her buluşmalarından sonra günlerce aynı şeyleri anlatıp duruyor ve hiç bir anlattığı da olumlu bir şey değil. kadınların hakkında bir tane olumlu cümle kurmuş değil. gerçi şaşmamak gerek annem nadiren olumlu konuşur.
ama laf yetiştiremediği için, ezik ezik susup oturduğu kendine aşağılık kompleksleri yarattığı için daha da şişmiş geliyor eve. haliyle arkalarından atıp tutuyor sürekli.
ben de eskisi gibi değilim çocukllen ergenliğimin ilk yıllarında acayip ezildim. hiç cevap veremezdim anneme hiç karşı çıkamazdım. hep susar hep üzülür hep ağlardım. ağlarsam iyice dellenir daha da üstüme gelirdi. herşeye böyle ağlarsammış demek ne kadar ezik ne kadar zayıf ne kadar karaktersizmişim kaynanam kocam bana neler edecekmiş. demek ki sen de izin vereceksin demek ki sende manzara seyreder gibi seyredeceksin. hayal edip zevk alacaksın ve ne kadar da haklı olduğunu düşüneceksin. bak kocamla kaynanam da bana kızdığına göre demek ki teyit edildi çirkin kötü beceriksiz gereksiz biriyim.
sonraları baktım iyice geliyor üstüme herşeyi her hareketini kusur görüyor, ablam da sırf annesiyle papaz olmamak için ne beni savunuyor ne gıkını çıkarıyor. ne şiş yansızn ne kebap misali anneme sen haklısın bana sen haklısın. hiç arayı bulmayı beni savunmasını bekleme. tabi anneciğine sorsam ilk göz ağrısı mükemmellik abidesi! ablamda mükemmel görünmeye alışmış annesi kendini pohpohlasın araları bozulmasın sivri sözlerini kendisine söylemesin diye yaranmak için kişiliksiz bir bukalemun ve yalaka oldu. esasen hala hiç bir konuda kendi zevki kendi seçimi (koca hariç) yok, tüm kişiliğini annesinin kopyalaması olarak kurdu annesi kendine bulaşmasın diye.
yani demem o ki annem bunca senedir laflarının latında kalmamak için çok uğraştığımı bilse bile başkalarına ödlek olduğu için laf edemez ama bana seve seve şevk ve zevkle her hareketimden bir kusur çıkarark etmeye bayılır. tersleyeceğimi laf sokacağımı göze göz dişe diş yapacağımı gayet de bilmesine rağmen gene de arsızca yapar.
dünya bir yana ben bir yana. ben ayaklı çirkinlikler kusurlar abidesiyim. ama kendisi asilzade soyundan elit bir şahsiyet ve mükemmel!
bu asilzadelik de sonradan sonraya çıktı. çocukken hiç duymadım. aşağılık kompleksini yenmek ve yağ gibi üste çıkmak için uydurup inandığı bir şey.
ne efendim ağzıcığı küçücük olduğu için kaşık kullanamadığı için işte asilzadelerin ağzı küçük olurmuş!
göya büyük büyük nenelerimizden biri saraydan gelmiş bir sultanmışmış. lan dandik bir köyde ne işi var sultanın???????? olsa olsa bir devlet görevlisine saraydan bir cariyeyi verip evlendirip göndermişlerdir; sultanlıkla ne alakası var.
ama annem ağzı küçük ve kaşık kullanamıyor diye genlerinin saraydan geldiine inandırmış kendini ve her ne hikmetse bu genler kendinden sadece biraz ablacığıma geçmiş bana uğramamış!
bana bu kadar laf sokmaya küçük görmeye bayılır ama başkalarının yanında süt dökmüş kedi gibi kalakalır. yok çok sessiz sedasız kimselerse konuşmacı olarak esir alır ama çok az sayıda insan lazım bu durum için. kalabalık bir kadın topluluğuysa hiç beceremez; tipik pasif agresifler gibi köşesinde somurtup kötülük düşünerek oturur. kendisine çarpılan laflara bile ters cevap veremez, laf sokamaz. içinde biriktirip beddua eder anca.
neyse bu buluştuğu emekli öğretmen arkadaş grubunda da bir kişi için anca iyi laf etmiştir o da her zaman gelmiyor ve konuşmaktan laf çakmaktan çok susup dinleyen bir hanım olduğu için. yoksa o kalabalıkta cazgır yaşlı kadınlar arasında somurtarak bücür bücür oturuyor anca. ah tabi kendisi kendi zamanının orta boylusu ben kendi zamanımın kısasıyım!
hiç biri hakkında iyi bir laf etmezken bir de bakmışsın salakça bir hareket. herhalde ne kadar şahane bir insan olduğunu kanıtlayacak.
tabi annem yakınlarına kötü uzaklarına iyi davranmayı öyle görünmeyi sever.
her ay kafamı ütülemesi yetmiyor gibi bir de işteyken arayıp arayıp bana bilmem ne hanımları anlatır. geçiştiriyorum ama gene arayıp gene anlatmak istiyor. hep de aynı şeyler. dün akşam kırkıncı kez anlattığı şeyi ne diye bir de telefonda anlatmak istiyor.
biliyor ki sıkılacağım sinirleneceğim; bundan büyük haz almasının yanında sırf başımdan atmak için susması için bir enayilik kopartacağını zannediyor.
nilüfer hanımın annesinin ne kadar hasta olduğunu anlatıp duruyor. ya bana ne bana ne. 2 kere anlatsan o bile fazla. niye bir de işte her tenefüs nilüfer hanımın 95 yaşındaki anasının apış arasını dinleyeceğim ki?
---
bu okuldaki işime ilk başladığım sene annem seneler sonra düzgün bir iş buldum diye sevineceğine tabi bulamasam da her gün laf soksa daha memnun olacak, benim sürekli üzülmeme kendimi aşağı hissetmeme özgüvenimin kırılmasına bayılır- senelerce atanamadın diye laf sokar sabah akşam gece yarısı tuvalete kalktığımızda falan karşılaşsak koridorda.
hani nasıl bütün sorunların sağlık ya da psikolojik şeyler evlenince geçeceğine adamın sikinin büyülü olduğuna inandırmış da kendiini sanırsın bulup yamamaya çalıştıkları harika insanlarmış bana deva olacaklarmış gibi sürekli evlenmedin ondan evlensen geçer diye laf koymaları gibi her sorunum işsizliktendi bir ara. ama iş bulunca da hiç memnun olamadı.
laf sokmalarından bir kalem eksilmişti. bu defa da işten ayrılmama atılmama kovulmama neden olacağını düşündüğü şeyler için çaba harcar oldu. 8 sene oldu hala uslanmadı. hayallerinde öğretmenlikten men edilerek hakaretlere uğrayarak yaka paça küfürlerle falan okuldan atılma fantezisi var kafasında!!!
yetmiyor beni çirkin kısa bodur sivilceli koca götlü pörtlek gözlü vb bulması evlenemedim diye laf sokması neden bir kalem daha eksilsin listeden, bir de işsiz parasız olayım ki iyice çıksın tepeme.
hala her hafta yeni bir bahane bulmaya çalışır beni rahatsız etmek için uğraşır ne yapsam da atılsa kovulsa gitmese.
üstelik artık acımıyorum çok ağır kırıcı laflar ediyorum alay ediyorum bir şeyi anlamazsa kapıları çarpıyorum bağırıyorum. başka türlü başa çıkılmıyor kadınla. laftan anlamaz. ezelden beri kibarlıktan anlamaz ama iyice manyak oldu. arsız çünkü çok arsız hemde. kendi istediği şey olsun sana ne olursa olsun. olunda memnun da olmaz yeni talepler çıkarır yeni kusurlar bulur.
bana harika bir koca adayı bulmuştu. bir de işteyken at-rayıp müjde gibi veriyor bana istifa edip eve koşacam bekliyor. yatalak anasına bakmam karşılığında benimle evlenecek biri. o kadar memnun ki nazlı'nın geberinceye kadar mutsuz ve aşağılık hissetmesi için garantili bir şey buldum diye çok mutlu çok hevesli çok inanmış.
bana bunu mu layık görüyorsun yani. bunca zaman nasıl okuttum ne fedakarlıklarla okuttum büyüttüm diye yırtınan sen bana yaşlı kakası temizlemeyi layık görüyorsun!!
----------------------------------
bir de annem sürekli ne kadar fedakar olduğuyla ilgili övünür. bir takım fedakarlıklar olmuştur ama birine kendini iyi göstermek için kendini değil beni gözden çıkartması var. komşunun biri yatalak kocasını banyoya sokarken çok zorlanıyormuş, beli ağrıyormuş fıtık olmaktan korkuyormuş. ayyy dünyanın en merhametli en vicdanlı en iyilik meleği kişisi annem hemen atılmış; nazlı yapar!
madem bu kadar var acıma duygun ve fedakarlığın sen yap!!
aaaa ama kendine layık görmez. ağzı küçük bir soylu kendisi elit bir şahıs.
kim bir şeyden şikayet etse hemen acır ben yardımcı olayım demez beni öne sürer. herkes haklı ben haksızım üstelik. herkes işten yorgun geliyor ben gelmiyorum. sürekli hizmetçi köle falan gibi ortalıkta yarı yaşımdaki kızların bile işlerini yapacağım. ne kavgalar ne kavgalar.
ama arsız olduğu için ettiğim lafları hazmediyor unutuyor ders almayan bir arsızlığı var.
söz vermiş nilüfer hanımın anasına hafta sonları ben bakacakmışım!
lan sen değil misin seni kız çocuğu sahibi diye aşağı gören laf sokan her fırsatta hala torun yok mu diye incitmek için yırtınan karının arkasından saatlerce beddua küfür eden sen değil misin? üstelik bunlara bakıcı dayanmaz ailecek sapıklar manyaklar diyen sen değil misin. her bakıcıyı hırsız ilan edip hakaretler eşliğinde kovmuşlar hatta birini oğlu dövmüş.kendini eksik ezik hissediyor ama iyi görünecem diye de ezik yalakalar gibi - hani popüler bir kızın yanında dolanan ezik yalakalar olur ya- onlar gibi kendini kabul ettirmek için yalakalık peşinde hala.
demez ki benim evladım bok temizlemeye mi layık.
demez ki ben ne fedakarlıklar ne zorluklarla okutup büyüttüm bok mu temizleyecek.
yoo kendisi iyi görünecek ya kadıının gözünde -hala 70 yaşında okulun popüler kızından onay bekleyen bir ezik- razı her şeye.
ama hani sen dünyanın en iyi niyetli en iyi yürekli en vicdanlı en merhametli en iyilikseven en fedakar insanıydın? sen git temizle o zaman. ama yemez istemez. çünkü kadının karşısında kendisi ezik eksik hissediyor ama benim yanımda üstün bir kişiye evrilerek kendisini dev aynasında görüyor.
bir de beni laf kalabalığına gertirip kafalamaya çalışmaz mı? senin o yaşlanmış yavaşlamış bencil beynin beni yenebilir mi be! kendini o kadar üstün o kadar zeki vb o kadar benden daha üstün görüyor ki benim zekamı benim farkındalığımı göremiyor bile. bunca yılda kaç kere ağır söz söylememden de çekinmiyor utanmıyor. arsız yüzsüzlüğün bir çeşidi var kadında.
mahsus tenefüs aralarında kafa ütüleyerek anlatıyor ki ağzımdan he çıksın.
sanki verdiğim bir sözden de dönemeyeceğim, sanki bok temizlemeye razı olacağım.
kendini o kadar dev aynasında görüyor beni o kadar küçük görüyor ki ilk aklına gelen boktan bir durumda ben oluyorum ve yapacağımı da zannediyor yani.
hani acil bir durum olur yaşlı kadının evde yalnız kalmaması için 1-2 saatliğine evde oturacaksındır mesela. yoook her hafta sonu ben bakacakmışım boklu götüne.
herhalde annem nilüfer teyze ve ailesinin basit manyaklar olduğundan ve bana kötü davranılacağından çok emin oldu ondan beni yollamak istiyor. diyelim ki bana kötü davranılıyor ben karşılık veremeyecek miyim? artık 11 yaşındaki o salak bebe değilim!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder