sabah erkenden temizlik için yardımcımız geldi. ilk anda annem dünden konuşmamıza rağmen şok yaşadı.
sabah zırrr kapı çalıyor. kalkıp açtım. annem de kalkmış hayretler içerisinde bana kiiimmmm????? diye soruyor.
daha akşam elli kere konuştuk, ondan öncesinde de!
Gülüzar'ı (böyle yazılıyormuş adı) görünce de bi sevince boğuldu?? hoşgeldinizler aman canım buyur buyurlar, gitti sarılıp öptü bir de. kadın da şaşkın. böyle bi laf kalabalığına getirip kadını salona çekip oturttu. kadın da şaşkın eğreti oturuyor annem sevinç selleri içinde tuhaf hareketler yapıyor. rahat edememiş!!!!
nazzzzlıııııı yastık getir rahat etsiiiiiin!!!
nazlııııı bir çay koy da içeliiiim.!!!!!
bir kaç dakika içinde şaşkın duran bana, bu arada salona baş köşeye oturttu kadını kendi de dibine, ben de salonun kapısında duruyorum. dönüp bana böyle kaşlarını çatıp ağzını büze büze ve bir de çok bilir kişi edalarında tersleyerek önce; çay koysana ne dikiliyorsun!!!! dedi ardından eklemeden geçemedi; büyük hayretler ve sitemler içerisinde;
sen dikilme zaman kaybetme başla artık işeee!!!
içinden aaa ne kadar da tembel bir kız ben olsam şimdiye işi yarılamıştım. ben ne kadar iyi temizlik yapardım ne çok yapardım hiç yardımcı tutmazdım diye düşünüyordur.
ki zaten ne zaman büyük temizlikler konu olsa aynı nutuklara başlıyor. mükemmellik abidesi! hem dul başına iki kız büyütmüş hem çalışmış hem de hiç yardımcı tutmaz herrrrr bir işi kendi yaparmış!!
ne kadar iyi oldu ağrımayan yeri yok şimdi! o ortopedist senin bu ortopedist benim şu nörolog bilmem kimin diye hastane hastane dolanıyoruz. iki de bir de fizyoterapi merkezlerine.
tabi ki bu arada mütemadiyen şikayet mütemadiyen dırdır tartışma atışma.
bir de çocuk gibi hem ağrısından aralıksız şikayet eder hem doktora gitmek istemez. koridorda oturmuş bekliyoruz sıra gelsin vazgeçip eve dönecek oluyor. çocuk gibi korkak kaprisli dırdırcı dudak büzmeci. ben boşa mı izin aldım? deyinde aman nasılsa boktan bir özel okul diye memnuniyetle yapıştırıyor!! nesi boktan diyecekseniz söyleyeyim benimle ilgili herşey zaten en baştan boktan aramayın boşuna!!
ondan öncesi de başka dertler. kapris şikayet dırdır tartışma; zar zor randevu alıyorum, izin alıyorum. hastane prosedürlerini hala öğrenebilmiş değil hala 80ler 90lardaki gibi tartışmalı kuyruklar ayakta beklemeler istiyor resmen.
giriş yaptırırken de komedi. kimlik verilmezse sgk nasıl anlaşılsn. vermem ben kimlik sen kendininkini ver!! e hasta sensin ne alaka. senin adına olsun kayıt!!! senin sağlık karnenle gireyim.
ya kimlik hırsızlığı olursaymış!!! napacakmış o zaman? e benimkinde olmasının bir sakıncası yok ama tabi ben kimim ki! kendisi gibi prensesler gibi büyütülmüş bir prenses miyim???? sanırsın hindistandaki kast sistemi var???
hadi kimliğe razı oldu avuç içi taramasını anlayamıyor, ben açıklıyorum inanmıyor, kayıt yapan kız açıklıyor inanası gelmiyor yanındaki erkek görevli izah edince anca içi rahatlıyor!!!
erkek hayranı. bir de erkekleri eleştirir kendini över durur.
hem kendine yaşlı ve cahil muamelesi yapılmasından nefret eder tepki gösterir hem de hayatında hastane görmemiş cahil yaşlı bir kadın gibi hareketleri, benim anlatmamın da faydası yok çünkü beni önemsememeyi bellemiş bir kere!!
giriş yapılıyor, ben dememe rağmen anlamak istemiyor, anca çalışanlar izah edince anlıyor yarım yamalak. bir de tavırları bana hiç yardım etmiyor hiç bişey yapmıyormuşum gibi!!!!
aynı şeyi ben diyorum hiç oralı değil; nazlı bilmez nazlı gerizekalı iyi biri de değil bilemez anlayamaz ama elin kızı bilmem ne diyor benim dediğimin aynısı hemmen inanıyor ve yüzünde güller açıyor!!!
bir de dönüp bana diyor ki mutlu mutlu nazlı böyle böyleymiişşşş!!
e ben ne diyorum bi saattir????
doktor odasının kapısında dikilmek istiyor, oturup beklemeyi zor anlıyor, defalarca aynı şeyi sorup duruyor;
nazlıı ya sıramızı yerlersee.
annecim bilgisayara kayıtlı çağıracaklar içerden.
nederrn???
içerideki hemşire seslenecek.
ne diyecek?
ay adını yani sıranın geldiğini söyleyecek.
sonra her hareketlenmede içeri dalmak istiyor, bunu gören hemşire ben çağıracağım teyze deyince biraz bozuluyor ama hayretler içinde sanki ben söylemiyorum şimdi ya da daha önce hiiiiç hastaneye gelmemiş gibi bana nazlı çağıracakmış içerdeen diyor!!!
içerde de ayrı. sohbet etmeye gelmişiz gibi esas meseleye sorununa gelmek yerine konuş babam konuş başka şeylerden. doktoru bile dinlemiyor o istediğini anlatıyor. zaten sadede gelememek gibi bir sorunu var. bir konu ver akşama kadar evire çevire konuşsun. tabi ki her imanın altında kendini övme beni yerme bulunur!!!
çay koysana çay!!! sonra da sen başla işee!!!!!!!
oldu başka derdim yoktu.
?????????????
ben yapacaksam Gülüzar'ı niye çağırdık???
???????
anneme kalsa kendileri çay içip sohbet ederken ben kireçlenme ve fıtık olma pahasına yerlerde sürünüp ordan oraya atacam kendimi! gayet normal. ama ablacığım olsa ona kıyamaz!! evet. telefonda bile yavrucuğuna sen yapma yorulma diye telkinde bulunurken sağolsun hep aşırı duyarlılıktan bana hiiiiç aldırmıyor. ben kendi değerimi bilmesem hiç! sonra hastalansam falan da şikayet etmeden duramaz eleştirmeden edemez. yapmayaydııın kafana silah mı dayadıkk????
bir de kendinin çok becerikli güçlü ve sağlam olduğunu iddia eder!!! şöyle yaparmış da böyle yaparmış!!
hep söylenerek sinir içinde hep söverek yapardı. bizi de odaya hapseder. bir gürültü bir patırdı küfürler ieşliğinde iş yapardı. çok iyi olduğunu zannediyor!! bizimle zaman geçirmek yerine hayatını sinirlenip söverek küfre adadı!!
o kadar da normal ki ona göre. hala çayımı kaç şekerli içerim bilmiyor. o 90lardaki gibi aşırı bilinçli bir anneye göre çok sağlıksız beslenme zamanlarıma göre devam edeyim istiyor. normal. ben önemli değilim ama ablacığım iş yapıp yorulmasın kötü şeyler yiyip mideciği mahvolmasın şimdilerde.
kendisi kafayı tıkınmaya taktığı fazla kilo almadığı için ezelden beri fazla yemeye alışmış. kilo alanları dikkat edenleri asla anlamaz çok anlayızşlı olduğunu iddia etmesine rağmen. hatta yedirmeye çalışır. bu yüzden 90larda aşırı ve bilinçsiz beslendik. bol yağlı aşırı yemeklerden çok aşırı derecede kek, çörek, börek, pasta, kurabiye. hele bir yeme! senden haini senden nankörü senden pisliği yok!!
e doktor yeme sivilce yapar dedi. derse desin bir bok bilmez o!!
hem mütemadiyen ye ister hem de kilo alırsan aldığın an eleştirilere başlar; götün de kocaman!!!
daha önce bir pazarım var uyuyayım Gülüzar başlasın temizliğe şunlar bunlar burada diye defalarca söylememe rağmen sabah hatırlamaz, anlamaz. bir kova temizlik malzemesi, bezi gözü görmez sabahın körü kızımın bir pazarı var uyusun demez; nazlıııı nazlıııı nazlıııı.
rahat etmeme huzur bulmama eğlenmeme mutlu olmama karşı!!! uyumayayım ama sürekli tıkınayım kilo alırsam da ne güzel götümle eğlenir!! azıcık arkadaşlarıla eğlenmeyeyim, ama suratsız huzursuz mutsuz olursan da eleştirir; ne kadar suratsızsın huzur kaçırıyorsun!!!
kendi hiç değil oysa!!!!!!
en sevdiği şey katıldığı azıcık neşeli ortama huzursuzluk katmaktır! kimseye çatamazsa bana diş geçiremezse garsonlarla tartışma çıkarıp uzatmaya büyütmeye çalışır. herkese yayılsın bu mutsuzluk huzursuzluk herkes sinirlensin kavga etsin ister. ama bu istediğini elde ettiği an yan çizip surat asar ve kendi tartışmasına katılan insanları eleştirip huzur kaçırmakla suçlar!!!!!
dakikalar sonra jeton düşüyor da kadın elinden kurtulup işe koyuluyor. ben aşırı deterjan kullanımına karşıyım ama tabi Gülüzar ne anlasın! yeni yeni bol bol deterjanlar istiyor. annemde neşe içinde nedense sabah sabah bana iş çıksın emir verilsin köle gibi olayım diye bana gelip şu lazım bu lazım markete git diyor.
kadın anlamıyor deterjanın zararlarını hadi dünyanın en bilinçli en akıllı bilgili kadınına ne demeli. bilmem ne deterjanı varmış nazlı diye müjdeli haberler veriyor sanırsın!!!
kadın sadece birşey sorsa da annem sürekli bana emir yağdırıp otuurup rahat etmemi engellemek ister gibi. nazlı o nerde nazlı bu nerde?
aşırı zekiymiş ama neyin nerde olduğunu bilmiyor. prenses ya kendisi ben de evin beslemesiyim!!
onu getir bunu götür şu nerde bu var mı git al o zaman!!
gerçekten rahat etmem anneme batıyor. mesela boş bir günde şöyle bilgisayarı açmışım kulaklığı takıp bişeyler izliyorum ya; koridordan geçerken suratını büzüştürüp geçiyor! ne bok varsa gülecek!!
ama diyelim bir dost ya da akraba ortamı var; sen o evde gülümsemekle suçlanan gereksiz anlamsız saçma aptalca bulunan iyi gülümser yüz ifadeni takınmazsan suçlusun!!! ne kadar da gıcık ne kadar suratsız birisisin!! e evde gülümseyince saçma diyon!!!
nerede ne zaman ne kadar ne dolayısıyla güleceğine gülümseyeceğine annen karar verecek!!!
ama öyleymiş gibi de görünmeyecek başkalarına.
her durumda kusur bulur; güler eğlenir uyum sağlarsan saçma şeylere güldün, saçma şeyler anlattın ne kadar gereksiz davranışların olur; birileriyle konuşurken bile sürekli beni izleyip eleştirecek bir şey bulmaya çalıştığından. hiç olmadı kıyafetin çirkindir uyumsuzdur, hareketlerin hanım hanımcık değildir, saçın şöyledir başın böyledir. niye öyle dedin ne anlattın niye güldünüz neye şaşırdınız..... niye o kadar konuştunu, ne var o kadar konuşacak gülecek!!!!
eğlenmez, sıkılır ve uyum sağlayamaz ama gene de ayıp olmasın diye uğraşırsan da kusurlusun; donuksun uyumsuzsun hiç konuşmadın!!
hiç bir şekilde doğru düzgün aklı başında normal ve kendisinin istediği gibi değilim!!!
aslında en sevdiği didişmek tartışmak kavga etmek birilerini eleştirmek birilerini kendi istediği şekle sokmak için mücadele etmek. başardığı an sıkılıp yeni kusurlar bulur!!
makyaj yapsan yapmamanı sağlamaya çalışır yapmasan yapmadın diye şikayet eder.
çok da bilgili sanıyor kendini bu konuda; 1970lerdeki makyaj bilgilerinin ennnn doğrusu olduğundan emin!! en geç 80lerde kalmış bilgisi. yeşil far pembe ruj!!! röfleli saçlar.
ne zaman kuaföre gitsek saçlarımızı kısacık kestireceğimizi iddia etmezse dünden benden fazla para koparmaya hazır dünden beni konu mankeni ya da denek olarak kullanmaya hazır kuaför taifesine uyup bana meç yaptırtmaya kalkar!!!! eskiden şöyle eskiden böyle!!!!!
10 dakkaya bir nazlllııııı bilmem ne nerdeeee
nazlıııı şu nedirrrr
nazlıı bunu aldın mııııı
nazlıııı nazlıııı nazlııııı.
hayır hasta olsan da aynı!!!
güya iyilik edecek mesela çay koymuş bana ve dokuz şeker atmış!!!!
15 yıldır belki daha fazladır ki doktor tavsiyesini kendisi bile duydu ama tabi adam konuşurken tabi başka şeyler düşünüyordur: perdeler içeri tozlu mu çiçekler döşemeler hemşirenin saçı....
ama eskiden e güzel yiyor içiyor muşum!!! iyi mi oldu??? şişmanlık sivilceler hormon bozuklukları mide ağrıları; 15-18 yaşında ben hasta!! umrunda mı o tıkınma derdinde. kendi gibi ha bire yiyeyim.
bir gün diyor ki aman şurada ne ömrümüz kalmış ki!!!!!
benim de mi az kaldı?
ne?
benim de mi az ömrüm var???
ne alakası var?
işine gelmezse yapıştırır: biz öyle mi dedik, ne alakası var ve kafana silah mı dayadık.
aslında ne şişmanlamam ne hormon bozukluğu ve sivilcelenme ne mide sorunlarımı ciddiye alarak önemsedi. tıkınıp durayım gıkım çıkmasın ama canı sıkılırsa sivilcelerime ve götüme laf soksun. ama ne hiç cevap vermeden durayım o zaman kişiliksiz ve eziğim ama cevap vereceksem fazla cevap da vermeyeyim o zaman kavgacıyım aksiyim kötüyüm.
nasıl okuyacaksam zihnini tam onun istediği anda istediği kadarrını diyeyim!!
gene beğenmez ki gene bir kulp bulur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder