30.04.2017

Bi ceketim var tadilata gitmesi lazım, üşeniyorum.

Anneciğim de sanki beni yetiştiren kendi değil, sanki benim karakterimde davranışlarımda hiç etkisi olmamış bir yabancıymış gibi bana tutmuş tembelsin diyor. Oysa kendisi ne kadar tez canlıymış ne kadar hareketliymiş ne kadar sosyalmiş!

Çocukken de ilk gençlikte de kıyaslamaya bayılırdı! Önce ablamla sonra hiç akla gelmedik tuhaf insanlarla, kendisiyle de! Zamanla sadece kendine döndü: herhalde kendine moral vermek için bilinçaltından aldığı bir tavır bu; kendini üstün görürse daha iyi hissedecek!

Kendisi tez canlı heyecanlı enerjik sosyal popülermiş!

Beni tembel eden kendi değil! Eskiden beridir ne zaman bişey yapacak olsam ufaktan da olsa baltalamak için uğraşır. Büyük bir endişe duymamışsa beğenmemezliklerle ufak kulp takmalarla boral bozma yoluna gider. Moral bozmanın kesmeyeceği yerde korkutmalara. Ben korkmuyorsam kendini öne sürerek uğraşır. Bin türlü akla gelmedik dolambaçlı duygu sömürüsü, korkutma, moral bozma işte bazen bombardıman olarak gelir. Bi şekilde insanı durduran yavaşlatan engelleyen şeyler. Ha daha olmadıysa büyük vurgun; saçın da olmamış, sivilcen çıkmış, götün de kocaman, o kıyafet de yakışmıyor yoluna gider!! Tabi tecavüz kaza ve ölüm en favorileri; hatta üçü ardarda olunca daha eğleniyor!?

Tabi bunları aklı sıra yasakçı, baskıcı, cezalandıran anti modern anne olmamak adına yaptırım cümleleriyle, emir kipleriyle yapmak yerine; duruma göre en endişeli, en masum ses tonu ve mimiklerini ekleyerek mütemadiyen kafaya işleme yoluyla yapar. Hem böyle yumuşak ses tonuyla söyledi mi çok rahatça en ağır eleştirileri de istediği gibi söyleyebilir!

Okul gezileri, doğum günleri, arkadaş buluşmaları, kurslar: hepsini baltalamak için, hele ah ne güzel sevinir çok önceden öğrendiyse; günlerce dırdırla kafana işlemeye bayılır. İnsanın zlhnine saçma ve insanın gelecekteki hayatını olumsuz etkileyecek korkular yerleştirmekten endişelenmez; memnun olur.

Senelerce evlilik, erkekler, kabalıkları ve sapıklıkları, hayatı mahvolmuş kızların abuk hikayelerini dinledik. Defalarca döndüre döndüre; adeta keyif alır gibi.

Bırak yüzme kursunu ingilizce ya da resim kursundan bile korkmalıydık. öyle söylemiyor tabi. Olumsuzluk ve korku dolu garip kabus senaryosu vari örneklerle.

Sonra da senden gözü kapalı evlenmeni, herişi kendin yapmanı bekler.

Oysa kendisi şöyleymiş kendisi böyleymiş!

Demez ki benim hayatımdan çok farklı yaşadılar! Aile ortamı sosyal çevre etkinlikler akrabalar piknikler yemekler eğlenceler gezmeler; dedem orta hallinin üstünde gelire sahip biri olmuş, para olunca çevre de olmuş, aile zaten var.

Biz içine kapanmış, adeta hayata küsmüş, mutsuz, sevgisiz, bol fobili, tuhaf davranışlı bir anneyle büyüdük! Ha dışlandık tabi ama annem hiç çaba göstermedi; tam tersi kendini de bizi de cezalandırır gibi içine çekilip kapandı: bizi de korkak, ezik, azarlananlar olarak yetiştirdi psikolojik olarak! Sırf iyi doymak yetmiyor işte.

Biz kendi gibi el bebek gül bebek prensesler gibi sosyal bir ortamda mı büyüdük?

çevremiz yetişme tarzımız olanaklarımız çok farklı.

Ama anlamaz asla. Göremiyor. Sen söylesen de anlamak da duymak da istemiyor! Kabul etmektense seni hain seni yalancı çıkarmayı göstermeyi tercih eder! illa üstün illa kazanan olacak ya! Kendi kendine moral versin diye bizi özellikle de beni psikolojik olarak ezmek ve yıprartmayı tercih eder.

Bir yaz yüzme kursuna gitmek istedim diye; yasaklamak izin vermemek yerine neler etti bana neler. Büyük de haz duydu bundan. Her sabaha aklına başka bir sapıklık hikayesi gelmiş olarak, bir çeşit muzır-mutlu şekilde uyanıp, kahvaltı sofrasında tecavüz hikayeleriyle dolu hayatı mahvolmuş kız hikayeleri dinledik.

Endişelenmesin mi? Haksız mı? Hayır. Ama bir çözüm bulmak yerine seni psikolojik olarak yıpratmayı tercih eder; hem daha kolay hem daha eğlenceli!

Yıllar sonra da bana pişkin pişkin yüzme kursuna gittiğimi iddia eder.!

Ya da eğlenceli anılarını anlatır çocukluk ve ilk gençlğine dair; elbet araya olumsuz şeyler girer ama övünmeye bayılır.

Şurada şöyle yüzmüşler bilmem ki bisiklete binmeyi öğretmiş, bilmem nerede eşeğe bile binmişler..... Bu kızlara bunları yaptırtamadım, imkan olamadı diye hüzünlenmez asla; pişkiiin pişkin anlatır. Söylesen biz hiç yaşamadık senden kötüsü yok!

Hani bari sus otur. Ama yaptığını göremez ki! Ama başkalarını bencil başkalarını düşüncesiz bulur!

Bir gün okulda birisi piknikten bahsetmiş, ben de anlamamış ablama sormuşum o da bilmiyormuş. Eve gelince anneme pikniğin ne olduğunu sormuşum. Annemde çok duygulanıp ağlamış. Hatırlıyorum. Ama o kadar. Bişeyler yapayım da şunları pikniğe götüreyim demedi!

Sürekli mutluluğu vb hak etmeyen birileriymişiz gibi mutsuz içine kapanık antisosyal yaşadık; senede 2-3 kez teyzemler gelmese olmayacaktı bir aksiyon! Tabi ki onda da huzur kaçıracak bişey muhakkak bulurdu. Hele fotoğraf çekilecekse! Ablamın da bozulurdu morali ama değişik bir duyarsızlığı, aldırmazlığı, teslimiyeti vardı annemin bayıldığı. Benim moralim çok bozulur fotoğrafta mutsuz çıkardım; ablam görmezden geldiği için salak gülümserdi; annemse hıncını alıp rahatladığı için eğer o sıra konuşmuyorsa tabi normal çıkardı.

Sonra da bana suratsızsın der. Evet. Kendi azıcık eğlenip güldüm mü adeta kıl olur gibi bozmaya çalışır ve başarır; hiç bulamaz yok üstüm kirlenmiş nasıl yıkayacakmış dırdırı ya bilmem kim ters bakmış bilmem kim sapık gibi bakmış, yok saçın bozulmuş ... . Gayet de bilerek sana dokunacak şeyleri sıralar muhakkak!

Hiç biri olmadı da hala fotoğraf mı çekilecek? Kendi çok natüral ve güzel olduğundna yüzlerce gençlik fotoğrafı var ve övünür ama senin olmasını istemez; gereksiz bulur. Senin çok ama bizim az dersen de sen nankörün önde gidenisin!

Ama şimdi albümlere bakarken kendi eksik yıllarına pişkince hayıflanırken, senin fotoğrafın azmış ruhu duymaz, hep de suratsız çıkmışımdır!

Sanki özellikle yapar gibiydi bir ara. Moral bozamadı çekimi engelleyemediyse tam o anda senden bişey ister; tuzu uzatırmısın?

Gençliğinden sonraki olgunluk yıllarındaki mutsuzluğuyla kendini değil bizi de cezalandırdı; benim taaa liseye kadar fotoğraf makinam olmadı. Gereksiz buldu! Senede 2-3 teyzemler gelmese ya da zorla bir aksiyon çıkartmazsam; (bir arkadaşımın doğum günü, neyseki onlar çekim yapardı alırdım. Tabi anneme kalsa gltmeyecektim hiçbirine, ya da çok mecbursam kapıdan hediye verip geri dönecektik! E biz aşağılığız ya özellikle de ben!) hiç anımız ve hiç fotoğrafımız olmayacaktı! Gayet de normaldi bu kendine göre. Ben fotoğrafların derdine düştüğüm için gereksiz işler uzmanı ilan edildim!?

Kendinin fotoğrafları çok gerekli ve önemli ama!?

Teyzemler nihayet makine değişince eskisini bana vermişlerdi de kendim çekebildim. Tabi ki bu da süper bir eleştiri kozuydu! Sanki de çekebiliyordum sanki de iyi çıkıyordum sanki de çok da gerekliydi! Tabi ki bunlar dolambaçlı yol ve yumuşak ses tonu eşliğinde söylenirdi.

Ama esasen en sevdiği moralimi bozmak, negatif enerjisini bana boşaltıp rahatlamak, engellemek, fotoğrafta iyi çıkmamamı sağlamak dışında; beni kötü göstermektir!

Yani kendini aldatan döven aşağılık ve hiç sevmediği kocasından olan çirkin koca götlü sivilceli ve kötü huylu kızını dahi seven mükemmmellik abidesi anne rolüne bürünmek favorisiydi ben buluğ çağındayken!

Her konuda kendi istediğinin olmasını istemesi için çılgınlar gibi uğraşması dışında; beni özellikle sinir edecek, üzecek şeyleri arar bulur; yine o masum rolüne bürünerek söylerdi. Bazen ortamda bazen sadece bana.

Tepemi attırmak ve aşırı tepki vermemi sağlamak için; ama aynı zamanda kendi yaptığını belli etmeyecek şekilde gizleyerek laf sokmalarla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder