Bazen ben de geleyim mi diye sorar. Nereye? Markete, dişçiye, okula. Aman merdivenden inme, bir bir in Nazlı yorulursun, ay sıcak ha yemek ağızın yanacaak diye feryatlıca endişelenir.
Ama gel gör ki önemli konularda endişesi yok.
Hatta benden bilgi saklar, baştan beri bilmesine rağmen körü körüne. Evet Serdar denen domuzun en baştan biliyormuş eski nişanlısının burnunu kırdığını! Hiç endişelenmemiş ya kızıma da vurursa diye.
Her halde birisi ağzımın ortadına bir tane yapıştırırsa akıllanırım, söz dinleyen biri olurum diye.
Geçende beni eleştiriyor çok dik ve hızlı yürüyormuşum çirkinmiş yürüyüşüm!
Neyim güzel kl zaten anneme göre??
Eskiden daha i"yankar ve feministti; demek o gençliğinden ya da bi başına iki kız büyütmesindenmiş. şimdi o eleştirdiğl, hatta aşağı görüp alay ettiği, sövdüğü kadınlara hayran.
Onlar gibi olayım istiyor. Çalışmayan, evde ev işinden başka bişeyle ilgilenmeyen.
Evlenmemi o kadar istiyor ki gözü dönmüş!
Sorsan mangalda kül bırakmaz, ne kadar zorluklarla okutmuş bizi, bastırarak abartarak anlatır. Evet zor günlerimlz oldu: ama kooperatife girmek yerine daha iyi beslenmeyi ve biraz daha kendimizi iyi hissetmeyi tercih edebilirdik!
Zaten sosyal hayat yoktu bari daha güzel beslenip, daha güzel giyinseydik biraz.
Sonra da pişkince fotoğraflara bakıp kıyafetlerimizi beğenmez! Tabi en çok benim. Az alışveriş yapmak bir yana yenileri giymemize izin vermezdi, tabi ki yasak falan demeden; akıl ve kelime oyunlarıyla kandırarak.
Söyleyince de senden kötüsü haini yok. Asssssla en küçük hatasını bile kabul etmek istemez! Onun yerine seni suçlamaya bayılır.
Bırak benim sınavdı dersti emeklerime kendininkilere de acımıyor. öküzün tekiyle evlenip hayatımı ona adayıp ona endeksleyeceğim karşılığında da bişey beklememeliyim. Allah rızası içln bu kızı nikahına almış lütfetmiş gibi!
Başka bi çöp çatanlıkta da bana adamın boyunu söylemiyor, yani gerikeza olsam bir güzel kazıklayıp beni ayı gibi oynatacaklar oyuncakları maymunları olacağım. Ama sorsan kendisi erkekte 175 boyu bile yetersiz bulur beğenmez! Ama bana 165 lik birini yakıştırdı! Kendisine gelince şlmdiki aklı olsa daha boylu poslu biriyle evlenirmik çocukları daha güzel olurmuş! Ee ben?? Bana yer elmasını kakalayacan ama!???
Bi başkası desen güya bana iyilik, Serdar'ı kaba ve maço buldum diye bana iyi huylu birini bulmuşlar. Herkes dilediği gibi yaşamalı bence; evliliğin arkasına saklanarak, karşı tarafın hayatının içine etmeden. Eşcinseller karşı cinsle evlenip kamufle olmaya çalışmamalı! Hanım evladı diye bana resmen feminen bi adamı yamayacaklar!
Gittikç+ iyiye de gitmiyor. Yakında 80 yaşında yatalak bi adamı layık bulacak!
Sonuncusunun yaşını gizledi. Yani ellerinden gelse kazığı atıp arkamdan gülecekler be. Salak teyzem de bunlara alet. Hani salak olsam maymunum ellerinde! 40 dedi. Kırklar oldu. Meğer adam 48 yaşındaymış; hani genç gösteren biri bile değil.
Bir de demez mi demek anca böyle! Yani artık beğenilmiyorsun manasında!
Sen zavallı gibi ağlak ezik dolaşıp konuşuyorsun da ondan onla bunla! Hazır enayi bulmuşlar kazıklamak istemezler mi???
Bizde böyle. insanlar bir konuda bi yakınını kendinden üstün görmek istemez; en kısa yol onun seviyesine kendini yükseltmek değildir, onu aşağı çekmektir. Mesela en kolayı belden aşağı vurmaktır; fiziksel özellikleriyle: kıçın çok büyük, memen yok, kırıştın, yaşlanmışsın, şu yakışmıyor gibi!
Yaşlı kadınlar kendi b.ktan evliliklerinden ders çıkartmaz; hata sanki hayattan intikam alır gibi seni de öyle dipte göemek ister.
Ciddiyim.
Başkaları da mutlu olmazsa fazla; kendi mutsuzlukları gözlerine çarpmıyor!
uzun anlamsız karamsar birbirine benzeyen yazılar... *biraz atıyor ve abartıyor olabilirim de olmayabilirim de, garanti yok. *bu blogdaki yazılar gerçek kişi, olay ve mekanlardan ilham alınarak yazılmıştır. *isimler akıl sağlığım açısından, bir çemberin iç açıları yüzünden falan fiştan değiştirilmiştir. *benzer durumlardaki isimler tutmuyorsa ondandır... *bu blogdaki yazılar sırasında hiçbir canlıya zarar verilmemiştir (kendim hariç^^) *varsa fotoğraflar alıntıdır. *hepsi saçmalıktır ^__^
29.04.2016
Daha evvelsi gündü tartıştık.
Normal söylersem aklında kalmıyor, hiçbir zaman. Ben de büyütüp sinirleniyorum. Bazen Nazlı kızar şimdi diye hatırlar.
Gene en sevdiğim ve pahalı olan parfümü almış eline fısfıs fıslayarak evi turluyor!
Kendi parasıyla alınmış olsa çok bilir kıymetini. Ama ben almışsam, çok seviyorsam, ya da hatta pahalıysa bir an önce kurtulmak ister o şeyden her neyse!
Ne emeğime ne parama ne zevkime zerre acımaz. Büyük bir zevkle ona buna verir, verilecek bişey değilse çabuk bitsin diye tuvalete sıkar falan!
Ya niye sıkıyorsun anne oraya buraya!
Bitsin diyeee.
Ya geçen gün dedim ya sana sıkma! Pahalı! Seviyorum! Aksini mi söyleseydim!
Bu o değil bu dandik olan!
Değil bu benim sevdiğim ve pahalı olan!
Değil bu ucuz! Sanki bilmiyoruz!
Bilmiyorsun! Estee Lauder bu! Pahalııııı!
Değil bu ucuz dandik olan bitsin diye sıkıyorum hergün!
Ay beni delirteceksin anne! Pahalı olan bu sevdiğim!
Değll işte uyduruk!
Bu mu uyduruk? Bizde uyduruk parfüm yok artık yok hapşırtıyorlar diye almıyorum ki! ikisi de pahalı, bu en pahalısı!
Bu mu?
Ya ikl tane oda parfümü var evde niye sıkmıyorsun onları???
Nerde?
Girişteki sehpada işte sen dedin.
Bu bitsin diye ben de.
Niye bitsin bitmesin! Seviyorum dedim ya pahalı dedim!
Aman be ne bileyim ben!
Ya daha evvelsi gün aynı şeyi konuştuuk!
Normal söylersem aklında kalmıyor, hiçbir zaman. Ben de büyütüp sinirleniyorum. Bazen Nazlı kızar şimdi diye hatırlar.
Gene en sevdiğim ve pahalı olan parfümü almış eline fısfıs fıslayarak evi turluyor!
Kendi parasıyla alınmış olsa çok bilir kıymetini. Ama ben almışsam, çok seviyorsam, ya da hatta pahalıysa bir an önce kurtulmak ister o şeyden her neyse!
Ne emeğime ne parama ne zevkime zerre acımaz. Büyük bir zevkle ona buna verir, verilecek bişey değilse çabuk bitsin diye tuvalete sıkar falan!
Ya niye sıkıyorsun anne oraya buraya!
Bitsin diyeee.
Ya geçen gün dedim ya sana sıkma! Pahalı! Seviyorum! Aksini mi söyleseydim!
Bu o değil bu dandik olan!
Değil bu benim sevdiğim ve pahalı olan!
Değil bu ucuz! Sanki bilmiyoruz!
Bilmiyorsun! Estee Lauder bu! Pahalııııı!
Değil bu ucuz dandik olan bitsin diye sıkıyorum hergün!
Ay beni delirteceksin anne! Pahalı olan bu sevdiğim!
Değll işte uyduruk!
Bu mu uyduruk? Bizde uyduruk parfüm yok artık yok hapşırtıyorlar diye almıyorum ki! ikisi de pahalı, bu en pahalısı!
Bu mu?
Ya ikl tane oda parfümü var evde niye sıkmıyorsun onları???
Nerde?
Girişteki sehpada işte sen dedin.
Bu bitsin diye ben de.
Niye bitsin bitmesin! Seviyorum dedim ya pahalı dedim!
Aman be ne bileyim ben!
Ya daha evvelsi gün aynı şeyi konuştuuk!
Dolabımı düzeltirken taba rengi bluzumu gördü, niye giymiyorum diye sordu.
Sonra baktı a bu o değilmiş.
Başka bir taba bluzum varmış düz renk nerdeymiş o? Atmışımdır müsrifim!
Bu o işte!
Değil. O düzdü.
Bu da bi zamanlar düzdü! Sen batik yaptın.
Ben yapmadım. O düzdü.
Bu işte anne, batik yapmıştın kızmıştım hatta ya.
Hayır onun yakası yüksekti bu açık.
Yakası yüksek değildi bu o!
Ama benim dediğim bluzun omzu reglan takılmıştı!
öyle bir bluzum olmadı hiç! Tek taba rengi bluzum bu anne!
Değil vardı! Zaradan almıştın pahalıya!
işte bu o! Hem pahalı aldım diye şaşmıştın hem de bi süre sonra batik yapmıştın!
Ama onun omzu reglandı ben eminim!
Ben eminim esas. Alan ben giyen ben!
Hah! Esas ben eminim o başkaydı! Yüksek yakalı böyle hakim yaka gibi! Kolu da reglandııı!
Hayır değildi, mağazada gördüıüm yeşil bluzla karıştırıyorsun, alayım istemiktin bunun yerine ben yeşll sevmem diye almadım!
(sonra da sırf kendi sevmediğl rengi giyemeyeyim diye batik yapmaya kalkmıştı. Kendi zevkine uymayan giymemi istemediğl şeyleri saf numaralarına yatarak bazen kasten sabote eder, bazen de benim zevkime hiiiç değer vermediğl için ona buna veriverir. )
annem solgun, yok gibi renkleri sever. Ama gençliğiyle övündüğo zamanlar harika ve en moda renkleri giydiğlni ballandırarak anlatır! Ama ben çocukken bile solgun renk giymeliydim. Zorla giydirirdi tabi. Tabi anamız babamız boşanmış, mutluluk, keyif, eğlence yasak bize, dikkat çekmeden varla yok arası, işte mecburen yaşamalıyız!
Hiç baskı yapmaz assla karışmaz! iddiasında ama alışverişte bile hala aynı, dırdır ve telkinle renkli giyinmemi engellemeye çalışmak ve eğer illa da istiyorsam annemin sevdiği renkleri giyeceğim! çirkin yeşiller ve maviler!
Tam açıkça dile getirmese de kırmızı, pembe ve turuncu gibi sıcak ve canlı tonlar hafif kadınlara özgü! Ona göre. Belki açık solgun tonları olabilir.
Bu iddialaşma uzun sürdü, annem hafızasına fazla güvenir ve iddiacıdır ama başkasının iddiacı ve inat olduğunu savunur! Kendi herrrrrzaman haklı ve doğru olduğu için ne derse şüphesiz kabul etmek zorundayız.
Kendisi bir zeka ve mantık abidesi, biz zavallı ölümlülere bunlardan kalmamış!
Ben eminim çünkü almayayım diye bin kusur buldu, pahalı buldu, di döktü! Bi benzeri vardı dediği gibi hakim yaka gibi reglan kollu ve yeşil, kasaya kadar getirdi onu , bunu bırakıp onu alayım diye. Doğru beden olsa bari! L getirmiş. Ben L giymiyormuyum sanki????!
Anneme göre benim boyum 157 ! (orta sonda ölçtüğü boyumu hatırlıyor ve emin!), kilom az, ama götüm kocaman! 42 bedenim ve ayaklarım 40! Baya ucubeyim! Annem gibi bir Venezüella kökenli dünya güzelinden benim gibi bir ucube doğmuş! Nasıl olduysa???? şimdiki aklı olsa daha uzun daha yakışıklı bir adamla evlenirmiş, hiç değilse sürmese bile çocukları güzel olurmuş!
Ama benim böyle düşünmeye dahi hakkım yok! Ne hakkı? Ben kimim ki?
çok mantıklı; yorulmayayım diye merdiyen inmeyeyim, sıcak yemekten ağzım yanasın, ağustosta hırka giyeyim üşotmeyeyim ama bana istedikleri b.ktan bir herifi dayatsınlar evleneyim.
Sonuncusunun anasına da bakacam!
Neyse bluz iddiası son buldu sanmayın. Annem iddiacılıkta son noktadır. Pusuda bekler. Olur olmaz zamanlarda hatta alakasız durumalr konuşulurken sokuverir araya ki sen boş bulun. Ya haklı çıksın ya usandığın için konuyu kapatmaya çalışarak geçiştir. Kazandım sayar.
Ama artık yemezler!
Haftalar sonra bile pusuda. Arada aynı lafı ediyor. Ama hakim yaka ve reglan kolmuş dediği bluz! Değil. Ben aldım ben giydim. çok da seviyordum. ütü istemesine rağmen.
Ama sevdiğlm bazı şeylerim gibi o da sabotaja kurban gitti.
Bilinçle ben bunu bozayım da giyemesin planı yapmıyor. Ama bence bilinçaltı onu böyle yönlendiriyor.
En son sevdiğlm yeni bi tişörtümü kirlilerden aldırıp cam sildirtmiş, atılmış tabi.
Ne bilsinmiş, toz bezi olacak diye koydum oraya sanmış! Bir torba dolusu bezi gözlerine soktum giderken oysa!
Zaten niye aldıysam soluk moluk bişeymiş!
Annem trendlerden ne anlar? Hatta bize ne lazımmış???
Beni kastediyor aslında. Ben dul kızı, yetim, evde kalmış bir kızım; yaşama hakkım olmasına şükür canım!
Ertesi gün gittim aynısından aldım, hatta 3 rengini birden. Bunları da toz bezi yaparsan yenilerini alırım diye de rest çektim!
Ben de bi daha ki sefere yıllardır atmaya kıyamadığı, modası geçmlş, sünmüş tüm kıyafetlerini temizlik bezi yaptırıverdim, oh!
Evet intikam. Benim sevdiğim şeyleri toz bezi yaparken, ütüyle yakarken, ona buna verirken iyi ama. Resmen sabote ediyor.
sevdiğim şeyleri yapmamı bırak sevdiğim renkleri giymem bile batıyor; nasıl bir gizli nefretse?
Hatta sevdiğim değil sevmediğim hatta beğenmediığim biriyle evleneyim diye neler yapıyor.
Hayatım iyice b.ktan bir zindan olsun da rahatlasın, kendinden sonra da mutsuz yaşayayım diye bekliyor. içi öyle rahat edecek!
şimdiye kadar 'ucuzdu, indirmdeydi diye aldım giyiyorum işte, kullanışlı olur işte' diyerek, çok sevmeyerek ve ucuza aldığımı söylediğim hiçbirşeyim sabotaja uğramadı!!
Bi şeye pahalı, çok seviyorum dediğim an bozulur, ve bir gün o şey ya birine verilir ya toz bezi vb olur, başına kesin bişey gelir. Bi zaman boncuk işler ya da kötü batiklemeler yapardı.
...
Daha da 2 hafta sonra elinde bu bluzla sırıtarak salona geliyor.
işte! Benim dediğim bluz buu!
Ara ara boş zamanımı arar gibi tekrarlamıştı da: benim dediğim başka bi bluzdu diye. Başka o rank bluzum hiç olmadı deyince bozuluyordu. iddiacıymışım! Sen değil misin? Ama annem her zaman haklı çıkmalıdır, dayanamaz aksine! Haklı çıkamayacağı zamanlar bana iddiacısın der.
Ben eminim sen iddiacısın.
Esas annem eminmiş ben iddiacıymışım.
Niye senin her dediğini koşulsuz kabul etmek zorundayım? Etmeyince iddiacı olduğumu iddia ediyorsun, ben eminken iddicıyım sense herrr zaman haklısın.
Bu benim dediğim bluz işte anne.
Hayırrr bu başka?!
Hani hakim yakalıydı reglan kolluydu diyorsdun?
Düz ama işte batiksiz bu demek!
Batikli! Ters de ondan anlaşılmıyor.
Küçükken ben annem muhakkak beni bastırır, bişekilde laf ebeliğiyle haklı çıkardı. Haklı olmsa dahi küçok şeyleri uzatır da uzatır. Seni düşonmez.
Haksızlığa tahammülü yokmuş! Kendine haksızlığa ama. Bana yapılabilir. Hatta bizzat kendi yapar.
Sonra baktı a bu o değilmiş.
Başka bir taba bluzum varmış düz renk nerdeymiş o? Atmışımdır müsrifim!
Bu o işte!
Değil. O düzdü.
Bu da bi zamanlar düzdü! Sen batik yaptın.
Ben yapmadım. O düzdü.
Bu işte anne, batik yapmıştın kızmıştım hatta ya.
Hayır onun yakası yüksekti bu açık.
Yakası yüksek değildi bu o!
Ama benim dediğim bluzun omzu reglan takılmıştı!
öyle bir bluzum olmadı hiç! Tek taba rengi bluzum bu anne!
Değil vardı! Zaradan almıştın pahalıya!
işte bu o! Hem pahalı aldım diye şaşmıştın hem de bi süre sonra batik yapmıştın!
Ama onun omzu reglandı ben eminim!
Ben eminim esas. Alan ben giyen ben!
Hah! Esas ben eminim o başkaydı! Yüksek yakalı böyle hakim yaka gibi! Kolu da reglandııı!
Hayır değildi, mağazada gördüıüm yeşil bluzla karıştırıyorsun, alayım istemiktin bunun yerine ben yeşll sevmem diye almadım!
(sonra da sırf kendi sevmediğl rengi giyemeyeyim diye batik yapmaya kalkmıştı. Kendi zevkine uymayan giymemi istemediğl şeyleri saf numaralarına yatarak bazen kasten sabote eder, bazen de benim zevkime hiiiç değer vermediğl için ona buna veriverir. )
annem solgun, yok gibi renkleri sever. Ama gençliğiyle övündüğo zamanlar harika ve en moda renkleri giydiğlni ballandırarak anlatır! Ama ben çocukken bile solgun renk giymeliydim. Zorla giydirirdi tabi. Tabi anamız babamız boşanmış, mutluluk, keyif, eğlence yasak bize, dikkat çekmeden varla yok arası, işte mecburen yaşamalıyız!
Hiç baskı yapmaz assla karışmaz! iddiasında ama alışverişte bile hala aynı, dırdır ve telkinle renkli giyinmemi engellemeye çalışmak ve eğer illa da istiyorsam annemin sevdiği renkleri giyeceğim! çirkin yeşiller ve maviler!
Tam açıkça dile getirmese de kırmızı, pembe ve turuncu gibi sıcak ve canlı tonlar hafif kadınlara özgü! Ona göre. Belki açık solgun tonları olabilir.
Bu iddialaşma uzun sürdü, annem hafızasına fazla güvenir ve iddiacıdır ama başkasının iddiacı ve inat olduğunu savunur! Kendi herrrrrzaman haklı ve doğru olduğu için ne derse şüphesiz kabul etmek zorundayız.
Kendisi bir zeka ve mantık abidesi, biz zavallı ölümlülere bunlardan kalmamış!
Ben eminim çünkü almayayım diye bin kusur buldu, pahalı buldu, di döktü! Bi benzeri vardı dediği gibi hakim yaka gibi reglan kollu ve yeşil, kasaya kadar getirdi onu , bunu bırakıp onu alayım diye. Doğru beden olsa bari! L getirmiş. Ben L giymiyormuyum sanki????!
Anneme göre benim boyum 157 ! (orta sonda ölçtüğü boyumu hatırlıyor ve emin!), kilom az, ama götüm kocaman! 42 bedenim ve ayaklarım 40! Baya ucubeyim! Annem gibi bir Venezüella kökenli dünya güzelinden benim gibi bir ucube doğmuş! Nasıl olduysa???? şimdiki aklı olsa daha uzun daha yakışıklı bir adamla evlenirmiş, hiç değilse sürmese bile çocukları güzel olurmuş!
Ama benim böyle düşünmeye dahi hakkım yok! Ne hakkı? Ben kimim ki?
çok mantıklı; yorulmayayım diye merdiyen inmeyeyim, sıcak yemekten ağzım yanasın, ağustosta hırka giyeyim üşotmeyeyim ama bana istedikleri b.ktan bir herifi dayatsınlar evleneyim.
Sonuncusunun anasına da bakacam!
Neyse bluz iddiası son buldu sanmayın. Annem iddiacılıkta son noktadır. Pusuda bekler. Olur olmaz zamanlarda hatta alakasız durumalr konuşulurken sokuverir araya ki sen boş bulun. Ya haklı çıksın ya usandığın için konuyu kapatmaya çalışarak geçiştir. Kazandım sayar.
Ama artık yemezler!
Haftalar sonra bile pusuda. Arada aynı lafı ediyor. Ama hakim yaka ve reglan kolmuş dediği bluz! Değil. Ben aldım ben giydim. çok da seviyordum. ütü istemesine rağmen.
Ama sevdiğlm bazı şeylerim gibi o da sabotaja kurban gitti.
Bilinçle ben bunu bozayım da giyemesin planı yapmıyor. Ama bence bilinçaltı onu böyle yönlendiriyor.
En son sevdiğlm yeni bi tişörtümü kirlilerden aldırıp cam sildirtmiş, atılmış tabi.
Ne bilsinmiş, toz bezi olacak diye koydum oraya sanmış! Bir torba dolusu bezi gözlerine soktum giderken oysa!
Zaten niye aldıysam soluk moluk bişeymiş!
Annem trendlerden ne anlar? Hatta bize ne lazımmış???
Beni kastediyor aslında. Ben dul kızı, yetim, evde kalmış bir kızım; yaşama hakkım olmasına şükür canım!
Ertesi gün gittim aynısından aldım, hatta 3 rengini birden. Bunları da toz bezi yaparsan yenilerini alırım diye de rest çektim!
Ben de bi daha ki sefere yıllardır atmaya kıyamadığı, modası geçmlş, sünmüş tüm kıyafetlerini temizlik bezi yaptırıverdim, oh!
Evet intikam. Benim sevdiğim şeyleri toz bezi yaparken, ütüyle yakarken, ona buna verirken iyi ama. Resmen sabote ediyor.
sevdiğim şeyleri yapmamı bırak sevdiğim renkleri giymem bile batıyor; nasıl bir gizli nefretse?
Hatta sevdiğim değil sevmediğim hatta beğenmediığim biriyle evleneyim diye neler yapıyor.
Hayatım iyice b.ktan bir zindan olsun da rahatlasın, kendinden sonra da mutsuz yaşayayım diye bekliyor. içi öyle rahat edecek!
şimdiye kadar 'ucuzdu, indirmdeydi diye aldım giyiyorum işte, kullanışlı olur işte' diyerek, çok sevmeyerek ve ucuza aldığımı söylediğim hiçbirşeyim sabotaja uğramadı!!
Bi şeye pahalı, çok seviyorum dediğim an bozulur, ve bir gün o şey ya birine verilir ya toz bezi vb olur, başına kesin bişey gelir. Bi zaman boncuk işler ya da kötü batiklemeler yapardı.
...
Daha da 2 hafta sonra elinde bu bluzla sırıtarak salona geliyor.
işte! Benim dediğim bluz buu!
Ara ara boş zamanımı arar gibi tekrarlamıştı da: benim dediğim başka bi bluzdu diye. Başka o rank bluzum hiç olmadı deyince bozuluyordu. iddiacıymışım! Sen değil misin? Ama annem her zaman haklı çıkmalıdır, dayanamaz aksine! Haklı çıkamayacağı zamanlar bana iddiacısın der.
Ben eminim sen iddiacısın.
Esas annem eminmiş ben iddiacıymışım.
Niye senin her dediğini koşulsuz kabul etmek zorundayım? Etmeyince iddiacı olduğumu iddia ediyorsun, ben eminken iddicıyım sense herrr zaman haklısın.
Bu benim dediğim bluz işte anne.
Hayırrr bu başka?!
Hani hakim yakalıydı reglan kolluydu diyorsdun?
Düz ama işte batiksiz bu demek!
Batikli! Ters de ondan anlaşılmıyor.
Küçükken ben annem muhakkak beni bastırır, bişekilde laf ebeliğiyle haklı çıkardı. Haklı olmsa dahi küçok şeyleri uzatır da uzatır. Seni düşonmez.
Haksızlığa tahammülü yokmuş! Kendine haksızlığa ama. Bana yapılabilir. Hatta bizzat kendi yapar.
Garip bir alışkanlık mı takıntı mı?
Hani bana dandik şeyleri layık gördüğü için.
Kafaya takmış gene, parfüm bitirmeyi.
Kaçıncı bu bilmem. Bir parfümden sıkıldı mı gözü kör oluyor adeta. Hemen bitsin çöpe atalım diye dükünüyor hatta düşman oluyor.
Bi keresinde olduğu gibi çöpe atmış; zaten b.ktan bikeydi dandikti diye savunmuştu ki üstünde eşşek kadar Dior yazıyordu ve ablam hediye etmişti.
inanamamıştı pahalı parfümmüydü?
Zaten anneme bunu pahalıya aldım falan dediğin an o şey tehlikede; sabotaja, suikaste kurban gidiyor. Ucuz şeylerin başına çöpe atılmak, birisine veriverilmek gelmiyor.
Başka bir parfümü de temizliğe gelen kadına vermişti, usanmış kokusundan bitmiyormuş da! Estee Lauderdi.
Hemen bitmesi gerekmiyor bunu beyni almıyor, anlayamıyor, öğrenemiyor; kullanım süresi 3 yıl zaten. Annem bikaç ayda usanıyor ve atıp kurtulmak istiyor.
Ya dursun bi süre kullanmazsın!
Bıktım bıktııııım. Bozulur kullanmazsam!
Kullanım süresi 3 yıl anne daha 2 yılı vaar, dursun kenarda!
Aa? 3 yıl mı??
Eveeet.
Allah Allaaaaah????
Her defasında aynı. Hep şaşırır, hep unutur gene.
Hayır ben odama alıyorum. Bu defa da tüm parfümler sende, bulamıyorum yerini, kullanmamı istemiyorsun oluyor.
Annemin şifonyerinin üstüne koyunca da durum böyle işte, ya çöpe ya birine!
Bazen de bitsin diye tuvalete sıkar. Bu da en yaygın alışkanlığı.
300 liralık parfümü tuvalete mi sıkıyorsun anne???
Neeee? Kaç lira???? Ne bileyim ben pahalı dandik sandım!
E yazıyor üstünde?!
Bana layık bulmuyor ki lüks, kaliteli, pahalı bişeyi! En sevdiği replik; BİM'de de var!
Ama gene aynı gene aynı. Sabit fikirli. Kendi düşüncesi, kararı, hissi tek gerçek doğru. Yeni bilgiye gerek yok.
Yine çok sevdiğlm bir parfümü bıkmış diye tuvalete sıkmaya başlamış! Bem sevmesem yapmaz ama. Gerçekten sevmediğim parfümün başına bişey gelmez, ya da ucuzsa.
ila ya pahalı ya benim sevdiğim olacak!
Bi de düşmandan, kötü bir şeyden, hatta sanki lağım kokusundan bahseder gibi yüzünü buruşturarak söylüyor ki!
çöpe atamıyorsa böyle bitirirmiş.
Bir kaç ay kullanmayayım özleyeyim diye bir şey yok.
Ama bende bile duymaya tahammülü yokmuş, ben kızıyorum diye verememik kadına, atamamış da, böyle bitirecekmiş!
E ben seviyorum: kimin umrundaki????
Aldım kaldırdım bir yere bende. Anlamıyor ben seviyorum ve pahalı.
2 orta halli parfüm var onlara düşman değil; çünkü ne pahalılar ne de ben bayılıyorum.
Kaldırdım, kullanmayalım birkaç ay dedim. Bir itiraz bir hışım!
Ya pahalı parfüm pahalıııı tuvalete sıkılır mı yaaa????
Gene başa döndük kullanım süresine gene şok oldu.
2 Zara parfüm kaldı ortada, mahsus birine bayıldığımı söyleyip duruyorum; eli kulağında başına bişey gelecek!
Hani bana dandik şeyleri layık gördüğü için.
Kafaya takmış gene, parfüm bitirmeyi.
Kaçıncı bu bilmem. Bir parfümden sıkıldı mı gözü kör oluyor adeta. Hemen bitsin çöpe atalım diye dükünüyor hatta düşman oluyor.
Bi keresinde olduğu gibi çöpe atmış; zaten b.ktan bikeydi dandikti diye savunmuştu ki üstünde eşşek kadar Dior yazıyordu ve ablam hediye etmişti.
inanamamıştı pahalı parfümmüydü?
Zaten anneme bunu pahalıya aldım falan dediğin an o şey tehlikede; sabotaja, suikaste kurban gidiyor. Ucuz şeylerin başına çöpe atılmak, birisine veriverilmek gelmiyor.
Başka bir parfümü de temizliğe gelen kadına vermişti, usanmış kokusundan bitmiyormuş da! Estee Lauderdi.
Hemen bitmesi gerekmiyor bunu beyni almıyor, anlayamıyor, öğrenemiyor; kullanım süresi 3 yıl zaten. Annem bikaç ayda usanıyor ve atıp kurtulmak istiyor.
Ya dursun bi süre kullanmazsın!
Bıktım bıktııııım. Bozulur kullanmazsam!
Kullanım süresi 3 yıl anne daha 2 yılı vaar, dursun kenarda!
Aa? 3 yıl mı??
Eveeet.
Allah Allaaaaah????
Her defasında aynı. Hep şaşırır, hep unutur gene.
Hayır ben odama alıyorum. Bu defa da tüm parfümler sende, bulamıyorum yerini, kullanmamı istemiyorsun oluyor.
Annemin şifonyerinin üstüne koyunca da durum böyle işte, ya çöpe ya birine!
Bazen de bitsin diye tuvalete sıkar. Bu da en yaygın alışkanlığı.
300 liralık parfümü tuvalete mi sıkıyorsun anne???
Neeee? Kaç lira???? Ne bileyim ben pahalı dandik sandım!
E yazıyor üstünde?!
Bana layık bulmuyor ki lüks, kaliteli, pahalı bişeyi! En sevdiği replik; BİM'de de var!
Ama gene aynı gene aynı. Sabit fikirli. Kendi düşüncesi, kararı, hissi tek gerçek doğru. Yeni bilgiye gerek yok.
Yine çok sevdiğlm bir parfümü bıkmış diye tuvalete sıkmaya başlamış! Bem sevmesem yapmaz ama. Gerçekten sevmediğim parfümün başına bişey gelmez, ya da ucuzsa.
ila ya pahalı ya benim sevdiğim olacak!
Bi de düşmandan, kötü bir şeyden, hatta sanki lağım kokusundan bahseder gibi yüzünü buruşturarak söylüyor ki!
çöpe atamıyorsa böyle bitirirmiş.
Bir kaç ay kullanmayayım özleyeyim diye bir şey yok.
Ama bende bile duymaya tahammülü yokmuş, ben kızıyorum diye verememik kadına, atamamış da, böyle bitirecekmiş!
E ben seviyorum: kimin umrundaki????
Aldım kaldırdım bir yere bende. Anlamıyor ben seviyorum ve pahalı.
2 orta halli parfüm var onlara düşman değil; çünkü ne pahalılar ne de ben bayılıyorum.
Kaldırdım, kullanmayalım birkaç ay dedim. Bir itiraz bir hışım!
Ya pahalı parfüm pahalıııı tuvalete sıkılır mı yaaa????
Gene başa döndük kullanım süresine gene şok oldu.
2 Zara parfüm kaldı ortada, mahsus birine bayıldığımı söyleyip duruyorum; eli kulağında başına bişey gelecek!
Meğer çok şey biliyormuş da bana taksitle söylüyor ki beni kolay kandırabilsinler!
önce bilmemkimin beni ona düşündüğü mühendis adam için 40 yaşında demişti.
Hani adını bile bilmiyorduk da annem illa da fotoğraf verelim diye tutturmuştu. Eski kafalı bunlar bir de kendilerini modern cumhuriyet kadını olarak tanımlamazlar mı? çalışmaları dışında modernlikle uzaktan yakından alakaları yok.
Sonra ben facebooktan eklesin beni demiştim.
Bilgiler taksitle geldi. Efendim koca adam facele meysle mi uğraşacakmış!?
E ben koskoca kız, koca öğretmen fotoğraf mı dağıtacam millete???
Meğer bulamamışlar beni faceten. Sonunda bulmuşmuşlar da e fotoğrafım görünmüyormuş!
Biz müstakbel adayla konuşmuyoruz tabi, paşa hazretleri beni görüp beğenirse lütfedecek!
Telefondan emir geliyor; ikinci adımı sileyimmiş evli sanılırmış! Fotoğraf net değilmiş ekleyeyimmiş!
Annem de her şeye razı, böyle sevinçli ama şaşkın ifadelerde ne denirse yapacak durumda. çünkü çoktan hayallere daldı eve perde ve nevresim takımları seçti!
Fotoğrafçı da çektirsem elimdekiler iyi değil dedim ne gerek var yaa diyeceğine memnuniyetle kabul etti hatta önce kuaföre gidelim dedi.
O kadar kalmışım ki evlenmek içln ne istenirse yapmalıyım?!
Var fotoğrafım 5-10 tane dedim.
E görememiş.
Ne bu adam kör mü?
Ne bileyim bakmıışlar görmemişler yokmuş!
Eklemezlerse göremez ki.
Neyi ekleyecek?
Facebooktan anne, arkadaş olarak ekleyecek o zaman görebilir! Tüm milete mi açayım özel fotoğraflarımı?
Haaa. Diyeyim ben dur şey hanıma!
şey hanım da diyormuş ki ama ya beğenmezsee? Olmaz eklemez!
Beğenmezse çıkar arkadaşlıktan.
Nasıl?
Var facebookta arkadaşlıktan silinebiliyor.
Haa.
..
Nazlıı adam ne bilecekmiş nasıl çıkarılıyor?? Ayyy uğraştırıyorsun insanları!
Ne var bunda? Beni arkadaş olarak bile ekleyecek medeni cesarete sahip değil mi???
Ya beğenmezseymiş nasıl çıkaracakmış?
Bana söylersiniz seni hiç beğenmedi, ben çıkarım kendin arkadaşlıktan oldu mu???
Benim beğeneceğim kesin yani. Hatta ne hakla beğenmem, 35 yaşında yaşlı bir kızım, benimle evlenmeyi düşünme lütfunda bulunduğu için şükretmeli, kölesi olmalıyım!
Bi müddet ses yok. Neoldu ekleyemedi mi?
Ne bileyim demedi bişey şey hanım.
Ne var ki bunda beceremeyecek? 7yaşında veletlerin bile sayfası var.
Ne sayfası?
Facebook!
Haa. Ne bileyim anlamıyordur teknolojiden.
Bu yaşta niye anlamıyor ki? Koca mühendis.??
Neyse bi zaman sonra ağzından kırklı yaşlarında adam ne bilsin çıkıyor.
40tı hani? 40lı oldu?! Bu arada adını bile biliyor da annem bana söylemiyor, bu da çıktı.
Napacakmışım adını?
Ben de bakardım facebooktan?!
Niye?
Ne demek niye yaa? O bakacak benim hiiç haberim yok! Vekil usulü evlendirin de gerdekte göreyim bari!
Bakalım o beğenecekmi?
Benim beğenmemin bi önemi yok yani?? Sen değil misin şimdiki aklım olsa daha uzun daha yakışıklı bi adamla evlenirdim de çocuklarım güzel olurdu!
Ne alakası var şimdi?
Yok tabi! Ne hakla ben beğendiğim birini isteyeyim o sizln gibi üstün insanlara özgü benim gibi evde kalmış yetimlere boktan herifleri kakalarsınız!
iyi biriymik ama!
Kaç yaşında bu adam? Ha? Gözlerini çeviriyorsun bak!
Ne demek o yahu?
Sen bişey gizlersen gözlerini hiiç önemli bişey değilmiş ifadesiyle çevirirsin! Kaç yaşında bu adam???
40!
Dün kırklarında dedin ama!??
Tamam işte ha kırk ha kırklarında!a aynı şeey!
40 ile 45 arasında çok fark var! Kaç yaşında? Hödük güdük nonoş yetmedi bi de bi emmi mi kakalayacaksınız bana ha?? Daha facebooktan habersiz!???
Aman be ne bileyim kimliğini mi gördün? Yarın yemekte görürsün!
Ne yemeğl?
Yarın yemek yiyeceğiz ya.
Niye benim haberim yok? Habersiz evlendirin barl vekaletimi vereyim dde!
üff be amma uzattın!
işine gelmeyince uzattın!! Gelmem ben sen git ye! Verdim gitti de gerdekte bana sürpriz olsun!
Sende taktın gerdeğe!
Sen taktın bana b.ktan herifleri layok görürken iyi!
Söz verdim gideceğiz.
Ben gitmeyeceğim.
Söz verdim nazlıı!
Ben vermedim! Ben senin kölen miyim yaşlı başlı kızım bana soraydınız!
Ayıp olur ayıp bi daha kısmet bulmazlar!
Bulur yaa bulur nasılsa enayi bulmuşlar kazıklayacak!
Beğenmiş demek ki seni daha ne istiyorsun nazlı! Bak bunu da kaçırırsan kimse almaaz aah ah!
Nerden gördü de beğendi fotoğraf falan mı verdin yoksa!
Yok be vermedim! Feysluktan beğendi zahir.
Eklememiş ki görsün.
Nasıl?
Ya of dedim ya arkadaş olarak eklemezse göremez.
E eklemiştir.
Annecim kimseyi ondan habersiz ekleyemezsin!
Nasıl?
Ay yani beni eklese bana haber gelir.
Aa?
E nolacak ne sandın? O bu ekleyip sayfamda dolaşacak benim ruhum duymayacak?
Allah allah neler var???
Konuşma çok uzadı, uzadıkça çıktı ortaya.
Hani zaten öğrenmiştik, annem hiç umurrsamamıştı ailesinde kanser vakası sıklığına.
Almıyor beyni. Yeter ki evleneyim bana aids bulaşıp gebertse de olur, milet demesin öğretmen hanımın kızı evlenemedi !
Zorla söylüyor bir de, kazıklayacaklar beni.
Adam 48 yaşındaymış!! Oooo ha! Annesi kanser tedavisinde, teyzesi atlatmış, eniştesi gitmiş hadi onla kanbağı yok, ablası erken teşhis olmuş da yırtmış.
Ne güzel hem risk taşıyor hem yaşlı! Bana kakalayacaklar. Ha daha tanışmadan da emir yağdıran biri. ikinci adımı silecem foto ekleyecem falan!
Annem razı. Demek böyleymiş! Bi de benl suçlayacak göya! Demek yaşlanmışım güzel de değilim dmek böyle layık görüyoar!
Hayır sen ezik ezik ağlak ağlak evlensin de ben herşeye razıyım diye acındırır gibi konuiuyorsun da ondan!
önce bilmemkimin beni ona düşündüğü mühendis adam için 40 yaşında demişti.
Hani adını bile bilmiyorduk da annem illa da fotoğraf verelim diye tutturmuştu. Eski kafalı bunlar bir de kendilerini modern cumhuriyet kadını olarak tanımlamazlar mı? çalışmaları dışında modernlikle uzaktan yakından alakaları yok.
Sonra ben facebooktan eklesin beni demiştim.
Bilgiler taksitle geldi. Efendim koca adam facele meysle mi uğraşacakmış!?
E ben koskoca kız, koca öğretmen fotoğraf mı dağıtacam millete???
Meğer bulamamışlar beni faceten. Sonunda bulmuşmuşlar da e fotoğrafım görünmüyormuş!
Biz müstakbel adayla konuşmuyoruz tabi, paşa hazretleri beni görüp beğenirse lütfedecek!
Telefondan emir geliyor; ikinci adımı sileyimmiş evli sanılırmış! Fotoğraf net değilmiş ekleyeyimmiş!
Annem de her şeye razı, böyle sevinçli ama şaşkın ifadelerde ne denirse yapacak durumda. çünkü çoktan hayallere daldı eve perde ve nevresim takımları seçti!
Fotoğrafçı da çektirsem elimdekiler iyi değil dedim ne gerek var yaa diyeceğine memnuniyetle kabul etti hatta önce kuaföre gidelim dedi.
O kadar kalmışım ki evlenmek içln ne istenirse yapmalıyım?!
Var fotoğrafım 5-10 tane dedim.
E görememiş.
Ne bu adam kör mü?
Ne bileyim bakmıışlar görmemişler yokmuş!
Eklemezlerse göremez ki.
Neyi ekleyecek?
Facebooktan anne, arkadaş olarak ekleyecek o zaman görebilir! Tüm milete mi açayım özel fotoğraflarımı?
Haaa. Diyeyim ben dur şey hanıma!
şey hanım da diyormuş ki ama ya beğenmezsee? Olmaz eklemez!
Beğenmezse çıkar arkadaşlıktan.
Nasıl?
Var facebookta arkadaşlıktan silinebiliyor.
Haa.
..
Nazlıı adam ne bilecekmiş nasıl çıkarılıyor?? Ayyy uğraştırıyorsun insanları!
Ne var bunda? Beni arkadaş olarak bile ekleyecek medeni cesarete sahip değil mi???
Ya beğenmezseymiş nasıl çıkaracakmış?
Bana söylersiniz seni hiç beğenmedi, ben çıkarım kendin arkadaşlıktan oldu mu???
Benim beğeneceğim kesin yani. Hatta ne hakla beğenmem, 35 yaşında yaşlı bir kızım, benimle evlenmeyi düşünme lütfunda bulunduğu için şükretmeli, kölesi olmalıyım!
Bi müddet ses yok. Neoldu ekleyemedi mi?
Ne bileyim demedi bişey şey hanım.
Ne var ki bunda beceremeyecek? 7yaşında veletlerin bile sayfası var.
Ne sayfası?
Facebook!
Haa. Ne bileyim anlamıyordur teknolojiden.
Bu yaşta niye anlamıyor ki? Koca mühendis.??
Neyse bi zaman sonra ağzından kırklı yaşlarında adam ne bilsin çıkıyor.
40tı hani? 40lı oldu?! Bu arada adını bile biliyor da annem bana söylemiyor, bu da çıktı.
Napacakmışım adını?
Ben de bakardım facebooktan?!
Niye?
Ne demek niye yaa? O bakacak benim hiiç haberim yok! Vekil usulü evlendirin de gerdekte göreyim bari!
Bakalım o beğenecekmi?
Benim beğenmemin bi önemi yok yani?? Sen değil misin şimdiki aklım olsa daha uzun daha yakışıklı bi adamla evlenirdim de çocuklarım güzel olurdu!
Ne alakası var şimdi?
Yok tabi! Ne hakla ben beğendiğim birini isteyeyim o sizln gibi üstün insanlara özgü benim gibi evde kalmış yetimlere boktan herifleri kakalarsınız!
iyi biriymik ama!
Kaç yaşında bu adam? Ha? Gözlerini çeviriyorsun bak!
Ne demek o yahu?
Sen bişey gizlersen gözlerini hiiç önemli bişey değilmiş ifadesiyle çevirirsin! Kaç yaşında bu adam???
40!
Dün kırklarında dedin ama!??
Tamam işte ha kırk ha kırklarında!a aynı şeey!
40 ile 45 arasında çok fark var! Kaç yaşında? Hödük güdük nonoş yetmedi bi de bi emmi mi kakalayacaksınız bana ha?? Daha facebooktan habersiz!???
Aman be ne bileyim kimliğini mi gördün? Yarın yemekte görürsün!
Ne yemeğl?
Yarın yemek yiyeceğiz ya.
Niye benim haberim yok? Habersiz evlendirin barl vekaletimi vereyim dde!
üff be amma uzattın!
işine gelmeyince uzattın!! Gelmem ben sen git ye! Verdim gitti de gerdekte bana sürpriz olsun!
Sende taktın gerdeğe!
Sen taktın bana b.ktan herifleri layok görürken iyi!
Söz verdim gideceğiz.
Ben gitmeyeceğim.
Söz verdim nazlıı!
Ben vermedim! Ben senin kölen miyim yaşlı başlı kızım bana soraydınız!
Ayıp olur ayıp bi daha kısmet bulmazlar!
Bulur yaa bulur nasılsa enayi bulmuşlar kazıklayacak!
Beğenmiş demek ki seni daha ne istiyorsun nazlı! Bak bunu da kaçırırsan kimse almaaz aah ah!
Nerden gördü de beğendi fotoğraf falan mı verdin yoksa!
Yok be vermedim! Feysluktan beğendi zahir.
Eklememiş ki görsün.
Nasıl?
Ya of dedim ya arkadaş olarak eklemezse göremez.
E eklemiştir.
Annecim kimseyi ondan habersiz ekleyemezsin!
Nasıl?
Ay yani beni eklese bana haber gelir.
Aa?
E nolacak ne sandın? O bu ekleyip sayfamda dolaşacak benim ruhum duymayacak?
Allah allah neler var???
Konuşma çok uzadı, uzadıkça çıktı ortaya.
Hani zaten öğrenmiştik, annem hiç umurrsamamıştı ailesinde kanser vakası sıklığına.
Almıyor beyni. Yeter ki evleneyim bana aids bulaşıp gebertse de olur, milet demesin öğretmen hanımın kızı evlenemedi !
Zorla söylüyor bir de, kazıklayacaklar beni.
Adam 48 yaşındaymış!! Oooo ha! Annesi kanser tedavisinde, teyzesi atlatmış, eniştesi gitmiş hadi onla kanbağı yok, ablası erken teşhis olmuş da yırtmış.
Ne güzel hem risk taşıyor hem yaşlı! Bana kakalayacaklar. Ha daha tanışmadan da emir yağdıran biri. ikinci adımı silecem foto ekleyecem falan!
Annem razı. Demek böyleymiş! Bi de benl suçlayacak göya! Demek yaşlanmışım güzel de değilim dmek böyle layık görüyoar!
Hayır sen ezik ezik ağlak ağlak evlensin de ben herşeye razıyım diye acındırır gibi konuiuyorsun da ondan!
Ona buna kaostan besleniyor diyor ama ya kendi?
Beni huzursuz etmek, keyfimi kaçırmak, bana istemediğim şeyleri yuaptırmaktan?!
Bana sevmediğim renkte bir giysi aldırmaya çalışırkenki şevkini görmelisiniz; ondan mutlusu yok, mağaza çalışanı o kadar ısrar etmez!
Gözleri parlıyor, enerji ve neşeyle doluyor. Benim mutsuzluğumdan zevk alıyor adeta.
Beni huzursuz etmek, keyfimi kaçırmak, bana istemediğim şeyleri yuaptırmaktan?!
Bana sevmediğim renkte bir giysi aldırmaya çalışırkenki şevkini görmelisiniz; ondan mutlusu yok, mağaza çalışanı o kadar ısrar etmez!
Gözleri parlıyor, enerji ve neşeyle doluyor. Benim mutsuzluğumdan zevk alıyor adeta.
21.04.2016
Silikon-
nasıl evlenecek bu kız diye dertleniyormuş efem. Tek derdi bu ya.
Tabi kendiyle hliiç alakası yokmuş!
+yıllarca evliliği kötüleyen, evlilik insanın hayatına s.çıyor deyip duran kendi değil. çok nadirdir iyi bişey söylemesi. Ama ben körü körüne evleneyim benim de hayatıma s.çılsın! Nasılsa s.çılacak bişekllde.
+yıllardır sürekli kocayı, erkekleri kötüleyen de kendi değil! ikizi!
Erkekler bencilmiş, pismiş, senin eğltmen lazımmış, erkekler kabaymış bilmem ne; hiç bitmez. Ama biri ilgi göstermesin yelkenler anında suya.
+sosyal değilmişim nasıl koca bulacakmışım? 1- sosyalliği hiç yaşamadım ki! çocukluk, yeniyetmelik,ilk gençlik yıllarımın tümü adeta sadece evde okulda geçti! Ne akrabalar, ne dostlarla iletişimimiz vardı! Ya ben hayatımda pikniğe gitmiş değilim! Senede 2-3 kere teyzemler gelecek de, bize acıyarak bi yere götürecekler! Hak ettiıimiz buydu! Ama dulmuş! Barlarda tepinecek değlldik, bikekilde sosyalleşebilirdik. Ama adeta hepimize yasaktı? Bunca yıl annesi, ablası, teyzesi, eniktesi ve onların ilgisiz çocukları dışında insan görmeyen, yaşamayan biri nasıl sosyal olsun? Alışık değil ki başka insanlara.
2-
ben olmasam ne fotoğrafımız olurdu ne anımız! Ben ısrar etmesen ne okul gezisi ne doğum günü olurdu. Cezalı, ev hapsine çarptırılmış gibi içine kapanık yaşdık!
3-tut ki kırk yılın başı sosyalleş+ceğim; fırsat vermez ki! Daha küçükken endişeleri, tuhaf korkularını bana aktarırdı: kaçırılma, taci tecavüz başına birşey gelmesi olarak anlatılırdı; ya da kaza! Gezilere gitmeyeyim diye sırf. Güya engel değll emir kipi yok diye ortada. Bahane çok. Doğum günleri de benzer buluşmalar da gereksizdi. Ders çalıkmamı lazımdı. Engellemek için dolaylı yoldan elinden geleni yapardı. Mesela güneş enerjisi yokken banyo sobasını yakmayarak yıkanmamı engellemek; kirli saçla çıkamam bildiği için: ertesi gün saçın yağlanmış nasıl gideceksin derdi pişkince ama çaktırmamaya çalışarak. Daha neler.
üniversite çağında; ablamın evliliğiyle uğraştığı ve anneannem hasta olduğu için biraz daha azdı tuhaf baskılar, ama ilk 2 yıl. Yani onda da günümü gün mü ettim. Diyelim anneannemde ve ben okuldan 5'te döneceğim; 5i 5 geçe telefon faşlar. Cep de yok o zaman. Evde olacakmışım! 5 dakika değil ki yol!. Hızlı çık oyalanma! Yani robot gibi yaşadım yine. öyle etkinlik, gezi, kulüp falan anlamazdı. çok işine gelirdi şlkko ve sivilceli olmam; erkekler kız yerine koymaz! Sen dersine bak evlilik nasılsa olur. Yani gene barikat kuruluydu.
Ee hiç sosyalleşmezsen nasıl alışasın nasıl arkadaşın çevren olsun? Haberi yok ki. Kendinin de yok çünkü. Gene benden iyi. Ve övünmekte üstüne yok.
Sonrasında yüksek lisans iş ve işsizlik dönemlerinde de; evden çıkmaya gerek yokmuş! Bir gereksinim lazımmış. Markete git!
Hem engeller arkadaş görüşmelerini hem sonra derde düşer nasıl evlenecek???
Arkadaşı hayatı çevresi olmazsa insanın nasıl koca bulabilsin? Anlamaz ki almaz kafası.
Gitmemi engelleyemezse peşlmlze takılır başımıza çöreklenir; 5 dk oturacam der saat geçer sırf kendi konuşur; bi başka şeyden bahsetsek ilgisini çekmez gidelim dönelim diye tutturur.
Yani zar zor sosyal bir hayatım oldu, az da. çok az. Bi süre sonra arkadaşlardan kopuluyor, evlenen atanan kendi derdine dalan....
Zaten kalabalık ortama sosyalliıe alışık değilim çevrem daraldı iyice.
Zaten onu arama bunla görükme gibi az çok zorla peşi0ize takılarak tanıdığı arkadaşlarımı kötüleyerek engeller, canımı sıkar; bazen haklı olsa da: sonra da arkadaşın yok der!
Aksi olacağına.
Sonra da tutmuş arkadaşın yok çevren yok.
Bi zaman da hep hastalanırdı; ben ne zaman bi yere gidecem önceden biliyorsa hep hasta hep duygu sömürüsü. Yanından ayrılmazsam nasıl çevrem olsun???
1960 lardaki gibi annesiyle gezerken biri beğenecek isteyecek evlenecekler! Ne öyle bişey kaldı ne zaten sağlıklı bir durum?!
önceden haber vermeden son dakka çaktırmadan acele evden çıkmışlığım çok; peşime takılmak i.in de çok uğraşırdı; ben de geleyim 5 dk otururum!
Diyelim grupta zaten zor toplamışğm erkekler de var belki bikey gelişecek ama ortada gardiyan gibi bir anne olursa nasıl eğlenelim bişey gelişsin?!
Eğer takılamazsa peşime dönüşte muhakkak hasta olur naz kapris geçllmez; resmen kıskanırdı: eğlendiniz mi bari?
Eğlenmişsek ağrıları artar yok kötü bikey olmuş tat kaçmışsa ondan mutlusu yok.
Anlatsan da anlamaz; ister mantıklı ister kavgalı anlat.
Ee sonra azaldı görüşmeler buluşmalar dağıldı arkadaşlarım kopuldu, hatta annesi de geliyor diye çük oldu çğrılmadığım ama anlar mı: sonra da hiç arkadaşın yok!
Kendisiyle ne alakası varmış?
Beni hiç asla engellememiş ki!
Asla yapmayacaksın gitmeyeceksin mi demiş????
Demez ama ya senle gelir ya korku salar ya dönüşte hastadır öncesinde hastadır gitmemeni sağlamak içln uğraşır.
Zamanında aşk yaşayıp mahvolan kızların hikayesini az dinlemedik, biri musallat olmuş da başına iş açılmış da okulu bitirememiş de hayatı mahvolmuş yok efem bilmem nereye gitmiş de tecavüze uğramış da mahvolmuş vb yüzlerce mahvolma hikayesi!
Nasıl normal bir psikolojin olabiir ki??
Hem boşanmış erkeksiz ev diye dışlanmış, kendini de soyutlamış, hem evden işten okuldan başka bir şey görmemiş; sıfır sosyal hayat; teyzemlerle anca hak ediyorduk dışarı çıkmayı sanki; zorladın mı da psikolojik baskı çeşitli yollarla; arkadaşlarınla görüşmeni engellemeler; senle gelmeler; ne gerek var demeler: sonra da niye evlenemiyor???
Bi ara küçok bi grubum vardı; hani onlarında başka arkadaşları katılırdı kalabalıkça olurduk, arabalılar da vardı; onlarla görüşürdük bazen: zamanla kopulması da var annemin de peşimize takılması da!!
Engellemiyormuş ki! Ne varmğk onunda değişikliğe ihtiyacı varmışmış! E kendi arkadaşlarınla çık! Nasıl engel değil; eğlenceli genç bir ortamda bir anne, yaşı çok büyük biri hem de sürekli sorgulayan, mızmızlanan bazen!
Ben de koptuk sandıydım bazen, özellikle beni çağırmadıkları çok olmuş meğer; sonradan facebookta paylaşımlardan anlamıştım! Hoş sonra evlenen atanan iş değiştiren falan hepten dağıldı ya grup o da ayrı.
Zorla bir gezl bir çıkma uydururum ki bi anımız olsun fotoğrafımız. Tabi onda da bi kapris bir dırdır. Yok kısa molalarda inmeyip otobüste oturalım, yok fotoğrafa ne gerek var; kendi çekmeyi öğrenemedi ya fluyum ya bişey , başkasının eline vermeme bozulur; yemeleri beğenmez dırdır yorlur dırdır; herşeyi eleştirir sürekli şikayet: rüzgar esti sıcak yemek kötü şunlar gürültücü bunlar bilmem ne....
Adeta tat kaçırmaya gider; hani aldırmamayı öğrendim; çünkü bişekilde ciddiye aldın keyfin kaçtı mı sana olan olur. Hem huzur kaçırır sonra da hem suratsızsın der! Pozitif enerjileri emer yok eder!
Muhakkak da gezi sonunda büyük bir tartışma yaşanır.
Alışıyor insan dayanıyor aldırmamayı öğrenmezsen hayat zindan. Kendi keyfime bakmayı öğrendim. Yoksa bi bıraktın mı annemin ellerine ipleri böyle gezilerde; hiç tadın kalmaz, işkence sana olur o deşarj olur sonra da oturur gayet pişkln seni eleştirir! Sen bozmuşsundur kaçırmışsındır annenin tadını!! Yoo emin ciddi; çünkü bi tek kendi penceresinden bakabilir seni ne duruma getirdiğini hiilç düşünmez! çoook burnumdan geldi defalarca da ders ala ala öğrendim; fazla aldırmayacak ipleri bırakmayacan ona.
Mesele günübirlik bir gezi de dırdırından otobüsten inmediğlmiz anlar olmuş, fotoğraf çekmemiştik; biriyle tartıştı ferahladı; illa başkasına kusacak negatifliğini: sonra sıra bana gelmişti eleştiri!! Senin yüzünden deme hakkın da yok kraliçeye! Kavga çıkıyor! Bi zaman sonra da biz bilmem ne gezisine gitmlştik fotoğraf yok? Niye çekmemişiz der?!
Hatırlamaz bile. Ne gerek var ne gerek lazım değil inmeyelim ben yoruldum otobüste oturalım demeleri insanları eleştirmeleri bitmez...
Uzattım ama böyle anti sosyal köhnemiş bir hayatımız oldu; ben de zorlamasam daha beter olacaktı.
Gene de uyduruk ve bu zamana kadar bitmiş gibi!
Sonra da arkadaşın yok çevren yok nasıl evleneceksin?
Kendinin de kalmadı ki biri beni birine düşünsün. Ordan burdan zorla; çünkü benden çok annemde oldu kompleks. Adeta suçluluk duygusu.
Herşeye razı. öyle olunca tabi abuk subuk tipleri bana yaraştırıyorlar. Ona da razı. Benden de salak gibi körlemesine evleneyim bekliyor.
Hep de kabahat kusur bende.
Acaba zayıf mıyım ondan mı beğenmiyorlar?
Acaba cildimi mi düzelttirsem?
Acaba saçımı mı boyasam?
Sanki etrafım hayatım erkek dolu da!
Memelerim ufak diye mi??? Büyülü kekmiş gibi yedirmeye çalışıyor kilo alayım da büyüsünmüş! Aile de bile yok ki armut tipliyiz hep. Ama eskiden daha iriymiş ya daha kiloluyken! E sağlıklı mıydı? iyi bişey mi?
O zaman da bana götün büyük der eleştirir moralimi bozardı!?!
Bi gün şaka olsun diye silikon mu taktırsam acaba dedim.
Ciddiye aldı ve utanmayacakmışım elin adamına memelerimi açmaya???
Doktor ama.
Olsunmuş elin adamıymış!
Yaa! Sen kadın doğumcuya açıp göstertmeye çok meraklısın ama oramı! Ultrasonla bakınca canın sıkılıyor ya?!
Hatta bir gün anlamak istememişti; bekarlara alttan bakmıyoruz demesine hemşirenin, bana da diyor ki anüsten girip de bakabilir! Ne güzel di mi? Bundan utanmıyor endişelenmiyor hatta geçip izleyecek bile!! Sonrada mememi silikon taktırmak için doktora açmaktan utanacağım ama??????!!
nasıl evlenecek bu kız diye dertleniyormuş efem. Tek derdi bu ya.
Tabi kendiyle hliiç alakası yokmuş!
+yıllarca evliliği kötüleyen, evlilik insanın hayatına s.çıyor deyip duran kendi değil. çok nadirdir iyi bişey söylemesi. Ama ben körü körüne evleneyim benim de hayatıma s.çılsın! Nasılsa s.çılacak bişekllde.
+yıllardır sürekli kocayı, erkekleri kötüleyen de kendi değil! ikizi!
Erkekler bencilmiş, pismiş, senin eğltmen lazımmış, erkekler kabaymış bilmem ne; hiç bitmez. Ama biri ilgi göstermesin yelkenler anında suya.
+sosyal değilmişim nasıl koca bulacakmışım? 1- sosyalliği hiç yaşamadım ki! çocukluk, yeniyetmelik,ilk gençlik yıllarımın tümü adeta sadece evde okulda geçti! Ne akrabalar, ne dostlarla iletişimimiz vardı! Ya ben hayatımda pikniğe gitmiş değilim! Senede 2-3 kere teyzemler gelecek de, bize acıyarak bi yere götürecekler! Hak ettiıimiz buydu! Ama dulmuş! Barlarda tepinecek değlldik, bikekilde sosyalleşebilirdik. Ama adeta hepimize yasaktı? Bunca yıl annesi, ablası, teyzesi, eniktesi ve onların ilgisiz çocukları dışında insan görmeyen, yaşamayan biri nasıl sosyal olsun? Alışık değil ki başka insanlara.
2-
ben olmasam ne fotoğrafımız olurdu ne anımız! Ben ısrar etmesen ne okul gezisi ne doğum günü olurdu. Cezalı, ev hapsine çarptırılmış gibi içine kapanık yaşdık!
3-tut ki kırk yılın başı sosyalleş+ceğim; fırsat vermez ki! Daha küçükken endişeleri, tuhaf korkularını bana aktarırdı: kaçırılma, taci tecavüz başına birşey gelmesi olarak anlatılırdı; ya da kaza! Gezilere gitmeyeyim diye sırf. Güya engel değll emir kipi yok diye ortada. Bahane çok. Doğum günleri de benzer buluşmalar da gereksizdi. Ders çalıkmamı lazımdı. Engellemek için dolaylı yoldan elinden geleni yapardı. Mesela güneş enerjisi yokken banyo sobasını yakmayarak yıkanmamı engellemek; kirli saçla çıkamam bildiği için: ertesi gün saçın yağlanmış nasıl gideceksin derdi pişkince ama çaktırmamaya çalışarak. Daha neler.
üniversite çağında; ablamın evliliğiyle uğraştığı ve anneannem hasta olduğu için biraz daha azdı tuhaf baskılar, ama ilk 2 yıl. Yani onda da günümü gün mü ettim. Diyelim anneannemde ve ben okuldan 5'te döneceğim; 5i 5 geçe telefon faşlar. Cep de yok o zaman. Evde olacakmışım! 5 dakika değil ki yol!. Hızlı çık oyalanma! Yani robot gibi yaşadım yine. öyle etkinlik, gezi, kulüp falan anlamazdı. çok işine gelirdi şlkko ve sivilceli olmam; erkekler kız yerine koymaz! Sen dersine bak evlilik nasılsa olur. Yani gene barikat kuruluydu.
Ee hiç sosyalleşmezsen nasıl alışasın nasıl arkadaşın çevren olsun? Haberi yok ki. Kendinin de yok çünkü. Gene benden iyi. Ve övünmekte üstüne yok.
Sonrasında yüksek lisans iş ve işsizlik dönemlerinde de; evden çıkmaya gerek yokmuş! Bir gereksinim lazımmış. Markete git!
Hem engeller arkadaş görüşmelerini hem sonra derde düşer nasıl evlenecek???
Arkadaşı hayatı çevresi olmazsa insanın nasıl koca bulabilsin? Anlamaz ki almaz kafası.
Gitmemi engelleyemezse peşlmlze takılır başımıza çöreklenir; 5 dk oturacam der saat geçer sırf kendi konuşur; bi başka şeyden bahsetsek ilgisini çekmez gidelim dönelim diye tutturur.
Yani zar zor sosyal bir hayatım oldu, az da. çok az. Bi süre sonra arkadaşlardan kopuluyor, evlenen atanan kendi derdine dalan....
Zaten kalabalık ortama sosyalliıe alışık değilim çevrem daraldı iyice.
Zaten onu arama bunla görükme gibi az çok zorla peşi0ize takılarak tanıdığı arkadaşlarımı kötüleyerek engeller, canımı sıkar; bazen haklı olsa da: sonra da arkadaşın yok der!
Aksi olacağına.
Sonra da tutmuş arkadaşın yok çevren yok.
Bi zaman da hep hastalanırdı; ben ne zaman bi yere gidecem önceden biliyorsa hep hasta hep duygu sömürüsü. Yanından ayrılmazsam nasıl çevrem olsun???
1960 lardaki gibi annesiyle gezerken biri beğenecek isteyecek evlenecekler! Ne öyle bişey kaldı ne zaten sağlıklı bir durum?!
önceden haber vermeden son dakka çaktırmadan acele evden çıkmışlığım çok; peşime takılmak i.in de çok uğraşırdı; ben de geleyim 5 dk otururum!
Diyelim grupta zaten zor toplamışğm erkekler de var belki bikey gelişecek ama ortada gardiyan gibi bir anne olursa nasıl eğlenelim bişey gelişsin?!
Eğer takılamazsa peşime dönüşte muhakkak hasta olur naz kapris geçllmez; resmen kıskanırdı: eğlendiniz mi bari?
Eğlenmişsek ağrıları artar yok kötü bikey olmuş tat kaçmışsa ondan mutlusu yok.
Anlatsan da anlamaz; ister mantıklı ister kavgalı anlat.
Ee sonra azaldı görüşmeler buluşmalar dağıldı arkadaşlarım kopuldu, hatta annesi de geliyor diye çük oldu çğrılmadığım ama anlar mı: sonra da hiç arkadaşın yok!
Kendisiyle ne alakası varmış?
Beni hiç asla engellememiş ki!
Asla yapmayacaksın gitmeyeceksin mi demiş????
Demez ama ya senle gelir ya korku salar ya dönüşte hastadır öncesinde hastadır gitmemeni sağlamak içln uğraşır.
Zamanında aşk yaşayıp mahvolan kızların hikayesini az dinlemedik, biri musallat olmuş da başına iş açılmış da okulu bitirememiş de hayatı mahvolmuş yok efem bilmem nereye gitmiş de tecavüze uğramış da mahvolmuş vb yüzlerce mahvolma hikayesi!
Nasıl normal bir psikolojin olabiir ki??
Hem boşanmış erkeksiz ev diye dışlanmış, kendini de soyutlamış, hem evden işten okuldan başka bir şey görmemiş; sıfır sosyal hayat; teyzemlerle anca hak ediyorduk dışarı çıkmayı sanki; zorladın mı da psikolojik baskı çeşitli yollarla; arkadaşlarınla görüşmeni engellemeler; senle gelmeler; ne gerek var demeler: sonra da niye evlenemiyor???
Bi ara küçok bi grubum vardı; hani onlarında başka arkadaşları katılırdı kalabalıkça olurduk, arabalılar da vardı; onlarla görüşürdük bazen: zamanla kopulması da var annemin de peşimize takılması da!!
Engellemiyormuş ki! Ne varmğk onunda değişikliğe ihtiyacı varmışmış! E kendi arkadaşlarınla çık! Nasıl engel değil; eğlenceli genç bir ortamda bir anne, yaşı çok büyük biri hem de sürekli sorgulayan, mızmızlanan bazen!
Ben de koptuk sandıydım bazen, özellikle beni çağırmadıkları çok olmuş meğer; sonradan facebookta paylaşımlardan anlamıştım! Hoş sonra evlenen atanan iş değiştiren falan hepten dağıldı ya grup o da ayrı.
Zorla bir gezl bir çıkma uydururum ki bi anımız olsun fotoğrafımız. Tabi onda da bi kapris bir dırdır. Yok kısa molalarda inmeyip otobüste oturalım, yok fotoğrafa ne gerek var; kendi çekmeyi öğrenemedi ya fluyum ya bişey , başkasının eline vermeme bozulur; yemeleri beğenmez dırdır yorlur dırdır; herşeyi eleştirir sürekli şikayet: rüzgar esti sıcak yemek kötü şunlar gürültücü bunlar bilmem ne....
Adeta tat kaçırmaya gider; hani aldırmamayı öğrendim; çünkü bişekilde ciddiye aldın keyfin kaçtı mı sana olan olur. Hem huzur kaçırır sonra da hem suratsızsın der! Pozitif enerjileri emer yok eder!
Muhakkak da gezi sonunda büyük bir tartışma yaşanır.
Alışıyor insan dayanıyor aldırmamayı öğrenmezsen hayat zindan. Kendi keyfime bakmayı öğrendim. Yoksa bi bıraktın mı annemin ellerine ipleri böyle gezilerde; hiç tadın kalmaz, işkence sana olur o deşarj olur sonra da oturur gayet pişkln seni eleştirir! Sen bozmuşsundur kaçırmışsındır annenin tadını!! Yoo emin ciddi; çünkü bi tek kendi penceresinden bakabilir seni ne duruma getirdiğini hiilç düşünmez! çoook burnumdan geldi defalarca da ders ala ala öğrendim; fazla aldırmayacak ipleri bırakmayacan ona.
Mesele günübirlik bir gezi de dırdırından otobüsten inmediğlmiz anlar olmuş, fotoğraf çekmemiştik; biriyle tartıştı ferahladı; illa başkasına kusacak negatifliğini: sonra sıra bana gelmişti eleştiri!! Senin yüzünden deme hakkın da yok kraliçeye! Kavga çıkıyor! Bi zaman sonra da biz bilmem ne gezisine gitmlştik fotoğraf yok? Niye çekmemişiz der?!
Hatırlamaz bile. Ne gerek var ne gerek lazım değil inmeyelim ben yoruldum otobüste oturalım demeleri insanları eleştirmeleri bitmez...
Uzattım ama böyle anti sosyal köhnemiş bir hayatımız oldu; ben de zorlamasam daha beter olacaktı.
Gene de uyduruk ve bu zamana kadar bitmiş gibi!
Sonra da arkadaşın yok çevren yok nasıl evleneceksin?
Kendinin de kalmadı ki biri beni birine düşünsün. Ordan burdan zorla; çünkü benden çok annemde oldu kompleks. Adeta suçluluk duygusu.
Herşeye razı. öyle olunca tabi abuk subuk tipleri bana yaraştırıyorlar. Ona da razı. Benden de salak gibi körlemesine evleneyim bekliyor.
Hep de kabahat kusur bende.
Acaba zayıf mıyım ondan mı beğenmiyorlar?
Acaba cildimi mi düzelttirsem?
Acaba saçımı mı boyasam?
Sanki etrafım hayatım erkek dolu da!
Memelerim ufak diye mi??? Büyülü kekmiş gibi yedirmeye çalışıyor kilo alayım da büyüsünmüş! Aile de bile yok ki armut tipliyiz hep. Ama eskiden daha iriymiş ya daha kiloluyken! E sağlıklı mıydı? iyi bişey mi?
O zaman da bana götün büyük der eleştirir moralimi bozardı!?!
Bi gün şaka olsun diye silikon mu taktırsam acaba dedim.
Ciddiye aldı ve utanmayacakmışım elin adamına memelerimi açmaya???
Doktor ama.
Olsunmuş elin adamıymış!
Yaa! Sen kadın doğumcuya açıp göstertmeye çok meraklısın ama oramı! Ultrasonla bakınca canın sıkılıyor ya?!
Hatta bir gün anlamak istememişti; bekarlara alttan bakmıyoruz demesine hemşirenin, bana da diyor ki anüsten girip de bakabilir! Ne güzel di mi? Bundan utanmıyor endişelenmiyor hatta geçip izleyecek bile!! Sonrada mememi silikon taktırmak için doktora açmaktan utanacağım ama??????!!
internetimde sorun vardı hemen aradım, iletiyorum. Ciddi konuşuyorum diye annem merakla geliyor, kapıda dikilip gözlerini benden ayırmadan, herr hareketimi izleyerek, bi gözleri parlayarak bakıyor.
ilk değil. Ciddi konuşmaları evlenme teklifi falan gibi algılıyor.
Hiç ayırmıyor ama gözünü bu kadar olur.
Kalkıp modemi açıp kapatmam lazım ama annem önümde, zorla çekiliyor, ağıır ağır.
Eskiden kendi de çook hızlı hareket eder bizi azarlar dururdu. şimdi hızlı değil ama benim hızıma gıcık, nene gibi hareket edeyim istiyor. Mesela merdiven basamaklarını bir bir inecekmişim!
çekilmesi de tam değil, daracık koridorda önümde yürüyerek; söyleyince bozuluyor ama yol vermiyor. Böyle bir saplantısı ver hızımı kesmek, kapı eşlklerinde kalakalıp çekilmemek.
Ay zor ulaştım modeme, kapattım bekledim açtım. bi döndüm annem tam arkamda gözü de bende.
internet gitmiş de ona bakıyorum diyorum umrunda değil.
Bu defa bilgisayara ulaşmak için annemi aşmam lazım.
Gene önüme takıldı.
Sanıyor ki herhalde sen yürü diyorum. çekilir misin falan diyorum ama bilmiyor çekilmek, önüme düşüyor.
Hala anlamamış ttnet. işim bitince ee diyor ne diyor?
internet hattını düzelttik anne.
Tamam başka ne diyor iyi miymiş?
çağrı merkezinden biriyle konuşuyorum anne! Sen kim sandın?
Serdar dedin.
Sanırsın Serdar denen öküzle büyük aşk yaşadık, bi unutamadın yaa.
Ne diyor ne?
Annecim öküz Serdarı aramadım kiii???!!
Ya kimi?
Ya bana internet sağlayan şirketii!
Ne şirketi?
Ayy ttnet diyorm yaaa!
----
eğer böyle diki gözünü ayırmıyorsa da konuşuyordur.
Ciddi bir konuşma olabilir, özel olabilir benim telefondaki konuşmam. Eğer farketmişse bazen de canı benimle acayip konuşmak ister. Adeta kıskanmış gibi. Ya kapıda durup konuşur soluksuz susmadan ya yanıma bitişir, oturur kulağını dayamaya çalışır telefona.
Ben işaret etsem telefonu anlamaz, neye işaret ediyorum diye daha da yaklaşıp bakar. Söylesem canı sıkılır ama susmaz!
iddiası asssla beni bölmediğl ve rahasız etmediğl, hatta kendisi aynı anda iki kişiyle çok rahat konuşur anlarmışmış! Hani biri telefonda biri karşısında. Yalan. Külliyen hem de. Ben ne zaman annem telefondayken selam söyle falan desem eliyle sus işareti yapar, ya da hiç duymaz. Hani yapabiliyordun? Ben de inadına konuşurum, rahatsız olur bana sus der telefondayım!
E sen bana yapıyorsun ve ikisini aynı anda yapabiliyordun ya noldu?
ilk değil. Ciddi konuşmaları evlenme teklifi falan gibi algılıyor.
Hiç ayırmıyor ama gözünü bu kadar olur.
Kalkıp modemi açıp kapatmam lazım ama annem önümde, zorla çekiliyor, ağıır ağır.
Eskiden kendi de çook hızlı hareket eder bizi azarlar dururdu. şimdi hızlı değil ama benim hızıma gıcık, nene gibi hareket edeyim istiyor. Mesela merdiven basamaklarını bir bir inecekmişim!
çekilmesi de tam değil, daracık koridorda önümde yürüyerek; söyleyince bozuluyor ama yol vermiyor. Böyle bir saplantısı ver hızımı kesmek, kapı eşlklerinde kalakalıp çekilmemek.
Ay zor ulaştım modeme, kapattım bekledim açtım. bi döndüm annem tam arkamda gözü de bende.
internet gitmiş de ona bakıyorum diyorum umrunda değil.
Bu defa bilgisayara ulaşmak için annemi aşmam lazım.
Gene önüme takıldı.
Sanıyor ki herhalde sen yürü diyorum. çekilir misin falan diyorum ama bilmiyor çekilmek, önüme düşüyor.
Hala anlamamış ttnet. işim bitince ee diyor ne diyor?
internet hattını düzelttik anne.
Tamam başka ne diyor iyi miymiş?
çağrı merkezinden biriyle konuşuyorum anne! Sen kim sandın?
Serdar dedin.
Sanırsın Serdar denen öküzle büyük aşk yaşadık, bi unutamadın yaa.
Ne diyor ne?
Annecim öküz Serdarı aramadım kiii???!!
Ya kimi?
Ya bana internet sağlayan şirketii!
Ne şirketi?
Ayy ttnet diyorm yaaa!
----
eğer böyle diki gözünü ayırmıyorsa da konuşuyordur.
Ciddi bir konuşma olabilir, özel olabilir benim telefondaki konuşmam. Eğer farketmişse bazen de canı benimle acayip konuşmak ister. Adeta kıskanmış gibi. Ya kapıda durup konuşur soluksuz susmadan ya yanıma bitişir, oturur kulağını dayamaya çalışır telefona.
Ben işaret etsem telefonu anlamaz, neye işaret ediyorum diye daha da yaklaşıp bakar. Söylesem canı sıkılır ama susmaz!
iddiası asssla beni bölmediğl ve rahasız etmediğl, hatta kendisi aynı anda iki kişiyle çok rahat konuşur anlarmışmış! Hani biri telefonda biri karşısında. Yalan. Külliyen hem de. Ben ne zaman annem telefondayken selam söyle falan desem eliyle sus işareti yapar, ya da hiç duymaz. Hani yapabiliyordun? Ben de inadına konuşurum, rahatsız olur bana sus der telefondayım!
E sen bana yapıyorsun ve ikisini aynı anda yapabiliyordun ya noldu?
Hala köye-yaylaya yerleşelim saplantısı.
Kaçacak yerim olmadan dırdırını çekeyim istiyor 7/24 !
Hayır bazen haklı ama bu kadar uzatıp eleştirip defalarca tekralayıp sürekli şlkayet edip dırdır etmenin, tat ve huzur kaçırmanın ne gereğl var?
Başkasını fark etmez bile hele beni. Kaçarsa kaçsın huzurun o deşarj olmaya bakar!
Bi de dağ başına götürüp kafamı ütüleyecek aklı sıra!
Kaçacak yerim olmadan dırdırını çekeyim istiyor 7/24 !
Hayır bazen haklı ama bu kadar uzatıp eleştirip defalarca tekralayıp sürekli şlkayet edip dırdır etmenin, tat ve huzur kaçırmanın ne gereğl var?
Başkasını fark etmez bile hele beni. Kaçarsa kaçsın huzurun o deşarj olmaya bakar!
Bi de dağ başına götürüp kafamı ütüleyecek aklı sıra!
Bana ayarlamayı istedikleri başka bir taliplinin aradığı özellikler;
.iyi yemek yapsın
.hamarat olsun
.evcimen olsun
.bana baksın beni sevsin
.kapıyı güler yüzle açsın
.Çalışmasın, ev kadını olsun
.hiç evlenmemiş, helal süt emmiş, temiz aile kızı olsun
.internete giren biri olmasın
.sosyal medyada paylaşım yapmasın
.hele sürekli kendi fotoğraflarını paylaşmasın
.hatta sosyal medya hesaplarını kapatsın
.evinde, akıllı, hanım, hamarat olsun
.dışarı fazla çıkmasın, istemesin
.müsrif olmasın, çok para harcamasın
.dekolte falan giyinmesin:atlet şort falan giymesin
.çok konuşmasın
.okumuş olsun ama çalışmak istemesin
.okumuş olsun ama bigiçlik taslamasın
ee yani varlığı yokluğu bir birini mi arıyor dedim, pek sevindiler, hah işte aynen öyleymiş!
Robot mu olsun? Köle mi? Hem eve tıkılı, hem ne sosyal hayatı var ne interneti; evde sürekli iş yapacak ama yorulup sıkılıp da adama surat asmayacak?
Kimliği de olmasın bari! Hiç bi yerde kaydı da olmasın. Var mı yok mu bilinmesin. Gıkını çıkartmadan hizmet etsin.
Böyle birini bulursanız ben de evlenirim valla!
.iyi yemek yapsın
.hamarat olsun
.evcimen olsun
.bana baksın beni sevsin
.kapıyı güler yüzle açsın
.Çalışmasın, ev kadını olsun
.hiç evlenmemiş, helal süt emmiş, temiz aile kızı olsun
.internete giren biri olmasın
.sosyal medyada paylaşım yapmasın
.hele sürekli kendi fotoğraflarını paylaşmasın
.hatta sosyal medya hesaplarını kapatsın
.evinde, akıllı, hanım, hamarat olsun
.dışarı fazla çıkmasın, istemesin
.müsrif olmasın, çok para harcamasın
.dekolte falan giyinmesin:atlet şort falan giymesin
.çok konuşmasın
.okumuş olsun ama çalışmak istemesin
.okumuş olsun ama bigiçlik taslamasın
ee yani varlığı yokluğu bir birini mi arıyor dedim, pek sevindiler, hah işte aynen öyleymiş!
Robot mu olsun? Köle mi? Hem eve tıkılı, hem ne sosyal hayatı var ne interneti; evde sürekli iş yapacak ama yorulup sıkılıp da adama surat asmayacak?
Kimliği de olmasın bari! Hiç bi yerde kaydı da olmasın. Var mı yok mu bilinmesin. Gıkını çıkartmadan hizmet etsin.
Böyle birini bulursanız ben de evlenirim valla!
14.04.2016
Annem iki de bir gelip gözümün içine büyük bir sevinçle bakarak 'beğenmiş mi?' diye soruyor.
?? Ney mi bana ayarlayacakları kısa boylu, kel, sülalesi kanser vakasından kırılmış, 40 yaşındaki adam;
Tamam demiş Allah razı olsun kabul etmiş, zaten önce beni görmesi lazımmış ya tanıdık öyle diyordu, face'ten bakacakmış! Allah razı olsun Allah ne muradı varsa versin! Allah tuttuğunu altın etsin!
Aradan 1 gün geçmedi annem gene büyük bir sevinçle soruyor beğenmiş mi? Diye.
Keçileri kaçırdı resmen! Dünyanın en mantıklı insanı olduğu iddiasında, herrrrşeyi düşünürmüş herşeyi ama! O kadar çok düşünüyormuş ki bana gerek kalmıyor düşünmek! Aptal bir köle gibi harfiyen yapsam dediklerini hayat çözüldü!
Ama hala aklı almıyor zaten olmaz ki dememi. Bir erkek lütfedip benimle evlenmeye razı olacak ama ben istemeyeceğim!? Haşa ne haddime.
Ya teyzesi kanser atlatmış hem de göğüs, annesi tedavi görüyormuş aynı kanserden; yetmedi en son çıktı, taksit taksit söyleniyor bir de ablasında da yumurtalık kanseri mi ne çıkmış erken teşhis.
Ama adı yok hala, ki oradan buradan bilgi edinmeyeyim; oldu olacak vekil usulü evlenelim hepten sürpriz olsun!
Geçen de mantıklı bulmuştu ama gene baş döndü. Ha mühendismiş! Ah tam ağız ve göz dolduran, doyuran bir meslek.
Artık tam teşekküllü hizmetker olabilirim!
Hem gelecekte kanser riski yüksek kocama da bakarım!
Zaten kadın dediğin ev işleri, bakıcılık gibi hismetler için yaratılmıştır.
Böyle açıkç dile getirimez elbet! çünkü onlar modern!
Evet kızlarını okutan ve 13 yaşında evlendirmeyen, bir miktar çalışma müsadesi olan aileler kendilerini modern diye adlandırırken müstakbel gelinlerini bir hizmetçi olarak görüyor.
Tüm bu kadınlar modernmiş!
Ha sonra haber geliyor; face'teki fotoğraflarım iyi anlaşılmıyormuş ki! Saçma sapan resimler varmış! Değiştirecekmişim! Net fotoğraf koyacakmışım! Hem 2. adımı niye kullanıyormuşum? Kullanmayacakmışım!
Zor bulmuş! Anlaşılmıyormuş! Teyzesi koskoca adam neyle uğraştı diye şlkayette anneme.
Ben koskoca kız, arlı, namuslu, gururlu, itibarlı, kişilikli bir öğretmene emir yağdırmak çok olağan yani! Hani çok fotoğrafım olsa da (diyen oluyor böyle tanıdığım kimselere) kendini göstermeyi seven basit bir kız olurum namusu şüpheli!
2. adım biraz unisex bir isim ve soyadı sanılabiliyor.
Ne o öyleymiş, evliymişim gibi, kaldıracakmışım değll mi onu!
Annem telefonda tayzeyle konuştuktan sonra bana böyle emir kipli anlatıyor. Ama kızına emir verilmesine hiç bozulmamış! Gayet mesut ve bahtiyar, sevinçten gözleri ışıldıyor.
Kızı evlenecek! Damat onu beğenirse. Sonra kızı hasta kayın validesine bakacak, evini derleyip toparlayacak, çalışmayacak, bebekleri olacak; gündüz hasta bakıcı, temizlikçi, aşçı gece seks kölesi.
çok normal tabi bu! Ne olacaktı ya? Niye insan yerine konsun ki kızı??
Tabi bir yardımcı tutsalar eve maliyetli, ama gelin alırsa bi düğün maliyetli gerisi bedava gibi, hem geceleri s.kilebilecek temiz, el değmemiş bir kız olacak. Oooh oh!
Böyle ters konuşunca bile annem algılayamıyor! Ama evlenecem değll mi???
Kız hizmetçl miyim ben köle miyim???? Aaa aklımı oynattıracaklar yaa!
Ne bileyim anlamadım.
işine gelmiyor herhalde! Neyse canım en kaliteli bir boy bir portre fotoğrafımı koyarım Allah rızası için beni beğenecek mi bakalım! öyle net fotoğrafımda yok yeni.
istersen çektirelim Nazlı.
Hıı, önce kuaföre de gideriz, sahibim beni tam beğensin Allah razı olsun! Beni bataktan kurtaracak!
?????
Sülalesi kanserden kırılıyor hala bana emir gönderiliyor! Ne güzel.
Koydun mu?
Ney?
Fotoğraaaaf!
Koymadım zaten var gözü de görmüyor herhalde !?? Kör birini mi kakalayacaksınzı bana! Olsun ona da bakarım hizmetçlyim ne de olsa!
?amaaan be!
Sana aman be! Evleneyim de sana yeter hizmetçi mi olurum köle mi!
Bi görseydi.
Kız beni delirtecen mi anne! Sülalesi kanserli adamı napayım beeeen???
Aman bize ne ?
Kız bana hasta baktıracaklar neyi anlamıyorsun??? Kanserli torun istiyorsun sen herhalde!
Allah korusun!
Ailesi bu kadar kanserli dolu olandan ne hayır gelecek???
Hayır evlendikten sonra da çıkabilir bilemezsin ama en azından körükörüne olmaz. Hadi onu geçtim bari anlaşsak, birbirimizi sevsek falan.
Yok 35 olunca yaş ben zavallı herşeye razı olurum sanılıyor, ne kadar ahmakça! Sanki aç açıkta bir zavallıyım büyük bir sevap işleyip beni kurtaracak, ben de ömür boyu minnet duyup her dediklerini yapacağım!
Ya beni face'ten ekleyebilecek medeniyete bile sahip değil ki!
---
sonra annem ısrarla; o teyzeye fotoğrafı varmış facelukta ama herkes göremiyormuş, sadece arkadaşları bakabiliyormuş demiş.
Ve cevap; önce bi görsünmüş de öyle ekleyebilirmiş!!
Tabi böyle üstünlük yarışı olur. Zaten ataerkil bir toplumuz, erkekler üstün ve önemli görülüyor. Bir de üstüne annemim mütevazilik ve kırıcı olmamak adına (!) herşeye razıymışız gibi ezik, zavallı bir izlenim çizerse, herşeyi kabul ederse olacağı bu.
Kendine gelince dünyanın en mantıklı ve gururlu insanı; daha yakışıklı, boylu, sağlıklı bir adamı hak eden ama ıskalamış bir insan. Ama gel gör ki ben öyle değilim bana olur herşey!
?? Ney mi bana ayarlayacakları kısa boylu, kel, sülalesi kanser vakasından kırılmış, 40 yaşındaki adam;
Tamam demiş Allah razı olsun kabul etmiş, zaten önce beni görmesi lazımmış ya tanıdık öyle diyordu, face'ten bakacakmış! Allah razı olsun Allah ne muradı varsa versin! Allah tuttuğunu altın etsin!
Aradan 1 gün geçmedi annem gene büyük bir sevinçle soruyor beğenmiş mi? Diye.
Keçileri kaçırdı resmen! Dünyanın en mantıklı insanı olduğu iddiasında, herrrrşeyi düşünürmüş herşeyi ama! O kadar çok düşünüyormuş ki bana gerek kalmıyor düşünmek! Aptal bir köle gibi harfiyen yapsam dediklerini hayat çözüldü!
Ama hala aklı almıyor zaten olmaz ki dememi. Bir erkek lütfedip benimle evlenmeye razı olacak ama ben istemeyeceğim!? Haşa ne haddime.
Ya teyzesi kanser atlatmış hem de göğüs, annesi tedavi görüyormuş aynı kanserden; yetmedi en son çıktı, taksit taksit söyleniyor bir de ablasında da yumurtalık kanseri mi ne çıkmış erken teşhis.
Ama adı yok hala, ki oradan buradan bilgi edinmeyeyim; oldu olacak vekil usulü evlenelim hepten sürpriz olsun!
Geçen de mantıklı bulmuştu ama gene baş döndü. Ha mühendismiş! Ah tam ağız ve göz dolduran, doyuran bir meslek.
Artık tam teşekküllü hizmetker olabilirim!
Hem gelecekte kanser riski yüksek kocama da bakarım!
Zaten kadın dediğin ev işleri, bakıcılık gibi hismetler için yaratılmıştır.
Böyle açıkç dile getirimez elbet! çünkü onlar modern!
Evet kızlarını okutan ve 13 yaşında evlendirmeyen, bir miktar çalışma müsadesi olan aileler kendilerini modern diye adlandırırken müstakbel gelinlerini bir hizmetçi olarak görüyor.
Tüm bu kadınlar modernmiş!
Ha sonra haber geliyor; face'teki fotoğraflarım iyi anlaşılmıyormuş ki! Saçma sapan resimler varmış! Değiştirecekmişim! Net fotoğraf koyacakmışım! Hem 2. adımı niye kullanıyormuşum? Kullanmayacakmışım!
Zor bulmuş! Anlaşılmıyormuş! Teyzesi koskoca adam neyle uğraştı diye şlkayette anneme.
Ben koskoca kız, arlı, namuslu, gururlu, itibarlı, kişilikli bir öğretmene emir yağdırmak çok olağan yani! Hani çok fotoğrafım olsa da (diyen oluyor böyle tanıdığım kimselere) kendini göstermeyi seven basit bir kız olurum namusu şüpheli!
2. adım biraz unisex bir isim ve soyadı sanılabiliyor.
Ne o öyleymiş, evliymişim gibi, kaldıracakmışım değll mi onu!
Annem telefonda tayzeyle konuştuktan sonra bana böyle emir kipli anlatıyor. Ama kızına emir verilmesine hiç bozulmamış! Gayet mesut ve bahtiyar, sevinçten gözleri ışıldıyor.
Kızı evlenecek! Damat onu beğenirse. Sonra kızı hasta kayın validesine bakacak, evini derleyip toparlayacak, çalışmayacak, bebekleri olacak; gündüz hasta bakıcı, temizlikçi, aşçı gece seks kölesi.
çok normal tabi bu! Ne olacaktı ya? Niye insan yerine konsun ki kızı??
Tabi bir yardımcı tutsalar eve maliyetli, ama gelin alırsa bi düğün maliyetli gerisi bedava gibi, hem geceleri s.kilebilecek temiz, el değmemiş bir kız olacak. Oooh oh!
Böyle ters konuşunca bile annem algılayamıyor! Ama evlenecem değll mi???
Kız hizmetçl miyim ben köle miyim???? Aaa aklımı oynattıracaklar yaa!
Ne bileyim anlamadım.
işine gelmiyor herhalde! Neyse canım en kaliteli bir boy bir portre fotoğrafımı koyarım Allah rızası için beni beğenecek mi bakalım! öyle net fotoğrafımda yok yeni.
istersen çektirelim Nazlı.
Hıı, önce kuaföre de gideriz, sahibim beni tam beğensin Allah razı olsun! Beni bataktan kurtaracak!
?????
Sülalesi kanserden kırılıyor hala bana emir gönderiliyor! Ne güzel.
Koydun mu?
Ney?
Fotoğraaaaf!
Koymadım zaten var gözü de görmüyor herhalde !?? Kör birini mi kakalayacaksınzı bana! Olsun ona da bakarım hizmetçlyim ne de olsa!
?amaaan be!
Sana aman be! Evleneyim de sana yeter hizmetçi mi olurum köle mi!
Bi görseydi.
Kız beni delirtecen mi anne! Sülalesi kanserli adamı napayım beeeen???
Aman bize ne ?
Kız bana hasta baktıracaklar neyi anlamıyorsun??? Kanserli torun istiyorsun sen herhalde!
Allah korusun!
Ailesi bu kadar kanserli dolu olandan ne hayır gelecek???
Hayır evlendikten sonra da çıkabilir bilemezsin ama en azından körükörüne olmaz. Hadi onu geçtim bari anlaşsak, birbirimizi sevsek falan.
Yok 35 olunca yaş ben zavallı herşeye razı olurum sanılıyor, ne kadar ahmakça! Sanki aç açıkta bir zavallıyım büyük bir sevap işleyip beni kurtaracak, ben de ömür boyu minnet duyup her dediklerini yapacağım!
Ya beni face'ten ekleyebilecek medeniyete bile sahip değil ki!
---
sonra annem ısrarla; o teyzeye fotoğrafı varmış facelukta ama herkes göremiyormuş, sadece arkadaşları bakabiliyormuş demiş.
Ve cevap; önce bi görsünmüş de öyle ekleyebilirmiş!!
Tabi böyle üstünlük yarışı olur. Zaten ataerkil bir toplumuz, erkekler üstün ve önemli görülüyor. Bir de üstüne annemim mütevazilik ve kırıcı olmamak adına (!) herşeye razıymışız gibi ezik, zavallı bir izlenim çizerse, herşeyi kabul ederse olacağı bu.
Kendine gelince dünyanın en mantıklı ve gururlu insanı; daha yakışıklı, boylu, sağlıklı bir adamı hak eden ama ıskalamış bir insan. Ama gel gör ki ben öyle değilim bana olur herşey!
şimdi diyelim televizyonda izlediğimiz şeyde bir şey gördük; bir yiyecek.
Mesela yılan balığı; yemiştim ben çok yağlı ama lezzetli bir balık diyor.
Ya da dizide pikniğe gidiyorlar; biz çok giderdik diyor.
Ballandıra ballandıra gençlik aktivitelerini, yediklerini anlatıyor.
Anneannemle dedem sosyalmiş, misafir de gezme de severmiş; her hafta bir atraksiyon.
Hiç demez ki ben kızlarıma bunu yaşatamadım, fazla anlatmayayım, imrenirler. Hiç demez uzun uzun ballandırarak detaylandırarak anlatır. Bir neşe içinde gözleri parlayarak.
Ama sanmayın ki bu güzel anılar hep mutlu sonla bitecek.
Kötü biten de var ama gene de özlemle anarken o günleri bu kız hiç pikniğe, kalabalık ev ya da restoran yemeklerine gitmedi!
Hiç öyle olmaz. Teyzemler geldiğinde bile kalabalık ve neşeli olunmaz, eh işte.
Hiç demez aklına gelmez.
Sen de söyleyemezsin, söylersen sen kötüsün! Zaten baban olmadığı içln hiç bişeyi hak etmiyorsun ki?! Hakkın dahi yok.
Bende ısrar etmesem, kavgaları, surat asmaları göze alıp tutturmasam; zorla anı yaratmak i.in yırtınmasam ; ne o okul gezilerine ne doğum günlerine gitmiş olurdum, ne de o günlerden kalma anılacak şeylerim fotoğraflarım olurdu.
Kendi eskl fotoğrafları çıkarır bakar anar anlatır.
Ama iş bana gelince ne gerek var?
Bigün demiştim işte sen de eski anılarını böyle anıyorsun!
Hiç mi olamazdı neşeli, kalabalık eğlenceli etkinlikler?? Yaratmayı bırak olacak olanı engellemek içln yırtınırdı adeta.
O okul gezilerine gitmeyeyim diye neler yaptı; ama gitmeyeceksin falan demeden, korku ve mutsuzluk salarak! Gitsen bile tat alama!
O doğum günlerine de gitmeyeyim diye neler yapardı; gitmeyeceksin yasak demeden yavaş yavaş zehirlerdi zihnini: yok hava kötüymüş üşüyüp hasta olacamışız, yok hediyem iyi değilmiş, sivicem çıkmış, giyecek şeyim yokmuş vb.
Azar azar aklına sokar olumsuz düşünceleri; dediği, istediği olsunda sen mutsuz, özgüvensiz, kompleksli, asosyal, sevilmeyen, dışlanan ol! Nasılsa bu yüzden ölmezsin!
Yeri gelir seni gizlice engeller, bi bakmışsın kendi yaptıklarıyle övünür!???
Ama söylenmez ben çocukken de gençkızken de pikniğe gitmedik hiç: kalabalık etkinlşlerimiz olmadı diye.
öyle evde pinekleyip, zorunluluklarını yerine getiren mutsuz görev insanlarıydık! Gayet normal. Ben ne hakla diyebilirim ki pikniğe gitmedim hiç!??? Ne hakla?!
Benim babam yok ki! önce boşandılar diye sonra babam öldü diye tam anlamıyla iki kere öksüz kaldım resmen.
Dışlanmam falan gayet normal. Normal ötesi bunun lafını etmem yersiz.
Milet yaşayacak biz pencereden, balkondan izleyen geri zekalılar olacağız.
Mesela yılan balığı; yemiştim ben çok yağlı ama lezzetli bir balık diyor.
Ya da dizide pikniğe gidiyorlar; biz çok giderdik diyor.
Ballandıra ballandıra gençlik aktivitelerini, yediklerini anlatıyor.
Anneannemle dedem sosyalmiş, misafir de gezme de severmiş; her hafta bir atraksiyon.
Hiç demez ki ben kızlarıma bunu yaşatamadım, fazla anlatmayayım, imrenirler. Hiç demez uzun uzun ballandırarak detaylandırarak anlatır. Bir neşe içinde gözleri parlayarak.
Ama sanmayın ki bu güzel anılar hep mutlu sonla bitecek.
Kötü biten de var ama gene de özlemle anarken o günleri bu kız hiç pikniğe, kalabalık ev ya da restoran yemeklerine gitmedi!
Hiç öyle olmaz. Teyzemler geldiğinde bile kalabalık ve neşeli olunmaz, eh işte.
Hiç demez aklına gelmez.
Sen de söyleyemezsin, söylersen sen kötüsün! Zaten baban olmadığı içln hiç bişeyi hak etmiyorsun ki?! Hakkın dahi yok.
Bende ısrar etmesem, kavgaları, surat asmaları göze alıp tutturmasam; zorla anı yaratmak i.in yırtınmasam ; ne o okul gezilerine ne doğum günlerine gitmiş olurdum, ne de o günlerden kalma anılacak şeylerim fotoğraflarım olurdu.
Kendi eskl fotoğrafları çıkarır bakar anar anlatır.
Ama iş bana gelince ne gerek var?
Bigün demiştim işte sen de eski anılarını böyle anıyorsun!
Hiç mi olamazdı neşeli, kalabalık eğlenceli etkinlikler?? Yaratmayı bırak olacak olanı engellemek içln yırtınırdı adeta.
O okul gezilerine gitmeyeyim diye neler yaptı; ama gitmeyeceksin falan demeden, korku ve mutsuzluk salarak! Gitsen bile tat alama!
O doğum günlerine de gitmeyeyim diye neler yapardı; gitmeyeceksin yasak demeden yavaş yavaş zehirlerdi zihnini: yok hava kötüymüş üşüyüp hasta olacamışız, yok hediyem iyi değilmiş, sivicem çıkmış, giyecek şeyim yokmuş vb.
Azar azar aklına sokar olumsuz düşünceleri; dediği, istediği olsunda sen mutsuz, özgüvensiz, kompleksli, asosyal, sevilmeyen, dışlanan ol! Nasılsa bu yüzden ölmezsin!
Yeri gelir seni gizlice engeller, bi bakmışsın kendi yaptıklarıyle övünür!???
Ama söylenmez ben çocukken de gençkızken de pikniğe gitmedik hiç: kalabalık etkinlşlerimiz olmadı diye.
öyle evde pinekleyip, zorunluluklarını yerine getiren mutsuz görev insanlarıydık! Gayet normal. Ben ne hakla diyebilirim ki pikniğe gitmedim hiç!??? Ne hakla?!
Benim babam yok ki! önce boşandılar diye sonra babam öldü diye tam anlamıyla iki kere öksüz kaldım resmen.
Dışlanmam falan gayet normal. Normal ötesi bunun lafını etmem yersiz.
Milet yaşayacak biz pencereden, balkondan izleyen geri zekalılar olacağız.
Kendinin değil de başkalarının üzerine yıkmaya çalışıyor.
Nerede abuk subuk biri bana yamamaya çalışıyorsunuz dediğim zaman.
Demek ki bana bunu layık buluyorlarmış!
Yani ben öyle bir imaj çizmişim izlenim vermişim!
Yok ya!
Sen bu kadar ezik davranırsan olacağı o!
Ben mi???
Yok kim? Boynunu büke büke dudağını büze büze zavallı Nazlı'ya Allah rızası için bir koca der gibi; biz herşeye razıyız, ben herşeye razyım yeter ki Nazlı evlensin dersen!
Nerede abuk subuk biri bana yamamaya çalışıyorsunuz dediğim zaman.
Demek ki bana bunu layık buluyorlarmış!
Yani ben öyle bir imaj çizmişim izlenim vermişim!
Yok ya!
Sen bu kadar ezik davranırsan olacağı o!
Ben mi???
Yok kim? Boynunu büke büke dudağını büze büze zavallı Nazlı'ya Allah rızası için bir koca der gibi; biz herşeye razıyız, ben herşeye razyım yeter ki Nazlı evlensin dersen!
Bir pazar günüm var biraz uyuyacak onda da beni elleye elleye uyandırıyor.
Eskiden beridir en sevdiği şey, çeşitli yöntemlerle beni uyandırmak.
Ödüm patlıyor kalbim çarpıyor derim, anlamaz.
Anlatana kadar göbeğim çatladı.
Normal anlatmadan, izahtan anlamyor. Yani anlamadığından değil ciddiye almıyor kalıcı olarak.
Sadece bu konu da değil. Dikkatini çekmek ve aklında kalmasını sağlamak için çok büyük kavga çıkarıp, kırıp, küstürmek zorundasın.
Yoksa gene kendi bildiğini okuyor.
Çünkü evet sana saygısı yok. Hani dediği gibi öğrencilere istediği gibi davranamıyor , ama kendi çocuğun olsa istediğin gibi davranırsın der!
Temizlik için kadın gelecek. Akşamdan herşeyi hazırlayıp banyoya koydum, kaç defa da söyledim, tembihledim.
Yerleri belli, beni uyandırma diye.
Defalarca tekrarladım; anladık ne elli kere
tekrarlıyorsun bunak mıyız dedi.
Hah sabahına 7'de beni uyandırıyor.
Temizlik malzemelerini koynuma aldım sanki!
Bi banyoda yoksa öbüründedir, orada yoksa mutfak lavabosu altında. Neden aradınlar ki beni rahatsız etmek dururken?!
Zaten arasa da o kadar saçma yerlerde arar ki bir gürültüyle.
Bir gün ben yokken gelmişti yardımcı.
Annem benim giysi dolabımda aramış temizlik malzemelerini!
E öyle demişim!
Benim banyodaki dolabın anne!
Dinlememiş ki dediğimi, yanlış yarım anlamış.
Akıl var mantık var; temizlik malzemesinin gardrobumda işi ne???
şifonyerde mi?
Banyoda anne banyodaa!
Banyoda şifonyer yok ki Nazlı??
Ya banyo dolabı yok mu?
Banyo dolabı????
Lavabonun altındaki.
Haaa o mu??? Sen dolapta dedin.
Banyomdaki dolapta anne! Giysi dolabında işi ne???
Sen dedin öylee!
Demedim sen dinlememişsin!
Dinledim!
Bu tartışmaların versiyonlarından o kadar çok yaşadık ki!
Ya koridora koymuştum bir gün temizlik malzemelerini önceden, gene geldi beni uyandırdı!
Sonrada bana gözaltların mosmor!
Sabah gene güya rahatsız etmeden uyandıracak, Nazlıııı elleyerek: malzemeler nerede??
Banyoda duruyor ya işte anne!
Hangi banyo?
Benimki.
Ha iyi.
Rahat rahat çekip gidiyor. Soracağına bak. Akşam söyledğimi hatırlamasa bile bakabilir.
Aa niye kaktın sen?
E uyandırdın!
Ama napayım bulamadım.
Bulamayacak ne var ki ortada anne.
Ne bileyim hangi banyoda?!
iki banyo var zaten birinde yoksa öbüründedir.
Ama ben yoruluyorum sen beni hiç anlamıyorsun! (işine gelmedi mi yaşlıyım yoruluyoruma bağlar ama sen yaşlısın diyemezsin!)
sen arama Melahat bakar.
Nereye?
Ay malzemelereee!
Bilmiyor kl nerde?!
Bulur. Abuk bir yere mi sokacaz? Avizenin üstüne mi saklayacaz???!
ikte her seferinde sen akşmdan hzırla, sabah uyanma der ama hikaye; illa uyandırılırım bi kere bile uyuyamadım. O zamanmış çağırmayalımmış kadın ben yapayımmış! Tabi yorgunluk ve yıpranmadan doktor doktor gezsek, yaşlansam, hastalıklarım olsa ne olacak, kimin umrunda benden başka???
Bi keresinde de güya uyandırmamak için hazırladığım eşyaları bulamamış! Banyoda tam ortada ama anlamamış! Gitmiş toz bezi diye kirli sepetimden sevdiğim bir kareli gömleğimi vermiş; gürültüye uyanıp kalkınca da sen yatsaydın biz hallettik diyor. Ama sanırsın evde bir tabur adam var öye bir gürültü. Napsınmış bulaşık deterjanı da işe yararmış!
Hazırlamıştım been?
Hani?
E banyoda.
Bulamadım.
Nasıl bulamadın ortada duruyor kova!
Göremedim nerede.
Ortada işte.
Hani yok?
işteee!
Ne ki o?
Kova işte içi deterjan, bez dolu!
- gözünün önündekini görmez, bırak akşamdan söylediğimi hatırlamak.
Diyelim kadın geç geldi ben işteyim. 10dkya bir beni arar. Nazlı o nerde nazlı bu nerde nazlı şu nerde????
Bulamaz. Abuk subuk yerlerde arar. Benim odamda dolabımın içinde şifonyerimdee!
Temizlik malzemelerini!!
Aloo Nazlı bezler nerde?
Annecim hazırlayıp koydum ya kapının yanınaa?
Hangi kapı?
Hemen görün diye, giriş kapısı?!
Ta oradakini nasıl görsün bilsin Nazlı başka birisi alıp gitmiştir! Konur mu hiç giriş kapısınaa??
Evin anne evin kapısının önünee!
Hangi evin?!
Bizim evin yaa!
Hani yook?
Aloo Nazlı bilmem ne deterjanı nerde?
Yok ondan domestos var.
Domestos varmıışş olur muu???
Olur diyor Nazlı!
iyi.
E nerdeee?
Ya hepsi kovanın içlndeydi işteeee!
Hangi kova?
Ya az önce buldunuz yaaa!
Ha tamam.
Aloo Nazlıı?
Efendim anne.
Burada bulamadık vileda nerdee?
E sen balkona koyuyorsun yaa!
Hangi balkon?
Arka balkon.
Senin odandaki mi?
Başka arka balkon mu var?
Alooo Nazlıı?
Efendim?
Cam bezi nerdee?
Ya hepsi anne ne lazımsa kovanın içindeydii!
Hangi kova?
Annea az önce buldunuz ya?
Yeşil kova mı?
Eveeet! (başka kovamız yok ki??)
Her 15 dakda bir falan alooo Nazlıııı? diye arar, yani temizlik malzemeleri nereye konur??? şifonyerinde çamaşır çekmecene mi? Annem orada bile arayacak kapasitede! Bi banyoda yoksa öbüründedir, ya da bi balkonda değilse diğerindedir; ama bakmak yerine beni arar ama hala bulamaz.
Banyo dolabındadır anne.
Senin odandaki mi?
Banyo dolabı banyoo!
Tamaaaam senin odandaki dolap mı?
Annecim banyo dolabı diyorum yaaa!
Tamaaam anladııım senin gardolap mıı?
Gardrop değil! Banyo yok mu banyoo! Banyoya git.
Ha gittim, plastik dolap yok mu?
Yoook!
Ya banyoya git anne banyo!
Ay beni dolandırıyorsun yaşlıyım ben anlamıyorsun!
Sen anlamıyorsun anne, defalarda dedim herşey nerde diye.
Demedin?!
Dün akşam dedim kaç kere, elli kere tekrarlama unutmam diye kızdın bana!?
Nerde?
Plastik dolabı aç, alt rafta varsa vardır yoksa bitmiştir marketten alıversin.
... .
Var mı?
Offff of! Burada bluzlar var heep.
Ne bluzu?
Senin bluzlar, yok burda deterjan! Hep bluz.
Anne odamdaki dolapta değil!
E dolap dedin!
Ya bi saattir banyoya git dedim ya!
Ha banyoda mı?
Offff, sen kadını ver telefona ben anlatırım ona....
Eskiden beridir en sevdiği şey, çeşitli yöntemlerle beni uyandırmak.
Ödüm patlıyor kalbim çarpıyor derim, anlamaz.
Anlatana kadar göbeğim çatladı.
Normal anlatmadan, izahtan anlamyor. Yani anlamadığından değil ciddiye almıyor kalıcı olarak.
Sadece bu konu da değil. Dikkatini çekmek ve aklında kalmasını sağlamak için çok büyük kavga çıkarıp, kırıp, küstürmek zorundasın.
Yoksa gene kendi bildiğini okuyor.
Çünkü evet sana saygısı yok. Hani dediği gibi öğrencilere istediği gibi davranamıyor , ama kendi çocuğun olsa istediğin gibi davranırsın der!
Temizlik için kadın gelecek. Akşamdan herşeyi hazırlayıp banyoya koydum, kaç defa da söyledim, tembihledim.
Yerleri belli, beni uyandırma diye.
Defalarca tekrarladım; anladık ne elli kere
tekrarlıyorsun bunak mıyız dedi.
Hah sabahına 7'de beni uyandırıyor.
Temizlik malzemelerini koynuma aldım sanki!
Bi banyoda yoksa öbüründedir, orada yoksa mutfak lavabosu altında. Neden aradınlar ki beni rahatsız etmek dururken?!
Zaten arasa da o kadar saçma yerlerde arar ki bir gürültüyle.
Bir gün ben yokken gelmişti yardımcı.
Annem benim giysi dolabımda aramış temizlik malzemelerini!
E öyle demişim!
Benim banyodaki dolabın anne!
Dinlememiş ki dediğimi, yanlış yarım anlamış.
Akıl var mantık var; temizlik malzemesinin gardrobumda işi ne???
şifonyerde mi?
Banyoda anne banyodaa!
Banyoda şifonyer yok ki Nazlı??
Ya banyo dolabı yok mu?
Banyo dolabı????
Lavabonun altındaki.
Haaa o mu??? Sen dolapta dedin.
Banyomdaki dolapta anne! Giysi dolabında işi ne???
Sen dedin öylee!
Demedim sen dinlememişsin!
Dinledim!
Bu tartışmaların versiyonlarından o kadar çok yaşadık ki!
Ya koridora koymuştum bir gün temizlik malzemelerini önceden, gene geldi beni uyandırdı!
Sonrada bana gözaltların mosmor!
Sabah gene güya rahatsız etmeden uyandıracak, Nazlıııı elleyerek: malzemeler nerede??
Banyoda duruyor ya işte anne!
Hangi banyo?
Benimki.
Ha iyi.
Rahat rahat çekip gidiyor. Soracağına bak. Akşam söyledğimi hatırlamasa bile bakabilir.
Aa niye kaktın sen?
E uyandırdın!
Ama napayım bulamadım.
Bulamayacak ne var ki ortada anne.
Ne bileyim hangi banyoda?!
iki banyo var zaten birinde yoksa öbüründedir.
Ama ben yoruluyorum sen beni hiç anlamıyorsun! (işine gelmedi mi yaşlıyım yoruluyoruma bağlar ama sen yaşlısın diyemezsin!)
sen arama Melahat bakar.
Nereye?
Ay malzemelereee!
Bilmiyor kl nerde?!
Bulur. Abuk bir yere mi sokacaz? Avizenin üstüne mi saklayacaz???!
ikte her seferinde sen akşmdan hzırla, sabah uyanma der ama hikaye; illa uyandırılırım bi kere bile uyuyamadım. O zamanmış çağırmayalımmış kadın ben yapayımmış! Tabi yorgunluk ve yıpranmadan doktor doktor gezsek, yaşlansam, hastalıklarım olsa ne olacak, kimin umrunda benden başka???
Bi keresinde de güya uyandırmamak için hazırladığım eşyaları bulamamış! Banyoda tam ortada ama anlamamış! Gitmiş toz bezi diye kirli sepetimden sevdiğim bir kareli gömleğimi vermiş; gürültüye uyanıp kalkınca da sen yatsaydın biz hallettik diyor. Ama sanırsın evde bir tabur adam var öye bir gürültü. Napsınmış bulaşık deterjanı da işe yararmış!
Hazırlamıştım been?
Hani?
E banyoda.
Bulamadım.
Nasıl bulamadın ortada duruyor kova!
Göremedim nerede.
Ortada işte.
Hani yok?
işteee!
Ne ki o?
Kova işte içi deterjan, bez dolu!
- gözünün önündekini görmez, bırak akşamdan söylediğimi hatırlamak.
Diyelim kadın geç geldi ben işteyim. 10dkya bir beni arar. Nazlı o nerde nazlı bu nerde nazlı şu nerde????
Bulamaz. Abuk subuk yerlerde arar. Benim odamda dolabımın içinde şifonyerimdee!
Temizlik malzemelerini!!
Aloo Nazlı bezler nerde?
Annecim hazırlayıp koydum ya kapının yanınaa?
Hangi kapı?
Hemen görün diye, giriş kapısı?!
Ta oradakini nasıl görsün bilsin Nazlı başka birisi alıp gitmiştir! Konur mu hiç giriş kapısınaa??
Evin anne evin kapısının önünee!
Hangi evin?!
Bizim evin yaa!
Hani yook?
Aloo Nazlı bilmem ne deterjanı nerde?
Yok ondan domestos var.
Domestos varmıışş olur muu???
Olur diyor Nazlı!
iyi.
E nerdeee?
Ya hepsi kovanın içlndeydi işteeee!
Hangi kova?
Ya az önce buldunuz yaaa!
Ha tamam.
Aloo Nazlıı?
Efendim anne.
Burada bulamadık vileda nerdee?
E sen balkona koyuyorsun yaa!
Hangi balkon?
Arka balkon.
Senin odandaki mi?
Başka arka balkon mu var?
Alooo Nazlıı?
Efendim?
Cam bezi nerdee?
Ya hepsi anne ne lazımsa kovanın içindeydii!
Hangi kova?
Annea az önce buldunuz ya?
Yeşil kova mı?
Eveeet! (başka kovamız yok ki??)
Her 15 dakda bir falan alooo Nazlıııı? diye arar, yani temizlik malzemeleri nereye konur??? şifonyerinde çamaşır çekmecene mi? Annem orada bile arayacak kapasitede! Bi banyoda yoksa öbüründedir, ya da bi balkonda değilse diğerindedir; ama bakmak yerine beni arar ama hala bulamaz.
Banyo dolabındadır anne.
Senin odandaki mi?
Banyo dolabı banyoo!
Tamaaaam senin odandaki dolap mı?
Annecim banyo dolabı diyorum yaaa!
Tamaaam anladııım senin gardolap mıı?
Gardrop değil! Banyo yok mu banyoo! Banyoya git.
Ha gittim, plastik dolap yok mu?
Yoook!
Ya banyoya git anne banyo!
Ay beni dolandırıyorsun yaşlıyım ben anlamıyorsun!
Sen anlamıyorsun anne, defalarda dedim herşey nerde diye.
Demedin?!
Dün akşam dedim kaç kere, elli kere tekrarlama unutmam diye kızdın bana!?
Nerde?
Plastik dolabı aç, alt rafta varsa vardır yoksa bitmiştir marketten alıversin.
... .
Var mı?
Offff of! Burada bluzlar var heep.
Ne bluzu?
Senin bluzlar, yok burda deterjan! Hep bluz.
Anne odamdaki dolapta değil!
E dolap dedin!
Ya bi saattir banyoya git dedim ya!
Ha banyoda mı?
Offff, sen kadını ver telefona ben anlatırım ona....
9.04.2016
Eski kafalı bir tanıştırma usulü, bir çeşit görücü.
Bilmem kim demiş ki Nazlı'yı yeğenime yapayım. Annem havalara uçmuş, çok memnun ışıldayan gözlerle bana anlatıyor. Büyük bir fırsat yakalamışız!?
Eski kafalı şöyle, benim hiç seçme hakkım yokmuş gibi hem benim hakkımda bilgi veriliyor detaylı, hem fotoğraf verilecek. Ama benim adından bile haberim yok. Paş hazretleri beğenirse lütfedip benimle iletişime geçecekler.
Tabi annem heyecanına yenilip bilgileri vermiş hem de yanlış. Yoo benim aşağılanmam, hor ve ya haksız görülmemle bir derdi yok!
Hani öğretmenmişim ama bırakabilirmişim!: yanlış!
Boyum 1,58miş!; yanlış.
Niye?
Anne boyum 1,63cm!
Hıı tabi!
Ne demek hıı?
Hatırlıyorum ölçmüştük!
Ortaokuldaydı o! 20 yıldan dazla zaman öncesinden bahsediyorsun!
Ee nolmuş?
E uzadıım.
Yok artık bu yaşta!:)
bu yaşta demiyorum o zaman ölçüldüğünden beri!
Ne zaman?
Ay orta okulda o boydaydım!
iyi tamam.
Ay Allahım lisede de uzadım biraz.
Tamam işte 158 ! Amma da uzamışsın sanki çok uzun!
Senden uzunum! Seni duyan da sen selvi boylusunda benle alay ediyorsun sanır!
Annem sayıları hep harıştırır mesela 40 numaraymış ayağım! Niyeyse? Kocaman diyor. Kendi 152 boyunda zayıf ve haliyle ayağı ufak 35-36. 38 benim ayağım?!
Bedenimde 40 42 imiş!??? 38-40 bi kere!
Neyse hem bilgilerimi veriyyor hem pişkin. Yalan söylemiş çok hamarat demiş napsınmış kendi pişirirmiş ben evlenince?!
Ee adam kaç yaşında ne iş yapıyor?
Ne bileyim ben?
Ne demek ne bileyim? Benim herşeyimi anlatmışsın? Her sorana elin adamlarına benim detaylı bilgim mi gidecek???
Sanki kaç kişi soruyor?
Tabi ucubeyi niye sorsunlar?!
Aammman ben öyle mi dedim?
Sen hiç bişey bilmiyor musun adam hakkında?
Ben nerden bileyim ayol aaa?
E sorsaydın ya anne! Aaa! Aile şeceremizi saymışsın adam hakkında hiç bilgi yok!
Napayım? bi de fotoğraf vermek lazım.
Olduu! Gözlerim doldu? iş başvurusu mu bu??? Bir boy bir portre vereyim bari.
Hıı olur albümden seçelim.
Yok yenisini çekmek lazım paşamız beğensin güncel olsun foto!
Paşa kim?
Ayyy anne!?! Adam adam! Sanki dünyanın en matah şeyi de ben bilgi foto verecem daha kaç yaşında işi ne bile bilinmiyor!
Napalım?
Tani napalım? Bizim gibi zavallılar aşğılanmaya mahkum ezilelim!
Niyemiş o anlamadım?!
Ben milete bilgi foto mu dağıtacam?? Ne münasebet adı bile belli olmayan birine foto verecem?
E napalım?
Bu kadar meraklılarsa beni facebooktan eklesin bari ben de göreyim bileyim tanışmış olalım.
... . Sonra haber geliyor annemden:
koskoca adam facebuktan kız mı bakacakmış?
Ee ben koskoca kız ona buna fotoğraf mı verecem? Cv de vereyim bari detaylı?!
Annem anlamıyorsun diyor!
Evlenmemi o kadar çok istiyor ki gözü kör olmuş, mantık uçmuş!
Adam 40 yaşındaymış. Hıh iyi. Ama annesi kansermiş oğlunun mürüvvetini, torunlarını görmek istiyormuş.
Kendilerince haklı sebepleri var ama yeter mi?
Yani ben kanserli bir kadın mutlu olsun diye feda edileceğim! Yani geçmiş olsun Allah şifa versin de. Niye ben kurban ediliyorum?
Annem iyi ya işte kaynana derdin olmaz belki diyor!
Canım iyi de hem annesini kaybetmik bi adamın derdine derman olacam, hem mutlu edecem neyim ben psikolog falan mı? Hem niye kanser taşıyan bir aileyle evleneyim ki??
Bu arada heme evlenip, işi bırakıp, acilen Adana'ya taşınıp, acil bebek yapacam? Niye kaynanam mutlu olsun diye?!
Allah mutlu etsin de ben niye fedayım, niye bana yükleniliyor, niye bu görev bende?
Ne olmuş diyor kanserse? Sana ne?
Ya kanser taşıyan biriyle mi evlenecem?
Sağır da olmuş kör değil sadece aklını kaybetmiş annem! O kadar hevesli ki beni evlendirmeye, başka bişeyin önemi yok!
Kız ne kadar cahilsin kanser bulaşıcı değiiiil! Hem kadından sana nasıl geçsin zaten oğluyla evlenecen kadınla değil!
Sen cahilsin ayrıca kör! Bulaşıcı olmadığını billyoruuuum!
Bu arada bunlar münakaşa tadında, annem hevesinden hararetle konuşuyor, susmak bilmiyor, seni duyamaz. Ya bağıracan ya kolunu molunu çekiştirip, susturup dikkatini sana vermesini sağlacayan. Yoksa anlamaz. Kendi düşüncelerine, konuşmasına sesine gömülüp bakar kör duyar sağır olmuş çıkmış.
Eee??
Annecim en yakın akraban kanserse hele ki meme kanseri!
Allah Allaaahhh kadını memesinden sana ne kızım??
Ya sus bir dinleee!
Bulaşıcı değiiilllll!
Bulaşacağından değil be! çocuk yapmayacakmıyızz???
çocukta yok yok annesinde kanser aaaa anlayamadıın!
Kız sen anlayamadın seen! Bu adamlaaaaa çocuk yapmayacakmıyız diyelim evlendik????
Tabi ki yapacaksınız tabi ki! Nlye evleneceksiniz ya????
Ay hala anlayamadın ya anne! En yakın kadın akrabanda kanser varsa sende de olma riski yüzde elli!
???? Kız senin akraban değil kadın aaa?
Ayy anne! Anne! Oğluyla evlenmeyecem mi?? Beraber çocuk yapmayacaz mı?
??? Yok yapmayın!
Of allahım bazen sana laf anlatmanın imkanı yok anne! Kanser genetik bişey değil miii?
Ay sana ne sana ne?
Kız torunun o ailenin soyunu da taşımayacak mııııı?
????
Kanser genetik bişey anne! Annen, teyzen, anneannen ve ya babaannen meme ve yarahim kanseriyse sen de ilk elden kanser riski altındasııııın!
Biz niye riskte olalım sende!
Kız biz demiyorum sen ben değil! Ay anlamayacak ne var? Kız torunun oldu diyelim ya babaannesine çeker de kanser olurssa????
Haaaa!
Hah şükür.
Ama garanti değil ki!
Yok bi de garanti olsun da ben gene de yapayım çocuk!
Olmayabilir ama o zaman?
Olasılığa mı bırakacam? Allah Allaaaah ilk elden kanser riski olan çocuğu bile bile yap diyorsun bana resmen!
Ona bakacak olursa bilmeden de evlenebillrsin?
Olsun en azından sonradan olmuş olur, böyle bile bile ilerde doğacak çocuğumu niye riske atayım! Bana ne başkası kurtarsın!
Sonra öğreniyorum ki ailelerinde kanser vakası çokmuş. Allah şifa versin yardım etsin de beni de pikkin pişkin bencilce ateşe atacaklar bu ne bencillik beeee!
Kadının kız kardeşi, kız kardeşinin kocası da kanser atlatmış, hatta biri daha ama hangi akraba bilmem. Bana etrafları sarılmış yani. Bir de hemen oğlunu everip kanser riskini fazla fazla taşıyan torunlar elde etmek istiyor!
Adeta kanserin gelecek kuşaklara taşındığından emin olmak ister gibi ölmeden önce!
şükür zor izah ettim ama dank etti. Ama iyice uzattım da örnekledim de. Sanıyor ki kadın gibi torunu da 70li yaşlarda olabilir. Gen bu başka bir türde çıkabillr, belki çocukken bile bilemezsin ki!
Ben böyle mi harcayacam hayatımı, evlatlarımın hayatını tehlikeye mi atacam??? Hani bilmezsin sen evlendikten çok sonra falan çıkar neyse, ne bilecen??
Ama hala umutla belki olmaaz diyor. Ya olursa, diyelim olmadı belki torunum da olacak? Bu şeyleri göremeyebiliriz diye vebalini mi alalım? Umursamayalım!
Tabi bunun üzerine başka zaman da, ailede yoksa da kanser olabilirsin de diyor.
Olabilir Allah korusun da, bile bile niye yapayım.
Hani zaten adama bayılsam? Ben öyle kurbalık koyun gibi görünüyorum! Resmen.
Zaten bırak adını, işini, bişey de bilmiyorum söylenmiyor ama benim aile şecerem falan sayılıyor! Ne biçim bencillik çifte standart???
Yaşım, boyum, kilom! Gerçi yanlış söylemiş ama annem.
Tabi fotoğrafım da verilecekmişmiş seçici kurula!! Oldu gözlerim doldu! Kanserli genleriyle ne diye benden üstün gördüler kendilerini????
Yani kusurlu olan onlar ama kendini aşağı hissetmesi, kendini kanıtlaması gereken benim!
Sınav yapın bari!
Anneme kalsa verecek fotoğraf! Ben daha ne iş yaptığını, adını bile bilmiyorum, bi tek yaşını, o da doğruysa tabi!
Hem bencil hem eski kafalılar; yani seçen erkek tarafı olacak çoook büyük bir şey bahşedecekler ya; kanserli genlerle medeniyetsiz çirkin bir kafa!
Koskoca adam internette beni arayıp ekleyemez ama benim gibi kişilikll, ciddi, namuslu, ilkeli genç bir kız ona buna fotoğraf verebilir!
Adını bile gizliyorlar ki ben önceden bakamayayım netten, aman sonra hiç tanıştırmayın derim gururlarına dokunur. Ama benim fotoğrafım elden ele gezecek, kuruldan ge.erse aranacağım, aranmazsam beğenilmediıim anlaşılacak; kızlarda gurur olmaz ki.
Bi zavallı eksik etekler evlenme yaşını da geçirdik mi evlenmek için herşeye mecburuz, razıyız!
E madem sen bul bari feysluk mu ne ondan.
Adına bilmiyoruz ki!
Haa ad mı lazım?
Ya nasıl bulacam milyonlarca insan arasından anne?
Söylemedi adını.
Bulunmaz o zaman.
Hamide'den bak o zaman.
Hamide teyzenin facebook'u var mı?
Ben ne bileyim Nazlı??? Vardır zahir evde bilgisayar! Her evde ar çok lazımmış gibi!
Facebook hesabı var mı yani anne bilgisayarı demiyorum!
Ay ne bileyim beeen?
E sen diyorsun bak! Soyadı ne?
Kimin?
Hamide teyzenin, belki ararsam çıkar.
Arama sen arama! Allah Allaaaah ters konuşursun şimdi!
Facebooktan demek istiyorum anne telefon değill!
Aynı şey ters konuşursun!
Konuşma yok yahu! Facebook sayfası varsa bakayım ona belki akrabasını da eklemiştir.
Offf of icat çıkarıyorsun bana!
Sana niye çıkarayım ki! Sen dedin bak bari!
Amaaaaan.
??????
???????
????
Bir süre boş boş bakışıyoruz. Sonunda;
ee hadi varmıymış???
Soyadı ne binlerce Hamide vardır anne!
Aa?
Koca ülkedeki tek Hamide o mu? Sırf Mersin'de bile kimbilir kaç Hamide var! Soyadı lazıım.
Aman ben ne bileyim ebesinin nikahını iste bari!
Anlaşabilmenin imkanı yok, anlamamanın ötesinde annem interneti falan. Kah müneccim sanar kah hani herşey vardı adres bulayım ister kah dolandırıcılıktan korkar kapatıp köye yerleşmek!
Tabi ki kusur bende! Başka ne olabilir ki. Babam yo ve yaşım ilerledi diye kendimi aşağı hissetmeli, ezik büzük, özgüvensiz, zavallı ve mecbur biri olarak her şeye razı olmalıyım. Allah rızası için koca bulun bana diye yalvarmalıyım!! Ki kendilerinl mühim ve güçlü hisstesinler!
Beğenmez diye mi korkuyorsun?
Kendileri korkuyor demek beğenmem diye, adı bile söylenmiyor! Ben adını bile bilmediğim adama fotoğraf gönderecen! Oldu! Bir boy bir portre olsun biyometrik çektireyim!
Bilmem kim demiş ki Nazlı'yı yeğenime yapayım. Annem havalara uçmuş, çok memnun ışıldayan gözlerle bana anlatıyor. Büyük bir fırsat yakalamışız!?
Eski kafalı şöyle, benim hiç seçme hakkım yokmuş gibi hem benim hakkımda bilgi veriliyor detaylı, hem fotoğraf verilecek. Ama benim adından bile haberim yok. Paş hazretleri beğenirse lütfedip benimle iletişime geçecekler.
Tabi annem heyecanına yenilip bilgileri vermiş hem de yanlış. Yoo benim aşağılanmam, hor ve ya haksız görülmemle bir derdi yok!
Hani öğretmenmişim ama bırakabilirmişim!: yanlış!
Boyum 1,58miş!; yanlış.
Niye?
Anne boyum 1,63cm!
Hıı tabi!
Ne demek hıı?
Hatırlıyorum ölçmüştük!
Ortaokuldaydı o! 20 yıldan dazla zaman öncesinden bahsediyorsun!
Ee nolmuş?
E uzadıım.
Yok artık bu yaşta!:)
bu yaşta demiyorum o zaman ölçüldüğünden beri!
Ne zaman?
Ay orta okulda o boydaydım!
iyi tamam.
Ay Allahım lisede de uzadım biraz.
Tamam işte 158 ! Amma da uzamışsın sanki çok uzun!
Senden uzunum! Seni duyan da sen selvi boylusunda benle alay ediyorsun sanır!
Annem sayıları hep harıştırır mesela 40 numaraymış ayağım! Niyeyse? Kocaman diyor. Kendi 152 boyunda zayıf ve haliyle ayağı ufak 35-36. 38 benim ayağım?!
Bedenimde 40 42 imiş!??? 38-40 bi kere!
Neyse hem bilgilerimi veriyyor hem pişkin. Yalan söylemiş çok hamarat demiş napsınmış kendi pişirirmiş ben evlenince?!
Ee adam kaç yaşında ne iş yapıyor?
Ne bileyim ben?
Ne demek ne bileyim? Benim herşeyimi anlatmışsın? Her sorana elin adamlarına benim detaylı bilgim mi gidecek???
Sanki kaç kişi soruyor?
Tabi ucubeyi niye sorsunlar?!
Aammman ben öyle mi dedim?
Sen hiç bişey bilmiyor musun adam hakkında?
Ben nerden bileyim ayol aaa?
E sorsaydın ya anne! Aaa! Aile şeceremizi saymışsın adam hakkında hiç bilgi yok!
Napayım? bi de fotoğraf vermek lazım.
Olduu! Gözlerim doldu? iş başvurusu mu bu??? Bir boy bir portre vereyim bari.
Hıı olur albümden seçelim.
Yok yenisini çekmek lazım paşamız beğensin güncel olsun foto!
Paşa kim?
Ayyy anne!?! Adam adam! Sanki dünyanın en matah şeyi de ben bilgi foto verecem daha kaç yaşında işi ne bile bilinmiyor!
Napalım?
Tani napalım? Bizim gibi zavallılar aşğılanmaya mahkum ezilelim!
Niyemiş o anlamadım?!
Ben milete bilgi foto mu dağıtacam?? Ne münasebet adı bile belli olmayan birine foto verecem?
E napalım?
Bu kadar meraklılarsa beni facebooktan eklesin bari ben de göreyim bileyim tanışmış olalım.
... . Sonra haber geliyor annemden:
koskoca adam facebuktan kız mı bakacakmış?
Ee ben koskoca kız ona buna fotoğraf mı verecem? Cv de vereyim bari detaylı?!
Annem anlamıyorsun diyor!
Evlenmemi o kadar çok istiyor ki gözü kör olmuş, mantık uçmuş!
Adam 40 yaşındaymış. Hıh iyi. Ama annesi kansermiş oğlunun mürüvvetini, torunlarını görmek istiyormuş.
Kendilerince haklı sebepleri var ama yeter mi?
Yani ben kanserli bir kadın mutlu olsun diye feda edileceğim! Yani geçmiş olsun Allah şifa versin de. Niye ben kurban ediliyorum?
Annem iyi ya işte kaynana derdin olmaz belki diyor!
Canım iyi de hem annesini kaybetmik bi adamın derdine derman olacam, hem mutlu edecem neyim ben psikolog falan mı? Hem niye kanser taşıyan bir aileyle evleneyim ki??
Bu arada heme evlenip, işi bırakıp, acilen Adana'ya taşınıp, acil bebek yapacam? Niye kaynanam mutlu olsun diye?!
Allah mutlu etsin de ben niye fedayım, niye bana yükleniliyor, niye bu görev bende?
Ne olmuş diyor kanserse? Sana ne?
Ya kanser taşıyan biriyle mi evlenecem?
Sağır da olmuş kör değil sadece aklını kaybetmiş annem! O kadar hevesli ki beni evlendirmeye, başka bişeyin önemi yok!
Kız ne kadar cahilsin kanser bulaşıcı değiiiil! Hem kadından sana nasıl geçsin zaten oğluyla evlenecen kadınla değil!
Sen cahilsin ayrıca kör! Bulaşıcı olmadığını billyoruuuum!
Bu arada bunlar münakaşa tadında, annem hevesinden hararetle konuşuyor, susmak bilmiyor, seni duyamaz. Ya bağıracan ya kolunu molunu çekiştirip, susturup dikkatini sana vermesini sağlacayan. Yoksa anlamaz. Kendi düşüncelerine, konuşmasına sesine gömülüp bakar kör duyar sağır olmuş çıkmış.
Eee??
Annecim en yakın akraban kanserse hele ki meme kanseri!
Allah Allaaahhh kadını memesinden sana ne kızım??
Ya sus bir dinleee!
Bulaşıcı değiiilllll!
Bulaşacağından değil be! çocuk yapmayacakmıyızz???
çocukta yok yok annesinde kanser aaaa anlayamadıın!
Kız sen anlayamadın seen! Bu adamlaaaaa çocuk yapmayacakmıyız diyelim evlendik????
Tabi ki yapacaksınız tabi ki! Nlye evleneceksiniz ya????
Ay hala anlayamadın ya anne! En yakın kadın akrabanda kanser varsa sende de olma riski yüzde elli!
???? Kız senin akraban değil kadın aaa?
Ayy anne! Anne! Oğluyla evlenmeyecem mi?? Beraber çocuk yapmayacaz mı?
??? Yok yapmayın!
Of allahım bazen sana laf anlatmanın imkanı yok anne! Kanser genetik bişey değil miii?
Ay sana ne sana ne?
Kız torunun o ailenin soyunu da taşımayacak mııııı?
????
Kanser genetik bişey anne! Annen, teyzen, anneannen ve ya babaannen meme ve yarahim kanseriyse sen de ilk elden kanser riski altındasııııın!
Biz niye riskte olalım sende!
Kız biz demiyorum sen ben değil! Ay anlamayacak ne var? Kız torunun oldu diyelim ya babaannesine çeker de kanser olurssa????
Haaaa!
Hah şükür.
Ama garanti değil ki!
Yok bi de garanti olsun da ben gene de yapayım çocuk!
Olmayabilir ama o zaman?
Olasılığa mı bırakacam? Allah Allaaaah ilk elden kanser riski olan çocuğu bile bile yap diyorsun bana resmen!
Ona bakacak olursa bilmeden de evlenebillrsin?
Olsun en azından sonradan olmuş olur, böyle bile bile ilerde doğacak çocuğumu niye riske atayım! Bana ne başkası kurtarsın!
Sonra öğreniyorum ki ailelerinde kanser vakası çokmuş. Allah şifa versin yardım etsin de beni de pikkin pişkin bencilce ateşe atacaklar bu ne bencillik beeee!
Kadının kız kardeşi, kız kardeşinin kocası da kanser atlatmış, hatta biri daha ama hangi akraba bilmem. Bana etrafları sarılmış yani. Bir de hemen oğlunu everip kanser riskini fazla fazla taşıyan torunlar elde etmek istiyor!
Adeta kanserin gelecek kuşaklara taşındığından emin olmak ister gibi ölmeden önce!
şükür zor izah ettim ama dank etti. Ama iyice uzattım da örnekledim de. Sanıyor ki kadın gibi torunu da 70li yaşlarda olabilir. Gen bu başka bir türde çıkabillr, belki çocukken bile bilemezsin ki!
Ben böyle mi harcayacam hayatımı, evlatlarımın hayatını tehlikeye mi atacam??? Hani bilmezsin sen evlendikten çok sonra falan çıkar neyse, ne bilecen??
Ama hala umutla belki olmaaz diyor. Ya olursa, diyelim olmadı belki torunum da olacak? Bu şeyleri göremeyebiliriz diye vebalini mi alalım? Umursamayalım!
Tabi bunun üzerine başka zaman da, ailede yoksa da kanser olabilirsin de diyor.
Olabilir Allah korusun da, bile bile niye yapayım.
Hani zaten adama bayılsam? Ben öyle kurbalık koyun gibi görünüyorum! Resmen.
Zaten bırak adını, işini, bişey de bilmiyorum söylenmiyor ama benim aile şecerem falan sayılıyor! Ne biçim bencillik çifte standart???
Yaşım, boyum, kilom! Gerçi yanlış söylemiş ama annem.
Tabi fotoğrafım da verilecekmişmiş seçici kurula!! Oldu gözlerim doldu! Kanserli genleriyle ne diye benden üstün gördüler kendilerini????
Yani kusurlu olan onlar ama kendini aşağı hissetmesi, kendini kanıtlaması gereken benim!
Sınav yapın bari!
Anneme kalsa verecek fotoğraf! Ben daha ne iş yaptığını, adını bile bilmiyorum, bi tek yaşını, o da doğruysa tabi!
Hem bencil hem eski kafalılar; yani seçen erkek tarafı olacak çoook büyük bir şey bahşedecekler ya; kanserli genlerle medeniyetsiz çirkin bir kafa!
Koskoca adam internette beni arayıp ekleyemez ama benim gibi kişilikll, ciddi, namuslu, ilkeli genç bir kız ona buna fotoğraf verebilir!
Adını bile gizliyorlar ki ben önceden bakamayayım netten, aman sonra hiç tanıştırmayın derim gururlarına dokunur. Ama benim fotoğrafım elden ele gezecek, kuruldan ge.erse aranacağım, aranmazsam beğenilmediıim anlaşılacak; kızlarda gurur olmaz ki.
Bi zavallı eksik etekler evlenme yaşını da geçirdik mi evlenmek için herşeye mecburuz, razıyız!
E madem sen bul bari feysluk mu ne ondan.
Adına bilmiyoruz ki!
Haa ad mı lazım?
Ya nasıl bulacam milyonlarca insan arasından anne?
Söylemedi adını.
Bulunmaz o zaman.
Hamide'den bak o zaman.
Hamide teyzenin facebook'u var mı?
Ben ne bileyim Nazlı??? Vardır zahir evde bilgisayar! Her evde ar çok lazımmış gibi!
Facebook hesabı var mı yani anne bilgisayarı demiyorum!
Ay ne bileyim beeen?
E sen diyorsun bak! Soyadı ne?
Kimin?
Hamide teyzenin, belki ararsam çıkar.
Arama sen arama! Allah Allaaaah ters konuşursun şimdi!
Facebooktan demek istiyorum anne telefon değill!
Aynı şey ters konuşursun!
Konuşma yok yahu! Facebook sayfası varsa bakayım ona belki akrabasını da eklemiştir.
Offf of icat çıkarıyorsun bana!
Sana niye çıkarayım ki! Sen dedin bak bari!
Amaaaaan.
??????
???????
????
Bir süre boş boş bakışıyoruz. Sonunda;
ee hadi varmıymış???
Soyadı ne binlerce Hamide vardır anne!
Aa?
Koca ülkedeki tek Hamide o mu? Sırf Mersin'de bile kimbilir kaç Hamide var! Soyadı lazıım.
Aman ben ne bileyim ebesinin nikahını iste bari!
Anlaşabilmenin imkanı yok, anlamamanın ötesinde annem interneti falan. Kah müneccim sanar kah hani herşey vardı adres bulayım ister kah dolandırıcılıktan korkar kapatıp köye yerleşmek!
Tabi ki kusur bende! Başka ne olabilir ki. Babam yo ve yaşım ilerledi diye kendimi aşağı hissetmeli, ezik büzük, özgüvensiz, zavallı ve mecbur biri olarak her şeye razı olmalıyım. Allah rızası için koca bulun bana diye yalvarmalıyım!! Ki kendilerinl mühim ve güçlü hisstesinler!
Beğenmez diye mi korkuyorsun?
Kendileri korkuyor demek beğenmem diye, adı bile söylenmiyor! Ben adını bile bilmediğim adama fotoğraf gönderecen! Oldu! Bir boy bir portre olsun biyometrik çektireyim!
Böyle hava değişimleri zamanı giydiğim, astarsız, kumaş bir gömlek-ceket arası bir kıyafetim var.
Kolları hem uzun olduğu ve sıkıldığım için hem havalı dursun diye kollarını kıvırarak kullanıyorum. 2 senedir.
2 senedir de annem sık sık hiç üşenmiyor, ben giymeden önce, bir ara açıyor o kıvrık kolları, düzeltiyor, düğmelerini ilikliyor. inatla ve ısrarla.
Ben böyle seviyorum, ben böyle kullanıyorum, kolundan sıkılıyorum da desem de nafile. Geçiştiriyor. Gene yapıyor.
Bu bir yöntem. inatla ve sessizce kendi istediği bir şeyi empoze ettirmek için
Kolları hem uzun olduğu ve sıkıldığım için hem havalı dursun diye kollarını kıvırarak kullanıyorum. 2 senedir.
2 senedir de annem sık sık hiç üşenmiyor, ben giymeden önce, bir ara açıyor o kıvrık kolları, düzeltiyor, düğmelerini ilikliyor. inatla ve ısrarla.
Ben böyle seviyorum, ben böyle kullanıyorum, kolundan sıkılıyorum da desem de nafile. Geçiştiriyor. Gene yapıyor.
Bu bir yöntem. inatla ve sessizce kendi istediği bir şeyi empoze ettirmek için
Fashion tv'yi izliyorduk, dolca gabbana'yı beğenmedi.
Tasarım öyle olmazmış ki, hiç bişeye benzemiyormuş, resmen maskaralıkmış saçmalıkmış.
öyle olmazmış!
Giyilebilir şeyler yapmalılarmış!
şov işte ama yaratıcılıklarını göstermek için yapıyorlar diyorum.
Aman bu muymuş yaratıcılık?!
Saçmalıkmış bu kim giyermiş ki bunları? Hiç kimse giyemezmiş hiçkimse!
Zaten giyilsin diye değil şov için yapıyorlar anne diyorum.
Aman ne şovuymuş! Blr halt da olsa!
Herşeyi billr ve didaktik, kuralcı olduğu kadar diktatör de elinden gelse yasaklar böyle şeyleri.
Mantıklı, giyilebilir şeyler yapacak tüm tasarımcılar, firmalar; değişiklik yasak!
Tasarım öyle olmazmış ki, hiç bişeye benzemiyormuş, resmen maskaralıkmış saçmalıkmış.
öyle olmazmış!
Giyilebilir şeyler yapmalılarmış!
şov işte ama yaratıcılıklarını göstermek için yapıyorlar diyorum.
Aman bu muymuş yaratıcılık?!
Saçmalıkmış bu kim giyermiş ki bunları? Hiç kimse giyemezmiş hiçkimse!
Zaten giyilsin diye değil şov için yapıyorlar anne diyorum.
Aman ne şovuymuş! Blr halt da olsa!
Herşeyi billr ve didaktik, kuralcı olduğu kadar diktatör de elinden gelse yasaklar böyle şeyleri.
Mantıklı, giyilebilir şeyler yapacak tüm tasarımcılar, firmalar; değişiklik yasak!
4.04.2016
Yok annem bana pahalı, kaliteli, lüks şeyleri değil yalnızca iyi görünümlü kişileri de yakıştıramıyor!
Ya hödük ya güdük ya nonoş!
Bi nikaha davetliydik, bi tanıdık ta beni biriyle tanıştırmak istediğini söyledi. Buraya kadar iyi, sonra adamı övmeye başladı. şöyle böyle derken yakışıklı falan diye.
Bi tanışırız bakalım.
Ama annem belli etmeden huzursuz olmuş, annemin desturu yakışıklılar aldatır'dır. Kime göre neye göre yakışıklı ki hem?
Sanşl babam yakışıklı mıydı da aldattı? Anneme göre çirkin ama gerçekte normal bir tipti.
Neyse hem kendi der şimdiki aklı olsaymış daha yakışıklı, sağlıklı, uzun boylu bir adamla evlenirmiş!
Ama benim böyle bir şey istemeye dahi hakkım yok! Ben yakışıklı olsun desem küplere biner.
Kusur bulur. Niye benim hakkım yok desem de kıvırtır, kıvırtamazsa kavga çıkarır ki konu dağılsın.
Yoo gerçekten yakıştıramıyor bana iyi keyleri. Kötülük dilemez elbette asla ama en iyisini de layık 5öremiyor.
Eskiden biraz daha akla yakındı bu tavırlar, hatta üniversite ve sonra yüksek lisans zamanında evlenmememi kendi istedi, aklı sıra bana daha iyilerini bulacaktı!
Nerde acayip biri hah tam Nazlı'ya.
Bir de mal gibi feda edilenim yani, işi gücü bırakıp başka şehlrlere taşınıp adamı rahat ettirmek için kendini paralayıp, feda edecem. Hani çok sevdiıln iyi anlaştığın uyuştuğun biri olur; öyle de değil artık körü körüne fedayım.
Hatta beni aldığı için şükreder durumda olmalıyım!
Tanıdığın nikahına gittik, beni yeğeniyle tanıştıracak başka bir tanıdık, adamın kısa süre kalabileceğini ama tanıştıracağını artık telefonlaşarak falan diyalog kurabileceğimizi söylüyor.
Niye olmasın?
Ama annem tüm nikah boyunca dırdır vırvır kapris! Yok gözlüğüm klrli, yok önümde uzun biri var görmüyorum,
yok küpem düşto, yok omzum tutuldu omzumu ovala, yok şöyle yok böyle diye sürekli beni oyalamakta ve kapris yapmakta!
Ben de anlamam sanıyor ya bir de.
Annem bizi doğrusu zor koşullarda mücadeleyle yetiştirdi; ama hiçbir zaman özgüvenle değil. Kendinde de yoktu belki. Ama hep babasız olduğumuz i.in biraz ezik, boynu bükük ve bazı şeyleri hak etmediğimizi baştan kabul etmik gibi olmalıydık sanki. Yani benim bana göre yakışılı olan birini istemeye hakkım yok. Ama kendinin ah keşke demeye hakkı var.
Ama davranışı öyle.
şimdiye kadar özgüvenim mükemmel olmasa da kendim kendime kazandırdım ben.
özellikle yapıyorsun değil mi? :)
yalan söylediği, bişey gizlediği, bana birşey yaptırmaya çalışacağı zaman böyle yüzünde aynı ifade belirir; çok safım, çok iyi niyetliyim, asla yalan söylemem, melek bir anneyim gibi. Ama istemediğin o şeyi acımadan sana yaptırtır.
Her sabah merdivenden inme, tek tek in basamakları bari yorulursun diyen, güya iyiliğimi düşünen kadın iş bana temizlik yaptırmaya geldi mi zerre acımaz!
Ne yorulmamdan ne kimyasal solumamdan ne yıpranmamdan ne de ters bir hareket yapıp incinmemden korkar. Gardiyan gibi dikilip emir verir!
Neyi?
Adamla tanışamayayım diye beni oyalıyorsun anne!
Aman yok canım!
Tabi tam geleceği sırada yapıyorsun!
Hiç de bile ben unutmuştum.
Hıı, yakışılı dediler ya tamam!
Blrisi mesela birinden bahsetti ama dedi yakışıklı sayılmaz, işte ke falan. Annem memnun! l
ne alakası varmışmış!
Yani adamın geleceği saat aşğı yukarı belliydi, tüm gün gayet iyi sabırlı bekledi, o anda bombardıman gibi lafa tutmalar, dırdır, kapris, sırtımı ov falan...
Bir de ben evleneyimmiş de herrşeye razıymış!
Yalan! Kendi adına değil razı oldukları benim adıma! Yani
Ya hödük ya güdük ya nonoş!
Bi nikaha davetliydik, bi tanıdık ta beni biriyle tanıştırmak istediğini söyledi. Buraya kadar iyi, sonra adamı övmeye başladı. şöyle böyle derken yakışıklı falan diye.
Bi tanışırız bakalım.
Ama annem belli etmeden huzursuz olmuş, annemin desturu yakışıklılar aldatır'dır. Kime göre neye göre yakışıklı ki hem?
Sanşl babam yakışıklı mıydı da aldattı? Anneme göre çirkin ama gerçekte normal bir tipti.
Neyse hem kendi der şimdiki aklı olsaymış daha yakışıklı, sağlıklı, uzun boylu bir adamla evlenirmiş!
Ama benim böyle bir şey istemeye dahi hakkım yok! Ben yakışıklı olsun desem küplere biner.
Kusur bulur. Niye benim hakkım yok desem de kıvırtır, kıvırtamazsa kavga çıkarır ki konu dağılsın.
Yoo gerçekten yakıştıramıyor bana iyi keyleri. Kötülük dilemez elbette asla ama en iyisini de layık 5öremiyor.
Eskiden biraz daha akla yakındı bu tavırlar, hatta üniversite ve sonra yüksek lisans zamanında evlenmememi kendi istedi, aklı sıra bana daha iyilerini bulacaktı!
Nerde acayip biri hah tam Nazlı'ya.
Bir de mal gibi feda edilenim yani, işi gücü bırakıp başka şehlrlere taşınıp adamı rahat ettirmek için kendini paralayıp, feda edecem. Hani çok sevdiıln iyi anlaştığın uyuştuğun biri olur; öyle de değil artık körü körüne fedayım.
Hatta beni aldığı için şükreder durumda olmalıyım!
Tanıdığın nikahına gittik, beni yeğeniyle tanıştıracak başka bir tanıdık, adamın kısa süre kalabileceğini ama tanıştıracağını artık telefonlaşarak falan diyalog kurabileceğimizi söylüyor.
Niye olmasın?
Ama annem tüm nikah boyunca dırdır vırvır kapris! Yok gözlüğüm klrli, yok önümde uzun biri var görmüyorum,
yok küpem düşto, yok omzum tutuldu omzumu ovala, yok şöyle yok böyle diye sürekli beni oyalamakta ve kapris yapmakta!
Ben de anlamam sanıyor ya bir de.
Annem bizi doğrusu zor koşullarda mücadeleyle yetiştirdi; ama hiçbir zaman özgüvenle değil. Kendinde de yoktu belki. Ama hep babasız olduğumuz i.in biraz ezik, boynu bükük ve bazı şeyleri hak etmediğimizi baştan kabul etmik gibi olmalıydık sanki. Yani benim bana göre yakışılı olan birini istemeye hakkım yok. Ama kendinin ah keşke demeye hakkı var.
Ama davranışı öyle.
şimdiye kadar özgüvenim mükemmel olmasa da kendim kendime kazandırdım ben.
özellikle yapıyorsun değil mi? :)
yalan söylediği, bişey gizlediği, bana birşey yaptırmaya çalışacağı zaman böyle yüzünde aynı ifade belirir; çok safım, çok iyi niyetliyim, asla yalan söylemem, melek bir anneyim gibi. Ama istemediğin o şeyi acımadan sana yaptırtır.
Her sabah merdivenden inme, tek tek in basamakları bari yorulursun diyen, güya iyiliğimi düşünen kadın iş bana temizlik yaptırmaya geldi mi zerre acımaz!
Ne yorulmamdan ne kimyasal solumamdan ne yıpranmamdan ne de ters bir hareket yapıp incinmemden korkar. Gardiyan gibi dikilip emir verir!
Neyi?
Adamla tanışamayayım diye beni oyalıyorsun anne!
Aman yok canım!
Tabi tam geleceği sırada yapıyorsun!
Hiç de bile ben unutmuştum.
Hıı, yakışılı dediler ya tamam!
Blrisi mesela birinden bahsetti ama dedi yakışıklı sayılmaz, işte ke falan. Annem memnun! l
ne alakası varmışmış!
Yani adamın geleceği saat aşğı yukarı belliydi, tüm gün gayet iyi sabırlı bekledi, o anda bombardıman gibi lafa tutmalar, dırdır, kapris, sırtımı ov falan...
Bir de ben evleneyimmiş de herrşeye razıymış!
Yalan! Kendi adına değil razı oldukları benim adıma! Yani
Nazlıı?
Efendim?
Şu fotoğrafı çerçeveye koydum, çivi çak da as!
Tamam.
Kalkıp çivi çakıyor, asıyorum, o sırada kapı çalıyor, annemin yansıması, her kusuru bizde arayan alt kattaki komşu kapıda bitmiş.
Oğlu ders çalışamıyormuş, çok gürültü varmış!
Aslında annem pek hazır cevap değil böyle durumlarda, bu yüzden alınganlık ve dargınlıkları vb unutamıyor. Bazılarını yıllar sonra paylar. O kişi çoktaaan dediğini unutmuştur, ama annem unutmaz, hatta zevk alır gibi yeniden yeniden yaşayarak anlatır defalarca.
Bazen de tutturur. Ama daha az. Kendine değmemişse fazla.
Bir de erkekleri, evliliği kötüler; ama sen aptalcasına körlükle zort diye mandanın tekiyle evleneceksin mesela?!
Neyse kötüler ama bir yandan özlem içinde, bir erkek bir kibarlık? etse gözü parlar, yelkenler suya iner. Vasat bir durum için bile adama methiyeler düzer.
Ya da başka insanlara kocaları, abileri vb var diye istediğl gibi davranamaz. Mesela bir gün en iyisi iyi kötü bir evlilik yapıp kendi çocuğunu doğurmak dediği bir gün; öğrencilere tam da istediğin gibi davranamadığını, ana baba müdür vs olduğu için; bana çocuk sahibi olmayı övüyor aklınca: ama kendi çocuğun varsa istediğln gibi davranabildiğini söylemikti.
Ne güzel değil mi??
Neyse komşu kapıda şikayette.
Ben de hala düzgün asmak için sandalye tepesindeydim, inip yanına gideinceye kadar annem ne dese beğenirsiniz?
Ben yapmıyorum ki Nazlı yapıyor!
Keyfimden mi yapıyorum anne? Sen dedin!
Neyi?
çivi çak da şu çerçeveyi as dedin!
Çok gürültü olmuş da oğlucuğu ders çalışamazmış da.....
iki çivi çaktım altı üstü ne gürültüsü olacak?!
Oluyor da bilmem ne de....
Hanfendi biz bu evde yaşıyoruz! Allah Allah kendi evimde zindanda gibi mi yaşyacağm??? Ben bişey diyormuyum bağrış çağrışlara çocuklarınızın???
Neyi?
Kavga ediyorlar ya basbas bağırarak!!
Hiç etmezler!
Ben gaibden mi duyuyorum ses! Dün matematik ödevi için kavga edip depiştiler mesela, ve pijamamı geri ver diye!
????
Yukarı da geliyor yani ses duyuyorum ben! Etmesinler kavga okulda çektiğlm yetmiyordu...
Falan filan kapattım konuyu. Ama annem hala manasız duruyor, kendi yapmıyormuş ki hep Nazlı yapıyor!
Kendi evimde 2 çivi de çakmayayım! Yaşamayayım oldu olacak si rahat edin! allah Allaaaaahhh.
Efendim?
Şu fotoğrafı çerçeveye koydum, çivi çak da as!
Tamam.
Kalkıp çivi çakıyor, asıyorum, o sırada kapı çalıyor, annemin yansıması, her kusuru bizde arayan alt kattaki komşu kapıda bitmiş.
Oğlu ders çalışamıyormuş, çok gürültü varmış!
Aslında annem pek hazır cevap değil böyle durumlarda, bu yüzden alınganlık ve dargınlıkları vb unutamıyor. Bazılarını yıllar sonra paylar. O kişi çoktaaan dediğini unutmuştur, ama annem unutmaz, hatta zevk alır gibi yeniden yeniden yaşayarak anlatır defalarca.
Bazen de tutturur. Ama daha az. Kendine değmemişse fazla.
Bir de erkekleri, evliliği kötüler; ama sen aptalcasına körlükle zort diye mandanın tekiyle evleneceksin mesela?!
Neyse kötüler ama bir yandan özlem içinde, bir erkek bir kibarlık? etse gözü parlar, yelkenler suya iner. Vasat bir durum için bile adama methiyeler düzer.
Ya da başka insanlara kocaları, abileri vb var diye istediğl gibi davranamaz. Mesela bir gün en iyisi iyi kötü bir evlilik yapıp kendi çocuğunu doğurmak dediği bir gün; öğrencilere tam da istediğin gibi davranamadığını, ana baba müdür vs olduğu için; bana çocuk sahibi olmayı övüyor aklınca: ama kendi çocuğun varsa istediğln gibi davranabildiğini söylemikti.
Ne güzel değil mi??
Neyse komşu kapıda şikayette.
Ben de hala düzgün asmak için sandalye tepesindeydim, inip yanına gideinceye kadar annem ne dese beğenirsiniz?
Ben yapmıyorum ki Nazlı yapıyor!
Keyfimden mi yapıyorum anne? Sen dedin!
Neyi?
çivi çak da şu çerçeveyi as dedin!
Çok gürültü olmuş da oğlucuğu ders çalışamazmış da.....
iki çivi çaktım altı üstü ne gürültüsü olacak?!
Oluyor da bilmem ne de....
Hanfendi biz bu evde yaşıyoruz! Allah Allah kendi evimde zindanda gibi mi yaşyacağm??? Ben bişey diyormuyum bağrış çağrışlara çocuklarınızın???
Neyi?
Kavga ediyorlar ya basbas bağırarak!!
Hiç etmezler!
Ben gaibden mi duyuyorum ses! Dün matematik ödevi için kavga edip depiştiler mesela, ve pijamamı geri ver diye!
????
Yukarı da geliyor yani ses duyuyorum ben! Etmesinler kavga okulda çektiğlm yetmiyordu...
Falan filan kapattım konuyu. Ama annem hala manasız duruyor, kendi yapmıyormuş ki hep Nazlı yapıyor!
Kendi evimde 2 çivi de çakmayayım! Yaşamayayım oldu olacak si rahat edin! allah Allaaaaahhh.
3.04.2016
Yine kafayı takmış damacana suya.
Bir haber okumuş, uzun yaşamak için özellikle mide sorunları olanlarda temiz, iyi su içmelilermiş.
Buraya kadar iyi, güzel ama sonra acayipleşiyor.
şimdi bu durum yazlıkta da kavga sebebi. Orada çeşmeden su içilmediği için su getirtiyoruz. Ev küşük olduğundan da yerine koymak kolay.
Gerçi anneme göre ne var kaldırıp koyarım!
Yook beni çok güçlü sandığından değil acımadığından.
Gençsin kuvvetlisin değil yani hatta yaşlandığımı dile getirir durur ama rambo gibi damacanaları yüklenip duracağım!
Kendinde fıtık ve kireçlenme olduğu i.in eğilerek damacanadan su pompalarayak
sürahiyi dolduramıyor.
Bu yüzden oldu da sürehideki su bitmiş, az kalmışsa susuz kalmış, ben düşünmemişim susuz bırakmışım diye eleştirecek fırsat buluyor.
Diyelim ki iki kere basarak hemencik içeceği kadar su çıkarabilir ama denemiyor bile onun yerine gittiğim yerde beni huzursuz etmek için arayıp dön diyor! Marketten ufak da getirtebilir.
Sanki susuzluktan da ölümüne sebep olacakmışım gibi davranmayı sever. Böyle bişey olmasın diye mesela ben evden çıkmadan hazırda hizmet i.in beklemeliyim.
Bunun için çözüm önerisi; su sebili almak. Gene kafayı takmış.
Tamam iyi de damacanayı kim koyacak üstüne?
Seeeen!
Kendi koyacak değilmiş ya fıtığı varmış! Ben de kendi koysun demiyorum zaten.
Zamanında kendini o kadar hor kullandı ki ev temizliğl yapacam diye; sırf sosyal hayattan kopmak değil bedenini yıpratma pahasına.
Bir de pişkince der ki siz de hiç uyarmadınız anneciğim yapma diye!
Nasıl demedik??????
Kendiyle ilgili önemi gördüklerini, kötü, olumsuz anıları unutmaz hiç; tekrar tekrar hatırlayıp sinirlenmekten zevk alır.
Ama bunu hatırlamaz. Belki işine gelmiyor.
Kaç kere söylemişizdir kimbilir? Her seferinde azarrlardı bizi; nankörmüşüz, iyilik bilmezmişiz, bizim iyiliğimiz için yapıyormuş keyfinden değil!
Biz kendini çok yoruyorsun belin falan ağrıyacak kendini çok yorma falan diyoruz oysa. Ay odanızdan mı çıktınız siz??? Heryer leke olacak! Ben ne dedim sizee?????
Bizim içinmiş, keyif alıyordu bi çeşit. Ama söylenerek söverek yapardı işi de.
şimdi de tutmuş bana ev işi yaparken çok suratsızsın, çok surat asıyorsun diyor.
Sen küfrederdin ya deyince de kendini haklı buluyor. O neler yaşamış biz bilemezmişiz. Sen de biz neler yaşdık hissettik bilemedin!?
Neyse gençken kendini hor kullandı şimdi sırtıydı, beliydi, boynuydu, diziydi ağrıyor; ağır taşıyamıyor, merdiven inip çıkamıyor.
Bazen aynı şeyleri ben de yaşıyormuşum gibi davranıyor hatta;
merdiven inmemi istememesi, bari tektek in basamakları demesi gibi.
Ama bu mantıksız hareketler yerine hiç demiyor ki: sen benim gibi yorma, yıpratma, hor kullanma demiyor. Aklına dahi gelmemekle beraber kendi beni rahatça hor kullanmak istiyor. Yetmiyor komşuların ağır işlerini yaptırtmak i.in zevkle öne sürüyor.
Bi komşu şikayet ediyor halılarını kaldıracakmış ama takati yokmuş. Ee Nazlı yapsın!!
Anneme kalsa her sene tek başıma tüm evin halılarını temizleyip ben kaldıracağım. Yeni makina halılarından da değil. Kaldır ne var??
Niye beli0in sakatlanması için endişe edelim ki? Ben kimim? Ne önemim var?
Beni takan mı var? Arkamda beni kollayacak bıyıklı ordusu mu var?
Hiç endişesi yok yani bu kanuda belini sakatlar falan.
Tek derdi kızlığını korusun, sıcak yemekten ağzı yanmasın ve üşütmesin!!
şimdi de su sebili alacağız ben de damacanayı üstüne koyacam?
çok çelikli bir tutumu var bana; bakmışsın yaşlanıyorsun der bakmışsın sana küçüksün diyor. Bakmışsın bana merdivenleri tek tek in yorulacan diyor ama bakmışsın ağır işler yapmamdan zerre çekinmiyor.
Yani ben kendimi biraz sevmesem düşünmesem şimdiki sağlığım elimde olmayacaktı.
Ben damacanayı sebile koyamam ki dedikçe ısrar ediyor.
Karşı komşumuzun kocası marketten 7 litrelik su alıp getiriyormuş 2 tane!!
Hah bi yaşlı kocasıyım, bi emekli kardeşi, bazen de çam yarması oğlu!
Getirir tabi anne, erkek o.
????
E kuvvetlidir ne de olsa!
Ben hiç düşünmüyormuşum annemi! Hiç!!
Temiz su içmesi lazımmış ama umrumda bile değllmiş! Hiç düşünmüyormuşum!
Sen beni düşünmüyorsun esas!
Çok düşünüyorum ben senl çok!
Belli!
Düşünüyoruum!
Hııı.
Esas sen beni hiç düşünmüyorsun!
şimdi de karı-koca ya da sevgili kavgası gibi.
Sen de temiz, iyi suç içmelisin demiyor mesela! Kendi içln düşünüyor ve beni feda ediyor adeta.
Annecim sen de hiç demiyorsun bu kız nasıl kaldıracak koyacak oraya 19 litrelik damacanayı?? Ya belini incitirse, ya fıtığı çıkarsa? Hiç aklına gelmiyor bakıyorum. Anca istiyorsun anca.
Kaldırırsın aman ne var?! Ben genç olsam ohooo!
Ya, ben de hor kullanayım düşonmeyeyim de kendimi bir an önce kireçlenme, fıtık olayım!
Ne alaka fıtık?
Anne 19 litreyi ben tee oraya nasıl açıp koyacam??? Ya belime bişey olursa??
Ne olacak olmazq
Hiç endişen yok bakıyorum hiç! Ben de düşonmesem kendimi şimdi fıtık olur otururum! Hi. Endişen yok ki umrunda değil!
Bir haber okumuş, uzun yaşamak için özellikle mide sorunları olanlarda temiz, iyi su içmelilermiş.
Buraya kadar iyi, güzel ama sonra acayipleşiyor.
şimdi bu durum yazlıkta da kavga sebebi. Orada çeşmeden su içilmediği için su getirtiyoruz. Ev küşük olduğundan da yerine koymak kolay.
Gerçi anneme göre ne var kaldırıp koyarım!
Yook beni çok güçlü sandığından değil acımadığından.
Gençsin kuvvetlisin değil yani hatta yaşlandığımı dile getirir durur ama rambo gibi damacanaları yüklenip duracağım!
Kendinde fıtık ve kireçlenme olduğu i.in eğilerek damacanadan su pompalarayak
sürahiyi dolduramıyor.
Bu yüzden oldu da sürehideki su bitmiş, az kalmışsa susuz kalmış, ben düşünmemişim susuz bırakmışım diye eleştirecek fırsat buluyor.
Diyelim ki iki kere basarak hemencik içeceği kadar su çıkarabilir ama denemiyor bile onun yerine gittiğim yerde beni huzursuz etmek için arayıp dön diyor! Marketten ufak da getirtebilir.
Sanki susuzluktan da ölümüne sebep olacakmışım gibi davranmayı sever. Böyle bişey olmasın diye mesela ben evden çıkmadan hazırda hizmet i.in beklemeliyim.
Bunun için çözüm önerisi; su sebili almak. Gene kafayı takmış.
Tamam iyi de damacanayı kim koyacak üstüne?
Seeeen!
Kendi koyacak değilmiş ya fıtığı varmış! Ben de kendi koysun demiyorum zaten.
Zamanında kendini o kadar hor kullandı ki ev temizliğl yapacam diye; sırf sosyal hayattan kopmak değil bedenini yıpratma pahasına.
Bir de pişkince der ki siz de hiç uyarmadınız anneciğim yapma diye!
Nasıl demedik??????
Kendiyle ilgili önemi gördüklerini, kötü, olumsuz anıları unutmaz hiç; tekrar tekrar hatırlayıp sinirlenmekten zevk alır.
Ama bunu hatırlamaz. Belki işine gelmiyor.
Kaç kere söylemişizdir kimbilir? Her seferinde azarrlardı bizi; nankörmüşüz, iyilik bilmezmişiz, bizim iyiliğimiz için yapıyormuş keyfinden değil!
Biz kendini çok yoruyorsun belin falan ağrıyacak kendini çok yorma falan diyoruz oysa. Ay odanızdan mı çıktınız siz??? Heryer leke olacak! Ben ne dedim sizee?????
Bizim içinmiş, keyif alıyordu bi çeşit. Ama söylenerek söverek yapardı işi de.
şimdi de tutmuş bana ev işi yaparken çok suratsızsın, çok surat asıyorsun diyor.
Sen küfrederdin ya deyince de kendini haklı buluyor. O neler yaşamış biz bilemezmişiz. Sen de biz neler yaşdık hissettik bilemedin!?
Neyse gençken kendini hor kullandı şimdi sırtıydı, beliydi, boynuydu, diziydi ağrıyor; ağır taşıyamıyor, merdiven inip çıkamıyor.
Bazen aynı şeyleri ben de yaşıyormuşum gibi davranıyor hatta;
merdiven inmemi istememesi, bari tektek in basamakları demesi gibi.
Ama bu mantıksız hareketler yerine hiç demiyor ki: sen benim gibi yorma, yıpratma, hor kullanma demiyor. Aklına dahi gelmemekle beraber kendi beni rahatça hor kullanmak istiyor. Yetmiyor komşuların ağır işlerini yaptırtmak i.in zevkle öne sürüyor.
Bi komşu şikayet ediyor halılarını kaldıracakmış ama takati yokmuş. Ee Nazlı yapsın!!
Anneme kalsa her sene tek başıma tüm evin halılarını temizleyip ben kaldıracağım. Yeni makina halılarından da değil. Kaldır ne var??
Niye beli0in sakatlanması için endişe edelim ki? Ben kimim? Ne önemim var?
Beni takan mı var? Arkamda beni kollayacak bıyıklı ordusu mu var?
Hiç endişesi yok yani bu kanuda belini sakatlar falan.
Tek derdi kızlığını korusun, sıcak yemekten ağzı yanmasın ve üşütmesin!!
şimdi de su sebili alacağız ben de damacanayı üstüne koyacam?
çok çelikli bir tutumu var bana; bakmışsın yaşlanıyorsun der bakmışsın sana küçüksün diyor. Bakmışsın bana merdivenleri tek tek in yorulacan diyor ama bakmışsın ağır işler yapmamdan zerre çekinmiyor.
Yani ben kendimi biraz sevmesem düşünmesem şimdiki sağlığım elimde olmayacaktı.
Ben damacanayı sebile koyamam ki dedikçe ısrar ediyor.
Karşı komşumuzun kocası marketten 7 litrelik su alıp getiriyormuş 2 tane!!
Hah bi yaşlı kocasıyım, bi emekli kardeşi, bazen de çam yarması oğlu!
Getirir tabi anne, erkek o.
????
E kuvvetlidir ne de olsa!
Ben hiç düşünmüyormuşum annemi! Hiç!!
Temiz su içmesi lazımmış ama umrumda bile değllmiş! Hiç düşünmüyormuşum!
Sen beni düşünmüyorsun esas!
Çok düşünüyorum ben senl çok!
Belli!
Düşünüyoruum!
Hııı.
Esas sen beni hiç düşünmüyorsun!
şimdi de karı-koca ya da sevgili kavgası gibi.
Sen de temiz, iyi suç içmelisin demiyor mesela! Kendi içln düşünüyor ve beni feda ediyor adeta.
Annecim sen de hiç demiyorsun bu kız nasıl kaldıracak koyacak oraya 19 litrelik damacanayı?? Ya belini incitirse, ya fıtığı çıkarsa? Hiç aklına gelmiyor bakıyorum. Anca istiyorsun anca.
Kaldırırsın aman ne var?! Ben genç olsam ohooo!
Ya, ben de hor kullanayım düşonmeyeyim de kendimi bir an önce kireçlenme, fıtık olayım!
Ne alaka fıtık?
Anne 19 litreyi ben tee oraya nasıl açıp koyacam??? Ya belime bişey olursa??
Ne olacak olmazq
Hiç endişen yok bakıyorum hiç! Ben de düşonmesem kendimi şimdi fıtık olur otururum! Hi. Endişen yok ki umrunda değil!
Teknolojinin ne kadar hızlı değiştiğinden o kadar habersiz ki. Bu kadar olur.
10 küsür yıl önce alınmış bilgisayarım daha önce de bozulmuştu tabi ama son zamanlarda, arşivlemek için kullanıyordum ki gene bozuldu.
Annem hayret ediyor.
Kimbilir ne yapmışımda bozulmuş, halbuki en iyi bilgisayarı almışız!
!!!!! En iyisiymiş! Bana iyi bişeyi layık görürmüş gibi!
Girdiğimiz mağazadaki en ucuz masaüstü seti aldık ama onu da alırken çok komik bir pazarlık yapmıştı.
Şunu almasak olur mu bunu almasak olur mu diye sorarak. Almamak istediği de ekran, kasa, sonra en azından hoparlördü!
Yani o kadar bihaber bilgisayardan. Gerçekten.
Bir de emin enn iyisini almışmışızmış!
Hııı.
Böyle bilgisayar, telefon, fotoğraf makinesi falan bozuldu mu hayret eder ve oysa en iyisini almıştık der!
Asla en iyisini almayız oysa.
Zaten anlamadığı en iyisinin bile bozulabileceği değil, onun bir ömür kullanılıp her zaman en iyisi olarak kalacağnı sanması.
Yeni modellerin, teknoloji ve özelliklerin varlığını bilmiyor ki, anlamıyor da.
Yani bir ömür kullanırsın, bozulmasın diye ellemezsin ne olacak, yeter bize! Bize lazım değil ki.
Mesela 1 tane rujun olur hayatında o da bitmesin diye kullanmazsın, özel gün beklersin, ablamlar, teyzemler lütfedip gelecek ya da biz gideceğiz, o da senede taş çatlasa 3 kere, 1 kere de bi tanıdığn düğününe falan davetliysek süreriz; yeter bize.
Hergün yeni özellikler, yeni ürünler çıktığının haberi yok ki.
şimdi ne gerek vardı bu telefonu almaya vardı zaten en iyisi sende!
Bana asla bişeyin en iyisi alınmadı ki!? Aklı sıra beni kandıracak çocukkenki gibi.
Hani son yıllarda kendim alıyorum da bende salak bir telefona 5bin bağlayacak değilim, bütçeme de aklıma da ne yatarsa alırım. Annem en iyisi iddiasında. Beni kafalayacak.
Anlatsan da anlayamıyor ki, zaten ona göre öyle olsa bile bize ne? Bize lazım değll ki. Yani illa bir zorunluluk olacak, öyle istediğln lçin keyfin için olamaz!
Hatta keşke diyor olmasa internet! Bie lazım değil ki!? Ben boşuna uğraşıyormuşum, internet olmasa ev işi yaparmışım! Hem televizyon varmış, yetermiş bize!
Ee ablamla nasıl sohbet edeceksin ya?
Aman sanki o internetten! Bilgisayardan o bi kere!
internetten anne!
Bilgisayardaaaan!
Hala anlayamadı, öğrenemedi ki!
Emin bir de.
Hani diyorum telefonu düşon, hattı bağlatmasan sırf makinesi bi lşe yarar mı, aranır mı birileri?
Yok tabi ki diyor.
işte internet de bağlatmadan o görüşmeler, yazışmalar yapılmaz.
Ama internet bozukken açıyorssun!??
Başka özelliklerini kullanıyorum internet gerekmeyen.
Yaa@bak gerekmiyor demek işte!
10 küsür yıl önce alınmış bilgisayarım daha önce de bozulmuştu tabi ama son zamanlarda, arşivlemek için kullanıyordum ki gene bozuldu.
Annem hayret ediyor.
Kimbilir ne yapmışımda bozulmuş, halbuki en iyi bilgisayarı almışız!
!!!!! En iyisiymiş! Bana iyi bişeyi layık görürmüş gibi!
Girdiğimiz mağazadaki en ucuz masaüstü seti aldık ama onu da alırken çok komik bir pazarlık yapmıştı.
Şunu almasak olur mu bunu almasak olur mu diye sorarak. Almamak istediği de ekran, kasa, sonra en azından hoparlördü!
Yani o kadar bihaber bilgisayardan. Gerçekten.
Bir de emin enn iyisini almışmışızmış!
Hııı.
Böyle bilgisayar, telefon, fotoğraf makinesi falan bozuldu mu hayret eder ve oysa en iyisini almıştık der!
Asla en iyisini almayız oysa.
Zaten anlamadığı en iyisinin bile bozulabileceği değil, onun bir ömür kullanılıp her zaman en iyisi olarak kalacağnı sanması.
Yeni modellerin, teknoloji ve özelliklerin varlığını bilmiyor ki, anlamıyor da.
Yani bir ömür kullanırsın, bozulmasın diye ellemezsin ne olacak, yeter bize! Bize lazım değil ki.
Mesela 1 tane rujun olur hayatında o da bitmesin diye kullanmazsın, özel gün beklersin, ablamlar, teyzemler lütfedip gelecek ya da biz gideceğiz, o da senede taş çatlasa 3 kere, 1 kere de bi tanıdığn düğününe falan davetliysek süreriz; yeter bize.
Hergün yeni özellikler, yeni ürünler çıktığının haberi yok ki.
şimdi ne gerek vardı bu telefonu almaya vardı zaten en iyisi sende!
Bana asla bişeyin en iyisi alınmadı ki!? Aklı sıra beni kandıracak çocukkenki gibi.
Hani son yıllarda kendim alıyorum da bende salak bir telefona 5bin bağlayacak değilim, bütçeme de aklıma da ne yatarsa alırım. Annem en iyisi iddiasında. Beni kafalayacak.
Anlatsan da anlayamıyor ki, zaten ona göre öyle olsa bile bize ne? Bize lazım değll ki. Yani illa bir zorunluluk olacak, öyle istediğln lçin keyfin için olamaz!
Hatta keşke diyor olmasa internet! Bie lazım değil ki!? Ben boşuna uğraşıyormuşum, internet olmasa ev işi yaparmışım! Hem televizyon varmış, yetermiş bize!
Ee ablamla nasıl sohbet edeceksin ya?
Aman sanki o internetten! Bilgisayardan o bi kere!
internetten anne!
Bilgisayardaaaan!
Hala anlayamadı, öğrenemedi ki!
Emin bir de.
Hani diyorum telefonu düşon, hattı bağlatmasan sırf makinesi bi lşe yarar mı, aranır mı birileri?
Yok tabi ki diyor.
işte internet de bağlatmadan o görüşmeler, yazışmalar yapılmaz.
Ama internet bozukken açıyorssun!??
Başka özelliklerini kullanıyorum internet gerekmeyen.
Yaa@bak gerekmiyor demek işte!
Komşunun biri demiş ki kızınızla hiç benzemiyorsunuz, Nazlı hanım beyaz siz esmer tenlisiniz.
Aman annem buna o kadar bozulmuş, içerlemiş ki günlerdir dilinden düşmüyor.
Sanmayın ki benzemediğimizin düşonüimesine üzülmüş!
Kendisi benden beyazmış!! Ama ben napmışım? Kremlerle açmışım! Kendi esmer kalmış!!
Ben diyorum güneş kremi kullan, üşeniyor. Aklına düşerse de aman bi sürüşü var suratını keseliyor sanırsın!
Alıyor avcuna biraz güneş kremi sıvıyor yüzüne!
öyle sürülmeez!
Nasıl sürülecek ya???
Gözüne ağzına da sürüyorsun anne! Kolonya mı bu? Değmemeli!
Aa?? E sen söylemiyorsun ki ben bileyim???
Kaç kere söyledim ama kimbillir, gece kremin gibi sürülecek diyorum. Ama o kadar uzun zaman ara veriyor ki tamamen unutuyor.
Annem birisi bir soru sorduğu zaman polise ifade verir gibi oluyor; büyük bir suçluluk duygusuyla onu ilgilendirmeyecek özelleri ya da detayları da açıklıyor.
Hani sana ne diyemez de geçiştirir insan. Yapamaz. illaa uzuuun uzun izah edecek, açıklayıp ikna edecek. Ama sonra yanlış düşünürmüş!
Tabi iletişimsiz bir toplumuz; yargılamaya, yanlış anlamalara, yaftalamaya meyiliyiz, kendi zannettiğimiz şeylere inanır, saplanır öyle sanırız.
Ama bu olmasın diye de saçma detayları elaleme açmanın ne manası var. Hayır insanlar da çok iyi dinlediğinden değil de.
Eskiler beyaz ten daha çok sever annem de öyle. Yazın ben güneşlenmeyeyim diye etmediği katakulli yok.
Bu yüzden çok bozulmuş esmer bulunmaya çok! Esmer derken buğday tenliyiz, benim biraz daha açıldı; uçuk buğday oldu:)
şimdi sen de yazıyorsun ya ikte diyeceksiniz, ama ben kendim tercih ediyorum. Ama annem benimle ilgili kimseyi ilgilendirmeyecek detayları ona buna açıklamaya bayılır. Sınırı yok. Ama ben yapsam kendine deli olur. E sen de böyle yapmıştın desem acayip boş bakakalır ee nolmuş yani der gibi.
Yani kendinde o kadar hak görüyor ki, çok normal, kendi doğurdu, kendi kızı! Yani malı! istediği gibi davranır!
Nasıl konu açıldıysa bi kaç yıl önce komşular güne geldiğinde tutmuş bebekken vajinamda klitorisin üstünde minik bir fazla et oluştuğunu fark ettiğinde doktora götürdüğünü, doktorun tavsiyesiyle o fazlalığı alıp yok ettiklerini anlatmış.
30lu yaşlara gelmişim artık, bu mu anlatılır elin karılarına!??? Oturup vajinamı hayal ettiler zahir. Hayır böyle şeylerin konuşulmasına alışık, rahat bir toplum değiliz ki.
Sonra biri de tutmuş keşke aldırmasaydınız ya kızlığ bozulduysa diye tutturmuş! Ona neyse benim kızlığımdan diyeceğim ama herkesin üstüne vazifedir bizim memlekette başkasını şeyi bile.
Annem orada değildi şuradaydı diye izah etse de. insanımız sabit fikir belki de benim kız olmadığıma kanaat getirmiştir.
Anneme ne gerek var ona buna vajinamı anlatıyorsun dedikçe annem buz gibi ne var bunda diyor!
Niye iki doğum yapmış kendi vajinanı anlatmıyorsun? çonkü o onun, o kendine kıymetli!
Anlataydın doğumda yırtıldığını, hava kaçırdığını sonra eskisi gibi olamayıp!
Aa olur muymuş? Ayıpmış!
E bekar kızın vajinasını anlatıyorsun ama! Artık kız olmadığımı var sayarlar! Aferim! Oturup benim vajinamı düşünsünler!
Tabi bunu deyince anca kavradı, ama bu kez korkusu ya beni gerçekten kız sanmazlarsa, bozuk sanırlarsa !
Ha yakalayıp bir daha uzun uzun a.çıklama niyetindeydi de zaman aşımına uğradı!
Beyaz ten meselesine gelince. Komşunun kendini daha esmer bulmasına bozulan annem hemen savunmaya geçmik, elin adamına anlatmış da anlatmış!
Ha tabi benim yüzümden bunlar hep söyledim mi??
Aman işte Nazlı'nın yumurtalıklarında
polistik var da, o sivilce yapmış önce de sonra tedavi olmuşum ama gene büyümüş kistim de sonra güneş lekesine neden olmuş haplar da sonra doktor lekeleri açıcı kremler vermik de ondan beyazlamış suratım da aslında Nazlı daha esmermiş de kendi daha beyazmış da benim rengimi aç.mış kremler de zaten bir de güneş kremi sürüyormuşum da başka fondotenler de sürüyormuşum da.....
Bi de gücenik esmer bulunmaya ki!
Elin adamına yumurtalıklarımı mı anlattın anne???
Napiim???
Fondoten sürüyor falan diyeydin bari ne diye bu kadar detaylı açıklıyorsun ki?
Napayım sorduu?
Sana sorulan her soruyu cevaplamak zorunda değilsin ki.
Napacam ya? Merak etmiş sormuş!
Laf olsun diye sormuştur cilt rengimizi niye merak etsin!?
Etmik demek!
Aman annem buna o kadar bozulmuş, içerlemiş ki günlerdir dilinden düşmüyor.
Sanmayın ki benzemediğimizin düşonüimesine üzülmüş!
Kendisi benden beyazmış!! Ama ben napmışım? Kremlerle açmışım! Kendi esmer kalmış!!
Ben diyorum güneş kremi kullan, üşeniyor. Aklına düşerse de aman bi sürüşü var suratını keseliyor sanırsın!
Alıyor avcuna biraz güneş kremi sıvıyor yüzüne!
öyle sürülmeez!
Nasıl sürülecek ya???
Gözüne ağzına da sürüyorsun anne! Kolonya mı bu? Değmemeli!
Aa?? E sen söylemiyorsun ki ben bileyim???
Kaç kere söyledim ama kimbillir, gece kremin gibi sürülecek diyorum. Ama o kadar uzun zaman ara veriyor ki tamamen unutuyor.
Annem birisi bir soru sorduğu zaman polise ifade verir gibi oluyor; büyük bir suçluluk duygusuyla onu ilgilendirmeyecek özelleri ya da detayları da açıklıyor.
Hani sana ne diyemez de geçiştirir insan. Yapamaz. illaa uzuuun uzun izah edecek, açıklayıp ikna edecek. Ama sonra yanlış düşünürmüş!
Tabi iletişimsiz bir toplumuz; yargılamaya, yanlış anlamalara, yaftalamaya meyiliyiz, kendi zannettiğimiz şeylere inanır, saplanır öyle sanırız.
Ama bu olmasın diye de saçma detayları elaleme açmanın ne manası var. Hayır insanlar da çok iyi dinlediğinden değil de.
Eskiler beyaz ten daha çok sever annem de öyle. Yazın ben güneşlenmeyeyim diye etmediği katakulli yok.
Bu yüzden çok bozulmuş esmer bulunmaya çok! Esmer derken buğday tenliyiz, benim biraz daha açıldı; uçuk buğday oldu:)
şimdi sen de yazıyorsun ya ikte diyeceksiniz, ama ben kendim tercih ediyorum. Ama annem benimle ilgili kimseyi ilgilendirmeyecek detayları ona buna açıklamaya bayılır. Sınırı yok. Ama ben yapsam kendine deli olur. E sen de böyle yapmıştın desem acayip boş bakakalır ee nolmuş yani der gibi.
Yani kendinde o kadar hak görüyor ki, çok normal, kendi doğurdu, kendi kızı! Yani malı! istediği gibi davranır!
Nasıl konu açıldıysa bi kaç yıl önce komşular güne geldiğinde tutmuş bebekken vajinamda klitorisin üstünde minik bir fazla et oluştuğunu fark ettiğinde doktora götürdüğünü, doktorun tavsiyesiyle o fazlalığı alıp yok ettiklerini anlatmış.
30lu yaşlara gelmişim artık, bu mu anlatılır elin karılarına!??? Oturup vajinamı hayal ettiler zahir. Hayır böyle şeylerin konuşulmasına alışık, rahat bir toplum değiliz ki.
Sonra biri de tutmuş keşke aldırmasaydınız ya kızlığ bozulduysa diye tutturmuş! Ona neyse benim kızlığımdan diyeceğim ama herkesin üstüne vazifedir bizim memlekette başkasını şeyi bile.
Annem orada değildi şuradaydı diye izah etse de. insanımız sabit fikir belki de benim kız olmadığıma kanaat getirmiştir.
Anneme ne gerek var ona buna vajinamı anlatıyorsun dedikçe annem buz gibi ne var bunda diyor!
Niye iki doğum yapmış kendi vajinanı anlatmıyorsun? çonkü o onun, o kendine kıymetli!
Anlataydın doğumda yırtıldığını, hava kaçırdığını sonra eskisi gibi olamayıp!
Aa olur muymuş? Ayıpmış!
E bekar kızın vajinasını anlatıyorsun ama! Artık kız olmadığımı var sayarlar! Aferim! Oturup benim vajinamı düşünsünler!
Tabi bunu deyince anca kavradı, ama bu kez korkusu ya beni gerçekten kız sanmazlarsa, bozuk sanırlarsa !
Ha yakalayıp bir daha uzun uzun a.çıklama niyetindeydi de zaman aşımına uğradı!
Beyaz ten meselesine gelince. Komşunun kendini daha esmer bulmasına bozulan annem hemen savunmaya geçmik, elin adamına anlatmış da anlatmış!
Ha tabi benim yüzümden bunlar hep söyledim mi??
Aman işte Nazlı'nın yumurtalıklarında
polistik var da, o sivilce yapmış önce de sonra tedavi olmuşum ama gene büyümüş kistim de sonra güneş lekesine neden olmuş haplar da sonra doktor lekeleri açıcı kremler vermik de ondan beyazlamış suratım da aslında Nazlı daha esmermiş de kendi daha beyazmış da benim rengimi aç.mış kremler de zaten bir de güneş kremi sürüyormuşum da başka fondotenler de sürüyormuşum da.....
Bi de gücenik esmer bulunmaya ki!
Elin adamına yumurtalıklarımı mı anlattın anne???
Napiim???
Fondoten sürüyor falan diyeydin bari ne diye bu kadar detaylı açıklıyorsun ki?
Napayım sorduu?
Sana sorulan her soruyu cevaplamak zorunda değilsin ki.
Napacam ya? Merak etmiş sormuş!
Laf olsun diye sormuştur cilt rengimizi niye merak etsin!?
Etmik demek!
Kısacık olsun kısacık!
Katlarını alalım.
Nazlı! Kısacık kısacıık! Ayy hava ısınıyor! Yakacak enseni! Uzayıverir!
Uzasıın.
E nolacak?? Ha? Yanarsın!
Gelir kestiririm gene.
:( nasıl gelecen? Yazlığa geçeceğiz??
Niye yazlıkta ev hapsine mi çarptırıldım? Biner gelirim ne var?
:((!!
Her yaz aynı. Yazlıktan dışarı adım atmamak için yeminli ya da cezalı gibiyiz. Anca lütfedip ablamlar gelirse hak ederiz!
Yoksa kös kös yaşamaya mahkumuz! Dul ile evde kalmış öksüze anca bu kadar hak!
Katlarını alalım.
Nazlı! Kısacık kısacıık! Ayy hava ısınıyor! Yakacak enseni! Uzayıverir!
Uzasıın.
E nolacak?? Ha? Yanarsın!
Gelir kestiririm gene.
:( nasıl gelecen? Yazlığa geçeceğiz??
Niye yazlıkta ev hapsine mi çarptırıldım? Biner gelirim ne var?
:((!!
Her yaz aynı. Yazlıktan dışarı adım atmamak için yeminli ya da cezalı gibiyiz. Anca lütfedip ablamlar gelirse hak ederiz!
Yoksa kös kös yaşamaya mahkumuz! Dul ile evde kalmış öksüze anca bu kadar hak!
Hani eskl iki arkadaş karşılaşır biri çalışmaktadır, evlenip çocuk sahibi olmuştur. Diğeri başrılı ve ünlü/zengin falan olmuştur ama yalnız kalmıştır.
ikisi de birbirine özenir, imrenir ve aynı anda kıskançlık duyar.
Biri diğerinin başarısını, parasını, ününü kıskanır, özenir; çünko kendisi ailesi uğruna kariyerini ikinci plana atmıştır.
Diğeri öbürünün aile, sorumluluk, çocuk sahibl olmasını. Çünkü kendisi başarı/ün ya da para uğruna çalışmaktan yalnız kalmış, aile sahibi olamamıştır.
iklsi de birbirine özene, imrene dursun her ikisinin de yakaladığı başardığı şeyler de vardır kaçırdığı başaramadığı şeyler de.
ikisi de bedeller ödemiştir yani.
işte bende ikisinden de yok!!!!!!!!!!!!!
ikisi de birbirine özenir, imrenir ve aynı anda kıskançlık duyar.
Biri diğerinin başarısını, parasını, ününü kıskanır, özenir; çünko kendisi ailesi uğruna kariyerini ikinci plana atmıştır.
Diğeri öbürünün aile, sorumluluk, çocuk sahibl olmasını. Çünkü kendisi başarı/ün ya da para uğruna çalışmaktan yalnız kalmış, aile sahibi olamamıştır.
iklsi de birbirine özene, imrene dursun her ikisinin de yakaladığı başardığı şeyler de vardır kaçırdığı başaramadığı şeyler de.
ikisi de bedeller ödemiştir yani.
işte bende ikisinden de yok!!!!!!!!!!!!!
Gene aynı terane.
Biz giremeyiz oraya Nazlı!
Sephora'ya meylettim diye koluma yapışıp adeta bi çeşit küçük sesle haykırıyor.
Niye?
Pahalı! Biz giremeyiz!
Sanırsın hiç girdi de biliyor, ama annem zengin-pahalı görünümlü yerleri anında ayırır ve giremeyeceğimize inanır.
Emindir kesinkes. Sonsuza dek, asla, bir kerecik bile giremeyiz, girmemeliyiz!
Bu nasıl bir sabit fikir?
Evet bu bir aşağılık kompleksi türü olmalı. Ve fobi.
Annemde resmen pahalı mağaza fobisi var.
Tamam yıllarca 3 kişi tek maaşla idare ettik, tamam zordu, (babamdan da maaş kaldı ama onu bize koklatmayıp yıllarca görmediğimiz bir kooperatif yazlığına harcadı. Bir sinir harbiyle, kendini paralarken bizi de yıpratarak.)
ama yani 1 kez olsun girilip bakılmaz mı? Belki bütçene uygun bi şey var!?
Ama fobi olmuş artık kompleks olmuş.
Bana da geçsin çok memnun olur.
özgüvensiz, korkak, pinti, kendine iyi şeyleri layık görmeyen, hayattan keyif almayan, mecburen yaşayan biri olsam memnun olacak.
Ablama demiyor ama oraya giremeyiz! Beraber gezerken hiç engellemez onu.
Evli o! Evli barklı kızına hayran. Onun kocası var, bu yüzden o hak sahibi ve hak ediyor.
Galiba için için kendi dul ben evde kalmış ve yetim olduğum için hak etmiyorum?!
Biz giremeyiz oraya Nazlı!
Sephora'ya meylettim diye koluma yapışıp adeta bi çeşit küçük sesle haykırıyor.
Niye?
Pahalı! Biz giremeyiz!
Sanırsın hiç girdi de biliyor, ama annem zengin-pahalı görünümlü yerleri anında ayırır ve giremeyeceğimize inanır.
Emindir kesinkes. Sonsuza dek, asla, bir kerecik bile giremeyiz, girmemeliyiz!
Bu nasıl bir sabit fikir?
Evet bu bir aşağılık kompleksi türü olmalı. Ve fobi.
Annemde resmen pahalı mağaza fobisi var.
Tamam yıllarca 3 kişi tek maaşla idare ettik, tamam zordu, (babamdan da maaş kaldı ama onu bize koklatmayıp yıllarca görmediğimiz bir kooperatif yazlığına harcadı. Bir sinir harbiyle, kendini paralarken bizi de yıpratarak.)
ama yani 1 kez olsun girilip bakılmaz mı? Belki bütçene uygun bi şey var!?
Ama fobi olmuş artık kompleks olmuş.
Bana da geçsin çok memnun olur.
özgüvensiz, korkak, pinti, kendine iyi şeyleri layık görmeyen, hayattan keyif almayan, mecburen yaşayan biri olsam memnun olacak.
Ablama demiyor ama oraya giremeyiz! Beraber gezerken hiç engellemez onu.
Evli o! Evli barklı kızına hayran. Onun kocası var, bu yüzden o hak sahibi ve hak ediyor.
Galiba için için kendi dul ben evde kalmış ve yetim olduğum için hak etmiyorum?!
Gene aynı terane eve gelince.
Hayatı yemek yemek. Başka bişey sevmiyor, keyif almıyor. Kendini de o kadar mutlak doğru sanıyor ki bu kadar olur.
Daha kapıyı açtığı anda konuşmaya başlıyor aralıksız.
Acıkmış da çok beklemiş de geç saatte yiyemiyormuş da hazmedemiyormuş da....
Anında masaya oturacakmışım. Bırakmıyor elimi yıkayayım, resmen banyoya giden yolda dikilmiş dırdır ediyor.
Tamaam sen koy bi elimi yıkayayım!
Vırvırvırvırvır...
Yıkamayayım mı??
Vırvırvır dıdırdırdırdır.
iyi! Ama hastalık falan kaparsam sen suçlusun!
?????????????
üfff onca yeri elliyorum, bi bırak anne bi çekil elimi yıkayacaığm!
Vırvır dır dır dır bla bal bla!!
Kendi öğrettiği şeyleri unutması yadsımasına ne demelli. O kadar kendine odaklı ki gözleri kör olmuş adeta.
Okuldan geldiğimiz zaman bize pislik, mikrop abidesiyiz gibi tiksinerek bakardı resmen. Tabi ki azarlayarak hitab eder;
çabuk ellerinizi yıkayın!
iyi yıkayın ha!
iki kere yıkayın!
Yıkadınız mı elinizi?
Sakın o kıyafetlerle oturmayın ha!
O çantalar blr yere değmesin ha!
Koymadınız değil mi opis çantaları bi yere???
Yere koysaydınız ha!
Nerde kıyafetler? Ha? Kapının arkasına astınız değil mi???
Pis onlar! Her yere değiyor!
Vb vs.
Ama gel gör ki şimdi bunları tamamen unutmak bir yana önemsemiyor ve benim hijyen detaylarına zerre saygı duymuyor. öğrenemiyor! Kendi zorla, dayatarak öğrettiği şeyler şu an annem için yabancı ve ben uyguladığım için saçma, gereksiz, anlamsız ve önemsiz.
Ya yıllardır öğretemedim.
Anlayamıyoooorrr.
Kaç kere elimi yıkamadan oturdum safraya umrunda değil, o yemeğinin derdinde!
Artık kandırır oldum, masaya oturuyorum tam yiyecekken kalkıp fırlayıp ellmi yıkamaya gidiyorum.
Öyle de bi hayretle bakakalıyor ki bu kadar olur.
Nereyee? Yemek soğuyacak Nazlı!!
Elimi yıkayacağım.
Yemek soğuyacak yemek!
Elimi yıkamayayım mı? Pis elle mi yiyeyim?
Yemek soğuyacak yemeeeek!
Ay takmış kafayı yemeğe!
Hayır işin garibi kendi dışardan eve geldiıi zaman hemen el yıkamak istemesi, tiksinmesi. Hijyenine dikkat ediyor yani. Sadece benimkini önemsemiyor! Umursamıyor.
çifte standart işte! Aynı pahalı mağaza fobisi gibi! Ben girmek isterken giremeyiz biz; ablama yakışır! Kendi zamanında en kaliteli kremleri kullanmış en! Ee bana gelince BİM!
"BİM'de de var" desturu, mottosu!
Ama yemek soıuyacak Nazlı yemeek!
Pis elle oturayım mı?
Açım ben acıktım seni bekledim ben geç yiyemiyorum Nazlı anlamıyorsun hiç hazmedemiyorumq
pis elle mi yiyeyim?
Offf of!
Sana of! Sen evdesin elin çok kirlenmez! Ben dışarde genel yerleri elliyorum!
? Niye?
Ayy ay! Kapı, masa falan ellenmez mi?!
Niye elliyorsun o zaman? Elleme!
Hiç bi yere dokunmadan nasıl yaşanır ayol?
Ne var niye elliyorsun ki?
Ayy ay!
Gerçekten anlayamadı, orayı burayı manyak ya da sapık gibi okşayarak elliyorum sanıyor. Dellrtir insanı delirtir!
Bir de güya bana yardım edecek ve eve ulaştığımda masaya geçmem kısa zaman alacak.
illa da çantamı elimden alacak.
Biliyorum yaşadım gene el yıkamam engel, hele tuvalete girmem kavga, tutacağım!???!
Ve tabi ki saçma yerlere koyacak çantamı. Ben girişte duran, ayakkabımızı giyip çıkarırken oturduğumuz pufun üzerine koyup bırakırım. Ama yok iyilik diye elimden alıp odama koymak istiyor.
Toz da olmuş bu diyor hem çantama hem laptop çantasına.
Ama yine de belki yüzlerce defa söylemik, uyarmış hatta aklında anca kavga etmiş ve küsmüşse kalıyor diye uzatarak tarışmama rağmen gene;
yatağının üzerine koyayım değil mi? Diyor.
Hayıır!
Anlatamadım! Kendi öğretti. Yatağını temiz tutmayı küçüklükten beri! Ama şimdi hiiç! Hatta benim yatağım ama kendininki değll pis şeyler koyma yeri!
Kova, çanta, çöp, ayakkabı, para, topraklı saksı!! Vb vs.
Kızıyorum diye hatırladığı zaman da içini açıp koyuyor! çarşafa! edemişim ya yatağın üstüne koyma! örtü yıpranıyor diye değil mi???
Tabi çantaları alıyor :
yatağının üstüne koyuyorum diyor!
Emin yani sonuna kadar!
Hayır anne yatağa koyma pis!
Haa tamam! Diyor.
Elimi mutfakta yıkıyorum artık.
Yemekten sonra üstümü değişmeye gidince bakıyorum ki, yatak örtüsünü açmış, kendinin kirlenmiş dediği çantalarımı çarşafın üstüne bir güzeel sermiş!
Bi de gelip bana yatağa değdirmedim diyor çok iyi bişey başarmış gibi!
Bırak hijyen takıntısını mantık da yok.
Pis dediğin bişey çıplak ya da pijamayla yattığın bi yere konur mu???
Ama sen dedin! Yatağa değmiyor ki işte!
Yatak örtüsü eskimesin diye sanıyor. Sanki çok seviyorum. Kendinşn seçtiği ölgün renklerde, nene örtüsü gibi bişey!
Yani odamın hemen girişinde sandalye var, bazen ceketimi falan asıyorum, çantalarımı koyuyorum.
Yani oraya koyuvereceğine kıçımı koyduğu yere, çarşafı açıp koyuyor yaa!
Hayatı yemek yemek. Başka bişey sevmiyor, keyif almıyor. Kendini de o kadar mutlak doğru sanıyor ki bu kadar olur.
Daha kapıyı açtığı anda konuşmaya başlıyor aralıksız.
Acıkmış da çok beklemiş de geç saatte yiyemiyormuş da hazmedemiyormuş da....
Anında masaya oturacakmışım. Bırakmıyor elimi yıkayayım, resmen banyoya giden yolda dikilmiş dırdır ediyor.
Tamaam sen koy bi elimi yıkayayım!
Vırvırvırvırvır...
Yıkamayayım mı??
Vırvırvır dıdırdırdırdır.
iyi! Ama hastalık falan kaparsam sen suçlusun!
?????????????
üfff onca yeri elliyorum, bi bırak anne bi çekil elimi yıkayacaığm!
Vırvır dır dır dır bla bal bla!!
Kendi öğrettiği şeyleri unutması yadsımasına ne demelli. O kadar kendine odaklı ki gözleri kör olmuş adeta.
Okuldan geldiğimiz zaman bize pislik, mikrop abidesiyiz gibi tiksinerek bakardı resmen. Tabi ki azarlayarak hitab eder;
çabuk ellerinizi yıkayın!
iyi yıkayın ha!
iki kere yıkayın!
Yıkadınız mı elinizi?
Sakın o kıyafetlerle oturmayın ha!
O çantalar blr yere değmesin ha!
Koymadınız değil mi opis çantaları bi yere???
Yere koysaydınız ha!
Nerde kıyafetler? Ha? Kapının arkasına astınız değil mi???
Pis onlar! Her yere değiyor!
Vb vs.
Ama gel gör ki şimdi bunları tamamen unutmak bir yana önemsemiyor ve benim hijyen detaylarına zerre saygı duymuyor. öğrenemiyor! Kendi zorla, dayatarak öğrettiği şeyler şu an annem için yabancı ve ben uyguladığım için saçma, gereksiz, anlamsız ve önemsiz.
Ya yıllardır öğretemedim.
Anlayamıyoooorrr.
Kaç kere elimi yıkamadan oturdum safraya umrunda değil, o yemeğinin derdinde!
Artık kandırır oldum, masaya oturuyorum tam yiyecekken kalkıp fırlayıp ellmi yıkamaya gidiyorum.
Öyle de bi hayretle bakakalıyor ki bu kadar olur.
Nereyee? Yemek soğuyacak Nazlı!!
Elimi yıkayacağım.
Yemek soğuyacak yemek!
Elimi yıkamayayım mı? Pis elle mi yiyeyim?
Yemek soğuyacak yemeeeek!
Ay takmış kafayı yemeğe!
Hayır işin garibi kendi dışardan eve geldiıi zaman hemen el yıkamak istemesi, tiksinmesi. Hijyenine dikkat ediyor yani. Sadece benimkini önemsemiyor! Umursamıyor.
çifte standart işte! Aynı pahalı mağaza fobisi gibi! Ben girmek isterken giremeyiz biz; ablama yakışır! Kendi zamanında en kaliteli kremleri kullanmış en! Ee bana gelince BİM!
"BİM'de de var" desturu, mottosu!
Ama yemek soıuyacak Nazlı yemeek!
Pis elle oturayım mı?
Açım ben acıktım seni bekledim ben geç yiyemiyorum Nazlı anlamıyorsun hiç hazmedemiyorumq
pis elle mi yiyeyim?
Offf of!
Sana of! Sen evdesin elin çok kirlenmez! Ben dışarde genel yerleri elliyorum!
? Niye?
Ayy ay! Kapı, masa falan ellenmez mi?!
Niye elliyorsun o zaman? Elleme!
Hiç bi yere dokunmadan nasıl yaşanır ayol?
Ne var niye elliyorsun ki?
Ayy ay!
Gerçekten anlayamadı, orayı burayı manyak ya da sapık gibi okşayarak elliyorum sanıyor. Dellrtir insanı delirtir!
Bir de güya bana yardım edecek ve eve ulaştığımda masaya geçmem kısa zaman alacak.
illa da çantamı elimden alacak.
Biliyorum yaşadım gene el yıkamam engel, hele tuvalete girmem kavga, tutacağım!???!
Ve tabi ki saçma yerlere koyacak çantamı. Ben girişte duran, ayakkabımızı giyip çıkarırken oturduğumuz pufun üzerine koyup bırakırım. Ama yok iyilik diye elimden alıp odama koymak istiyor.
Toz da olmuş bu diyor hem çantama hem laptop çantasına.
Ama yine de belki yüzlerce defa söylemik, uyarmış hatta aklında anca kavga etmiş ve küsmüşse kalıyor diye uzatarak tarışmama rağmen gene;
yatağının üzerine koyayım değil mi? Diyor.
Hayıır!
Anlatamadım! Kendi öğretti. Yatağını temiz tutmayı küçüklükten beri! Ama şimdi hiiç! Hatta benim yatağım ama kendininki değll pis şeyler koyma yeri!
Kova, çanta, çöp, ayakkabı, para, topraklı saksı!! Vb vs.
Kızıyorum diye hatırladığı zaman da içini açıp koyuyor! çarşafa! edemişim ya yatağın üstüne koyma! örtü yıpranıyor diye değil mi???
Tabi çantaları alıyor :
yatağının üstüne koyuyorum diyor!
Emin yani sonuna kadar!
Hayır anne yatağa koyma pis!
Haa tamam! Diyor.
Elimi mutfakta yıkıyorum artık.
Yemekten sonra üstümü değişmeye gidince bakıyorum ki, yatak örtüsünü açmış, kendinin kirlenmiş dediği çantalarımı çarşafın üstüne bir güzeel sermiş!
Bi de gelip bana yatağa değdirmedim diyor çok iyi bişey başarmış gibi!
Bırak hijyen takıntısını mantık da yok.
Pis dediğin bişey çıplak ya da pijamayla yattığın bi yere konur mu???
Ama sen dedin! Yatağa değmiyor ki işte!
Yatak örtüsü eskimesin diye sanıyor. Sanki çok seviyorum. Kendinşn seçtiği ölgün renklerde, nene örtüsü gibi bişey!
Yani odamın hemen girişinde sandalye var, bazen ceketimi falan asıyorum, çantalarımı koyuyorum.
Yani oraya koyuvereceğine kıçımı koyduğu yere, çarşafı açıp koyuyor yaa!
Bilmem kimin kızı twitterdan koca bulmuş efsanesi.
Komedi.
Kızın 47bin takipçisi varmış!!
Annem bunların hep evlilik için olduğunu sanıyor, canım ne saf bir dünyası var??!
Ee ne yazmış twittera evlenmek istiyorum demik 47bln damat adayı mı çıkmış?
Herhalde!
???:):):):):)
ne?
Anlatsan da algılayamıyor ki twltterı, takipçl olayını.
Takipçi satın almıştır övünmek için diyorum. Anlamaz ki, olur muymuş hiç öyle şey??
Anlatsan fayda etmiyor. Ona göre 4vbin koca adayı!
Ee sonra twitterdan tanışmışlar?
E evlenmişleeer.
Arada bir olay yok mu? Masal gibi oldu da.
Ne olacak ki?
Yani mesela ne yazışmışlar, ne zaman tanışmışlar?
Ne bileyim?
Söylemediler demek.
Hıı.
Ee anlatır insan! Ne zaman tanışmışlar, buluşmuşlar?
Buluşmak da mı gerekiyor????
Diyor annem hayretler içinde!
E nasıl evlenmeye karar verecekler ya anne?? Herşey twitterdan mı olacak?
Ne bileyim?
Yok herşey twitterdan olsun nikah bile gerdekte karşılaşırlar nasılsa!
Buluşmak mı gerekiyormuş!???
Tanımadığı,, tanışmadığı biriyle mi evlenecekti?
Ne biliim yazmışlardır internetten.
Ee hepsi tam dürüst yani insanların, sahtekarı, garibi yok!
????
Ya insan kendini istediğl gibi tanıtır ne bilecen ki.
Haa doğru.
Komedi.
Kızın 47bin takipçisi varmış!!
Annem bunların hep evlilik için olduğunu sanıyor, canım ne saf bir dünyası var??!
Ee ne yazmış twittera evlenmek istiyorum demik 47bln damat adayı mı çıkmış?
Herhalde!
???:):):):):)
ne?
Anlatsan da algılayamıyor ki twltterı, takipçl olayını.
Takipçi satın almıştır övünmek için diyorum. Anlamaz ki, olur muymuş hiç öyle şey??
Anlatsan fayda etmiyor. Ona göre 4vbin koca adayı!
Ee sonra twitterdan tanışmışlar?
E evlenmişleeer.
Arada bir olay yok mu? Masal gibi oldu da.
Ne olacak ki?
Yani mesela ne yazışmışlar, ne zaman tanışmışlar?
Ne bileyim?
Söylemediler demek.
Hıı.
Ee anlatır insan! Ne zaman tanışmışlar, buluşmuşlar?
Buluşmak da mı gerekiyor????
Diyor annem hayretler içinde!
E nasıl evlenmeye karar verecekler ya anne?? Herşey twitterdan mı olacak?
Ne bileyim?
Yok herşey twitterdan olsun nikah bile gerdekte karşılaşırlar nasılsa!
Buluşmak mı gerekiyormuş!???
Tanımadığı,, tanışmadığı biriyle mi evlenecekti?
Ne biliim yazmışlardır internetten.
Ee hepsi tam dürüst yani insanların, sahtekarı, garibi yok!
????
Ya insan kendini istediğl gibi tanıtır ne bilecen ki.
Haa doğru.
Afrası tafrası anca bana.
Başka birisine karşı saf, kuzucuk, uyumlu, melek tonunda.
Siteye güvenlik alındı, yeni başlayınca işgüzar oluyorlar.
İki akşamdır servisten inip siteye giriyorum, bu çıkıp bana kime geldiniz diye soruyor.
Evime geldim! Deyip tersleyerek yürüyüp gidiyorum.
Nerden bilecekmiş evime geldim?!
Tabi okul servislerinden hırsızlar, manyaklar iner!
Tersllyorum, kendi evimde elin adamına hesap vermem ben!
Beni ilgilendirmiyor! Diyorum.
Annemse hergün markete gidip, geldiği zaman kimliğini gösterip, izahat verip öyle giriyormuş. Çok da memnun! Güvende hissediyormuş polis var diye.
Polis değil ki anne o özel güvenlik.
Yok ben kapıda duran genci diyorum.
Tamam işte sitenin parayla tuttuğu özel güvenlik elemanı.
Polis değil mi?
Değil. Bi saattir ne diyorum ben?
iyi ama neyse de.
Kapıda kimlş falan göstermek zorunda değilsin, gösterme! Kendi evine girerken hesap mı vereceksin elin adamına?!
Ama annem kendisine sorulan soruyu muhakkak ve uzun cevaplamak, açıklamak zorunda hissettiği için...
Ama soruyor ne yapayım?
Senden mi şüpheleniyor yani?
?????
Mecbur değilsin gösterme! Allah Allaaah tapulu malına giriş izni mi alacaksın?!
Sen göstermedin mi sanki? Sormadı mı?
Sordu. Ne münasebet elin adamıne hesap verecem? şüpheli bir tipim mi var ki?
Ama soruyor.
Sorsun anne aa!
Ama güvenlik için gerkiyor demek.
Ne güvenliği yaa? Sanki başbakanlık konutu! Normal bir site işte. işgüzarlık.
Ama kontrol ediyor demek yabancı girmez hem.
iyi olmuş çok, ablamın gönderdiği kargoyu da geri çevirmiş, şubeye bırakmışlar, annem de sen de gider şubeden alırsın diyor gayet rahat.
Nasıl taşıyacağım taa oradan eve koca koliyi?? Ne güzel ayağımıza kadar gelmişti! işgüzar pislik.
Napalım ama, gider alırsın.
Ne kadar mülayimsin, adam ne yapsa haklı! Nazlı'nın beli ağrırsa falan diye bir dersin yok!
Niye ağrıyacakmış ki?
Ya koca koliyi taşıyacam! Kapıya gelmiş ne güzel, illa hammallık bana kalacak!
Napalım?
Böyle bir ezik psikolojisi var. Ama kendine haksızlık olduğunu düşündüğü bir şeyde mangalda kül bırakmaz!
Başka birisine karşı saf, kuzucuk, uyumlu, melek tonunda.
Siteye güvenlik alındı, yeni başlayınca işgüzar oluyorlar.
İki akşamdır servisten inip siteye giriyorum, bu çıkıp bana kime geldiniz diye soruyor.
Evime geldim! Deyip tersleyerek yürüyüp gidiyorum.
Nerden bilecekmiş evime geldim?!
Tabi okul servislerinden hırsızlar, manyaklar iner!
Tersllyorum, kendi evimde elin adamına hesap vermem ben!
Beni ilgilendirmiyor! Diyorum.
Annemse hergün markete gidip, geldiği zaman kimliğini gösterip, izahat verip öyle giriyormuş. Çok da memnun! Güvende hissediyormuş polis var diye.
Polis değil ki anne o özel güvenlik.
Yok ben kapıda duran genci diyorum.
Tamam işte sitenin parayla tuttuğu özel güvenlik elemanı.
Polis değil mi?
Değil. Bi saattir ne diyorum ben?
iyi ama neyse de.
Kapıda kimlş falan göstermek zorunda değilsin, gösterme! Kendi evine girerken hesap mı vereceksin elin adamına?!
Ama annem kendisine sorulan soruyu muhakkak ve uzun cevaplamak, açıklamak zorunda hissettiği için...
Ama soruyor ne yapayım?
Senden mi şüpheleniyor yani?
?????
Mecbur değilsin gösterme! Allah Allaaah tapulu malına giriş izni mi alacaksın?!
Sen göstermedin mi sanki? Sormadı mı?
Sordu. Ne münasebet elin adamıne hesap verecem? şüpheli bir tipim mi var ki?
Ama soruyor.
Sorsun anne aa!
Ama güvenlik için gerkiyor demek.
Ne güvenliği yaa? Sanki başbakanlık konutu! Normal bir site işte. işgüzarlık.
Ama kontrol ediyor demek yabancı girmez hem.
iyi olmuş çok, ablamın gönderdiği kargoyu da geri çevirmiş, şubeye bırakmışlar, annem de sen de gider şubeden alırsın diyor gayet rahat.
Nasıl taşıyacağım taa oradan eve koca koliyi?? Ne güzel ayağımıza kadar gelmişti! işgüzar pislik.
Napalım ama, gider alırsın.
Ne kadar mülayimsin, adam ne yapsa haklı! Nazlı'nın beli ağrırsa falan diye bir dersin yok!
Niye ağrıyacakmış ki?
Ya koca koliyi taşıyacam! Kapıya gelmiş ne güzel, illa hammallık bana kalacak!
Napalım?
Böyle bir ezik psikolojisi var. Ama kendine haksızlık olduğunu düşündüğü bir şeyde mangalda kül bırakmaz!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)