup at gibi öksürüp ikisini de uyutmayınca mecbur kaldı; surat asarak azarlayıp durarak götürdü doktora. bronşit olmuşum.
bir de numara çekiyor ki adama ben üşüyorum ondan dedikçe. ne kadar etlerle limonlarla vitaminlerle beslediğini anlay-ta anlata bitiremiyor oysa kendisi. yani doktor desin ki aaman annesi yüzünden değil okulda bulaşmıştır pis iğrenç kız babasınında dölü çürüktür ondandır hep desin emsela ne kadar harika olur!
ben de fırsat bulup annemin ne kadar sıcaklandığını bize soba yaktırmadığını hatta yorgan örtmemize dahi izin vermediğini okula bile giderken kalın kazaklarını giymeme müsade etmediğini, giyersem üzerimden zorla sökerek çıkarttığını anlatıverdim!!
bana bronşit anneme menapoz teşhisi kondu.
tabi annem menapozunu kabul edemedi. o zaman tedavi için belirtileri azaltmak için ne yapmam gerekir diye soracağına bende buldu kusuru!!! benim yüzümdenmiş!
yaşın yüzünden insan doğası bu yaa!! ben mi soktum seni menapoza!!!
ne zaman bahar nezlesi olsam söylenir azarlar dururdu, o sene de bronşit öksürmelerimden ötürü azarlanıp durdum.
beni hasta eden sensin daha da şikayet mi ediyorsun deyince de ne alakaymış! benim genim bozukmuş kendisi üşümüyormuş bak ablama o hasta oluyormuymuş. ben m, yaptım kendimi sen yaptın sen almasaydın boktan genleri madem bu kadar harika bir insansoın en şahane genleri seçip bana akratabilseydin o zaman.
bilerek mi yapmadın yoksa!!! bu da hasta bozuk çirkin olsun da babasından alamadığım hıncı bundan alırım mi dedin???????????????*
kızım bronşit olmuş, 1000 mg lık antibiyotikler yutmak zorunda aylarca diyeceğine beni suçlamanın yollarını aradı durdu o kış. sürekli açığımı kusurumu aradı durdu. menapozdan aşırı sıcak hissediyorum kızımın da hasta olmasına neden olmuşum diyeceğine benim bozukmuş genlerim!!!
-----------------------------------
hala bir saplantılı sıcak-soğuk algısı vardır. sadece kendi hissettiğini anlayıp herkesin aynı olacağını zanneder.
son yıllarda bir de mantıksız oldu. yazın anorak mont giydirmeye kalkarken kışın da kalın kaban giymeyeyim diye uğraşır her sabah ben işe giderken. bazen iyice depreşir bu huyu. o an üşümüşse ben de üşüyeceğim o an sıcaklanmışsa ben de sıcaklanacağım.
-----------------------------------
bahardan yaza geçişte iş yerindeki klimalardan üşütmüşüm öksürüyordum bir ara. bir gece de aşırı öksürük geldi ama bronsit gibi dolu dolu bir öksürük değil.
gece öksürük tutmuştu.
annem de yan odadan söyleniyor. uyanmışmış.
ama ben her öksürdüğümde "beter ol geber beter ol geber nefessiz kal geber" diye anırıyor!
geberesiceymiş uyutmamış geberse de kurtulsaymış lanet olsunmuş böylesine inşallah boynu altında kalır da geberirmiş.
en sevdiği şey beddua okumaktır. en ufak rahatsızlıkta beddualar okur. ama kendini de iyilik meleği mantık abidesi anlayış ve merhamet dolu bie melaike sanıyor!!
o da uyku sersemi ben de uyku sersemiyim. ama sinirlenip kalktım kapısını ışığını açıp sen geber gebereceksen diye bağırdıydım.
bütün gün hasta yattığımı bilmezmiş gibi gerçi anlamamak için direnir misali benden iş bekliyordu, ben hastayım diye izin alıp yataklara düşmüşüm annem perdeleri değiştirelim halıları temizleyelim diye hizmet beklemekteydi. üstelik utanmazca ben yemek masasında bile hapşırıp öksürüp halsiz otururken bile daha bide çoğul konuşuyor. sanki kendinin kılı kımıldayacak. oturduğu yerden emir verip beğenmeyip eleştirmek için fırsat kollar. bütün gün hasta olduğumu bilmiyor gibi gece de öksürenin komşu olduğunu zannediyormuş.
ne bileyim ben sen öksürüyorsun!
ayı gibi çıkıyormuş sesim erkek komşumuz sanmış. çok çirkinmiş öksürüğüm!!!!!!!!!!
ne utanmazlık ben komşu sandım yavrum ssana der miyim hiç diyeceğine öksürüğün iğrenç çirkin diyor.
********
annem kendisinin öksürüğünün çirkin olmaığını düşünür.
nasıl ki her kaşıkla yenebilecek yemek masaya konduğu zaman hep ağzının asilzadelere özgü bir küçük şekle sahip olduğunu kaşık kullanamadığını ne kadar kibar ve soylu genlere sahip olduğunu vurgulaması gibi kendini bir çeşit dev aynasında görüyor:
boyu 152 ama kısa değil orta boylu; kendinden kısa arkadaşları olduğu için böyle inanmış.
kendinin teri hiç kokmaz!! bir yaz suya aleerjisi olduğuna kanaat getirip bir ay yıkanmamış ekşi ter kokarak gezmiş ve terinin asla kokmadığını savunmştu.
teri de kokmazmış tuvaletten sonra da tuvalet kokmazmış kokulu gaz bile çıkarmazmış.
tabi ki böyle üstün bir asil zadenin öksürüğüyle hapşırığı da çirkin olamaz.
hatta güzel ve kibar bile!!!
ama başkalarınınki aşırı çirkin ve iğrenç!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder