senelerdir dersteyken telefon yasak açamam diyorum ama ısrar ve inatla anlamak istemiyor adeta kabul etmiyor.
hani öyle 1 saniyelik bir şey de diyemez uzatır da uzatır. sadece bana değil her yerde bankada doktorda bir derdini anlatacaksa seneleeer evveline gider bir türlü sadede gelemez.
anlatsan da anlamıyor ablam başından savmak için kulaklık taksın demiş hala tutturuyorda kulaklık tak!
sabah akşam hafta sonları tenefüs ve öğle aralarında dırdırını dinlediğim yetmiyor bir de derste sürekli kulağıma konuşacak!!!! bari geceleri rüyalarımı da ele geçir!
anladığı da sadece kulaklığa para verilecek. telefon hattına da mı verilecekmiş?????
o kadar da saçma şeyler için arıyor ki. bırakayım da dinlensin bırakayım da arkadaşlarıyla vakit geçirsin demiyor.
diyeceksiniz ki yalnız sıkılıyor demek. e benden kat be kat popüler sevilen sayılan hayranları aşıkları olan bir insan benim gibi dandik birine mi kaldı?
kalır tabi herkes başından atıveriyor. ablam çok yoğun bir iş hayatı olan muhteşem kariyerli saygıdeğer evlat olduğu için günde 2den fazla rahatsız edilemez.
teyzem aynı kardeşi gibi çok duyarlı anlayışlı falan olduğu için; bunun torunu yok üzülüyor mudur diye hiç düşünmeden sürekli sadece torunlarından bahsediyor, söylesen de uyarsan sen kötüsün bencil demiş oluyorsun. e değil misin işte! ulan yeğeninin biri kısır öbürü kız kurusu. hani 3-5 kere anlat da tek konun bu olmasın. zaten bu kadar detaya ihtiyacımız yok kş sizin meseleniz. yok efem torunun sınıfında bilmem kim öğrencinin velisinin bilmem nesini anlatıyor uzuuuuuun uzun. hani çok garip bir şey olmuştur da söylersin.
uzun aşırı detaylı aşırı geçmişe dönüşlü flashbeckli anlatımlar genetik demek!!!!!!!
ha bir de kaşıkları çatalları yalayarak temizleyip sunmak genetik! ama en çok teyzem yapardı baktım ablam da yapıyor aynı şeyi. salatayı karıştırdığı kaşığı yalayarak temizleyip bana verdi kullanmam için temizlemiş! bulaşık çıkacağına tükmüğümü ye diyor yani.
dersteyken arıyor açamayacağımı bilse de bazen açtırıncaya kadar arıyor çantanın içinde vızvız ötüyor telefon. geçen de bir açtım bana ne anlatıyor biliyor musunuz? soğana gelen zammı!!!!!!!
tenefüste geri dönsen de tüm zamanını alıyor. ne su ne çay için ne ihtiyacını karşılayabiliyorsun ne de arkadaşlarla sohbet edebiliyorsun anneme laf anlatmak için.
bu kez de çamaşırları toplayayım mı diye sormak için aramış yana yakıla.
neyse ki bir şeyin yerini sormak için aramamış, o iş iyice kabus gibi. nedense bir türlü anlayamıyor söylediklerimi. dinlememekten mi acaba. dolma oyacağı nerede diye aramış; çekmecededir dedim gidip iç çamaşırı çekmecemi karma karışık etmiş, her yere saçmış düzenli tutuyorum oysa ben ce dolma oyacağı neden orada olsun????????? sen dedin çekmecededir diye!!!!!!!!!!!!
mutfak çekmecesi yaa mutfak! neden donlarımın arasına dolma oyacağı koyayım??????????????
iyi dedim topla madem.
ama yoruluyormuş da aynı hareketi yapmaktan beli ağrıyormuş da bilmem ne zamandan çamaşırları toplarken çok rüzgar esiyormuş da beli tutulmuş da zamanında o zamandan kalmış da bir zamanlar kaynanası yüzünden de bilmem nerde bilmem ne yaparken sırtı bir tutulmuş da o zamanlardan kalmış da mahvetmişler de hayatını içine sıçmışlar da hayatının....... nerdeeeen nereye.
o zaman elleme kalsın akşam alırım ben.
ama o zaman solarmış da kıyafetler toz olurmuş da. zaten kalitesizmiş dandik şeylermiş de. hep uydurukmuş da artık kumaşlar bende çaputlara para saçıyormuşum da müsrifmişim de çöp olacak şeylere paramı harcıyormuşum da hiç düşünmüyormuşum yaşlılığımı da saçma sapan kıyafetlere para harcıyormuşum da ucuz kıyafetler hem solarmış çöp olurmuş da kalırsa toz da olurmuş da tiksinirmişim de bir daha yıkarmışım da........... zaten kalitesiz yapay dandik şeylermiş de kendisi zamanında en kaliteli kumaşları giymiş de
iyi ki bir kum fırtınası zamanı balkonda kalan kıyafetleri bir daha yıkamışım elli sene başıma kakacak. üstleri sarı sarı toz olmuş öyle mi giyseydim yani?
e kaliteli bir şey alacağım zaman öyle demiyorsun ama. kırk yılın başı bir triko ve bir ceket alacaktım yargıcı mağazasından kafamı ütüledi ütüledi, ne yaptı etti aldırtmadı rahatladı. gidip kotondan daha ucuzunu daha kalitesiz ve polyester olanlarını aldırttı. sonrada utanmadan hem kalitesiz ucuz dandik giyindiğimi hem de kendisinin zamanında en kaliteli en pahalılarını giydiğini anlatıp duruyor.
bu yaman çelişkisini de yüzüne vurursan sen kötüsün üstelik. çenen kapatıp dinleyeceksizn.
çöpe yatırıyormuşum paramı! yahu paramı zar zor biriktirdim ama sen raaaaahaaaatça ona buna peşkeş çekmedin mi? nasıl becerdilerse telefon dolandırıcıları kafalamışlar annemi de en basit şeyi tan okasyonunu söyleyerek istesen getiremeyen kadın taaa seneler evvel aldığım notları eliyle koymuş gibi bulup kart bilgilerimi yazdığım defterden rahaaatça söylemiş dolandırıcılara. nasılsa çekmişler yemişler.
anlatınca ablam --ayynı anası gibi pişkince çünkü kendi başına bizzat gelmediği sürece bir durumu tam olarak haksızlık falan olarak göremiyor, kendine dokunmazsa ucu önemli bir hadise değil ama iş yerinde bilmem kimin attığı yan bakış bile çok önemli ve unutmamam lazım.-- diyor ki ablam hemen bankayı polisi arayaydın. sanki hemen mi söyledi. günleerr geçmiş aradan, gecenin köründe artık yatacağımız zaman söyleyip de rahatladı yattı annem.
hem özür bile dilemedi hatta ben çok kızınca yemeyenin malını yerler bile dedi ılan birikim yap diyen sen değil miydin? hem de hala bir para gerekti mi nazlı birikmişlerini versin diyebiliyor!!
2. tur.
o zaman topla.
sırtım ağrıyor da ayakta çok kalamıyorum da ayaklarım varislerim ağrıyor da.......
iyi toplama kalsın o zaman.
solacakta çaput gibi zaten de toz olacak da.........
çıldırtır insanı yaa!!! solarsa solsun zaten bana layık olan kalitesiz ucuz dandik uyduruk basit kumaşlar değil mi?
üstüne hala motor gibi konuştuğu için duyamıyor bile.
en solabilecek olanlardan2-3 tanesini topla o zaman sadece!!!
bunun için 15 dakika konuşulur mu? sonra telefon faturası neden 250 lira geliyor diye delleniyor!!
bir daha ki dersin sonlarında da baktım gene aramış. bu kez de bunları nereye koyayım diye soruyor.
koysunmuymuş yatağımın üstüne?
----------
küçükken bize azarla fırçayla ne dersen öğretti; titizliği aşıladı; dışarda giydiğimiz kıyafetlerle evde özellikle de yataklarımıza oturmamayı. ben de mantıklı bulduğumdan uyuyorum ama şimdi kendi çoktaaaaa unutmuş ya da benim titizliğim umurunda değil.
yatağımın üstüne pis ne bulursa rahat rahat koyar ama temiz bir şey konacaksa koyamaz sorar!! anlayamayacak ne var ki bunda? yatağın üstüne pis şeyler koyma diyorum diye içini açıp içine koymuşluğu var pis şeyleri yaa. bir gün gece yatacam artık bir açtım bi kaldırdım ki yatak örtüsünü yatağın içi toprak yaprak be karınca dolu!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
e yatağın üsütne koyma dedin diye içini açıp koymuştım??????????
yatağın üstüne konmasından tiksindiğin şeyler nasıl içine konursa tiksindirmez seni???????????
--------------
hem zamanını almak hem huzursuz etmekten hoşlanıyor herhalde. olurda arkadaşlarka bir şeye güler de mutlu falan hisseferim da aman aman. her şey zıkkımın peki gibi gelsin bana!!!!!!!!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder