ailecek bir anlamamazlık var. bende var mı acaba? belki zamanla oluşacak. ama ablamla annemde kesinlikle var. nasıl desem bencillik mi aptallık mı vurdum duymazlık mı inat mı sabit fikir mi empati kuramamak mı birazcık da ısrarcılık arsızlık var = hepsi birden ya da.
öyle bir şey düşünürken aklıma geldi.
evet bana da ilham geliyor aynı anneme alakasız bir şey yaparken ya da izlerken çağrışım yapıp boktan evlilik anılarını anlatması gibi.
bana da ya küçük travmalarla dolu çocukluğum ergenliğim genç kızlığım ve hala yaşadığım yakın tarih geliyor ilham olarak.
he he ben de anam gibi dırdırcıyım şikayetçi memnuniyetsizim.
nasıl olmam ki. 7/24 dibimde suratsız memnuniyetsiz mutsuz dırdırcı şikayetçi sürekli söylenen ve bunu yaymaya bayılan bir anneyle yaşıyorum. nasıl olsun da bana sirayet etmesin.
ama ablam 1996'dan beri evden ayrı. önce okumak için çıktı ve dönmemek için de -yani eniştemi sevmiyor demiyorum ama bunun da payı vardır- evlendi. ama gene de anasına benzemiş.
ayyyynı insanın tepesini attıran bir laf anlamazlık arsız inatçılık ısrarcılık.
1
hani bir kaç sene evvel annemin manyak gibi klima ve vantiratör fobisi yüzünden gece vantiratörü kapatmak yerine - kendisinin üşüteceğinden çok korkuyor - benim üzerime sabitlemişti de sabah yataktan doğrulmam mümkün olmadıydı. zaten kolay dönerdi başım her zaman. ama o gün öyle böyle bir dönme değil ama yer ayağımın altından kayıyor kayıyor. yani aşırı telaşlı biri olsam ambulans çağırırdım. keşke annemin çenesini çekmektense çağırsaymışım.
işte o laf anlamazlık. ne dersen de nasıl dersen de beynine mi girmiyor kabul mu etmiyor umurunda mı değil: insanın tepesini attırıcak kadar anlayamıyor.
gözünün önünde yataktan kalkamıyorum gizli bir oda değil ki. annemin bayıldığı o külüstür yazlıkta ben açılır kapanır kanepede salonun köşesinde idare ediyorum. saatlerce çişimi tuttum kalkıp işeyemedim bile bırak kahvaltıyı, endişeleneceğine dırdırdırdırdırıdrıdırıdrırdırı.
anlamıyor laftan anlamıyor. annem o kadar çok kendi düşüncelerine planlarına hislerine gömülü yaşıyor ve o kadar çok sürekli konuşuyor ki gözüne hayali bir perde iniyor ve gerçekleri ya da başkalarını göremiyor!
kızı başım dönüyor diyor, saatlerce yattığı yerden kalkamıyor, tuvalete bile duvarlara eşyalara tutunarak anca gidiyor ama an-la-ya-mı-yor.
annem mesela kendisi hastalandığında en ufağında bile aşırı abartır, gebereleim de kurtulalıma vardırır. sadece kendisinin yaşadığı sorunların varlığını biliyor, hiç başı dönmediği için baş dönmesi denen bir şeyin varlığını kabul etmiyor adeta. ona göre öyle bir şey yok.
ben orada can derdindeyim annem aklını pazara gitmekle bozuyor. 10 dakikaya bir gelip bana pazara gidelim, pazara gitmek lazım diyor. aralarda da alınacak şeyleri sayıyor. lan tuvalete işemeye gidemiyorum bu sıcakta taa pazara gidip bir de eşya taşıyacak halim mi var?
ama anlamıyor ki söylemedim sanmayın. sanki duymamış gibi bir süre sonra gelip gene pazara gidelim ben hazırlanıyorum diyor.
manyak gibi normal işe buluşmaya yemeğe giderken makyaj yapmama engel olmaya çalışan kadın pazara giderken allık falan da sürmemi istiyor ve o baş dönmemle bir de makyaj yapmamı bekliyor!
hazırlanma gidecek halim yooooooook başım dönüyor diyorum.
biyolojik olarak kulak denen organ duyuyor ve beynine bir eylem sinyali gidiyor ama anlama yok.
baya anıra anıra azarlayarak bile söylüyorum ama aradan zaman geçince ama pazara gitmek lazım diyor gene.
annem ister ya da şikayet eder ama çözüm aramaz, senin önerilerini de asla beğenmez. o zaman kendin bul. bulmaz. şikayet eder.
kendin git bu sefer diyorum.
o kadar şeyi kendim nasıl taşıyacağım!!!! diyor.
taşıyabildiğin kadar al diyorum.
ama şu da lazım bu da lazım o da lazım yetmez de bilmem neyde....
yetmeyeni marketten isteriz diyorum.
marketten alınan şöyleymiş de böyleymiş de...
komşuyla git diyorum, marketi arar rica ederim çırağı yardım eder diyorum yok gene beğenmiyor.
anneme göre enn iyisi ben de gideyim.
kalksam gitsem yarı yolda yere yığılsam bir şey yapamaz ha.
bir gün böyle diyorum ne yapacaksızn şu akıllı telefonu öğren. ayılmanı beklerim diyor!!! akıllı telefonu iyice öğrenmek varken benim orada belki de ölümümü izlemeye razı yani.
yani hayret verilecek bir beyinsizlik, bir kere hapşursam bazen bana bir kova limon içirmeye kalkan limon içirmekten beni gastrit eden annem baş dönmemi anlamıyor.
annem kendisinin yaşamadığı bir sorunu anlamamak bir ya da varolmadığına inanıyor. baş dönmesi diye bir şey yok.
insanın aklını oynattıracak kadar ahmak bencil arsızca ısrar ediyor pazara gidelim diye. yani kocası ya da bir yabancı olsan evire çevire döversin.
doktor çağırayım mı hemşire çağırayım mı diyeceğine arsız yüzsüz veletler gibi pazara gidelim de pazara gidelim diye tutturuyor.
mantıklıca sinirle bağırarak azarlayarak defalarca halim olmadığını başımın çok döndüğünü söylesem de nafile; ağzını yüzünü buruşturarak şikayette ve ısrarda.
insanı sinir krizine sokar annem bu haliyle. sinirimden çığlık çığlığa bağırarak başım dönüyor deyip etrafa yakınımdaki yastıkları fırlattım sinirimden!!!
o kadar anlamayarak o kadar salakça bakıyor ki bunda ne var gibisine!!!
sonunda kısa süre önce karşılaştığım bizimle aynı sitede oturan ve bir hastane de çalışan bir lise arkadaşımı arayıp ondan beni hastaneye götürmesini rica ettim. yalandan da annem mazur göstermek zorunda kaldım bir de. kızcağız izin gününde bebek gibi benimle uğraştıydı.
daha benim koluma girmiş asansöre götürürken beni annem salak salak dönünce pazara gideriz artık diyordu.
pazara gidecem diye çıkıp yere yığılıp kafamı kaldırıma falan çarpıp mefta olsam rahatlayacak be kadın!!!!
tabi ki dönüşte pazara gideceğimizi zannediyordu. ama saat geç olmuş çocuk gibi ağzını yüzünü buruşturuyor iyi sebzelerin bitmesine neden olmuşmuşum kaçırmışmışız!!
----------
annem doktora gitmekten nefret eder. kendisine göre doktor gibiymiş kendi zaten. te farkı ilaç yazamamasıymış. benim doktora gitmemi de kendisine hakaret sayıyor ve doktora burnunu kaldırarak bakıyor; benim doğurduğumu benden iyi bildiğini sanıyor deme havalarında.
anneme göre herşeyim çözümü limon zencefil ve sarımsak. doktora gitmeme gerek yok. bana sabah sabah limon içire içire gastrit etti rahatladı!!
-------------
daha da annem hala seneler geçmiş ne tedaviler olmuşum hala anlayamıyor baş dönmesi ne! kabul de etmiyor. ona göre öyle bir sorun bulunmuyor! neymiş vertigo eskiden öyle bir filim varmış o kadar!!!!
ama sorsan dünyanın en bilge en mantılkı kendini geliştiren kişiris. ablamla oturmuş insan sarrafı ve ermiş olduklarını kaonuşuyorlar.
2
he ablamda anasının aynısı. nasıl ki bize bir izin mizin alıp geldiğinde ben ateşler içinde yorganın altında yatarken zırt pırt gelip bir şey isteme yüzsüzlüğünde bulunuyorsa aynı anası işte. neden rahatsız ederim diye düşünsün. annesinin kulak damlasını damlatmaya tenezzül etmiyor da hasta yatan kardeşini inatla kaldırıp ona yaptırtıyor. ama annesine sorsan harika bir insan şahane bir evlat.
geçen kış annem ayağını burkmuş evde diye doktora gitmek yerine kendiliğinden geçmesini bekledi. geceleri 2-3 kere tuvalete gideceği zaman bana seslenip uyandırdı bir de adeta kendini taşıtacak kadar abanarak götürttü tuvalete. 1,5 ay boyunca! ablamın umurunda bile olmadı. o kaynanasıyla kaplıcaya gitsin ama ben bunlara rağmen yeterince iyi evlat bile değilim.
aynı zamanın ertesi günü ben hala ateşliyim üşüme geliyor lahana bebek gibi giyinmiş yataktan kalkamıyorum yorgana gömülmüşüm. hanfendi seni bir doktora götürelim de bir iğne yapsınlar ayağa kalk falan diyeceğine boyuna şikayette.
annesi gibi şikayete bayılır ama asla o şikayetini çözmek için kılını kımıldatmaz. başkasının önerilerini beğenmez ama kendisinin de bir fikri olmaz. başkası çözerse de beğenmez. e sen yapaydın o zaman. ama yapmaz. sadece şikayet eder.
bana diyor ki hastalık çekmeye mi gelmişmiş onca yolu!!!! lan git ananla otur o zaman beni ovala mı diyoruz. ama annesiyle oturmaya dayanamıyor ki! sürekli olumsuz konuşmaları anıları şikayetlerine katlanmak istemiyor.
tutturmuşlar da forum'da gezelim de forum'da gezelim. iyi gidin gezin.
ama anasıyla başbaşa gitmek istemez ki. biliyor ne kadar huysuz huzursuz kaprisli. neden kendisi uğraşsın ki bunlarla. nazlı uğraşsın kendisi de prenses gibi bizden ayrı rahat rahat dolaşsın. hatta ceketlerini çantalarını ve taşımak istemedikleri torbaları da bana vestiyer gibi versinler daha rahat dolaşsınlar. bu lüksten neden vazgeçsin de sadece annesiyle gitsin. o zaman rahatça vitrin bakmak yerine annesiyle ilgilenmesi gerekecek.
ama asla bencil değiller haaa! asla. ikisi de.
bir gün beraber gitmiştik de beni köleye vestiyere çevirip bütün eşyaları bana yığdılar pişkince! ben de adet sancısı çekiyordum biliyorlar da yani. hareket iyi gelirmiş diye de arsız laflar etmişlerdi giderken.
başka bir gün de bir değişim yapacaktım, siz yürüyün ben zara'ya uğrayacam dedim, 5-10 dakika sürmedi ki annem yere düşmüş, kaldırıp banka oturtmuşlar sürekli şikayet halinde ve ikisi bir de bana bağırarak beni suçluyor!!! ablama göre annesini tek bırakmışım!!!
lan senin de annen değil mi? sen girseydin koluna!!! tenezzül etmiyor musun annenin koluna girmeye!!!
----
annem de mesela der ki bana hiç etrafıma bakmıyormuşum. beraber gezerken sürekli birilerini bir yerleri inceleyip eleştirecek şeyleri sıralar. sonra ben görmedim deyince etrafıma ilgisiz dikkatsiz bulur beni. ben de senin gibi önüm yerine aval aval etrafa mı bakayım?????????????
oysa beraber dolaşırken 30 saniye bir vitrine baksam başına bir olay gelir ve hemen beni suçlar!!!
yok ayağı takılır yok bir yere çarpar yok bir şeye takılır, ayağındaki sandaletin bir yerini mazgala sıkıştırmayı başarmışlığı var.
ben girmem mango'ya pahalı biz alamayız kompleksine girmişti, sen şurada bekle ben bakacam dedim, 5 dakka sürmedi çıktım ki annem debeleniyor. sandalet nasıl girmiş mazgala belli değil, eğilip yardım ederken de tekmeyi yedim suratıma!!!
ama tabi hizmetkar köle kendisinden sonra hayatı da sağlığı da mahvolmasına neden olam birevlat olunca ne kıymetin oluyor ne yaranabiliyorsun.
--
bir gün sahilde yürüyoruz, telefon çaldı ablam arıyor. o sırada da annem yorulmuş banka oturacak. ama bankta uzanmış bir evsiz adam olduğunu göremiyor!!!!!!!!!!
üzerine oturdu!!! tabi ikisinin de ödü koptu ve bu benim suçum!!! önüne bile bakmayan burnunun ucunu göreöeyen sensin. nasıl fark etmez insan adam kamufle değil ki.
--
ya da üçümüz sahilde dolaşırken ben fotoğraf çektiğim için günbatımının az gerideyim. bu salakların yanına bir adam gelmiş önü açık sapık tacizci. hadi annemin gözü bozuk ablam nasıl görmüyor anlamıyor şüphelenmiyor? o da o kadar kendi dünyasında yaşıyor ki o sıra sürekli 4. hamileliğini yaşayan iş arkadaşına takmıştı sürekli onu anlatıyordu; böyle odaklandıkları zaman bakar kör oluyor ikisi de. adam sikini sallıyor üstlerine ruhları bile duymuyor!! ben fark edince hızla ve bağırarak yürümeye başladım bu salaklar anlamıyor hala. anneme göre aşırı zeki çok kibar çok hassas çok yardımsever bir melek olduğu için beyefendi bir şey soruyor ama o elit beyni şivelerden anlamadığı için yardım edemiyor.
adam benim bağırarak sinirli geldiğimi anlıyor uzaklaşacak ama anneme göre hala beyefendi bir şey soruyor duyamıyorum diyerek daha yaklaşıyor adama. her halde adam bu kadra salak bir arada görmemiştir eğlenmemiştir bile!!
annem de ablam da salak salak ben neden sinirle koşturuyorum bağırıyorum anlamayarak aval aval bakıyorlar gerçekten.
yaklaşınca adam kaçışıyor çünkü bağırıyorum annem de hala beyefendi bir şey soruyordu nazlı diyor.
açmış şeyini gösteriyor şeyini diyorum. bizim salak avanaklar yol soruyor herhalde diyor.
kör müsünüz siz gözünüze sokacak açmış şeyini sikini sikini daşşağını penisini gösteriyor anlamadınız mı diyorum!!
aval aval birbirlerine bakıp anlamayarak hayretler içinde kalıyorlar, inanası da gelmiyor yani mesela ben manyak bir sapığım da millet sikini açıp sallıyor zannediyorum ama beyefendi yapmış olamaz!!!!
adam uzaklaşırken yoldan motorlu polis geçiyor onlara el kol işareti yaparak sesleniyorum bu iki aşırı zeki anne-kız hala anlayamamış inanamamış salak gibi dikiliyorlar!
yunus polisler yanaşıp ne oldu abla diyor ben de yaşlıca bir adamın şeyini açıp annemle kardeşime gösterdiğini söylerken ben bu iki avanak hala bönbön bakıp bir şey soruyordu diyorlar.
kim bilir ne diyordu? yalar mısınız falan belki!!
tabi ki işin sonunda benim kabahatim oluyor! sanki sikini açıp dolaşan adamı bulup ben tanıştırmışım!!!!!
lan siz demiyor musunuz biz senden daha tecrubeliyiz daha zekiyiz insan sarrfı ermişiz falan!!! neden bana ihtiyacınız olsun bodyguardınız mıyım ben sizin?
----
efendim ben ateşler içinde hasta yatarken forumda gezmelerine engel olmuşum diye de akşam bana surat yapıyorlar. e kendiniz gideydiniiizzz!! bana ne hacet?
ertesi gün siz gidin diyorum. nasıl gideceğiz diyor. sanki ben korumalarıyım ya da limuzinlerinin şöförü. lan taksiye bin git iştee!!
yok siz benden daha uyumlusunuz yok ben halsizim sizi yavaşlatırım sıkılırsınız yok sizin muhteşem zevkleriniz daha uyumlu diye diye ikisini beraber gönderdim. kraliçelere de taksiyi bile ben çağırdım kıçını kaldırıp taksi bulamıyor aşırıı zekiler ama!!
yoksa iki gün tepeme diklilip dikilip çıkıp gezelim diye tutturdular defalarca defalarca ama artık sinir krizi geçirtirler insana.
-------------
işte başka bir kötü denk gelişte de; annem hastaydı haftalardır ve inatla doktora gitmiyordu. o gün ablamın tek yaptığı şey beni onaylamaktı. bütün işi ben yaptım. anneme ben ısrar ettim, randevuyu ben aldım, ceketini bile ben giydirdim, asansörün tuşuna bile ben bastım, tabi ki taksiyi ben çağırdım parasını da ben verdim, inerken annemin koluna da ben girdim, giriş kayıttaki kapris ve anlayamamalarıyla ben uğraştım, oturacak yeri ben buldup oturttum, tüm kaprisini ben çektim, arada sünnetten kaçan küçük oğlanlar gibi vazgeçtim gideceğim ben eve dediğinde ben yerine geri oturttum, kaprislerine beni eleştirisine suratsızlığına zaten ağrıyam omzuma abanmasına da ben katlandım, doktora sadede gelip 1960larda hastalığın nasıl başladığını anlatmaya başlamasını kesitirp sadede ben getirttim, ilaçlarını ben aldım getirdim, geri taksi çağırıp ben bindirdim, ben indirdim, parasını ben verdim, sitenin kapsını da açan bendim, buyur eden de bendim, asansörü de ben geri çağırdım, kanepeye uzanmasına yardım eden de bendim, söylenmelerini çeken de bendim, ceketini yerine asan bile bendim.
ama ablama göre kendisi götürmüş doktora!!!!! bütün bunlar olurken ablam bir yabancı gibiydi yanımızda sürekli telefonunda eski iş arkadaşlarının instagramlarını stalkladı!!
ama kendine göre kendisi götürmüş doktora!!! şimdi öyle diyor.
----
bir de ben buraya hastalık çekmeye mi geldim demesi var. annem ya da ben hastaysak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder