2.08.2019

dondurmacı

annemde de ablamda da sonradan iyice gelişen bir inat bir duyarsızlık bir bencillik var ki inatçı gıcık kaprisli çocuklar vardır ya onlara benzeyen.

dün sabah banyodan çıkarken ayağımı burktum feci. hem ağrımaya hem şişmeye başladı. buz koydum ovaladım sardım.
sanki bütün bunlar başka bir dünyada oluyormuşcasına umursamadan farkına varmadan yaşadıkları için, aynı evin içinde yani ev de şato değil 1+1 yazlık, 70metrekare mi ne; sanki hiiiç görmemişler gibi- yani gözleri açık ve bakıyorlar görüyorlar ama beyinlerinde bir alaka kuramıyorlar sanki.
tutturdular da dondurma yemeye gidelim de dondurma yemeye gidelim.

ya bileğim davul gibi şişmiş nasıl yürüyeyim ben o kadar mesafeyi!!!???
hani demiyor ki ben koluna girerim. yoo. hiç alakası yok.
ısrarla dondurma yemeye gitmek istiyorlar bir de birlik olmuşlar taarruza geçmişler! bombardıman gibi bir annem söylüyor bir ablam.
sanırsın beni duymuyorlar!
mesela çok sıkılmışlarmışmış da çok bunalmışmışlar da ben desem götlerini kaldırmak istemezler ama, mesele kendi isteklerinin yerine getirilmesi senin durumun alakalı değil umurlarında değil.
--------------------
ısrar inat anlamamazlık umursamazlık bencillik.......

daha önce beni başım döne döne pazara götürmek için yırtınan annem mesela. o kadar anlamıyor ki baş dönmesini, kime anlatsan anlar, annem ısrrala anlamıyor. hayır düşüversem yığılsam bir yere bir bok da yapabileceği yok, onun bunun vicdanına kalırım. annem anlayacak da idrak edecek de çantasından tabi eğer yanına almışsa telefonunu çıkaracak da nereye basılıyordu hatırlayacak da diyelim ambulans çağıracak; sen elli kere ölür dirilirsin o sırada!
ama o kadar arsızca istiyor ki çıldırtır insanı. en anlayışlı en sakin en fedakar insanı çileden çıkartır annem.
ama sorsan dünyanın en anlayışlı insanı en mantıklı kişisi en başkalrını düşünen en vicdanlı en merhametli en iyilik sever şahsı. ama bana gelince bir inat bir israr!
beni o gün çileden çıkarmıştı; hani 2 kere sorarsın hadi 3 kere sor ama ama kaç kere sordu bilmiyorum 10 dakkaya bir aynı şey bir de hazırlanıp eline çantasını falan almış hadi hadi diyor!!

zamanında annemin de mesela şiddetli migrenleri olurdu; menapozdan sonra geçti. ağrı tutuğu zamanlar odasına kapanır asla rahatsız etmemizi istemezdi. bir keresinde komşuda gerçekleşen gürültüyü sanki biz yaramaz veletlermişiz da o kadar tepinecekmişiz gibi ne zaman gördün anırarak yerde yuvarlandığımızı acaba- biz zannedip odamızda basıp iyice bir bağırarak azarlayıp rahatlayıp geri yatmıştı! ne azarlama ama ne aşağılama resmen hakaret. bir de seni hiç dinlemek istemez kendini savunma! yalancı!!!! komşudan geliyor o ses!!! niye kaltak komşuyla uğraşacağına bizi ezer rahatlar. nasılsa elinin altında kolay lokmalarız.

ısrarla pazara gitmek istiyor ısrarla. başım dönüyor diyorum dönmesin diyor! lan beyinsiz elimde mi benim!!! kendini de hiiiiiiiiç suçlamıyor! üşütme korkusundan mersin'in manyak sıcaklarında ne klima açtırır ne vantiratör! gece sırf beni serinletsin diye ayarladığım vantiratörü düşmanıymışım gibi hınçla kapatmaya karar vermiş ama o kadar basit bir aleti bile çalıştırmayı beceremediği için kapatmak yerine tam üstüme sabitleyip en yüksek ayarına getirmişti! hem her yerim tutuldu hem de işte o zaman başdönmelerim başladı.
kendisi her bok için beni suçlamaya bayılır ama benim en ufak lafıma çıldırır inkar eder!!

bana hayatımda yaşamadığım sinir krizini yaşattı!!!! oturduğum yerde yırtınarak tepinip yastıkları bilmemneleri fırlata fırlata bağırdım, yer ayağımın altından kayıyor diye. endişelenip bir doktor hemşire vb bulacağına pazara gitmek istiyordu. belki aniden geberiverecem orada! belki baş dönmesi çok korkunç birşeyin işareti??????? endişelenmek yerine pazara gitmek istiyor. diyeceksiniz ki kendi gitsin taşıyabilecek kadar şeyi alır getirir. kabul etmiyor ki.
pazara gidince gözü döner annemin. evde 40 aygır besliormuşuz gibi bıraksan tüm pazarı sırtıma verip getirtecek eve! asla da ağır taşıttığı için bana acımaz endişelenmez; gözü görmez.

o kadar mı dönüyor yahu diyeceğine küsüp surat asıyor utanmaz. belki son nefesimi veriyorum orada!!! annem anlamıyor da ne zamandır doğru dürüst görmediğim eski bir lise arkadaşım anlıyor! kız zaten bir hastanede çalışıyordu; kalktı beni evden aldı, arabasına kadar götürdü, daha da hastaneye götürüp eve kadar çıkarttı ben de mecburen annem hasta diye yalan uydurdum. eve döndüm hala pazara gidememekten bahsediyordu!!! hastanede gebersem cesedime bakıp pazara gidemedik senin yüzünden diyecek herhalde!

annem kendi yaşamadığı bir sorunu anlamaz. anlayamaz. ama mesela migreni de unutmuş olacak migrenim tutup odama kapandımmı, ki özellikle belirtirim ısrarla bastıra bastıra çünkü öyle eften püften söylersen anlamaz-  ama yine de 5-10 dakkaya bir odama girip saçma sapan bir şey sorar. bilmem neyin kapağı nerde, bilmem kimin oğlunun adı neydi, bilmem nerdeki bilmem neyin neyine ne olmuş. illa çocuk azarlar gibi azarlayıp korkutup kırıp küstüreceksin.

bu gibi olayların aşırısı bir kaç defa oldu. bir yerden sonra içinde bir yerde inada biniyor herhalde. ben gidemem gidecek gibi değilim dedikçe içinden bende seni kaldırmazsanm diye inada biniyor, bir yerden sonra bir mücadeleye bir meydan okuma hırsına dönüşüyor içinde herhalde.

mesela mide ağrısını çok anlar. zırt pırt midesi ağrır. ama baş ağrısını unutmuş baş dönmesini bile gerçekçi bulmuyor inanmıyor abartı diye düşünüyor!
aslında o halde çıkıp sokağın ortasında kendini yere bırakacaksın bakalım ne yapacak!!!! belki de inanmaz da yardım çağıracağına şikayet eder!!
bir gün diyorum ki şu telefonları iyi öğren lazım olabilir acil durumlarda! ne aciliymiş? sen ararsın!
ya tut ki düştüm bayıldım ne yapacaksın o zaman? arayacak durumda değilim. ayılmanı beklerim diyor!!!!!!!!!!!!! ne kadar iyi bir insan değil mi? kızı bayılacak ama telefon etmeyi bilmediği için çare aramak yerine benim ayılmamı bekleyecek!!!!!!!!!!!!!

---------------------------
****************
*************
--------------
 dünkü olay da dondurmacıya gitmek. birlik olmuş sırayla ısrar ediyorlar. bu ayakla nasıl yürüyeceğim deyince o kadar anlamaz bakıyorlar ki beyinsiz gibi!
 ablam diyor ki "zaten ayakla yürünür nazlı!!!" ayağımı burkmam o kadar umrunda değil ki 1-2 saatte çoktaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaan unutmuş. onu ne alakadar etsin ki bunu hatırlaması gereksin????????
ayağımı burktum ya şişti!
?????????? boş bakışlarla ayağıma bakıyor salak salak.
siz gidin yiyin madem bu kadar istedi canınız!!!


annesiyle başbaşa gitmek istemez tabi; küçük tilki. o zaman annesiyle sadece kendisinin ilgilenmesi gerek, sadece kendisi mi çeksin kaprisleri talepleri. kendisi keyfini sürerken dondurmanın ben annemi memnun etmekle uğraşayım mesela ablamda bizi tv izliyor gibi aptal boş gözlerle izlesin!!!

geçenlerde sahildeki dondurmacıya gittik güç bela; artık güneş iyice batmış etkisini yitirmişti, ama günler uzun olduğu için annem saat kuralını bozdu. annemin kafasında dışarı çıkmak için belli saatler var. sabit fikirli. belli saatlerden sonrası asla olmaz. tabi kendine sigara lazımda o başka! neyse vardık dpndurmacıya, tabi ablam önde rahat rahat eğlenerek yürüyüp gidiyor, annemin dırdır ve kaprislerini ben çekiyorum.
inanamayacaksınız ama dondurmacıya giderken ki ylsa annem bilmemkimin hemoroidinden bahsetti!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

evet yaz günü, dondurma yemeye giderken bilmem kimin götündeki hemoroidi dinledim!!!!

şansımıza dondurmacının alt katındaki masalarda yer kalmamış. üst kata çıkılacak. ablam aldı başını gitti asla arkasına bakmadan. her zaman böyle. bir keresinde dağ başında bir yere yemeğe gittik arabayla. kocasıyla ablam aldı başını gitti. biz geride kaldık. annemin kaprisleri yüzünden. 4 dakikalık yolu 20 dakikada alamadık. yok yerler taşmış yürüyemiyormuş yok sinek varmış bilmem ne yok ağaçların dallarıymış falan fiştan söylenmekten ve yürüyemeyip bana abanmaktan geride kaldık. o sırada biri bizi kaçırıp kesse öldürse ablamların ruhu bile duymayacak! ne oldu bunlara bir bakayım bir anamın elinden tutayım diye bir derdi hiç yok.
yine öyle tıpır tıpır çıkıp gitti merdivenleri. hayır arkasına bakıp nerde kaldı bunlar da demiyor. çıkıverip koyuyor kıçını bir yere. utanmadan da surat asıyor nerde kaldınız diye ha. lan madem bir bakaydın! niye baksın neden annesinin elinden tutması gereksin?????????????????????
nasılsa annesi kıyamıyor da bir şey diyemiyor kızına! nasılsa acıyıp da sitem edemiyor pek ilk göz ağrısına! nasılsa aman bir yeri incinir falan diye koluna abanmaya kıyamıyor. nasılsa hammal hizmetkar nazlı var ona ne olursa olsun!!!

merdivene geldik, hem bir eliyle trabzanı tutuyor diğer eliyle de bileğime o kadar sıkı yapışıyor ki annem ahtapot gibi asılır zaten ufacık elleri çok kuvvetli, ama bir türlü hızlı çıkamıyor basamakları. dizlerinde kireçlenme var ya. tabi ki bu arada söylenmeden duramaz, hem de nefret kin doludur. öyle sevimli yaşlılardan değil yani korkup kaçacağınız türden.
ama o kadar asılıyor o kadar abanıyor ki zorlanıyorum yani. anneme kalsa tekerlekli sandalyeyle dünya turu yapacak, ama merak etmeyin akülü, elektroniksi olanlarla değil bana ittirip taşıtabileceği belki 40 kiloluk şeylerle. nasılsa ablam kadar kıymetli değilim ne olur yani eklemlerim sıkışsa, fıtık olsam ne olur.
zar zor 3-4 basamak çıktık, karşıdan genç bir çift suratını ekşiterek inmek istiyor. merdiven de dar.
artık gençlerde yaşlılara üzülme acıma kalmadı, sanırsın kendileri hiç yaşlanmayacak, aynı sağlıkta kalacaklar. ya da kendi aileleri yaşlanmış değil. yardım edeceklerine ya da bekleyeceklerine şikayet ediyorlar pişkince;
biz inecektik amaaaa!!
ben de annemin kolundan çıkıp bir üst basamağa geçip de tuttum ki elini annemin onlara yer açılsın. ama sanki yapışmış gibi kolkola girmiş ayrılamıyorlar beraber inmek istiyorlar yani.
yazık teyzeye diyeceğine. dondurma yiyip eğlenmişken neden karşılarına hasta yaşlı bir kadın çıktı yollarını tıkadı da canlarını sıktı gibisinden tavırlardalar.
ama böyleleri kendi ebeveylerinin nünde reverans yapılıp eğilinsin ister ama başkalarına karşı öyle bir saygı göstermek istemezler çok gördüm. kendi iş arkadaşlarımda bile var bu.

o sıra da annem elimi bırakmış demek, baktım aşağıya inivermiş!!!!!!!!1
yol veriyor gençlere insinler diye!
yahu o 4 basamağı çıkmak için 15 dakikadır uğraşıyorsun bana abanarak; inmek daha kolay olduğu için inivermiş!!
genç çift de teşekkür mü edecek burun kıvırıp surat asarak geçip gidiveriyorlar!
annem de salak salak yeniden basamaklara yürüyor! ablamsa bunlar nerde kaldı diye kalkıp bakmıyor bile!!

bu kadar basamağı boşuna mı çıktın sen diyorum ne yapsınmış kibarmış o yol vermek gerekirmiş.
bana kibar değil ama!
niye gençlere yol vermek mi gerekiyor? eskiden yaşlılara saygı vardı şimdi gençlere mi saygı gösterilecek?
ama ben anlamazmışım annem çok eski usul saygı öğretilerek büyütülmüş prensesler gibi!!!
o zaman onlar sana yol verecek.
dırdır vırvır bir 15 dakika daha belki uğraşarak basamakları zorla çıkıtyor. daha ben demesem birisi daha gelirse karşıdan yol vermeye kalkma onlar versin yol, biraz büyüklerine saygı bilsinler diye ısrarla telkinde bulunuyorum. yoksa anneme kalsa her karşıdan biri geldiğinde inip de verecek yol.
dondurmacıya değil işkenceye gitmişiz sanırsın.

dakikalarca ortada yokuz bir şey mi oldu bunlara diye kıçını kaldırıp bir bakacağına surat asmış oturuyor anası kılıklı ablam!
daha da suratı asık somurtuk bize nerde kaldınız sizi bekledim sipariş veremedim çok susasdım ben diye sitem ediyor.
annesi de kuzusuna kıyamadığı için ve kendisine fiziksel yardım açısından asla ablamda bir yükümlülük görmediği için bir şey diyemiyor.

bir kalkıp baksaydın anlardın, seslendim sana ama duymazdan gelmişsin demek!!
neden?
annem basamakları hızlı çıkamıyor ki bir elinden de sen tutaydım 3 dakkada çıkardık!
sen tutsaydın!
ne yaptım sanıyorsun o kadar dakikadır????????????????

anneme göre ablamın öyle bir yükümlülüğü yok ki o evli baklı????? ne alaka kocası var diye anasına yardım etmesi gerekmiyor mu??????
---------------------------

bu sefer de beyinsizlikleri ayağımın burkulup şişmesini anlayamamak. demiyorlar ki yoksa bağlar falan mı koptu bişey oldu doktora mı göstersek, onun yerine dondurmacıya gidelim diye tutturuyorlar.

e siz gidin madem bu kadar çok çekti canınız!
e biz nasıl gideceğiz?

çok üstün zekaya neredeyse ermiş bir kişiliğe sahip olduklarını iddia ederken iyi ama dondurmacıya mı gidemeyeceksiniz? yolu biliyor ve araçla gidiliyor da değil yani üstelik bende araç da yok.

yürüyerek ablacığım!!! ya da isterseniz taksi çağırın.

mesele tek giderlerse annesiyle tek başına uğraşması gerekecek olması. oysa ben de gitsem ablam rahat rahat gezerek gidecek istediği dondurmayı yiyecek annesinin kaprisine bilmem nesine katlanması gerekmeyecek ama ben olmayınca annesinin koluna girmek zorunda kalacak, merdiven çıkması gerekirse destek vermek zorunda kalacak, masada anlattığı garip gıcık şeyleri dinlemek, şikayetlerine etrafı beğenmeyişzlerine olumsuzluklarına falan katlanması gerekecek.
oysa ben olsam o keyfine bakarken bunlara ben katlanırım. üstelik istediğim dondurmayı yemek için bile didişmem gerekir!

surat asıp oturuyorlar ve sanki kendilerinin dondruma yemek istemesini o kadar zekiymişimde akıllarını okumuşum sabahtan beridir biliyorum ve baltalamak için ayağımı özellikle burkmuşum gibi laflar sokuyorlar. tam zamanını bulmuşum da kırk yılda bir canları bir şey istemiş de benim yüzümden eve kapanmışlar da yazın tadını böyle mi çıkaracaklarmış da bir o şikayet buluyor bir öbürü yarışırmışcasına söyleniyor ve birbirlerini onaylayıp tekrarlıyorlar.
sanırsın beni düşündüklerinden. sanırsın çok umurlarında.
ikisi de kendi açılarından kullanmak için istiyorlar yanlarında başka birşey değil. ben orada ne olmuşum farkında değiller.
ha eğer çok da memnun olursam annem anında baltalamak boğazımda kalmasını sağlamak istermiş gibi şikayet kapris dırdırın dozunu arttırır. ya da dönüşte kavga çıkarır!!!!

nasıl ki her gezi, her tatil, her seyahatte ya da akabinde büyük bir kavga çıkarıp tadını kaçırmak istemesi gibi; keyifli günün ardından muhakkak ama muhakkak olumsuz bir şey arar bulur olmadı yaratır!!!
hiç çatacak bir sebep bulalmışsa bana ya da bir garsona bir vatandaşa vs; evde hemen bir aksilik yaşayıp nefretini kusar da anca rahatlar!!
ama illa ki senin keyfini kursağında bırakacaktır! yoksa tut ki beceremedi aksilikleri çatacak yeri vb gece uyku giremez o günlerde!

ciddiyim.

keyifli mutlu bir günü enegelleyememişse, baltalayamamışsa, içine edememiş de bir kavga bir olumsuzluk yakalayamamışsa ne lokasyonda ne evde! gece uyuyamaz. ve böylece ertesi güne çok olumsuzluk yaratacak şeyi elde etmiş olur!!!!!!!!!


---
2 gün geçti hala ayağımın üstüne iyi basamıyorum ve utanmadan hala bana surat asıp benim yüzümden dondurma yemeye gidememekten şikayet ediyorlar. bari bugün gidelimmiş.

bunu anlamak neden bu kadar zor acaba?
ayağımı burktum canım acıyor üstüne basamıyorum?
tam da zamanında burkmuşum ayağımı!!! :((((
siz gidin o zaman ben şart mıyım sanki! daha iyi geçiniyorsunuz zevkleriniz aynı elitlikte, gidin yiyin gelince de bana hava atarsınız!
nasıl annem yaptığı şeylerle gittiği yerlerle giydiği pahalı ve marka şeylerle "zamanında" bana hava atıyorsa.
nasıl ablacığım gittiği etkinlikler geziler aldığı marka çantalar kremlerle hava atıyorsa. ki anneciği ona yarasın yavrum yakışır yavrum mutlu olsun hak ediyorsun yavrum diye şişiriyor da ben 20 liralık vücut kremi aldım diye günlerce müsriflikle suçlanıyorum!
naıl kendine aldığı 1500 liralık kremi heryerine sürdüğünü söylerken annem mest olup sürmesini hak ettiğini yakıştığını söylerken bana her sabah sorguya çekerken burun kıvırıyorsa; onu niye sürüyorsun bu nedir şart mı bunu sürmek kaça bu pahalı mı bu!

gitmeye üşenir tabi, ben olmasan annesinin koluna kendisi girmek zorunda, ben olmasam saçma sapan konuşmalarını dinlemek zorunda, dondurma yemek gibi zevkli bir şeyi yaparken bile ağzından kötü anılar, yorumlar çıkıyor yaa. ben olmasam annesini dinlemek de zorunda tabi. ister mi hiç!!

bu ayakla nasıl gideceğim dediğim zaman da bel bel suratıma bakıp saniyelerce sonra amaaaan sen de tam zamanında burktun diyorlar!!!!!
ani kendilerinin dondurma yeme zevkini baltalamak için özellikle ayağımı sakatlamışım sanki.
1
e git marketten al evde yiyelim!
bu sıcakta mı çıkacakmış dışarı? güneş mi çarpsınmış, güneş ışınları ne kadar zararlıymış ben biliyormuymuşum, cilt kanseri mi olsunmuş!!! anneciği de nasıl onaylıyor akıllı kızını!!! oh onun yavrusu ne kadar akıllı ne kadar zeki ne kadar bilinçli aaaah ah!
arayıp sipariş ve ro zaman.
aman o kaptaki dondurmalarda ne kadar katkı maddesi varmmış da kanserojenmiş de plastik kaptaymış da zaten ne kadar da zararlıymış da!
ah onun akıllı ah onun bilinçli kızı!!!

ya sen demiyor muydun buraya gelene kadar evde her gün 1 tane magnum dondurma yiyorum diye! katkı maddeliyse yeme!
amaaan. tabi işlerine gelmeyince aman.

nerden biliyorsunuz yediğimiz dondurmacının katkı maddesi koymadığını, boklu elleriyle hazırlamadıklarını ya da iyi yıkanmamış deterjanlı kalmış kaplara çatallarla getirmediklerini???????????????????????

nazlı'nın ayağına yazık olacağına dondruma zevklerini ellerinden almışım!!

ne kadar iyi insanlar yaa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder