Annem diyor ki bilmem kim beni bilmem nereden bi tanıdığıyla tanıştıracakmış. Yaşımı sormuşlar söyleyememiş; 31 demiş!
-niye sonunda çıkmaz mı gerçek?
olsun diyor ilk anda öyle demiş ki, yaşlı bulup tanışmaktan vazgeçmesin!!!!!
-Sen bi tanış bakalım evlenmeniz şart değil diyor..
Yok bi de şart olaydı... Değil diyor ama geçen yıllarda benzer bir durumda hiç de öyle davranmadı.
Bi sevinçle havalara girdi, gelinlik ve düğün organizasyonu merakı başladı. Bikaç defa görüştük, bi o arkadaş grubuyla çıktığında davet etti, bi ben davet ettim...olmuyorsa olmuyor ama annnem anlamaz...
Ben seçemezmişim benim aklım havadaymış! Yakışıklı olmasınmış yüzüne bakılmayacak kadar olmasınmış yeter, okumuş olsunmuş, işi olsunmuş, aklı başında, anlayışlı işinde gücünde olsunmuş!!
Bi gün de diyor ki ilerde kocam akşam çıkmayı sevmiyorsaymış lafını etmeyeyimmiş.... Niye demiştim hoş olmazmış, niye olmaz işte..niye hiç eğlenmeyelimmi?? Evlilik eğlence işi değilmiş.....
Benim aklım havada olunca kendim gibi birini bulurmuşum ama bana ayakları yere basan, mantıklı, anlayışlı, evcimen biri lazımmış! Demiyor ki sosyal olsun da beraber vakit geçirirsiniz işte, yok sosyallik korkunç çok çılgın bişey ve gereksiz saçma. Görev uğruna mantıklı ve kısıtlı bi hayat, ne güzel tekdüze ve o zaman güvenli olur!!
Dışarı canavar kaynıyor evde kukumavk kuşu gibi otururuz....
Zaten çocuk olunca insanın hayatı kısıtlanıyormuş, e bari yapmadan eğlenin de demiyor yani, eğlenmek, keyif almak yasak adeta, zaten hiç konuşulmaz seks gibi bir tabu (bebek sahibi olmak adı altında adı geçer anca. tabi bu durumda bebek yapış süreci değil annelik-hamilelik hissinin güzelliği hedef)!
Zaten bazen ilerde kocanla eğlenirsiniz der beni engellemeye çalışırdı... Yoo kastettiği seks değil akşam restorana falan gitmek, ama bunlar gereksiz ve çılgın şeyler ve yapmamak lazım....
--------------------
Bi zaman ablamlarla, bir grup birinin düğünü için istanbul'a gitmiştik,erkence biten düğünden sonra çiçek pasajı mıdır nedir orada vur patlasın çal oynasın yapacaktık... Ay annem nasıl karşı çıkmıştı, en iyisi otele gidip uyumakmış!!
*Seni bırakalım nazlı gelsin
yoook olmaz nazlı'nın yanında gardiyanı olmazsa çingene zurnacıya ya kaçar, ya istanbul sokaklarındaki dilenci çeteleri falan kaçırır!!!
Mecbur geldi ve eğlenmeye ve başkalarının tadını kaçırmaya yemin etmiş gibi surat asarak ve arada sırada bana ya kaş gözle yeter ya da çimdikleyerek gidelim de diyerek vakit geçirdi.... Eğlensin diye etmedikleri kalmadı ama hatır için anca el çırptı, ha o da benim hatırım değil, dünürlerinin hatırı.....
..................
________
annem ideal damadını tanımlıyor kendince; benim fikirlerimin ne önemi var nasılsa nazlı'yı yönetir baskılarız, ay pardaon duygu sömürüsü yapabiliriz;
Evden işe işten eve biri olsun mazbut olsun, yüzüne bakılacak kadar olsa yeter, ruhumu bi öldüren daha çıksın!! (gündüz aklına estiğince dışarı çıkmamı kastediyor tabi çalışmıyorsam, ya da kırk yılda bir fırsat yaratabildiğim eski arkadaşlarla anca saat 2130a kadar biyerde vakit geçirmek, çok hovardayım yaa!)
Sen iyi seçmişsin demek babamdan belli!! Hem bana üstünlük taslıyor hem cevabını alınca bozuluyor... Kendi seçmeye hakkı var, aşkla evlenmeye hakkı var, kendine göre yakışıklı bulmuş olmaya da hakkı var-dı; ama benim yok....
Ben muhtemelen evlenmem anlaşamıyoruz pek dedikçe duymazdan geldi ve elbet gizli baskı uyguladı...
çok üzülürüm, yalnız mı yaşlanacaksın?, çocuk doğurma yaşın kaçacak, ya olmazsa?, yaşıtlarının çocukları bilemem ne, arkadaşların evlendi, özlem ile esra'yı bahane ettiydi bi de...
Bebeklerin ne kadar saf ve tatlı, analık duygusunun muhteşem olduğu, gelinlik ve eşya sevdası....
bu deferde aynı; Gene daha tanışmadan bile başladı annem, bilmem kimin düğünü iyi olmamış, şöyle şöyle olmalıymış, değil mi nazlı? sence nasıl olmalı nazlı? Tabi kendi hayallerini bana kabul ettirmeye çalışıyor o ayrı.....
Bilmem kimin de gelinliği hiç iyi olmamış kendi olsa böyle böyle yaparmış, kendine kalsa böyle olurmuşmuş...değil mi nazlı???
Dizide filmde konu evlilik falan olsa hemen konu açıyor.
Tabi mesele birini sevmek evlenmek istemek değil gene.. Düğün, gelinlik, organizasyon, ev eşyası, bebek, bebek eşyası....
şimdi çok güzel mobilyalar varmış, taksitle herşeyin oluyormuş, yeni evleneceklere kampanyalar varmışmış. Aa ne güzel bebek odaları, eşya ve elbiseleri varmış değil mi nazlı???
plan yapıyor hafiften, güya bana hissettirmeden, durduk yere açılmıyor konu, nasılsa tv'de bişeyler olunca örnek oluyor....
Yani dizide görünce aklına gelmiş numaraları.... Hem de güya benim fikrimi alıyor, önemsiyormuş gibi davranıyor.... Daha tanışmadan böyle, bi de demez mi canım evlenmeniz şart değil diye! Kandıracak aklı sıra, güya bana baskı yapmıyor numaralarında...
Ah annem ah hem beni aptal yerine koymaya bayılır hem ağzın çok laf yapıyor der, başkasına başarımı abartır, bana gelince aşağılar, burun kıvırır, asla baskı yapmam yasaklamam der gizliden kendi fikrini aşılamak için ve uzun vadede, aynı şeyleri söyler durur...sonra sanasın ki bunlar kendi fikrin....
+Tanışınca konuş haa susup oturma,
-konuşuyoruz ya,
+konuşmuyorsun işte,
-fırsat vermiyorsun ki anne, kendi derdini anlatmaktan maziden bahsetmekten bana fırsat kalmıyor; ben ciddi bişey söyleceğim zaman ya konuyu değlştiriyorsun duymazdan geliyor ya da aman sende diyorsun!!
Beni hep dinlediğini ama demek ki benim dikkat çekecek şekilde konuşmadığımı iddia ediyor!! Kendi ilgili yani hislerimle!!
+a ama çok konuşma sen terslersin şimdi!
-istersen sen de gel bizle, hem ben korkarım! elimden tutarsın, yandan bana sufle verirsin, ben ne diyeceğimi bilemem, zekam yeterli gelmiyor!!!
+amaaan sen de!! ben öyle mi dedim?
-manası buna varıyor ama... Saçma şeyler söylemeyenleri terslemem merak etme!!
ilk görüşmeden aksilik olmasın diyeymiş yani, hep iyi niyetinden!! aksiliği çıkaran benim yani gözünde. biraz uyumlu olmak lazımmış. ha ben uyumsuzmuşum yani. kendi fikir ve zevkleri olmak uyumsuzluk oldu!!! gerekirseymiş yani insan biraz safmış gibi davranmalıymış.!!
ben kimseye söz geçime yarışında değilim yeter ki tatlılıkla konuşulsun, fikrim sorulsun, emrivaki yapılmasın.
anneme göre evlilik ve evlenmek için saf numarası yapmak, hatta kendini biraz aşağı çekmek gerekebilirmiş, napacanmış, evlilik içinmiş. birazcık ama canımmış!!
annemin bilmediği ve anlamadığı didiştiğim tek kişi kendi. başka hiç kimse bu kadar kendi fikir ve zevklerini empoze etmeye çalışmıyor çeşitli yollarla...herkesle böyle zannediyor..beni mecbur bıraktığının farkında değil. çünkü hem gizli baskı uyguluyor hem hep kendine riayet edince de pasiflikle suçluyor...kusur bulmak için bahaneler arıyor..
_______________
Yine biri beni biriyle tanıştırmayı düşünüyordu, ama annem sırf bunu duyunca bile o kadar memnun oldu ki gerisini dinlemedi...
Zaten benim bulduğumdan hayır gelmezmiş, en iyisi biri tanıştırsınmış!!
+Tanıştırsın bi bakalım evlenmen şart değil, önce tanıyın ama birbirinizi...nefes almadan konuşuyor, onlarda pek memnun!
Zaten aynı yaştaymışız da oh iyiymiş!
-Anne ben 52 yaşında mıyım????!
+Ne??? napacam 52 yaşındaki adamı????
Anca çekebildim dikkatini yoksa dalmış planlara konuşmaya.... Kızdı tabi ama onlar da iyilik içinmişmiş; bana mı dedim iyilik? Evet! Adama iyilik bu,,, bahaneleri de çok eski kafalıların.... Anneme göre aslında olgun ve anlayışlı biri lazımmış bana ama o kadar yaşlı olmamalıymış!
Hıı çok anlayışlı olmalı benim gibi napacağı belli olmayan bi manyak için!!
Ama yani benimde aklım yok yazmada çizmede çekmede gezmedeymiş ondan yani.... anneme göre değişiklik arayan, sosyal olmak isteyen insanlar hayalperest ve aklıhavadadır. bu gibi insanlar sorumsuz olur. sonra ev işleriyle, faturalarla kim uğraşacak? hayat ciddi ve sorumluluk isteyen bir şeymiş hele evlilik çocuk oyuncağı değilmiş! eğlence yeri değilmiş!
---------
Resim kursu mu mesele yani?? Aklı havadalığa bak!!! çok çılgınım yaa, hem resim kursuna gidiyorum hem aynı yoldan gitmekten sıkılıyorum! bende 1 tahta eksik kesin, çooook anlayışlı biri lazım kim tahammül eder bunlara??? yaaaaa
-- bu tanıştırma görevlilerine de beni bi övüyor, valla hiç kendine bırakmıyormuşum bütün evin işini yapıyormuşum (elimden geldiğince ve temizlikçi gelinceye kadar idare etsin kadar, gerçi annem bazen bu ay gelmesin sen yap imalarında bulunuyor ama ben hipoyu bahane ediyorum), sanırsın evlerine dadı ve yardımcı alacaklar, ne becerikliliğim kaldı ne hamaratlığım...
(annem bazen bana işlemek için sen çok iyi anne olursun der. ben de bunun üstüne bana işlemek için dediğini anladığımdan, hemen bebek yapacağımı, beni hemen evlendirmesini, kim olursa olsun önemli olmadığını, gözümü kapayıp vazifemi yapacağımı, yeter ki bebeğimi kucağıma alacağımı söylerim!! aamaaaan sen de nazlı!!)
heh sonunda okuduğumdan da bahsetti şükür, abarttı gerçi dereceyle bitirmişim, notlarım muhteşemmiş... yoo iyiydim de, derece alacak kadar değil, o kadar yağcı olamadım..
------------------
benim gördüğüm buydu, dereceli mezun olmak için illa yağcılık gerekmez ki demeyin. ya da deyin ben nasılsa duymayacağım!!
annem bizi büyütürken hep, çalışmakla başarılı olunması gerektiğini öğretti, insan başarı için vicdansız ya da namussuz olmak zorunda değil derdi. yani birilerini basamak olarak kullananları, yalakalık edenleri, kadınlığını kullananları hiç onaylamaz, kötülerdi. insan namusuyla ve kişiliğyle başarılı olmalıydı; olamıyorsa da olamasındı, namusundan ve kişiliğinden önemli değildi.
sonra ben okul yıllarında notlarını yükseltmek için hocalarımıza yaranmaya çalışanların tuhaf eylemlerinden bahsetmiştim... e sen de yapsan biraz demişti. ne varmış biraz yağ çeksem?
e sen böyle böyle derdin...olsun aynı şey değilmiş!!
yaman çelişki!
_-----------------------
neyse işte kişiliğimden bahsetmiyor ama.. Aa unuttum iyi değil ki! ondan! Aklı havada bi deliyim, saat 17.00'dan sonra gezilir mi? aaa manyak!!
Sonra bi ara bu tanıştıracakları kişi için yani ben istemem diye tutturursam diye, beni kandırmak için diyor ki; hem bak akşamları da çıkarmışız belki???
-yaaaa!! Buna mı tav olacam tek? o kadar mı salağım zavallıyım????
beni yıllardır tanıdığım kendi arkadaşlarımla çıkmaya göndermek bile istemezken, hiç tanımadığımız biriyle memnuniyetle bi yerlere gönderecek!!
--
bu arada annemle her görüşme aslında daha çok karşılaşmalarında bişey soruyorlarmış benle ilgili, adamın kriterleri varmış canım! Ben kendi halinde, mazbutmuşum ama mesela üniversite mezunu muymuşum.
-Sen de bişey sorsaydın dedim anneme,
+ne soracağım ki diyor.
-Onun kriteri var da benim yok mu yani? o kadar zavallıyım ki kim olursa olsun yeter ki beni alsın mı diyorum.
+Aman çok bişey lazım değil diyor.
-Ha bu karar sana kalmış yani???
Aman ben de mesele etmeyeyimmiş bu yaştan sonra herşeyi!! yoksa evlenemezmişim haa!! napalımmış biraz elimdekiyle idare etmeyi bilmem gerekmiş artık!!!!
belli mi olurmuş kızısı!!! belki de bu son şansımmış!!???? bu fırsatı iyi değerlendirmeliymişim!!!
---
bu tanıştırgan kişiler beni kendi halinde, ciddi, mazbut bi kız diye görüyorlarmış, makul saatlerde çıkıyormuşum ve hep önüme bakıyormuşum!! Düşemeyeyim diye be ya! Topuklu giyiyoz düşüp karizmayı mı çizdirek???? Ama onlar mazbutluktan sanıyor. Annemle görüş farklarına bak! Anneme göre ise aklı havada, esince dışarı çıkan, aklı dışarda biriyim falan......
-------
yeni moda az salaş bi kazak almıştım, giyiyorum; annem bi ara diyor ki;
+iyi hamile kalınca da giyersin!!
Daha tanıştırganların tanıştıracağı kişiyle tanışmadım bile, evlenmek zorunda değilsin diyor ama kurduğu hayallere bak!! Aklıma girecek yani; ben de sevinip hayaller kuracağım ve bu uğurda evleneceğim!! Ha bakalım tanışacak mıyız onlarla her karşılaşmasında anneme yeni bi kriter sorusu soruyorlarmış, annemin aklına gelmemiş ne sorsun.... kriterimiz yok beni alsın yeter!!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder