11.06.2018

bir sürü tezat fikri rahatlıkla bünyesinde barındırıp arka arkaya savunabilen bir insan annem.
mesela sosyal olan ve gezen tozan insanlara bayılıyor, öve öve bitiremiyor. sonra da bana gezmediğimi söylüyor.
e ben gezeceğim zaman engellemek için bin türlü oyun çeviriyorsun!! binbir çeşit engellemesi var psikolojik olarak hangi birini yazayım. önceden planlanmış bir şeyse ayrı ani bir çıkışsa ayrı. daha evden forum'a arkadaşımla kahve içmeye gitmeme kızıp içerliyor, iş çıkışı hemen eve gelmeyip biraz vakit öldürmeme bozuluyor; iş için 1 günlüğüne seminere falan gitsem annesini yalnız bırakan düşüncesiz evladım. nasıl gezeyim?????????
üstüste numaraları yemeyip çıkarsam da akşamları çile çekmek zorundayım; hem yalnız kalmış duygu sömürüleri yapıyor hem hastalıklarla ağrılarla ilgili; yetmiyor eski meselelerin dırdırı ve mecburen survivor izlemek.
evden fazla çıkmadığın bir dönemde de asosyal ve pısırık olmakla arkadaş edinemeyen biri olmakla suçlanıyorsun. edinip sosyalleşsen kursa spora gitsen de bozuluyor. kendi de gelip içine sıçmak istiyor.

başkasında görünce ölüp bittiği kurslara spora faaliyetlere gitme durumunu ben gerçekleştireceğim zaman anında su koyup çocuk gibi dudak büküp mızmızlanıyor.

her yere benimle gelecekmiş!! bana nasıl değişiklik olacak peki? heryere benimle gelip senin kaprisine çekip istediklerini yerine getirip seni rahat ettirmekle uğraşacağım ve nasıl değişiklik aktivite sosyallik falan olacak bana acaba!
hiç bir yere uyum sağlayamıyor ki; sürekli mızmız dırdır kapris. oturduğu yeri beğenmez mekanı beğenmez insanları beğenmez muhakkak kusur bulur söylenir durur.

ya benimle bir seminere geldi; konuşmacıları dinletmedi bana! sürekli mızıldanıp şikayet edip duruyor. sandalye acıtmış da bir yerden rüzgar esiyormuş da beli ağrıyacakmış da boynu tutulacakmış da susamış da aman bu su da ılıkmış da sıkılmış da ne konuşuluyor duyamıyormuş da burada bir koku varmış da.... yanımda sürekli dırdırdrır çene!!! konuşmayı dinleyemedim annemi memnun etmeye çalışmaktan bunu fark edip takdir de etmiyor mesela....

farkında bile değil hatta kendini haklı görüyor. devam ediyor şikayetlerine.

annecim tamam, şunları bir dinleyeyim deyince ben annesini azarlayan kız oluyorum somurtup oturuyor. çocuk sanki!!! e niye geldik o zaman? konuşmacıları dinlemek yerine seni memnun etmeye çalışmak ve zaten her gün anlattıklarını tekrardan dinlemek için mi??????

hem hiç bir şey yapmayıp sadece kendi memnun olsun diye tüm zamanımı ona ayırmamı isyoyor. hem de başkalarına özenip bana asosyalsin diyor. ama her bir şey yapacak olduğumda engellemek için uğraşıyor.

en azından moralimi bozmaya çalışıyor; saçım kötü olmuş, sivilcem çıkmış, bu pantolon götümü büyük gösteriyor gibi olumsuz düşüncelerle doldurmaya çalışıyor gider ayak kafamı. hatta hazırlanırken beni çileden çıkarmak için tepemde dikilip sigara poflayarak kötü anılarını anlatıyor ya da televizyonda falan duyduğu boktan haberleri.
yani moralimi bozamayacaksa beni endişelendirsin! diyelim filme gidiyoruz kızlarla, filmi zilemek yerine annemin beynime girdiği boktan düşünceleri hayal edeyim. götüm büyük saçım kötü suratımda sivilce var; sinemayı karanlık yer olarak görüp sapıklaşacak erkekler var ve saldırıya uğrayacağım!!! filmi izleyip eğlenmektense bunlarla kendimi harab edeyim boğazıma dizilsin mısır taneleri zıkkım olsun!!! üstelik kendinin hiç espri anlayışı yok gülmeyeyim de hiç beğenmeyip mutsuz çıkayım filmden.
sorsan böyle demez ama yaptığı davranışların bu gibi etkilere sebep olacağının gayet farkında aslında ve bundan da çoook memnun!! böyle bir sosyalleşmeden eve mutsuz dönersem içine su serpiliyor resmen. eğer böyle dönmüşsem ve"eğlendiniz mi bari? film güzel miydi bari?" sorularına olumsuz cevap verirsem kendini haklı çıkmış sayarak mutlu oluyor için için.
ama çok mutlu gülerek falan dönmüşsem de mutlu-komik anları paylaşacak olursam sonunda muhakkak lafı ağzıma tıkıp tadımı kaçıracak bir şey arıyor. hiç olmadı sırtı boynu tutulmuş oluyor ve bana ovduruyor sürekli söylenerek!!!
bıkmış yaşamaktan geberelim de kurtulalımmış!!!

yani imkansız yaranmak anneme her zaman kusurlar abidesiyim!!

bir de böyle başka kızlara hayranlık duyup övgüye boğmaz mı!! yani aslında İsveçli gibi uzuuuuun boylu sarışın doğuştan atletik mükemmel vücutlu sportif kreatif sosyal ve neşeli bir evladı hak ediyor ama ona kısa kara çirkin koca götlü garip huylu bir ucube düşmüş!!! anam babam esmer ve kısa boylu madem sarışın seviyon bari Yogoslav ya da Boşnak göçmeni biriyle evleneydin de bir şansımız olaydı!!!
tüm sülaleye baksan iki tarafta da ki çok da kalabalık değil; hiç biri aileye gelin ya da damat olarak girmişler bile dahil neredeyse uzun boylu sarışın renkli gözlü değil!!
ama bana bakıp kısa kaldın diyor mesela yumuşakça sokuyor zırt pırt!!!
ne yaptın mesele daha uzun olayım diye!!!! genler el vermiyor bari sen ekstra bişey yapaydın naaptın??????? HİÇBİRŞEY.

annem çözüm, çare, değişiklik falan istemez aslında, o sadece eleştirmeyi ve şikayet etmeyi sever.

birşeyden şikayet eder durur; e napalım peki dersin boş boş bakar suratına! aklına çare-çözüm aramak dahi gelmez!!

mesela hem asosyal olmayayım hem annem çok yalnız kalmasın diye iş günlerinde ne yapacaksam yapmaya çalışırım bazen. ama hafta sonu da tek bildiği ev alışverişinden sonra ki elbette o da söylenerek sürekli; temizlik yapmak. başka da bir şey bilmez. sen sosyal aktivite uydurursan annene değişiklik olsun diye o dırdır eder eleştirir mızmızlanır şikayet eder durur!!!

asla memnun olmaz. tut ki kırk yılın başı da o gün her nasılsa biraz memnun oldu. akşamına sana çatacak bir şey bulur. kavgadan didişmeden olumsuzluktan besleniyor resmen. ya da hastalanır!!!!

sonra da başlar eskilere suç atmaya ve eski dosyaları yeniden açmaya başlar!!! huzur istiyormuş hayatında huzur!!!!!!!!!!!!!!

sen huzura düşmansın nasıl isteyebilirsin???????????? bulur huzursuz edecek olumsuzlukları büyütür de büyütür uzatır!!!! sonra başlar köye yaylaya yerleşme hayallerine. sanıyor ki orada huzurlu olacak!!! senin huzurlu mutlu olman imkansız!!! ve çevrene de saçıyorsun memnuniyetle bu olumsuzluğu!!

tabi ki hiç düşünmüyor nazlı'nın işi gücü geleceği hayatı. köşesine çekilecek emekli yaşlı kocasıyım sanki. çocukluğumuzdan beri kafamızı ütüledi okumak çalışmak para-maaş emeklilik sahibi olmak diye şimdi kendisiyle inzivaya çekilmemi bekliyor mesela gayet rahatça.
ablamdan bekler mi? asla. ah onun akıllı başarılı yavrusu ve o evli zaten!!! üstün bizden sanki evli olmakla hem bişeylerden muaf hem bazı şeylerde de hak sahibi.

normalde büyük kardeşler kendini feda edip küçükleri okutur falan daha iyi yaşasın diye çabalar ya; burada ben köye yerleşip tarım ve hayvancılıkla uğraşıp ablacığımın sağlıklı yumurta süt sebze meyve tüketebilmesi için kendi hayatımdan vazgeçeceğim????????????? ne öğretmenliği? ne senelerce verdiğim emek? ne önemi var stresten yaşadığım olumsuz durumlar sağlık sorunları??? ne önemi var gelecekte emekliliğimin olması falan ne gerek arkadaşa eşe dosta gezmeye tozmaya? köye yerleşip ablama taze süt göndermek için ineklere bakmalı; tarlada güneşin altında kendimi heba ve feda etmeli ablacığım doğal beslensin diye!!!

öyle bir şey yapacak olsam da ablam 1 kere bile deli misin işini gücünü bırakıyorsun çok emek sarf ettin demez. aman problem çıkmasın kendine aman annesiyle ters düşmesin. ne şiş yansın ne kebap.
hiç de sevmez şikayet dinlemeyi, kestirip atmak ister.
şöyle görüyor ; kendisi zaten tüm gün yorulup sıkıntılı anlar sorunlar yaşıyor bir de neden başkasından dinlesin de morali iyice bozulsun??????????? ama kendi derdini anlatmaya gelince pireyi deve yapıp 6 saat aralıksız dert yanabilir! o her zaman haklıdır! aynı anası işte.

tabi ki asla bencil değiller!!!! sen ne verirsen sonuna kadar alır posanı çıkarıp bırakır sonra da dönüp teşekkür etmek yerine burun kıvırırlar.

mesela köye yerleşip tüm yükü sırtlasam sonra da hastalansam demezler ki bunları yapmak için bu hale geldi; şikayet eder sıkılırlar!!




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder