elektrik kesintisi annemin sürekli konuşması için bir bahane. 30 dk dır aralıksız konuşuyor.... Odanın ışığının bozulması da aynı etkide. 02.9.2012 itibariyla attığım tveet.
bizim mahalle kalabalık olduğu ve sıcaklarda klimalara fazla abanıldığı için galiba elektrik kesintisi sıklıkla oluyor. yani en az ayda bir kere. kesintinin ne kadar sürdüğü ise tamamen değişken. 5dk sürdüğü de oldu 6 saat de...
en korkuncu uzun sürenler ve çok erken saatteki kesintiler. yani hava kararmış, dışarı çıkılmamış, evde tv başında olduğun anlardaki.
bana işkencemsi geliyor ama annem için ilk anda 'of gene mi?' ile 'bu ne ya?' dan sonraki uzuuuun dakikalar iyi geliyor. o hasta rolünde be psikoloğu (bu benim fikrim). hani kadınların hafızası daha kıvraktır ya ohoo annem konudan konuya atlayabilir. yani peçeteden başlayıp Bangladeş'ten çıkar.
ya da bir şey konuşmuşsundur, aradan saatler geçer hatta gün sen o konuyu unutmuşsundur o unutmamıştır ve bir anda hiç beklemediğin bir an hem de o konuya devam etmeye başlar, örnek verir, düşünmüş ve başka bir ayrıntı bulmuştur. o an anlayamazsın ne dediğini ama o sen ne? soruncaya kadar sürdürür. bir keresinde 1 ay geçmişti, tesadüfen karşılaştığım eski bir arkadaşımdan bahsetmiştim. bir ay sonra birden bire o arkadaşımın annesinden konuya giriş yaptı. bir süre anlamadım kim? dedim yaa senin arkadaşın var ya!
öyle çok sevdiğim ve sık görüştüğüm biri de değildi, kızı unutmam normal. de kızın annesini bile hatırlamalıyım sanki..
ya da tv izliyoruz, artık ne neyi hatırlattıysa, bir şey hatırlamış belli ki, sanki ben beyninin içindeyim de neyi hatırladığını bileceğim gibi birden bir şey anlatmaya, birini hatırlatmaya çalışıyor. ama hiç hakim olmadığım bir konuya tam ortasından dalıyor. soruyorum işte kim? ne? nerede? falan sinirleniyor. hani şöylediydi böyle olmuştu. 'anne ben o insanları tanımıyorum ki'.
annemda hafıza sıçramaları öyle ki sarımsaktan ilkokul arkadaşının ceketine, bir gezide gördüğümüz dükkanın içinde satılan bilmem neye, bir filmdeki bir sahneye geçiş olabilir...
işte elektrik kesintisi de bunlara vesile. daha kesilir kesilmez saniye bırakmadan başlıyor. illa olumsuz olması gerekmiyor ya da çok dikkat çekici bir durum. elektrik gelene kadar sürüyor konuşması karanlıkta. neredeyse aralıksız, karanlıkta ve sessizlikte insanın kendi düşüncelerini duymasını bile engelliyor.
bir kere sinemaya gitmiştik, film başlamadan hemen önce arka sıralarda iki kız oturuyor biri sürekli konuşuyordu. ama kesinlikle noktasız, virgülsüz, nefes bile almıyor kız adeta, karşısındakinin hıı evet gibi onay kelimeleri etmesine bile fırsat yok. geçende bu kıza benzer birini daha gördüm acaba aynı kız mıydı. neyse. yolda yürürken bir incir çekirdeğini doldurmayacak konudan kesinlikle aralıksız bahsediyor yanındaki arkadaşına. acaba bunlar ağız ya da burun haricinde bir delikleri var da ordan mı nefes alıyorlar?? pekala da kulağından nefes alıyor olabilir çünkü asla dinlemiyor. hem yürüyor hızla (nasıl nefesi kesilmiyor bilmem) hem de hiç aralıksız konuşuyor.
aynı bu versiyondan bir arkadaşım olmuştu, kendisi aralıksız konuştuğu için hiç kimseyi tanıyamazdı. merak edip soru sorsan kendi zaten o anda konuştuğu için kendiyle ilgili soruyu da duyamaz. ancak derslerde mecburen konuşmuyordu. kızın hiç iç sesi yok, her şeyi dış ses. bir şey mi merak etti senle ilgili soruyor ama cevabı da kendisi veriyor. acaba bu mu yoksa şöyle mi...varsayımlar üzerinden. sen evet hayır diyebiliyorsun ancak. onu da duyduğunu sanmıyorum ya. o kadar kendi dünyasında ve o kadar çok konuşuyor ki allah korusun yanındaki kişiyi çok dikkat çekiçi bir şey olmadan fark edemeyecek.. belki ölüverse falan bile o devam edecek konuşmaya başka biri aa adam öldü diye çığlık atana kadar. o kadar yani.
kendini rahatlatmaya, deşarj olmaya çalışırken karşısındakini hiç düşünmüyor bu gevezeler. acaba o da bir şeyler anlatmak ister mi, bir derdi var mı, paylaşmak istediği bir şey var mı, başına iyi ya da kötü birşey geldi mi, benzer tanıdıkları, düşünceleri var mı, o bahsedilen konu ilgisini çekiyor mu... vs hiiç düşünmezler bunları. bunun bir önemi yok ki! onlar sadece konuşsun, dünya dursun, dinlesin!!!
sadece konuşmak isterler. ha bir dikkatsiz olanları var, karşısındakinin kendini dinleyip dinlemediğini fark etmeyenler, bilmem önemsemedikleri için de mi.
bir de dikkatli olanları var sürekli kendinin dinlendiğini bilmek isteyenler. bunlar ikide bir 'dinliyor musun beni?' gibi sorular yöneltirler, hatta dinlemediğini anlayıp da bozulmuşsa seni sınav yapanı 'söyle bakiim ne anlatıyordum ben ha??!!' diyerek de var, bi yakalarsa açığını çok sitem eder!
nasıl yaparsın bunu ona! erkek arkadaşının dediği bir şeyi ya da bilekliğiini nereden aldığını, eniştesinin amcasının oğlunun ilkokul arkadaşının sünnet düğününde tanıştıkları aile dostlarının gelinin eski okul arkadaşının çocuğunun biti ... hakkında konuşuyor o! nasıl dinlemezsin pis alçak! hain! konuşma katili! bunları mahallede bir sallandırmalı bak bakalım bir daha onu dinlemiyorlar mı!! nasıl yaparsın bunu ona ha!!!! hatta aşkolsun! küstüm!
bilinçli ve ya bilinçsiz sana ya da bir eşyana dokunarak dikkatini çekmeye çalışanları da var, bir de kafanı ve hatta gözünü kendinden ayırmanı istemeyenler vardır ki onlar bir de çenenden tutup yüzünü kendine çevirirler.
bu beni dinlemiyor, dinlemek istemiyor, sıkıldı gibi de düşünmezler. dinleyecek işte o kadar. hem de dikkatle, hep ona bakacak. ne sıkılmaya hakkı var ne ilgilenmemeye! bu kadar basit!!!
ha bir konudan ya da olaydan bahsedenler var bir de sırf konuşmak için konuşanlar. saatlerce donunun lastiğinden, hangi kıyafetini ne zaman, nerden, kaç paraya, hangi koşulda ve neden aldığından ya da limon kabuğundan neyse işte bahsedebilirler. bunlarda düşünme diye bir şey yok galiba sadece çeneye vuruyor direk beyin.
mesela elde bir şey yaparken de konuşurlar. hımm patlıcanı soydum.. gibi. yaptığı eylemi de anlatacak illa.
bir de dikkat çekmek için konuşanlar var. çok heyecenalı ve komikmiş gibi anlatarak herşeyi dikkat çekmeye çalışırlar. kendine bakılsın hastalığı. bunların bir de hem konuşmak hem hava atmak isteyenleri oluyor. böyle insanlar bir de bilgi ediniyor her konuda. yani bilgiçliğini de gösterecek bir yandan bunların kof olanları bilgiyi üstünkörü öğrenir, çünkü okumayı sevmez sadece bilgiliymiş gibi görünmek ister. ama okumayı sevenleri de var onlar da her konuda bilgili olduğunu kanıtlamak ister..
aa bir de bu gevezeler asla geveze olduklarını düşünmezler, boş konuştuklarını ve karşısındakini dinlemediklerini, karşısındakıni sıkabileceklerini, konuyla ilgilenmediklerini ya da bilmediklerini de. düşünmezler de nasıl düşünsün zaten sürekli konuşuyor! söylesen inanmazlar da.
bu kez inkar konuşması var! o zaman senin onu dinlemediğin anları bir bir sayarlar sonra ha!! sonra konu onun çok konuştuğu ve senin sıkıldığından, senin onu hiç dinlemediğine geçiverir anlamazsınız bile ne olduğunu. sitem konuşmasına döner. haklıyken haksız sıkılmışken hala dinleyen olursunuz.
annem bu tip insanlara sinir olduğunu söylediği zaman çok gülmeme de sinir oluyor. (kendi değil ama onlar geveze, kendininkiler değil ama onlarınkiler boş-gereksiz-fazla detaylı konuşma-tipik geveze inkarı)
normalde de çok konuşur ama elektrik kesilince işte o zaman o da nefes almadan konuşuyor. ya elektrik hemen gelirse de yeterince konuşamazsaymış diye sanki :)
dün mesela elektrik gitti ve konuşma başladı. konular değişken bir tanıdıktan geçmiş bir olaya yarın yapılacaklardan bir aktöre vs vs vs...
yarım saatten biraz daha fazla süre sonra geldi elektrik ama işte korktuğu başına gelmişti, daha konuşması bitmemiş! bu kez tv de dizi izlerken devam etti, arada katılmam dinlediğimden emin olmak için değil mi?ler eşliğinde...
diyelim ki elektrik gitmedi de oturduğumuz odanın ampülü yandı, patladı falan da karanlıkta sadece tv ışığında oturuyoruz. aynı etki. elektrik kesintisi gibi algılayıp konuşur sürekli...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder