2.03.2017

Ne zamandır diyor sinemaya gitmiyoruz.

Film yok kayda değer.

Hiç mi yok?

Yok.

Birini seç gidelim istersen Nazlı.

Yok seçilecek film.

Ben senin için diyorum yani sen seviyorsun diye.

Film yok anne film.

Allah allaaaah sinema mı kapandı?

Hayır iyi film yok.

Ben arkadaşlarımdan geri kalmayayım diyeymiş yani! Sankl arkadaşların sinemayla çok ilgisi var da. Hasbel kader yolları düşerse ne denk gelirse onu izleyen; seçiciliği beğenisi falan olmayan insanlar.

Hem bazen beraber gittiğimiz oluyor. Bazen de ben gizlice tek başıma gidiyorum!!!!

O kadar keyifli ki seni rahatsız eden biri olmadan bir film izlemek! içinde kayboluyorum resmen.

Annem milyonlarca!!???? film izlediği için herşeyi biliyor ve sıkılıyormuş! Esasen hiçbir şeyi sevemediği merak edemediği ve dikkatini vermediğinden.

İstemiyor resmen dikkatini vermeyi sevmeyi beğenmeyi vb.

Mutlu olmak keyif almak istemiyor.

Sadece kendine de değil; benim için de.

Sadece yemek yemekten keyif almalıyız. Onda da herşey midemize dokunduğu için alamayacağız!

Ama asla karamsar bir insan değilmiş!

Kendi beğenebileceği filmde bile her zaman her yerde olduğu gibi mızmız mızıkçı kaprisli ve dırdırcı elbette. Sürekli mızıldanır.

Hani kaprisli, bencil, dikkat çekmeyi, ilgi odağı olmayı seven, küçük çocuklar gibi ama çocuk masumiyeti sevimliliği de yok hiç.!

Ya peçete ister ya pastil ya sakız. Ya üşür atkı ister ya sıcaklanır ceketini çıkarır. Bi süre sonra üşür ya da üşütmekten korkar geri giyer ya da terlemekten korkar atkıyı çıkarır. Sürekli rahat edemez, sürekli şikayet eder sürekli kıpırdar söylenir. Tabi ki bu sırada çarpar bişeyler devirir.

Daha da gerilir daha da söylenir.

Kendi kendine gıcıklık edip rahatsız olmaları yetmez. Sana da bulaşır. Senin ihtiyacın var mı falan anlamaz. Kendiyle eş zamanda soyunup soyunup sonra geri giyinmeni bekler. Senkronize üşüyüp senkronize sıcaklanıp sonra hasta olmaktan senkronize korkup yeniden senkronize giyinip soyunmanı bekler ister.

Sen yapmazsan yaptırtıncaya kadar mırıl mırıl seni uayrır dürter. Cevabını asla anlamaz. Sadece duymadığından değil hesaba almadığı ve sadece kendi bencil düşünce ve hislerine saplanıp kaldığından.

Nazlı ceketini çıkar istersen, sıcak oldu.

Nazlı ceketini giy istersen içeri serin.

Sana yaptırtıncaya kadar dürtüp dürtüp uyarır.

İstersen çıkarırım, istersen giyerim, bana sıcak gelmedi, ben üşümedim demelerine aldırmaz. Yaptırtıncaya kadar uğraşır.

Bütün bu gıcıklıklar film izlerken oluyor haaa!!

Daha bitmedi!

Terslesen anlamaz bozulur daha çok söylenir! iyiliğim içinmiş! Gerizekalı, kendi hislerini bile anlayamayan bir çocuk var sanki! üşüdüğümü bile anlamayacağım o denli mankafayım.

Zaten sıcak-soğuk algımız uymuyor. Ne zaman annemin aklına uysam tam da istemediğimiz şekilde rahatsız ve hastayım ben!

Bir de kendini yüzde yüz doğru bulmaz mı! Senle ben aynı insan değiliz ki! Bunu anlayamıyor.

Bir de eş zamanlı hazımsızlık mide ağrısı çekmemizi bekler.

Kendine dokunmuş bana dokunmamış mı? Kendinin midesi ağrımız hazmedememiş bana olmamış mı? Bir de şakar hayret eder ama aynı şeyi yemişiz???

Senle ben aynı değiliz ki. Aynı yaşta da değiliz. Benden 66 yaşındaki birinin sağlık sorunlarını yaşamamı bekliyor nedense.???

Neyse sinema salonuna dönelim. Çağan Irmak filmini ki sever, bile izleyemez ağız tadıyla. Ve izletmez işte.

Soyunup giyinmediği peçete atkı sakız şeker pastil kolonya isteyip durmadığı, sürekli mızıldanıp kırırdamadığı anlarda da kulağıma ılık hava üfleyerek sinema salonundakileri eleştirir!

Rahatsız ediyorlarmış!

E sen de beni ediyon!

Yoo etmiyormuş!?

Kendi karar verecek benim rahatsız olup olmayacağıma ya da miktarına!???

Yok mısır yiyorlarmış kokusundan bile nefret edermiş, yok kıtır kıtır hışır hışır sesler çıkarıp rahatsız ediyorlarmış, yok ikide bir telefonun ekranını açıp ışığıyla rahatsız ediyorlarmış.

Yalan değil doğru. Ama napalım yani? istiyor ki ben herşeye kendi gibi takılıp asla rahat asla huzurlu asla 5 dakika ya da bir film boyunca bile mutlu keyifli olamayayım! Bu insanlara da çatıp çatıp kavga çıkarıp herkesin herşeyin tadını kaçırıp herkesin şu kadarcık zevkinin içine edeyim!

Ha ama ben kendi kendime onun fark etmediği bişeyden rahatsız olup söylenirsem, şikayet edersem, tepki verirsem= ben herkesi rahatsız eden huzur kaçıran saçma detaylara takılan biriyim!???

Bencilliğin bu kadarı???

Bi keresinde arkamda oturan ayağını sallayıp duruyor benim koltuğumu da sarsıp rahatsız ediyordu. Tabi kendine dokunmadığı için umrunda değil annemin! çok aşırı hassas ve duyarlıdır da kendisi!

Dönüp adamı uyardım. Pardon dedi bir daha da yapmadı.

Ama annem efendim dikkati dağıllmğş da gereksizmiş de bir daha filme adapte olamamış da; beni eleştirip durdu! Huzurunu kaçırıp dikkatini dağıtmışım!??? Senin 1 saattir yaptığının şeyler bunlar! Sürekli hareket edip bişeyler isteyip sürekli mızıldanan kulağıma konuşan birisin????

Bu nasıl bir bencil kafadır?! Süper bencil. Kendi yapınca yüzde yüz haklı ve asssssla rahatsız etmemiş ama ben 1 kerecik bişey yapınca ne haklıyım ne rahatsız etmeyen!???

Bunlar kendi sevebileceği bir filmi izlerken oluyor ha! Sevmeyeceği bi film olsa hele!

Zaten ağır melodramlar klasik dramlardan başka bişeyden anlamaz aslında ama o milyonlarca film izlediği için herkesten daha iyi anlayıp seçici olduğundanmışmış!

Diyelim ki öyle. Ben başka tür film sevemem! Olmaz. Onlar yanlış kötü! Beğenilmez sevilmez keyif alınmaz. Sen sevmiyorsun.

Hayır ben de sevmeyeceğim!

Hani zevkler ve renkler tartışılmaz derler ya annem buna da inanmaz. Çünkü kendi zevk ve renkleri en doğrusudur. Tek doğrudur!

Kendinin sevmeyeceği korku, bilim kurgu, komedi vb bir filmse girdiğiniz vay halinize!

Tüm bu beni asla rahatsız etmediğini iddia ettiği yaptıklarına ek olarak bir de filmi eleştirir!

Ama tabi çok saygılı çok bilinçli

bir insan olduğu için asla başkalarını rahatsız etmeden yapar bunları!?

Ben önemli değilim yani benim dışımdaki diğer insanlar. çok bilinçli ve saygılı olduğu için onlar kendini rahatsız etse bile annem onları rahatsız edecek şekilde bişey yapmaz!?

Ben rahatsız olsam kimin umrunda? Ne önemim var? Zaten ben kimim ki benim ne hakkım var?

Annem rahatszı etmedim diyorsa öyledir. Ben kendimi bile anlayamam. Mesela ne zaman kakam gelir bilemem bile....

Kendine göre yanlış olduğu ve sevmediği türde; aslında anlayamadığı, sen sevmiyorsun diye dünya sinemacıları vazgeçecek, kimse sevmeyecek değil ya ama kendine göre böyle olmalı ya; bir filmde tüm bu garip bitmeyen hareketler söylenmeler şikayetlere bir de o muhteşem film bilgisiyle film eleştirileri eklenir!? Tabi benim kulağıma söyleyecek o başkalarını asssla rahatsız etmez, çünkü bilinçli, saygılı ve medeni bir insandır!?

O öyle olmaz ki, böyle şey olmaz ki, gerçek değil ki gibi! Kulağıma bişey söylemediği anlarda surat asar, mızıldanır, gıcık nefesler alır, oflar poflar, cık cık cık der; her seferinde de dönüp gözünü bana diker! Nazlı beğeniyor mu! Beğenmesin o da sevmesin o da asla memnun olmasın asla zevk almasın! Diyerek adeta.

Kendi bilgileri, zevkleri, algılarını, fikirlerini o kadar önemsiyor, o kadar güvenip o kadar kesin doğru olarak kabul etmiş ki; herkese tepeden bakıp burun kıvırıyor! Hem de.

Yıllardır bu durumların versiyonlarını yaşadık. Vazgeçtim götürmüyorum sinemaya ne zamandır. Ye arkadaşlarla ayarlıyorum ya tek gidiyorum.

Ablam da kendine benzer bir değişik kör algıya, insanları tanıyamama özelliğine tuhaf bir hafızaya sahip olduğundan: bizi garip filmlere sürüklemeye kalkar.

Hani insanlar sanır ki insanlar yaşlandıkça olgunlaşır, durgunlaşır, daha anlayışlı olur. Tam tersi annemde. Yani eskidende huysuz, dırdırcı, söylenen, memnun olmayan, sürekli eleştiren, şikayet eden, huzursuz bir insandı ama yaşlandıkça azalacağına arttı.

Kendi huzursuz, mutsuz ve memnuniyetsiz, rahatsız ya başkaları da aynı olsun istiyor. İşte o yüzden seni rahatsız etmiş, tadını kaçırmış, moralini bozmuş, hevesini söndürmüş, neşeni öldürmüş, uykunu kaçırmış vb vs bitmez; umrunda değil!

Kendi gibi olayım istiyor: asssla mutlu memnun olmayan asla rahat etmeyen huzursuz memnuniyetsiz ve hiçbirşeyden tatmış keyifmiş neyse almayan biri!

İstiyor ama kendi ruh hali bana yansıyınca da beni eleştiriyor????

Diyelim inadıma moralim iyi keyifliyim kendi çpımda bu hayatla by evle bu yetiktirme tarzı ve sürekll maruz kaldığı mutusuzluk huzursuzlukla ne kadar neşeli olabileceksem o kadar neşeliyim: bundan da gıcık kapar!

Ne varmış gülecek, hiç güzel değilmiş, bir halta benzemiyormuş... Ben neyden memnunsam beğenmişsem hoşlanmışsam bir kulp takıp bozmaya uğraşır!???

Başardı mı da sıkılıp işte eleştirir: suratsızsın negatifsin canımı sıktın diye.

Kendi gibi sıkıcı mutsuz memnuniyetsiz zevk almayan biri olacağım ama kendine yansıtmayacağım???? Ama neşeli de olmayacağım! Sanki hizmetçi klonuyum da senkronize şekilde modumu ayarlayacağım anneme bağlı ve ona göre????? Onun uygun bulduğu modda ve derecesinde?! Mesela acıkmak, susamak, yorulmak, uyku gelmesi, tuvalet ihtiyacı gibi temel fizyolojik durumlar da aynı annem gibi aynı anda olacak????

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder