bilmiyorum.
belki paranoyaklık aşırı şüphecilik ve sürekli memnuniyetsizlik bana da bulaştı.
ne de olsa anasının kızıyım.
nasıl ki alışverişte biraz pahalı bir şey görsem, alsam mı diye düşünsem içimdeki annem çıkıp kulağıma: çok pahalı, biz alamayız gbi her zamanki klişe laflarını ettiğine göre.
abartıyor vayazıyorum işte.
belki de şizofren olmuşumdur. hepsi hayal ürünüdür. kafamın içindedir. çift kişilikli falanımdır.
ya da bana öyle görünüyor. zaten biraz gerçekçi-karamsar tarafım var. gerçekçi-iyimser değilim yani.
ama tabi kendinden beter memnuniyetsiz, endişeli, korkulu, karamsar, dırdırcı, şikayetçi vb birisiyle beraber yaşayınca daha da beter oluyorsun.
ah pardon annem gerçekçi bir insandır!! hiiiç karamsar değildir!! ama nedense nefret dolu. twitter ilk çıktığında bana da diyordu yani popüler olduğında.
ona yaz buna şunu yaz. hakaretamiz şeyler yani. hatta beddua.
e ciddiye alırsa dava açar.
ne?
ya twitterda adım yazmıyor mu ben adama sövecem.
söyleme adını!!
annecim telefon numarası gibi düşün, hani hat alır gibi bir hesap açıyorsun ya benim ki kendi adıma.
göremez ki!!
ne bilecek?
görünüyor işte sen bilmiyorsun.
sen mi görünüyorsun?????????
adım adım!! ismim!!
ee.
ayyy. iyi küfrü basayım dava açsınlar bir de hapis yatarım artık!! (kime sövdürüyor düşünün!)
anlatamazsın ki. daha internet ile bilgisayar makinasının farkını anlayamadı!! tut ki twitterı nasıl anlasın.
adını yazma işte sen deeee!
annecim otomatikman çıkıyor!! zaten adın gizli olsa bile ciddiye alıp mahkemeye verirse bulabiliyorlar.
bulamazlar!! adını yazmazsan kim ne bilecek kızım!!! hem zaten bilsin meymenetsiz!!
iyi hapse düşersen gelirsin ziyeretime!! ya da cezayı ödersin.
amaaan sen de adım seda de!!
anlayamaz. ne kadar izah edersen et. o kendi fikrine saplanıp kalır.
bir zaman da hala gerçi aynı, internetten herkesi bulabileceğini, hatta adresini bile bulabileceğini düşünüyordu. bilmem ne zamandan soyadını hatırlamadığı bir arkadaşını bulayım istiyor, oturmuş bana tipini tarif ediyor hem de yıllar önceki.
ama hani bakıyorlarmış orada burada mesela belediyede falan hemen çıkıyormuş!!!
herkese açık sistem değil anne o! devletin diye.
e sen de gir devletin sitesine!
hacker mıyım ben?
ney?
giremezsin.
aa?
herkesin girebildiği bir sistemde nasıl güvenlik olacak, herkes birbirinin herşeyine ulaşırsa?
?????
neyden bahsedecektim ben.
ha bana öyle geliyor. hııı.
geçen gün alışverişe gideceğiz gene ayn terane mesela. 10 yıldır aynı evde ikamet ediyoruz, evden çıkarken assssla koridorun ışığını yakmaz. asla. bizim koridor karanlık oluyor ama. yakmaz. ama söver göremiyorum diye.
her zaman 10 yıldır değişmedi. ışığı yak. hayır yakmayacak göremediği için de küfür edecek!! ben açarım şaşırır.!!
niye açmıyorsun görünmez tabi!!
neyi?
ışığı anne.
hadi evden çıkarken neyse ben yakıyorum ama eve girerken mümkün değil.
kapının girişi biraz dar, bir kere illa anahtarla kapıyı kendi açacaktır. ama elbette gözlük takmayı reddettiği için göremez, öyle tüm kilolarca yük bende, dakikalarca zorla dikilirim annem kapıyı açamadığı için küfreder.
allah kitap soy sop. niyeyse çukurovada böyle bir küfür zincirleme tamlaması var.
açtığı zaman da girer ama adetidir bir yerde dikilmek, ben giremem. elimdeki ağır, kızın beli ağrır falan derdi hiiiiç yok. tabi yine göremez içeri karanlık ya da saate göre loş!
yine söver. ışığı açsaydın derim hiç oralı olamaz.
onun yerine küfrederek ve bir yerlere çarparak ve daha da bağırarak küfrederek ayakkabısını çıkartmaya çalışır.
bu arada ben hala daracık girişte dikiliyorum geçit yok. yere bırakmaya çalışırım ama bana çarpıyorsun itiyorsun der! bekle biraz. ama öyle saniyeler falan değil. dakikalar.
eskiden çok daha hızlı hareket ederdi tabi yavaşladı çok. hatta çocukken bizi azarlar dururdu hadi hızı yürüyün diye.
beceri kaybı da oldu ama bu görmemeyle de bağlantılı. küçükken bir atıştırmalığı falan açamadığım zaman beni tersleyerek alırdır elimden tabi tırnakları uzun olur beni muhakkak da tırmalayarak.
şimdi kendi açamıyor bi şey. heryerde bebek gibi anneme hizmetteyim ama bir güleryüz yok. suyu aç, şeker paketini aç, kahveme dök.... balığı ayıkla, suyu yok,...
yaranmana imkan ihtimal yok. zevk alıyor beğenmemekten.
bir de çocuk gibi inat. market arabasını kendi sürecekmiş. yorulur diye yok diyorum, ama inat sürermiş. anında da beli ağrıyor diye şikayet. e ben dedim. ama dememişim kendine mecbur etmişim gibi bir tavırda.
öyle değilse de beni 190 boyunda çam yarması kas yığını bir adam yerine koyup abandıkça abanıyor, az kaldı sırtla beni diyecek.
anlamaz da. az yiyormuşum ondan. ne alaka. halterci miyim ben kendi ağırlığım dadar taşıyayım.
anlatamazsın. hem beni çook koruyup kolluyor düşünüyor gibi davranır hem de bu kadar mantıksızlıklar da yapar.
yorulurum diye merdiven inmeyeceğim ama soğuk havada balkon yıkayacağım!
besleneyim aç kalmayayım diye her tenefüs börek falan yiyeceğim ama hareket yok.yakmayacam. şişecem?????????????????????
üf yani bi değişik anlayamamazlık oldu.
neyse. alışverişe gideceğiz, dolmuşla. durakta beklerken gene kendi düşüncelerine dalmış. hani boş gelse de rahat etsek diye.
normalde hızlı yürüyemezken birden bir acele bir telaş ilkokul servisine bindi!!
gitme anne dolmuş değil o!!! binme dolmuş değil!! anne!! dolmuş değil o!! servis o servis otobüs değil!! annee!!
konuştuğu için de sürekli duymuyor, bir hızla nasıl olduysa gitti bindi bir güzel oturdu yerleşti!! çocuklar da şöför de bakakaldı!
ya ane servis bu dolmuş değilll!!
gel gel!!
annecim bu dolmuş değiiiil!!
gitmiyor mu bu?
dolmuş değil bu okul servisi!!
e niye söylemiyorsun!!! boşuna yoruldum nazlı!!! ben artık yoruluyorum sen anlamıyorsun!!
dinlemiyorsun ki kaç kere söyledim!!
söylemedin!
söyledim hatta bağırdım!
söylemediiiiiiiin!!!!
hadi in bari.
ne?
annecim dolmuş değil ya bu!!
amaaaaan!! yoruluyorum ben söylemiyorsun!!
duymuyorsun ki konuşmaktan!
doğru söyleyemiyorsun demek!!
dinlemiyorsun ki!!
dinliyorum!
dinlemiyorsun!
aynı dolmuş gibi buuu!
beyaz ama.
ee dolmuş da beyaz!!
yoo mavi.
değişti mi niye söylemiyorsun?????
her zaman maviydi ya az bi beyaz çizgiler.
hayır beyazdı hep!!
bizim buraya gelenler mavi anne.
hayır beyaz!!! değişmiş demek!! söylemezsen böyle olur!!
1990dan beri mavisi fazla beyaz çizgileri de var ya!
hayır beyaz dolmuşlar!!
anne adı mavi dolmuş hatta.
hayır beyaz!!
mavi!! sen bilmiyorsun demek unutmuşsun!!
hiç bir şeyi unutmam ben!!
gerekli şeyleri unutur saçma şeyler kötü şeyler en net haliyle kalır aklında.
daha bundan sonra çantamı emanet aldı unuttu. gazete unutmuşum kitapçıdan al dedi market arabasını kedi sürecekmiş, onu da unuttu!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder