2.11.2013

L şeklinde balkonla imtihan

bir varmış bir yokmuş L şeklinde, uzun balkonu olan bir evde yaşayan genç bir kız varmış.
bu kızı annesi balkonda unutup, kapıyı üstüne kilitleyip, gidip yatarmış :))
ve bu ilk defa olmamış!

size komik geldi değil mi?
ama bana gelmedi! ^^


balkonumuz L şeklinde, ve balkona iki odanın ve mutfağın pencere ya da kapıları var.

L'nin kısa ucuna çok sık kullanmadığımız bir oda bakıyor, iki pencere bir kapı;
uzun kısmına da bir oda daha; büyükçe bir pencere ve mutfak büyükçe bir pencere ve kapı.


bu uzun L şeklindeki balkonun kısa olan ucunda da çamaşır asma bölümü var.

işte ben olay günü günlük vazifelerden vazife beğenmiş, makinaya çamaşır atmış, çıkarmış,
işte tam orada çamaşırları asmaktaydım.
kendimi bu sıkıcı eylem sırasında balkonun ışığını yakmamış, sokak lambaları ve konu komşunun
ışığının etkilerinden faidelenmekte idim.
hep öyle yaparım, görebiliyorum sonuçta, ne diye tepemde spot gibi ışık patlatayım.

belki bu durum pek münasip değildi. öyle karanlıkta faidesiz sayılabilecek, pek sıkıcı
hareketler yapmakta idim.
lakin yapmam icap ediyordu. neyse ki konu komşudan biri balkona çıkmadı da hasbihal etmek
zorunda kalmadım. zira saçım başım pek dağınık, makyajım akmıştı.

ay ben niye böyle yazıyorum? hıı fonda Çalıkuşu var :))
hihih hih hii.

pek de beceremedim ya öyle eski kelimeler kullanmayı. ;)


neyse işte karanlıkta çamaşır asmaya çalışıyordum.

e zaten odanın birinin kapısı yok balkona, o da ayrı mesele ya, sen upuzuun bi balkon yap, balkona
üç oda baksın, birine sadece pencere yap, ne akılsa artık süper zekaların!

ben de mutfakta yer alan çamaşır makinasından aldım çamaşırları, haliyle de mutfaktan çıkış yaptım
balkona.
e diğer odanın da pencereleri ve kapıs sıkı sıkı kapalı.

ha bizim böyle bir alışkanlığımız var, kaçıncı katta oturursak oturalım, kapıları pencereleri sıkıca
kapatırız.
e sen git öbür odayı da kapat. yani sonuç uzun balkona bakan üç odanın ikisinden zaten giriş-çıkış
yapamam o saatte.

bu kapı kilitleme görevi de bana aittir bu arada.
ama bazen annem de kilitler. a  hatta benim kilitlediğimden tam emin olamaz, sorar tek tek, her gün...
neyse o da ayrı mesele.

işte ben o uzun L şeklindeki balkonun mutfaktan görünmeyen ucunda, karanlıkta çamaşır asarken ben ve diğer
kapılar da kilitliyken ayrıca.

annem sen git mutfak kapısını da kilitle, perdeleri çek, git ve yat.

bu ne biçim bir evse artık annemin yattığı oda öteki tarafta kalıyor :))


ha dediğim gibi bu daha önce de olduğu için tecrubeliyim neyse ki.

ama yılllaaaaar önce böyle değildi :))

o vakitler balkonda kilitli kaldığımda bir heyli zorlanmıştım.
hem de bir heyli:)
yani bir hayli.

şöyle ki kapıya vur ha vur tık tık tık, anneeeee diye hafiften seslen...
tekrar kapıta tık tık tık. kapının kilidiyle oyna...


hiç mi dememiş bu kız nerede? sordum.
ama benim ne yaptığım belli mi olurmuş, kimbilir neredeymişim, kimbilebilirmiş.

ay evet şatoda yaşıyoruz!


zar zor sesimi duyurabildim, şaşkınlıkla geldi açtı.
hiç de anlamamış bu tık tık sesler ne, ne bu böyle diye gitmiş bakmış....

napıyormuşum ben orada? ne biçim çamaşır asmakmış ki bu. falan...


bundan sonra bir kaç kez de teşebbüs etmiş fakat başarılı olamamıştı.


bu sefer de gene gafil avlandım ama.


neyse ki tecrubeliydim işte. pencerelerden birinin bozuk olduğunu bildiğimden açıp girmem bir oldu.


e ben de niye karanlıkta seriyormuşum?
ben hep öyle yaparım zaten, görebiliyorum, ne gerek var ki balkon lambasının yanmasına...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder