Absürdizm; her lafıma, yaptığıma bir kusur, karşı çıkacak, çürütecek şey arar, bulur ama iş başkasına geldiği zaman bazen donar kalır.
O bazı şeyleri anlayamayan kafa geri gelir. Hani ima, ironi, taciz, mobing gibi şeyleri; bari olmayan, dolaylı ya da biraz belirsiz olan şeyleri.
Bizim karşı komşu! Eve sığamıyor bebek arabalarını kapının dışına, apartmanın içine koyuyor. Kendi kapısının önünde olsa iyi, hadi bana ne. Hani kapı önüne çıkmış ayakkabı ve eşyaları sevmem ama hadi.
Yok ama bu bencil yaratık, kendi girişi engelleniyor, engellemesin diye, bebek arabalarından birini muhakkak bizlm kapının önüne koyuyor.
Her sabah bakıyorum bizim kapının önüne set çekilmiş adeta. Bize yakın olan birini yatay koymuş öbürünü de onun arkasına dikey. Kendi kapı önü boş, tabi ayakkabıyla dolu ama...
Her gün ben itiyorum o koyuyor, ben çekiyorum o gene biim kapının önüne set çekiyor.
Her akşam da çöp konuyor kapıya, yani demek ki evdeyiz hadi ses gelmiyor bundan anlaşılır.
Ama yok inat ve ısrarla aynı şey.
Karşılaşmıyoruz da pek; sabah sabah da kapısını çalmak istemiyorum akşama halim kalmamış oluyor. Ya da unutuyorum.
Değişen bişey yok. Hatta özellikle hiç üşenmeden kendi kapılarının önüne yerleştirdim ama anlamıyor herhalde. Aklına da gelmiyor demek bunu itmişler demek rahatsız olmuşlar. Evde 3 çocukla sürekli beyin hücreleri ölmüş 6 yaş zlhnine geri dönmüş herhalde mankafa olmuş.
Bir zaman geçti aradan, çöp koyarken karşılaştık, merhabalaştık. Ama gene aynı; bebek arabaları biim kapının önüne yığılı. Yani öyle de koyuyor ki hani iki dairenin arasında öylesine değil, uğraşmış dizmiş bizim kapı önüne, kendi tarafı bomboş.
Başka bi zaman annem söylemiş, ben evde değilsiniz sandım demiş, artık koymaz dedi. Ertesi sabah 2 de değil 3. bir bebek arabası bile vardı! ikisini dikey olarak bizim kapıya kadar dayamış sıfırlamış, 3.sünü yatay olarak gerisine koymuş! Ooh ne rahat biz çıkmayacağız evden sanki!
Annem it de geç bari diyor, itmeden geçemem ki zaten!
Böyle böyle zaman geçti; koyduğu bebek arabası sayısı 1 ile 3 arası değişerek. Sonunda o süper zekasıyla başka bir yöntem geliştirmiş. Sağolsun sultanımız bebek arabalarını dizmiş ama kapının açılış yönünü boş bırakmış; Allah razı olsun kıvrıla süzüle kendi tapulu malımıza girebiliyoruz!
Lütfetmişler.
Bi gün karşılaştık; böyle böyle yapıyorsunuz ama eve giriş çıkışımızı engelliyor, koymayın lütfen dedim.
Bizi evde değil sanıyormuşmuş, koymazmışmış.
Aradan zaman geçti gene aynı!
Her sabah bebek arabalarını itmeden evden çıkamıyorum, 3 bebek arabası gene çıkışımı engeller gibi bi de düzenlemiş.
Annem de sen sert söylemişsindir, bozuldu zahir diyor!
Oh sultanımızın suyuna gideceğiz yani! Hani sanki kendi tüm koridoru kaplama özgürlüğüne sahip ben giriş çıkış izni alacağım.
Bozulsun! Aslında baştan benim alanımı da kaplamaması, beni engellememesi lazım, hadi oldu sürekli itilen bu bebek arabalarından anlaması lazım rahatsız ettiğini; hadi annem söyleyince anlasın ben söyleyince?
Sen söyle o zaman dedim madem ben sert söylüyorum, istersen ağlayarak yalvarayım evden çıkışıma izin versin!?
Annemin söylemesine fırsat kalmadan karşılaştık kapıda hatta ben arabaları itiyordum sabah; bi de pişkin bi de anlamaz. Ben arabaları iterek çıkabiliyorum o bana dükmanca bakarak bebeciklerimin arabalarına napıyor böyle der gibi ters ters bakıyor. Bi de utanmadan ama diyor böyle itiyorsunuuuz???!
Napayım canım?
itmeyin!
Oldu evden çıkmayayım?
Ama böyle mi itilir???
Canan hanım sabah sabah zaten yolumu tıkamışsınız, evden girip çıkan yokmuş gibi; bunlar buraya konur mu?
Napayım nazlı hanım nereye koyayım 3 tane var!
Bilemeyeceğim bizim kapının önüne koymayın da!
Yer yok ki?
Ay bana ne ayol aa ben her sabah her akşm evime niye zorla yandan yandan gireceğim? Hiç birini kapımın önünde istemiyorum lütfen koymayın!
Annem de sessiz masum sanki ona hak verir gibi; çünkü kendini ezik ve suçlu hissediyor; onun kızının yaşı geçmesine raımen bebeği yok; utanç kaynağı; zaten o dul biz yetimiz bi de evde kalmış ya da kısır, çenemizi nasıl açalım??? öyle uslu uslu şaşkın gibi duruyor kapıda biz münakaşa ederken.
Komşu diyor ki biz ne zaman girip çıkıyoruz bilmiyormuş ki; bilse o zamanlar çekermiş!
E ben söyleyeyim o zaman; giriş çıkış için iin alırım sizden nasıl??? Kendi tapulu malımıza izinle gireriz!
Ama yan koydum sizi engellemez ki, yandan girin.
Canan hanım, niye ben evime hırsız gibi giriyorum??? Benim kapımın önüne koymayın hiçbirini!
Ama bize giren çıkanı engelliyor!
Ay pişkin!
Beni ilgilendirmiyor! Hayret yani 3nü birden kapıma dayayacaksınız siz rahat girin çıkın diye, ben de kendi evime zorla gireceğim çıkacağım ne güzel! Ne güzel!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder