14.03.2017

Zırrr.

Aloo?

Alo Nazlııı? Nerdesin göremedim seniiii??

Nasıl göresin zaten anne?

Nerdesiin???

Okuldayım nerde olacak?

Okul şeylerinin orada mı?

Okuldayım ya anne?!

Hani yoksuun? Nerdesiin, çıktın mı yoksaa?

Okuldayım anne neyden bahsediyorsun sen?

Sen nerdesin nerde dolanıp duruyorum aaa yorulduuum!

Niye dolanıyorsun ki?

Kız seni arıyorum beraber dönelim eve diyeee? Neredesin göremiyoruum?

Annecim işteyim ya ben okuldaaa!

Okul şeylerinin orada yoksuun?

Okul şeyi ne derse girecem şimdi annecim?

Off anlamyırsun?!

Sen anlatamıyorsun ki?! Yarım yurum! Ben beynini okuyamam neyden bahsediyorsun?

Offff marketteyim marketteeee! Yoksun amaaa!

Olmam tabi! Okuldayım ben anne!

Off hani ben de ordayım yoksuun!

Offf! işteyim ben! işteee okulda! Okul reyonunda değiiil!

E sen dedin okulun ordayım!?

Demedim! Bi saattir okuldayım diyorum annecim ne işim var markette bu saatte??

E sen dedin!

Of ben marketteyim demedim ki okuldayım diyorum!!

Meğer annemin senelerdir dönüp dönüp eleştirdiği, aşağıladığı, cahil bulduğu Kadriye hanım demiş ki Nazlı'yğ da merkette gördüm!?

Gene beni başka bir komşunun kızıyla karıştırmış! Aslı'yla. Oysa hayret Aslı benden 10 yaş genç ve çoooook daha güzel! Benim gibi bir ucubeyi nasıl karıştırır???

Daha önce de karıştırdı! Annem de hayret edip; ama o genç ve güzeeeel diye tepki vermişti! Benden de çok uzunmuş! Kirpikleri de upuzunmuş!

12 pont topuklu giyiyor ve kirpikler de takma! Tabi annem kabul etmek istemiyor! Hergün takılmazmış ki kirpik?

Eski zamanların kirpikleri gibi sanıyor anlatsan da aklına girmiyor. Makyaj ve modayla ilgili bilgileri en erken 30 yıl hatta 40 yıl öncesinde kalmış, yenisini almıyor kesinlikle!

Ama demik markette gördüm!

Annecim benim bu saatte ne işim olur markette? Okuldayım ben!

Bana değil de cahillik embesillikle senelerdir aşağıladığı kadına inanmak istiyor akşam bile. Sürekli ama'larla itiraz ediyor!

Bahenin köşesinde adamın tekiyle yiyişiyor dese inanacak hatta cinayet işledi dese!

işin garibi komşu kadın beni annemse Aslı'yı tanımıyor!
Tv izlerken ben açmışsam ve beğenmediği biri varsa bana izletmemek içln debelenir!

Söver sayar beddualar eder eski anılarına döner önümden geçer... Vb vs.

Sevmediği bir tv kişisinin gebermesini ister!? Sırf kendi sevmiyor diye elin yabancı aktörü ölecek!

Zaten kimseyi sevmez ki! Ne zaman bir dizi bir film açsam bir kusur bulur; ben de bunu hiç sevmem! şundan nefret ederim...

Hiç bulamaz yaşlanmış buruşmuş boka benzemiş suratı!

Ya da kendi selvi boyluymuş gibi başkasını güdük ve ya şişko bulur.

Kendini de sevgi dolu bir insan olarak tanımlıyor!???? Ay sevgi kumkumasıymış!???

Kendi istediği ama benim sevmediğim bişeyse= survivor, bizımla değilsın mesela- ben olumsuz bir key söyleyemem! Söylersem benden kötüsü yok!

E sen de böyle biyle diyorsun diye kendini hatırlatsam daha da kötüyüm!!

Survivor işkencem yani gene! üstelik dünün 1 saatlik tekrarını bile memnuniyetle şevkle izliyor! Dün vermediler mi bunu diyorum! Hayır vermemişler!

Yeni bölüm az sonra yazıyor ama.

Yok bu başkaymış vermemeşler bunu!(???? Ateşli savunusu sabahtan akşma kadar olsa zevkle izleyecek!
Temassız kredi kartı ile ilgili bir reklam görmüş. Korkmuş! tabi ki tam izlememiş.

Anlamıyor bi türlü acayip telaş yapmış!

Haberde temassız kartların yanlışlıkla başkalarının parasını kestiğini yanlış yapmadığın halde para kestiğini falan duymuş. ödü kopmuş.

Feryat figan daha kapıdan beni içeri almadan motor gibi sıralıyor.

Tabi ki gene koridorun ışığını yakmamış gene karanlık.

Tabi ki gene suratsız bir hoşgeldin demeden kapı açılıyor.

Tabi daracık koridorda yani giriş kısmında adeta beni içeri almak istemez gibi yer vermiyor çekilmiyor ben kendine duvarlara sürtünerek zorla içeri girerken isyanlarda anlatıyor yeni fobisini!

Tabi ki ben zar zor sürtünerek adeta ittirerek girip içeri ışığı yakınca hayretler içinde tavana bakıyor.

Tabi ki tüm bunlar olurken korkular telaşlar komplo teorileri içinde sürekli yüksek tonda konuşuyor.

Tabi ki bu yüzden benim dediğimi duymuyor.

Bizim kartta o özellik yok ki dememi duymayıp sürekli endişeler içinde haykırıyor.

Hem dinlemiyor hem de beni anlamamakla dinlememekle duygusuzlukla suçluyor umrumda değilmiş???

Akşamın 7si 8i olmuş napacam??? Bankanın kapısında mı yatacam???

Olmaz bi de o özellik yyooooooooooooookkkkkkkkkkkk.

Demenin faydası yok.

Kendine yeni bir korku endişe fobi paranoya komplo teorileri bulmuş!

Ayyy tansiyonu çıkmış ayy! Nefret ediyormuş teknolojiden nefret!

Lanet olsunmuş batsınmış teknoloji bize lazım değilmik zaten hiç.

En iyisi kapattırmakmış!

Sabaha kadar uyuyamamış! Defalarca her şekilde izah etmeme rağmen!???

Sabah tutturuyor da bankaya gidelim! Servis varmış nasılsa bıraksınmış bizi ne var?

Bunu da anlamıyor içi velet dolu, zaman kısıtlı. Servisle pazar pazar market market gezelim bekliyor.

Anlamıyor evde aileler çocukları bekler; bize emanetler. Yaramazlar. Pazara uğrayım derken birine bişey olsa?!

Gebersinmiş piç kuruları! Geberinmiş oruspu çocukları! Bok lazımlarmış!

Zaten fazlasıyla çocuk varmış bunlarda gebersinmiş!???

Hep böyle konuşur! Ama dünyanın en sevgi dolu vicdanlı insanı sanıyor kendini!??

Huzura dayanamıyor! Huzursuzluk tartışma mutsuzluk istiyor her an! 2 gün huzurlu geçti diye aramış yeni bir mesele bulmuş!

En sevdiği şey; benim huzurumu kaçırmak sinlr etmek mutsuz huzursuz etmek!

Tüm akşam bağıra çağıra didiştik, blr türlü aşırı zeki! beyni almıyorrrrr! Bizim kartta temassız özelliği yooooookkkk!

Durup durup başa sarıyor aynı şeyi! Ne türlü söylesen dinlemiyor anlamıyor!

Ay tansiyonu çıkmış ay kalp krizi geçirip ölecekmiş!

Temassız özelliği olmaması bir yana ne zamandır avm'de bile değiliz! Evde otururken yanlış hesap kesemez!

Anlamak istemiyor ki!

Bir de beraber telaşlanalım hastalanalım geberellm istiyor!

Teknolojiden nefret ettiğimiz için geberecekmişiz!

Olur erkenden gireyim mezara!

Geberecek olsak son anda yırtıp kalır hayatta, ben geberdiğimle kalırım ha!!

Ne kadar ruhsuz ne kadar duyarsız ne kadar sorumsuzmuşum! Paramız çarçur olacakmış umrumda değilmiş gidip uyuyormuşum!

Gece uyumayıp kendimi hasta edip sabaha gebersem mesela nasıl???!

Sabah gene tutturuyor bankaya gidelim servis götürson bizi! Güzergah değiştirilemiyor anlamıyor. Gebersinmiş piçler!

Olur benden bilsinler davalar açılsın işten kovsunlar= çok işine gelir! Ne güzel başka iş de bulamam evde kös kös otururum= hizmetçi gibi iş yapar muamele görürüm!

Hep böyle! Hep anlamadan dinlemeden dereyi görmeden paçaları sıvıyarak bir heyecana bir telaşa bir korkuya falan kapılıp heder eder kendini; beni de sürüklemek için yırtınır.

Bir yerde bir tartışma çıkardığı zaman da beni onun bunun üzerine sürmek için uğraşır: hastanelik karakolluk olsak memnun olacak!? Tabi ilk anda. 5 dk sonra beni suçlar!

Mesela benim için birini mi düşünmüşler; annem 1 saatte evlendirir ev aldırır evi döşer 6 çocuk doğurtup gidecekleri üniversiteye kadar ayarlar! Tabi ben ve müstakbel damadın adı geçmez, biz piyonuz?

Sabah sabah tabi ki lokmalarımı boğazıma dizdi= bayılır zaten yer arar bunun için. Nazlı'ya lokmalar da hayat da zehir zıkkım olsun= bayılır buna!

Hem insanı çileden çıkartacak sınırlarını aşacak patlatacak şeyleri üstüste yapar yapar basar sürekli damarına= tepeni attırır. Sonra da sana çok sinirlisin!der pişkin pişkin! Kendiyle alakası yokmuş gibi de saf ayaklarına yatarak ve puppy eyes bakışları atarak!

Zaten seni suçlu hissettirmeye bayılır. Hem çıldırtır hem istediği tepkiyi aldı mı sıkılıp suçlar!

Aynı anda aynı saçma endişelere kapılsan sonra fos çıksa da genç olmana rağmen bilinçsiz bilgisiz falan bulunursun! Anneciğini sakinleştireceğine hasta olsun ister gibi daha da telaşlandırmış ve endişelendirmişsin!????

Her durumda suç bende yani! Hem sakinleştirirken duyarsızım!

Telaşa kapılınca da anneciğini düşünmeyen!

Ertesi gün içi rahat etsin diye gittik bankaya. Boşu boşuna zaman kaybı beklemeler... Memur kıza da öyle bir rol kesiyor ki: ben yanında ahmak bilinçsiz cahil bir genç evlat varken kendisi dünyanın en masum en saf en anlayışlı insanı! Bu yanındaki ahmak evlada bile katlanan fedakar bir anne! Zavallı bilinçsiz kızı hiç anlatamamış bilmiyormuş! Gibi edalarda!

Akşam bir bardak suda fırtınalar kopartan kendisi değilmiş gibi havalarda sürekli uzuuuuun uzun gereksiz detay dolu bilgiler veriyor kıza.

O kadar uzattı ki bağlantılar koptu kafası karıştı kızın anlamadı; yani mesele nedir???

***Temassız mıdır nedir varmış ya kartlar? Onlar yanlışlıkla para keser miymiş hesaptan? Değil miymiş? Televizyonda duymuş?!

Kız ne bilsin bizde ne kart var?

Bazen yanlışlık olabiliyor ama nadiren falan dedi şaşırıp: bunun için mi gelmişler buraya der gibi bakışlarıyla!

Annem de zafer nidaları mimikleri!

Bana ışıltılı zafer kazanmış gözlerle yaaaaaa der gibi bakış atarak ; ben demiştim işte diye keyif alıyor.

Gene kazandım gene bildim en bilinçli en şahane en zeki benim havalarında.

***Peki kartımızın temassıza uygun olması gerekmez mi?

*tabi ki.

*yani eski kartlarda böyle bir şey olamaz değil mi. Temassız içln ayrı kart gerekir?

*evet tabi... Bla bla bla kart lazım..* duyuyor musun anne?

* hı? (saf ayaklarına yatıyor puppy eyes bakışlarıyla, kazandığını zannediyor çünkü. Kartlar ve tüm teknolojileri iptal etsek, köye yerleşip inek sağsak falan hayallerinde...)

*duyuyor musun diyorum buna özel kart gerekirmiş bizim kartlarla olmazmış!

*nasıl yani?

* ay annecim 2 gündür benim dediğim şeyler. Bizl0 kartlarla olmaz.

*ney olmaz? (saf yaşlı kadın rollerinde)

*boşuna endişelenmiksin diyorum ben sana dedim.

*ha. Ben ne bileyim?

*2 gündür ben aynı şeyi söyleyip duruyorum da.

*ben ne bileyim anlamıyorum pek teknoloji şeylerinden.

Özellikle en sakin en sevecen tavrımla konuşuyorum! Ne de olsa rol kesmekte kendi uzman beni kötü göstermek için!

Bi davranışı var ki komedi. Oradan çıktığımız anda çemkirecek aslında. Başkalarında iyi izlenim bırakma beni kötü göstermek hobisi çünkü.
Tabi ki gene talk şovla yarışır gibi şevkle çılgınlar gibi konuşuyor!

Kah kendini anlatıyor kah programa söyleniyor.

Doğa Rutkay'ın programı. Kaç seferdir izliyoruz bir kere bile bir konuğa bunu severim demedi! Mesut Yar'ı izlerken de böyleydi. Birini bile sevmez!

Kimi seversin mesela?

Hı?

Kim çıksa memnun olursun?

Kimse çıkmasın bana ne!

Sevgi doludur da kendisi!!!

Herkes çlrkin herkes kötü herkes şımarık lüzumsuz, kendisi hariç!

Talk şovada gerek yok! Bize ne. Niye merak edelim niye sevelim? Yatıp zıbaralım! Boktan bir hayatta robot gibi yaşasak yeter. Hele bize! Bize ay bana bana 3 dk şarkı dinleyip yüzüm gülmemeli!

Mesela İrem Sak komediyi gülmeyi güldürmeyi çok seviyorum diyor annem nefretler yağdırıyor!

Sen kimseyi sevmiyorsun deyince yani o hiç duymak istemediği gerçekler yüzüne çarpılırsa da senden kötüsü yok!

Mesela beraber küfürler eleştiriler beddualar edeceksin nefretler kusacaksın ıkına tepine!

Sanırsın yeniyetme! Koskoca kadın kıskanç gıcık çocuklar gibi kapris yükü ve nefffffffret dolu.

Kendisinin sevmediği insanlar yok olsun istiyor. Hele gülen eğlenen güldüren neşeli rahat tiplerden iyice nefret ediyor.

Düşünün ki şu talk şovu izlerken futbol maçı izleyip tezahürat yapan adamları gibi söylenerek nefret edip söverek yapıyor bir benzerini.

Bunu da gayet normal hatta olması gereken bişey olarak görüyor! Ona göe kendi gibi tepkki vermeyenler duygusuz ruhsuz! Meselaaaaaaa ben!

Birisini sevmiyor ya ben de seviyorum çocuk gibi iddialaşır inatlaşır gibi davranıyor. çok komik. Ben sevmiyorum bu karıyı diyor. çOk terbiyelidir de kendisi prenses gibi büyütülmüş! Ama ben sinirlenince bana keyifle kabasın diyor!???

Ben prenses gibi büyütülmedim ki senin gibi! Ben çapulcunun hizmetçinin beslemesi ezilmesi aşağılanması azarlanması s gereken iğrenç aşağılık bir ucubeydim zıkkım yemesi lazım olan...

Ben sevmiyorum diyor ben seviyorum diyorum.

Hani zevkler renkler tartışılmaz denir ya inanmaz. Tartışılmaz çünkü kendinki doğru!??

çocuk inatlaşması gibi ben seviyorum deyince ben sevmiyorum ben seviyorum ben sevmiyorum diye sürüp gidiyor!

Ama onun zevki doğruuuu!
Sabah daha gözünü açar açmaz karamsar, kötü konuşmalara başlar! Herşeyin en kötü tarafını konuşur da konuşur. Radyoda çalan şarkıdan, şarkıcısından, sunucusundan neffret eder: en azından hiiçç sevmem der.

Bir film açsan bir talk şov başlasa; anında bunu da hiç sevmem diye başlar konuşmalara!

Bütün gün her meselenin en kötüsü en can sıkıcısı en moral bozucusu en karamsarı dilindedir ve çook gevezedir! Ama asla geveze olmadığını çok yerli yerince yeterince ve doğru konuştuğunu düşünür iddia eder.

Sen keyifli mi uyanmışsın biyerden mi gelmişsin umrunda değildir. Hatta sen mutluysan azıcık anlaşılıyorsa ona göre o çirkin suratından karamsarlığın dozunu iyice arttırır.

Senln modunu düşürür, tadını kaçırır, moralini bozar. Nasıl bozmasın aldırmazsan bile mütemadiye böyle olduğu ve konuştuğu için illa da sirayet ediyor.

Adeta mutluluğa keyfe karşı! Hiçbir şeyden keyif alma mutlu olma ister gibi debeleniyor her an!

5 dk dinlediğin şarkıdan, rengi güzel diye aldığın tişörtten, içtiğin kahveden, izlediğin filmden asssssla keyif alma! Almaman için senelerdir uğraşıyor! Beynine işlemek için.

Sonra da döner sana suratsızsın, asık suratlısın, karamsarsın der!???

Asla da kendiyle alakası yokmuş!

Kendisi güleryüzlü ve iyimser değilse de gerçekçi bir insanmış!????

En son ne zaman güldün? Güleryüzmüş!? Gülümsememe bile sinir oluyor sanki bilmiyorum!

Biraz sırıttım mı hemen bozmak için bir sebep bulur! Sonra da ben asık sıratlıymışım!?

Tabi ki sonra gençliğiyle övünmeye başlar! şöyle güzelmiş böyle alımlı bakımlı popüler herkes aşıkmış! Herşeyin en iyisini en kalitelisini kullanmış prensesler gibi büyütmüşler!

Pişkin! Sen niye prenses gibi büyütmedin ya bizi??? Hele beni? Ablam an be an prensese yaklaştı ben her zaman azarlanan hor görülen evin pis beslemesi gibiydim?

Ben kaliteli bişey alacağım zaman bu engelleme çabaları niye???
O kadar akıllı mantıklı duyarlı hassas düşünceli bir insan ki; sabahtan beri hem halsizim hem başım dönüyor dememe rağmen; favori evladı ablam geldiği için alışverişe avm'ye gidiyoruz; hem çok sıcaklanmışlar efendim diye ceketini soyarken elime çantasını tutuşturup sonra ceketi suratıma çarpa çarpa bana verip ooooh elini kolunu sallayarak yürüyüp gidiyor!!

Ablama da ay sıcak sen de soyun diyor. Mutlu mutlu yavrusunun ceketini soymasına yardım edip; onun ceketi ve çantasını da bana verip mutluluk içinde şen kahkahalar atarak yürüyüp gidiyor gene!

Aşırı hassas aşırı düşünceli aşırı vicdanlı.

Ablam da anasının aynısı.

Dönüp bakmıyorlar bile!

Normalde bana da soy soy diye tutturur o ceketi çıkarttırana kadar tekrarlar: ben sıcaklanmıyorum demen bişey ifade etmez onun için; sıcaklanmış ya da üşümüş o karar verecek!

Ama dönüp bfana sen de çıkar diyeceğine oooh ceketler atkılar çantaları vestiyer Nazlı'ya yığalım rahat rahat gezelim!?

Sanırsın o evladı ben hizmetçisi!

Arkalarından eşyaları taşıyarak yürüyeceğim, hasta olsam bile! Tabi!

Ben mi taşıyacam bunları deyip eline geri verirken de bi canı sıkılıyor! Hasret kaldığı evladıyla huzurunu bozan pislik!

Çok sıcak basmış amaaa :( masum rolleriyle dudacıklarını büküp naz yapmalar.....
Midesi çok kötü ama inadından doktora gitmek yerine tepinerek sövüyor gün boyu!

Sadece midesine mi sövüyor? Hıı.

Gelmiş geçmiş ne kadar kötü anısı varsa anlatarak ne kadar onu kırmış, kötülük etmiş kimse varsa onları bir bir sayıp anlatarak sövüyor!

Sadece kendine zindan olması yetmez hayatın bana da olmalı!

Zar zor doktora ikna ediyorum. Görseniz dünyanın en mantıklı en zeki insanı olduğunu iddia eden annem sanırsın küçük, kaprisli, şımarık bir velet!

Neyse hastaneye giderken takside vazgeçiyor gitmeyecekmiş? Ben boşuna mı izin aldım? Aman özel okulmuş nasılsa boktan dandikmiş!

Sağolsun her konuda her alanda bana en çok yakıştırdığı şeydir boktan dandik şeyler!

Aa o hastaneye gitmezmiş o öbürküsü sanmış vazgeçmiş gerek yokmuş geçermiş!

Asssla mantıksız değil! Asla çocuk gibi değil o çok bilinçli biri!!

Şimdi tamam o zaman desem, ertesi günlerde bana; dudağını çocuk gibi bükerek diyecek ki: beni hiç düşünmüyorsun!:(

hı? Daha önce oldu bilirim!

Hiç düşünmüyormuşum anneciğimi, hastaymış o ama doktora gidelim demiyormuşum!

Doktor lafı ettiğin anda öfke nöbetine tutuluyor oysa! Gözü dönüyor ve sen anneni hasta ve yaşlı bulan gebermesini bekleyen hain bir kötülük timsali muamelesi görüyorsun.

Gözün korksa doktordan bahsetmesen; anneciğini hiç düşünmüyorsun?!

Her halükarda ben suçlu kabahatli hatalıyım kusurluyum kötüyüm çirkinim...

Vazgeçsen o anda doktordan bir kaç güne kalmaz dudak büküp garip sitemler etmeler başlayacak.

E ben dedim gidelim diye sen kızdıııın desen.

Ne zaman dedin ki? Der en masum en saf yüz ifadesini takınıp rol yapıp!
İşten eve geliyorum; yine suratıma sigarasını üfleyerek karanlık koridorda dikilip hararetle isyan ediyor. Motor gibi lafları sıralarken ne ışığı açıyor ne tol veriyor ha bire bağrıp bişeylere isyan edip suratıma duman üflüyor!

Dün yaptığımız market alışverişinin fişini incelemiş!

Biz bilmem ne ne almamışız diye haykırıyor!

Siniri oynamış inme geçirecekmiş valla tansiyonu çıkmış!

En bayıldığı şey dereyi görmeden paçaları sıvamak.

Doıru dürüst dinlemez, yarım anlar...

Meğer kadın pedinin markasıymış almadık diye kıyameti koparttığı! Ama ben anlattıkça da anlamamaya devam ediyor.

Napacaz biz kadın bezini?????!! Bize lazım değil ki diye halen deliye dönme derdinde!

Ped ped!

Lazım değil ki bizeeeee.

Sana lazım değil! Bana lazım?!

Napacan bezi?

Bez değil ped ped! Hijyenik ped!

????

Kız adet dönemimde kullanılıyorrrr!

Bize ne bize eneeeee?

Senin gibi menapozlu muyum ben??? Bana lazım bana bana! Adetim olunca ne bok koyacam???
Gecenin bir yarısı olmuş, çoktan yatmışız. Tuvalete kalktığı zaman gelip kapımdan içeri sesleniyor;

nazlıııı yağmur yağıyoooorrr?????

Napayım? ödümü kopartarak uyandırıp kendi yatağına ve horul horul uykusuna geri dönüyor!
Doğa Rutkay'ın kocasını yaşlı ve çirkin buldu!? Oysa sevmiyorum bu kadını der durur.

Sevmediğine yakıştıramıyor yaşlı çirkin bulduğu birini.

Ama bana daha yaşlı ve daha çirkinini hatta hayattan bezmiş nemrutunu rahatlıkla yakıştırıyor!
Daha yenii!

Annemin yeni anlayışı farklıdır. 10 yıllık şeyler bile yenidir! 15 yıllık o kadar eski değildir!

Bilgisayarımı yenileyince yaşadığı şoku anlatamam! Çıldırmış gibi isyan ediyor daha yeniydi! Diye. 6 yıllıktı.

Teknoloji yıpranıyor eskiyor anlamıyor ki. Dışına bakıp nesi yıpranmış pırıl pırıl!

Ha ama her sene perdeler yenilenecek!

O masraf değil çarçur değil müsriflik değil!

Benim paramı dilediği gibi kendi istediği şeylere harcarsa; doıru harcamadır! Müsriflik değildir.

Ama ben kendi maaşımı kendi lstediğim bişeye harcarsam mantıksız harcama müsriflik çarçurdur.!

Annem zarzor üniversitedeyken aldırdığıum o zamanın en ucuzu masaüstü bilgisayarın ekranını değişmeme bile yıllar önce alışamadı hala! Bilgisayarı atmışım ona göre!

Bozulmasın diye ellemeyecekmişim ölene kadar yetermiş o zaman?!

Tabi çabuk bitmeyen şeyler konusunda da böyle. Mesela hayatında 1 rujun olur, bitmesin diye sürmezsin; lazım-şart olunca; bir ömür yeter!

Ama her sene tüm evin perdelerini yenilersin= çok mantıklı!

Benim param anneme boş şeylere harcama parası gibi geliyor; ihtiyaç dışı, lüks sayılacak şeylere yatırma parası! Perde halı yatak örtüleri nevresim takımları: hem de kendinin alışveriş duygusunu tatmin edecek bir para!

Hem müsrifsin diyor hem bana 1 kere bile paranı biriktir biraz, ilerde lazım olur demiyor!

Maaş günüm yaklaşırken annem bülbül gibi şakıyarak coşkuyla bu ay nasıl kumaşlar alacağının hayalini kurmaya başlıyor. Halı perde nevresim yatak örtüsü tabak çanaklar; sanki hiç yok!

Ben bilmem ne alacağım deyince bir şoka uğraması bir bozulması var ki, komedi!

34 yatak örtümüz 38 nevresim takımımız var ki bunlar açılmamış; eskiler çoktan açılmışlar hariç????
çok vicdanlıymış çok. Çok merhametliymiş çok. Çok fedakarmış çok!

Yeni nesil hiç böyle değilmiş. Yeni nesil hep bencilmiş, hiç yardımsever değilmiş. Oysa kendi ne kadar yardımsevermiş!

Ne kadar fedakar ne kadar bilmem neymiş.

Dünürlere övünüyor da. Tabi teatral şekilde, en masum en temiz bakışlar, nazlı nazlı boyun büküşler, emel sayın gibi ellerin havada nazlı nazlı süzülerek kendine özgü nidalar yapıyor...

Tabi tatlı dille anlatıyor. Canımlar cicimler ekliyor; sesi kibarlaşıyor...

Tabi burada yeni nesil olarak eniştem ya da favori evladı ablacığım temsil değil.

Kızım sana söylüyorum gelinim sen duy hesabı!

Aşırı mantıklı ve vicdanlı anneciğim; senelerdir bizim dedidokumuzu yapıyor deyip arkadından etmediıl laf beddua kalmayan komşu kadına acımış ya.

Halbuki ilk duyduğunda o kötülüğüyle, ker dolu lafları ve çenesiyle kocasını felç etmiş derdi.

Şimdi de çok acımış çok üzülmüş! Kocası hareket edemediği için iyice kilo almış, çok zorlanıyormuş yardım ederken hele banyo yaptırırken çok zorlanıyormuş, çoka ğır geliyormuş. Bir gün asansörde karşılaştıklarında dert yanmış kadıncağız. Hele banyo yaptırırken çok zor oluyormuş, valla fıtık olacakmış bu gidişle demiş.

Annem çoook acımış çok üzülmüş ve hemen atılıp aa fıtık olacaksa Nazlı olsuuuun diye dükonerek herhalde Nazlı yardım eder diye söz vermiş!

Bir de bana müjdeli bir haber verir gibi ama öncesinde kafalamak için saçma iyi niyet gösterileri iyi davranışlar sergilemişti.

Yaa aşırı mantıklı ve vicdanlı merhametli ve fedakar, yardımsever bir insandır kendisi!

Beni ikna etmek için peşimde heryere evde seğirtip dil döküyordu. şöyle acımış da böyle yazıkmış da...

Ay ne kadar ruhsuzmuşum ne kadar vicdansızmışım! işte kendisi halbuki ne kadar merhametli ne kadar acıma duygusu olan ne kadar yardımsevermiş! Ben hiç değilmişim!

Ya benim belim ağrırsa ya ben fıtık olursam ben nasıl kaldıracam koca adamı? Demelerimi duymazdan geliyor!

çok mantıklı ve vicdanlı ya.

Başka şeylere bakıyor başka şeylerden bahsederek konuşuyor, duymazdan geliyor!

Ha sonra aklına uyup sakatlansam beni suçlar! Yapmayaydın kafana silah mı dayadık! Aman sen de ne kadar zayıfsın ben şöyledim ben böyleydim! Der....

Bu kadar vicdanlı merhametli yardımseversen sen git yardım et! Kendi için korkuyor tabi kendi canı tatlı! Ama ben ortaya sürülüp gözden çıkarılabilirim!

Ben elalemin yaşlı yatalak kocasını soyup götünü sikini sallaya sallaya sırtlayıp banyoya mı sokacam???? Diye tepki verince şaşıp kaldı!

Şurdan bakkala hatta sitenin kapısındanokul servisine giderken başıma bişey geleceğinden korkan annem kimbilir 80 kiloluk yatalak bir adamı banyoya sokmamı istiyor!????
Bütün çlrkinlik ve acayiplikler bende!

Mesela; saçım tepeden arkaya doğru çok çlrkin bir şekilde ayrılıyor! Herkesin ayrılıyor olabilir ama benimki çok acayip ve çirkin şekilde! Kimseninki bu kadar olmuyor!

Bi ara aklını kalçamla bozmuştu ya. Herkes kalçma annemin tabiriyle götüme bakıyormuş! Bunun için arkamdan yürüyüp defalarca abuk kazaya sebep oldu. Bazen de mesafe koyup yürüyor ama sürekli kalçamı ayyy götümü izliyordu! O kadar ki ben durunca anlamayıp bana tosluyor ya da akan trafiğe doğru niye durdun diyerek beni iteliyordu!

Tespiti; götümün bir tarafı daha büyükmüş! Ve daha garip oynuyormuş!
Bi konuda diyorum ki işte ikisini birden yapamıyorum sadece birine tam konsantre olmam lazım diyorum.

Sanki kıskanç küçük bir çocuk gibi annem dalıyor; o aynı anda üç iş bile yapabillrmiş hemde tam!

O kadar becerikli ve zekiymiş ki!

Şöyle yetiştirilmiş böyle beslenmiş övünmelerde....

E ben sürekli eleştirilip mütemediyen azarlanarak sevgi gösterirken bile ağır iğnelemeler ya da yabancı insanlara kanıtlamaya çalışır gibi sahteleşerek hareket edilen bir çocuktum!

Beslenme içinse memur maaşıyla ne olursa. Kendi nefret ettiği için ama bazı şeyleri asssssla yemezdik. ölsem eve sokmam diye tepinerek tepki verdiği tonla şey vardı.

Hem beni beğenmez hem daha iyi özellikleri olsun diye o kadar üstün bir çaba sarf etmemiştir.

Kısaymışım!

Sen kısasın babam kısa nolacaktı ya? Naptın daha uzun olayım diye? Hiç! Spora gönderemedi terler hasta olurmuşum uğraşamazmış, yüzmeye gönderemedi götümü incelerlermiş! Dansa halk oyunlarına da. Uzatacak ne var yiyecek? Yedik mi balık?? Kalsiyum???? Dibine vurduk sütlaçın! Boy mu uzadı göt büyüdü gene eleştirdi!

Yemeyeydin kafana silah mı dayadık!

Sporda beceriksizmişim oysa kendi çok yetenekliymiş! E kreatif kurslara göndereydin! Para yok nasıl gidip dönecen başına bişey gelir! Evde ders çalış kitap oku ve sürekli tıkın!

Kendi ne kadar yese de pek kilo almazmış işte güzelmiş genleri! Benim kilo almama dem vuruyor!

Ben başkasının çocuğuyum? Tabi ki tüm kötü özelliklerim yani hepsiiiii babasına çekmiş???

insan kendini üstün hisstemek için etrafını öz çocuklarını özellikle de beni ezer mi?
Bazı sabahlar iyice coşkulu iyice plan yapmış oluyor.

Ve ben nereye o oraya peşimde tam arkamda seğirtiyor.

E tabi ki cav cav cav konuşarak!

Kah onu bunu kötülüyor keh alışverişte neler alınacağını sıralıyor kah geçmişe bağlıyor!

Benim odam ufak diye saç ve cilt ürünlerim kendim için dolap yaptırttığım misafir tuvaletinde. Bazen bir oraya bir buraya gitmem gerekiyor. Peşimde gölgem gibi annemle!

Bişey alıp geir dönünce tam arkamda buluyorum, bir de geçit vermiyor ki! Hazır yüzyüze gelmişken daha da çok konuşuyor.

Annecim geç kalacam, annecim işlm var, daha çok var gitmemeize alınacakları yaz desem de nafile...

Bir de bana çok hızlı hareket ediyorsun diyor. Napacaktım 70 yaşındakiler gibi ağır aksak mı hareket edecektim!

Kızım kuvvetli ener dolu demek ki sağlıklı diye memnun olacağına.

E yetişemiyormuş! Takılma peşime.

Ya tuvalete girecem anlamıyor! Dibimde konuşuyor da konuşuyor. Düzgün laftan normal ses tonundan anlamıyor ki! Duyamaz ki zaten mütemadiyen konuştuğu için!

Beynimin içini açsalar tüm filmlerin dizilerin programların hatta boş normal zamanların bile geri planında sırf annemin konuşmaları çıkar. Ve biri bile olumlu bir şey içermez! Eleştiriler dedikodular kötü anılar beddualar.....

Yani yalnız zamanlarımda bile kafamın içinde sanki!??? Mesela alışverlşte, sinemada= o mutsuzluğu huzursuzluğu sürekli yanımda sağolsun! Onu alamayız hiç güzel değil bize olmaz bize uymaz yaşına olmaz başına olmaz pahalı biz alamayız hiç güzel değil rahatsız ediyorlar...... Vb vs bla bla bla...

Evet tuvalete girmek için annemi iteklemem sesimi de yükseltmem lazım!

Sonra da ne bağırıyorsun düzgün söyle diyor. O raddeye gelene kadar en az 3 kere düzgün söylemenin versiyonlarını yapmışımdır zaten. Ama kendi düşünce ve konuşmasına o kadar gömülü ki duyamıyor yüzüne baksa bile anlayamıyor.

Yani o kadar anlayamıyor ki elli kere hastayım yatacam desen nafile! 10 dakkaya bir nazlııı nazlııı bilmem ne ne....

Hastayım yatıyoruuuum.

Nazlııı bilmem ne eneee..

Hem dinlemiyor hem iyi duymuyor üstelik anlamıyor. Çok ciddi migrenim tutmuş yatıyorum; kaç kere dedim hatta anlamış mı diye karşısına geçip sordum duydun mu diye.

Ama hala zırt pırt kapımda bişey sorup duruyor.

Hatta kapıda biri varmış kapıdan basbas bağırıyor; nazlı da nazlııı!

Yani başkası olsa hastaneye götürelim der ben olunca umrunda değil yaa!

O kadar da zeki mantıklı ve anlayışlı ki elin adamını yatağımın başına kadar getirmiş!

Zart diye odama girip tak diye ışığı açıyor; ses tonu da çok hayal kırıklığına uğramış, çok mahcup olmuş adama karşı gibi sitemkar!

Ay nazlıı internet gelmiiiş!??sen gelmiyorsun?

Ben de sinirimden deliye dönünce hayretler içinde kalıyor! Nerden bilsinmiş ben yatıyorumm??? Daha kaç kere söylicem acaba???

Hem sonra elin herifi yatağa kadar getirlir mi koynuma sok bari!

internet gelmişmiiişş!

Kapı kapı dolaşıp internet satmaya çalışan turkcell görevlilerinin ne dediğini anlayamıyor; kaç kere istemeyiz de kapat dedim.

Hala internetle ilgili bikey varmış diye büyük bir korkuya kapılarak beni canhıraş çağırıyor...
Anlayamadığı, beğenmediği, onaylamadığı şeylerin var olmadığını sanıyor.

Zaten gelip sana soracaklardı önce nasıl film çekelim diye?!

Gerçeküstücü, macera gibi filmleri anlayamıyor. Ama film zevki ve bilgisini herkesinkinden üstün görüyor!

iki de bir ama böyle birşey olmaz ki deyip duruyor yani sürekli gerçek hayatla ve üstelik sadece kendininkiyle kıyaslıyor.

Buna rağmen açık görüşlü ve yenilikçi olduğunu iddia ediyor.

Komik; ben assla Fas'a gitmem diyor defalarca tepine tepine film orada geçiyor diye!

Sen markete zor gidiyorsun zaten! Sanırsın zorla Fas'a götüren var.

Ben olsam asla evlenmezdim zenciyle!diyor. Dönüp bana bakıyor?

Beyaz bulduk da zencisi kaldı! Zaten biri de zorluyordu yok Fas'a git yok zenciyle evlen! Çocuğun sana benzemezmiş!

Benzedi de ne oldu beğendin mi?

Bir de dizide filmde eşcinsel bir karakter varsa aynı eski kafalılığı, yarı bağnazlığı çıkıyor ortaya. Tabi sabit fikirli hali de.

Anlayamıyormuş hiç!

Anlayama! Çok da takacaklardı senin görüşünü!

Annem anlayamadığı yani kendi kafasına mantığına uymayan şeylerin varolmadığını ya da varolmaması gerektiğini zannediyor!

Her seferin de ne kadar garip yanlış olduğunu anlam veremediğini söylüyor bastıra bastıra.

Ben de anlamıyorum ama anlamam gerekmiyor, şintoizmi de anlamıyorum ama varlar, Japonca da anlamıyorum ama milyonlarca Japon var daha neler neler.

Ama anlayamıyorum ben insan hem cinsine nasıl aşık olur Nazlı?

Ben de anlamıyorum.Gerekmiyor da.

Ama ben anlayamıyorum nasıl olabilir?

Ben de anlamıyorum ama oluyor demek.

Tamam da ben anlayamıyorum!

Ben de...

Hem fikir olmamızı zaten hiç sevmez aslında: çekişmek didişmek ister.

Bi şeyi sevip sevmemek hakkında da bebek gibi iddialaşan garip sohberler; ben seviyorm dedikç+ ben sevmiyorum der!

Easında kendinin haklı olduğundan emin!

Napsınlar gizli saklı bir hayat mı yaşasınlar? Türkiye gibi baskıcı mı İngiltere?

Annem eski kafalı değilmiş bağnaz asla değilmiş yeniliklere de açımış farklılıklara da! Amaaa anlamıyormuş!

Evlenselermiş düzelirmiş belki!

Ya zaten Türk kafasına göre evlenince herşey geçer! Evlilik hakkında güzel bir fikirleri sözleri olmasa da böyle saklanırlar arkasına!

Ama insan kendini engellemeliymiş! Orası İngiltere! Ama olsun insan kendini engelleyebillirmiş.

Eşcinselliğe karşıyım diyemiyor ama anlayamıyorum deyip bırakıyor. Zaten bu camia da senin görüşlerine kalmıştı!

Aslında böyle biriyle arkadaş bile olmazmış iğrenirmiş! E bana koca diye kakalayacaktınız ama!

Salağım ya ben kendileri gibi. Bakar kör.
Akşamdan hatırlatıyorum, sabah vurguluyorum; yarın geç kalırım veli toplantısı var. O gün dersin erken bitiyor genelde. İşte o günler gizlice sinema keyfi yapıyorum! Bu defa cidden iş var ama.

Öğlen beni arıyor:

zıırrrr.

Aloo.

Nazlıı e hani nerdesiiin??

Okuldayım tabi ki.

Tamam da ben bekliyorum ama.

Neyi?

Off bi anlamıyorsun!! Seni bekliyorum hadii!

Annecim kaç kere dedim bugün toplantı var gecikiriim!

Tamam işte toplantı için.

Evet gecikirim toplantı var.

Anlamıyorsun hiç!

Anlatamıyorsun!

Seni bekliyorum seni! Gelip alacaksın beni hadi!

Sebep??? Toplantım var anne gezmeye gidemeyiz!

Off toplantıya zaten! Hazırlandım ben bekliyorum hadiii.

Neden hazırlandın ki sen?

Ay kız toplantı için toplantııııııı sen dedin ya!

Veli toplantısı anne site değil bu!

Anladık be anladık! Anlayamadın bir türlü veli toplantısına iştee!

?????? Sen veli toplantısına mı hazırlandın??????

Ay evet neye hazırlanacam ya! Aaaa????!

Anne sen niye hazırlanıyorsun ki veli toplantısına? Öğrenciler için o!

Ne için?

Öğrenciler için tabi ki!

Aman be Nazlı sen dedin toplantı var! şimdi de öğrenci diyorsun! Ben nasıl gelecem oraya gelip beni al!

Arabam var sanırsın! 5 yıldır okul servisini benim kölem sanıyor, alacakmışım gezdirecekmişim mesela annemi??? Yaylaya çıkalımmış???!!

Neden alayım seni toplantı öğrencilere anne! Sen ne alaka.

Oooff of kız senin için senin! Aa hazırım ben hadi aaa bekleyemem elli saat!

Anne veli toplantısı bu! Senle alakası yok.

Offf tamam tamam anladıkkk! Ondan hazırlandım ya işte! Veli toplantısı sen dedin!

Ben dedim sana mı dedim anne? Gecikirim bekleme erkenden diye dedim.

E ben gelmeyecek miyim veli toplantısına????

Niye gelesin öğrenci miyim ben?

Ama sen dedin veli toplantısıı bak geleyim sonra neden gelmedi derler! Başına iş çıkar!

Anne 37 yaşındaki öğretmenin velisi mi olur? Çocuk muyum ben??? Veli toplantısı öğrencilerin velilerinee!???

çok iyilik sever olduğundan ve aşırı zeki; bennim velimmiş annem! işine gelmeyince bana kırk olacan kartsın der. Şimdi de kendini velim sanıyor??? öğretmenin de velisi gelecekmiş belki ben bir sorayımmış anlayamamışımdırmış belki!

Komedi trajedi absürdizm!

12.03.2017

ne zaman televizyonda da hiç bir şey yok falan dese ben paralı kanallardan bahsederim ama annem çıldırır. bıkmış usanmış da çok masrafmış da usanmış da fatura ödemekten bıkmış usanmış da...
döne dolaşa tekrarlaya tekrarlaya itiraz eder bir saat de dırdır eder.
yani ben kötü olurum! nasılsa her durumda ben kötüyüm artık kafama göre takılıyorum!

geçenlerde ablamla konuşurken o bahsetmiş.
annem akşama büyük bir heves ve benim açığımı yakalamış gibi bir tavırla gelip anlatmaya çalışıyor:
ablam demiş ki dici mi ne ona abone olursan bir sürü film izleyebilirmişsin!
hıı.
???
e ben diyorum ya kaç defa!
neyi?
abone olalım diye.
neye?
ablamın dediğine işte digiturk.
yok sen başka birşey diyorsun ben bunu ilk defa duydum hayatımda!!!
hayır ben yıllardır zaman zama söylerim sen televizyonda bişey yok deyince!
ama senin dediğin başka!
değil aynısı!
başka ama başka senin dediğin ben ilk duydum bunu.!

ben söyleyince kötüyüm ablam söyleyince ah yavrum ne kadar akıllısın!!!


2.03.2017

Ne zamandır diyor sinemaya gitmiyoruz.

Film yok kayda değer.

Hiç mi yok?

Yok.

Birini seç gidelim istersen Nazlı.

Yok seçilecek film.

Ben senin için diyorum yani sen seviyorsun diye.

Film yok anne film.

Allah allaaaah sinema mı kapandı?

Hayır iyi film yok.

Ben arkadaşlarımdan geri kalmayayım diyeymiş yani! Sankl arkadaşların sinemayla çok ilgisi var da. Hasbel kader yolları düşerse ne denk gelirse onu izleyen; seçiciliği beğenisi falan olmayan insanlar.

Hem bazen beraber gittiğimiz oluyor. Bazen de ben gizlice tek başıma gidiyorum!!!!

O kadar keyifli ki seni rahatsız eden biri olmadan bir film izlemek! içinde kayboluyorum resmen.

Annem milyonlarca!!???? film izlediği için herşeyi biliyor ve sıkılıyormuş! Esasen hiçbir şeyi sevemediği merak edemediği ve dikkatini vermediğinden.

İstemiyor resmen dikkatini vermeyi sevmeyi beğenmeyi vb.

Mutlu olmak keyif almak istemiyor.

Sadece kendine de değil; benim için de.

Sadece yemek yemekten keyif almalıyız. Onda da herşey midemize dokunduğu için alamayacağız!

Ama asla karamsar bir insan değilmiş!

Kendi beğenebileceği filmde bile her zaman her yerde olduğu gibi mızmız mızıkçı kaprisli ve dırdırcı elbette. Sürekli mızıldanır.

Hani kaprisli, bencil, dikkat çekmeyi, ilgi odağı olmayı seven, küçük çocuklar gibi ama çocuk masumiyeti sevimliliği de yok hiç.!

Ya peçete ister ya pastil ya sakız. Ya üşür atkı ister ya sıcaklanır ceketini çıkarır. Bi süre sonra üşür ya da üşütmekten korkar geri giyer ya da terlemekten korkar atkıyı çıkarır. Sürekli rahat edemez, sürekli şikayet eder sürekli kıpırdar söylenir. Tabi ki bu sırada çarpar bişeyler devirir.

Daha da gerilir daha da söylenir.

Kendi kendine gıcıklık edip rahatsız olmaları yetmez. Sana da bulaşır. Senin ihtiyacın var mı falan anlamaz. Kendiyle eş zamanda soyunup soyunup sonra geri giyinmeni bekler. Senkronize üşüyüp senkronize sıcaklanıp sonra hasta olmaktan senkronize korkup yeniden senkronize giyinip soyunmanı bekler ister.

Sen yapmazsan yaptırtıncaya kadar mırıl mırıl seni uayrır dürter. Cevabını asla anlamaz. Sadece duymadığından değil hesaba almadığı ve sadece kendi bencil düşünce ve hislerine saplanıp kaldığından.

Nazlı ceketini çıkar istersen, sıcak oldu.

Nazlı ceketini giy istersen içeri serin.

Sana yaptırtıncaya kadar dürtüp dürtüp uyarır.

İstersen çıkarırım, istersen giyerim, bana sıcak gelmedi, ben üşümedim demelerine aldırmaz. Yaptırtıncaya kadar uğraşır.

Bütün bu gıcıklıklar film izlerken oluyor haaa!!

Daha bitmedi!

Terslesen anlamaz bozulur daha çok söylenir! iyiliğim içinmiş! Gerizekalı, kendi hislerini bile anlayamayan bir çocuk var sanki! üşüdüğümü bile anlamayacağım o denli mankafayım.

Zaten sıcak-soğuk algımız uymuyor. Ne zaman annemin aklına uysam tam da istemediğimiz şekilde rahatsız ve hastayım ben!

Bir de kendini yüzde yüz doğru bulmaz mı! Senle ben aynı insan değiliz ki! Bunu anlayamıyor.

Bir de eş zamanlı hazımsızlık mide ağrısı çekmemizi bekler.

Kendine dokunmuş bana dokunmamış mı? Kendinin midesi ağrımız hazmedememiş bana olmamış mı? Bir de şakar hayret eder ama aynı şeyi yemişiz???

Senle ben aynı değiliz ki. Aynı yaşta da değiliz. Benden 66 yaşındaki birinin sağlık sorunlarını yaşamamı bekliyor nedense.???

Neyse sinema salonuna dönelim. Çağan Irmak filmini ki sever, bile izleyemez ağız tadıyla. Ve izletmez işte.

Soyunup giyinmediği peçete atkı sakız şeker pastil kolonya isteyip durmadığı, sürekli mızıldanıp kırırdamadığı anlarda da kulağıma ılık hava üfleyerek sinema salonundakileri eleştirir!

Rahatsız ediyorlarmış!

E sen de beni ediyon!

Yoo etmiyormuş!?

Kendi karar verecek benim rahatsız olup olmayacağıma ya da miktarına!???

Yok mısır yiyorlarmış kokusundan bile nefret edermiş, yok kıtır kıtır hışır hışır sesler çıkarıp rahatsız ediyorlarmış, yok ikide bir telefonun ekranını açıp ışığıyla rahatsız ediyorlarmış.

Yalan değil doğru. Ama napalım yani? istiyor ki ben herşeye kendi gibi takılıp asla rahat asla huzurlu asla 5 dakika ya da bir film boyunca bile mutlu keyifli olamayayım! Bu insanlara da çatıp çatıp kavga çıkarıp herkesin herşeyin tadını kaçırıp herkesin şu kadarcık zevkinin içine edeyim!

Ha ama ben kendi kendime onun fark etmediği bişeyden rahatsız olup söylenirsem, şikayet edersem, tepki verirsem= ben herkesi rahatsız eden huzur kaçıran saçma detaylara takılan biriyim!???

Bencilliğin bu kadarı???

Bi keresinde arkamda oturan ayağını sallayıp duruyor benim koltuğumu da sarsıp rahatsız ediyordu. Tabi kendine dokunmadığı için umrunda değil annemin! çok aşırı hassas ve duyarlıdır da kendisi!

Dönüp adamı uyardım. Pardon dedi bir daha da yapmadı.

Ama annem efendim dikkati dağıllmğş da gereksizmiş de bir daha filme adapte olamamış da; beni eleştirip durdu! Huzurunu kaçırıp dikkatini dağıtmışım!??? Senin 1 saattir yaptığının şeyler bunlar! Sürekli hareket edip bişeyler isteyip sürekli mızıldanan kulağıma konuşan birisin????

Bu nasıl bir bencil kafadır?! Süper bencil. Kendi yapınca yüzde yüz haklı ve asssssla rahatsız etmemiş ama ben 1 kerecik bişey yapınca ne haklıyım ne rahatsız etmeyen!???

Bunlar kendi sevebileceği bir filmi izlerken oluyor ha! Sevmeyeceği bi film olsa hele!

Zaten ağır melodramlar klasik dramlardan başka bişeyden anlamaz aslında ama o milyonlarca film izlediği için herkesten daha iyi anlayıp seçici olduğundanmışmış!

Diyelim ki öyle. Ben başka tür film sevemem! Olmaz. Onlar yanlış kötü! Beğenilmez sevilmez keyif alınmaz. Sen sevmiyorsun.

Hayır ben de sevmeyeceğim!

Hani zevkler ve renkler tartışılmaz derler ya annem buna da inanmaz. Çünkü kendi zevk ve renkleri en doğrusudur. Tek doğrudur!

Kendinin sevmeyeceği korku, bilim kurgu, komedi vb bir filmse girdiğiniz vay halinize!

Tüm bu beni asla rahatsız etmediğini iddia ettiği yaptıklarına ek olarak bir de filmi eleştirir!

Ama tabi çok saygılı çok bilinçli

bir insan olduğu için asla başkalarını rahatsız etmeden yapar bunları!?

Ben önemli değilim yani benim dışımdaki diğer insanlar. çok bilinçli ve saygılı olduğu için onlar kendini rahatsız etse bile annem onları rahatsız edecek şekilde bişey yapmaz!?

Ben rahatsız olsam kimin umrunda? Ne önemim var? Zaten ben kimim ki benim ne hakkım var?

Annem rahatszı etmedim diyorsa öyledir. Ben kendimi bile anlayamam. Mesela ne zaman kakam gelir bilemem bile....

Kendine göre yanlış olduğu ve sevmediği türde; aslında anlayamadığı, sen sevmiyorsun diye dünya sinemacıları vazgeçecek, kimse sevmeyecek değil ya ama kendine göre böyle olmalı ya; bir filmde tüm bu garip bitmeyen hareketler söylenmeler şikayetlere bir de o muhteşem film bilgisiyle film eleştirileri eklenir!? Tabi benim kulağıma söyleyecek o başkalarını asssla rahatsız etmez, çünkü bilinçli, saygılı ve medeni bir insandır!?

O öyle olmaz ki, böyle şey olmaz ki, gerçek değil ki gibi! Kulağıma bişey söylemediği anlarda surat asar, mızıldanır, gıcık nefesler alır, oflar poflar, cık cık cık der; her seferinde de dönüp gözünü bana diker! Nazlı beğeniyor mu! Beğenmesin o da sevmesin o da asla memnun olmasın asla zevk almasın! Diyerek adeta.

Kendi bilgileri, zevkleri, algılarını, fikirlerini o kadar önemsiyor, o kadar güvenip o kadar kesin doğru olarak kabul etmiş ki; herkese tepeden bakıp burun kıvırıyor! Hem de.

Yıllardır bu durumların versiyonlarını yaşadık. Vazgeçtim götürmüyorum sinemaya ne zamandır. Ye arkadaşlarla ayarlıyorum ya tek gidiyorum.

Ablam da kendine benzer bir değişik kör algıya, insanları tanıyamama özelliğine tuhaf bir hafızaya sahip olduğundan: bizi garip filmlere sürüklemeye kalkar.

Hani insanlar sanır ki insanlar yaşlandıkça olgunlaşır, durgunlaşır, daha anlayışlı olur. Tam tersi annemde. Yani eskidende huysuz, dırdırcı, söylenen, memnun olmayan, sürekli eleştiren, şikayet eden, huzursuz bir insandı ama yaşlandıkça azalacağına arttı.

Kendi huzursuz, mutsuz ve memnuniyetsiz, rahatsız ya başkaları da aynı olsun istiyor. İşte o yüzden seni rahatsız etmiş, tadını kaçırmış, moralini bozmuş, hevesini söndürmüş, neşeni öldürmüş, uykunu kaçırmış vb vs bitmez; umrunda değil!

Kendi gibi olayım istiyor: asssla mutlu memnun olmayan asla rahat etmeyen huzursuz memnuniyetsiz ve hiçbirşeyden tatmış keyifmiş neyse almayan biri!

İstiyor ama kendi ruh hali bana yansıyınca da beni eleştiriyor????

Diyelim inadıma moralim iyi keyifliyim kendi çpımda bu hayatla by evle bu yetiktirme tarzı ve sürekll maruz kaldığı mutusuzluk huzursuzlukla ne kadar neşeli olabileceksem o kadar neşeliyim: bundan da gıcık kapar!

Ne varmış gülecek, hiç güzel değilmiş, bir halta benzemiyormuş... Ben neyden memnunsam beğenmişsem hoşlanmışsam bir kulp takıp bozmaya uğraşır!???

Başardı mı da sıkılıp işte eleştirir: suratsızsın negatifsin canımı sıktın diye.

Kendi gibi sıkıcı mutsuz memnuniyetsiz zevk almayan biri olacağım ama kendine yansıtmayacağım???? Ama neşeli de olmayacağım! Sanki hizmetçi klonuyum da senkronize şekilde modumu ayarlayacağım anneme bağlı ve ona göre????? Onun uygun bulduğu modda ve derecesinde?! Mesela acıkmak, susamak, yorulmak, uyku gelmesi, tuvalet ihtiyacı gibi temel fizyolojik durumlar da aynı annem gibi aynı anda olacak????
Yardımcı.

Yardımcı doçent ünvanını; sanki bir doçent var bir de ona yardım eden yardımcısı var gibi bir şey sanıyor annem. Ne zaman konu açılsa doçent yardımcısı diyor!

Anlatsan da bunca yılda öğrenemedi. Doçentlere yardım eden kişiye doçent yardımcısı denir!

Yardımcı oyuncuyu da böyle anlıyor. Hani oscar mevzu bahis oldu ya. AfroAmerikalı ve müslüman bir oyuncu yardımcı erkek oyuncu ödülünü almış ya, haberlerde duymuş.

Demek yardımcılara da ödül veriyorlar diyor!????

Yani bir esas oyuncu var bir de ona yardım eden var?!!

Anlatsan da nafile. Annem sabit fikirlidir; kendi bildiğine inanır şaşmaz değişmez.

İyi yardım ettiyse demek!diyor.
üniversiteden o kadar habersizdi ki, ablam benden önce başlayıp, onunla tecrube etmesine rağmen hala aynı şeyleri sordu.

Ne defter istediler???

Hı??

Defter defter! Nasıl defterler almanı istediler???

Nasıl istersen.

Offf anlamadın Nazlı! !aaaaa! çizgili mi kareli mi ufak mı büyük mü lazımmıııışşş!

Kendi çok bbiliyor da ben anlamıyormuşum gibi sinirlenerek davranıyordu!

Nasıl istiyorsan öyle kullanacaksın anne! ilkokul mu bu??

Olur mu hiç öyle şey Nazlı! Allah Allaaaaah! Her derse başka defter ama nasıl defter lazımmış ne istediler sormadın mı?

Annecim üniversite buuuuu ilkokul değil!

Olmaz olmaaaz! Sen sormamışsın ya da duymamışsın öyle herşey heryere yazılmaz sonra ödevlere nasıl bakacaklar???

Israrla anlamak istemedi, diretti, sonra bana kızacak sınıfta bırakacaklarmış? Herşey heryere yazılmaz diye haftalarca tutturdu, dırdır etti.

Ay ablama sor!

Ne?

Ya ablam üniversitede değil mi kaç yıldır??? Ara sor bakalım! Salak ilkokul veletleri gibi şu derste bu defter o derste şu defter mi lsterlermiş????

...

Zaten fotokopi dağıtılıyor işlenen konuların sen derste yazarsan yaz!

Anlamaz ki??? Ona göre hala ilk orta okul gibi; tahtaya yazılanı deftere geçirecen öğretmen de kontrol edecek!????

Ablama 2 kere bastırarak sormak yetmedi, konu komşunun üniversite okuyan çocuklarına falan sormadan rahatlayamadı!

Ben hem gerizekalı andavallaı salak hem de yalancı biriyim ya bi benim sözüm yetmiyor!

Ya defteri kontrol ederseymiş öğretmen????

Ona ne?

E sınavdan asıl geçecen?

ikte ona ne? Geç geçme umurlarında değil ki? Senin görev bilincine kalmış!

Ama yine de her derse ayrı defter tutayımmış ben gene de ha!

Gitmiş bana değişik defterler ve defter kapları da almış sağolsun?!

Lisede bile karışmazlardı ama annem eski kafalı ve kuralcı. Anlayamıyor. Kırk kişiye sormasına rağmen hala ısrarla ayrı defterler tutmalı ve kaplamalıyım?!

Hatta kaç kere benle gelmeye kalktı okula.

Görsün diye bi kere götürmüştüm bi havasını alsın içi rahatlasın, sonra hergün gelmek lstedi!

Derse girmene izin yok ki.

Olsun kantinde beklermiş beni, çıkınca dersten annemin yanına gelirmişim yalnız kalmayayımmış!

Derdi kendinin boş-yalnız kalmaması!

Ona kalsa 4 sene böyle! Tenefüslerde anneciğimin yanına sığınırım zavallıcık Nazlıcık! Annem beni sorgularr yedirir öper arkamdan ağlamaklı bakıp bende gelip yanında elini tutayımmı der????

Benim ilkokula başlarken ağlamayıp gayet memnun ve heyecanlı olmama bile gıcık olmuştu! Niye ağlamıyormuşum? istersem ağlayayımmış ha!

Yoo iyiyim ben.

Oysa zaten ablamdan ötürü yıllardır biliyor hatta özeniyordum. Niye korkayım ve ağlayayım?!

Git demiştim gitmeyip yanımda oturup ağlamamı beklemişti.

Korkuyor musun Nazlı?

Hayır.

Ağla sen de istersen. Elini tutayım mı?

Tüm gün yanımda elimi tutarak ve ağlamamı bekleyerek geçirmişti!

Ben biliyorum okul nasıl bi yer anne.

Yaa nasııl??

Ablamdaaan.

Ha tabi tabi. Sen de ağla istersen.

Ağla diye diye baydı beni, el ele terleye terleye, herşeye karışarak oturmuştu. Sürekli beni elleyip okşayarak, diğer annelere de kanıtlar gibi öperek, sarılarak ve tabi ki sürekli beni düzeltip ufak ufak eleştirip azarlayarak.

Elini oraya koyma. Onu öyle tutma. o öyle yapılmaz. önünü kapat. Oraya bakma.

Sıkıldı halbuki, hatırlıyorum ama yine de sürekli aşırı üstüme düşüp beni sıkarak oturdu. Daha ona kalsa tüm hafta yapışacaktı da öğretmen istemedi. Alışsınlar demişti.

Tabi her akşam sorgulandım! Korktun mu yoruldun mu ağladın mı?

Sevinmiyor da ağlamıyor kendi başına idare ediyor cesaretli falan diye. Her zaman ağlayan korkan birisi olmamı istedi niyeyse!

Herhalde kendine sürekli çok ihtiyeç duyulan biri olmak lstediğinden. Ablam da ağlamamış anlatıyor ama annem o kadar düşmüş ki üstüne ağlatmış! Korkmamış ki.

Her zaman benden hala kırkak ağlak biri olmamı bekledi; cesaretsiz. Ama tut ki öyle oldun bi ara; ee memnun mu hayır: gene eleştiri gene beğenmeme!

Yaranamazsın.
Sıfırlar atıldığından beri sayıları iyice karıştırır oldu.

Nazlıı fatura 152 milyon gelmiş!

152 liradır o?!

Ha bin, 152 bin mi ne?

Biri soruyor kaç doğumlu?

1972 .

Ben 72liymişim?

Vay maşallah diyor kadın hiç göstermiyor.

Nasıl göstermiyor?!

2012 'den beri bu kuaföre geliyoruz, 20 yıl olmuş değil mi Nazlı?

Bakarmısınız? Bunun 40 numarası var mı? çok güzelmiş denersin değil mi Nazlı?

Ayağım 40 mış, kıyafette 42???
Radyoda komedi şov dinliyorum nedenini soruyor çok ciddi bi şekilde!

Mantıklı bir sebep bir görev ,mecburiyet falan olmalı illa.

Okuldan mı demişler dinle?

Yoo.

Mecbur musun?

Hayır.

Niye dinliyorsun ki o zaman?????

Hem komik değilmik hem saçma ve gereksizmiş!

Eğlenmek, 5 dakika zevk almak, gülmek ve iyi hissetmek bile yasak olmalı!

Hele bana! En çok bana.

Suratsız zevk almayan eğlenmeyen gülmeyen memnun olmayan beğenmeyen biri olayım robot gibi!

Böyle dönemin olursa da eleştirLr ama!

Hiç bişeyi beğenmiyorsun!

Suratsızsın! Der.

Ya da moralini bozuyor, tadını kaçırıyor, canını sıkıyor olurum!

?????? Sen dedin böyle böyle.

O kadar mı demiş??

Limitlerini belirle bari mutluluğumun keyfimin memnuniyetsizliğimin! Sen belirle! Yaz bana ver. Yüzdelik oranlarıyla????
Kuaför demik ki bana saçında ak var!

Pek sevinmiş.

Ne zaman dedi duymadım, sana mı?

Yoo sanaaa :))))

yoo demedi.

Dedi ya saçın bitince.

Kalıcı olsun diye sert sprey kullan diyordu.

Yok saçında ak var dedi
Kim söz konusu bi kadın mı oldu? Heme bana yaşını sorar. Sonra da benle kıyaslar.

Bir de yaşımı bilmiyor ya da hesaplayamıyor gibi bana sorar;

yani kaç yaş var aranızda?

Gerçi bazen hatırlamadığı oluyor. Ama şöyle sayıları karıştırır oldu. Para da yaş yıl ayakkabı numarası sokak numarası gibi şeylerde.
Kendisi ve kendi nesli çok özverili, yardımsever ve aşırı fedakarlarmış!

Genç nesil aşırı bencilmiş, hiç iyilik yapmak istemiyor hep fayda arıyorlarmış! Menfaat, çıkar olmadan kıllarını kıpırdatmıyormuş!

E ben bi yardım kuruluşuyla beraber engelli çocuklar için çalışırken beni eleştirip çekiştirip dırdır edip durdu!

Ne efendim eve uğramıyormuşum yüzümü gören cennetlikmiş yok efem sıkılmış hiç gezmiyor, vakit geçirmiyor, sohbet etmiyormuşuzduk!???

Yapıyorken de bencil bir çocuk gibi kaprislidir! Kendinin istediği yere gidilecek, tabi hep aynı mekan aynı koltuk aynı içecek.

Sürekli de kendi konuşacak, eski olumsuz şeylerden.

Ama gene de yetmeyecek! şikayet eleştiri dırdır
Gene survivor işkencem başladı; saatlerce anlatıyor bana izlemek yetmiyor.

Hatta durup dururken, başka bişey konuşurken survivüra geçiveriyor!

Yetmiyor bir de işte benim stilim'i anlatıyor.

Hem de çok sevmemi merakımdan ölmemi hatta izlemek lçln işe gitmememi bekliyor.

üstelik her zaman 22.de yatan annem, saat 2'ye kadar aralıksız konuşmak istiyor, uyumuyor!

Aşık survivora?

Hatta yatacam artık, gidip yüzümo yıkayıp hazırlanacağm; tüm o süreç boyunca peşimde dolanıp bir o yana bir bu yana hep arkamda; konuşuyor= survivor'u anlatıyor!
Hala daha odamın sıcacık olduIunu iddia ediyor hala!

Buna da canı sıkılıyor ki inanmak istemiyor.

Olmadık zamanda boş anımı yakalayıp yalanımı yakalamak istermiş gibi ağzımı arıyor!

Hala.

Zaten tüm gün işteyim kaloriferin yanmasının ne manası var? Kapalı.

Akşam açayımmış o zaman değil mi açıyormuşum! Isınırmış sıcacık olurmuş!

Olmuyoooooooooor! Herkesin tamamen kapalı herhalde ondan; denedim hiiiiiç işe yaramıyor.

Ama annem bir türlü anlayamıyor!

Günlerce odamda yattı hala anlayamadı!

Durup durup bari sen yak odanı da sıcacık yat!

Galiba beni delirtmek istiyor.

Bir insan laftan nasıl anlamaz?? Deneyimler de hala nasıl anlamaz?????

Anlamıyor bazı şeyleri. Mesela sivice sorunumun sebebini. Yumurtalıklarımda kist var. Kaç kere doktora benle geldi, dinledi hala anlayamadı. Çünkü doktorla ben konuşurken annem perdeleri inceliyor!

şunu yaptın ondan mı?

Bunu yedin ondan mı?

Saçma sapan şeyler. Kendine kalsa evde kös kös oturup sarımsak süreceğim yeter.
Hala daha odamın sıcacık olduIunu iddia ediyor hala!

Buna da canı sıkılıyor ki inanmak istemiyor.

Olmadık zamanda boş anımı yakalayıp yalanımı yakalamak istermiş gibi ağzımı arıyor!

Hala.

Zaten tüm gün işteyim kaloriferin yanmasının ne manası var? Kapalı.

Akşam açayımmış o zaman değil mi açıyormuşum! Isınırmış sıcacık olurmuş!

Olmuyoooooooooor! Herkesin tamamen kapalı herhalde ondan; denedim hiiiiiç işe yaramıyor.

Ama annem bir türlü anlayamıyor!

Günlerce odamda yattı hala anlayamadı!

Durup durup bari sen yak odanı da sıcacık yat!

Galiba beni delirtmek istiyor.

Bir insan laftan nasıl anlamaz?? Deneyimler de hala nasıl anlamaz?????

Anlamıyor bazı şeyleri. Mesela sivice sorunumun sebebini. Yumurtalıklarımda kist var. Kaç kere doktora benle geldi, dinledi hala anlayamadı. Çünkü doktorla ben konuşurken annem perdeleri inceliyor!

şunu yaptın ondan mı?

Bunu yedin ondan mı?

Saçma sapan şeyler. Kendine kalsa evde kös kös oturup sarımsak süreceğim yeter.
Hala daha odamın sıcacık olduIunu iddia ediyor hala!

Buna da canı sıkılıyor ki inanmak istemiyor.

Olmadık zamanda boş anımı yakalayıp yalanımı yakalamak istermiş gibi ağzımı arıyor!

Hala.

Zaten tüm gün işteyim kaloriferin yanmasının ne manası var? Kapalı.

Akşam açayımmış o zaman değil mi açıyormuşum! Isınırmış sıcacık olurmuş!

Olmuyoooooooooor! Herkesin tamamen kapalı herhalde ondan; denedim hiiiiiç işe yaramıyor.

Ama annem bir türlü anlayamıyor!

Günlerce odamda yattı hala anlayamadı!

Durup durup bari sen yak odanı da sıcacık yat!

Galiba beni delirtmek istiyor.

Bir insan laftan nasıl anlamaz?? Deneyimler de hala nasıl anlamaz?????

Anlamıyor bazı şeyleri. Mesela sivice sorunumun sebebini. Yumurtalıklarımda kist var. Kaç kere doktora benle geldi, dinledi hala anlayamadı. Çünkü doktorla ben konuşurken annem perdeleri inceliyor!

şunu yaptın ondan mı?

Bunu yedin ondan mı?

Saçma sapan şeyler. Kendine kalsa evde kös kös oturup sarımsak süreceğim yeter.
Gene taktı gene.

Sabah uyanıyor aynı şeyden bahsediyor, başka bişey konuşmak lstemiyor. Acaba bizim kapıcı sahtekarlık mı yapıyor. Bizden fazla para mı alıyormuş?

Kanıtlanacak da bişey yok. Ama bi şüphelendi mi çenesi durmaz. Saatlerce kapıcımızla ilgili anılarını yoklayarak defalarca anlatıyor. Gece yatıncaya kadar susmuyor. Hatta ennn sevdiği aşık olduğu survivor programı sırasında bile bunu düşünüyor, tabi ki konuşuyor.

Uykusu da gelmiyor normaldeki gibi, bıraksan sabaha kadar bunu konuşacak.

Sadece şüphe yani. Delilimi yok daha.

Böyle bişeye taktı mı bitti. Susmaz dediği olana kadar. istediği olsa dediği çoksa vs herşey tam hayallerindeki gibi olsa; mutlu mu olacak?

Başka bir durum takıntı ön plana çıkana kadar aynı şeylerde binlerce kez bahsedecek!

Konuşarak rahatlıyormuş!

Başkasını sıktığına boğduğuna bakmaz ama asla bencil değilmiş! Tek bir bencil hareketi bile yokmuş!

Annem bana fikir ekecek! Bencil olmadığna inanacağım??

Kendini dünyanın merkezi görüyor. Çok özgüvenliymiş!

Ama sen özgüvenli bir laf et, önce şaşırır sonra bi bozulur ve seni de bozmaya çalışır.

E özgüvensiz neyin ne olduğunu bilmeyen biri üzerinde tahakküm kurmak daha kolay.

Ben de kukla olayım!

Oldum bi dönem. Memnun mu oldu? Assssla. Senin sınırını zorlayacak herşeyi yapar herşeyi. Yapabiliteni, sabrını herşeyini zorlayacak, istekleri bitmez, asla memnun olmaz, yetmez.

Çok aşağı düşersen de seni küçümser aşağı görür sinirlenir ve eziksin der.

E sen eziyorsun. Hayır asla ezmezmiş!

Yaranmanın imkanı yok!

Tut ki yarandığını anladın, eyvah! Ardından senden çok boktan bişey isteyecektir!

Öküzün tekiyle evlenmeni, komşuya temizliğe gitmeni; hatta geçende felçli kocasını yıkarken zorlandığından, fıtık olmaktan korktuğundan dert yanan komşuya acımış: beni göndermeye çalışıyor. Ben yıkamasına yardım edecekmişim(???????

Elin adamının götünü seyretmek bir yana kimbilir kaç kiloyu ben kaldıracam komşum fıtık olmasın aman diye ben olacam???

Ne güzel!
Defalarca havanın ne kadar yumuşadığını çeşitli versiyonlarla söylüyor.

Sanki bilmiyor anlamıyor farkına varmıyormuşum gibi.

Evet, ay evet, hıı, evet, çok ılımış, evet bahar gibi olmuş, evet anladıım.

Bir şeyi kırk kere tekrarlar, bayılır. Sadece konuşmak olsun; ne konuştuğu kaç kere dediği önemli değil konuşsun yeter.

Tabi ki bir şey isteyecek.

Hava ılıdı diye yorganın üzerine serdiği battaniyeyi kaldırmış.

Battaniyeye gerek yokmuş artık. En iyisi battaniyeyi kaldırmakmış!

Ben de kaldırmış mıyım? Mesele bu. Benim ne zaman üşüyüp üşümeyeceğime kendi karar verecek.

Zaten benim odam sıcacıkmış değil mi? çoktan kaldırmışımdır zaten değil mi?

Aylar oldu resmen ama hala anlayamadı; odam sıcak mıcak değiiiiiillllllll! Beyni almıyor. Sabitlemiş; nazlı'nın odası sıcacık!

Evvelki sene herkes blr heves cayır cayır yakarken öyleydi; ama sonra herkes vazgeçti, sıcaklık dolanmıyor ki duvarlarda benim oda ısınsın. Kaç gece mahsus yatırdım odamda gene anlayamadı.

Nazlı'nın odası sıcacık, sessiz ve yatağı çok rahat.

Hiç sıcak değil güneş bile almıyor ve aşağıdaki yeni yetmeler sOrekli gürültü yapıyor. Üstelik yatak annemin beğenmediği yatağı! Çok sert bulduğu için yatağını değiştik, ben de yatağı attırdım ve yeni baza alıp annemin eskisini koydum. Zaten pek eskimemişti.

Benim rahatım memnuniyetim batıyor adeta.
çeşitli takıntı-saplantı dönemleri oluyor:

bi ara bana sürekli börek-çörek yedirme saplantısı vardı. Her gün tepsi tepsi yapıyor, illa da yiyeyim diye uğraşıyordu. Aşırı derecede! Ben ne kadar rejimdeyim, dikkat ediyorum desem anlayamıyordu. Doktor bile fazla kilonun hormonları bozduğunu söyledi anneme göreyse olmazdı. çok yiyip kilo alacam, memelerim kocaman olacak ve evleneceğim= evlenince geçecek hormon bozukluğum, sivilcelerim de geçecek. Bana anlatışları da gerizekalıyı kandırmaya çalışır gibi çocukça. Hatta bi keresinde yapamamış börek falan; 9 yumurta haşlamış, dört tarafını iyice tuza bulamış, kaplamış bana veriyor! Her ara verdiğimizde köşeme çekilip tıkınacamışım!????? Aşırı tuzlu 9 yumurta? Akşama tansiyondan gebereyim diye herhalde?????!!!

Bi ara ki sıklıkla gidip geliyor bu durum; saat başı beni arayıp ne yediğimi sorma bahanesiyle dakikalarca konuşup, her tenefüsümü çalması vardı. En ufak şey için beni arayıp uzun ızun konuşuyordu. Sıkılmayayım diyeymiş!

Bi ara onun bunun sesini- komşulardan gelen sesleri- benden geliyor sanması vardı. Komşunun biri gece öğürerek kusuyormuş niyeyse. İlla da bendim anneme göre! İnanmış kendince. Ben ne söylesem nafile; şunu yesen iyi gelir bunu içsen iyi gelir.

Geç anlıyor. Aslında Şöyle yanlış anlıyor. Kendi sabit fikrine öyle inanıyor öyle bağlanıyor ki yanlış çıkmasına dayanamıyor. O haksız çıkacağına ben gece yarıları uyanıp kusan biri olsam daha iyiydi????!!

Bazen de kıyafetlerime takıyor. İlla da bi ceketimin kıvırdığım konu açma dememe inat gibi her sabah kıvırdığım yerden açıp düğmelerini iliklemesi vardı.

Annem modadan çok anladığını iddia etse de bilgileri 70lerde en geç de 80ler azıcık 90larda kalmış. Yenileyemiyor ve yeni şeylere alışamıyor, hep inkarda. Mesela kısa ceket-montun altından kazağın görünmemesi gerektiğine inanıyor, 90lardaki gibi. Hala pantolonun içine sokmak gerektiği kanısında tamamen. Hala her seferinde bana ısrarla hatırlatıyor; kazağını içine sok!! Her seferinde??? Makyaj trendlerini de. Bunları öğrenmeyi bırak eskilerin savunucusu. Ya da kendi yöntemlerinin. Alt dudağa sürülürmüş ruj sonrada dudakla mmmm yapılarak yedirilirmiş! E benim üst dudağım daha ince olmuyor öyle. Olur! öyle olur! Kanun sanki.

Başka kıyafetlerimi de düzelttiği çok oldu.

Tabi bir de her zaman fazladan bir kat giymem konusundaki aşırı ısrarı. Okulun sıcak olduğunu anlayamıyor. Yazın bile kalın giymem konusunda baskıcı ki hiçbir zaman aşırı üşüyen biri olmadım, hiçbirimiz öyle değiliz ailede. Ama gel gör ki anneme göre ben hep ince giyiniyorum! Aksine terleyen, sıcaklanan biriyim! Annemin bu aşırı bir kat daha giyme ısrarı yüzünden hep madur olurum hep! Terlerim saçım bozulur, sırtım boynum tutulur. Hep bana zorluk çıkar.

Sıcak-soğuk algımız mı farklı annem mi mantıksız? Bazen de ince giyineyim diye tutturur. Sadece kendi algarı, his ve düşonceleri doıru geldiği için seni anlayamaz. Ne zaman ice giy kalın giy gibi önerisine uysam yanılırım başıma iş açılır!

Bilse de bunu sonuçlarına aldırmaz; tek istediği ne olursa olsun kendi dediğinin olmasıdır.

Ben de geleyim takıntısı. Her yere benimle peşimden gelir ve beni boğardı. Sürekli konuşur, şikayet eder, eleştirir, herkesi susturup kendi konuşur, rol çalar, kapris yapar. Ya okula geldiği bir gün herkesin aile şeceresini sordu bana adeta! Aklı sıra bana arkadaş, koca seçecek. 60 yaşındaki bir öğretmeni bile bana uygun buldu!???

Ha evet Nazlı evlensin de her şeye razıyım saplantısı var.

O kadar aşağı, ezik hissediyor ki kendini herşeye razı olmaya karar vermiş ama kendl adına değil benim adıma razılıkları!

Hödük, geri, bodur, nonoş, şişko, yaşlı, cahil, bağnaz, kanser riski taşıyan hiç fark etmez hepsine razı! En kötüsüne bile en mantıksızına bile kendine göre bir mantık, bir kabuledilebilirlik buluyor! Sütçüyle mesela???? Okumuş da aile işinin başına geçmiş biri değil yanL, hep fedakarlıkları da benden çıkarıyor: işi bırakmak, bir kaç kişinin evini .ekip çevirmek, çok doğum yapmak neyse de artık. En azından ablama temlz, doğal peynir gönderirmişiz! Sütçüyle evlenince ben!?????

Ha bir de herkesin bana baktığını düşündüğü bir dönem oldu???! Niye baksınlar ki güzel bile değilim desem memnun olarak onaylardı sağolsun. Bi yere gitsek dibimden ayrılmaz sürekli beni kamufle etmeye, gizlemeye çalışırdı. Kafede beni gizli köşelere oturtur, sürekli tedirgin etrafı gözleyerek endişeli bakışlarla huzursuz otururdu. Benim manzaram da duvar ya da annem olacak öyle kalabalığa, kapıya dönük olmayacak! Bana bakarlar sonra! O kadar bakire olayım ki kocaya varmadan kimse beni tam görmemiş bile olsun.!!! Bu bana bakmasınlar saplantısı sonunda herkesin benim kalçama bakmasını sanmasına evrildi! O göt diyor tabi! Çok kibardır kendisi prenses gibi büyütülmüş!?!

Bu herkes götüne bakıyor saplantısından kendisini sadece kalça hareketlerimi izlemeye adamasına yol açtı. Kusurum kalçamın bir tarafının daha fazla oynaması!??? Ha tabi neredeyse bana yapışık yürümesine sebep oldu bu. Götüme bakmasınlar diye arkamdan ve dibimden yürümesi defalarca kazaya sebep oldu! Ayağımı, bileğimi bacağımı tekmelemek; bir sebepten ötürü durmam gerektiğinde anlamayıp bana çarpması hatta itmesi???! Yürüüü niye duruyorsuun??? Araba geliyor ezilip gebereyim mi????? Tabi daha gıcığı nasıl başarıyorsa bana adeta çelme takması! Beni kaç defa düşürdü???!!! Bir de benim düşmem değil problem ayyy ayağı acımıışş!

Dönemsel olarak taktığı kişiyi sabahtan akşama kadar anlatmak istiyor. Başka konu açılsa bile durup bir anda genye ona dönüyor. Aynı meseleleri defalarca tekrarlıyor. Sanırsın aşık! Sabah günaydın demeden başlıyor, akşam uyuyuncaya kadar sürüyor. Hatta bu tabi ki olumsuz bir durumla ilgili olacak elbette, böyle ateşli zamanlarda uykusu da gelmiyor, yatıp uyuyalım dahi istemiyor!? Ben yatmaya hazırlanırken bile peşimde seğirtip konuşuyor; hem de aynı şeyleri tekrarlaya tekrarlaya!
Bugün boştum, erken gittik Forum'a. Hem gezeriz, hem aynı kafede aynı masada aynı şeyi içlp annemin anlattığı aynı şeyi konuşuruz! Her seferinde söylediği 3 klasik tema var; 1 keşke evlensen de kocanla da gelsek buraya 2 bak her yaştan insan geliyor buraya keşke çocuğunla da gelsen 3 sivilce mi çıkmış suratında.

Neyse hem maaşını çekeriz hem market alışverişi yaparız.

Hem girdiğimiz her mağaza hiçbir şeyi beğenmeyip, kumaşlara getirip konuyu yine 60ları 70leri ve 80leri konu alan uzun hikayelerini dinlerim!?

Bir iki bişey aldım önce; ama tabi annemin dırdırı şlkayeti hiç bitmedi. Sıcaklanmış yorulmuş hiç bir boka benzemiyormuş çok kalabalıkmış gençler çok kabaymış blrileri götüme bakmış Mersin çok göç almış!

Tamam ben şikayet ettiği her konuda haksız demiyorum ama mütemadiyen şikayet edilir mi? Sürekli olumsuz konuşup insanı demoralize ediyor, hatta yanlışlıkla yanına oturma gafletinde bulunanlar da nasibini alıyor.

Bi gün kendinin bir versiyonu gibi bir kadın annemi eleştirip çok karamsar olduğunu 5 dakikada kendinin bile modunu düşürdüğünü bu karamsarlıkla nasıl sağlığımızın bozulmadığını söylemişti.

Annem eleştiri kabul etmez ki!? Bana dese neyse, anında kabul eder! Kendine etmez! Başkaları huysuz başkaları geveze dırdırcı başkaları karamsardır!

Aylarca döndü döndü o güne anlattı kadını eleştirdi; 1 yıl boyunca! Bir de çok güçlü çok dayanıklı bir insan olduğunı insanların laflarından pek de etkilenmediğini iddia eder; başkaları öyle değilmiş!

Ben de annemi savunup kadını kibarca susturup konuyu kapatmaya çalışmıştım, başka bir yerden gelip sonradan dahil olsam da. Ama annem kavga çıkarmaya çalışır gibi sesini yükselterek devam edip sanraki saatler boyunca celalli celalli isyan etmişti dolaşırken!

Ha assssla karamsar ya da olumsuz değilmiş hem de hiç!

Bu gibi kısa ve önemsiz konularda bile saatler aylar yıllar boyunca defalarca aynı şeyleri tekrarlayarak uzatır halbuki.

Bir de böyle celallenmiş konuşmalarında öyle tavırları var ki; sanki ben affedilmez bir kabahat işlemişim ve mükemmel bilinçli annem beni eleştirip had bildirip azarlğyor gibi, terbiye veriyor gibi tavırları.

Teatral moda geçiyor!

Hani zaten dışrda rol halinde böyle durumlarda el kol hareketleri mimik ve söylemleri iyice teatral oluyor.

Aslında böyle durumlarda büyük kavga çıksa rahatlayacak. Hatta beni gaza getirip kavgaya sokmaya çalıştığı çok olmuştur. Öyle bişey olsa da anında 180 derece dönüp bilinçli, medeni insan rolüne bürünüp benim sinirlenmemi eleştirir!

Hatta bana olsa böyle bir aksilik gıcık olur ve uzatmakla huzur kaçırmakla rahatça suçlar.

Yani özetle anneme aksi davranılamaz haksızlık yapılamaz. Ama bana istediğinizi yapabilirsiniz sorun değil! Kendinin isyan etme şikayet etme hakları sonsuzdur! Ben ise 15 dakika söylensem dünyanın en kötü insanıyım! Zıkkım etmişim zamanı!

Bunun üstüne hele kendi yaptıklarını hatırlatırsan anında cehennemlik nankör bir vatan hainisin!!

Neden sen istediğin gibi isyan edebiliyorsun da ben çenemi kapalı tutmalıyım????

Hayır mesela o gün yumuşak aldırmayan günün diyelim: takmıyor ve çeneni kapalı tutuyorsun, hoş göresin gelmiş herkesi ufak aksiliklere rağmen.

Ama o zaman da eziksin!???

E ben isyan edince huzur kaçırıyordum? Susunca eziğim!

Derecesi varmış!

Hani nasıl üzülünecek kızılacak gülünecek şeylerin sınırı derecesi var ya; bunun da var ve bunları annem belirleyecek!

Bi kasada iş uzadı, kendi gidip bankta oturdu. çok uzayınca;

kalabalık ve tek kasa açık çünkü; aksilik sistem dondu, değişim işlemi vardı falan filan. Korkmuş bişey mi oldu diye; garip canhıraş gibi bir ses tonuyla mağazanın içine sesleniyor!

Bitmedi sen otur diyorum ama sürekli konuştuğu ya da kendi fikrine düşüncesine daldığı için benim cevabımı duymuyor; hala aynı sesle bağırıyor. Dayanamayıp geliyor; korkmuşmuş bişey mi oldu diye? Kalkmış gelmiş yorgunmuş o hiç anlamıyormuşum? Bişey olmuş sanmış(? Sesleniyorum duymuyorsun ki anne.

Niye uzadıııı?????

Makine bozukmuş. (sistem dondu çöktü desem anlamıyor)

alma o zaman!

O kadar boşuna mı seçtim?

Bozuk şeyi niye alasın alma!

Benim aldığım şey değil kasa bozuk kasa anne.

E sen dedin manken bozuk?

Makine dedim.

Tamam alma o zaman nazlı bozuk makineyi?aaaa???!

Kasa bozuk benim aldığım değil.

E sen dedin bozuk manken?

Makinee.

Neyse işteee alma!

Benim aldığım bozuk değil anne!

Ay sen diyorsun bozuk!

Kasa bozuk kasa.

Ne kasası?

Niye bekliyorsun diyorsun ya?

Bu mu bozuk.

Evet.

Niye bitmedi işin sıkıldım been!

Kasa bozuk işte bakıyorlar.

Bişey oldu sandım.

Ne olacak ki.

Ne bileyim başına bişey geldi sandım korktum çok beklettin sıkıldım yoruldum ben.....bla bla bla.....

Bırakıp çıktım. Tamam almıyorum diye. Genue yaranamadım. Boşuna mı beklemişim de bilmem ne. çOk korkmuş bişey odlu sanmış?

Koton'da başıma ne gelebillr Allah aşkına?

Nereye girsek benim nefret edeceğim bir renkten şeyi bulup gözüme sokar, alayım diye dil döker; öyle olsa kasa beklemesinden şikayet etmez; denedim billrim. Ama kendi beğendiğim şeyi alırken şikayet eder durur. Alışverişi de tek yapıyorum. Buna da bozuluyor.

Kendini daha zevkli buluyor!??

Moda-makyaj bilgisi en son 1985 'te kalmış durumda; bi kumaş dikiş uzmanı o.

Tabi ona göre kuaföre de tek gidilmez! Ve senede 2 kere gitme hakkımız var kafasında niyeyse? Yazlığı gitmeden önce ve sonra. Arada gidilmez.

Kendini kısıtlamış kendi haklarını kendi elinden alırken beni de katmış!

Neyse.

Ben maaşı çekerken ayakta dikilmesin diye bankta otur istersen dedim. Bi gittim geldim ki yanına gene münakaşa tutuşmuş bitmiş. Banka otururken birinden çantasını öekmesini istemiş. Kadın buna çok bozulmuş, tartışma çıkmış kısa süreli.

Kadın daha giderken söyleniyormuş çok uzattın demiş arkasından.

Kendi hiç uzatmaz!

Kendini çok anlayışlı hoşgörülü toleranslı fedakar vefakar olarak anlatırken de öyle bir role bürünür ki; hani başkalarına değil bana karşı! Sanki ben dünyanın en kötü en hata yapan insanıyım da kendi süper anlayışlı olduğundan idare ediyor gibi bir hallerde.

Annem başkarına rol kesme ve başkalarında istediği olumlu olumsuz tüm izlenimleri yaratma konusunda bir uzmandır.

Neyse. Kendi hiç uzatmaz ya. Öğlen 12 de olmuş saçma bir durumu; ki cevabını da oturmuş. Ama hala yedirememiş saat akşam 9 şu an ama hala dönüp dönüp konuşuyor dönüp dönüp. Bişeye konsantre olamıyor hatta istemiyor. Bunu konuşmak istiyor sadece.

Haksızlık olarak görüyor. Sanki azarlamış. Ufak bir ağız dalaşı iki huysuz kadın arasında geçen. Haklı olan da kendi cevabı yapıştıran da. Ama kesmemiş!

Az gelmiş belli. Kavga büyüse uzun uzun laf dalaşları olsa memnun oluyor böyle durumlarda.

öyle oldu daha önce. Hatta zaman geçiyor beni hala yollamaya çalışıyor. Koca avm'de o kızdığı kişiyi bulup şunu şunu diyecekmişim! Gibi!

Güncelleme: saat 23 ve yatmayahazırlanıyor annem. O sırada da başa alıyor konuyu tekrar anlatıyor bana.

Tamam aynı şeyi milyonlarca kes konuşmaya anlatmaya bayılabilir böyle deşarj oluyor olabilir: ama etrafını düşünür biraz insan!

Bıktı mı sıkıldı mı onu ilgilendirir mi moralini mi bozdu?

Hayırrr başkalarını düşündüğü olur gene. Beni düşünmeme gibi bir özelliği var.

Bu konu neyse. Gerçi bunu da bağladı ya.

Babam ve babaannemle olam olumsuz şeyleri anlatmaktan haz duyuyor. Benim sıkılmam üzülmem umrunda değil hatta bunu istiyor!

Onların ödemediğl bedeli benim ödemem lazım yani!

Sanki ben bulup evlendirp beni zorla yaptırmşım= benim yapabileceğim bişey varmış gibi.

Kendi deşarj olsun yeter. Sen mutsuz ol huzursuz ol uyuyama hasta ol kanser ol hiiiiiç umrunda değil.

Sadece kendi rahatlamasına bakar.

şikayet etsen eleştirsen de senden kötüsü yok.

Hayır ama ben bişeylerden dert yanıp konuşarak rahatlamaya kalksam beni susturur eleştirir; huzurunu kaçırıyormuşum!

E sen hep kaçırıyorsun benim

hayır! Kaçırmıyormuş.

Benim içimi huzurumu mu bilecen sen??? Söylesen nolacak?

Kendi doğurmuş bilirmiş. Söylüyorum işte kaçırıyorsun diye. Hayır kaçırmıyormuş!

Sen anca kendini kadır ben kaçırıyorsun diyorsam öyledir sadece sen hiç umursamıyorsun, hatta hoşuna gidiyor, herhalde içinden beter ol diyorsun!

Nasıl ben o sipsivri karından kzı çıkmışım, erkek doğsam hayatı mükemmel olacaktı ama ben böyle doğmuşum olmamış!

Hayat boyu suçlu, intikam alınacak kişi benim!

Sen kabul etmeyince olmuyor mu sanıyorsun?