teknoloji fobisi pes dedirtir annemin. öğrenememekten değil sadece öğrenmeyi reddediyor. herşey eski usul en geç 80lerdeki gibi olsun istiyor.
mesela her yaz büyük isyanlarda internetten ve bilgisayardan nefretinii haykırarak kendinden de emin yazın bana bunların lazım olmayacağını iddia ederek yazlığa götürmeyeceksin değil mi diyor.
evet götürmeyecem 2 ay boyunca 7x24 senin kötü anılarını, her olay her konu her durum hakkındaki muhteşem olumsuz karamsar kötücül fikirlerini dinleyeceğim!!
eğlendiğim hiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiçbirşey olmasın hayatta bana!!! ne internet ne film dizi ne müzik ne makjay ne giyim kuşam. yemek de yiyemeyeyim senin gibi çünkü midem aynı senin gibi artık hazmetmesin!!!! geceleri uyuyamayayım yürüyüş yapamayayım dizlerim bacaklarım boynum sırtım her yerim ağrısın!!!!!!!!!!!!!11
teknolojiden nereye geldik???????
ben nasıl iyimser bir insan olabilirim ki? doğduğum andan itibaren olumsuz fikir davranış hislerini anılarını sürekli paylaşan, evde sürekli suratsız dolaşan, söylenen, sinirlenen, küfreden bir insanla iyimser bir fikir düşünmen imkansız!
sen düşünmeye kalksam zaten hemen anlar yetişip baltalamaya çalışır. böyle eve güler yüzle gelmişsen sorgular; paylaşınca da senin tadını kaçırmak için sanki hiç komik bulmaz hiç eğlenceli değildir falan!!
ne istiyorsun kendimi öldüreyim de rahatla mı?
hayıııııııııır sadece mütemadiyen ve her konuda kendimi mutsuz ve kötü hissederek mecburen robot bir köle gibi yaşamalıyım!!!
ha bir de evde güldün diyelim bozmaya çalışır. ama gülmez eğlenmez tepki vermez umursamazsan da seni nasıl zevkle ama için için memnun oluyor beni eleştirecek bir şey bulduğu için rahatlamış biçimde ruhsuzlukla suçlar!!!!!!!!
asla yaranmak mümkün değil.
--------------
daha katlanan kapaklı nokia telefonun kullanımını öğrenemedi mesela. arada kalıyor aklında sık kullanması gerekmişse ama zaman geçtiyse unutuyor.
herşey eski usul olacak. mesela muhakkak bankaya gidildiğinde koşum kuyruğa girilecek ve bir sinirle önüne geçilmesin diye saatlerce ayakta kalınacak!!!!!!!!! numaratörü öğrenemedi bir türlü!!!! ve kabul de etmiyor.
çünkü aslında işkence çekerek söylenerek yaşamaktan haz duyuyor.
bankaya gittik gene unuttu numara alındığını!!!! sıra çabuk geldi ve annem boşa numara alındığına emin. neyse kıza derdini uzuuuuuuuuuuuuuuuuun uzuuuuuuuuun anlatıyor yedi ceddi ötesinden başlayacak neredeyse. ama esas meseleye asla gelemiyor. Adana'da annele teyzeme kalan eski bir mekanı kiraya verdiler, kira da banka hesabına yatacak. annem banka matikten ne anlasın??
maaşını bile her ay işkencelerle almak istiyor! saatlerce kuyruk beklemek sonra memurun surat asıp seni azarlamaya kalması falan. alışkanlık yapmış.
senelerce maaş kartını reddetti. beraber en sıcak ya da en yağmurlu havalarda hatta hastayken bile bankaya gidip sıra bekleyip alırdık. memur iyiliği için anlatıyor kart verelim annem nasıl sinirlenerek isyan ediyor istemezmiş!!!!!
o işkence ve zaman kaybından memnun ki?!!
neyse kıza kira yatmış mı hesaba diye soracağına dükkanın kendine nasıl kimden kaldığını; bunca zaman nasıl kullanıldığını, babasının ne zaman nasıl aldığıyla ilgili anılarından başladı anlatmaya!!!
bankacı kız da görmüyor karşısındaki eski moda bir kadın, daha maaş kartı para kart kredi kartını kabullenememiş, tutmuş ona akıllı telefon uygulamasını öneriyor!!!!!!!!
ben niye karışmıyorum? kızıyor. kesiyormuşum sözünü o benden daha iyi anlatıyormuş????? ya sorsana banka hesabına kira yatacaktı yatmış mı? yoo herşeye 60lı yıllardan günümüze gelerek anlatmayı seviyor ama!!!
ben de evde bankamatikten bakılabilir belki kimlik ya da hesap nosundan girilerek dedim. ama ben demişsem kıllanmaya hazır ya yok illa bu sıcakta şubeye gidilecek!!! hayır kendi kendine de gidemiyor artık hiç bir yere. gidemeyeceğinden değil kolayına geleni tercih ediyor. bari madem öyle bırak ben sorayım hayır illa dükkanın şeceresini anlatması lazım.
kız zaten abandone oldu bir şey anlamadı. ben hesabına kira yatacaktı yatmış mı deyince anca anladı. annem de kızıyor daha oraya gelmemiş ki!!! saatlerce senin anılarını mı dinleyeceğiz??????
ama anlammaış hala uygulamadan bakılır diyor. ben bankamatik ya da uygulama deyince cinleri tepesine çıkıyor delleniyor!!!!!!!!!! ama kız deyince gözleri parlıyor!!! ay tamammış o zaman!!
sonra da bana dönüp kızarak diyor ki "e kolayı varmış nazlı gelmem gerekmiyormuş buraya kadar yoruldum ben!!! yürüyemiyorum ben artık eskisi kadar" diye sitem ediyor!!!!
e ben dedim sana!
demedin!!
bankamatikten bakılır dedim, uygulaması var dedim!!
uygulama demedin ki telefon dedin!!!!!!
aynı şey.
değil hiç de aynı şey değil.
uygulamayı ne zannediyorsun acaba annecim, telefon uygulaması yani başka ne olacak???
kız da güya büyük iyilik edecek; ben indirmenize yardımcı olayım uygulamayı deyince annem o 15 yıllık hala nasıl açıldığından emin olamadığı katlanan kapaklı nokia telefonunu veriyor!!! bana da hınç duyarak! yani benim gibi bir mankafa ne bilecek bak bankacı kız nasıl biliyor!!!
kız tabi şok!!! buna yüklenmez deyince de annem dumur. tekrar tekrar soruyor buna olmaz mı diye??? hatta yandaki memura da soruyor belki biz ahmak karılar anlamamışız bilemiyoruzdur o yüce erkek insan biliyordur doğrusunu!!!!!!!!!!!!
anneme kalsa yatmış mı yatmamış mı diye bile her hafta bankaya gelecez. mesela ben de işten ayrılacam ki faturaları yatırma, bankaya ugrayıp birşey sormak için bol zamanım olsun. gündüz temizlik yapar öğleden sonra fatura-banka işlerimi halleder dönünce devam ederim ev işine!!!
daha tüplü televizyonu yeni görüyordu annem. 40 yıllığa ulaşmamşsa yenidir!! her şeye daha yeni diyor. mesela zar zor bir televizyon aldım 10 senesi var; eski tüplü artık göstermiyor ama işkence çekerek söverek izlemeye çalışmayı tercih ediyordu. parası olmadığından harcamamak için değil değişime karşı olmaktan. 10 sene oldu hala anneme göre o televizyon YENİ. ablama yeni televizyon diye bahsedince de salak anasını tanımayı bilmiyor ki! yeni televizyon aldık sanıp anneciğine televizyondan internete bağlanmayı falan anlatmaya kalkıyor. annemde bizim tv'den girilir zannedip iddia ediyor ki ablan dedi ablan dedi!!!
sen yeni televizyon diye bahsedince o son çıkanlardan aldık sanmıştır anne. diyorum.
zaten bizimkisi de son çıkanlardan yepyeni!!!!!!!!!!!!!!1 diye isyan ediyor.
teknolojinin eski hızında gittiğini zannediyor anlamamak bir yana kabul etmiyor ve sen de anlama sen de etme istiyor.
yıllar önce zorla aldırdığım eski masaüstü bilgisayar anneme göre hala yeni. zaten ona göre bozuluncaya kadar yendidir ve kullanılacaktır. hatta bozulmasın diye az kullanmalıdır!!! kullanılmayınca da bozuluyor ama anlamaz ki.
hele bir zaman çamaşır makinası bozuldu diye öyle dellendi ki- tamiri yapılamadı çünkü artık eskidiğinden yedek parça bulunmuyordu- ki tamirci anneme eski makine deyince aklı başından gitmişti. senelerce adamın arkasından sövdü saydı. ve o gün bir daha assssssssssssla çamaşır makinesi almayacağına yemin etti. 3 sene bana soğuk hastalık falan demeden herşeyi elde yıkattı büyük zevkle. çok zaman alıyor diye de bayılıyordu böylece eve kapanmış oluyordum. daha atanamadığım için laf sokardı ben eşşek gibi çamaşır yıkarken.
gayet kolay olduğunu düşündüğünden de asla acımadan her gün çamaşır çıkarırdı pişkince. aman ablam ne desin. asla karışmaz. niye annemin gıcığına gitsin ki eşşek gibi yıkasın nazlı.
anneme kalsa asla almayacaktık da ben zorla ikna ettim. elde de yıkanıyormuş işteee!!?
ellerim kabar kabar alerji oldu deterjandan krem sürersin deyip yaydı kıçını. bende nasılsa yaranmam mümkün değil diye 2 ay çamaşır yıkamadım, dağ gibi birikti tabi. eski makineyi peşinata sayan bir kampanyayla değiştirdik de o zamandan beridir asla bu yeni ki 12 sene olmuştuur, öğrenemedi. ilk zamanlar en azından kapatıp çamaşırı içinden alıp serebiliyordu; manuele benzeyen kapama tuşunda bir sorun olnuca tamamen vazgeçti, bana bıraktı herşeyi. yorgunum hastayım falan da takmıyor kafaya nasılsa evlenmiyorum faydalansın işte!!
-------------------
bir gün de bankamatikte bir işlem yapılacaktı. haa dükkanın vergisini bir tanıdık ödemiş, ona bocumuzu yatıracağız. anneme kalsa bankadan havale yaptıracak aynı para kadar havale ödemeye razı!!! bankamatikte de elbette onun adına olduğu için ödeme annemin kimliği lazım. ben kendi numaramı girsem beni anlamayacaklar ki. soyadımız farklı. anneme göre e oraya yazarmışım ben şunun kızıyım diye??????????? hatta sayfalarca yazacam 7 ceddime kadar!!!
anlamıyor uzun yazılmayacağını, aklı e-postaya gitmiş onun gibi zannediyor.
ben vermem kimliğimi vermem!!!!!!!!!
biz bankamatiğin önünde münakaşa ediyoruz. annem anlamamakta ısrarcı. arkamızdaki adam yardımcı olmak istedi. benim söylediğimin ayyyyyyyyyyyynısını söyledi ama annem değişik bir şey duymuşcasına bana yaaa diyerek hemen inanıp kimliğini adama veriverdi!!!! bana vermiyor ama ben sahtekarım!!!
------------------
bana böyle bir inanmama isteği var. onun bunun yanında beni bilgisiz yalancı sahtekar falan göstermeye çalışır sanki bilerek. mesela bir gün banka kartının süresi dolmu adrese yenisi gelmiş ama annem kapıyı açmamış. böylece şubeden almak gerekecekti. ama anlamıyor ki hani kartlaydı diye sinir krizi geçiriyor evde!!
kartın sonsuza dek yeterli olacağını düşünüyor. süresinin dolacağını idrak edemiyor. zannediyor ki iki kart olacak; iki karta borçlanacak!!!! anlatsan da idrak edemiyor.
hele bir de bankanın 444lü hesabını aratıp sordurma kısmı var ki; yani acaba talimat versek bankaya gitmeden ev adresine yeniden gelir mi diye. asla anlatmayı başaramaması bir yana telefonda beni banka görevlisi ya da çağrı merkesi görevlisine yalancı dolandırıcı falan gibi göstermeye çalışıyor.
hatta mecburen banka şubesine gidince de. benim anlattığım şeyin ayyyyynısını söylüyor adam ona hemen inanıyor anlıyor ama. ben başka şey söylemişim ama!!! öyle de kibar ve mazlum yaşlı teyze rollerinde ki ben yalancı-dolandırıcı- annesinin maaşını çalmak isteyen evlat gibi göstermeye çalışıyor gibi.
teşekkür ederim beni yalancı sahtekar evlat gibi gösterdiğin için sağol deyip kalkıp gittiydim.
-------- yani bana inanmıyor da yabancı birine anında inanıyor. bana kimliğini vermek istemeyen kadın mesela bankamatiğin önünde başka birine ooohhhh rahat rahat veriveriyor!!!!!!!
----------
e her yaz bitiminde yazlığın anahtarını anında alıyor elimde. dış kapıyı kilitler kilitlemez kendi çantasına koymak istiyor. olur da iş diye orospuluğa çıkmışsam da eve erkek atarsam ya!!! ama site görevlisi yağladı balladı diye kızına vermediği anahtarı gönül rahatlığıyla serseri takımından birine veriyor.
kışın havalandıracakmış!! hıı karı atacak eve. anneme göre hava hoş, nasılsa pisliği kendi temizlemeyecek!!! eşşek nazlı var nasılsa bok temizleyicisi!!!
---------------
her yazlığa geçileceği zaman ee maaş nasıl çekilecek diye derde düşüyor. taaa oradan bankaya gitmek kolaymıymış. tabi ki anında unutuyor bankamatik faktörünü. anneme kalsa 1970lerdeki gibi hiç değişmeden gelişmeden yaşayıp gidelim!!!!!!!
------------------
bana değil de bir yabancıya inanmayı daha çok sever. mesela bir yerde toplu taşıma mı bekliyoruz- ki 30 senedir aynı semtteyiz, güzergahlar da hiç değişmedi-sadece bir yol yapımı durumunda geçici olarak değişmişti o zaman çıkmış yanlış araca binmiş mesela o zamandan beri fobisi var ve bana güvenmiyor!!! 30 senedir oturduğumuz semtteki dolmuşları dahi öğrenemedi. 2 kere sormadan binemiyor. benim söylemem faydasız. başkası söylemeli, isterse konuşması düzgün olmasın benden daha iyi bileceği kesin.............
toplu taşımanın içinde de aynı endişe; ya bizim oradan geçmiyorsa!!! ya ben söyledim şöföre sordun başka bir yolcuya da sordun 3 kere onaylandın daha bu neyin telaşı???????????? sürekli boynunu kafsını oynata oynata etrafa bakıp camdan yanlış yolda olduğumuzdan endişe duyar ve bu halleriyle insanlarda yeni taşınmış izlenimi yaratır ve buna da sinir olup isyan eder!!
ben sizden daha mersinliyim!!!!!!!!!!!!!!11 e 30 senedir oturduğun muhiti anlamamışsın?! dolmuşları bilmiyorsun hala!! tonla otobüs de var da daha kalabalık olur diye tercih etmiyoruz. zaten o da işe karışırsa iyice karışacak kafası.
mesela bizim eve en yakın geçen 2 ayrı hatlı dolmuş var; birinin nereden döneceğini az öğrenmiş ama ikincisi daha ilerden dönüyor ve bir süre sonra yine bizim eve yakın sokağa çıkıyor. ama asla anlayamamış annem bu güzergahı.üstüste 2 gün biniyoruz 2. sefer anla bari. ama hayır!!! hatta bir kaç defa yanlış binmişiz diye durdurup; hem şöför uyarıyor ki binmeden önce 2 kere sordu diye hatırlamış, hem yolcunun biri hem ben "yanlış değil gidecek oraya" diye. ama inat ve anlamayan bir tarafı var inip gidiyor söylenerek!!!
yanlış bindirmişim nasıl yürüyecekmiş şimdi????
dolmuşçu bekledi hatta ben inip yetişip geri bindirmeye çalışıyorum annemi ama anlamıyor dinlemiyor bağırarak bana isyan ediyor; ben bilmiyormuşum işte yanlış bindirmişim!!!!!!!!!!!!!
o zamanlar da muavinler çalışırdı dolmuşlarda; adam inip geldi yanımıza dolmuş bizi bekliyor annem isyan ediyor hala!!!! bir de öyle bir havada ki sanki hem ben hem muavin annemi kaçırmaya çalışıyormuz gibi!!!
adam gidiyor teyze diyor.
annem isyanda hani buradan dönecekti dönmedi gitmiyor işte!!! yanlış bindirmişsin nazlı!!!
dünde böyle bir hanım vardı yanlış bindik diye korkan diyor muavin ki bizdik!!!!
ben deyince inanmıyor da kelli felli muavin adam başka yoldan geçip gene sizin oraya çıkacak teyze deyince ki benim söylediğimin ayynısı-inanıyor ve geri biniyor!!! ama binince şöföre iyice evimizin tarifini vererek onaylatıyor geçiyor mu?
sonra da bana dönüp azarlı sitem ediyor; o ne bilsinmiş her dolmuşun güzergahını? hiç söylememişim ki ben!!!!!!!!!!! tüm dolmuş kalkıp bana hakaret edip suratıma tükürse rahatlayacak!!
binerken söyledim ya sana; dün de aynı dolmuşa bindik hatta şöför ve muavin de aynıydı anne!
hayır dün başka yoldan geçtik biz!!
bu yoldan geçtik işte!!
hayır o başka yoldu!!
eskiden annem navigasyonlu gibiydi. birkeresinde hayatımızda ilk defa bir tanıdıkların düğünü için Bursa'ya ve başka sefer de İstanbul'a gitmiştik biz daha ufakken; annem hiç yanılmadan kimseye sormadan sadece telefonda aldığı tarifle evileri şıppadanak bulmuştu. şimdi kendi 30 yıllık semti 12 yıllık sitesinin yolunu bulamacak durumda. belki de bunun farkında olduğu için tek çıkmaktan korkuyor da belli etmiyor ve her toplu taşımaya bindiğimizde aynı kaybolma korkusu var.
e madem öyle kızınsana söylüyor ya yolu işte!!! ama bana inanmak istemiyor haklı çıkmamı istemiyor ki.
daha da evde uzattıkça uzatıyor. dolmuşta annem çok utanmış benim yüzümden!!! dün de aynı dolmuşa bindik, dün de endişelendin de kırk kere anlattım, buna binerken de dedim 2. güzaergahtan geçiyor ha dünki gibi diye, sen de beni azarlayarak anladık be! dedin!! ben niye utandırayım sen kendi anlayamamandan utan!!!
ama bana kabahat bulmadan rahatlayamaz ki. o zaman boşuna inmiş aşağı; kolaymıymış onun için merdiven-basamak inmek! inmesine müsade etmeseymişim!!! ay inmeye kalktığında 3 kere dedim inme daha var geçecek oradan!!!
hala arıyor bende kusur muhakkak benim kabahatim olmalı. haat ben çarşıdaki işimiz bitip durağa gelince dedim bekleyip esas kısa yoldan geçen dolmuşu bekleyelim diye ama yok istemedi; bu gidiyor mu dedi şöföre de sordu bindi. binmeyeydin!!!
------------------------
kışın öyle bir hastalandım ki 10 gün yataktan çıkamayacak hale geldim. hani bana acıması çorba falan yapması var ama bir yandan da laf sokmadan duramıyor. sıkılmış evde!!! günlerdir ev hapsi gibi tıkılı kalmış. güya tatilmiş ama hiç gezememişiz. e git kendin gez.
benden daha akıllı benden daha zeki benden daha mantıklı benden daha tecrubeli benden daha dikkatli bir insansın benden daha popülersin çok arkadaşın var çok sevenin hayranın var; e git onlarla.
çıkamıyor ki tek başına.
arkadaşları sadece telefonla konuşmayla yetiniyor.
mesela bizim sitede beni hiç tanımıyor ve sevmiyorlarmış ama ona hayranlarmış.
he belli sen yanlarına gittiğin an çil yavrusu gibi dağılıp gidiyorlar bir bahaneyle!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder