21.09.2019

elbise katili _ sevdiğim elbiselerine suikast

yaz başında mavi elbisemi ne yaptı etti mahvetti. aile görüşmesinde vişne suyunu defalarca uyarmama, defalarca elimle alıp yerini değiştirmeme rağmen aynı tehlikeli yere ısrarla koymaya devam etti. yemek yerken de elini kolunu oynatmadan konuşmadan duramadığı için sürekli bir şeyleri düşürmesiyle meşhur annem.
sakarlıktan değil. evde anneannemlerden kalma tabaklar var, bir şey düşürüp kırmışlığı yoktur. belllki kırk yılın başı bir kere. asla tabak bardak kırılmaz bizde.
ama dışarda ablamlar ya da teyzemlerle ve ya hep berabersek bir şekilde muhakkak bir sakarlık eder.

inatla külahta dondurma yiyip her seferinde kendi üstünü ya da hatta benim üstümü de lekelemesi ise adeta bir fenomendir.
solak da değil ama ısrarla sol tarafına koyar içeceği ve eli kolu durmaz konuşurken. sürekli kıpırtılı.
ama genelde çatal kaşık düşürür, bazen peçete.

ha çoğu zaman da beni masanın en berbat köşesine oturtmayı başarır. sonra herkes sağda kaldığı için annem bana sırtını dönerek oturup sürekli sırtı bana yüzü ailenin kalanına dönük, önüme çıkıp adeta benim görünmemi engeller gibi kıpırdayıp durarak konuşur ve el kol oynatır.
anneme kalsa bne orada sessizce yemek yiyip asla konuşmasam. kendi öz ablamla bile konuşmama gızık oluyor. hele teyzem eniştem ya da dünürler bir şey sorarsa hemen lafı ağzımdan kapıp kendi cevaplamak ister. adeta ben masada yokum. konuşmaya başlamışsam da lafını kesmek için uğraşır. sanki küçük bir çocukla uğraşıyormuşum gibi sürekli benden birşeyler ister.
peçete su tuz karabiber yeni kaşık yeni çatal ıslak mendil.... ve kısır döngü gibi sırf lafım bölünsün yarım kalsı benimle konuşmasınlar ister gibi uğraşır! başarırsa gene bana arkasını dönüp önüme önüme çıkıp kendisi konuşmaya devam eder.

ben ne kadar görülmez konuşulmaz olursam annem o kadar memnun oluyor.
ama ben de katılımcı olursam bozuluyor bir şekilde kıskanç çocuklar gibi davranıyor, yanımda sürekli somurtuk suratıyla beni inceleyip lafımı bölmeye çalışıyor ya da akşam laf sokabilmek için kusurlarımı yanlışlarımı arıyor!
bazen de gizli bir intikam gibi bir şeyler yapmaya çalışıyor. böyle zamanlarda üstüme bir şey dökülmesini sağlar! ya koluyla ben içeceğimi alırken ya da içerken bana çarpmak suretiyle ya da kendisi çarparak.

bilinç altında sürekli beni aptal beceriksiz kötü falan gösterme isteği yatıyor. ne kadar sevilmez kötü görülürsem annem o kadar mesut.

o sefer de işte vişne suyunu sürekli alıp ileriye koyuyorum ve kolun çarpacak diye ekleyerek. ama annem her yudum aldığında getirip yine burnumun dibine koyuyor, tam kolunun çarpma ihtimalinin çok olduğu yere.
özellikle söylüyorum hatta yerinde bulamayınca vişne suyunu dönüp bana baktı ve yüzyüzeyken izah ettim kolun çarpacak diye ileriye koyuyorum dedim iyi dedi. ama içtikten sonra gene getirip kolunun çarpacağı bir noktaya koydu.
demek ki istediği bu! daha ne diye bilirsin? 1 kere değil 2-3 kere bile değil en az 10 kere belki fazla, kendi yemek yememden çok annemin meyve suyunu kolladım durdum.
ama gene de ne yaptı etti bir punduna getirip bir bardak dolusu vişne suyunu yeni ve sevdiğim elbiseme boca etmeyi başardı!
galiba mesele benim elbisemi sevmem ve o elbiseyi giymekten memnun olmam.
eğer aksi olsa sevmediğim bir elbisenin içindeysem ve mutsuzsam annem havalarda uçar ve asla sevmediğim bir eşyamın başına bir halt gelmez!
bana bir garezi varmışcasına sevdiğim eşyalarımı ya birine verir, ya başına kaza gelir, ya orasını değiştirecem tamir edecem bahanesiyle bir yerlerini sökmek dikmek için alır ama asla bir türlü tamamlanmadığı için uzuun zaman giyilemez o elbise.
ne zaman severek bir ayakkabı alsam alır almaz daha 10 dakika geçmeden annem üstüne ya basar ya kalıcı zarar vermek ister gibi masa ayağıyla, market arabasıyla falan çizmeyi başarır!
sevdiğim parfümleri tuvalete sıkar.
ama sevmediğim kendisinin ısrarıyla aldığım şeyler sapa sağlam kalır.

sanki bu mavi, gömlek yakalı elbiseme de garezi varmış gibi evde de bir şekilde uğraşıp durmuştu. eli domatesliylen domates sıçratmaya çalıştı, kendisi ütülemek istedi yerlere düşürdü, yatağın paslı ayağına değip pas lekesi olsun diye didindi, koyu renk çamaşırlarla yıkamak için senelerdir eline almadığı çamaşır sepetine kirli bile doldurdu.

sonunda yemekte vişne suyunu döktü ve rahatladı!
 ben ne kadar rahatsızsam annem o kadar memnun adeta. o yüzden yazlığı da çok seviyor mesela. ben yattığım yerde rahatsızım, istediğim kadar uyuyamıyorum, televizyonun sesinden bir şey okuyamıyor rahatsız oluyorum. ama annem çoook memnun. yazlığa yerleşip burada yaşayalım diye tutturuyor hatta.

bir de vişne suyunu boca etti üstüme ufacık aceleci elleriyle düğmelerimi açmaya uğraşıyor hızlı hızlı, muslukta yıkayacakmışız! restoranın ortasında soyunacak mıyım????????????
elini zor çektim orta yerde mi soyunacam diye. bel bel baktı suratıma.

anneme göre elbiselerin içinden kolsuz tişört ve şort şeklinde tayt giyilmelidir!! mersin'in hamam sıcağında bile!

tabi ki çıkmadı vişne suyu ve pişman numarası yaparak beni suçluyor. ben elli kere dedim sana şu vişne suyunu uzakta tut diye, sürekli yerini değiştirdim sonunda başardın ama!!

konuşmaktan etrafına bakmıyor ki tabağın kenarına koymaya çalışınca devrilip başarıya ulaştı.
evde giyermişim elbiseyi.

lekeli şeyleri giymekten neffret ederim. attım çöpe. inadına.
önce çok memnun oldu, sandi ki artık sevdiğim elbiselerimi değil sevmediklerimi giyerek bundan bile mutluluk duymayacağım. gittim ayısından bir tane daha aldım.

hadi buna da soğuk çay falan dök diye!

----------------

sabotaj elbise suikasti resmen.

-------------

daha yaz bitmeden de bir elbisemi almış ben duştaken kırrttt diye kesmiş!!
aldığımdan beri uzun buluyor ve kısaltacağım diyordu.
bodur boyum ve koca götümü yere yakın gösteriyormuş.
çünkü kendisi 180 boyunda 55 kilo ya!!! kızım benden uzun oldu diye memnun olacağına beğenmiyor. upuzun boylu lepiska saçlı kızala hayranlıkla bakıyor. aslında 180 boyunda 55 kilo sarışın ve Avrupalı anatomisine sahip bir evlat hak ediyordu ama benim gibi klasik Türk kızı şeklinde bir kızı oldu!!! ne yaptın uzun olayım diye? nothing!

ben severek giyiyorum diye kafayı o elbiseyi kötülemeye takmıştı. beni elbisenden soğutacak ya da giyerken kötü hissetmemi sağlayacak herhalde aklınca.
sonra da gizlice alıp, eminim keserken de zevkten ağzını büzerek kesmiştir. kesmiş elbiseyi.
etek ucunu dikince daha iyi giyersin diyor.
bir bak çok daha iyi oldu.

o kadar kısaltmış ki elbise değil tunik olmuş.
hayır senin kısa boyuna göre kestim, dizine gelir senin.

anneme göre o kadar kısa ve götten bacaklıyım ki sanırsın kendi selvi boylu. yerden yürüyen göt gibisin be!

bana kısa diye aldırmadığı giydirmediği giyince laf soktuğu şortlardan bile kısa olmuş elbise.
ve lafından dönmemek için de böyle giyileceğini iddia ediyor!

tunik gibi şortla giyeceğiz artık deyince isyan edip, elbise gibi giyileceğini iddia ediyor.
denedim geçirdim üstüne nasıl giyeyim bunu diye.
hala iddia edior ki giyilir.

kız bir rüzgar esse külodum görünür, kaba etimin ucu ortada hatta daha etek ucunu kıvırırp dikmemişsn bile!

giyilir de giyilir diyor.
diz üstü şortumu bile kısa bulan isan, diz kapağımı kapatayım diye laf sokup duran insanla aynı kişi bu popomun tam aldında biten bol ve uçuşacak bir elbiseyi öyle giyebileceğimi iddia eden insan. o elbiseyle oturamazsın bile o kadar kısa. altına alacağın kumaş parçası yok donunun üstüne oturursun yani.

giyip vantilatörün dibine gelip rüzgarı yedim, uçtu etek ve külodum sergileniyor ama hala annem giyilir böyle elinle tutarsın eteği diyor!!!!!!!

ben kendi istediğimle o kısalıkta bir şey giymeye kalksam bana neler der halbuki!
bir gömlek bluzumun düğmelerinin arasından azıcık sütyenim görünüyor diye saatlerce söylenip beni teşhircilikle suçladığı bile oldu, erkekler bana baksın istiyormuşum!!!!
hafif meşrep sikilmiş karılar gibi aradan sütyenim görünüp duruyormuş.

başka bir zaman da tişörtümün kenarından sütyenim görünüyor, ya da omzumdan askısı düşüyor diye bir saat benle kavga etmişliği de var.
anneme göre sütyenin ucu, askısının bile görünmesi kaltaklık kadar aşağılık ve basit bir şey!
sütyenin askısının bile görünmesi namus gibi, sanırsın vajinamı açmışım.

--
bir gün böyle otobüsle bir yere gidiyoruz, demek askısı sünmüş sütyenin, kaliteli sütyen aldırmıyor ki bana çok görüyor birşeylerin iyisini, esner tabi. sürekli omzumdan düşüyor ben de düzeltiyorum. ama bir süre sonra hareket edince gene düşüyor.
annem buna o kadar sinir oldu o kadar rahatsız oldu ki anlatamam. sanki kenardan mememmin ucu ya da popomun çatalı, vajinamın dudağu görünüyormuş kadar rahatsız ve utanç içinde.
askı düştükçe ve ben düzelttikçe dişlerini sıkıp sonunda dırdıra başlıyor. adam bakmış etkilenmiş de bilmem neymış de çıkmaz olsalarmış da dışarı rezil etmişim rahatsız etmişim huzurunu kaçırmışım da! dikkatsizmişim de özensiz mişim de bakmışlar da anlamışlar da bilmem neymiş de!!!!

sütyenimin askısı gevşemiş ve arada omzumdan düşüyor diye bir adam görmüş gülmüş, bir kadın oruspuya bakmış gibi bakmışşmış çok rahatsız olmuş, ne gideceği yerden ne çıktığından menun bütün gününü benimle didişip daha da mutsuz olmaya çalışarak geçirmiş birisi bu kadın.

ama kıçımın altında biten bol bir elbiseyi şortsuz giyeceğimi iddia ediyor!!!

-----------

daha baharda bana kavun içi bisiklet yaka çok normal bir tişörtü yaşıma uymayacağı için aldırmadı; aynı gün bana spagetti askılı, kot kumas göürünümlü, çok ama çok dar ve mini bir elbiseyi aldırtmak için yırtındıydı! bol ve kapalı bir tişört yaşıma uymutor ama ip askılı ince kumaş ve çok kısa ve dar bir elbiseyi giyebiilirim!!!?????????
nerde giyecem bunu anne diyorum.
yazlıkta diyor.
yazlıkta olacağı belli zaten de ne gibi bir durumda.
evde giyecekmişim.
evde giyeceğim elbiseye 300 lira mı vereceğim?????? hem evde neden bu kadar şık bir şey giyeyim sana mı defile yapacam güzel görünecem? sonra götüm kocaman bacağı selilitli diye laf sokacaksın!!
************
ya da kışın bana açık somon pembe bir kazağı aldırtmamak için didişti yarım saat dil döktü almayayım diye; 2 gün sonra ablamla beraber gezerken bana sırıtarak çingene pembesi file şeklinde bir örgü gibi kısa bir kazak-bluz getirmiş ne güzel değil mi al bunu diyor!!!
her zaman giyilecek m-normal bir kazak alamıyorum da çingene pembesi crop-top bir merserize üst alacağım.
nerde giyeyim bunu alama dedikçe sanki mağazanın elemnaı gibi yırtınıyor alayım diye!!

hem görenlere hem ablama ne kadar modern ne kadar medeni ne kadar modadan anlayan anlayışlı bir anne olduğunu kanıtlamak istercesine uğraşıyor!!

*0*0*0***0**0*0

annemi anlamak imkansız. çok çelişkili çok değişken.
yırtık pantolonun sanki amı da çok sikilmiş amı da yırtık demekmiş gibi gördüğü için sevmeyen ve sikilmiş hafif kızların  giymesi gerektiği benim gibi kız kurusu ve yaşlanmışların evlilerin hanım kızların giymemesi gerektiğini de annem savunuyor.
30 yaşından sonra üst kolların ve üst bacağın hatta diz kapağının görünmemesi gerektiğini de.
sütyen askısının ya da kendisinin azıcık bile görünmesinini orospuluk zannedileceğini de annem düşünüyor.
bırak dekolteyi.
ama  göt altında biten elbisenin giyileceğini de kendisi iddia ediyor!

-------------------------
göster yapmaya çalışır ama yeni trendlerden zerre anlamaz.
pantolon bakarken hayret ve şaşkınlıkla kızgınlık arasında pantolon paçalarını yamuk kesilmiş ve hatalı bulmuştu.
o aralar asimetsik pantolon paçaları modaydı! anlatsan da anlamaz. inkar eder.
ya da soldurulmuş renkte tişörtler moda ya onu da anlamaz. solmuş bu kumaşlar güneş gelmiş üstüne diye düşünür!
anneme kalsa 1960lar 1970lerdeki gibi yaşayacağız sonsuza kadar. o giyim o kafalar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder