senelerdir değişmeyen çok şey var. biri de annemin kadın toplantısı ve ya aile toplanması gibi ortamlarda ettiği bazı laflar. benimle ilgili olanlar.
seneler geçti anlayamadı, dinleyenlerden biri bile anlayamadı.
her sene annem aynı şeyleri söyler kadınlar yanı cevapları verir.
bunlardan biri konuşma konusu işe gelince; aklı sıra kendi zekasını becerikliliğini başarısını cinliğini gösterecek bir şey;
"zamanında bir işim varmış, ne güzelmiş, haftada 3 gün gidip 250 milyon alıyormuşum, şimdi sabahtan akşama kadar her gün işe gitmem gerekiyormuş, kendisi zamanında demiş ayrılma diye!" benzeri bir şey söylediği.
senelerdir aynı şeyden bahseder ben sinirlenir açıklarım ama ne annem anlar aklında kalır ne kadın akrabalar. o kadar umursamıyorlar ki o kadar onları ilgilendirmiyor ki... ablam bile aynı. kendi işine gelecek bir şey değilse neden tutsun aklında ki! yarım yamalak dinler zaten. nazlı ile ilgiliyse neden önemsesinler.
annemin dediği 10-12 sene evvel yaptığım vekil öğretmenlik işi! o zamanlar şikayet edip duruyordu ama şimdi hatırlamıyor ve o işi övüyor!
salak ablam da diyor ki;
"hafta da mı 250 milyon?"
yok saatte! norveç falan çünkü burası ya da ütopik fantastik bir paralel evren!
"ayda ayda!!!!"
"ayda 250 milyon nasıl olur yaa?"
annem paradaki sıfırlar atılınca ilk alışan olmuş, dilimiz sürçerse alay eder olmuştu ama bir kaç senedir unuttu sürekli eski parayla yeni parayı karıştırıyor ve herkesin kafasını karıştırıp yanlış anlamasına sebep oluyor.
"yani şimdinin 2500 lirası değil mi nazlı?" diyor üstün zekalı ablam!
hee ayda 10.000 veriyordu okul bana hem de haftada sadece üç gün çalışırsam!! çünkü burası mars!
"ne 2500 yaa 250 lira! lira!"
bu arada yaşlılar yaşlıya hak verme taraftarı cıkcık'lar yaa'lar. ulan daha bir kaç ay önce aynı aynsının tıpksı bir muhabbet döndü balık hafızalılar hatırlamıyorlar. ama sorsam fil hafızasına sahipler. hadi bunlar yaşlı bari ablam hatırlasa değil mi? nerede? ama ben kendinin 20 sene evvel stajyer olarak çalıştığı iş yerindeki arkadaşının annesinin kızlık soyadını dahi hatırlamalıyım!!!
ana kız tıpkısının aynısı salaklıkta ve bencillikte.
sen say bakalım 3 tane iş arkadaşımın adını! bırak eski okul arkadaşlarımı! sayamaz ki ebleh gibi bakıp suratıma kendisini neden ilgilendirdiğini sorar! ama ben bilmem nerden arkadaşının hamileliğinin kaçıncı ayında tekme yemeye başladığını hatırlamalıyım mesela?
ben ablama vekil öğretmenliği belki 35. defa anlatırken annem hala beni eleştirecek harika şeyi bulduğunu düşünüyor.
bir türlü beyinleri almıyor süper zekaların nasıl ayda 250 lira olur ki?
ablamda kafasında hesap yapıyor; şehirde aynı anlarda 10 öğretmen izne ayrılsa, nazlı en az 5'inin yerine vekil öğretmen olarak girse ne para kazanır? çünkü hepsi benim branşımda ve vekil öğretmenlik için tek başvuran bendim değil mi?
şimdi harika kaçırılmış muhteşem bir fırsat olarak yansıtmaya çalışıyor o işi ama o zaman öyle miydi? sürekli eleştiri sürekli şikayet! üstelik o kadar bilmiyor ve anlamıyor ki; kendisi benim yerimde olsa okulda kalmamı isteyecelerini iddia ediyordu! atarlarmış o hamile öğretmeni onu alırlarmış kendi olsa! devlet okulu orası canı istedi diye seni alamaz ki! ama kendisi olsa alırlarmış!?
kendisi olsa öyle bir atanırmış ki en istediği yere cup diye!
ne kadar laf sokuyordu ben o paraya kolumu kaldırmam yetmez bu kadara çalışılır mı diye.
-------------------------------
neden illa anlamaları gerektiğini de bilmiyorlar. tabi canım konu bensem neden illa da bilecek ilgilenecek ve anlayacaklar ki?
---------
daha bunu anlayamazken annem aklı sıra altın vuruşu yapıyor.
ona göre ben harika fırsatları göz göre göre kaçıran bir enayiyim! kendisi çok söylemiş ama ben aptal olduğum için annem kadar zeki bilinçli mantıklı falan olmadığım için kaçırmışım!
haftada 3 gün çalışım 250milyon alıyordum kalamadım okulda. şimdinin kaç lirası? 250. ama o zaman daha değerliydi para diye savunur ortaya çıkınca da.
hıı değerli onun için her sabah lafları soka soka gönderiyordun işe. istediğim bir şeyi alamayıp taksitleri sen ödeyince de ne kadar okuyordun laf!
***************************
***************************
***************************
haa bak o zamanlar yaşadığımız harika mantıklı bir tartışma geldi aklıma.
vekil öğretmenlik bitmiş, haliyle parasız kalmıştım. bir süre ne atama ne özel okul ne başka bir şey olmayınca en iyisi babamdan kalan maaşa başvurayım dedim.
buna bozulmuştu annem. demişim ki babamdan kalan maaşımı yerim o zaman.
neden benim maaşım demişim? benim değilmiş ki!
babamdan kalmış işte o kadar da bir şey bıraksın artık kızına benim maaşım sayılır.
hayırmış sayılmazmış onun maaşıymış!
babasından kızına miras kalan emekli maaşı payı nasıl senin olur?
ben onun karısıyım!
eski karısısın boşanmayaydın madem!
tabi babam erkenden ölüp maaşları bize bağlanında bir kaç sene adımıza henüz reşit olmadığımız için kendi çekip dilediğini yapınca çok benimsemiş. kendi maaşı kendi hakkı olarak görmüş.
hem adamı boşadım götüne tekmeyi bastım diye övünüp beddua eder arkasından. hem de boşadığı eksi kocasından kızlarına kalan maaşlari bizim değil kendi hakkı olarak görür!
zaten annemin dünyasına göre mesela babamın ölümü öz evlatları daha reşit bile olmadan babasız kalan kızları yerine kıçına tekmeyi bastım diye övünen eski karısını daha çok kötü etkilemiş ve üzmüştür!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! ergen evlatları yerine koskoca eski karısı daha çok kötü etkilenmiş!
---------------------------------
**************************
ha ablam teyzem ablamın kaynanası dünürün kız kardeşi ve kim olduğunu anlayamadığım bir kadın akraba daha ayda 250 liranın nasıl olabileceğini daha anlayamamışken hemde belki 5. belki 7. seferdir yaşanan dejavuluk bir 'annemin beni yerme çalışması'nda; annem ortaya bir de Serdar'ı atıyor her zaman ki gibi.
Serdar'ı da kaçırdı zaten. tüüüüü cıkcıkcıkcık!!!! enayi nazlı ahmak nazlı....
bakın bekın ben ne kadar zeki ne kadar bilinnçli ne kadar mantıklı ne kadar iyilik sever ne kadar anlayışlı mükemmel bir insanım bakın. ama nazlı öyle mi! her fırsatı kaçırır gramla aklı mantığı yok. bakın size kanıtlayacağım! hem haftada 3 gün çalışıp 250 milyon kazandığı işi hem de boylu poslu çok terbiyeli bana çok saygılı mühendis Serdar'ı kaçırdı. yuhalayın tükürün bu enayiye!
annem daha dereyi görmeden paçaları sıvadığı için; daha birisi öylesine bir şey söylesin bilmem kimin oğlu da bekardı desin mesela anneme kalsa hemen şu an işten istifa edip beraber gelinlik ve ev eşyası bakmaya gideceğiz ve böylece kendi zevklerine uygun alışveriş yapabilecek. belki adam çalışan eş istiyor, belki anca ev kurup çekip çevirebileceğiz? beni rahat ettirsin diye zengin damat peşinde sanmayın?! hiç öyle bir derdi tasası yok. isterlerse beni hamal olarak kullansınlar yeter ki biri evlensin de annem herşeye razı! mesele bu değil beni parmağının ucunda oynatmak. bugün istifa et yarın yalvararak dön ertesi gün vur kapıyı çık falan bir fantasya evreninde yaşamakta annem....
Bu Serdar olayı da öyle. bilmem kimlerin bir komşunun bir akrabasının oğlu. ben de umutlanmıştım ha olur ya gerçekten denk gelir de anlaşabileceğim akranım bekar biridir de olur sanmıştım. sanki ben de o kadar şanslıyım.
belki 5 belki 6 sene önceydi.
tabi ki öyle medeni ve çağa uygun bir tanıştırma beklemeyin. neyse ki oğullarına aşırı kıymet verdikleri için hemencik sitemeler söz nişan falan beklemiyorlar. önce oğulcukları aslancıkları beğenecek mi kızı ona bakacaklar tabi. geleneksellik seviye atlamış. tabi yavruları asssslanparçası Serdar'ı zorla beğenmediği bir kızla evlendirecek değiller yavrucuklarına kıyamazlar. hem yavruları beğensin hem de kız hayatını onların yavrusuna adayıp feda etsin!
sanki evleniyorsun da kimsesizler yurdundan evlatlık alıyorsun! ama 35 yaşında dev bir bebecik! besleyip büyütüp mutlu etmek zorundasın gelecekteki 50 yıl! ama onun öyle bir yükümlülüğü yok! annesi diyordu ki kendisi zamanında gençken neleri yemiş yutmuş neleri! yani demek istiyor ki yavrusu için dayağı, aldatılmayı, hakareti herşeyi yedim yuttum sineye çektim sırf o üzülmesin diye boşuna olmayacak sen onun kölesi olacaksın.
tabi ki üstü kapalı konuşmalar bunlar biz iyi iletişim kuran herşeyi medenice konuşabilen bir toplum muyuz allah aşkına! anca ima eder laf sokarız!
neyse bir aile yemeği gibi bir şeyde tanışıldı. tabi büyükler olduğu için ortamda en iyi en efendi en terbiyeli en saygılı halini sergiledi mühendis Serdar beyler! annesi ablası teyzesi ve babası hayranlar tabi boylu poslu oğullarına aşk yaşıyorlar. gözlerinde mükemmeliyet abidesi var. boyuna posuna hayran olduklarını da sanmayın ki 190lık adam! kkendileri çok bodur olunca 175lik oğullarını boylu poslu endamlı zannediyorlar.
sanmayın ki annem de beni ailesinin Serdar'ı mükemmel görmesi gibi dev aynasında görecek? nerede o? anca özgüveniyle falan övünür anca kendinden daha aşağı gördüğü kimselerin yanında. kendinden havalı daha konuşcan daha cadaloz hani ortamı gür sesi ve konuşmalarıyla hemen ele geçirip annemi bastıran kimselerden nefret eder ve asla ön plana çıkamaz anca arkalarından beddua eder. ama kendini çok özgüvenli bulur!?
tabi senelerce evlilik ve erkekler hakkında bir düzgün cümle kurmamış annem; böyle konuşur ama biraz ilgi biraz saygı gördü mü hemen yelkenleri suya iner. o gün de öyle oldu. Serdar sahte büyüklere saygılı rolüyle annemi büyüledi kör oldu.
tabi annem iddia ettiği üzere çok çok aşırı mantıklı olduğu için!!!! hemen kapılıp hayran oldu hemen numaraları yuttu tav oldu. dakka 1 gol 1 annem hayallere daldı. bu hallerde bizler özellikle de ben sadece bir piyonum. herşeyi annem ayarlayacak karar verecek seçecek ben sadece evet deyip susacağım. böyle bir fantazya. düğün gelinlik ev herşeye annem karar verip seçecek ben sadece sessiz bir figüranım o fantastik hayalde. benim isteklerimin bir önemi yok ya da düşüncelerimin. sadece annemin hayallerinin gerçek olması var.
neyse telefonlarımızı aldık görüşeceğiz biz ayrıca. tabi annem çok minnettar. benim gibi çirkin kötü karaktersiz beceriksiz birisini nasıl olmuş da beğenmiş??????????* anneme göre tek iyi özelliğim bu yaşa kadar koruduğum kızlığım. o da kendisi sayesinde. annem olsamasa tüm şehir sikip geçerdi beni. o kadar aptal haysiyetsiz bir gerizekalıyım. amımı birine emanet edelim de korusun!
ben sahte olduğunu hissetmiştim o yemekte ama o kadar ayı çıkacağını beklemezdim. hani insan yaşlı akrabalarına hürmeten akıllı durur ya ondan o kadar sanmıştım. bildiğin şimartılmış egosu o kadar şişirilmiş ki serdar'ın aşırı şişmiş bir balon gibi dokunsan patlayacak anında.
ben de harbiden umutlanmıştım sanki şanssız bir insan olduğumu bilmezmiş gibi. tamam becerikli acar bir tip değilim ama asla şanslı da değilim.
tabi ki 2. ve bir ailevi durumdan dolayı yarım kalan 3. görüşmemizde ne kadar şişik egolu, egosu şişirilerek gerçeklere kör bırakılmış bu da kompleksler yaratmış kaba biri olduğunu gösterdi saçma ayıca medeniyetsiz kaba davranışlarıyla.
ama anneme gör e şahaneydi! çünkü kendisine saygılıydı!! yeterli!
sadece toplasan 2 kere ggörmüş ve sahteliğinden şüphelenmiyor hemen boyanır gözü annemin o kadar da açık göz cin oğlu cin diye satar kendini herkese ama.
görüşmeyi kestim. Serdar'da bana diş geçiremeyeceğini anlamış olsa gerek. ya da bana kız mı yok havalarında. vardı da 35ine kadar niye evlenmedin ya?
tabi anneme göre en büyük hatam en kaçırdığım hatam enayiyim ben çünkü!!!
beni salak enayi fırsat kaçıran olarak göstermeye bayılır ama cevabı yemekten de hiç hoşlanmaz. üstelik bu münakaşalar konuşmalar defalarca ama belki 100 belki 500 kere belki de 1000 kere geçmesine rağmen öğrenemez.
çünkü bencilliği kör etmiş gözünü. o kadar kendi fantastik evreninde yaşıyor ki göremiyor.
çok sonra belki 1 sene belki daha fazla sonra teyzem ağzından kaçırdı; Serdar denen ayıcık evlenememiş çünkü uzatmalı nişanlısını dövüp hastanelik etmiş zamanında.
bırak annemi teyzem bile biliyormuş bunu hatta teyzem bunu ağzından kaçırırken ablam hiç hayretler içinde kalmadı o da biliyormuş ama bana biri bile söylememiş. ne zaman ben biliyordum şiddete eğilimini diyecektiniz acaba ben hastanede yatarken mi?
anneme sorsanız şiddete karşıdır hatta o kadar ki 2 kızının babası bir tokat attı diye boşamıştır adamı! ama kızını hemen evlendirmek istediği adam eski nişanlısını hastanelik edecek kadar ayıdır ama annemin umurunda değildir!
sormuştum kendini şöyle savundu; çocuk bir hata yapmış bir daha yapmayacaktır!
oysaki çocukluğumdan o ana kadar ki sürede söylediği aksiydi. bir kere yapan her zaman yapar daha fazlasını yapar asla affetmemek gerek. tabi kendisi söz konusuysa!!!!!!!!!!!
ha daha sonra öğrendik ki benden sonra tanıştırdıkları kızla nişanlanmış. annem hem üzüldü hem bana sinirlendi üstelik bu haber kızı dövdüğü haberiyle beraber gelmişti!
---------------
ya di mi nasıl kaçırdım serdar'ı ? ne kadar da enayiyim böyle! keşke eski ve benden sonra tanıştığı nişanlısı yerine beni dövüp hastanelik etseydi. keşke benim ağzımı burnumu dağıtsaydı zaten bir boka benzemiyor belki estetik cerrahlar allah rızası için biraz şekil verir de insana benzerim!!
kızım ayının birinden kurtulmuş demiyor da kaçırdın diyor. dayağı kaçırdım herhalde!
tabi anneme sorsanız belkilerle konuşur. er yada geç şiddet gösterecekti ama o zaman ne olacaktı? eşşek gibi çekmemi isteyecetiniz değil mi? kendisi bir tokat yüzünden boşanmış ama ben yer yer yumruğu götümün üstüne otururum anamın huzuru rahatı bozulmasın diye!
bu kaçıncı aynı cevabı almaları ama aynı salak tepkilerdeler kadın akrabalar. annem serdar'ı kaçırdı deyinde hemen hak verip baş sallıyorlar ben sinirlenip 'ya nişanlandığı kız yerine beni dövseydi keşke nasıl kaçırdım' deyince de ilk defa duymuşcasına şaşırıyorlar.
bir tek dünürün kız kardeşi kurtulmuşsun o zaman kızım deyince -çünkü o ilk defa duydu gerçekten de eğer ablam, ya ya kardeşi anlatmadıysa- annem de çok bozulup ağzını büzüyor. ve kadının arkasından akşam boyunca hakaretleri bedduaları eksik etmiyor!
sağılıp başbaşa kalınca niye kızıyorsun o kadar necmiye teyzeye bana hak verdi diye mi? ne desindi keşke kaçırmasaydın da serdar'ı dayağı sen yeseydin afiyetle mi deseydi bana?
tabi işine gelmeyeni duymak istemez hiç!!
daha necmiye teyze çok soru sordu durum hakkında. ne zaman tanıştın ne zaman öğrendin falan diye. ama ben anlatamayayım diye annem de teyzem de lafımızı bölmeye çalıştı.
yani serdar'ın kadın döven biri olduğunu en başından bilerek beni tanıştırdıklarını öğrenemesin necmiye teyze.
"aa daha nişanlıyken cicim ayındayken döven evlenince neler eder?!" demesinden de hiç hoşlanmadılar. kol kırılsın yen içinde kalsın ama şiddete karşıyız diye konuşalım!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder