22.03.2016

kaliteli-pahalı suikastleri _ ipek gömlek, trend tişört, deri ceket, parfüm, ruj, kozmetik

bir teorim vardı. hani tamam dar gelirliydik müsriflik edemezdik. ama bu tutumluluk alışkanlığı pintiliğe ya da ezikliğe dönüştü. biz alamayız biz yapamayız vb.

neyse. hadi artık eve 2 maaş giriyor ama hala aynı. sonra bana bazı sabahlar para verecem diye çırpınıyor, garip hiç olmayacak yerlere para koymaya kalkıyor.

ama bir şekilde kendi de öyle pek pahalı giyinmese de çok över gençliğini. hep en kalitelisini alırmış giyermiş sürermiş enn kalitelisni. artık öyle masrafları yok. ama işin tuhafı bana da layık görememesi.

teorim bu bana kaliteli pahalı şeyleri layık göremiyor.

kırk yılın başı kendime kaliteli, okulda giyilecek, sade, şık bir ipek gömlek almıştım geçen senenin başında.
yıllaaaaardır eline ütü almayan annemin (sırtı tutulduğu için ben yapıyorum) gömleğimi ütüleyesi tutmuş, ama yakmış! daha 2 kere giymiştim.

yani önce suçlanır ama sonra yapıştırır aman zaten dandik bir şeydi.

işte o zamandan sonra ne kadar kaliteli pahalı şeyim varsa tehlikeye girdi. garip bi şekilde.

başka bir kaliteli tişörtümü gitmiş dolaptan seçiş kafasında temizlik bezi yapmış!!

hani her zaman pahalı ürünler, kaliteli kumaşlar almıyorum. olmuyor yani.
ama ne zaman ki alsam adeta suikasta uğruyorlar.

ney o mu pahalı?? boktan dandik birşeydi!!

dolapta sünmüş dünya kadar tişört var, gayet iyi biliyor!! gördü mü söyler  bu da sünmüş siye falan. ama gitmiş askıdan bu sevdiğim pahalı tişörtümü seçmiş!! ütülü askıda diye acı bari.

hayır resmen suikast!!

bir kaç sene önce de dünürlerle yarışa girdiği için, onlara ne kadar bonkör olduğunu kanıtlamak için bana aldığı 750-800 liralık deri ceketi gitmişti temizlikçi kadına vermişti.

hem bana giydirmezken!! ne zaman giyecek olsam engeller, her zaman bir bahanesi vardı. sıcak gelir, soğuk hava üşürsün, yağmur yağacak leke olur, kalabalıktır biri yırtar, o kıyafetle olmaz ki vb.
asla bitmez!! 3 kere ancak giyebilmiştim, ta ki temizlikçi kadına verene kadar. etrafı toplarken görmüş ne güzel demiş annem de acımış.

eskiden beri bir aşırı acıma mantıksız acıma durumu var. eğer o kişi bunu fark ettiyse kullanabilir de. biraz pohpohla biraz kendini acındır tamam.

bir de bana inanmıyor yook ucuzdu o giymiyordun bile o ceketi diye!!
çok çok uzun ve aşırı detaylı bir anlatımla ancak hatırlatabildim deri ceketi nasıl aldığını!!!
temizlikçi kadın da aç gözlü ve cingözdür; bir şey istemeden duramaz. hem de hep kaliteli şeylere göz koyar anlar yani maldan.
bi keresinde daha evvelsi gün aldığım botuma göz koymuştu. yani biz de çok zengin olsak bari! memur, emekli, öğretmen!! yai parayı Gucci'ye bağlasam da versem gayet memnun ayıp olur demeden alıp alıp benden stok yapacak.

annem de anlamıyor bazen; biraz pohpohluyor annemi, hemen annemde yelkenler suya. ne istese yapacak duruma geliveriyor.

botu isteyince annemin bir bana bakışı var, sanırsın yavru kedi!
daha evvelsi gün aldım.
çok güzelmiş kızım da sever böyle şeyleri!

laf vuruyor hep de bahanesi kızı. ya zamanında verdik, hatta alıp da vermiştik ama maalesef gözü doymuyor; soyulacak kaz arıyor.

laf vururken de annem gözünü bana yavru kedi bakışıyla dikmiş bakıyor, verelim diye.
her istediğini verip kölesi mi olacağız? ben çalışıp alacam onlar sefasını sürecek?
hani bir kere olsa neyse. canı sağolsun dersin. hep aynı doymaz bir aç çıkarcı göz.

bi de beğenmez burun kıvırır!! internet siparişinde yanlış aldığım ama bir daha değiştiremediğim bir ceketim vardı, yalış beden. olur mu kızına dedimdi. etiket üstünde. yanlışlıkla belki kalıbı da dar kesimdi 36 beden almışım. araya zaman girdi kaldı.

yepyeni yani, uyduruk da değil. beğenmemişti efendim. e mango'ymuş bu!! :((

oldu louis vuitton alayım da sana vereyim?!!! ne olacaktı ya?? beymen mi? gucci mi?

yani iyilik de yaramıyor.

anneme kalsa evi götürür. bazen.
dengesiz işte bazen de azarlayıp durur kadını ya nadiren daha.


o zamandan kafasına koymuş demek, markaları da bilir, derimod diye görmüş, planlamış herhalde.
bir de ben evde yokken uyutuyor ki annemi!
belli ki pohpohlamış gazlamış acındırmış.


yani hatırlayamaması hayret verici annemin. kıyamıiyordu giymeme! pahalı diye. ama gitmiş vermiş.
bir de iddia ediyordu dandikti diye.
zor hatırlattım akıl almaz detayları sıralayınca anca idrak etti.

mahsuz napalım onun kısmetinde varmış, kalsın zaten ben kaliteli şeylere layık değilim dedim.
ama tabi sonunda annem pişman oldu. ama geri almak bana düştü!!
uğraştım çok da öyle aldım.
bir de kadın pişkin, yüzünden okunuyor annemi kafalayıp deri ceketi aldığı, kızım çok beğendi sevindi ama diye de tutturuyor.

ben de ablamın hediyesi diye tutturmuş geri almıştım.

bir daha çağırmadık.
deseydim iyiydi ya neyse.

zaten oldum olası blana sevdiğim kaliteli şeyleri yakıştırmaz. valla ya. alsak da böyle giymeyeyim diye uğraşır. pahalı görünen mağazalara girmez ve ben de giremeyeyim diye telkinde bulunur.

daha parfüm vakaları var. kokusundan bıktı diye pahalı bir parfümü atmışlığı var 2 kez. birini ben almıştım birini ablam hediye etmişti. bıktıysan sıkma. değil mi. zaten kullanım süreleri 2-3 yıl, özleyince tekrar kullanırsın.

hayır. bana kullandırtmaz kıyamaz bitmesin diye sonra unutup bıktım attım der. dandikti!
estee lauderdi!!

başka bir parfümü de bıktı diye oda parfümü gibi tuvalete sıkmışlığı var.

bir kaç parfüm bulundururum. bazıları uygun fiyatlı bazıları pahalı. nedense atılan tuvalete sıkılan her zaman pahalı olanlar.

hayret eder bir de o mu pahalı??? uyduruk gibi!!
üstündek, yazıyı görmüyor mu? gözlük takmadığı için görmüyordur..

bıktıysan bir süreliğine kaldırırsın ne var. ya da ben kullanırım. ama tahammül edemiyormuş kokusuna!!!

hep en pahalılarını seçmiş gibi katletti.

en son da ablamın bana da aldığı YSL ruj allık ürününü atmış!

daha hiç kullanmamıştım. oje diye sürmüş, bozuk sanmış, bana sorma gereği de duymamış hoooppp çöpe!!

ojeydi bozuktu diye de bir iddiası var ki teatral artık!!


yok yok bana kaliteli şeyleri yaraştırmıyor yok!!
kendi övünmeyi bilir ama gençken ennnn kaliteli şeyleri kullanmışmış diye. hatırlıyorum helena rubinstein'di

ama bana gelince olmuyor. alamayız, kullanamayız vb. o mağazaya giremeyiz vb.
hayır ablama gaz veriyor. alsın yavrusu yakışır!!

en son gene ben yokken camlar için aynı aç gözlü kadını çağırmış, beni de arıyor belli ki gene bişey istiyor. ruj.

belli ki annem gene onca rujumun arasından seçeceeeeek en kalitelisini en pahalısını verecek.

nedense.

yapmışlığı var da ondan, unuttum yazmayı. ben ruj severim, en az 20 rujum var, genelde uygun fiyatlı ama bir kaç tanesi daha iyi! mesela vermek için seçtiği onca rujun arasından en pahalısıydı.

ne bilsinmiş pahalı söylememişim ki!!
e söyleyince 20 liralık ruju pahalı sanıp dırdır ediyor.
neyse ki bir setin içinde gelen ve rengi bana hiç uymayan bir rujdu, kullamak için bin dereden su getiriyordum.

ama işin garibi onca uygun fiyatlı, dandik ambalajlı rujun arasından en pahalısını, en iyi görüneni seçmesi.

e ayıp olurmuş kadına!
bana olmuyor mu?? bana kaliteli, pahalı şeyleri yaraştırmamak hiç ayıp değil bana!!

tabi ki inkarda!!
ne bilsinmiş hangisi pahalı kaliteli?

ya bilinmez mi yaa!! her zaman anlayan insan niye o zaman anlamıyor.


son zamanlarda da 2 olay oldu. sabotaj! suikast!!

birini engelledim ama diğerni maalesef.

ilki yine rujdan mütevellit.



başka bir temizlikçi kadının kızına verecekmiş ruj, ben seçeyim mi diyor. biliyorum tamam dese gidip en pahalısını en kalitelisini verecek. ben versem neyse annem özellikle yapıyor sanki.
zor vazgeçirdim telefonda. ben gelince seçerim diye, nasılsa hemen gitmeyecek ben gelinceye kadar sürer işi.

ben de istedim marka, kaliteli,pahalı şeyler tüketeyim hatta birilerine dağıtayım ama işte gerçek hayat öyle olmuyor.  bilmem mi ben kafasnda seçmiş bana söylüyor şununla şunu verelim!!

20 rujun içindeki en kaliteli, onu bırak en sevdiğim ikisini seçmiş!!

biri MAC biri Estee Lauder.

pahalı olduğunu duyunca da küçük dilini yutuyor! bu kadar pahalı ruj mu olurmuş!!!!!!
20 liralığı bile bana çok gören onları nasıl görmesin.


son olayda da bana telefon etti, eczaneye uğra da bana ilaç al diye.
anneme ilaçlarını alırken ben de kendime göz çevresi kremi, güneş kremi, birkaç ilacımı, iyi birkaç makyaj malzemesini almıştım.

neyse akşam yorgunluktan çıkarmamışım annemin tansiyon hapları hariç. öyle odamda eczane torbasıyla duruyor.
ertesi günde cumartesi ama az bir işim olduğundan apar topar çıkıyorum evden.
döndükten epey sonra aklıma geliyor ama ara ki bulasın.

ne arıyorsun?
burada eczane torbası vardı.???
ha attım ben onu.
ne????????
attım çöpe.
ne zaman!!!!
sabaaah.
ay anne yaa!
niye ki.
hiç mi bakmadın içine ya!!????
çöptü.
değildi!!!!
yok çöptü çöp!!
annecim eczaneden aldığım kremler ve ilacım vardı!!
yok öyle uyduruk kağıtlar vardı.
200 liralık malzemeyi atmışsın!
kağıt doluydu ama.
karton kutudaydılar! aman anne hiç mi bakılmaz içine bu ne diyee?
ne bileyim ben? uyduruk bir torba!!
eczane torbası!
ne bileyim ben? söyleseydin!!
dedim sana akşam. gitmişken birşeyler aldım dedim.
ne bileyim ben? çöp gibi duruyordu!

o kadar sakin ve memnun gibi ki. umrunda değil. pahalı şeyleri attım nazlı'ya dandikler kalsın anca ona olur der gibi.

 umurunda değil, hatasını da kabul etmiyor, amaaan boşver canımız sağolsun alırsın gene falan da demiyor.
bana kaliteli şey yaraşmaz ki!!! anca kötü dandik ucuz şeyşler!!

ablam tekin acar'ı altüst etsin bana şöyle bir bakmak bile yakışmaz, layık değilim!!
sanki.
acele hazırlanıyorum, sinir oldum sinir.


görüyor çıkacak gibi olduğumu!!

nereye?
çıkıyorum!
çöpe mi gireceksin?


gerçekten. o kadar da sakin, normal bir şey gibi soruyor ki şaşarsın!!


?????????????????????
????????????????
hıı çöpe girecem anne tam bana layık!! bundan sonra çöpten giyinir beslenirim!! bana kalite yakışmaz ki!!!
??????????????? ne?

çöpe girecekmişim!!! oldu!

hani zaten çoktaaan atılmış. gittim yeniden aldım. eline verdim al at çöpe diye. ben gider bim'den ucuz şeyler alırım anca bana!!!!!!!!!!!!!!!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder