Survivor işkencesi!
Senelerdir kitabımı sikti resmen! Yok ben izlemeyeyim başka odaya geçeyim desen sesini sonuna kadar açıyor!
Duyayım diyeymiş!
Kendi istediği kişiye programa vb vs sövebilir beddua bile edebilir, ben kimim ki ne hakla sevmiyorum diyorum???
Yıllardır o küçük beyni almıyor; sevmiyorum ve izlemek istemiyorum!
Öyle normal söylemeyle anlamaz kıt beyni. illa basbasbağıra bağıra anasını avradını sike sike sövecen!
Daha da bana gelmiş sesini benim için açmışmış!
Sesini açmasa gelip anlatıyor çok merak ediyormuşum gibi!
idare edemem! Benim sevdiğim şeylere saygı gösteriyor mu o? Ağız tadıyla bişey izletmez oldu iyice. Hele dikkatimi vermek istediğimde bencil bir velet gibi mızıldanarak konuşup durması yetmez, eleştirip durması da iki de bir de önümde geçip hatta önümde dikilir en merak ettiğim yerde.
Eskiden ben Lost'u izlerken yırtınır dururdu böyle. Zaten televizyon dandik eski bişey görüntü kalitesi boktan, tekrarına rastlayamam. izlemeyeyim diye debelenir dururdu. Niye kendi izlemiyordu? Milyonlarca film izlediği için beğenmiyor zevkine uymuyormuş!
Kendisinin hiç hayal gücü yoktur ama var olduğunu iddia eder. Anlayamıyordu. Tabi ki saygı göstermez, hatta bana işkenceye dönmesinden zevk alır.
Hani kısaca anlat bari, bir saat tepemden ayrılmayıp anlatıyor da anlatıyor!
uzun anlamsız karamsar birbirine benzeyen yazılar... *biraz atıyor ve abartıyor olabilirim de olmayabilirim de, garanti yok. *bu blogdaki yazılar gerçek kişi, olay ve mekanlardan ilham alınarak yazılmıştır. *isimler akıl sağlığım açısından, bir çemberin iç açıları yüzünden falan fiştan değiştirilmiştir. *benzer durumlardaki isimler tutmuyorsa ondandır... *bu blogdaki yazılar sırasında hiçbir canlıya zarar verilmemiştir (kendim hariç^^) *varsa fotoğraflar alıntıdır. *hepsi saçmalıktır ^__^
30.04.2017
Para çekilecek, ben bankamatiğe gittim annemi de bir yere oturttum. Hiç anlamadığı için 1 saniyelik bir şey sanıyor. Beş dakika geçmeden bir hışım yakınıma gelip hadiiii diyor.
Otursaydın sen anne.
Hadi hadi çabuuk sıkıldııım.
Sıra var.
Çabuk oll!
Annecim sıra var.
Şuna gir şuna ah ah aptal bu gençlik diye söyleniyor. Hani yaşlanmıştım birden gençlik oldum?
Otursaydın sen anne.
Hadi hadi çabuuk sıkıldııım.
Sıra var.
Çabuk oll!
Annecim sıra var.
Şuna gir şuna ah ah aptal bu gençlik diye söyleniyor. Hani yaşlanmıştım birden gençlik oldum?
Nesi komik ki bunun?
Hafta sonu hep beraber gezdik, ne kadar gezilirse işte. Sonra bir kafede oturdu dışarda.
Baktım bir yerden bana sigara dumanı geliyor. Evde zehirlendiğim yetmiyor gibi. Ben söylenince aşırı duyarlı, zeki ve mantıklı anneciğim ile ablacığım küçük kızlar gibi kıkır kıkır güldüler uzun zaman!
Ben kendilerini tersleyince daha da çok eğleniyorlar bir de. Sanırsın küçük haset kızlar. Aşırı duyarlılarmış ama aşırııı!
Kendisi bir şeyden rahatsız olursa herşeyi yapmaya hakkı var tabi. Söylenebilir yer değişebilir kavga çıkarabilir herkese o anı zıkkım edebilir.
Hafta sonu hep beraber gezdik, ne kadar gezilirse işte. Sonra bir kafede oturdu dışarda.
Baktım bir yerden bana sigara dumanı geliyor. Evde zehirlendiğim yetmiyor gibi. Ben söylenince aşırı duyarlı, zeki ve mantıklı anneciğim ile ablacığım küçük kızlar gibi kıkır kıkır güldüler uzun zaman!
Ben kendilerini tersleyince daha da çok eğleniyorlar bir de. Sanırsın küçük haset kızlar. Aşırı duyarlılarmış ama aşırııı!
Kendisi bir şeyden rahatsız olursa herşeyi yapmaya hakkı var tabi. Söylenebilir yer değişebilir kavga çıkarabilir herkese o anı zıkkım edebilir.
Nazlı yeter ki evlensinmiş bir göz odaya bile razıymış! değil mi Nazlı??????
Benim ağzımdan insanlara ne kadar biçare ve ne kadar evlenmek istediğimi anlatmaya çalışıyor. Kendini hiçbir konuda acındırmaktan hoşlanmaz ama bana gelince rahat.
Kendisi çünkü çok aşırı gururluymuş!!
Başka da gururlu insan yok evrende!!!
Hayır yani evliliği hem erkeği rahat ettirmek, mutlu etmek gibi görüyor hem buna karşılık ben rahat bile etmeyeceğim; bir göz odaday tam teşekküllü hizmet vereceğim! Hayır yani okumuşum kendimi geliştirmişim bakımlı akıllı bir kızım ama o kadar zavallıyım ki yeter ki evleneyim herkese herşey soğan ekmeğe bir göz odaya razıyım! Yani benim yaşlarımda benim kadar okumuş bir erkek de herhalde eve en azından bir asgari ücret getirebilir herhalde; kaç arkadaşım var öyle karı koca çalışıp bir göz odaymış, normal evde yaşıyorlar.
Annem beni ne kadar aşağı görüyorsa artık eve bir maaş bile getiremeyecek adama razı! Bende bunun için bu kadarı için kendimi feda edeceğim.
Yok yani sevgiden aşktan da bahsetmiyor, derler ya hani sevdiğinle samanlık seyran olur.
Annem sevgiye aşka karşı zaten!! Kendi sevmiş de ne olmuş! Nazlı'ya hayat daha boktan daha eziyet olmalı!
Ama kendi en azından başkta sevmiş. Sonra da bana sevmediği adamla yatmak ne kadar iğrenç biliyor musun sen diyor niye oğlan olur diye bir çocuk daha yapmadın deyince!
Aynı şey değil!
Annemin en sevdiği açıklama. Kendiyle kıyas yaptım mı böyle der. Mesela kendine sevmediği adamla olmak iğrenç bana normal hatta bir de üstüne tek göz oda!hatta ben işi gücü de bırakıp tek göz odada o sevmediğim adama hizmet için bekleyeceğim!
Aynı şey değil! Niye? Açıklayamaz. çünkü bencil benmerkezci egoist ve narsist!
Kendine hayran ve üstün görüyor!
insan kendinin yaşayamadığını kızı daha iyi yaşasın istemez mi? Hayır. Bana bu kadarı bile çok. Ağzıma yüzüme çok.
Mesela öküz ve çok da çirkin ve yaşlı da olabilir hatta doğru dürüst bi ev tutamayacak ekonomik zavallılıkta da olsun. Nazlı'ya fazla bile. Aa okumamış bile olabilir yani. Yeter ki evlensin Nazlı herşeye razıyız!
Benim ağzımdan insanlara ne kadar biçare ve ne kadar evlenmek istediğimi anlatmaya çalışıyor. Kendini hiçbir konuda acındırmaktan hoşlanmaz ama bana gelince rahat.
Kendisi çünkü çok aşırı gururluymuş!!
Başka da gururlu insan yok evrende!!!
Hayır yani evliliği hem erkeği rahat ettirmek, mutlu etmek gibi görüyor hem buna karşılık ben rahat bile etmeyeceğim; bir göz odaday tam teşekküllü hizmet vereceğim! Hayır yani okumuşum kendimi geliştirmişim bakımlı akıllı bir kızım ama o kadar zavallıyım ki yeter ki evleneyim herkese herşey soğan ekmeğe bir göz odaya razıyım! Yani benim yaşlarımda benim kadar okumuş bir erkek de herhalde eve en azından bir asgari ücret getirebilir herhalde; kaç arkadaşım var öyle karı koca çalışıp bir göz odaymış, normal evde yaşıyorlar.
Annem beni ne kadar aşağı görüyorsa artık eve bir maaş bile getiremeyecek adama razı! Bende bunun için bu kadarı için kendimi feda edeceğim.
Yok yani sevgiden aşktan da bahsetmiyor, derler ya hani sevdiğinle samanlık seyran olur.
Annem sevgiye aşka karşı zaten!! Kendi sevmiş de ne olmuş! Nazlı'ya hayat daha boktan daha eziyet olmalı!
Ama kendi en azından başkta sevmiş. Sonra da bana sevmediği adamla yatmak ne kadar iğrenç biliyor musun sen diyor niye oğlan olur diye bir çocuk daha yapmadın deyince!
Aynı şey değil!
Annemin en sevdiği açıklama. Kendiyle kıyas yaptım mı böyle der. Mesela kendine sevmediği adamla olmak iğrenç bana normal hatta bir de üstüne tek göz oda!hatta ben işi gücü de bırakıp tek göz odada o sevmediğim adama hizmet için bekleyeceğim!
Aynı şey değil! Niye? Açıklayamaz. çünkü bencil benmerkezci egoist ve narsist!
Kendine hayran ve üstün görüyor!
insan kendinin yaşayamadığını kızı daha iyi yaşasın istemez mi? Hayır. Bana bu kadarı bile çok. Ağzıma yüzüme çok.
Mesela öküz ve çok da çirkin ve yaşlı da olabilir hatta doğru dürüst bi ev tutamayacak ekonomik zavallılıkta da olsun. Nazlı'ya fazla bile. Aa okumamış bile olabilir yani. Yeter ki evlensin Nazlı herşeye razıyız!
Kendini dünyanın en anlayışlı en medeni en açık fikirli çağdaş en mantıklı en hassas en düşünceli bir cumhuriyet kadını olarak tanımlıyor: ama bu sadece dış dünyaya bir gösteri olarak aslında; bir imaj çalışması.
Aslında taşra tutuculuğu dediğimiz türden. Giyim kuşam yeme içme gezme görme konularında sınırlı serbest; yani kocayla ya da aileyle olduğu sürece ve tabi ki sınırını bileceksin! Namus=bekaret en temel özelliğimiz. Hatta mümkün mertebe herşeyi ileride'ye ve koca'ya saklayacağız; mesela tiyatroya ya da konsere gitmeyi bile!?
Kocan yoksa öyle çok hakkın yok. Yani bunlar kesin sınırlarla çizilmiş yasaklar değil; hele yasak kelimesini kullanmak zaten medeni olmamanın anlayışlı modern olmamanın simgesi olduğu için hiç kullanmayacaksın.
Onun yerine başka türlü dolambaçlı kelimelerle yollarla sınırlayacaksın!
Herşeyin de bir sınırı var canım!
Mesela çok gülmek, açık giyinmek.
Tabi başında kocan varsa bu sınırları o belirler. Ama tabi yasak kelimesi olmamalı: psikolojik baskı varken neden gereksin ki yasaklamalar? Değil mi ama??
Mesela kızın okul gezisine mi gitmek istiyor? Hayır gitmeyeceksin yasak demek yerine; gezide başına gelebilecek türlü kötü senaryoyu bir kaç hafta kafasına işlersin!!
Türlü türlü felaket senaryosuyla hem kızını korkutursun hem kendi yaratıcılığınla övünür hem konuşup, üstünlük sağlayıp deşarj olursun!
Mesela okul otobüsü şaranpole yuvarlansa; tam gebermedim diye sevinirken adamın biri bacakların kırık ve etrafta yaşayan biri yok diye sana tecavüz etse! Hatta mahalleden arkadaşlarını da çağrsa onlar da tecavüz etse: sonra ne yapacaksın? Hem üstüne kemiklerin de kaynamasa sakat kalsan! Annen ne yapacak? Yaa senden daha önemlisi elin ne dediğidir elbet anneciğin napacak?
Erkeklerden korksa, gezmekten, bi başına olmaktan, sokağa çıkmaktan fobi derecesinde korksa daha iyi işte! Başına dert olmaz daha sonra!
İlerde de hödüğün birine yamarız eşşek gibi çeker; şansına kalmış adam nasıl yaşatırsa artık!
Kendisi özgür üstün medeni modern çağdaş kendi parası olan tek başına ayakta duran gururlu bir kadın! Ama sen aşağı sınıftan zavallı bir çilekeş olarak tüm hayallerini kocaya saklayıp artık o hödükle ne yaşarsan! Tabi bu arada bi ömürdür annen evlilik ve erkekler hakkında bir olumlu cümle bir olumlu örnek daha göstermemişken annen istiyor diye körü köreüne ve baş gelen çekilir mantığıyla evlenecen?!
Kendisi prenses gibi büyütülmüş modern ve gururlu bir kadın olduğunda bir aldatmayı bir tokatı bile affetmeyecek kadar üstün hak ve özelliklere sahip bi insanken sen napacan başa gelen çekilir kıvamında olacan!
Nerden geldi bunlar aklıma;
aşırı anlayışlı ve modern annem asssla bağnaz tutucu sabit fikirli değildir asssla! Ama anlayamadığı kabul edemediği mantığna oturmayan şeyleri reddeder, kabul edemez! Hülya Avşar'ın programında Rüzgar Erkoçları da görünce aynı aşırı anlayışlı aşırı modern insana büründü de.
Anlayamıyormuş olacak şey değilmiş hastalıkmış bu resmen. Neyse ne hem bize ne? Değil işte! Türküz bizi ilgilendirir herkesin seçimi hayatı!
İnsan kendini zorlar diyor. Mesela evlenseymiş belki düzelirmiş!
Zaten annemin jenerasyonunun kafası bu: büyülü sik! Evlensen her sorunun geçer!
Sahte ve hiç istemediği, mutsuz bir hayat kursa; evliliğin arkasına saklansa: ya mutsuzluktan kim ölmüş ki!?
2-3 çocuk yapsa oyalanır aklına bile gelmez geçer!?
Hem illa da çok aşık olmak çok sevmek gerekmez kl zaten?!
Kim ölmüş sevgisizlikten mutsuzluktan?
Hem çocuklarından hıncını alarak deşarj da olur tabi! Mutsuz yalan bir hayatın olsa nolacak? Kim bilecek kim soracak?
Aslında taşra tutuculuğu dediğimiz türden. Giyim kuşam yeme içme gezme görme konularında sınırlı serbest; yani kocayla ya da aileyle olduğu sürece ve tabi ki sınırını bileceksin! Namus=bekaret en temel özelliğimiz. Hatta mümkün mertebe herşeyi ileride'ye ve koca'ya saklayacağız; mesela tiyatroya ya da konsere gitmeyi bile!?
Kocan yoksa öyle çok hakkın yok. Yani bunlar kesin sınırlarla çizilmiş yasaklar değil; hele yasak kelimesini kullanmak zaten medeni olmamanın anlayışlı modern olmamanın simgesi olduğu için hiç kullanmayacaksın.
Onun yerine başka türlü dolambaçlı kelimelerle yollarla sınırlayacaksın!
Herşeyin de bir sınırı var canım!
Mesela çok gülmek, açık giyinmek.
Tabi başında kocan varsa bu sınırları o belirler. Ama tabi yasak kelimesi olmamalı: psikolojik baskı varken neden gereksin ki yasaklamalar? Değil mi ama??
Mesela kızın okul gezisine mi gitmek istiyor? Hayır gitmeyeceksin yasak demek yerine; gezide başına gelebilecek türlü kötü senaryoyu bir kaç hafta kafasına işlersin!!
Türlü türlü felaket senaryosuyla hem kızını korkutursun hem kendi yaratıcılığınla övünür hem konuşup, üstünlük sağlayıp deşarj olursun!
Mesela okul otobüsü şaranpole yuvarlansa; tam gebermedim diye sevinirken adamın biri bacakların kırık ve etrafta yaşayan biri yok diye sana tecavüz etse! Hatta mahalleden arkadaşlarını da çağrsa onlar da tecavüz etse: sonra ne yapacaksın? Hem üstüne kemiklerin de kaynamasa sakat kalsan! Annen ne yapacak? Yaa senden daha önemlisi elin ne dediğidir elbet anneciğin napacak?
Erkeklerden korksa, gezmekten, bi başına olmaktan, sokağa çıkmaktan fobi derecesinde korksa daha iyi işte! Başına dert olmaz daha sonra!
İlerde de hödüğün birine yamarız eşşek gibi çeker; şansına kalmış adam nasıl yaşatırsa artık!
Kendisi özgür üstün medeni modern çağdaş kendi parası olan tek başına ayakta duran gururlu bir kadın! Ama sen aşağı sınıftan zavallı bir çilekeş olarak tüm hayallerini kocaya saklayıp artık o hödükle ne yaşarsan! Tabi bu arada bi ömürdür annen evlilik ve erkekler hakkında bir olumlu cümle bir olumlu örnek daha göstermemişken annen istiyor diye körü köreüne ve baş gelen çekilir mantığıyla evlenecen?!
Kendisi prenses gibi büyütülmüş modern ve gururlu bir kadın olduğunda bir aldatmayı bir tokatı bile affetmeyecek kadar üstün hak ve özelliklere sahip bi insanken sen napacan başa gelen çekilir kıvamında olacan!
Nerden geldi bunlar aklıma;
aşırı anlayışlı ve modern annem asssla bağnaz tutucu sabit fikirli değildir asssla! Ama anlayamadığı kabul edemediği mantığna oturmayan şeyleri reddeder, kabul edemez! Hülya Avşar'ın programında Rüzgar Erkoçları da görünce aynı aşırı anlayışlı aşırı modern insana büründü de.
Anlayamıyormuş olacak şey değilmiş hastalıkmış bu resmen. Neyse ne hem bize ne? Değil işte! Türküz bizi ilgilendirir herkesin seçimi hayatı!
İnsan kendini zorlar diyor. Mesela evlenseymiş belki düzelirmiş!
Zaten annemin jenerasyonunun kafası bu: büyülü sik! Evlensen her sorunun geçer!
Sahte ve hiç istemediği, mutsuz bir hayat kursa; evliliğin arkasına saklansa: ya mutsuzluktan kim ölmüş ki!?
2-3 çocuk yapsa oyalanır aklına bile gelmez geçer!?
Hem illa da çok aşık olmak çok sevmek gerekmez kl zaten?!
Kim ölmüş sevgisizlikten mutsuzluktan?
Hem çocuklarından hıncını alarak deşarj da olur tabi! Mutsuz yalan bir hayatın olsa nolacak? Kim bilecek kim soracak?
Kendi özgüveninden kubara kubara bahseder. Şöyle özgüvenliymiş de böyle özgüvenliymiş!
Ama sen kendine güvenen bir profil çizdin mi, bozulur beğenmez şaşırır!
Neyine senin özgüven der gibi bir tavırlara girer.
Senin neyine ya? Kısasın boşanmışsın yaşlısın üniversite mezunu değilsin!?? Oturmuş da beni beğenmiyor!
Ayy prensesler gibi büyümüş!
Eskiden de bu aşırı özgüven patlaması nutuklarını dinlerdik ama onlar esas kırılmış özgüvenini toparlamak için kendini kandırma çalışmalarıymış.
Ama sen kendine güvenen bir profil çizdin mi, bozulur beğenmez şaşırır!
Neyine senin özgüven der gibi bir tavırlara girer.
Senin neyine ya? Kısasın boşanmışsın yaşlısın üniversite mezunu değilsin!?? Oturmuş da beni beğenmiyor!
Ayy prensesler gibi büyümüş!
Eskiden de bu aşırı özgüven patlaması nutuklarını dinlerdik ama onlar esas kırılmış özgüvenini toparlamak için kendini kandırma çalışmalarıymış.
insanın sabrının sınırlarıyla oynama konusunda bir üstad!
Tuhaf bir zevk alıyor adeta.
Hem sabah görür görmez beni motor gibi nefes almadan sıralıyor;
mide ilaçları barsaklarını bozmuş! Sabahın köründa bana uzun uzun kakasını anlatıyor!
Prospektüsü okumamı istiyor bir telaşla!
Hem de sürekli önümde ama hala bağıra çağıra haykıra haykıra prospektüsü oku diyor.
Hem de hala önümden çekilmiyor. Ben koridorun ucunda prospektüs ise taa mutfakta!
Tamam dedikçe daha telaşlı konuşarak hadi diyor bana ama hiç susmadığı ve hiç dinlemediği lçln beyni almıyor bir türlü!
Tamam bi geçeyim!
Bırak şimdi geçmeyi oku prospektüsü!
Nerede ilaç nerede? Mutfakta değil mi?
Bu arada hiç susmadan dırdıra devam ediyor tam gaz. Ona göre bir okuyamadım kağıdı! şlkayet ediyor!
Nasıl okuyayım? önce gidip almam lazım! çekilmiyorsun ki!
Vırvırvır dırdıır bır.....
Anneee! Bi kaçıl tamam. ilaç nerde ilaç!
Vırvırvırvırvır..
Ya bi çekil!
Sırası mı şimdi de bilemem ne vvırırırırırırırrıırıırırırı
offfff! Ezbere mi billyorum prospektüsü!???? Kıçıma mı soktum? Bi kaçıl da ilaca gideyiiimmmm!!!
Sabah sabah tarışmalara itişmelere bayılır. Bir türlü beyni almıyor ki! Aşırı zekadan!
Prospektüsü okuyabilmem için gidip elime almam lazım! Ezberlemedim ya da kıçıma sokmadım!
Tuhaf bir zevk alıyor adeta.
Hem sabah görür görmez beni motor gibi nefes almadan sıralıyor;
mide ilaçları barsaklarını bozmuş! Sabahın köründa bana uzun uzun kakasını anlatıyor!
Prospektüsü okumamı istiyor bir telaşla!
Hem de sürekli önümde ama hala bağıra çağıra haykıra haykıra prospektüsü oku diyor.
Hem de hala önümden çekilmiyor. Ben koridorun ucunda prospektüs ise taa mutfakta!
Tamam dedikçe daha telaşlı konuşarak hadi diyor bana ama hiç susmadığı ve hiç dinlemediği lçln beyni almıyor bir türlü!
Tamam bi geçeyim!
Bırak şimdi geçmeyi oku prospektüsü!
Nerede ilaç nerede? Mutfakta değil mi?
Bu arada hiç susmadan dırdıra devam ediyor tam gaz. Ona göre bir okuyamadım kağıdı! şlkayet ediyor!
Nasıl okuyayım? önce gidip almam lazım! çekilmiyorsun ki!
Vırvırvır dırdıır bır.....
Anneee! Bi kaçıl tamam. ilaç nerde ilaç!
Vırvırvırvırvır..
Ya bi çekil!
Sırası mı şimdi de bilemem ne vvırırırırırırırrıırıırırırı
offfff! Ezbere mi billyorum prospektüsü!???? Kıçıma mı soktum? Bi kaçıl da ilaca gideyiiimmmm!!!
Sabah sabah tarışmalara itişmelere bayılır. Bir türlü beyni almıyor ki! Aşırı zekadan!
Prospektüsü okuyabilmem için gidip elime almam lazım! Ezberlemedim ya da kıçıma sokmadım!
Hep diyor sabahları evden bir sinirle çıkıyormuşum, en şaşkın en masum hallerini takınarak!
Alışkanlık, öğrenilmiş davranış!
Her sabahı bizi azarlayarak geçirmemiş gibi biz büyürken! Özellikle de beni sürekli eleştirip azarlamaya bayılırdı. Ablama 2 derse bana 3 derdi belki 5!
Daha göünü açtığın an insan mutlu uyanmaz mı? Ben uyanamadım! Bizden önce kalkıp evin içinde sigara içerek ve söylenerek dolanırdı her zaman. Nasıl mutlu uyanasın ki!?
Ablam gibi bir tarafını kör etmiş bir ahmaksan o başka. Aynı anneciği gibi işine gelmeyeni görmezden gelme uzmanı ama sorsan dünyanın en hassas insanı! Ama ne kendini savunabilir ne hele ki beni!
Annemin şıracısı yani!
Ben bişey iddia etsem, işine gelmeyen bir fikrimi çürütmeye çalışsa, bi şeyi reddetmek için bahane arasa bilir ki bozacının şahidi şıracıdır ablamdır.
Ablana soralım!
Biliyor kendisinde korkusundan daha doğrusu eleştiri azar gibi şeylere maruz kalmamak için kız kardeşini pişkinlikle satacak ve yalaka olduğundan anneciğine şirinlikler yapıp sarılıp beraber zafer kazanacaklar! İkisi de o kadar farkındaki bunun, ablam azcık utanıp gözüme bakamazdı bir süre ama annem büyük bir sevinçle beni yalancı, hatalı çıkarttığı, isteğim kabul edilmediği için memnun; kazanmak içln her yol mübahtır bakıklarıyla sevinç kahkahaları atardı=yapay yapay!
Doğru dürüst gülemeyen hiç espri anlayışı olmayan bir insan çünkü! Sadece göstermelik güler.
Bize de aslında sadece tebessüm izinlidir; öyle kaltak gibi gülünmez!
Yasaklamak izin vermemek emir kipli konuşmalar yapmazsa= tutucu yasakçı anne olmaz, o modern bir anneydi. Bunlar yerine türlü dolambaçlı yollarla psikolojik oyunlar ve baskılar yapardı ... .
Alışkanlık, öğrenilmiş davranış!
Her sabahı bizi azarlayarak geçirmemiş gibi biz büyürken! Özellikle de beni sürekli eleştirip azarlamaya bayılırdı. Ablama 2 derse bana 3 derdi belki 5!
Daha göünü açtığın an insan mutlu uyanmaz mı? Ben uyanamadım! Bizden önce kalkıp evin içinde sigara içerek ve söylenerek dolanırdı her zaman. Nasıl mutlu uyanasın ki!?
Ablam gibi bir tarafını kör etmiş bir ahmaksan o başka. Aynı anneciği gibi işine gelmeyeni görmezden gelme uzmanı ama sorsan dünyanın en hassas insanı! Ama ne kendini savunabilir ne hele ki beni!
Annemin şıracısı yani!
Ben bişey iddia etsem, işine gelmeyen bir fikrimi çürütmeye çalışsa, bi şeyi reddetmek için bahane arasa bilir ki bozacının şahidi şıracıdır ablamdır.
Ablana soralım!
Biliyor kendisinde korkusundan daha doğrusu eleştiri azar gibi şeylere maruz kalmamak için kız kardeşini pişkinlikle satacak ve yalaka olduğundan anneciğine şirinlikler yapıp sarılıp beraber zafer kazanacaklar! İkisi de o kadar farkındaki bunun, ablam azcık utanıp gözüme bakamazdı bir süre ama annem büyük bir sevinçle beni yalancı, hatalı çıkarttığı, isteğim kabul edilmediği için memnun; kazanmak içln her yol mübahtır bakıklarıyla sevinç kahkahaları atardı=yapay yapay!
Doğru dürüst gülemeyen hiç espri anlayışı olmayan bir insan çünkü! Sadece göstermelik güler.
Bize de aslında sadece tebessüm izinlidir; öyle kaltak gibi gülünmez!
Yasaklamak izin vermemek emir kipli konuşmalar yapmazsa= tutucu yasakçı anne olmaz, o modern bir anneydi. Bunlar yerine türlü dolambaçlı yollarla psikolojik oyunlar ve baskılar yapardı ... .
Hep beraber dışarı çıkılacak ama gene evde fırtına.
Sabahtan beri bana kıyafet seçiyor. Hepsi de kışlık!
Hava ısındı 25 derece diyorum ama nafile.
Sıca-soğuk algımızın farklı olması bir yana annem aşırı sabit fikirli ve yeniliklere, mevsim değişimine bile bir türlü alışamaması, kabul edememesi durumu var.
Giydi gene kapkalın boğazlı kazağı! Bana da dırdır ediyor ince giymişsin kaban giy bari!
Ya nisan ayına geldik Mersin'de hemde, sanırsın sibiryalıyız?!
Kaç defa dedim çok kalın giydin hava sıcak. Hem bana inanmak güvenmek istemiyor hem inadından.
Sonra da çıkarırım ceketi diyor. Tabi nasılsa kraliçe anneyle prenses ablacığım eğlenecek! Onlar böyle mutlu mesut öncen yürürler ben arkalarından onların ceketleri çantaları atkıları ve torbalarıyla evin hizmetlisi olarak! Zaten ben onlardan aşağı olduğum için 3 adım geriden yürümeliyim!
Ya bunu bana hastayken pişkiiiin pişkin yaptılar kışın! Gerçekten! Bir de sitem edersem şikayet edersem kabul etmezsem taşımayı ay yüzlerinin hali o kadar aptalcasına komik oluyor ki!
Hayretler içerisinde üzgün ve kızgın ayy kalpleyi kıyılmışşş !
Ha yani kölelik etmem ve beni düşünmemeleri normalden olağandan öte olması gereken bir şey! Ben kötü oluyorum gözlerinde efem!
Ha kendi istediği zaman ve kendi istediği konuda endişelenebilir! Bunu ben belirleyemem ve zaten aşırı mantıklı olduğu için çok doğrudur.
Mesela kendileri dahil herkes bana kötü davranabillr, hiç bişeyin iyisini hak etmem ama ayyyyy ağzım sıcak yemekten yanmasın! Ayy yağmur yağıyor okula gitme !
Sabahtan beri bana kıyafet seçiyor. Hepsi de kışlık!
Hava ısındı 25 derece diyorum ama nafile.
Sıca-soğuk algımızın farklı olması bir yana annem aşırı sabit fikirli ve yeniliklere, mevsim değişimine bile bir türlü alışamaması, kabul edememesi durumu var.
Giydi gene kapkalın boğazlı kazağı! Bana da dırdır ediyor ince giymişsin kaban giy bari!
Ya nisan ayına geldik Mersin'de hemde, sanırsın sibiryalıyız?!
Kaç defa dedim çok kalın giydin hava sıcak. Hem bana inanmak güvenmek istemiyor hem inadından.
Sonra da çıkarırım ceketi diyor. Tabi nasılsa kraliçe anneyle prenses ablacığım eğlenecek! Onlar böyle mutlu mesut öncen yürürler ben arkalarından onların ceketleri çantaları atkıları ve torbalarıyla evin hizmetlisi olarak! Zaten ben onlardan aşağı olduğum için 3 adım geriden yürümeliyim!
Ya bunu bana hastayken pişkiiiin pişkin yaptılar kışın! Gerçekten! Bir de sitem edersem şikayet edersem kabul etmezsem taşımayı ay yüzlerinin hali o kadar aptalcasına komik oluyor ki!
Hayretler içerisinde üzgün ve kızgın ayy kalpleyi kıyılmışşş !
Ha yani kölelik etmem ve beni düşünmemeleri normalden olağandan öte olması gereken bir şey! Ben kötü oluyorum gözlerinde efem!
Ha kendi istediği zaman ve kendi istediği konuda endişelenebilir! Bunu ben belirleyemem ve zaten aşırı mantıklı olduğu için çok doğrudur.
Mesela kendileri dahil herkes bana kötü davranabillr, hiç bişeyin iyisini hak etmem ama ayyyyy ağzım sıcak yemekten yanmasın! Ayy yağmur yağıyor okula gitme !
Faturaları, belgeleri yani üstünde isim adres falan yazan kağıtları yırtıp atmayı öğretti annem. Aslında doğru ama.
Tabi ki felaket senaryoları anlatımı eşliğinde!
Geçende çantamda birikmiş faturaları ayıklayıp, yırtıp attım. Misafir tuvaletinden devşirdiğim banyomdaki küçük çöp sepetine.
Tabi ki görmüş; işi gücü tüm eleştirelliğiyle beni gözetleyip bir hatamı bir kusurumu aramak.
Hayaliyse büyük bir hatamı, kabahatimi bulup bunu bana karşı kullanmak, sürekli başıma kakmak!
Sinsice girmiş banyoma, çöpü karıştırıp kağıtları alıp incelemiş!
Nereden mi anladım?
Geri çöpe atarken döküp saçmış etrafa. Ben eminim temizliği kendim yaptığım için dikkat ediyorum annemse nasılsa artık kendi yapmıyor hizmetçi kölesi ben yapıyorum diye rahat davranıp her şeyi etrafa saçarak yaşıyor.!
Mutfaktan banyoma kadar hansel ile gratel'in ekmek kırıntıları misali ufak kağıtlar saçmış!
Bu ilk değil.
Bana gizli bir aşk mektubu falan geleceğini sanmıştı!???
1960 lardayız ya!
Kendine çooook gelirmiş de herrrrkesss aşıkmış da ondanmış!
Tabi ki felaket senaryoları anlatımı eşliğinde!
Geçende çantamda birikmiş faturaları ayıklayıp, yırtıp attım. Misafir tuvaletinden devşirdiğim banyomdaki küçük çöp sepetine.
Tabi ki görmüş; işi gücü tüm eleştirelliğiyle beni gözetleyip bir hatamı bir kusurumu aramak.
Hayaliyse büyük bir hatamı, kabahatimi bulup bunu bana karşı kullanmak, sürekli başıma kakmak!
Sinsice girmiş banyoma, çöpü karıştırıp kağıtları alıp incelemiş!
Nereden mi anladım?
Geri çöpe atarken döküp saçmış etrafa. Ben eminim temizliği kendim yaptığım için dikkat ediyorum annemse nasılsa artık kendi yapmıyor hizmetçi kölesi ben yapıyorum diye rahat davranıp her şeyi etrafa saçarak yaşıyor.!
Mutfaktan banyoma kadar hansel ile gratel'in ekmek kırıntıları misali ufak kağıtlar saçmış!
Bu ilk değil.
Bana gizli bir aşk mektubu falan geleceğini sanmıştı!???
1960 lardayız ya!
Kendine çooook gelirmiş de herrrrkesss aşıkmış da ondanmış!
Gene başladık sabahları hardallı tost yapmalara????
Patates salatası için aldığımız hardalı sabah kalkar kalkmaz bir acele Nazlı böyle boktan şeyler seviyor ama yapayım da iyilik olsun gözüne sokarım diyerek tostuma sürüyor!?
Tabi ki erkenden tost makinasını fişe takıyor! Fazla ısınıyor, tost her zaman yanıyor, kanserojen madde bu yanık! Desem de yok illa kaffaya takmışsa yapacak!
Tabi ki tostun ebatları kendinin açlık durumuna ayarlı?! çok aç hissetmişse kocaman az aç hissediyorsa kibrit kutusu!
E kime göre olacakmış ki????
Gene yapma diye diye bir hal oldum. Sonunda hardallı yanık tostları gözünün önünde çöpe attım defalarca da anca dank etti!
Aa yemeyecekmi3mişim? Benim iyiliğim için yapmış seviyorum diyeeee!????
O kadar kendi dünyasında sabit ki benim neyi sevdiğimi bilmez! Hardallı tost mu olur? Hamburger değil köfte değil? Anlamaz ki ama ben sürüyormuşuuum? O sürdüğüm çok önceden zeytin ezmesi!
Patates salatası için aldığımız hardalı sabah kalkar kalkmaz bir acele Nazlı böyle boktan şeyler seviyor ama yapayım da iyilik olsun gözüne sokarım diyerek tostuma sürüyor!?
Tabi ki erkenden tost makinasını fişe takıyor! Fazla ısınıyor, tost her zaman yanıyor, kanserojen madde bu yanık! Desem de yok illa kaffaya takmışsa yapacak!
Tabi ki tostun ebatları kendinin açlık durumuna ayarlı?! çok aç hissetmişse kocaman az aç hissediyorsa kibrit kutusu!
E kime göre olacakmış ki????
Gene yapma diye diye bir hal oldum. Sonunda hardallı yanık tostları gözünün önünde çöpe attım defalarca da anca dank etti!
Aa yemeyecekmi3mişim? Benim iyiliğim için yapmış seviyorum diyeeee!????
O kadar kendi dünyasında sabit ki benim neyi sevdiğimi bilmez! Hardallı tost mu olur? Hamburger değil köfte değil? Anlamaz ki ama ben sürüyormuşuuum? O sürdüğüm çok önceden zeytin ezmesi!
Eskilere özlem.
Her zaman eski günlerine özlem duyar. Tabi başka şeylerinde. Mesela benim bile. Yok çocukluğumu ölediıinden sevdiğinden değil!
İki de bir laf vurur ev çok kirlenmiş! Kendisi hem çalışır hem bize bakar hem de evin işini tek başına yaparmış!
Doğru ama iyi mi oldu. Ne kadar eklem ağrısı varsa onda! Zamanını bizle sohbet etmek bişeyler yapmak yerine temizliğe harcadı!
Yapma deseymişiz o zaman?! :( masum ifadesi takınarak! Unutur tabi işine gelmeyeni. Söylemenin bir faydası oluyordu sanki beni azarlamak için bir fırsat elde etmiş oluyordu! Hatta sırf azar da değil kavganın saatlerce nutuk atmanın böbürlenmenin saatlerce aşağılama ve eleştirnin bir fırsatı! Sonra da üstüne börek çörek yapar güya barış sağlayacak: sıkıysa yeme! Senden kötüsü nankörü yok. Sonra da kilo alırsın bu kez de götün çok büyük diye eziyet eder.
Özlemişmiş! O ezik söz yetiştiremeyen sürekli psikolojik baskı yapıp deşarj olduğu günleri özlemiştir!
Ne güzel eskiden yerleri 2 kere silermişim! Sanırsın o zamanlar çok memnun olmuş aferim demiş. Dırdırdırdır eleştirir dururdu kendi çok daha iyi temizlermişmiş!
işsiz parasız güçsü arkadaşsız hayatsız halimi tercih eder tabi parmağının ucunda oynatmak için.
Bazen denerdi televizyonda bir yakınlaşma sahnesi varsa: mesela bir oğlan gelip bize böyle sarılsa böyle öpmeye çalışsa naparsınız?
Tabi sevgili ablacığım annesinin kuzusu hemen anneciğini memnun edecek lafı yapıştırır; tokat atarım tekme atarım bağırırım sonra da ben namusluyum evlenmeden olmaz derim! Hıı belli! Daha üniversiteye başladığı yıl asistanı şimdiki kocasını kafalamakla kalmamış ohooo çoktaaan işi pişirmiş! Anneciği favori evladına konduramayıp inkar ediyor ama!
Kendisi beni koca götlülükle ve sivilce suratlılıkla aşağılarken benden normal bir cevap bekliyor aklı sıra koz arayışında tabi.
Kimse öpmeye kalkmaz beni korkma!
Ama tut ki öpecek oldu?
Olmaaaz ki.
Mesela ama.
Meselası bile olmaz.
Ya farzı misal naparsın?
Misal de olmaz!
Ya sen söyle mesela işte tut ki olmuş!
Olamaz ki! Bu sivice suratlı koca götlüyü niye öpesi gelsin? Sizin gibi filinta boylu güzellik kraliçesi asilzadeler dururken annecim?!!
Canım sivilcen yokmuş? Misal?
Var ama nasıl olmasın? Her sabah bana hiç farkında değilmişim gibi yeniden hatırlatıyorsun!
Evet her sabah büyük bir zevkle bana sivilcen var derdi! Ama hiç bir şey yapmaya gerek görmezdi! Ne doktora götürür ne yeme içmeme dikkat eder; hazır eline küçümsemek için bir fırsat daha geçmişken neden kaçırsın? Sadece sarımsak bilir!
Hem şişko çirkin sivilceliyim hem sarımsak kokacam! Ne var çıkmaz mışım tenefüse otururmuşum sınıfta, orada yermişim!?
Her zaman eski günlerine özlem duyar. Tabi başka şeylerinde. Mesela benim bile. Yok çocukluğumu ölediıinden sevdiğinden değil!
İki de bir laf vurur ev çok kirlenmiş! Kendisi hem çalışır hem bize bakar hem de evin işini tek başına yaparmış!
Doğru ama iyi mi oldu. Ne kadar eklem ağrısı varsa onda! Zamanını bizle sohbet etmek bişeyler yapmak yerine temizliğe harcadı!
Yapma deseymişiz o zaman?! :( masum ifadesi takınarak! Unutur tabi işine gelmeyeni. Söylemenin bir faydası oluyordu sanki beni azarlamak için bir fırsat elde etmiş oluyordu! Hatta sırf azar da değil kavganın saatlerce nutuk atmanın böbürlenmenin saatlerce aşağılama ve eleştirnin bir fırsatı! Sonra da üstüne börek çörek yapar güya barış sağlayacak: sıkıysa yeme! Senden kötüsü nankörü yok. Sonra da kilo alırsın bu kez de götün çok büyük diye eziyet eder.
Özlemişmiş! O ezik söz yetiştiremeyen sürekli psikolojik baskı yapıp deşarj olduğu günleri özlemiştir!
Ne güzel eskiden yerleri 2 kere silermişim! Sanırsın o zamanlar çok memnun olmuş aferim demiş. Dırdırdırdır eleştirir dururdu kendi çok daha iyi temizlermişmiş!
işsiz parasız güçsü arkadaşsız hayatsız halimi tercih eder tabi parmağının ucunda oynatmak için.
Bazen denerdi televizyonda bir yakınlaşma sahnesi varsa: mesela bir oğlan gelip bize böyle sarılsa böyle öpmeye çalışsa naparsınız?
Tabi sevgili ablacığım annesinin kuzusu hemen anneciğini memnun edecek lafı yapıştırır; tokat atarım tekme atarım bağırırım sonra da ben namusluyum evlenmeden olmaz derim! Hıı belli! Daha üniversiteye başladığı yıl asistanı şimdiki kocasını kafalamakla kalmamış ohooo çoktaaan işi pişirmiş! Anneciği favori evladına konduramayıp inkar ediyor ama!
Kendisi beni koca götlülükle ve sivilce suratlılıkla aşağılarken benden normal bir cevap bekliyor aklı sıra koz arayışında tabi.
Kimse öpmeye kalkmaz beni korkma!
Ama tut ki öpecek oldu?
Olmaaaz ki.
Mesela ama.
Meselası bile olmaz.
Ya farzı misal naparsın?
Misal de olmaz!
Ya sen söyle mesela işte tut ki olmuş!
Olamaz ki! Bu sivice suratlı koca götlüyü niye öpesi gelsin? Sizin gibi filinta boylu güzellik kraliçesi asilzadeler dururken annecim?!!
Canım sivilcen yokmuş? Misal?
Var ama nasıl olmasın? Her sabah bana hiç farkında değilmişim gibi yeniden hatırlatıyorsun!
Evet her sabah büyük bir zevkle bana sivilcen var derdi! Ama hiç bir şey yapmaya gerek görmezdi! Ne doktora götürür ne yeme içmeme dikkat eder; hazır eline küçümsemek için bir fırsat daha geçmişken neden kaçırsın? Sadece sarımsak bilir!
Hem şişko çirkin sivilceliyim hem sarımsak kokacam! Ne var çıkmaz mışım tenefüse otururmuşum sınıfta, orada yermişim!?
çok elit, çok kibar, prenses gibi yetişmiş bir insan olduğu için nefret ediyormuş eğitimsiz, basit, terbiye bilmeyen insanlarla muhatap olmaktan!
Haksız mı değil ama bunu bana tamirci ararken söylüyor!
Ne güzel iyi ki prensen gibi yetiştirmemişin beni!
Tabi aşırı kibardır! Ama dışarda ve yanımızda başka insanlar varken. Rol kesmek için!
Evde göttü sikti amdı sövmelere nefret söylemlerine kaba anlatımlara bayılır! Dışarda canım cicim hayatım; sesini inceltip elini bilekten kırarak hareketler yaparak!
Dışarda 400 gramlık çikolata poşetini taşımama kıyamayan anne rolleri keserken evde benden damacanayı bırak buzdolabını ya da giysi dolabını çekmemi bekler! Hatta ben yanında duracakmışım dolabın annem sırtıma itecekmiş böylece çekilmiş olurmuş ve altını süpürebilirmişim!!
Öyle kaplanmış suntadan boş bir dolap değil ha! Eski ceviz ağacından içi tukabasa dolu bir dolap.
O kadar da emin ve ciddi ki söylerken! Kızının sırtına beline bişey olur diye bir derdi yok!
Yağmurda ıslanmak, sıcak yemekten ağzının yanması ve bekaretini kaybetmekten başka benle ilgili bir endişesi pek yok sağolsun?!
Haksız mı değil ama bunu bana tamirci ararken söylüyor!
Ne güzel iyi ki prensen gibi yetiştirmemişin beni!
Tabi aşırı kibardır! Ama dışarda ve yanımızda başka insanlar varken. Rol kesmek için!
Evde göttü sikti amdı sövmelere nefret söylemlerine kaba anlatımlara bayılır! Dışarda canım cicim hayatım; sesini inceltip elini bilekten kırarak hareketler yaparak!
Dışarda 400 gramlık çikolata poşetini taşımama kıyamayan anne rolleri keserken evde benden damacanayı bırak buzdolabını ya da giysi dolabını çekmemi bekler! Hatta ben yanında duracakmışım dolabın annem sırtıma itecekmiş böylece çekilmiş olurmuş ve altını süpürebilirmişim!!
Öyle kaplanmış suntadan boş bir dolap değil ha! Eski ceviz ağacından içi tukabasa dolu bir dolap.
O kadar da emin ve ciddi ki söylerken! Kızının sırtına beline bişey olur diye bir derdi yok!
Yağmurda ıslanmak, sıcak yemekten ağzının yanması ve bekaretini kaybetmekten başka benle ilgili bir endişesi pek yok sağolsun?!
Bugün ya erken çıkacakmışım okuldan ya da hiç gitmeyecemişim en iyisi. Bilmem nereye gidecekmişim.
Sebep?
Bilmem kimin bilmem nesinin oğlu beni görecekmiş.
Ha onlar da mı gelecek?
Hayır.
E ben niye gidecem?
Görsünler diye.
Ha ben görmeyecem ama.
Yok.
Ha artık kız bakmaya gitmiyorlar kızı ayaklarına çağırıyorlar. Ne hoş! üstelik ben de görmeyecem kimseyi?
Sebep?
Bilmem kimin bilmem nesinin oğlu beni görecekmiş.
Ha onlar da mı gelecek?
Hayır.
E ben niye gidecem?
Görsünler diye.
Ha ben görmeyecem ama.
Yok.
Ha artık kız bakmaya gitmiyorlar kızı ayaklarına çağırıyorlar. Ne hoş! üstelik ben de görmeyecem kimseyi?
Bir aydır bana kök söktürüyor. En zevk aldığı şey bana işkence etmek. Böyle biraz rahat eğlenmiş bir yüz ifadesine tahammül edemez! Hemen anlar eğlenmiş miyim iyi vakit geöirmişim! Ve anında bir bahane bulur tadımı kaçıracak!
Ya saçma eleştirileri münakaşaya kavga çevirmek ya eski boktan anılarından bahsetmek ya o sıra kafayı bozduğu birini saatlerce susmadan anlatmak!
Sonra da bana pişkin pişkin dönüp karamsarsın suratsızsın der. Sen beni o hale getiriyorsun. Hayııır getirmiyorrr!
Tabi ki bu yaşta sağlık sorunları var. Ama doktora gidip çözmektense evde bana dırdır etmek daha zevkli! Son zamanlarda mide ağrılarından şlkayetçi bir aydır geçmiyor. Eskiden bir gastrit-ülser sorunu vardı; hep babam yüzündenmiş! Bunun dırdırını da seneleeeeerce ben dinledim. Adeta benim suçum! Sanırsın adamı bulup evlendiren ve evliliklerini boktan hale getiren benim!
Aa unutmuşum tabi ki evliliği mahveden benim! Erkek doğmayarak! Bak bi yarağım olsaydı hayatı mükemmel olacaktı!
Neyse gene midesi ağrıyor, ama tabi ki doktora gitmek yerine bir aydır evde çile çekiyor bana da ikence ediyor.
Elbette her şeyin sorunlusu benim! işten ayrılsam evde elinin altında olsam. Sürekli şikayette bilmem neyi bulamamış da bilmem neyi alamamış bunu tutamamış da şunu kaldıramamış!
Çözüm senelerce tansiyon-gastrit-şişmanlık-sivilce-ve tonla ruhsal hastalığıa sebep olma pahasına türlü psikolojik işkenceyle ders baskısı yaparak ilk gençliğinin çoğu zaman bok gibi anılarla geçmesine sebep olduğun; sonra bunca emek ve zamandan sonra sahip olduğu mesleği bırakıp ki iş buluncaya kadar da türlü psikolojik oyunla işkenceler ettiıin kızın; işini bırakıp evde ev işkeleri ve kapris çekme uzmanı olarak otursun! Sıkılırsa sitenin bahçesinde ilkokulu bile bitirmemiş boyuna üremiş kadınlarla boş sohbetler yapar! Ne parası olsun ne arkadaşı ne çevresi ne hayatı! Oturup annesini memnun etmek için geleceğini de yaksın! Napacak emeklilik?
Zorla doktora ikna ettim zorla. Ona kalsa işi bırakıp evde olsam ona yetecek . Tüm gün şlkayet edip konuşsa tamaam.
Hani sankl her tenefüs arayıp konuşmuyor gibi.
Okula yeni katılan genç ve pek salak bir öğretmen arkadaşım da bana özeniyor! Keşke onun da annesi çalışmasını istemeseymiş! Hiç istememiş okumak çalışmak hele! Ona kalsa evde biber dolması yaparak mutlu olurmuş. Ne güzelmiş çok şanslıymışım keşke annesi de deseymiş ayrıl okuldan çalışma!
Parasız, sosyal güvencesiz, emeklilik olmadan bir hatay mı istiyorsun? Kim alacak bu kadar kıyafeti? Her ay kaç kere kuaför masrafını? Her sene telefonu? O da doğruymuş ama olsunmuş keşke çalışmasaymış!
Neyse doktora gidiyoruz, o sahneye geçelim; takside annem sünnetten kaçan çocuk gibi bahanelerle vazgeçmeye çalışıyor. Başka zaman gidermişiz geçmişmiş! Ayy o hastaneye gitmezmiş oo! Başka zaman izin alırmışım nasılsa boktan bir özel okulmuş!
Annem bana herşeyin boktanını yakıştırır da!
Zar zor hastaneye girince de şikayetler bitmiyor; çok kalabalık, kokuyor, çok para alıyorlar, mikrop yuvasıdır bura, özel hastanelere güvenmiyorum,... Olmadı çalışanları gelen hastaları eleştirir!
Ama başkasının yanında en masum en kuzucuk haline bürünür!? Sonunda doktora midesini anlatırken ekliyor.
Hep şeyden sonra olmuş, enn masum sesi en masum mimiklerini takınarak: Nazlı bir hap verdi ondan sonra.
????????
Ne hapı? Bilmiyorum Nazlı verdiydi mide hapıymış.
Böyle saf böyle masum böylesine melek bir anneyi hasta etmeye çalışan bilinsiz ve ya kötü niyetli pis hain evlat! Kim? Nazlıııı kim olacak? Ablacığım olacak değil ya?
Ben mii??
Hıı. Hap verdin ya.
Ne hapı????
Mide hapı.
Bende mide hapı yok ki.
Ama senin de hasta ya miden.
Yoo değil.
Bi ara hastaydı ya ama geçti mi?
20 yıl önce geçti anne?
Neyse işte Nazlı'nın verdiği haptan sonra dokundu.
Ne hapı anne ya?
Ne bileyim sen verdin ya iyi geliyor dedin ondan sonra kötü oldu iyice.
Ben hap map vermedim ya bende hap ne gezer?
Hem hain hem yalancı hem pislik hem bilinçsiz evlat Nazlı!
Hani var ya o işte sen verdin.
Ne hapı anne bende ağrı kesiciden başka bişey yok.
Hah odur o zaman!
Vermidon mu???? Yuttun?
Vermidon işe yaramaz ki sen verdin ya bir hap.
Annecim ne hapı ne? Bende vermidondan başka hap yok.
Vaar. Verdiiin. Ben de yuttum beter oldum! :((
?????
Sen dedin ya hepsini mi yuttun. Kızdın bitmiş diyee.
Hem dünyanın en masum en saf en melek annesine yanlış ilaç içiriyor hem de bitirmişsin diye kızıyor! Böyle korkunç bir insan işte bu Nazlı! Zaten adam olsa sikli doğardı! Daha zigotken haindi belli!
???? Boğaz pastili o.
Neyse işte.
Öğretmenim de ben boğazım için portakallı pastil kullanıyorum annem yine şeker zannedip hepsini kıtır kıtır yemiş. O bozar mi mideyi? Zaten ben vermedim kendi bulup almış şeker sanıp!
Annem tabi doktorun şöyle demesini bekliyor: neee pastil mi verdin! iyi ölmemiş! Seni hain seni şeytan seni pislik evlat demek anneni öldürmek istiyorsun! Arayın polisi götürüp assınlar bu hain evladı! Aaa zaten evlenmiyormuş da hatta çalışıp para kazanmak istiyormuş! çalışmayıp evde annenle ilgilenseydin! Ne gerek var paraya emekliliğe eşe dosta??? Bomboş ahmak cahil parasız özgüvensiz muhtaç biri ol sen!
şöyle şrakkkssss diye de bana Türk filmi tokatı yapıştırıyor.
Ben de bundan sonra evden çıkmıyorum! Cahil saçını bile taramayan tüm gün ev temizleyip anneciğinin şikayetlerini dinleyen, eleştirilerle aşağılanan biri oluyorum!
Ama maalesef yok o yapmaz diyerek annemi hayal kırıklığına uğratıyor!
Tabi ki annem hala iddia ediyor Nazlı'nın hapından sonra oldu diye. Ama rolü gereği en tatlılaştırılmış ses tonuyla ve aslında yavrusunu asla suçlamak istemeyen ama gerçekleri de söylemek zorunda kalan bir anne olarak!
Niye yedin hepsini sende.
şeker gibiydi ama portakallı.
Annecim yıllardır kullandığım boğaz pastili, her seferinde şeker sanıyorsun ama ben artık şeker yemiyorum ki!
Ya saçma eleştirileri münakaşaya kavga çevirmek ya eski boktan anılarından bahsetmek ya o sıra kafayı bozduğu birini saatlerce susmadan anlatmak!
Sonra da bana pişkin pişkin dönüp karamsarsın suratsızsın der. Sen beni o hale getiriyorsun. Hayııır getirmiyorrr!
Tabi ki bu yaşta sağlık sorunları var. Ama doktora gidip çözmektense evde bana dırdır etmek daha zevkli! Son zamanlarda mide ağrılarından şlkayetçi bir aydır geçmiyor. Eskiden bir gastrit-ülser sorunu vardı; hep babam yüzündenmiş! Bunun dırdırını da seneleeeeerce ben dinledim. Adeta benim suçum! Sanırsın adamı bulup evlendiren ve evliliklerini boktan hale getiren benim!
Aa unutmuşum tabi ki evliliği mahveden benim! Erkek doğmayarak! Bak bi yarağım olsaydı hayatı mükemmel olacaktı!
Neyse gene midesi ağrıyor, ama tabi ki doktora gitmek yerine bir aydır evde çile çekiyor bana da ikence ediyor.
Elbette her şeyin sorunlusu benim! işten ayrılsam evde elinin altında olsam. Sürekli şikayette bilmem neyi bulamamış da bilmem neyi alamamış bunu tutamamış da şunu kaldıramamış!
Çözüm senelerce tansiyon-gastrit-şişmanlık-sivilce-ve tonla ruhsal hastalığıa sebep olma pahasına türlü psikolojik işkenceyle ders baskısı yaparak ilk gençliğinin çoğu zaman bok gibi anılarla geçmesine sebep olduğun; sonra bunca emek ve zamandan sonra sahip olduğu mesleği bırakıp ki iş buluncaya kadar da türlü psikolojik oyunla işkenceler ettiıin kızın; işini bırakıp evde ev işkeleri ve kapris çekme uzmanı olarak otursun! Sıkılırsa sitenin bahçesinde ilkokulu bile bitirmemiş boyuna üremiş kadınlarla boş sohbetler yapar! Ne parası olsun ne arkadaşı ne çevresi ne hayatı! Oturup annesini memnun etmek için geleceğini de yaksın! Napacak emeklilik?
Zorla doktora ikna ettim zorla. Ona kalsa işi bırakıp evde olsam ona yetecek . Tüm gün şlkayet edip konuşsa tamaam.
Hani sankl her tenefüs arayıp konuşmuyor gibi.
Okula yeni katılan genç ve pek salak bir öğretmen arkadaşım da bana özeniyor! Keşke onun da annesi çalışmasını istemeseymiş! Hiç istememiş okumak çalışmak hele! Ona kalsa evde biber dolması yaparak mutlu olurmuş. Ne güzelmiş çok şanslıymışım keşke annesi de deseymiş ayrıl okuldan çalışma!
Parasız, sosyal güvencesiz, emeklilik olmadan bir hatay mı istiyorsun? Kim alacak bu kadar kıyafeti? Her ay kaç kere kuaför masrafını? Her sene telefonu? O da doğruymuş ama olsunmuş keşke çalışmasaymış!
Neyse doktora gidiyoruz, o sahneye geçelim; takside annem sünnetten kaçan çocuk gibi bahanelerle vazgeçmeye çalışıyor. Başka zaman gidermişiz geçmişmiş! Ayy o hastaneye gitmezmiş oo! Başka zaman izin alırmışım nasılsa boktan bir özel okulmuş!
Annem bana herşeyin boktanını yakıştırır da!
Zar zor hastaneye girince de şikayetler bitmiyor; çok kalabalık, kokuyor, çok para alıyorlar, mikrop yuvasıdır bura, özel hastanelere güvenmiyorum,... Olmadı çalışanları gelen hastaları eleştirir!
Ama başkasının yanında en masum en kuzucuk haline bürünür!? Sonunda doktora midesini anlatırken ekliyor.
Hep şeyden sonra olmuş, enn masum sesi en masum mimiklerini takınarak: Nazlı bir hap verdi ondan sonra.
????????
Ne hapı? Bilmiyorum Nazlı verdiydi mide hapıymış.
Böyle saf böyle masum böylesine melek bir anneyi hasta etmeye çalışan bilinsiz ve ya kötü niyetli pis hain evlat! Kim? Nazlıııı kim olacak? Ablacığım olacak değil ya?
Ben mii??
Hıı. Hap verdin ya.
Ne hapı????
Mide hapı.
Bende mide hapı yok ki.
Ama senin de hasta ya miden.
Yoo değil.
Bi ara hastaydı ya ama geçti mi?
20 yıl önce geçti anne?
Neyse işte Nazlı'nın verdiği haptan sonra dokundu.
Ne hapı anne ya?
Ne bileyim sen verdin ya iyi geliyor dedin ondan sonra kötü oldu iyice.
Ben hap map vermedim ya bende hap ne gezer?
Hem hain hem yalancı hem pislik hem bilinçsiz evlat Nazlı!
Hani var ya o işte sen verdin.
Ne hapı anne bende ağrı kesiciden başka bişey yok.
Hah odur o zaman!
Vermidon mu???? Yuttun?
Vermidon işe yaramaz ki sen verdin ya bir hap.
Annecim ne hapı ne? Bende vermidondan başka hap yok.
Vaar. Verdiiin. Ben de yuttum beter oldum! :((
?????
Sen dedin ya hepsini mi yuttun. Kızdın bitmiş diyee.
Hem dünyanın en masum en saf en melek annesine yanlış ilaç içiriyor hem de bitirmişsin diye kızıyor! Böyle korkunç bir insan işte bu Nazlı! Zaten adam olsa sikli doğardı! Daha zigotken haindi belli!
???? Boğaz pastili o.
Neyse işte.
Öğretmenim de ben boğazım için portakallı pastil kullanıyorum annem yine şeker zannedip hepsini kıtır kıtır yemiş. O bozar mi mideyi? Zaten ben vermedim kendi bulup almış şeker sanıp!
Annem tabi doktorun şöyle demesini bekliyor: neee pastil mi verdin! iyi ölmemiş! Seni hain seni şeytan seni pislik evlat demek anneni öldürmek istiyorsun! Arayın polisi götürüp assınlar bu hain evladı! Aaa zaten evlenmiyormuş da hatta çalışıp para kazanmak istiyormuş! çalışmayıp evde annenle ilgilenseydin! Ne gerek var paraya emekliliğe eşe dosta??? Bomboş ahmak cahil parasız özgüvensiz muhtaç biri ol sen!
şöyle şrakkkssss diye de bana Türk filmi tokatı yapıştırıyor.
Ben de bundan sonra evden çıkmıyorum! Cahil saçını bile taramayan tüm gün ev temizleyip anneciğinin şikayetlerini dinleyen, eleştirilerle aşağılanan biri oluyorum!
Ama maalesef yok o yapmaz diyerek annemi hayal kırıklığına uğratıyor!
Tabi ki annem hala iddia ediyor Nazlı'nın hapından sonra oldu diye. Ama rolü gereği en tatlılaştırılmış ses tonuyla ve aslında yavrusunu asla suçlamak istemeyen ama gerçekleri de söylemek zorunda kalan bir anne olarak!
Niye yedin hepsini sende.
şeker gibiydi ama portakallı.
Annecim yıllardır kullandığım boğaz pastili, her seferinde şeker sanıyorsun ama ben artık şeker yemiyorum ki!
Bi ceketim var tadilata gitmesi lazım, üşeniyorum.
Anneciğim de sanki beni yetiştiren kendi değil, sanki benim karakterimde davranışlarımda hiç etkisi olmamış bir yabancıymış gibi bana tutmuş tembelsin diyor. Oysa kendisi ne kadar tez canlıymış ne kadar hareketliymiş ne kadar sosyalmiş!
Çocukken de ilk gençlikte de kıyaslamaya bayılırdı! Önce ablamla sonra hiç akla gelmedik tuhaf insanlarla, kendisiyle de! Zamanla sadece kendine döndü: herhalde kendine moral vermek için bilinçaltından aldığı bir tavır bu; kendini üstün görürse daha iyi hissedecek!
Kendisi tez canlı heyecanlı enerjik sosyal popülermiş!
Beni tembel eden kendi değil! Eskiden beridir ne zaman bişey yapacak olsam ufaktan da olsa baltalamak için uğraşır. Büyük bir endişe duymamışsa beğenmemezliklerle ufak kulp takmalarla boral bozma yoluna gider. Moral bozmanın kesmeyeceği yerde korkutmalara. Ben korkmuyorsam kendini öne sürerek uğraşır. Bin türlü akla gelmedik dolambaçlı duygu sömürüsü, korkutma, moral bozma işte bazen bombardıman olarak gelir. Bi şekilde insanı durduran yavaşlatan engelleyen şeyler. Ha daha olmadıysa büyük vurgun; saçın da olmamış, sivilcen çıkmış, götün de kocaman, o kıyafet de yakışmıyor yoluna gider!! Tabi tecavüz kaza ve ölüm en favorileri; hatta üçü ardarda olunca daha eğleniyor!?
Tabi bunları aklı sıra yasakçı, baskıcı, cezalandıran anti modern anne olmamak adına yaptırım cümleleriyle, emir kipleriyle yapmak yerine; duruma göre en endişeli, en masum ses tonu ve mimiklerini ekleyerek mütemadiyen kafaya işleme yoluyla yapar. Hem böyle yumuşak ses tonuyla söyledi mi çok rahatça en ağır eleştirileri de istediği gibi söyleyebilir!
Okul gezileri, doğum günleri, arkadaş buluşmaları, kurslar: hepsini baltalamak için, hele ah ne güzel sevinir çok önceden öğrendiyse; günlerce dırdırla kafana işlemeye bayılır. İnsanın zlhnine saçma ve insanın gelecekteki hayatını olumsuz etkileyecek korkular yerleştirmekten endişelenmez; memnun olur.
Senelerce evlilik, erkekler, kabalıkları ve sapıklıkları, hayatı mahvolmuş kızların abuk hikayelerini dinledik. Defalarca döndüre döndüre; adeta keyif alır gibi.
Bırak yüzme kursunu ingilizce ya da resim kursundan bile korkmalıydık. öyle söylemiyor tabi. Olumsuzluk ve korku dolu garip kabus senaryosu vari örneklerle.
Sonra da senden gözü kapalı evlenmeni, herişi kendin yapmanı bekler.
Oysa kendisi şöyleymiş kendisi böyleymiş!
Demez ki benim hayatımdan çok farklı yaşadılar! Aile ortamı sosyal çevre etkinlikler akrabalar piknikler yemekler eğlenceler gezmeler; dedem orta hallinin üstünde gelire sahip biri olmuş, para olunca çevre de olmuş, aile zaten var.
Biz içine kapanmış, adeta hayata küsmüş, mutsuz, sevgisiz, bol fobili, tuhaf davranışlı bir anneyle büyüdük! Ha dışlandık tabi ama annem hiç çaba göstermedi; tam tersi kendini de bizi de cezalandırır gibi içine çekilip kapandı: bizi de korkak, ezik, azarlananlar olarak yetiştirdi psikolojik olarak! Sırf iyi doymak yetmiyor işte.
Biz kendi gibi el bebek gül bebek prensesler gibi sosyal bir ortamda mı büyüdük?
çevremiz yetişme tarzımız olanaklarımız çok farklı.
Ama anlamaz asla. Göremiyor. Sen söylesen de anlamak da duymak da istemiyor! Kabul etmektense seni hain seni yalancı çıkarmayı göstermeyi tercih eder! illa üstün illa kazanan olacak ya! Kendi kendine moral versin diye bizi özellikle de beni psikolojik olarak ezmek ve yıprartmayı tercih eder.
Bir yaz yüzme kursuna gitmek istedim diye; yasaklamak izin vermemek yerine neler etti bana neler. Büyük de haz duydu bundan. Her sabaha aklına başka bir sapıklık hikayesi gelmiş olarak, bir çeşit muzır-mutlu şekilde uyanıp, kahvaltı sofrasında tecavüz hikayeleriyle dolu hayatı mahvolmuş kız hikayeleri dinledik.
Endişelenmesin mi? Haksız mı? Hayır. Ama bir çözüm bulmak yerine seni psikolojik olarak yıpratmayı tercih eder; hem daha kolay hem daha eğlenceli!
Yıllar sonra da bana pişkin pişkin yüzme kursuna gittiğimi iddia eder.!
Ya da eğlenceli anılarını anlatır çocukluk ve ilk gençlğine dair; elbet araya olumsuz şeyler girer ama övünmeye bayılır.
Şurada şöyle yüzmüşler bilmem ki bisiklete binmeyi öğretmiş, bilmem nerede eşeğe bile binmişler..... Bu kızlara bunları yaptırtamadım, imkan olamadı diye hüzünlenmez asla; pişkiiin pişkin anlatır. Söylesen biz hiç yaşamadık senden kötüsü yok!
Hani bari sus otur. Ama yaptığını göremez ki! Ama başkalarını bencil başkalarını düşüncesiz bulur!
Bir gün okulda birisi piknikten bahsetmiş, ben de anlamamış ablama sormuşum o da bilmiyormuş. Eve gelince anneme pikniğin ne olduğunu sormuşum. Annemde çok duygulanıp ağlamış. Hatırlıyorum. Ama o kadar. Bişeyler yapayım da şunları pikniğe götüreyim demedi!
Sürekli mutluluğu vb hak etmeyen birileriymişiz gibi mutsuz içine kapanık antisosyal yaşadık; senede 2-3 kez teyzemler gelmese olmayacaktı bir aksiyon! Tabi ki onda da huzur kaçıracak bişey muhakkak bulurdu. Hele fotoğraf çekilecekse! Ablamın da bozulurdu morali ama değişik bir duyarsızlığı, aldırmazlığı, teslimiyeti vardı annemin bayıldığı. Benim moralim çok bozulur fotoğrafta mutsuz çıkardım; ablam görmezden geldiği için salak gülümserdi; annemse hıncını alıp rahatladığı için eğer o sıra konuşmuyorsa tabi normal çıkardı.
Sonra da bana suratsızsın der. Evet. Kendi azıcık eğlenip güldüm mü adeta kıl olur gibi bozmaya çalışır ve başarır; hiç bulamaz yok üstüm kirlenmiş nasıl yıkayacakmış dırdırı ya bilmem kim ters bakmış bilmem kim sapık gibi bakmış, yok saçın bozulmuş ... . Gayet de bilerek sana dokunacak şeyleri sıralar muhakkak!
Hiç biri olmadı da hala fotoğraf mı çekilecek? Kendi çok natüral ve güzel olduğundna yüzlerce gençlik fotoğrafı var ve övünür ama senin olmasını istemez; gereksiz bulur. Senin çok ama bizim az dersen de sen nankörün önde gidenisin!
Ama şimdi albümlere bakarken kendi eksik yıllarına pişkince hayıflanırken, senin fotoğrafın azmış ruhu duymaz, hep de suratsız çıkmışımdır!
Sanki özellikle yapar gibiydi bir ara. Moral bozamadı çekimi engelleyemediyse tam o anda senden bişey ister; tuzu uzatırmısın?
Gençliğinden sonraki olgunluk yıllarındaki mutsuzluğuyla kendini değil bizi de cezalandırdı; benim taaa liseye kadar fotoğraf makinam olmadı. Gereksiz buldu! Senede 2-3 teyzemler gelmese ya da zorla bir aksiyon çıkartmazsam; (bir arkadaşımın doğum günü, neyseki onlar çekim yapardı alırdım. Tabi anneme kalsa gltmeyecektim hiçbirine, ya da çok mecbursam kapıdan hediye verip geri dönecektik! E biz aşağılığız ya özellikle de ben!) hiç anımız ve hiç fotoğrafımız olmayacaktı! Gayet de normaldi bu kendine göre. Ben fotoğrafların derdine düştüğüm için gereksiz işler uzmanı ilan edildim!?
Kendinin fotoğrafları çok gerekli ve önemli ama!?
Teyzemler nihayet makine değişince eskisini bana vermişlerdi de kendim çekebildim. Tabi ki bu da süper bir eleştiri kozuydu! Sanki de çekebiliyordum sanki de iyi çıkıyordum sanki de çok da gerekliydi! Tabi ki bunlar dolambaçlı yol ve yumuşak ses tonu eşliğinde söylenirdi.
Ama esasen en sevdiği moralimi bozmak, negatif enerjisini bana boşaltıp rahatlamak, engellemek, fotoğrafta iyi çıkmamamı sağlamak dışında; beni kötü göstermektir!
Yani kendini aldatan döven aşağılık ve hiç sevmediği kocasından olan çirkin koca götlü sivilceli ve kötü huylu kızını dahi seven mükemmmellik abidesi anne rolüne bürünmek favorisiydi ben buluğ çağındayken!
Her konuda kendi istediğinin olmasını istemesi için çılgınlar gibi uğraşması dışında; beni özellikle sinir edecek, üzecek şeyleri arar bulur; yine o masum rolüne bürünerek söylerdi. Bazen ortamda bazen sadece bana.
Tepemi attırmak ve aşırı tepki vermemi sağlamak için; ama aynı zamanda kendi yaptığını belli etmeyecek şekilde gizleyerek laf sokmalarla.
Anneciğim de sanki beni yetiştiren kendi değil, sanki benim karakterimde davranışlarımda hiç etkisi olmamış bir yabancıymış gibi bana tutmuş tembelsin diyor. Oysa kendisi ne kadar tez canlıymış ne kadar hareketliymiş ne kadar sosyalmiş!
Çocukken de ilk gençlikte de kıyaslamaya bayılırdı! Önce ablamla sonra hiç akla gelmedik tuhaf insanlarla, kendisiyle de! Zamanla sadece kendine döndü: herhalde kendine moral vermek için bilinçaltından aldığı bir tavır bu; kendini üstün görürse daha iyi hissedecek!
Kendisi tez canlı heyecanlı enerjik sosyal popülermiş!
Beni tembel eden kendi değil! Eskiden beridir ne zaman bişey yapacak olsam ufaktan da olsa baltalamak için uğraşır. Büyük bir endişe duymamışsa beğenmemezliklerle ufak kulp takmalarla boral bozma yoluna gider. Moral bozmanın kesmeyeceği yerde korkutmalara. Ben korkmuyorsam kendini öne sürerek uğraşır. Bin türlü akla gelmedik dolambaçlı duygu sömürüsü, korkutma, moral bozma işte bazen bombardıman olarak gelir. Bi şekilde insanı durduran yavaşlatan engelleyen şeyler. Ha daha olmadıysa büyük vurgun; saçın da olmamış, sivilcen çıkmış, götün de kocaman, o kıyafet de yakışmıyor yoluna gider!! Tabi tecavüz kaza ve ölüm en favorileri; hatta üçü ardarda olunca daha eğleniyor!?
Tabi bunları aklı sıra yasakçı, baskıcı, cezalandıran anti modern anne olmamak adına yaptırım cümleleriyle, emir kipleriyle yapmak yerine; duruma göre en endişeli, en masum ses tonu ve mimiklerini ekleyerek mütemadiyen kafaya işleme yoluyla yapar. Hem böyle yumuşak ses tonuyla söyledi mi çok rahatça en ağır eleştirileri de istediği gibi söyleyebilir!
Okul gezileri, doğum günleri, arkadaş buluşmaları, kurslar: hepsini baltalamak için, hele ah ne güzel sevinir çok önceden öğrendiyse; günlerce dırdırla kafana işlemeye bayılır. İnsanın zlhnine saçma ve insanın gelecekteki hayatını olumsuz etkileyecek korkular yerleştirmekten endişelenmez; memnun olur.
Senelerce evlilik, erkekler, kabalıkları ve sapıklıkları, hayatı mahvolmuş kızların abuk hikayelerini dinledik. Defalarca döndüre döndüre; adeta keyif alır gibi.
Bırak yüzme kursunu ingilizce ya da resim kursundan bile korkmalıydık. öyle söylemiyor tabi. Olumsuzluk ve korku dolu garip kabus senaryosu vari örneklerle.
Sonra da senden gözü kapalı evlenmeni, herişi kendin yapmanı bekler.
Oysa kendisi şöyleymiş kendisi böyleymiş!
Demez ki benim hayatımdan çok farklı yaşadılar! Aile ortamı sosyal çevre etkinlikler akrabalar piknikler yemekler eğlenceler gezmeler; dedem orta hallinin üstünde gelire sahip biri olmuş, para olunca çevre de olmuş, aile zaten var.
Biz içine kapanmış, adeta hayata küsmüş, mutsuz, sevgisiz, bol fobili, tuhaf davranışlı bir anneyle büyüdük! Ha dışlandık tabi ama annem hiç çaba göstermedi; tam tersi kendini de bizi de cezalandırır gibi içine çekilip kapandı: bizi de korkak, ezik, azarlananlar olarak yetiştirdi psikolojik olarak! Sırf iyi doymak yetmiyor işte.
Biz kendi gibi el bebek gül bebek prensesler gibi sosyal bir ortamda mı büyüdük?
çevremiz yetişme tarzımız olanaklarımız çok farklı.
Ama anlamaz asla. Göremiyor. Sen söylesen de anlamak da duymak da istemiyor! Kabul etmektense seni hain seni yalancı çıkarmayı göstermeyi tercih eder! illa üstün illa kazanan olacak ya! Kendi kendine moral versin diye bizi özellikle de beni psikolojik olarak ezmek ve yıprartmayı tercih eder.
Bir yaz yüzme kursuna gitmek istedim diye; yasaklamak izin vermemek yerine neler etti bana neler. Büyük de haz duydu bundan. Her sabaha aklına başka bir sapıklık hikayesi gelmiş olarak, bir çeşit muzır-mutlu şekilde uyanıp, kahvaltı sofrasında tecavüz hikayeleriyle dolu hayatı mahvolmuş kız hikayeleri dinledik.
Endişelenmesin mi? Haksız mı? Hayır. Ama bir çözüm bulmak yerine seni psikolojik olarak yıpratmayı tercih eder; hem daha kolay hem daha eğlenceli!
Yıllar sonra da bana pişkin pişkin yüzme kursuna gittiğimi iddia eder.!
Ya da eğlenceli anılarını anlatır çocukluk ve ilk gençlğine dair; elbet araya olumsuz şeyler girer ama övünmeye bayılır.
Şurada şöyle yüzmüşler bilmem ki bisiklete binmeyi öğretmiş, bilmem nerede eşeğe bile binmişler..... Bu kızlara bunları yaptırtamadım, imkan olamadı diye hüzünlenmez asla; pişkiiin pişkin anlatır. Söylesen biz hiç yaşamadık senden kötüsü yok!
Hani bari sus otur. Ama yaptığını göremez ki! Ama başkalarını bencil başkalarını düşüncesiz bulur!
Bir gün okulda birisi piknikten bahsetmiş, ben de anlamamış ablama sormuşum o da bilmiyormuş. Eve gelince anneme pikniğin ne olduğunu sormuşum. Annemde çok duygulanıp ağlamış. Hatırlıyorum. Ama o kadar. Bişeyler yapayım da şunları pikniğe götüreyim demedi!
Sürekli mutluluğu vb hak etmeyen birileriymişiz gibi mutsuz içine kapanık antisosyal yaşadık; senede 2-3 kez teyzemler gelmese olmayacaktı bir aksiyon! Tabi ki onda da huzur kaçıracak bişey muhakkak bulurdu. Hele fotoğraf çekilecekse! Ablamın da bozulurdu morali ama değişik bir duyarsızlığı, aldırmazlığı, teslimiyeti vardı annemin bayıldığı. Benim moralim çok bozulur fotoğrafta mutsuz çıkardım; ablam görmezden geldiği için salak gülümserdi; annemse hıncını alıp rahatladığı için eğer o sıra konuşmuyorsa tabi normal çıkardı.
Sonra da bana suratsızsın der. Evet. Kendi azıcık eğlenip güldüm mü adeta kıl olur gibi bozmaya çalışır ve başarır; hiç bulamaz yok üstüm kirlenmiş nasıl yıkayacakmış dırdırı ya bilmem kim ters bakmış bilmem kim sapık gibi bakmış, yok saçın bozulmuş ... . Gayet de bilerek sana dokunacak şeyleri sıralar muhakkak!
Hiç biri olmadı da hala fotoğraf mı çekilecek? Kendi çok natüral ve güzel olduğundna yüzlerce gençlik fotoğrafı var ve övünür ama senin olmasını istemez; gereksiz bulur. Senin çok ama bizim az dersen de sen nankörün önde gidenisin!
Ama şimdi albümlere bakarken kendi eksik yıllarına pişkince hayıflanırken, senin fotoğrafın azmış ruhu duymaz, hep de suratsız çıkmışımdır!
Sanki özellikle yapar gibiydi bir ara. Moral bozamadı çekimi engelleyemediyse tam o anda senden bişey ister; tuzu uzatırmısın?
Gençliğinden sonraki olgunluk yıllarındaki mutsuzluğuyla kendini değil bizi de cezalandırdı; benim taaa liseye kadar fotoğraf makinam olmadı. Gereksiz buldu! Senede 2-3 teyzemler gelmese ya da zorla bir aksiyon çıkartmazsam; (bir arkadaşımın doğum günü, neyseki onlar çekim yapardı alırdım. Tabi anneme kalsa gltmeyecektim hiçbirine, ya da çok mecbursam kapıdan hediye verip geri dönecektik! E biz aşağılığız ya özellikle de ben!) hiç anımız ve hiç fotoğrafımız olmayacaktı! Gayet de normaldi bu kendine göre. Ben fotoğrafların derdine düştüğüm için gereksiz işler uzmanı ilan edildim!?
Kendinin fotoğrafları çok gerekli ve önemli ama!?
Teyzemler nihayet makine değişince eskisini bana vermişlerdi de kendim çekebildim. Tabi ki bu da süper bir eleştiri kozuydu! Sanki de çekebiliyordum sanki de iyi çıkıyordum sanki de çok da gerekliydi! Tabi ki bunlar dolambaçlı yol ve yumuşak ses tonu eşliğinde söylenirdi.
Ama esasen en sevdiği moralimi bozmak, negatif enerjisini bana boşaltıp rahatlamak, engellemek, fotoğrafta iyi çıkmamamı sağlamak dışında; beni kötü göstermektir!
Yani kendini aldatan döven aşağılık ve hiç sevmediği kocasından olan çirkin koca götlü sivilceli ve kötü huylu kızını dahi seven mükemmmellik abidesi anne rolüne bürünmek favorisiydi ben buluğ çağındayken!
Her konuda kendi istediğinin olmasını istemesi için çılgınlar gibi uğraşması dışında; beni özellikle sinir edecek, üzecek şeyleri arar bulur; yine o masum rolüne bürünerek söylerdi. Bazen ortamda bazen sadece bana.
Tepemi attırmak ve aşırı tepki vermemi sağlamak için; ama aynı zamanda kendi yaptığını belli etmeyecek şekilde gizleyerek laf sokmalarla.
Beni kısa boylu buluyor! Sanırsın kendi 180 ! 152 boyla 163 'ü kısa buluyor. Ama o kendi zamanına göre orta boyluymuş! Hangi zaman yaa pigmeler çağı mı?
Naptın boyumuz daha uzun olsun diye?
Ha bu arada ablamla tamamen aynı boydayız ama ben kısayım anneme göre.
Şartlanmış beni kötü görmeye ya.
Kırk yılın başında bir yüzme kursuna gitmek istedim. Ona da izin vermedi. Tabi izin vermiyorum cümlesini kullanmazsa geri, yasakçı, tutucu anne olmayacaktı!
Onun yerine bizi oyalamayı ve korkutmayı tercih etti!
Ya havuzdan hastalık kaparsakmış!? Ne hastalıklar varmış ben biliyor muymuşum??
Burada yazar abuk subuk örneklerle hastalıklar sayar! Adeta cüzzam anlatır gibi dökülen parmaklar var, kulağın sağır olması, böbreklerin iflası, garip yaralar çıkartan deri hastalıkları!
Zaten çocuklar işermiş havuza!iğrenç!
Sonra tacizci ve sapıklarla korkutma turları başladı. Yetişme çağındaydık ve herkes götümüze bakacak, başımıza bela olacaktı sonra.
Veee peşine adam, sapık takılıp hayatı mahvolan kızların hikayeleri dinlendi!
Zaten o sıra bunlara takmaya başlamıştı. Her zaman sohbet konusu erkeklerin kötü yanlarını anlatmak, hayatı mahvolan kızlardı. Tabi yüzlerce versiyon var. Hepsinin de temelinde cinsellik! Kızlığı kaybetmek korkusu yerleştirmeleri!
Enstalasyon sanatçısı incetioncu anne!
Ara ara bizi yoklardı, aklı sıra şaka yollu ama asla beceremez kesinlikle espritüel değil hatta anlayamaz bile. Mesele bir oğlan bizi ellese naparız quizi!
Mesela bir oğlan bizi öpse naparız? Sürekli döner dolaşır konu cinsellikle alakalı şeylere gelir.
Yani senin aklına gelmese bile annen getirtir. Farkında değil ama.
Bir kızın neden namusunu koruması gerekir nutukları atar. Ama tabi asla tutucu gerici yasakçı bağnaz biri değilmiş!
Hiçbir örnek hikayenin sonu mutlu bitmez; ya ölür kız ya yaşar ama hayatı bitmiş mahvolmuştur?
Hani bir de sanki cümle aleme kızlığından bilgi vermesi gerekirmiş gibi hallerde. Herkesin bilgilendirilmesi lazım sanırsın!
Ama herkes anlar dedikodu yayılır hah işte hayatı mahvoldu yani gizlemenin anlamı yok!
E bişekilde kızlığı bozulsa bildiri mi dağıtılacak mahalleye??
Özürler aflar dileyerek herkes bilgilendirilecek???
Senelerce milyon versiyon dinledik; bir süre sonra ben artık ezilmekten bıktığım için sürekli çürütmeye çalıştım ama annem hikayedeki kızın hayatının bitmesi için yeni yollar buldu!
Yani kızlığını kaybedersen evlenmeden önce, gizlesen hiçkimseye söylemesen, hatta şehir bile değiştirsen eninde sonunda anlaşılırmış??? Hiç olmadı evleneceğin adam anladığı zaman bitermiş hayatın!???
Kafalasak kandırsak olmazmış çok dürüstüz biz!?
iyi o zaman Allah korusun bir aksilik olursa kimse üzülüp endişenmesin kızmasın hor görmesin diye kendimizi öldürürüz! Nasıl? Toptan kurtuluş!
Hani sanırsın evlenip kızlığını kocana verdikten sonra başına kötü bir şey gelemez! Tabi yüce erkek seni korur kollar! Ama hani erkekler zavallıydı aslında beceriksizdi güvenilmezdi??
Hep böyle derdi!
Annem sürekli kendiyle çelişir.
Boyumuz uzasın diye ekstra ne yaptın? Hiç! Ana baba kısa ama annem benden selvi boy beklemiş! Hani noldu şahane kaliteli genlerine??
Bırak yüzmeyi başka bir spora dahi göndermedi. Sadece ingilizce ya da matematik kursuna çok gerektiğinde.
Ama kendini dünyanğn en bilinçli insanı ilan eder?
Naptın daha uzun olayım diye?
Süt içmeyiz diye sütlaç yapmış kalsiyum alalım diye! O kadar şekerli ve yağlı ki kilo yaptı.
Sonra da götün büyük eleştirileri.
Her durumdan yağ gibi üste çıkıp hatta bir de kar etmeyi başarır kendince.
Ama sonra geçen yazlardan birinde uğradığımız bir tanıdıkların yazlığında gidip yüzeyim diye ısrar ediyor. Kursa gönderdiğini zannediyor! Annem yüzme bilip bilmediğimi bile bilmiyor yani!
Naptın boyumuz daha uzun olsun diye?
Ha bu arada ablamla tamamen aynı boydayız ama ben kısayım anneme göre.
Şartlanmış beni kötü görmeye ya.
Kırk yılın başında bir yüzme kursuna gitmek istedim. Ona da izin vermedi. Tabi izin vermiyorum cümlesini kullanmazsa geri, yasakçı, tutucu anne olmayacaktı!
Onun yerine bizi oyalamayı ve korkutmayı tercih etti!
Ya havuzdan hastalık kaparsakmış!? Ne hastalıklar varmış ben biliyor muymuşum??
Burada yazar abuk subuk örneklerle hastalıklar sayar! Adeta cüzzam anlatır gibi dökülen parmaklar var, kulağın sağır olması, böbreklerin iflası, garip yaralar çıkartan deri hastalıkları!
Zaten çocuklar işermiş havuza!iğrenç!
Sonra tacizci ve sapıklarla korkutma turları başladı. Yetişme çağındaydık ve herkes götümüze bakacak, başımıza bela olacaktı sonra.
Veee peşine adam, sapık takılıp hayatı mahvolan kızların hikayeleri dinlendi!
Zaten o sıra bunlara takmaya başlamıştı. Her zaman sohbet konusu erkeklerin kötü yanlarını anlatmak, hayatı mahvolan kızlardı. Tabi yüzlerce versiyon var. Hepsinin de temelinde cinsellik! Kızlığı kaybetmek korkusu yerleştirmeleri!
Enstalasyon sanatçısı incetioncu anne!
Ara ara bizi yoklardı, aklı sıra şaka yollu ama asla beceremez kesinlikle espritüel değil hatta anlayamaz bile. Mesele bir oğlan bizi ellese naparız quizi!
Mesela bir oğlan bizi öpse naparız? Sürekli döner dolaşır konu cinsellikle alakalı şeylere gelir.
Yani senin aklına gelmese bile annen getirtir. Farkında değil ama.
Bir kızın neden namusunu koruması gerekir nutukları atar. Ama tabi asla tutucu gerici yasakçı bağnaz biri değilmiş!
Hiçbir örnek hikayenin sonu mutlu bitmez; ya ölür kız ya yaşar ama hayatı bitmiş mahvolmuştur?
Hani bir de sanki cümle aleme kızlığından bilgi vermesi gerekirmiş gibi hallerde. Herkesin bilgilendirilmesi lazım sanırsın!
Ama herkes anlar dedikodu yayılır hah işte hayatı mahvoldu yani gizlemenin anlamı yok!
E bişekilde kızlığı bozulsa bildiri mi dağıtılacak mahalleye??
Özürler aflar dileyerek herkes bilgilendirilecek???
Senelerce milyon versiyon dinledik; bir süre sonra ben artık ezilmekten bıktığım için sürekli çürütmeye çalıştım ama annem hikayedeki kızın hayatının bitmesi için yeni yollar buldu!
Yani kızlığını kaybedersen evlenmeden önce, gizlesen hiçkimseye söylemesen, hatta şehir bile değiştirsen eninde sonunda anlaşılırmış??? Hiç olmadı evleneceğin adam anladığı zaman bitermiş hayatın!???
Kafalasak kandırsak olmazmış çok dürüstüz biz!?
iyi o zaman Allah korusun bir aksilik olursa kimse üzülüp endişenmesin kızmasın hor görmesin diye kendimizi öldürürüz! Nasıl? Toptan kurtuluş!
Hani sanırsın evlenip kızlığını kocana verdikten sonra başına kötü bir şey gelemez! Tabi yüce erkek seni korur kollar! Ama hani erkekler zavallıydı aslında beceriksizdi güvenilmezdi??
Hep böyle derdi!
Annem sürekli kendiyle çelişir.
Boyumuz uzasın diye ekstra ne yaptın? Hiç! Ana baba kısa ama annem benden selvi boy beklemiş! Hani noldu şahane kaliteli genlerine??
Bırak yüzmeyi başka bir spora dahi göndermedi. Sadece ingilizce ya da matematik kursuna çok gerektiğinde.
Ama kendini dünyanğn en bilinçli insanı ilan eder?
Naptın daha uzun olayım diye?
Süt içmeyiz diye sütlaç yapmış kalsiyum alalım diye! O kadar şekerli ve yağlı ki kilo yaptı.
Sonra da götün büyük eleştirileri.
Her durumdan yağ gibi üste çıkıp hatta bir de kar etmeyi başarır kendince.
Ama sonra geçen yazlardan birinde uğradığımız bir tanıdıkların yazlığında gidip yüzeyim diye ısrar ediyor. Kursa gönderdiğini zannediyor! Annem yüzme bilip bilmediğimi bile bilmiyor yani!
Benden 3-5 kişilik performans beklediği bir günde yine:
dedim ki keşke bi çocuk daha yapsaymışsın belki oğlan olurdu.
Ay buna bir güceniyor; efem ben biliyor muymuşum acaba hiç sevmediğin bir adamla olmak ne kadar iğrenç tiksinç bir şey!???
Ah ne güzel ben iğrenç tiksinç gelen bir adamdan iğrenç bulduğu bir eylem sonucu zoraki meydana gelmişim! Ne harika bir bilgi. Ne kadar nefret ettiyse babamdan beni de bir türlü sevemedi! Ablacığım başka ama! O aşk çocuğu!
En azından ilk başta sevmişin! Ya beni, evlendirmek için ne kadar siktiriboktan herif varsa kakalamaya çalışıyorsun! iırenç tiksinç bulduğum hiç sevmediğim bir adamla yatmak nedir öğreneyim diye herhalde! Aklınca intikam mı alacan?
Aynı şey değilmiş!
Kaytarma cevabı.
Aynı şey değil ona göre çünkü kendini üstün görüyor! Ailesi prenses gibi büyütmüş, çok sosyal ve çok popülermiş, kızlar hayran erkekler aşıkmış! Şehrin en güzel kızıymış! Ne mühendisler ne doktorlar istemişmiş!
Bak altta yatan mesaja; hep böyle dolambaçlı yoldan sokar! Sonra da aptala yatar! Elinde delil bırakmadan ağzına sıçar.
Ben popüler değilim tabi güzel değilim aşıklarım hayranlarım yok! Kendi gibi üst sınıftan da değiliim kimse de istemiyor!? üstelik prenses gibi değll külkedisi gibi itile kakıla büyüdüm! üstelik erkek de doğmadım, ailenin hayal kırıklığı ve yüz karasıyım üstelik sevmediği nefret edip iğrendiği adamdan peydahım!
O zaman herşeyin en boktanına en dandiğine layığım.
dedim ki keşke bi çocuk daha yapsaymışsın belki oğlan olurdu.
Ay buna bir güceniyor; efem ben biliyor muymuşum acaba hiç sevmediğin bir adamla olmak ne kadar iğrenç tiksinç bir şey!???
Ah ne güzel ben iğrenç tiksinç gelen bir adamdan iğrenç bulduğu bir eylem sonucu zoraki meydana gelmişim! Ne harika bir bilgi. Ne kadar nefret ettiyse babamdan beni de bir türlü sevemedi! Ablacığım başka ama! O aşk çocuğu!
En azından ilk başta sevmişin! Ya beni, evlendirmek için ne kadar siktiriboktan herif varsa kakalamaya çalışıyorsun! iırenç tiksinç bulduğum hiç sevmediğim bir adamla yatmak nedir öğreneyim diye herhalde! Aklınca intikam mı alacan?
Aynı şey değilmiş!
Kaytarma cevabı.
Aynı şey değil ona göre çünkü kendini üstün görüyor! Ailesi prenses gibi büyütmüş, çok sosyal ve çok popülermiş, kızlar hayran erkekler aşıkmış! Şehrin en güzel kızıymış! Ne mühendisler ne doktorlar istemişmiş!
Bak altta yatan mesaja; hep böyle dolambaçlı yoldan sokar! Sonra da aptala yatar! Elinde delil bırakmadan ağzına sıçar.
Ben popüler değilim tabi güzel değilim aşıklarım hayranlarım yok! Kendi gibi üst sınıftan da değiliim kimse de istemiyor!? üstelik prenses gibi değll külkedisi gibi itile kakıla büyüdüm! üstelik erkek de doğmadım, ailenin hayal kırıklığı ve yüz karasıyım üstelik sevmediği nefret edip iğrendiği adamdan peydahım!
O zaman herşeyin en boktanına en dandiğine layığım.
3.04.2017
offf kafamı sikiyor gene survivor!!
resmen işkence. nefret ediyorum nefret. ama herhalde hergün var sabahtan akşama mıdır nedir. annem gene kafayı survivorla bozdu. survivor aşağı survivor yukarı sadeve izlemekle kalmıyor saatlerce konuşmak istiyor.
yarışmaları tekrarını bilmem ne programını saatlerce izliyor.
akşam başka yer açmak istesen mırın kırın açıyor ama bu seferde yarış tutar gibi survivor konuşuyor!
dizilere bağlılığı da kalmadı sadece survivor!
kalkıp odama gidiyorum, ben duyayım diyeymişmiş sesini bağırttıra bağırttıra izliyor. ev nalet kaltakların bağırışları ve kavgalarının sesiyle inim inim inliyor.
hayır salondayken de çok sesi; insanın kulağı başı ağrıyor. duyamıyormuş iyi!!!
e benim kafam sikiliyor!! ama odama gidince de ben kötüyüm gene!!
açma diyorum sesini odama kadar geliyor nasıl dayanıyorsun bu sese.
çok heyecanlıymış değil mi???
anlamamk da değil kabul etmiyor seveceksin!! izleyeceksin adeta!!
kaç kere gidip kıs sesini diyorum bir süre sonra gene açılıyor. ben de duyuyormuşum değil mi?
duymak istemiyorum kiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
umrunda değil elbette hatta sevmememe gıcık. kendi istediği gibi sevmediği oyuncular sunucular televizyon kişileri hakkında atıptutabiliyor sövüp sayabiliyor hatta gebersin diye beddua bile edebiliyor.
zaten her zaman kendini her hakka sahip beniyse köle gibihiç birr hakkı olmayan biri sayar!!!
tuhaf bir şekilde.,
kendi en kaliteli en pahalı en şık şeyleri kullanmış bana bim!!
kendi bir tokat yemiş boşamış kocayı bana 12 yaşında boşanmaya üşenirim ben dediğim için boşanma da yok!! elide delil varmış gibi bana böyle böyle demiştin diyor zafer ifadeleri takınıp suratına!!
kendinin babası varmış ya boşanabilirmiş. benim yok!! işten de çıkartacak ki elim ayağım iyice bağlansın!!!????
bir gün birilerinin olduğu bir ortamda sürekli babamı çekiştiriyor; tabi ki kötü şeyler ayol ağzından iyi şey çıktığı o kadar nadir görülmüştür ki herhandi bir konuda haa.
kadının biri bana dönüp üzülüyorsundur sen şimdi bunları duyuunca diyor. salaksanmış ki ben ilk kez duyuyorum. tüm hayatım annemin kötü anıları ve babamı eleştirmelerini dinlemekle geçti ben! saatlerce motor gibi susmadan adeta nefes almadan konuşur da konuşur. aynı şeyleri binlerce defa anlatır.
köreliyor artık duya duya insan!
ilk defa duymuyorum ki kaçıncı anlatışı deyince ben işine gelmiyor annemin. Nazlı üzülüyordur demelerini duymamış da benim kaçıncı dinleyizişim dememe bozulmuş hanfendi!! sen senelerce babalar erkekeler evlilik hakkında lanet şeyler anlat milyonlarca defa ama gerizekalı zannetiğin kızın hatırlaması ve her seferinde ilk kez duyuyormuş gibi merak ve heyecanla hevesle dinlesin!! kendi öyle bir şevkle anlatıyor çünkü.
dönmüş bana daha önce hiç anlatmadığını iddia ediyor bir de!! anlatmadığın şey mi var senin????????????
oturmuş bana babamla ilk gecesini bile anlattı bee!!! azarlayıp susturdum ertesi gün devam etti aniden kaldığı yerden!! hiç anlatmamışmış!!!
sadece yalancı değil o kadar çok konuşuyor ve sürekli aynı şeyleri anşaıyor ki unutuyor da anlatıp alatmadığını.
akşam ev bangır bangır survivorcu kavgasıyla dırdırıdır ağızlarının ortasına kürekle vurasın gelir!!!
daha da bana erken uykum geldi sen izlersin de bana anlatırsın diyor.
hayır saygı duy diyeceksiniz. o benimkine duymuyor!!! tek zevkim talk şov izlemek yerli yabancı. ama ne zaman açsam dırdırından kafam sikiliyor be!! yok onu sevmezmiş de bunu sevmezmiş de bilmem kim gıcıkmış da vırvır sürekli eleştiri yerme aşağılama.. olmadı kızın saç tokası yada rujunun renginde konuyukendi geçmişine bağlayıp talk şovla yarışırcasına konuşur!!! izlemeyeyim diye ha. çevirince kalkarsam falan da e sen izleee der pişkince!!
izletmiyor ki. susamıyor!!
hayır ezelden beri ağzı boş durmaz, bir yanda tıkınır bir yandan susmadan konuşur! eskiden ödev ders bahaneydi ve teyzem ya da bir kaç arkadaşı vardı. onlarla da konuşur rahatlardı. şimdi teyzem toru üstüne torun bakmalarda; konuşacağı tek şey de torununun boku ha, o da aynı bacısı gibi aşşşııırrırı duyarlıdır.
demiyor ki kız kardeşimin torunuyok çok anlatıp sıkmayayım üzülüyordur belki. yooo saatlerce torununun detaylı saçmalıklarını anlatıyor!! annem de sıkılıyormuş!!??
ablacığım o yüce favori evlat ablacığım sa bir işkolik olduğundan ve tabi ki bencilliğinden zaman ayırmıyor.
komşularla bir bir küstü küsmeyenlerle kopldu, arkadaşları da yok; sene de 1-2 buluşurlardı biri hastalanınca organizasyon kalmadı. zaten beni de zorla sürüklerdi; yaşlı içi geçmiş kadınlarla patlarsın sıkıntıdan! zaten kendisi de hiç sevmiyor. senede 1 gün 3 saat görüşüyorlar ama tüm sene aynı şeyleri evire çevire defalarca anlatır.
resmen işkence. nefret ediyorum nefret. ama herhalde hergün var sabahtan akşama mıdır nedir. annem gene kafayı survivorla bozdu. survivor aşağı survivor yukarı sadeve izlemekle kalmıyor saatlerce konuşmak istiyor.
yarışmaları tekrarını bilmem ne programını saatlerce izliyor.
akşam başka yer açmak istesen mırın kırın açıyor ama bu seferde yarış tutar gibi survivor konuşuyor!
dizilere bağlılığı da kalmadı sadece survivor!
kalkıp odama gidiyorum, ben duyayım diyeymişmiş sesini bağırttıra bağırttıra izliyor. ev nalet kaltakların bağırışları ve kavgalarının sesiyle inim inim inliyor.
hayır salondayken de çok sesi; insanın kulağı başı ağrıyor. duyamıyormuş iyi!!!
e benim kafam sikiliyor!! ama odama gidince de ben kötüyüm gene!!
açma diyorum sesini odama kadar geliyor nasıl dayanıyorsun bu sese.
çok heyecanlıymış değil mi???
anlamamk da değil kabul etmiyor seveceksin!! izleyeceksin adeta!!
kaç kere gidip kıs sesini diyorum bir süre sonra gene açılıyor. ben de duyuyormuşum değil mi?
duymak istemiyorum kiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
umrunda değil elbette hatta sevmememe gıcık. kendi istediği gibi sevmediği oyuncular sunucular televizyon kişileri hakkında atıptutabiliyor sövüp sayabiliyor hatta gebersin diye beddua bile edebiliyor.
zaten her zaman kendini her hakka sahip beniyse köle gibihiç birr hakkı olmayan biri sayar!!!
tuhaf bir şekilde.,
kendi en kaliteli en pahalı en şık şeyleri kullanmış bana bim!!
kendi bir tokat yemiş boşamış kocayı bana 12 yaşında boşanmaya üşenirim ben dediğim için boşanma da yok!! elide delil varmış gibi bana böyle böyle demiştin diyor zafer ifadeleri takınıp suratına!!
kendinin babası varmış ya boşanabilirmiş. benim yok!! işten de çıkartacak ki elim ayağım iyice bağlansın!!!????
bir gün birilerinin olduğu bir ortamda sürekli babamı çekiştiriyor; tabi ki kötü şeyler ayol ağzından iyi şey çıktığı o kadar nadir görülmüştür ki herhandi bir konuda haa.
kadının biri bana dönüp üzülüyorsundur sen şimdi bunları duyuunca diyor. salaksanmış ki ben ilk kez duyuyorum. tüm hayatım annemin kötü anıları ve babamı eleştirmelerini dinlemekle geçti ben! saatlerce motor gibi susmadan adeta nefes almadan konuşur da konuşur. aynı şeyleri binlerce defa anlatır.
köreliyor artık duya duya insan!
ilk defa duymuyorum ki kaçıncı anlatışı deyince ben işine gelmiyor annemin. Nazlı üzülüyordur demelerini duymamış da benim kaçıncı dinleyizişim dememe bozulmuş hanfendi!! sen senelerce babalar erkekeler evlilik hakkında lanet şeyler anlat milyonlarca defa ama gerizekalı zannetiğin kızın hatırlaması ve her seferinde ilk kez duyuyormuş gibi merak ve heyecanla hevesle dinlesin!! kendi öyle bir şevkle anlatıyor çünkü.
dönmüş bana daha önce hiç anlatmadığını iddia ediyor bir de!! anlatmadığın şey mi var senin????????????
oturmuş bana babamla ilk gecesini bile anlattı bee!!! azarlayıp susturdum ertesi gün devam etti aniden kaldığı yerden!! hiç anlatmamışmış!!!
sadece yalancı değil o kadar çok konuşuyor ve sürekli aynı şeyleri anşaıyor ki unutuyor da anlatıp alatmadığını.
akşam ev bangır bangır survivorcu kavgasıyla dırdırıdır ağızlarının ortasına kürekle vurasın gelir!!!
daha da bana erken uykum geldi sen izlersin de bana anlatırsın diyor.
hayır saygı duy diyeceksiniz. o benimkine duymuyor!!! tek zevkim talk şov izlemek yerli yabancı. ama ne zaman açsam dırdırından kafam sikiliyor be!! yok onu sevmezmiş de bunu sevmezmiş de bilmem kim gıcıkmış da vırvır sürekli eleştiri yerme aşağılama.. olmadı kızın saç tokası yada rujunun renginde konuyukendi geçmişine bağlayıp talk şovla yarışırcasına konuşur!!! izlemeyeyim diye ha. çevirince kalkarsam falan da e sen izleee der pişkince!!
izletmiyor ki. susamıyor!!
hayır ezelden beri ağzı boş durmaz, bir yanda tıkınır bir yandan susmadan konuşur! eskiden ödev ders bahaneydi ve teyzem ya da bir kaç arkadaşı vardı. onlarla da konuşur rahatlardı. şimdi teyzem toru üstüne torun bakmalarda; konuşacağı tek şey de torununun boku ha, o da aynı bacısı gibi aşşşııırrırı duyarlıdır.
demiyor ki kız kardeşimin torunuyok çok anlatıp sıkmayayım üzülüyordur belki. yooo saatlerce torununun detaylı saçmalıklarını anlatıyor!! annem de sıkılıyormuş!!??
ablacığım o yüce favori evlat ablacığım sa bir işkolik olduğundan ve tabi ki bencilliğinden zaman ayırmıyor.
komşularla bir bir küstü küsmeyenlerle kopldu, arkadaşları da yok; sene de 1-2 buluşurlardı biri hastalanınca organizasyon kalmadı. zaten beni de zorla sürüklerdi; yaşlı içi geçmiş kadınlarla patlarsın sıkıntıdan! zaten kendisi de hiç sevmiyor. senede 1 gün 3 saat görüşüyorlar ama tüm sene aynı şeyleri evire çevire defalarca anlatır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)