kısa saçmalıklar 6:
geçende doktora gitmek zorunda kaldık. ben diyordum ya annemin bu hava sıcak çok sıcak, soğumadı, bir bluz giysek yeter, diye haykırarak gezmesi, atlet şortla dolaşıp yazın bile açmaya korktuğu pencereleri kapıları ardına kadar açıp cereyanda oturmaya inat etmesi yüzünden şifayı kapacak diye.
hani geçende de hiç üşenmemiş yastıklarımı kaldırmış, yatak örtümü kaldırmış, pikenin üzerine serdiğim battaniyemi toplayıp saklamış ve yatak örtüsüyle yastıkları hiç birşey olmamış gibi yerine koymuş ve üstelik erkenden de odasına kapanıp uyumuştu da ben yatacağım zaman bir baktım battaniye yok sadece cılız bir pike bırakmış! annemin savunusu da bu pikeyi bile örtmemek üzerine hem! yazın bana anorak mont bile giydirmeye çalışan annem ekimde pencere aralık, üstünü örtmeden atlet şortla yatmakta inat ediyor ve herkes de aynsını yapacak diye diretiyor!!
dayanamıyor kendinden farklı olana!
yüzlerce defa aynı şeyi söylüyor; ben çorap giyemem işte, çorap fazla gelmiyor mu, çorap fazla gelmiştir, sıcak gelmiştir çıkar istersen, ben çıkartayım çorabını!!
sen istersen kışın ortasında mayoyla gez ben sininle aynı olmak zorunda değilim işte!! hem beni üşüyen kansız sağlıksız bulur kendisi yanıyormuş yanıyor!!! ama bu benim üşümemi kendisiyle alakaız bulur; belki iyi beslemedin belki anne sütü emmediğim içindir!!
ısrar ediyor da giyme diye!!!!!!!!! çorap giyme, üstüne gömlek giyme, yatarken pike bile alma sırtınaa!!!!!!!!!!!!!!!!!!! çünkü kendisi ennnnnnn doğrusunu bilir. öyle kişiden kiişiye değişen şeyler yok tek bir doğru var onu da kendi bilir.
her sene aynı terane, asla ama asla da ders almaz. mesela ben kendimi çok yıprattım sen yapma benim gibi fıtık ülser vb olma demez aksine olmanı dört gözle bekler gibi tuhaf davranır; yoklar durur; daha şöyle olmadı mı sana dokunmadı mı senin ağrımıyor mu????????? hayır cevabı memnun etmiyor bir de niyeyse.
her sene üşütür bu yarı çıplak gezme inadından. bazen 1 bazen 2 ay evden çıkamayacak hale gelir, sinirleri bozulur, sürekli söver ve geberelim diye anırır!!! bıkmış usanmış bıkmış usanmış!!!!!!! eve bu kadar çok kapanınca da aklını bozar iyice; beni defalarca arar; derste açamayacağımı söylememe rağmen açtırıncaya kadar çaldırır!!!!!!!!!!! sanırsın ki hani kötü bir şey oldu yardıma ihtiyacı var! oysa eve gelirken sopan al diyor ve susmadan şikayetlerine devam ediyor!!!
ablamda kendi başından atmanın yolunu bulmuş, tabi ablacığım benim gibi aşağılık seviyede olmadığı için o mazur görülür ona saygısızlık edilez, meşgul edilmez ama bana saygı duymaya ne gerek var ki önem vermeye???????? ablam da demiş ki nazlı kulaklık alsın, kulaklıktan konuşursun!!! derste yani ben işimi yaparken annem kulağımdaki kulaklıktan bana sürekli kötü şeyler anlatacak!!!!!!!!11 sanki günün diğer saatlerinde ve ömrüm boyuncadır yeterince dinlememişim gibi!!!!!!11 tenefüslerde bile rahat vermiyor ki. kaç kere anneme laf anlatacam diye tuvalete gidemeden sıkışık kaldım, kaç kere su içemedim boğazım kupkuru kaldı, kaç kere arkadaş muhabbeti, planı kaçırdım, bir kaç kere anneme bilmem ne makinasını tarif edecem diye yemek yemeye fırsatım olmadı!
hayatımı işgal ediyor hayatımı çalıyor zaten yetmiyor bir de işimi yaparken kulağıma bağıracak, yaptıklarıma karışacak!
zaten anneme kalsa 1-2 kere işe geldi diye her istediğinde gelip kenarda oturup yayılıp surat asacak! hatta ben annemi memnun etmek için işimi bırakıp onun peşine koşup hizmet edeceğim????????
neyse bu defa doktora gitmemizin sebebi grip, soğuk algınlığı, bronşit değil de mide. belli ki midesini üşütmüş. anlamış da üşüttüğünü ama bakın bunu ne kadar harika ifade ediyor;
tabi ki yine tonla kapris, surat asmalar, küfür ve beddualar, söylenmeler eşliğinde gidiyor doktora, tabi ki kayıt alınacğı zaman sen randevu almadan mı getirdin beni diye nevri dönüyor fantasyasında ben annemi orada bekletip yoracağım hatta boşuna gitmiş olacağız!!!, tabi ki girişte verilen parayı, imza ve avuç içi taramasını, kimlik verilmesi gerektiğini anlayamıyor!!! hatırlamıyor da!! sanırsın ömrü hayatında ilk defa hastaneye gelmiş.
şikayetler surat asmalar kaprisler bana sitemler!! benim için izin günü kullanıyor falan demiyor, ondan bundan rica minnet izin alıyor demiyor da hala sitem: o ne kadar hastaymış ben farkında değilmişim de hala birşeyler istiyormuşum hemen doktoru görmesi lazımmışmış!!!!!!!!
kimliğini vermezsen nasıl giriş yapılacak?
sen randevu almadın mıııııııııııııııııııııı??????????????????????????? şok şok şok gerizekalı kızı randevu almayı bilmiyot peki madem sen o üstün zekanla kendin alaydın!???????
bir naz bir kapris bir laftan anlamama mızmızlanmalar surat asmalar çirkin mimikler ağır ağır hareketler!!! annemin hayal dünyasına göre hastaneye girer girmez doktoru görecek!!! anlayamıyor neden giriş randevu aldııııkkkk!!!
nasıl anlatırsın ki bir şeyi anlamayan birine!! ilaç nasıl yazacaklar desen anneme göre hala eski usul reçete kağıdına!!!!!!!!!!!!
beklerken de surat asmalarda kaprislerde.
doktora derdini anlatırken de en masumcuk, en saf yaşlı kadın hallerini takınarak rol kesiyor ve midesini üşüttüğünü söylüyor. kendisini çok iyi tanıdığını artık kendinin doktoru gibi olduğunu ama tabi onun gibi derin bilgilerle bilip ilaç yazamadığını da eklemeden edemiyor!!!!! ama en masumcuk hallerde, boynunu bir tarafa bükmüş, gözlerni kısmış, sesini alçaltmış, dudağını da aşağıya döğru bükerek...
üşütmüş çünkü hava aniden serinlemiş, kolayca üşümezmiş ama demek gece üşütmüş ve midesine vurmuş, farkına da varmış aslında ama BATTANİYELERİN NEREDE OLDUĞUNU BİLMEDİĞİ İÇİN KALKIP ALAMAMIŞ, ÇÜNKÜ NAZLI KALDIRMIŞ BATTANİYELERİ, KENDİSİ DE NEREDELER BİLMİYORMUŞ.
sanırsın ev şato, bende 47. odaya sakladım battaniyeleri!!!!1 altı üstü 2 adet 2 kapaklı dolap var odasında! birinde kıyafetleri diğerinde böyle yastık, yorgan, battaniyeler, nevresim, yatak örtüleri, çarşaflar var!!!!!! havlular şifonyerde mesela. ama neredeler bilmiyormuş!!111
üstelik bunu benim yatağımdaki battaniyeyi çalıp kaldırdıktan sonra söylüyor!!!!!!!! yerini bilmiyorsan nasıl doğru yere kaldırdın da ben o saatte odana girip geri aldım diye bana bağırdın!!! ödünü kopartmışımmış!!!!!!!!!!!!!!!! onun yerine ben de üşütsem ben de hastalansam neden ben de üşütmüyorum neden ben de hastalanmıyorum??????????
bir de doktora utanmadan yalan söyleyerek beni suçluyor!! tüüüüüüü pis hain kötü evlat seni!!!!!diyecekler!!
annecim benim battaniyemi kaldırırken biliyordun da yerini kendin üşüyünce mi bilemedin!!!
sanki ben altta kalacam sanki cevap veremeyecem!!! artık o ezip ezip aşağıladığın, eve gelen misafirlerin paspal eski kıyafetlerimden evin temizlikçi kızı zannetmelerine gücendim diye beni daha da aşağılayan kendisi değildi!!!!!!!!!1
ay hiç kısa olmadı ama bu yaaa
uzun anlamsız karamsar birbirine benzeyen yazılar... *biraz atıyor ve abartıyor olabilirim de olmayabilirim de, garanti yok. *bu blogdaki yazılar gerçek kişi, olay ve mekanlardan ilham alınarak yazılmıştır. *isimler akıl sağlığım açısından, bir çemberin iç açıları yüzünden falan fiştan değiştirilmiştir. *benzer durumlardaki isimler tutmuyorsa ondandır... *bu blogdaki yazılar sırasında hiçbir canlıya zarar verilmemiştir (kendim hariç^^) *varsa fotoğraflar alıntıdır. *hepsi saçmalıktır ^__^
26.10.2018
25.10.2018
kısa saçmalıklar 5:
zarzarzar telefon çalıyor öğle arası annem neredeyse çığlık çığlığa bağırarak bir endişe bir telaşla bana yazlığa gitmemi emrediyor!!
bağırma anne bağırma sağır değilim!!!
yazlığı su basmış hemen git!
neresini basmış?
ne bileyim siteden aradılar basbas bağırarak aynı şeyleri 3. defa tekrarlıyor arada tamam anladım tamam bağırma anne anlayabiliyorum türkçe biliyorum diyorum!! ama o ısrarla bağırarak aynı şeyleri yeniden söylüyor susmuyor ki cevap vereyim!
geçen sene de aynen bu şekilde aramış acilen yazlığa gitmemi istemişti! ama sonra site yönetiminden birilerini aradım hiç de öyle bir şey çıkmadı! bizim evde su basması yok, bütün sitede de yok. sadece başka bir bloktaki bizim numaralı daireye banyodan su sızıyormuş.
ama anneme kalsa okulu ayağa kaldırıp bağıra çağıra birisinin beni teeeeeee oralara götürmesini isteyeceğim? nolacak siper mi olacam suya? tut ki doğru tesisatçı anında gelebilecek mi ben ta o köhmeniş yerden eve geri nasıl döneceğim, yanımda tesisatçıya verecek para var mı ve en başta BENDE SANKİ YAZLIĞIN ANAHTARI VAR DA!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
evet ben de yazlığın anahtarı yok ki!
her sene evden tamamen çıkarken, en son kapıyı kilitledikten sonra, anahtarı yerinden çektiğim anda elimden anahtarı çırmalayarak alır çantasına atar!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
ablamlarda, teyzemlerde ve hatta dünürlerde bile yazlığın anahtarı varmış sadece bende yok!! anneme kalsa site yönetimi, kapıcı, güvenlikçi, komşu herkese dağıtacak ama bana vermeyecek!!!!!!!!!
yine bağırıyor telefonda!! git çabuk acele!!
suyu kessinler madem!
sen git sen git bak yapamaz onlar!!!!!!!!!!
onların yapamadığını ben nasıl yapacağım acaba? bende anahtar bile yok anne!!
??????????????????????????????????
bir telefonla konuşayım ben de seni ararım.
carcararcarcarcarcadr bağırıyor!! hadi ara hadi araaaa!!
tamam kapatıyorum.
kapartmaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa!!!!!!
annecim seni kapatmadan nasıl arayacam onları????????
başka telefondan ara!!!
sanki site yönetimi ve ya görevlilerine derin bir aşkla bağlıyım da numaralarını ezbere biliyorum her gün uzzzzzuuuuuuuuun uzun onları düşünmeden uyuyamıyorum!!!!!!!!!!!!
ezbere mi biliyorum adamların telefonunu anne!!!
kendisi olsa ezbere bilirmiş eskiden hep ezberlerlermiş kendisi çok zekiymiş ezberinde tutarmış!!!!!!1
iyi hadi söyle de o zaman arkadaşımın numarasından arayayım!
????????????????????????????????????
neyse annemin çığlıklarını bastırıp, kapattım siteyi aradım. tabi ki gene annem adamın dediklerini tam dinlememiş, bir yerde beynindeki endişe şarteri atınca bırakmış dinlemeyi!!! balkonun gideri tıkandığı için balkonumuza yağmurda su birikmiş,içeri sızma yapabilir diye aramış adam.
ben kaç kere dedim bir şey gerekirse beni arayın, annemin tansiyonu var sinirleniyor diye ama önce annemi arıyorlar ısrarla.
harika tüm öğle aram annemi sakinleştirmek ve telefonla laf anlatmakla geçti yine harika bir gün.
annem ısrarla anlamak istemiyor ve yazlığa git diyor!!! okulun servisi götürecekmiş beni!!! benim şöförüm ya bunlar!!!
gitsem ne olacak anne anahtarım yok ki!! anahtarım yok anahtarıııııımmmm!!!
niye yanında taşımıyorsun??????????
hiç yok ki, evden çıkarken elimi tırmalayarak alıyorsun çantama atmayayım diye dünürlerde bile anahtar var yazlığın ama bende yok!!!11111
tabi anlamıyor kabul etmiyor.
ya bazen çantamdan kışın oturduğumuz evin anahtarını bile alma huyu var!!!!!!!!!!! nedense kendi anahtarı çantasında bir yerde kalıyor gidip benimkini alıyor. hatta özellikle yaptırttığım 2 yedeği bile bulup alıp adeta saklıyor! kaç kere kapıda kaldım, kaç kere zile bastım açmadı, ondan bundan rica minnet girdim içeri.
daha da evin kendi kapısında kaldım çalıyorum açmıyor kapıyı, içerden söylenen küfreden sesi geliyor ama açmıyor!!?????? başkası sanmış ne bilsin e o zaman anahtarımla gireymişim!!
anahtarlarımı çantamdan toplar alır, sonrada kendi anahtarınla gireydin der, anahtarım olsa bile içerden anahtar olunca açılmaz ki!
daha da akşam bir münakaşadır gidiyor yazlığa gitseydin diye tutturuyor. gitsem ne olacak anahtar yooooooooooooooooooooooooooooooooook. var diye iddialarda.
ama yazlıktan çıktığımız an hatta bazen acele edip elimden anahtarı kapmaya çalıştığı bile oldu daha kilitlemeden, kilitlediğin an aceleyle kapıp çantasına atma derdinde. aman bende kalmasın anahtar ama onun bunun çocuğuna verip zevki sefa sürdürecek!! sonra eve gelince pislikleri nazlı temizler nasılsa!!!!!!!!!!!!
zarzarzar telefon çalıyor öğle arası annem neredeyse çığlık çığlığa bağırarak bir endişe bir telaşla bana yazlığa gitmemi emrediyor!!
bağırma anne bağırma sağır değilim!!!
yazlığı su basmış hemen git!
neresini basmış?
ne bileyim siteden aradılar basbas bağırarak aynı şeyleri 3. defa tekrarlıyor arada tamam anladım tamam bağırma anne anlayabiliyorum türkçe biliyorum diyorum!! ama o ısrarla bağırarak aynı şeyleri yeniden söylüyor susmuyor ki cevap vereyim!
geçen sene de aynen bu şekilde aramış acilen yazlığa gitmemi istemişti! ama sonra site yönetiminden birilerini aradım hiç de öyle bir şey çıkmadı! bizim evde su basması yok, bütün sitede de yok. sadece başka bir bloktaki bizim numaralı daireye banyodan su sızıyormuş.
ama anneme kalsa okulu ayağa kaldırıp bağıra çağıra birisinin beni teeeeeee oralara götürmesini isteyeceğim? nolacak siper mi olacam suya? tut ki doğru tesisatçı anında gelebilecek mi ben ta o köhmeniş yerden eve geri nasıl döneceğim, yanımda tesisatçıya verecek para var mı ve en başta BENDE SANKİ YAZLIĞIN ANAHTARI VAR DA!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
evet ben de yazlığın anahtarı yok ki!
her sene evden tamamen çıkarken, en son kapıyı kilitledikten sonra, anahtarı yerinden çektiğim anda elimden anahtarı çırmalayarak alır çantasına atar!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
ablamlarda, teyzemlerde ve hatta dünürlerde bile yazlığın anahtarı varmış sadece bende yok!! anneme kalsa site yönetimi, kapıcı, güvenlikçi, komşu herkese dağıtacak ama bana vermeyecek!!!!!!!!!
yine bağırıyor telefonda!! git çabuk acele!!
suyu kessinler madem!
sen git sen git bak yapamaz onlar!!!!!!!!!!
onların yapamadığını ben nasıl yapacağım acaba? bende anahtar bile yok anne!!
??????????????????????????????????
bir telefonla konuşayım ben de seni ararım.
carcararcarcarcarcadr bağırıyor!! hadi ara hadi araaaa!!
tamam kapatıyorum.
kapartmaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa!!!!!!
annecim seni kapatmadan nasıl arayacam onları????????
başka telefondan ara!!!
sanki site yönetimi ve ya görevlilerine derin bir aşkla bağlıyım da numaralarını ezbere biliyorum her gün uzzzzzuuuuuuuuun uzun onları düşünmeden uyuyamıyorum!!!!!!!!!!!!
ezbere mi biliyorum adamların telefonunu anne!!!
kendisi olsa ezbere bilirmiş eskiden hep ezberlerlermiş kendisi çok zekiymiş ezberinde tutarmış!!!!!!1
iyi hadi söyle de o zaman arkadaşımın numarasından arayayım!
????????????????????????????????????
neyse annemin çığlıklarını bastırıp, kapattım siteyi aradım. tabi ki gene annem adamın dediklerini tam dinlememiş, bir yerde beynindeki endişe şarteri atınca bırakmış dinlemeyi!!! balkonun gideri tıkandığı için balkonumuza yağmurda su birikmiş,içeri sızma yapabilir diye aramış adam.
ben kaç kere dedim bir şey gerekirse beni arayın, annemin tansiyonu var sinirleniyor diye ama önce annemi arıyorlar ısrarla.
harika tüm öğle aram annemi sakinleştirmek ve telefonla laf anlatmakla geçti yine harika bir gün.
annem ısrarla anlamak istemiyor ve yazlığa git diyor!!! okulun servisi götürecekmiş beni!!! benim şöförüm ya bunlar!!!
gitsem ne olacak anne anahtarım yok ki!! anahtarım yok anahtarıııııımmmm!!!
niye yanında taşımıyorsun??????????
hiç yok ki, evden çıkarken elimi tırmalayarak alıyorsun çantama atmayayım diye dünürlerde bile anahtar var yazlığın ama bende yok!!!11111
tabi anlamıyor kabul etmiyor.
ya bazen çantamdan kışın oturduğumuz evin anahtarını bile alma huyu var!!!!!!!!!!! nedense kendi anahtarı çantasında bir yerde kalıyor gidip benimkini alıyor. hatta özellikle yaptırttığım 2 yedeği bile bulup alıp adeta saklıyor! kaç kere kapıda kaldım, kaç kere zile bastım açmadı, ondan bundan rica minnet girdim içeri.
daha da evin kendi kapısında kaldım çalıyorum açmıyor kapıyı, içerden söylenen küfreden sesi geliyor ama açmıyor!!?????? başkası sanmış ne bilsin e o zaman anahtarımla gireymişim!!
anahtarlarımı çantamdan toplar alır, sonrada kendi anahtarınla gireydin der, anahtarım olsa bile içerden anahtar olunca açılmaz ki!
daha da akşam bir münakaşadır gidiyor yazlığa gitseydin diye tutturuyor. gitsem ne olacak anahtar yooooooooooooooooooooooooooooooooook. var diye iddialarda.
ama yazlıktan çıktığımız an hatta bazen acele edip elimden anahtarı kapmaya çalıştığı bile oldu daha kilitlemeden, kilitlediğin an aceleyle kapıp çantasına atma derdinde. aman bende kalmasın anahtar ama onun bunun çocuğuna verip zevki sefa sürdürecek!! sonra eve gelince pislikleri nazlı temizler nasılsa!!!!!!!!!!!!
kısa saçmalıklar 4:
tabi ki dönüşte bindiğimiz toplu taşıma aracında da her zamanki hareketlerini sergiliyor.
1. ben hangisine binileceğini söylesem de bana inanmıyor, birisine soruyor!
2. ben hadi buna binmemiz lazım diyorum gene bana inanmıyor ve benden önce hareket edip şöföre sormaya çalışıyor ama kesinlikle dinlemiyor cevabı, duymuyor da bir şaşkınlık bir sersemlik bir sinirler bir türlü binmeye ikna olmuyor!!
3. zar zor binmişsek ve yer varsa; yer beğenmiyor. ücreti kendi vermek istiyor ben önce onu oturtmama rağmen. defalarca kalkma anne ben verecem sen otur diyorum ama bir endişe bir telaş. dolmuş hareket halindeyken ayağa kalkıp para vermeye çalışmaya kalkıyor, sen otur ben veriyorum işte anne kalkma diyorum dikkat et düşersin falan otur sen diyorum. ama ısrarla hem ayağa kalkıyor hem aynı anda çantasını karıştırıp bozuk para arıyor hemde söyleniyor! e kızın sana otur demiş sanki çok umursadığın önemsediğin biri de dolmuş parasının derdine düşüyorsun! neyse bu kez düşmedi, ama kendi koltuğuna yıkıldı! dengeli değilsin işte koy kıçını nazlı versin parayı! sanki beni ya da paramı çok da önemsermiş gibi!!
4. yer beğenmiyor yer değişmeye kalkıyor, elbette sendeliyor tabi ki bir yerlere çarpıyor ve elbette söyleniyor!
5. tabi ki camdan dışarı baksa da neredeyiz anlayamıyor; anlama hızıyla dolmuşun hızı birbirine uymuyor herhalde. endişeleniyor. ineceğimiz yeri kaçırıp yanlış dolmuşa falan binmiş olup kaybolmamızdan korkuyor. bir endişe bir telaş etrafa şaşkın şaşkın bakıyor soruyor geçiyor mu? geçecek daha oraya gelmedik!
hele dolmuş hızlı gidiyorsa eyvah. annem hiç nerdeyiz anlamıyor bana sorması yetmiyor sesleniyor şöföre bilmem nerden geçiyor değil mi????? zaten binerken adama sormadın mı? duraktaki kıza sormadın mı ben basbayağı bilmeme ve söylememe rağmen yetinmedin de!!
hani marketin ordan dönmedi bu yanlış binmişiz nazlı!!!
daha oraya varmadık ki!
vardık işte şu geçtiğimiizz!! inelim dur dur ineceğiz kaçırdık!!
inmeyeceğiz ya çok var daha gelmedik oraya!!!
etrafa endişeli şaşkın bakıyor bir sağa bir sola bakıyor bana inanmıyor!! adam daha var teyze sizin oraya diyor hah rahatlıyor biraz. bana da dönmüş sanki ben zaten söylememişim adamı da duymamışım gibi davranarak e daha varmış nazlı diyor!
e ben dedim ya şimdi!!!
bazen de böyle gereksiz telaşlanmıyor da yanında ben değil başka bir kadın varsa konuşmaya dalıp inmemeye çalışıyor!
anne hazırlan ineceğiz az sonra diyorum hı deyip geçitirip konuşmaya devam ediyor. ben durağı söylüyorum ya da tuşa basıyorum dolmuşta annem hala dalmış carcarcar konuşmada, anne hadi ineceğiz diyorum anca üçüncü de dikkatini çekiyor da suratıma bomboş bakıyor!!
hadiii iniyoruz hadi.
şimdi mi?
evet hadi durdu.
etrafına bakıyor anlamaya tanımaya çalışıyor nedense bana inanası yok belki ben annemi yanlış yerde indirmeye çalışan bir manyak caniiyim,belki beyin özürlü geri zekalı biriyim anlayamadım yanlış indik ve kaybolup öleceğiz?????????
mesela yanlış inmişsek birisinden soramayız, taksi çağırıp evimizin önüne kadar gidemeyiz???????????????
hiç yön duygusu kalmaz mı insanda? alıştığı güzergahtan bile emin değil ki bir araçla farklı yönden gelmişsek asla anlayamıyor!!!
zar zor kalkıyor inecek ve o esnada bana diyor ki. e gelmişiz söylemiyorsun bekletiyoruz insanları???????????????
ben mi söylemiyorum????????? sen carcar konuşurken 3 kere söyledim, adam durdu hala söyliyorum zor idrak ediyorsun???????
tabi ki dönüşte bindiğimiz toplu taşıma aracında da her zamanki hareketlerini sergiliyor.
1. ben hangisine binileceğini söylesem de bana inanmıyor, birisine soruyor!
2. ben hadi buna binmemiz lazım diyorum gene bana inanmıyor ve benden önce hareket edip şöföre sormaya çalışıyor ama kesinlikle dinlemiyor cevabı, duymuyor da bir şaşkınlık bir sersemlik bir sinirler bir türlü binmeye ikna olmuyor!!
3. zar zor binmişsek ve yer varsa; yer beğenmiyor. ücreti kendi vermek istiyor ben önce onu oturtmama rağmen. defalarca kalkma anne ben verecem sen otur diyorum ama bir endişe bir telaş. dolmuş hareket halindeyken ayağa kalkıp para vermeye çalışmaya kalkıyor, sen otur ben veriyorum işte anne kalkma diyorum dikkat et düşersin falan otur sen diyorum. ama ısrarla hem ayağa kalkıyor hem aynı anda çantasını karıştırıp bozuk para arıyor hemde söyleniyor! e kızın sana otur demiş sanki çok umursadığın önemsediğin biri de dolmuş parasının derdine düşüyorsun! neyse bu kez düşmedi, ama kendi koltuğuna yıkıldı! dengeli değilsin işte koy kıçını nazlı versin parayı! sanki beni ya da paramı çok da önemsermiş gibi!!
4. yer beğenmiyor yer değişmeye kalkıyor, elbette sendeliyor tabi ki bir yerlere çarpıyor ve elbette söyleniyor!
5. tabi ki camdan dışarı baksa da neredeyiz anlayamıyor; anlama hızıyla dolmuşun hızı birbirine uymuyor herhalde. endişeleniyor. ineceğimiz yeri kaçırıp yanlış dolmuşa falan binmiş olup kaybolmamızdan korkuyor. bir endişe bir telaş etrafa şaşkın şaşkın bakıyor soruyor geçiyor mu? geçecek daha oraya gelmedik!
hele dolmuş hızlı gidiyorsa eyvah. annem hiç nerdeyiz anlamıyor bana sorması yetmiyor sesleniyor şöföre bilmem nerden geçiyor değil mi????? zaten binerken adama sormadın mı? duraktaki kıza sormadın mı ben basbayağı bilmeme ve söylememe rağmen yetinmedin de!!
hani marketin ordan dönmedi bu yanlış binmişiz nazlı!!!
daha oraya varmadık ki!
vardık işte şu geçtiğimiizz!! inelim dur dur ineceğiz kaçırdık!!
inmeyeceğiz ya çok var daha gelmedik oraya!!!
etrafa endişeli şaşkın bakıyor bir sağa bir sola bakıyor bana inanmıyor!! adam daha var teyze sizin oraya diyor hah rahatlıyor biraz. bana da dönmüş sanki ben zaten söylememişim adamı da duymamışım gibi davranarak e daha varmış nazlı diyor!
e ben dedim ya şimdi!!!
bazen de böyle gereksiz telaşlanmıyor da yanında ben değil başka bir kadın varsa konuşmaya dalıp inmemeye çalışıyor!
anne hazırlan ineceğiz az sonra diyorum hı deyip geçitirip konuşmaya devam ediyor. ben durağı söylüyorum ya da tuşa basıyorum dolmuşta annem hala dalmış carcarcar konuşmada, anne hadi ineceğiz diyorum anca üçüncü de dikkatini çekiyor da suratıma bomboş bakıyor!!
hadiii iniyoruz hadi.
şimdi mi?
evet hadi durdu.
etrafına bakıyor anlamaya tanımaya çalışıyor nedense bana inanası yok belki ben annemi yanlış yerde indirmeye çalışan bir manyak caniiyim,belki beyin özürlü geri zekalı biriyim anlayamadım yanlış indik ve kaybolup öleceğiz?????????
mesela yanlış inmişsek birisinden soramayız, taksi çağırıp evimizin önüne kadar gidemeyiz???????????????
hiç yön duygusu kalmaz mı insanda? alıştığı güzergahtan bile emin değil ki bir araçla farklı yönden gelmişsek asla anlayamıyor!!!
zar zor kalkıyor inecek ve o esnada bana diyor ki. e gelmişiz söylemiyorsun bekletiyoruz insanları???????????????
ben mi söylemiyorum????????? sen carcar konuşurken 3 kere söyledim, adam durdu hala söyliyorum zor idrak ediyorsun???????
24.10.2018
kısa saçmalıklar 3:
bankamatikten para çekilip başka bir bankaya para yatırılacak.
anneme kalsa arasında kilometreler olan iki banka şubesine gidip saatlerrce kuyruk bekleyip bütün günümüzü heba edeceğiz.
senelerdir öğrenemedi asla beynine girmiyor ve kabul edemiyor. ne yani saatlerce kuyrukta beklesek daha mı hoş bankamatik yerine?
sanki yeni şeyleri ki bu durum yeni de değil ama öğrenmeyi reddediyor gibi.
anneme göre işten izin alacağım tüm günümüzü banka kuyruğunda harcayacağız!!! tabi sonra yorulacağız sinirleneceğiz! bankalardaki numaratörleri bile öğrenemiyor, şubeye gittiğimiz an birinin arkasında kuyruğa girmek için acele ediyor. her seferinde hatırlatmazsam aynı!!
hatta üstüste 2 gün bankaya gitmemiz gerekmişse 2. gün de aynı. dünü hatırlamıyor!
gişeye geldik sıramız geldi, o zamanda anlayıp yerinden kalkması mesele! bir güncelleme gerekmiş bir şey imzalayacak, memur yerini söylüyor imza atılacak annem başka başka yerlere atıyor. ben elimle yerini gösteriyorum ısrarla başka yere atıyor imzayı.
bana karşı özel bir inadı var.
bankamatikten para çekilip başka bir bankaya para yatırılacak.
anneme kalsa arasında kilometreler olan iki banka şubesine gidip saatlerrce kuyruk bekleyip bütün günümüzü heba edeceğiz.
senelerdir öğrenemedi asla beynine girmiyor ve kabul edemiyor. ne yani saatlerce kuyrukta beklesek daha mı hoş bankamatik yerine?
sanki yeni şeyleri ki bu durum yeni de değil ama öğrenmeyi reddediyor gibi.
anneme göre işten izin alacağım tüm günümüzü banka kuyruğunda harcayacağız!!! tabi sonra yorulacağız sinirleneceğiz! bankalardaki numaratörleri bile öğrenemiyor, şubeye gittiğimiz an birinin arkasında kuyruğa girmek için acele ediyor. her seferinde hatırlatmazsam aynı!!
hatta üstüste 2 gün bankaya gitmemiz gerekmişse 2. gün de aynı. dünü hatırlamıyor!
gişeye geldik sıramız geldi, o zamanda anlayıp yerinden kalkması mesele! bir güncelleme gerekmiş bir şey imzalayacak, memur yerini söylüyor imza atılacak annem başka başka yerlere atıyor. ben elimle yerini gösteriyorum ısrarla başka yere atıyor imzayı.
bana karşı özel bir inadı var.
kısa saçmalıklar 2:
annemle bir markete gitmiştik alışveriş yapıyorduk.
eski bir tanıdığın kızıyla karşılaştık. işte ayak üstü konuşmalar falan annem eşni sordu ve hiç cevap beklemeden yere göğe sığdıramadı. şöyle iyi bir insanmış böyle efendiymiş falan filan.
ama kocası sorulunca kadının yüzü bir an allak bullak oldu ama annem konuşmasına müsade etmeden motor hızında konudan konuya atlayarak konuşuyor da konuşuyor susturabilene aşk olsun!
sonra kadın teyzeciğim biz kocamla boşandık dedi, siz bilmiyorsunuz tabi.
olamaz mı böyle bir şey yani, normal, bilmeyebilirsin. zaten seneleeeerdir görmediğin haberleşmediğin eskiii bir tanıdığın çok daha az tanıyıp çok daha az gördüğün kızı; neden bilecen boşanmış??????????
ama annem o kadar bozuldu ki bir anda; tabi ki bu durumda kendini rahatlatmak ve karşı tarafa iyi göstermek için hemmen suçu ban attı.
ay kusura bakmayın nazlı hiç söylemedi ki!!!!!!!!!! bir de dönmüş bana kızgın kızgın bakıyor!
ah ne hayırsız kötü evlat bu böyle! ah bu ne kadar densiz terbiyesiz bilgisiz böyle!! annesinin hayatında ennn son 9 yaşındayken gördüğü çooooook eski bir tanığının sadece bahsini duyduğu, hiç görmediği kızının ne zaman boşandığını bilecek! nasıl bilmiyor?
nasıl bileyim ki bunu senin kadar zeki öngörülü çevresi geniş popüler hayranlık uyandıran bile bir kişilik değilim ki!!! kıt beyinli iyilik bilmeyen anca köle olarak kullanılabilecek ucube bir zavalıyım????
ben nereden bileyim ki anne?
internetin var hani!!! söylemedin hiç bana ayıp ettim senin yüzünden!!!!!!!11
ben bilmiyorum ki anne?????* nereden bileyim ya ilk defa karşılaşıyoruz biz!
ne ilk defası bize gelmişlerdi 1988'de beraber ders çalışmıştınız!!
ha kesin bilirim o zaman 30 sene olmuş!!
boş anlamsız ama suçu stüme atmaya çalışan haller. kadıncağız da önemli değil bilemezsiniz falan diyor ama annem tabi nerden bilelim canım kusura bakma deyip geçiştireceğine ha bire bana kızıyor!
annecim ben nereden bileyim en son 30 sene önce 1 kere gördüğüm birinin özel hayatınıı??????
internetten be internetteeeen!!!
internet müneccim mi? durduk yere nerden bilecem?
in-ter-net-teeeennnn!!!
bir de bir bilmiş haller bir suçlamalar, mimikler. ya bu gerizekalının kusuruna bakma anlayamıyor ama bana söylemedi hiç der gibi hallerde!
30 senedir görmemişim adını bile hatırlamıyorum ama internetten bileceğim. iyi ki bir internette her bilgi var herkes var demişiz; sanki beynimin içinden bir kişi seçip bana şu anda ne yaptığını bildiriyor internet. ama annem bunu anlayamıyor asla beyni algılamıyor bunu. sanki benim hiç işim gücüm yok onun bunun hayatını arayıp takip ediyorum!!
annecim internetten birbirimizi takip etmiyoruz dolayısıyla bilemem göremem ki!
ay imstakram mıdır ne haltsa ondan işteeee!!
tamam işte onu kastediyorum!!
e bakıp duruyorsun hep!! varmış hani herkes?
birbirini takip etmezsen göremiyorsun.
kıymet'i de mi?
evet anneciğim evet birbirimizi 30 senedir hiç görmediğimiz için haliyle birbirimizi takip etmiyorz, bu yüzden rastlayıp da bilmeme imkan yok!!!
ama hiç söylemedin bana!!
neyi?
kaş göz ediyor sanki anlamayan benim!!!!!
kızım boşanmışlar ya işte bana söylemedin!!! aaaaaa!!
bir saattir bilmiyorum ki bilmeme de imkan yok ki diye anlatıyorum ama sen anlamıyorsun!!
yani kendi ufak bir pot kırmış olmak yerine beni cahil salak sorumsuz kişiliksiz ve annesine bilgi vermeyip kızı üzen kötü bir insan olarak göstermek çok çok daha iyi ve çok doğru bir hareket!!!!!!!!!!!!!!
tabi akşam bu münakaşa defalarca tekrarlayarak devam ediyor. anlamak istemiyor bir türlü!! ne boka bakıyormuşum ki o kadar bilgisayara o zaman?????????
tabi dizilere filmlere resimlere falan bakacağıma onun bunun özel hayatını didik didik edip ne zaman ne bok yemiş ezbere bileceğim!!!!!!!11
bir de mahsus konuyu kapatmış gibi yapıp, sonra aniden geri dönüverip benim boş anımı yakalayıp yalanımı ortaya çıkartmaya çalışır gibi garip tutumlar sergiliyor.
mesela diyor hamide hanımın kızının ikizleri oldu demiştin yaaa!! demek ki görüyormuşsun bunu da gördün ama bana söylemedin kızın kalbini kırdım senin yüzünden!!!
niye benim yüzümden olsun senin gevezeliğinden!!! sana ne kadının kocasından bu kadar sual ediyorsun ki meraklı melahat gibi!!!
ama biliyordun hamide'nin kızını hani hiç yoktu kimse takip etmiyordun hani??????????
hamide teyzenin kızı benim liseden sınıf arkadaşım anne elbet lise arkadaşımla birbirimizi takip edeceğiz herhalde. adını sanını hatırlamadığım 30 sene önce 1 kere karşılaştığım birini niye edeyim?????????????????
zaten 15 yılı geçti evde var ama interneti-bilgisayarı anlayamadı. asla girmiyor beyniye giremiyor. mesela kendinin bile adını hatılamadığı bilmem nerden bilmem kimin bilmem nesine ne olmuş diye soruyor? sanırsın bilgisayar değil falcı küresi!!!!!!!!!!!!!!!!!! diyelim ki adını biliyor facebookta aynı isimden yüzlerce kişi var bunu da anlayamadı; ama o bir kişiymiş????????? adaşı olamaz mı yaa??????
bana o kadar inanmıyor ki başkasına iyice bir sorup teyit etmeden inanmaz rahat edemez.
bir gün bir şey arıyorduk bir mağazada. çalışan dedi ki mağazada kalmadı online mağazaya gidin.
annem ne anlasın online mağaza nedir????????? tutturdu da nerede gidelim o zaman? uzak mı?? internet demek istiyor anne. e alaka? mağaza dedi işteeee!!! online mağaza demek firmanın internetteki sayfası demek! hiç inanmadı bana bu geri zekalı beyinle ben bilemem ama yaşlı külüstür bir amcacağız bilir hemen dönüp ona sordu!!! o da bilmemnerede dedi. ne anlasın amca garibim boş bakışlarla dolanıyor bişeyden anlağıdı yok ki annemden bile çağdışı kalmış gariban. ama annem hemen inanıp yaa bak demek gidiliyor havalarında ta ki çallışan kız anlatana kadar. oh hemen inanıp ikna olup bir de kızın bilgisine hayran kalıyor!!!
e ben de aynısını dedim?????????????????????? ama ben söyleyince kıymeti yok ve şüphe edilmesi gerekir o kadar kötü bir insanım ki kıt beyinli olduğum kadar. annem hayallerindeki tencereye kavuşamasın diye yalan söylüyorum!!!
annemle bir markete gitmiştik alışveriş yapıyorduk.
eski bir tanıdığın kızıyla karşılaştık. işte ayak üstü konuşmalar falan annem eşni sordu ve hiç cevap beklemeden yere göğe sığdıramadı. şöyle iyi bir insanmış böyle efendiymiş falan filan.
ama kocası sorulunca kadının yüzü bir an allak bullak oldu ama annem konuşmasına müsade etmeden motor hızında konudan konuya atlayarak konuşuyor da konuşuyor susturabilene aşk olsun!
sonra kadın teyzeciğim biz kocamla boşandık dedi, siz bilmiyorsunuz tabi.
olamaz mı böyle bir şey yani, normal, bilmeyebilirsin. zaten seneleeeerdir görmediğin haberleşmediğin eskiii bir tanıdığın çok daha az tanıyıp çok daha az gördüğün kızı; neden bilecen boşanmış??????????
ama annem o kadar bozuldu ki bir anda; tabi ki bu durumda kendini rahatlatmak ve karşı tarafa iyi göstermek için hemmen suçu ban attı.
ay kusura bakmayın nazlı hiç söylemedi ki!!!!!!!!!! bir de dönmüş bana kızgın kızgın bakıyor!
ah ne hayırsız kötü evlat bu böyle! ah bu ne kadar densiz terbiyesiz bilgisiz böyle!! annesinin hayatında ennn son 9 yaşındayken gördüğü çooooook eski bir tanığının sadece bahsini duyduğu, hiç görmediği kızının ne zaman boşandığını bilecek! nasıl bilmiyor?
nasıl bileyim ki bunu senin kadar zeki öngörülü çevresi geniş popüler hayranlık uyandıran bile bir kişilik değilim ki!!! kıt beyinli iyilik bilmeyen anca köle olarak kullanılabilecek ucube bir zavalıyım????
ben nereden bileyim ki anne?
internetin var hani!!! söylemedin hiç bana ayıp ettim senin yüzünden!!!!!!!11
ben bilmiyorum ki anne?????* nereden bileyim ya ilk defa karşılaşıyoruz biz!
ne ilk defası bize gelmişlerdi 1988'de beraber ders çalışmıştınız!!
ha kesin bilirim o zaman 30 sene olmuş!!
boş anlamsız ama suçu stüme atmaya çalışan haller. kadıncağız da önemli değil bilemezsiniz falan diyor ama annem tabi nerden bilelim canım kusura bakma deyip geçiştireceğine ha bire bana kızıyor!
annecim ben nereden bileyim en son 30 sene önce 1 kere gördüğüm birinin özel hayatınıı??????
internetten be internetteeeen!!!
internet müneccim mi? durduk yere nerden bilecem?
in-ter-net-teeeennnn!!!
bir de bir bilmiş haller bir suçlamalar, mimikler. ya bu gerizekalının kusuruna bakma anlayamıyor ama bana söylemedi hiç der gibi hallerde!
30 senedir görmemişim adını bile hatırlamıyorum ama internetten bileceğim. iyi ki bir internette her bilgi var herkes var demişiz; sanki beynimin içinden bir kişi seçip bana şu anda ne yaptığını bildiriyor internet. ama annem bunu anlayamıyor asla beyni algılamıyor bunu. sanki benim hiç işim gücüm yok onun bunun hayatını arayıp takip ediyorum!!
annecim internetten birbirimizi takip etmiyoruz dolayısıyla bilemem göremem ki!
ay imstakram mıdır ne haltsa ondan işteeee!!
tamam işte onu kastediyorum!!
e bakıp duruyorsun hep!! varmış hani herkes?
birbirini takip etmezsen göremiyorsun.
kıymet'i de mi?
evet anneciğim evet birbirimizi 30 senedir hiç görmediğimiz için haliyle birbirimizi takip etmiyorz, bu yüzden rastlayıp da bilmeme imkan yok!!!
ama hiç söylemedin bana!!
neyi?
kaş göz ediyor sanki anlamayan benim!!!!!
kızım boşanmışlar ya işte bana söylemedin!!! aaaaaa!!
bir saattir bilmiyorum ki bilmeme de imkan yok ki diye anlatıyorum ama sen anlamıyorsun!!
yani kendi ufak bir pot kırmış olmak yerine beni cahil salak sorumsuz kişiliksiz ve annesine bilgi vermeyip kızı üzen kötü bir insan olarak göstermek çok çok daha iyi ve çok doğru bir hareket!!!!!!!!!!!!!!
tabi akşam bu münakaşa defalarca tekrarlayarak devam ediyor. anlamak istemiyor bir türlü!! ne boka bakıyormuşum ki o kadar bilgisayara o zaman?????????
tabi dizilere filmlere resimlere falan bakacağıma onun bunun özel hayatını didik didik edip ne zaman ne bok yemiş ezbere bileceğim!!!!!!!11
bir de mahsus konuyu kapatmış gibi yapıp, sonra aniden geri dönüverip benim boş anımı yakalayıp yalanımı ortaya çıkartmaya çalışır gibi garip tutumlar sergiliyor.
mesela diyor hamide hanımın kızının ikizleri oldu demiştin yaaa!! demek ki görüyormuşsun bunu da gördün ama bana söylemedin kızın kalbini kırdım senin yüzünden!!!
niye benim yüzümden olsun senin gevezeliğinden!!! sana ne kadının kocasından bu kadar sual ediyorsun ki meraklı melahat gibi!!!
ama biliyordun hamide'nin kızını hani hiç yoktu kimse takip etmiyordun hani??????????
hamide teyzenin kızı benim liseden sınıf arkadaşım anne elbet lise arkadaşımla birbirimizi takip edeceğiz herhalde. adını sanını hatırlamadığım 30 sene önce 1 kere karşılaştığım birini niye edeyim?????????????????
zaten 15 yılı geçti evde var ama interneti-bilgisayarı anlayamadı. asla girmiyor beyniye giremiyor. mesela kendinin bile adını hatılamadığı bilmem nerden bilmem kimin bilmem nesine ne olmuş diye soruyor? sanırsın bilgisayar değil falcı küresi!!!!!!!!!!!!!!!!!! diyelim ki adını biliyor facebookta aynı isimden yüzlerce kişi var bunu da anlayamadı; ama o bir kişiymiş????????? adaşı olamaz mı yaa??????
bana o kadar inanmıyor ki başkasına iyice bir sorup teyit etmeden inanmaz rahat edemez.
bir gün bir şey arıyorduk bir mağazada. çalışan dedi ki mağazada kalmadı online mağazaya gidin.
annem ne anlasın online mağaza nedir????????? tutturdu da nerede gidelim o zaman? uzak mı?? internet demek istiyor anne. e alaka? mağaza dedi işteeee!!! online mağaza demek firmanın internetteki sayfası demek! hiç inanmadı bana bu geri zekalı beyinle ben bilemem ama yaşlı külüstür bir amcacağız bilir hemen dönüp ona sordu!!! o da bilmemnerede dedi. ne anlasın amca garibim boş bakışlarla dolanıyor bişeyden anlağıdı yok ki annemden bile çağdışı kalmış gariban. ama annem hemen inanıp yaa bak demek gidiliyor havalarında ta ki çallışan kız anlatana kadar. oh hemen inanıp ikna olup bir de kızın bilgisine hayran kalıyor!!!
e ben de aynısını dedim?????????????????????? ama ben söyleyince kıymeti yok ve şüphe edilmesi gerekir o kadar kötü bir insanım ki kıt beyinli olduğum kadar. annem hayallerindeki tencereye kavuşamasın diye yalan söylüyorum!!!
kısa kısa saçmalıklar 1;
şimdi ablam annem ben avm'de geziyoruz bir gün. bir kadın sesi sürekli defalarca selma hanım selma hanım selma hanım diyor. ses giderek yaklaşıyor ve çirkinleşiyor, belli ki sinirleniyor.
selma hanım selma hanım selma hanıım ay selma hanııımmmm????????
niye dönüp bakayım ki ben selma mıyım?
sonunda bir hışımla kolumdan tutup çeviriyor beni sert bir şekilde kaç kere sesleniyorum selma hanım hiç bakmıyorsunuz!!!!!!!!!
yok ben selma değilim ondan!
vıdıvıdıvdıvıdı selma hanım bıdıbıdırıdırıdıbıdı selma hanım!
ben selma değilim hanfendi karıştırdınız siz!
karıştırmadım!!!
karıştırmaz o yaa!! sen 38. senedir nazlı'nın ama o daha iyi bilir!! bir de söylediği şeyler suçlama? kocasının iş yerinde çalıştığımı zannediyor belli ki kıskanmış kocasını, selma'nın peşine düşmüş!
bütün delilerle andavallı salaklar beni bulur sabrımı sınamak için.
selma değilim ben hanfendi adım nazlı!!
ben selma biliyorum ama!!!!!
karıştırmışsınız siz?
karıştırmadıııııııııııımmm!!!
karıştırmadınız da ben adımı mı bilmiyorum???? aaaa!!
kadın hala dırdırda! şuraya mı gitmişiniz de bunu mu demişiniz???
ben de kaba olmamaya çalışıyorum ama böyle salak tipler sabrımı fena taşırıyor! önce bir sorsana sen selma mısın sen şurada mı çalışıyorsun falan filen diye. gerek görmüyor o kadar emin ki sen selma'sın bilmem ne şirketinde çalışıyorsun ve kadının kocasıyla iş gezisine gitmişsin!
ben selma değilim siz benzetmişsiniz deyip kıyafetlere bakmaya devam edeceğim ama arsız arsız selma olduğumda ısrarcı!!
hanfendi 37 yıldır adım nazlı ve öğretmenim!! kimden bahsediyorsunuz anlamıyorum, benzetmişsiniz!!
kadın kabul etmek istemiyor benzettiğini falan, söyleniyor.
bu arada aşşşırı duyarlı aşırı zeki aşırı vicdanlı aşırı yardım sever aşırı üstün varlıklar olan annem ile ablam ebelek ebelek dikiliyorlar orada beeeel beeel bakıp aval aval izliyorlar.
niye bişey söylemiyorsunuz diyorum?
annem ne söyleyeceğiz ki senin meselen? diyor!
o nazlı, selma değil ben doğurdum, adını da ben koydum falan demek gelmiyor mu aklına!?
ne bileyim ben diyor. adeta yakın akraba olduğumuzu inkar eder ve beni hiç tanımıyormuşcasına!
tabi hiç alakamız yok kesinlikle annem değil o da ablam değil!!!
kadın zar zor ama söylenerek soracağım ben bakacağım ben diye giderken kımıldamıyorlar bile.
hala biz ne diyecekmişiz ki diye annemin dırdırını çekiyorum.
tabi canım ne diyeceksiniz? ne alakamız var? beni koruyacak savunacak haliniz yok ya! tabi ki öyle yabancı gibi ben sanki süper bir yalancıymışım gibi dikilin orada!
yaptıklarının doğruluğundan o kadar emin ki. durup durup saatler sonra fikir yürütüyor.
annem böyle aslında ufak bir kabahati, hatası falan olduğunu hissettiği ama kabul edemediği zamanlarda sonradan bile haklısın ya ne bileyim öyle şaştım kaldım demez, onun yerine senin laflarını kafasında binlerce kez çevirip sana karşı kullanılacak bir tez oluşturmaya çalışarak kendi haklılığını savunur! sen o meseleyi unutmuşsundur aradan 3 yıl geçmiştir ama annem aniden o konuya dönüverir ve gene kendinin haklı olduğunu savunur.
mesela akşamına diyor ki belki kadın bıçak çekecek, belki beni vuracak kendileri de mi vurulsun bıçaklansın yani=????????????????????????=**************????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????**
tabi caııııım bir anne olarak bana siper olacak değil ya! ne alaka?
ama mesela kendine en ufak haksızlık yapıldığında ben ortalığı ayağa kaldırıp öyle bir kavga başlatacağım ki saçsaça başbaba karakolluk hastanelik falan oluncaya kadar, öyle mantıklı ve soğukkanlı şekilde ortamı yatıştıracak değilim ya o zaman hatalı ve aşağolık kötü bir insanım!!!
yaa vuracaksa beni vursun ne yani kafası kızıp annemle ablamı da vursun mesela???????
şimdi ablam annem ben avm'de geziyoruz bir gün. bir kadın sesi sürekli defalarca selma hanım selma hanım selma hanım diyor. ses giderek yaklaşıyor ve çirkinleşiyor, belli ki sinirleniyor.
selma hanım selma hanım selma hanıım ay selma hanııımmmm????????
niye dönüp bakayım ki ben selma mıyım?
sonunda bir hışımla kolumdan tutup çeviriyor beni sert bir şekilde kaç kere sesleniyorum selma hanım hiç bakmıyorsunuz!!!!!!!!!
yok ben selma değilim ondan!
vıdıvıdıvdıvıdı selma hanım bıdıbıdırıdırıdıbıdı selma hanım!
ben selma değilim hanfendi karıştırdınız siz!
karıştırmadım!!!
karıştırmaz o yaa!! sen 38. senedir nazlı'nın ama o daha iyi bilir!! bir de söylediği şeyler suçlama? kocasının iş yerinde çalıştığımı zannediyor belli ki kıskanmış kocasını, selma'nın peşine düşmüş!
bütün delilerle andavallı salaklar beni bulur sabrımı sınamak için.
selma değilim ben hanfendi adım nazlı!!
ben selma biliyorum ama!!!!!
karıştırmışsınız siz?
karıştırmadıııııııııııımmm!!!
karıştırmadınız da ben adımı mı bilmiyorum???? aaaa!!
kadın hala dırdırda! şuraya mı gitmişiniz de bunu mu demişiniz???
ben de kaba olmamaya çalışıyorum ama böyle salak tipler sabrımı fena taşırıyor! önce bir sorsana sen selma mısın sen şurada mı çalışıyorsun falan filen diye. gerek görmüyor o kadar emin ki sen selma'sın bilmem ne şirketinde çalışıyorsun ve kadının kocasıyla iş gezisine gitmişsin!
ben selma değilim siz benzetmişsiniz deyip kıyafetlere bakmaya devam edeceğim ama arsız arsız selma olduğumda ısrarcı!!
hanfendi 37 yıldır adım nazlı ve öğretmenim!! kimden bahsediyorsunuz anlamıyorum, benzetmişsiniz!!
kadın kabul etmek istemiyor benzettiğini falan, söyleniyor.
bu arada aşşşırı duyarlı aşırı zeki aşırı vicdanlı aşırı yardım sever aşırı üstün varlıklar olan annem ile ablam ebelek ebelek dikiliyorlar orada beeeel beeel bakıp aval aval izliyorlar.
niye bişey söylemiyorsunuz diyorum?
annem ne söyleyeceğiz ki senin meselen? diyor!
o nazlı, selma değil ben doğurdum, adını da ben koydum falan demek gelmiyor mu aklına!?
ne bileyim ben diyor. adeta yakın akraba olduğumuzu inkar eder ve beni hiç tanımıyormuşcasına!
tabi hiç alakamız yok kesinlikle annem değil o da ablam değil!!!
kadın zar zor ama söylenerek soracağım ben bakacağım ben diye giderken kımıldamıyorlar bile.
hala biz ne diyecekmişiz ki diye annemin dırdırını çekiyorum.
tabi canım ne diyeceksiniz? ne alakamız var? beni koruyacak savunacak haliniz yok ya! tabi ki öyle yabancı gibi ben sanki süper bir yalancıymışım gibi dikilin orada!
yaptıklarının doğruluğundan o kadar emin ki. durup durup saatler sonra fikir yürütüyor.
annem böyle aslında ufak bir kabahati, hatası falan olduğunu hissettiği ama kabul edemediği zamanlarda sonradan bile haklısın ya ne bileyim öyle şaştım kaldım demez, onun yerine senin laflarını kafasında binlerce kez çevirip sana karşı kullanılacak bir tez oluşturmaya çalışarak kendi haklılığını savunur! sen o meseleyi unutmuşsundur aradan 3 yıl geçmiştir ama annem aniden o konuya dönüverir ve gene kendinin haklı olduğunu savunur.
mesela akşamına diyor ki belki kadın bıçak çekecek, belki beni vuracak kendileri de mi vurulsun bıçaklansın yani=????????????????????????=**************????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????**
tabi caııııım bir anne olarak bana siper olacak değil ya! ne alaka?
ama mesela kendine en ufak haksızlık yapıldığında ben ortalığı ayağa kaldırıp öyle bir kavga başlatacağım ki saçsaça başbaba karakolluk hastanelik falan oluncaya kadar, öyle mantıklı ve soğukkanlı şekilde ortamı yatıştıracak değilim ya o zaman hatalı ve aşağolık kötü bir insanım!!!
yaa vuracaksa beni vursun ne yani kafası kızıp annemle ablamı da vursun mesela???????
23.10.2018
şimdi ablam annem ben bir yere gidiyoruz, direksiyonda ablam var; ben ön koltuktayım ablamın yanında, arka koltukta da annem var.
ablam iyi araba kullanır, çok dikkatli ve temkinlidir, kurallara uyar. tabi bu özellikler bize göre iyi araba kullanmak. diğer büyük şehir insanlarına göre salaklık!
işte beraber bir avm'ye gidiyoruz, yanımızdan bir araç korna çalarak geçiyor pencereden de el kol hareketleri yaparak konuşuyor.
annem hala hayali bir 1960lar kibarlığında zannettiği için dünyayı diyor ki;
yandaki beyefendiler bir şey diyor!!!!
dünyayı 60lar 70lerdeki gibi zannediyor ama sanırsın kendisi çok kibar! hı hı. eğer yanında rol kesmesi gereken insanlar varsa kibarlaşır, sahte bir neşe katar hal hareketlerine ve sesine; bilge bir düşünür gibi akıllar verir. ama evde bildiğin herşeye ana avrat söven ağzından küfür beddua olumsuzluk eksik olmayan biri.
uğraşıyor da pencereyi açmaya arka koltukta. neyse ki beceriksiz!
ben de o sırada ablama boşver sen sürmene bak diyorum annem arkada çırpınıyor pencereyi açmak için!!
nazlıııı!!! yandaki beyefendiler birşey diyor pencereyi açmak lazım!!! diye isyan ediyor. anneme göre ben sağır duyarsız ilgisiz birisiyim o anda!!
adamlar da beyefendiye benzese bari! bildiğin hırpo kıro tipler. arabada 3 kadın görmüşler kolaya gelmiş sövelim demişler!!
herkesin iyi niyetli olmadığını gayet iyi bilir annem, her şeyden aşırı endişelidir, mesela iş arkadaşlarımdan bile şüphelenir, erkeklerin tek düşünüdüğü kadınları yalnız yakalayıp tecavüz etmek der durur; ee ama asla aklına gelmiyor yolda giderken elaleme kapı pencere açılmaz?????
belki kötülük yapacak, televizyonda garip haberleri izlemeye bayılmıyoru musun?
ama çok duyarlı, etrafa karşı çok ilgili, çok iyi niyetli, yardımsever ve fedakar olduğu için o kıllı kollarını pencereden sarkıtmış serserileri beyefendi zannediyor!
nasıl açılıyor bu diye isyan edip telaşlanıyor!!!
ben de açma açmaa! diyorum.
annem bir şey diyor beyefendiler nazlı aaaaaaaaaaaaa!!!
küfrediyorlar anne küfür!!!!
annem inanmıyor neden küfretsinlermiş??????????
kendisi çok aşırı zeki duyarlı ileri görüşlü insanları çok iyi tanıyan bir insan sarrafı ama anlamıyor neden küfretsinler??????????
sonra da durup düşünüp bir kaç saniye diyor ki;
sana mı????????
ablama ablama!
niye etsinler ablana küfür????? (diye isyanlar içinde haykırıyor ama bana etmek için mantıklı bir sebebe gerek yok gayet normal!!)
yavaş kullanıyor diye anne niye olacak!! ayı gibi tipler!
neden?
yavaş kullanıyor ya!
neden ama?
yavaş kullanıyor diye işte!
e iyi işte güvenlik içiiin!! güvenli düzgün sürüyor diye küfredilmez ki!!
görmüyor musun kıro ayı tipler güvenli sürmekten ne anlar onlar!
bunun için küfredilmez ki ama?
tabi canım ama kimin neden ne zaman küfredeceğine annem karar verecek ya????????????
ne diyorlar? aç belki başka şey diyorlar açalım pencereyi!!
küfür ettiler anne neyi duymak istiyorsun daha!!????????
ablana etmemişlerdir belki sanadır!
bana niye edecekler be!!
ne bileyim?
tartışma bitmek bilmiyor. annem ısrarla pencereyi açıp dinlemiş olmamız gerektiğinden emin! kime küfrettiklerini anlayacak aklınca. belki göz bebeği yavrucuğu ablacığıma değil de banadır!!! zaten en çok sürücünün yanında oturana ederler; belki ayyy ıyyy iğrenç ne kadar çirkin bir ucube bir karı kız kurusu belli falan demişlerdir!!!
asansörde otoparktan avm'ye çıkıyoruz, hala iddia ediyor ki ablana değildir küfür sanadır belki!!
ablama küfür edilmesine çok içerliyor ama bana edilmişse problem değil yani!!
tabi böyle söylemiyor ama bazen söylemediğin şeyler de bir anlam ifade eder.
bak ablamın ne kadar canı sıkılmış, suratı asılmış, onun yavrusu harika araba kullanırmış, küfür edilecek nesi varmış!!!! belki ablama değilmişmiş! nerden belliymiş!! belki bana diyorlarmış!!!
tabi ablama değildir belki banadır! nasılsa bana küfredilecek düzinelerce sebep var, ben zaten üzülmem ve kimsenin de umurunda olmaz!!
ay biz öyle mi dedik!!!
köşeye sıkışırsa ya amaaaan be sen de ya da biz öyle mi dedik der!!
söylediklerin o anlama geliyor. ablam bozuluyor diyeymiş!! sanki hayatında ilk defa mı yaşadı?? büyük şehirde bir kadın olarak günde 2 defa yola çıkıyor yaa!!!
çok iyi bir insan diyeymiş işte annem her kesi çok iyi bir insan sanıyormuş! yavrusu çok üzülüyor diye öyle diyormuş ama ben ısrarla ablama ettiler diyormuşum!!
ne diyeyim anneciğim? bana amına koyayım kaltak ne biçim sürüyorsun oruspu dediler bana dediler evet ben her halükarda hak ederim zaten!!! sizi üzülmeyin. bana ne yapılır ne denirse asla sorun değil! kimsenin umurunda değilim ki! hatta adamlar da bu avm'ye girdi arayıp bulalım bana biraz daha küfretsinler tükürsünler de suratıma istersen anneciğim bir güzelde dövsünler ama döverken mukakkak bol bol sövsünler!! bana ama asla aileme değil sadece benim özelimde!!!
ablam iyi araba kullanır, çok dikkatli ve temkinlidir, kurallara uyar. tabi bu özellikler bize göre iyi araba kullanmak. diğer büyük şehir insanlarına göre salaklık!
işte beraber bir avm'ye gidiyoruz, yanımızdan bir araç korna çalarak geçiyor pencereden de el kol hareketleri yaparak konuşuyor.
annem hala hayali bir 1960lar kibarlığında zannettiği için dünyayı diyor ki;
yandaki beyefendiler bir şey diyor!!!!
dünyayı 60lar 70lerdeki gibi zannediyor ama sanırsın kendisi çok kibar! hı hı. eğer yanında rol kesmesi gereken insanlar varsa kibarlaşır, sahte bir neşe katar hal hareketlerine ve sesine; bilge bir düşünür gibi akıllar verir. ama evde bildiğin herşeye ana avrat söven ağzından küfür beddua olumsuzluk eksik olmayan biri.
uğraşıyor da pencereyi açmaya arka koltukta. neyse ki beceriksiz!
ben de o sırada ablama boşver sen sürmene bak diyorum annem arkada çırpınıyor pencereyi açmak için!!
nazlıııı!!! yandaki beyefendiler birşey diyor pencereyi açmak lazım!!! diye isyan ediyor. anneme göre ben sağır duyarsız ilgisiz birisiyim o anda!!
adamlar da beyefendiye benzese bari! bildiğin hırpo kıro tipler. arabada 3 kadın görmüşler kolaya gelmiş sövelim demişler!!
herkesin iyi niyetli olmadığını gayet iyi bilir annem, her şeyden aşırı endişelidir, mesela iş arkadaşlarımdan bile şüphelenir, erkeklerin tek düşünüdüğü kadınları yalnız yakalayıp tecavüz etmek der durur; ee ama asla aklına gelmiyor yolda giderken elaleme kapı pencere açılmaz?????
belki kötülük yapacak, televizyonda garip haberleri izlemeye bayılmıyoru musun?
ama çok duyarlı, etrafa karşı çok ilgili, çok iyi niyetli, yardımsever ve fedakar olduğu için o kıllı kollarını pencereden sarkıtmış serserileri beyefendi zannediyor!
nasıl açılıyor bu diye isyan edip telaşlanıyor!!!
ben de açma açmaa! diyorum.
annem bir şey diyor beyefendiler nazlı aaaaaaaaaaaaa!!!
küfrediyorlar anne küfür!!!!
annem inanmıyor neden küfretsinlermiş??????????
kendisi çok aşırı zeki duyarlı ileri görüşlü insanları çok iyi tanıyan bir insan sarrafı ama anlamıyor neden küfretsinler??????????
sonra da durup düşünüp bir kaç saniye diyor ki;
sana mı????????
ablama ablama!
niye etsinler ablana küfür????? (diye isyanlar içinde haykırıyor ama bana etmek için mantıklı bir sebebe gerek yok gayet normal!!)
yavaş kullanıyor diye anne niye olacak!! ayı gibi tipler!
neden?
yavaş kullanıyor ya!
neden ama?
yavaş kullanıyor diye işte!
e iyi işte güvenlik içiiin!! güvenli düzgün sürüyor diye küfredilmez ki!!
görmüyor musun kıro ayı tipler güvenli sürmekten ne anlar onlar!
bunun için küfredilmez ki ama?
tabi canım ama kimin neden ne zaman küfredeceğine annem karar verecek ya????????????
ne diyorlar? aç belki başka şey diyorlar açalım pencereyi!!
küfür ettiler anne neyi duymak istiyorsun daha!!????????
ablana etmemişlerdir belki sanadır!
bana niye edecekler be!!
ne bileyim?
tartışma bitmek bilmiyor. annem ısrarla pencereyi açıp dinlemiş olmamız gerektiğinden emin! kime küfrettiklerini anlayacak aklınca. belki göz bebeği yavrucuğu ablacığıma değil de banadır!!! zaten en çok sürücünün yanında oturana ederler; belki ayyy ıyyy iğrenç ne kadar çirkin bir ucube bir karı kız kurusu belli falan demişlerdir!!!
asansörde otoparktan avm'ye çıkıyoruz, hala iddia ediyor ki ablana değildir küfür sanadır belki!!
ablama küfür edilmesine çok içerliyor ama bana edilmişse problem değil yani!!
tabi böyle söylemiyor ama bazen söylemediğin şeyler de bir anlam ifade eder.
bak ablamın ne kadar canı sıkılmış, suratı asılmış, onun yavrusu harika araba kullanırmış, küfür edilecek nesi varmış!!!! belki ablama değilmişmiş! nerden belliymiş!! belki bana diyorlarmış!!!
tabi ablama değildir belki banadır! nasılsa bana küfredilecek düzinelerce sebep var, ben zaten üzülmem ve kimsenin de umurunda olmaz!!
ay biz öyle mi dedik!!!
köşeye sıkışırsa ya amaaaan be sen de ya da biz öyle mi dedik der!!
söylediklerin o anlama geliyor. ablam bozuluyor diyeymiş!! sanki hayatında ilk defa mı yaşadı?? büyük şehirde bir kadın olarak günde 2 defa yola çıkıyor yaa!!!
çok iyi bir insan diyeymiş işte annem her kesi çok iyi bir insan sanıyormuş! yavrusu çok üzülüyor diye öyle diyormuş ama ben ısrarla ablama ettiler diyormuşum!!
ne diyeyim anneciğim? bana amına koyayım kaltak ne biçim sürüyorsun oruspu dediler bana dediler evet ben her halükarda hak ederim zaten!!! sizi üzülmeyin. bana ne yapılır ne denirse asla sorun değil! kimsenin umurunda değilim ki! hatta adamlar da bu avm'ye girdi arayıp bulalım bana biraz daha küfretsinler tükürsünler de suratıma istersen anneciğim bir güzelde dövsünler ama döverken mukakkak bol bol sövsünler!! bana ama asla aileme değil sadece benim özelimde!!!
20.10.2018
her gün aynı şeyleri dinliyorum elli kere aynı şeyi anlatıyor annem; fikir ekmek için yani. sonunda kendi fikrim zannedeceğim.
sürekli havanın serinlemediğini çok sıcak olduğunu tişörtle gezilebildiğini gece penceresi aralık kolu bacağı açıkta yattığını çorap giymek gerekmediğini söyleyip duruyor defalarca defalarca!!!!
tabi ki her sabah aynı tantana evden bir huzurla çıkamam ben asla!!
eskiden gene uğraşacağı şeyler olurdu; ben ablam kendi. temizlik arkadaşlar katıldığı topaltılar falan. zaman geçtikçe hepsini salladı boşladı aklı fikri beni herşeyimle yönetmek! yani sıçacağım zamanı bile!?
hala arsızca gömlek-ceketimin kolunu her sabah açıp düğmelerini ilikliyor!!!! inatla inadıma yapma dememe rağmen!
iyi ya işte gölek giyme diye tutturuyorsun ama demek sıcaklanıyor senin istediğin gibi kolunu açma ihtiyacı duyuyor.
ama mesele o kıvrık kol görüntüsüne dayanamaması. modadan çooooooooooooook anlarmış da.
seneler oldu kıyafetler pantolonun içine sokulmaz; 90lardan kalan bu saplantıyı hala aşabilmiş değil. laf etmeden duramıyor; bluzu pantolonun içine sokacakmışım değil mi? ceketimin altından gömlek görünüyormuş!!!!!!!!!!!!1?
bugün aslında dündü.
yani o kadar saplantılı, ısrarcı, arsız ve inatçı ki delirtir insanı. gerçekten insanı çileden çıkarır. getirin bir budist rahip 3 günde cinnet geçirir!
dün akşam benden önce gitti yattı. bir saat sonra ben de gidip yatacaktım. bakım işlerimi falan hallettim, girip yatağa uyuyacağım. aa bir baktım battaniyem yok!!!!!!!???????
tamam mersin'de hava hala 29 derece olabilir gece de 25 falan. ama ne örtüp yatacağıma da kendim karar veririm.
ama tabi annem dünyanın en zeki en mantıklı en doğru karar veren insanı olduğu için onunla senkronize hissettmem gerek her şeyi!
mesela yediğimiz şey midesine dokunduysa ağrıdı ekşidi hazmedemediyse benim de aynısı olacak!!!! neden nazlı'ya olmuyor diye büyük isyan ediyor doktora ve asla aldığı cevabı beğenmiyor!!!
bana bir belge verseler imzalı onaylı çirkinidr, kötü huyludur, şu şu hastalıkları vardır!!! falan diye.
her sabah beni evden huzursuz sinirlenmiş tartışmış yollaması yetmiyor doyamıyor münakaşaya bir de geçmiş gece ne örteceğime kendi karar vermiş.
hem de hiç üşenmemiş, nevresimin içindeki battaniyemi çıkarmış, üşenmemiş 5 çengelli iğneyi de çıkarıp kaldırmış, battaniyeyi de kimbilir nereye saklamış. bir de hemen anlayamayayım diye geri her şeyi örtmüş yastıkları koyup yaptığını saklamış!!
yani akşam yatacağım ve diyeceğim ki annem ne kadar haklıymış hava hiç de üşünecek üşütülecek gibi değilmiş en iyisi ben de annem gibi penceremi de açıp yatayım da ben de annemle senkronize bronşit olayım!!!!!!!!!!!!
odamda da başka battaniye yok.
diyeceksiniz ki gider alırsın ne var?
e kendi kontrolünde olmasını istediği şeyleri kendi odasında bulundurma meraklısı. battaniyeler, yorganlar, nevresim takımları, pikeler ve havlular annemin odasındaki büyük bir dolapta.
mesela havluları da zaptetmesinin sebebi kendinden habersiz, kendisi görmeden, uygun bulmadan, aniden banyo yapmaya kalkmayayım.
mesela parfümler de benim odamda olunca kendisi bulamıyormuş diye kendi odasında. ama esasen kontrol manyağı olduğu için kendi kontrolünde olsun istiyor derdi o. kendisinden habersiz parfüm de sıkamayayım!!!
tüm dırdırına burun kıvırmaları dudak bükmeleri garip aşağılık komplekslerine rağmen kendime bir parfüm almayı başarırsam
- anneme göre sephora'ya giremeyiz!! öyle bir aşağılık kompleksi içinde mümkün mertebe adım atamıyor mağazaya, dışarda kapıda, ya da bir bankta oturup suratını da asıp söylene söylene bekliyor. aynısı bilmem nerde de vamışmış bim de de parfüm varmışmış, biz alamazmışız bize olmazmışmış???? ama ablama böyle demez. ablam alabilir biz dul yetim ve kız kurusu olduğumuz için midir nedir bir aşağılık kompleksiyle iyi şeyleri, kendimizi sevindirmeyi falan asla hak etmiyoruz: bokunda bokunu yemeliyiz. ama ablacığım herşeyin en iyisine en kalitelisine layık. ben migros'tan 20liralık vücut kremi aldım diye bir saat söylenir ablam 1500liraya lamer krem almış neredeyse götüne bile sürecek; ona hayranlıkla bakıp ah yavrum yakışır sana diye acıyor. iyi ki bir sağlık nedeniyle üreyemedi be! e ben de yapayalnızım mesela, kurudum kaldım kendi kabuğumda lan bana acıyan yok! esas benim kendimi mutlu etmek için çabalamam lazım esas ben layığım iyisime güzeline misine!! neyse işte zaptediyor parfümleri kendi odasında, ne zaman sıkacak olsam hızlı gonzales gibi yetişiveriyor carcarcarcarcar söyleniyor, bazen elimden cırmalayarak alıyor koyuyor yerine, ya da daha erkenden sezinleyip elindeki sigarasının dumanıyla tepeme dikilip önüme geçip odasına girmemi engelliyor. sonunda ben de unutuyorum parfümün varlığını. sonra da bana sıkmıyorsun boşa alıyoruz diye söyleniyor eleştiriyor! sen sıktırmıyon!!! sonra endişeye kapılıyor hiç kullanılmadan süresi dolacak bozulacak dolu şişe çöpe gidecek diye korkarak tuvaletlere ayakkabılığa dışardan kötü bir koku gelirse hava sıkıyor!!! milyon kere de söylesen ablam bile söylese asla beynine işleyemiyor bir şişe parfüm 3 yıl kullanılabiliyoooooooorrrrr!! annemin döngüsü en fazla 6 ay!!!
havlulara da böyle el koydu, kendi şifonyerimde ufak ayak havlusu bile bulunduramıyorum. kendinden habersiz banyo yapamayayım diye??????????
hatta bir ara kafayı benim iç çamaşırlarıma taktı ve tutturdu da benim şifonyerde yer var sen pijamalarını koy oraya, külotlarını benim 2. göze koyalım diye. günlerce aynı şeyi tekrarlayıp duruyor! gerek yok sığıyorum ben. yok sen rahat etmiyorsun senin iyiliğin için ben diye kafalamaya çalışıyor.
kendi öğretti küçükken hergün yatmadan önce külotumuzu değiştirmeyi, hem de ne travmatik münakaşalarla azarlaya azarlaya! bir gün değiştiğime inanmamış ablamın önünde beni ite kaka donumu indirip iyice bakmıştı ağ kısmına!!! niyeyse annemin gözünde ezelden beridir yalancı ve pis tiksinç bir insanım. hem kendi öğütledi öğretti hem de şimdi her gün külot değişmeye tamamen karşı ve ben değiştikçe deliriyor ve kirlenmediğini iddia ediyor. kirlenmesi mi lazım rahatın hijyenin önemli. zaten anneme kalsa haftada sadece bir kere banyo yapacağız bir kere çamaşır değişeceğiz??????????????
yani külotları da odasında esir alacak ben kendisinden habersiz temiz külot bile giyemeyeceğim!!
bir arada geçen yaz, kafayı yüksek ve sert yastıkla bozmuştu. kendisinin boyun fıtığı, reflüsü ve zevki sebebiyle sert ve yüksek yastık kullanması icap ediyor. ben ince ve yumuşak yastık seviyorum ama annemin buna tahammülü yok!! dayanamıyor çıldıracak. her gün benimle savaş verdi. hatırı için denedim ama boynum ağrıyor olmuyor herkesin kendi bedeni kendi rahatı; yani bir doğurdun diye buna da mı sen karar verecen? sanki çok severek isteyerek doğurmuş da!!
sadece dırdırı baskısı yetmiyor bir de gizlice yastığımı değiştiriyordu. bir de ince yastığı alıp kendi odasına rehin gibi saklıyor bulamayayım diye!!!
söyleee dyeceksiniz ayyy hiç aklıma gelmedi!!!!!!!!!!
söyledik her halde kırk kere laf anlattık ama nafile. burun kıvırır duymazdan gelir itiraz eder: iyi ya aman sana iyilik yaramaz zevkini al başına çal bile demz ta ki bana cinnet geçirtinceye kadar. annem insanların sabrıyla oynamaya bayılıyor aslında arsız inat sabir fikirli ve benmerkezci narsist gibi bir şey olduğundan.
yani her konuda kendi zevklerinin tartışmasız doğruluğu ve herkes için geçerliliğine bu kadar inanan bir insanın pahalı gördüğü mağazalara girmeye korkacak aşağılanacağını zannederek çekinmesi çok yaman bir çelişki.
sadece 1 kere kendi istedğiyle girdi sephora'ya; çok garipti işkillendim ve elbette boşa çıkmadı. ben girip bakacağım zaman beni durdurmak için ölesiye yırtınan kadın girmeyeceğim zaman tutturdu da makyajlara bakalım diye belki yaptırırmışım da!!!!!!!!!!!111 bir de ısrar bir de garip mimikler; yapma bir sevgi, ilgi alaka. meğer beni alışveriş ayağına yorgun yorgun sürüklemiş bilmem kimin oğluyla tanıştırmaya; ama halimi de elbette beğenmiyor benim gibi bir ucubeye kim bakar belki becerikli kızlar boya badana çekerse beni insan sanabilir! tanıştıracakları da resmen nonoştu!!
cinsiyetçi gibi söylemek istemezdim ama toplum içinde oğullarının geyliğini efemineliğini gizlemek için evlendirme derdinde bana kakalayacaklarını zannediyorlar bir de!!!!!!!! annem de asla anlamaz böyle şeyleri; yani farklı cinsel eğilimleri olanlarla empati kurmaktan bahsetmiyorum onu zaten yapamaz da; gördüğünü de anlayamıyor??????????????? zaten anlayamadığı anlam veremediği için inanmıyor da. assssla tutucu eski kafalı değilmiş amaaaa bu insanların karşı cinsle evlendiği zaman düzeleceğindne de emin. hastalık gibi birşeymişmiş!!
gene bir gün yatacam tam kafamı koydum taşa çarptım sanki. hiç üşenmemiş alıp yastığımı saklamış, sert yastık koymuş; hem çok sert hem aşırı yüksek. ayakta uyusam daha iyi. sanırsın rahatsız bir yolcu otobüsü koltuğunda uyumaya çalışıyorsun!!!
sonunda tartışırken aldım o yastığı fırlattım balkondan aşağı yan taraftaki pisliklerle dolu boş arsaya!!! hah dedim hadi bir daha koy bakalım onu da bokların arasına atayım!
aman bir bozuluyor bir küsüyor bir suratlar bir suratlar: söyleseymişim koymazmııışşşş!! ya aylardır bunun münakaşasını her türlü veren ben değil miydim!!!???????????
bir de hemen senin iyiliğin için'e sığınır!!!
benim istemediğim ve rahat edemediğim bir şey nasıl benim iyiliğim için olabilir sırf senin istediğini yaptırtma arzunu tatmin için başka birşey değil. ve sırf sussun gönlü olsun diye yaparsan da elini verip kolunu kaptırmış gibi olursun!
yani battaniyemi kaldırmış, saklamış, bir de kapısını kapatıp yatıp uyumuş.
belki ben üşüyen birisiyim???????????? başkasının hissine nasıl sen karar verebilirsin????????
kendi evet üşümez kolayca, aslında üşüttüğünü de anlamaz ta ki bronşit oluncaya kadar. ben de mi olayım mesela. belki ben hemen üşütüyorum ki öyleyim!
ama ona da fazla kalın giyinmekten terleyip de kurumasından diye kılıf uyduruyor!!!
uyanırsa uyansız gidip aldım dolaptan battaniyemi!!!
sürekli havanın serinlemediğini çok sıcak olduğunu tişörtle gezilebildiğini gece penceresi aralık kolu bacağı açıkta yattığını çorap giymek gerekmediğini söyleyip duruyor defalarca defalarca!!!!
tabi ki her sabah aynı tantana evden bir huzurla çıkamam ben asla!!
eskiden gene uğraşacağı şeyler olurdu; ben ablam kendi. temizlik arkadaşlar katıldığı topaltılar falan. zaman geçtikçe hepsini salladı boşladı aklı fikri beni herşeyimle yönetmek! yani sıçacağım zamanı bile!?
hala arsızca gömlek-ceketimin kolunu her sabah açıp düğmelerini ilikliyor!!!! inatla inadıma yapma dememe rağmen!
iyi ya işte gölek giyme diye tutturuyorsun ama demek sıcaklanıyor senin istediğin gibi kolunu açma ihtiyacı duyuyor.
ama mesele o kıvrık kol görüntüsüne dayanamaması. modadan çooooooooooooook anlarmış da.
seneler oldu kıyafetler pantolonun içine sokulmaz; 90lardan kalan bu saplantıyı hala aşabilmiş değil. laf etmeden duramıyor; bluzu pantolonun içine sokacakmışım değil mi? ceketimin altından gömlek görünüyormuş!!!!!!!!!!!!1?
bugün aslında dündü.
yani o kadar saplantılı, ısrarcı, arsız ve inatçı ki delirtir insanı. gerçekten insanı çileden çıkarır. getirin bir budist rahip 3 günde cinnet geçirir!
dün akşam benden önce gitti yattı. bir saat sonra ben de gidip yatacaktım. bakım işlerimi falan hallettim, girip yatağa uyuyacağım. aa bir baktım battaniyem yok!!!!!!!???????
tamam mersin'de hava hala 29 derece olabilir gece de 25 falan. ama ne örtüp yatacağıma da kendim karar veririm.
ama tabi annem dünyanın en zeki en mantıklı en doğru karar veren insanı olduğu için onunla senkronize hissettmem gerek her şeyi!
mesela yediğimiz şey midesine dokunduysa ağrıdı ekşidi hazmedemediyse benim de aynısı olacak!!!! neden nazlı'ya olmuyor diye büyük isyan ediyor doktora ve asla aldığı cevabı beğenmiyor!!!
bana bir belge verseler imzalı onaylı çirkinidr, kötü huyludur, şu şu hastalıkları vardır!!! falan diye.
her sabah beni evden huzursuz sinirlenmiş tartışmış yollaması yetmiyor doyamıyor münakaşaya bir de geçmiş gece ne örteceğime kendi karar vermiş.
hem de hiç üşenmemiş, nevresimin içindeki battaniyemi çıkarmış, üşenmemiş 5 çengelli iğneyi de çıkarıp kaldırmış, battaniyeyi de kimbilir nereye saklamış. bir de hemen anlayamayayım diye geri her şeyi örtmüş yastıkları koyup yaptığını saklamış!!
yani akşam yatacağım ve diyeceğim ki annem ne kadar haklıymış hava hiç de üşünecek üşütülecek gibi değilmiş en iyisi ben de annem gibi penceremi de açıp yatayım da ben de annemle senkronize bronşit olayım!!!!!!!!!!!!
odamda da başka battaniye yok.
diyeceksiniz ki gider alırsın ne var?
e kendi kontrolünde olmasını istediği şeyleri kendi odasında bulundurma meraklısı. battaniyeler, yorganlar, nevresim takımları, pikeler ve havlular annemin odasındaki büyük bir dolapta.
mesela havluları da zaptetmesinin sebebi kendinden habersiz, kendisi görmeden, uygun bulmadan, aniden banyo yapmaya kalkmayayım.
mesela parfümler de benim odamda olunca kendisi bulamıyormuş diye kendi odasında. ama esasen kontrol manyağı olduğu için kendi kontrolünde olsun istiyor derdi o. kendisinden habersiz parfüm de sıkamayayım!!!
tüm dırdırına burun kıvırmaları dudak bükmeleri garip aşağılık komplekslerine rağmen kendime bir parfüm almayı başarırsam
- anneme göre sephora'ya giremeyiz!! öyle bir aşağılık kompleksi içinde mümkün mertebe adım atamıyor mağazaya, dışarda kapıda, ya da bir bankta oturup suratını da asıp söylene söylene bekliyor. aynısı bilmem nerde de vamışmış bim de de parfüm varmışmış, biz alamazmışız bize olmazmışmış???? ama ablama böyle demez. ablam alabilir biz dul yetim ve kız kurusu olduğumuz için midir nedir bir aşağılık kompleksiyle iyi şeyleri, kendimizi sevindirmeyi falan asla hak etmiyoruz: bokunda bokunu yemeliyiz. ama ablacığım herşeyin en iyisine en kalitelisine layık. ben migros'tan 20liralık vücut kremi aldım diye bir saat söylenir ablam 1500liraya lamer krem almış neredeyse götüne bile sürecek; ona hayranlıkla bakıp ah yavrum yakışır sana diye acıyor. iyi ki bir sağlık nedeniyle üreyemedi be! e ben de yapayalnızım mesela, kurudum kaldım kendi kabuğumda lan bana acıyan yok! esas benim kendimi mutlu etmek için çabalamam lazım esas ben layığım iyisime güzeline misine!! neyse işte zaptediyor parfümleri kendi odasında, ne zaman sıkacak olsam hızlı gonzales gibi yetişiveriyor carcarcarcarcar söyleniyor, bazen elimden cırmalayarak alıyor koyuyor yerine, ya da daha erkenden sezinleyip elindeki sigarasının dumanıyla tepeme dikilip önüme geçip odasına girmemi engelliyor. sonunda ben de unutuyorum parfümün varlığını. sonra da bana sıkmıyorsun boşa alıyoruz diye söyleniyor eleştiriyor! sen sıktırmıyon!!! sonra endişeye kapılıyor hiç kullanılmadan süresi dolacak bozulacak dolu şişe çöpe gidecek diye korkarak tuvaletlere ayakkabılığa dışardan kötü bir koku gelirse hava sıkıyor!!! milyon kere de söylesen ablam bile söylese asla beynine işleyemiyor bir şişe parfüm 3 yıl kullanılabiliyoooooooorrrrr!! annemin döngüsü en fazla 6 ay!!!
havlulara da böyle el koydu, kendi şifonyerimde ufak ayak havlusu bile bulunduramıyorum. kendinden habersiz banyo yapamayayım diye??????????
hatta bir ara kafayı benim iç çamaşırlarıma taktı ve tutturdu da benim şifonyerde yer var sen pijamalarını koy oraya, külotlarını benim 2. göze koyalım diye. günlerce aynı şeyi tekrarlayıp duruyor! gerek yok sığıyorum ben. yok sen rahat etmiyorsun senin iyiliğin için ben diye kafalamaya çalışıyor.
kendi öğretti küçükken hergün yatmadan önce külotumuzu değiştirmeyi, hem de ne travmatik münakaşalarla azarlaya azarlaya! bir gün değiştiğime inanmamış ablamın önünde beni ite kaka donumu indirip iyice bakmıştı ağ kısmına!!! niyeyse annemin gözünde ezelden beridir yalancı ve pis tiksinç bir insanım. hem kendi öğütledi öğretti hem de şimdi her gün külot değişmeye tamamen karşı ve ben değiştikçe deliriyor ve kirlenmediğini iddia ediyor. kirlenmesi mi lazım rahatın hijyenin önemli. zaten anneme kalsa haftada sadece bir kere banyo yapacağız bir kere çamaşır değişeceğiz??????????????
yani külotları da odasında esir alacak ben kendisinden habersiz temiz külot bile giyemeyeceğim!!
bir arada geçen yaz, kafayı yüksek ve sert yastıkla bozmuştu. kendisinin boyun fıtığı, reflüsü ve zevki sebebiyle sert ve yüksek yastık kullanması icap ediyor. ben ince ve yumuşak yastık seviyorum ama annemin buna tahammülü yok!! dayanamıyor çıldıracak. her gün benimle savaş verdi. hatırı için denedim ama boynum ağrıyor olmuyor herkesin kendi bedeni kendi rahatı; yani bir doğurdun diye buna da mı sen karar verecen? sanki çok severek isteyerek doğurmuş da!!
sadece dırdırı baskısı yetmiyor bir de gizlice yastığımı değiştiriyordu. bir de ince yastığı alıp kendi odasına rehin gibi saklıyor bulamayayım diye!!!
söyleee dyeceksiniz ayyy hiç aklıma gelmedi!!!!!!!!!!
söyledik her halde kırk kere laf anlattık ama nafile. burun kıvırır duymazdan gelir itiraz eder: iyi ya aman sana iyilik yaramaz zevkini al başına çal bile demz ta ki bana cinnet geçirtinceye kadar. annem insanların sabrıyla oynamaya bayılıyor aslında arsız inat sabir fikirli ve benmerkezci narsist gibi bir şey olduğundan.
yani her konuda kendi zevklerinin tartışmasız doğruluğu ve herkes için geçerliliğine bu kadar inanan bir insanın pahalı gördüğü mağazalara girmeye korkacak aşağılanacağını zannederek çekinmesi çok yaman bir çelişki.
sadece 1 kere kendi istedğiyle girdi sephora'ya; çok garipti işkillendim ve elbette boşa çıkmadı. ben girip bakacağım zaman beni durdurmak için ölesiye yırtınan kadın girmeyeceğim zaman tutturdu da makyajlara bakalım diye belki yaptırırmışım da!!!!!!!!!!!111 bir de ısrar bir de garip mimikler; yapma bir sevgi, ilgi alaka. meğer beni alışveriş ayağına yorgun yorgun sürüklemiş bilmem kimin oğluyla tanıştırmaya; ama halimi de elbette beğenmiyor benim gibi bir ucubeye kim bakar belki becerikli kızlar boya badana çekerse beni insan sanabilir! tanıştıracakları da resmen nonoştu!!
cinsiyetçi gibi söylemek istemezdim ama toplum içinde oğullarının geyliğini efemineliğini gizlemek için evlendirme derdinde bana kakalayacaklarını zannediyorlar bir de!!!!!!!! annem de asla anlamaz böyle şeyleri; yani farklı cinsel eğilimleri olanlarla empati kurmaktan bahsetmiyorum onu zaten yapamaz da; gördüğünü de anlayamıyor??????????????? zaten anlayamadığı anlam veremediği için inanmıyor da. assssla tutucu eski kafalı değilmiş amaaaa bu insanların karşı cinsle evlendiği zaman düzeleceğindne de emin. hastalık gibi birşeymişmiş!!
gene bir gün yatacam tam kafamı koydum taşa çarptım sanki. hiç üşenmemiş alıp yastığımı saklamış, sert yastık koymuş; hem çok sert hem aşırı yüksek. ayakta uyusam daha iyi. sanırsın rahatsız bir yolcu otobüsü koltuğunda uyumaya çalışıyorsun!!!
sonunda tartışırken aldım o yastığı fırlattım balkondan aşağı yan taraftaki pisliklerle dolu boş arsaya!!! hah dedim hadi bir daha koy bakalım onu da bokların arasına atayım!
aman bir bozuluyor bir küsüyor bir suratlar bir suratlar: söyleseymişim koymazmııışşşş!! ya aylardır bunun münakaşasını her türlü veren ben değil miydim!!!???????????
bir de hemen senin iyiliğin için'e sığınır!!!
benim istemediğim ve rahat edemediğim bir şey nasıl benim iyiliğim için olabilir sırf senin istediğini yaptırtma arzunu tatmin için başka birşey değil. ve sırf sussun gönlü olsun diye yaparsan da elini verip kolunu kaptırmış gibi olursun!
yani battaniyemi kaldırmış, saklamış, bir de kapısını kapatıp yatıp uyumuş.
belki ben üşüyen birisiyim???????????? başkasının hissine nasıl sen karar verebilirsin????????
kendi evet üşümez kolayca, aslında üşüttüğünü de anlamaz ta ki bronşit oluncaya kadar. ben de mi olayım mesela. belki ben hemen üşütüyorum ki öyleyim!
ama ona da fazla kalın giyinmekten terleyip de kurumasından diye kılıf uyduruyor!!!
uyanırsa uyansız gidip aldım dolaptan battaniyemi!!!
15.10.2018
YENİ BİR BLOG AÇTIM
SANATLA MUTLU OLMAYA ÇALIŞIYORUM
https://sanatlamutluolmayacalisiyorum.blogspot.com/
KENDİME MORAL VERMEK VE BİR HOBİ EDİNMEK İÇİN SOSYAL MEDYADA, PİNTERESTTE, WIKIPEDİA'DA FALAN RESİM KEŞFEDİYORUM.
DETAY GİRMEYECEĞİM SADECE SANATÇI İSİMLERİ VE BİR KAÇ ESER....
https://sanatlamutluolmayacalisiyorum.blogspot.com/
KENDİME MORAL VERMEK VE BİR HOBİ EDİNMEK İÇİN SOSYAL MEDYADA, PİNTERESTTE, WIKIPEDİA'DA FALAN RESİM KEŞFEDİYORUM.
DETAY GİRMEYECEĞİM SADECE SANATÇI İSİMLERİ VE BİR KAÇ ESER....
perdeler-halılar-camlar-limon
aynı şeyleri yazmaktan usandım ama esasen yaşamaktan usandım artık. hep aynı şeyler hep.
hemen hemen her sabah daha kalkar kalkmaz annem tepemde belirip perdeler perdeler diye tutturuyor. bilmem kim diyormuş ki çalışıyormuş ama sabah 2 saat erken kalkıp evi temizliyormuşmuş! perdeler de perdeler! her sabah bir de akşam yatmadan önce perde muhabbeti!!
perdeleri çıkaracakmışım yıkayacakmışız olmazsa okula gitmyevcek ve asacakmışım!
tabi neden düşündün bu kızın bu mevsimde boynu tutuluyor neden düşünsün bu kızın başı dönüyor zırt pırt! neden böyle bir şeyi düşünmesi gereksin ki?
yetmiyor bir de akşam yatıncaya kadar tepemde ağaçkakan gibi tekrarlıyor. ne de rsen de asla vazgeçmiyor. seni pes ettirip istediğini yaptırıncaya kadar vazgeçmez. sonucunda ne olursa olsun umurunda değil.
evvelki sene sırf çenesini kapatsın diye denedim de ne oldu? günlerce boynum ağrıdı başım fırfır döndü hiç üzüldü mü hayır anca eleştirmeyi burun kıvırmayı kendiyle ya da başkalarıyla kıyaslamayı bilir.,ama bak ablama illa sen yap her işini diye tutturmuyor bu kadar. ah canısı o ne kadar yoruluyormuş!!!
dünyada ben hariç herkes haklı ve kıymetli ve iş yerinde çok yoruluyor! hatta ablam bazı işleri kendi yaptığını söylerce acıma duyar sen yapma kadını çağır der.
ama bana gelince öyle değil nedense. anneme göre ben doğuştan yalancı ve abartan bir insanım. beni o hale getiren sensin. kendimi bildim bileli kendimi dinletmek inandırmak için yırtınmam gerekti, bir türlü beni söylediklerime inanmaz ama herhangi birininkine şıp diye inanır.
mesela bir yere gideceğiz hem de milyon kez gittiğimiz bir yere; ben şu araç gidiyor diyorum asla benim söylemem yetmiyor anneme illa bir başkasından da duyacak ve hatta bazen gelip bana benim söylediğimin aynısını hayretler içinde söyleyecek. gitmiş doğru dürüst Türkçe konuşamayan göçmen birine yol soruyor, yamuk yumuk diliyle dolmuş gitmez otobis varmış diyor. annem hemen inanıp cinnet geçirir gibi telaşlanmaya endişelenmeye başlıyor! ya sen ona mı inanıyorsun bana mı? tabi ki hiç tanımadığı iki lafı bir araya getirmeyi beceremeyen birine. ya da gidip soruyor adam benim dediğim otobüsü söylüyor annem büyük bir iş başarmış ve haklı çıkmışcasına gelip bana söylüyor! e ben de onu dedim zaten!!
neyse her sabah kahvaltı ederken de annemin perdesel talepleriyle şişiyorum, hiç üşenmiyor evin içinde peşimden dört dönerek talep etmeye devam ediyor arsızca.
diyorum ki mesela evvelki sene böyle böyle olmuştu gene mi olsun?
ah tabi unutmuşum olmasın tabi mi diyecek burun kıvırıp başa sarıyor!!!
ya da çıkarıp atıp yeni perdeler alıp taktıracakmışız!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! son 7-8 senede 3 kere perde değiştik tüm evin! aylarca ve defalarca maaşımı perdelere yatırdım daha yakın zamanda neredeyse 25 bin liramı sahtekarların çalmasına sebep oldu utanıp üzülecğine daha da fazla talep eder oldu!!
yapınca kendi kötü olmuyor ya da baş dönmeme sebep olunca ama ben hatırlatınca kötüyüm!!
tabi ki tüm bu perde muhabbeti münakaşası dönerken peşimde dolanıyorken elinde sigarası rahaaaat rahat etrafa yayıyor benim de solumamda hiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiç sakınca görmüyor.
dünyanın tüm bilim adamları birleşip açıklama yapsa kabul etmez kendisi doktordan bile iyi olmuş kendi karar vermiş zararsız olduğuna!!!
diyelim ki gerçekten zararsız sadece ben kokusundan hoşlanmıyorum diye saygı duyulmaz mı? mesela okuldaki arkadaşlarım yanımda sigara içmiyor,içeceklerse ayrılıyoruz içip geliyorlar. ama ben nasılsa annemin kızıyım kimse sen haksızsın diye çıkıp beni savunacak değil.
tabi her evden çıkarken de ne giyeceğime müdahale etmeden duramıyor. kendisinin kanı mı vücudu mu daha sıcak kolaylıkla üşümez; üşüdüğünü fark etmez ta ki soğuk alıp ateşlenip yataklara düşünceye kadar anlamaz her sonbahar yatağa düşünceye kadar inatla atlet ve şortla dolaşır! tama sen yanıyorsun daha sıcak kanlı ve mükemmel ötesiaşmış bir varlıksın da ben değilim bırak da ne bok giyeceksem giyeyim.
ama hayır illa kendi istediğini giyeceğim.
sabahın körlerin de sokağa çıktığı dışarlarda dolandığı yok her zaman heryerde hava aynı mı oluyor? herkes aynı mı algılıyor? hayır. ama annem bunu düşünemez kabul de edemez. kendisi haklıdır!!
her sabah yırtınıyor ki üzerime birşey almayayım bir bluz gideyim!!!
asla uslanmaz asla. hastalanır soğuk alırım hala uslanmaz hala!! hala kendi bildiğini giydirmek ister.
sırf bana gıcık olsun belki aksiliğim tutar sıkılır giymem diye; 2 senedir ceket-gömlek gibi giydiğim astarsız kumaş ceketi düzeltir. inatla ve ısrarla. ben uzun kola dayanamıyorum, düğmesini açıp 2 kere kıvırıyorum. annem 2 senedir her bunu giydiğim her sabah kıvırdığım kolları açıyor, hiç üşenmeden 3er düğmesini de ilikliyor. bunu çok çok büyük iyilik olarak görmeye karar vermiş!!
kolunun uzunluğuna ve darlığına dayanamıyorum şunu açıp da ilikleme desem de nafile asla ama asla vazgeçmiyor. her halde inada biniyor kendi aklında.
ister mantıklı bir şekilde söyle istersen azarla gene yapıyor!!
yani demek istiyor ki aslında bir bluzla gezilecek hava sen bunu giyiyorsun madem giyeceksin benim istediğim gibi giyeceksin!!
sanki bunca yıl bana bir şeyler bazen de hiç istemediğim şeyler yaptırmamış gibi!!
bir gün koskoca çirkin götümü kapatıyor diye giyiyrorum dedim ki kendi kendimi aşağılamamı çirkin kusurlu bulmama bayılır gene aynısını yapmaya devam etti.
yaz günü bana kenarda köşede kalmış, giyilmekten eprimiş hırkaları ceketleri giydirecem diye yırtınır! ağıstosta bu işe giderken giydiğim gömlek-ceketten daha kalınını giyecem ağustosun 40 derecesinde ama hava serinleyince bir bluzla gezecem???????????
bir ara da kafayı bluzları pantolonun içine koymama takmıştı kafayı. kendisi dünyada modadan en iyi anlayan kişi kendişi daha iyi bilir!!!!!!!!!!!!!!!!!!! anneme kalsa sadece tişört ve bluzları değil kazakları da pantolonun içine sokacağız hala!!! bunun artık kalmamasını kabul edemiyor.
kendisi herşeyi en iyi bilir. mesela hala gözümün altına yeşil far süreyim diye yırtınır ama tabi kendii makyaj yapmamı istediği zamanlar.
bir de benden iyi biliyormuş trendler modaları! benden çok yaşamış herhalde! geçmişe saplanıp kalmışsın!!!
bir 70 biraz da 80li yıllarda makyaja modaya ilgi duyup bir kaç şey öğrenmiş hala onlar geçerli zannediyor.
bir gün de bana tutturmuş da saçına meç yaptıralım diye!!! meç mi kaldı yaa!!
tabi ben işteykende defalarca telefon edip sıcaklanırsam ceketi çıkarmamı hatırlatıyor! yani o kadra ama o kadar man kafalıyım zeka özürlüyüm ki sıcaklanırsam ceketimi çıkarmayı üşürsem giymeyi akıl edemeyecek kadar geriyim!!! bana doktorlar man kafa ve çirkin ve kötü bir insan aşağılıkların en aşağılığı olarak imzalı onaylı bir belge versinler!!!!!!!
belki milyon kere derste telefon açamadığımızı söyleme rağmen ısrarla açtırıncaya j-kadar arar. hatta başkalarına da aratır eğer tesadüf arkadaşlarıyla görüşmüşse mesela durdurk yere insanı telaşa düşürür. geçende eski emekli arkadaşlarıyla görüşmüşler kaç kişi defalarca aramış. insan kötü bir şey oldu da ondan mı bu kadar arıyorlar diye korkuyor. meğerse bilmem ne kıyafetimi bilmem ne mağazasından mı almışım diye sormak ve sıcaklanmışsam ceketimi çıkarmamı tembihlemek için defalarca aramış ve aratmış!!
ben kestirip atmasam saatlerce aynı şeyleri konuşacak, hatta her tenefüs her öğle arası ben ne yiyip içecem ne hava alacam ne de arkadaşlarımla konuşacam saatlerce ya da süre neyse o kadar annemle konuşacağım!! ve asla dışarı çıkıp da arkadaşlarla görüşmeyeceğim ama sonra bana dönüp kendinin ne kadar sosyal ne kadar popüler olduğunu anlatarak övünecek şişinecek sonra kendisi genç olsa neler neler yapacağıyla ilgili martavallar okuyacak ve beni asosyallik pasiflikle suçlayacak!!! tenefüste bile başka insanlarla sohbet etmek yerine sininle telefonda konuşmamı isteyen sensin, dışarı çıkmamı engellemek için yırtınan ya da peşime takılan da sensin! kırk yılın başı 2 saatliğine kahve içmeye forum'a gitmeme dahi tahammül edemeyen defalarca arayıp bir şey sorup oradaki 2 saatimi daha çalmaya çalışan; evden çıkmadan önce kendimi kötü hissedeyimde bir bok anlammayım diye kafamı şişiren de sensin!!!
saçım kötü götüm büyük kıyafetim ütüsüz hava kötü dışarda yenen yemekler mikroplu insanlar kaba ve saygısız kıyafetler çirkin ve pahalı!! içtiğim kahveden memnun olmayayım o andan keyif almak yerine mikropları olumsuzlukalrı düşüneyim, mesela filme girmişsek de filmi izlemek yerine boktan anılar olaylar etrafın çirkinliği kabalığını düşünerek asla zevk alamayayım işkence gibi olsun hatta bana!! yediğim yemekler dokunsun midemi ağrıtsın ve geceleri de iyi uyuyamayaım!!! hayat bana zehiri zıkkım zindan olsun?????????????
daha bir de eve geliyorum yüz defa da söylesen anlayamıyor çünkü zerre umrunda değilim. ya hazırlanmış alışverişe çıkmak için 5 dakika dahi nefes almama tahammülü yok!! nazlı yorulmuş mu çişi mi gelmiş acıkmış susamış mı hiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiç önemli değil. ya insaf insaf diye bağırttırıyor ama gene de anlamıyor. bari elimdekileri bir eve bırakayım bir yudum su içeyim bir ihtiyacımı gidereyim!!!!!!!!! sanki dediği an dediğini yaptım mı memnun mu oluyor???????????? asla asla asla. hayatı memnuniyetsizlik mutsuzluk dırdır ve şikayetler kaprisler üzerine kurulu.................
daha alışverişten dönüyoruz gene geçende; herşeyi de ben taşıyorum 68 yaşında fıtıklı anneme birşey taşıtmaya kıyamadıkça ben bana yüklenip duruyor ama kendisi. rahat rahat bu kız bunu nasıl taşısın ya beli ağrır bi tarafı incinirse diye asla düşünmez anca istemeyi bilir.
bari kapıları sen açmayı becer. şu elektronik kapılardan, anahtarlığı kutusuna tutunca bipleyip açılanlardan ama hala unutuyor hala öğrenemedi!!!!!!!!!!!!!!!!
önce anahtarı kilide sokmaya çalışır hatırlatırsın neyi nereye tutacağını bilemez mi insan?????????????
daha da bitmez, taşıdıklarım yetmezmişcesine bana sesleniyor; elim dolu diye ben kendinden geride kaldım diye kendisini benden daha seri yürüyor zannediyor! elimdekiler ağır diye.
ne söylüyormuş?
komşunun bebek arabasını da taşıyacakmışım???????
sanırsın ızbandut gibi bir oğul doğurmuş. madem bu kadar harikulade mükemmellik ötesi aşmış bir varlıksın bir süper kahraman doğurmayı becerebileydin!!!!!!!!!!!!!!!!
daha da yemeklerde laf sokmaları sürer. küçük ve kibar bir ağzı olduğu için kaşık kullanamazmış. anneme göre kendisi elit bir kast sisteminden aristokrat asil kandan ama ben kaba saba maraba kastının en altından gelen kocaman ağırlı kaşık kullanabilen bir köylüyüm????????? kendisi saraylı bir asilzade ama?????????????
tabi her akşam televizyon izlerken herhangi bir durum bir kıyafet bir renk her neyse herhangi bir şey yaşadığı gördüğü duyduğu düşündüğü bir olumsuz olaya özellikle de babamla babaannemle ilgili olanlara dayandırıp onu anlatmaya başlar 40 milyonuncu kez!!
ya george clooney ve julia roberts'ın dün yayınlanan para tuzağı filmi bile anneme eski kötü anılarını çağrıştırdı!!!!!!!! filmi izlemek yerine carcarcar onu anlattı!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!1
tabi aralara perdelerperderlerperdele perdeler perdeler perdeler diye de girip beynime işlemeye çalışmaktan da vazgeçmedi.
yaptırtana kadar.istersen boynun ırılsın. 2 hafta başın dönsün. üzülüp sıkılmadığından değil halime. ama sırf kendi istediğinin olmasının verdiği haz uğruna razı herşeye!!!
--------------
tabi bu perdeler perdeler perdeler perdeler saplantısı ve inadının camlar ve halılar versiyonu da var!
istesen de istemesen de yaptırmak istediği şeyi sana yaptırıncaya kadar asla uslanmadan usanmadan arsızca tekrarlar annem. sen mutsuz mu oluyorsun sıkılıyor istemiyor musun sonunda bir yerin mi ağrıyacak umrunda değil, razı. yeter ki istediği şey olsun!
mesela asla ders almaz. ben senelerce temizlik yapacam diye kendimi hırpaladım sakatladım bari nazlı'da olmasın. her gün ayrı bir yeri ağrır, sakat olmayan bir uzvu yok. zaten fıtıkları var yani boynu ve beli çok sık ağrır, omuzları kolları dizleri ve ayağı da ağrır, gençken migren ağrısı da çok çekerdi.
eklemleri, kemikleri ağrımazsa midesi ağrır, midesi ağrımazsa üşütmüştür ve fabrika bacası gibi tüttürdüğü için öksürür ve tabi ki ciğerleri ağrır!!! ağrısız hastalıksız günü geçmez.
ama asla demez ki aman nazlı'da olmasın!
aksine neden nazlı'nın ağrımıyor diye isyan ediyordu doktora! aynı şeyleri yiyip içiyormuşuz ama benim midem ağrımıyor bağırsaklarım gaz yapmıyormuş neden??????????????????? isyan ediyor resmen nazlı'nın neden ağrımıyor????????? adam da şaşkın genç diye diyor annem bundan da memnun değil!!!! kötü doktormuş ilaçları içmeyecekmiş!!
zaten doktora götürünceye kadar neler ne kaprisler ne inatlar çekiyorum huysuz bir çocuktan farkı yok davranışlarının. içmem ilaçları diye isyan ediyor sonra!! anca eczacı doktoru övünce inanıyor.
sanki benim de midem hiç ağrımıyor ama yetmiyor demek anneme senkronize ağrısın senkronize hastalanalım gibi hayalleri var?
sanki ben ikiziyim ya da klonuyum veyahut yaşlı emekli kocasıyım.
ablama aynı davranışları sergilemez ama. mesela ablama sen iş yapma yorma kendini yavrum diye tembihler yardımcın yapsın der ama bana asla demez. hatta yardımcı tutmak istemiyor bile.
herşeyi ben yıpranarak sakatlanarak yapayım umurunda değil.
hatta ben bir yerim ağrıyor başım dönüyor dersem de bir burun kıvırıp bir inanmaması umursamaması anlamak istememsi var ki!
çileden çıkartır insanı.
mesela asla beynine girmiyor başımın sıklıkla döndüğü, kendisi varlığını kabul etmeyince olmuyor farzediyor!!! başım dönerken sanki inadıma inadıma talepler sıralar beni daha çok çağırır kaldırmak için yattığım yerden yırtınır!!
illa bağırıp çağırıp azarlayıp kırıp suçlayacaksın!! illa küstürecen de anca rahat verecek!!
hemen hemen her sabah daha kalkar kalkmaz annem tepemde belirip perdeler perdeler diye tutturuyor. bilmem kim diyormuş ki çalışıyormuş ama sabah 2 saat erken kalkıp evi temizliyormuşmuş! perdeler de perdeler! her sabah bir de akşam yatmadan önce perde muhabbeti!!
perdeleri çıkaracakmışım yıkayacakmışız olmazsa okula gitmyevcek ve asacakmışım!
tabi neden düşündün bu kızın bu mevsimde boynu tutuluyor neden düşünsün bu kızın başı dönüyor zırt pırt! neden böyle bir şeyi düşünmesi gereksin ki?
yetmiyor bir de akşam yatıncaya kadar tepemde ağaçkakan gibi tekrarlıyor. ne de rsen de asla vazgeçmiyor. seni pes ettirip istediğini yaptırıncaya kadar vazgeçmez. sonucunda ne olursa olsun umurunda değil.
evvelki sene sırf çenesini kapatsın diye denedim de ne oldu? günlerce boynum ağrıdı başım fırfır döndü hiç üzüldü mü hayır anca eleştirmeyi burun kıvırmayı kendiyle ya da başkalarıyla kıyaslamayı bilir.,ama bak ablama illa sen yap her işini diye tutturmuyor bu kadar. ah canısı o ne kadar yoruluyormuş!!!
dünyada ben hariç herkes haklı ve kıymetli ve iş yerinde çok yoruluyor! hatta ablam bazı işleri kendi yaptığını söylerce acıma duyar sen yapma kadını çağır der.
ama bana gelince öyle değil nedense. anneme göre ben doğuştan yalancı ve abartan bir insanım. beni o hale getiren sensin. kendimi bildim bileli kendimi dinletmek inandırmak için yırtınmam gerekti, bir türlü beni söylediklerime inanmaz ama herhangi birininkine şıp diye inanır.
mesela bir yere gideceğiz hem de milyon kez gittiğimiz bir yere; ben şu araç gidiyor diyorum asla benim söylemem yetmiyor anneme illa bir başkasından da duyacak ve hatta bazen gelip bana benim söylediğimin aynısını hayretler içinde söyleyecek. gitmiş doğru dürüst Türkçe konuşamayan göçmen birine yol soruyor, yamuk yumuk diliyle dolmuş gitmez otobis varmış diyor. annem hemen inanıp cinnet geçirir gibi telaşlanmaya endişelenmeye başlıyor! ya sen ona mı inanıyorsun bana mı? tabi ki hiç tanımadığı iki lafı bir araya getirmeyi beceremeyen birine. ya da gidip soruyor adam benim dediğim otobüsü söylüyor annem büyük bir iş başarmış ve haklı çıkmışcasına gelip bana söylüyor! e ben de onu dedim zaten!!
neyse her sabah kahvaltı ederken de annemin perdesel talepleriyle şişiyorum, hiç üşenmiyor evin içinde peşimden dört dönerek talep etmeye devam ediyor arsızca.
diyorum ki mesela evvelki sene böyle böyle olmuştu gene mi olsun?
ah tabi unutmuşum olmasın tabi mi diyecek burun kıvırıp başa sarıyor!!!
ya da çıkarıp atıp yeni perdeler alıp taktıracakmışız!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! son 7-8 senede 3 kere perde değiştik tüm evin! aylarca ve defalarca maaşımı perdelere yatırdım daha yakın zamanda neredeyse 25 bin liramı sahtekarların çalmasına sebep oldu utanıp üzülecğine daha da fazla talep eder oldu!!
yapınca kendi kötü olmuyor ya da baş dönmeme sebep olunca ama ben hatırlatınca kötüyüm!!
tabi ki tüm bu perde muhabbeti münakaşası dönerken peşimde dolanıyorken elinde sigarası rahaaaat rahat etrafa yayıyor benim de solumamda hiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiç sakınca görmüyor.
dünyanın tüm bilim adamları birleşip açıklama yapsa kabul etmez kendisi doktordan bile iyi olmuş kendi karar vermiş zararsız olduğuna!!!
diyelim ki gerçekten zararsız sadece ben kokusundan hoşlanmıyorum diye saygı duyulmaz mı? mesela okuldaki arkadaşlarım yanımda sigara içmiyor,içeceklerse ayrılıyoruz içip geliyorlar. ama ben nasılsa annemin kızıyım kimse sen haksızsın diye çıkıp beni savunacak değil.
tabi her evden çıkarken de ne giyeceğime müdahale etmeden duramıyor. kendisinin kanı mı vücudu mu daha sıcak kolaylıkla üşümez; üşüdüğünü fark etmez ta ki soğuk alıp ateşlenip yataklara düşünceye kadar anlamaz her sonbahar yatağa düşünceye kadar inatla atlet ve şortla dolaşır! tama sen yanıyorsun daha sıcak kanlı ve mükemmel ötesiaşmış bir varlıksın da ben değilim bırak da ne bok giyeceksem giyeyim.
ama hayır illa kendi istediğini giyeceğim.
sabahın körlerin de sokağa çıktığı dışarlarda dolandığı yok her zaman heryerde hava aynı mı oluyor? herkes aynı mı algılıyor? hayır. ama annem bunu düşünemez kabul de edemez. kendisi haklıdır!!
her sabah yırtınıyor ki üzerime birşey almayayım bir bluz gideyim!!!
asla uslanmaz asla. hastalanır soğuk alırım hala uslanmaz hala!! hala kendi bildiğini giydirmek ister.
sırf bana gıcık olsun belki aksiliğim tutar sıkılır giymem diye; 2 senedir ceket-gömlek gibi giydiğim astarsız kumaş ceketi düzeltir. inatla ve ısrarla. ben uzun kola dayanamıyorum, düğmesini açıp 2 kere kıvırıyorum. annem 2 senedir her bunu giydiğim her sabah kıvırdığım kolları açıyor, hiç üşenmeden 3er düğmesini de ilikliyor. bunu çok çok büyük iyilik olarak görmeye karar vermiş!!
kolunun uzunluğuna ve darlığına dayanamıyorum şunu açıp da ilikleme desem de nafile asla ama asla vazgeçmiyor. her halde inada biniyor kendi aklında.
ister mantıklı bir şekilde söyle istersen azarla gene yapıyor!!
yani demek istiyor ki aslında bir bluzla gezilecek hava sen bunu giyiyorsun madem giyeceksin benim istediğim gibi giyeceksin!!
sanki bunca yıl bana bir şeyler bazen de hiç istemediğim şeyler yaptırmamış gibi!!
bir gün koskoca çirkin götümü kapatıyor diye giyiyrorum dedim ki kendi kendimi aşağılamamı çirkin kusurlu bulmama bayılır gene aynısını yapmaya devam etti.
yaz günü bana kenarda köşede kalmış, giyilmekten eprimiş hırkaları ceketleri giydirecem diye yırtınır! ağıstosta bu işe giderken giydiğim gömlek-ceketten daha kalınını giyecem ağustosun 40 derecesinde ama hava serinleyince bir bluzla gezecem???????????
bir ara da kafayı bluzları pantolonun içine koymama takmıştı kafayı. kendisi dünyada modadan en iyi anlayan kişi kendişi daha iyi bilir!!!!!!!!!!!!!!!!!!! anneme kalsa sadece tişört ve bluzları değil kazakları da pantolonun içine sokacağız hala!!! bunun artık kalmamasını kabul edemiyor.
kendisi herşeyi en iyi bilir. mesela hala gözümün altına yeşil far süreyim diye yırtınır ama tabi kendii makyaj yapmamı istediği zamanlar.
bir de benden iyi biliyormuş trendler modaları! benden çok yaşamış herhalde! geçmişe saplanıp kalmışsın!!!
bir 70 biraz da 80li yıllarda makyaja modaya ilgi duyup bir kaç şey öğrenmiş hala onlar geçerli zannediyor.
bir gün de bana tutturmuş da saçına meç yaptıralım diye!!! meç mi kaldı yaa!!
tabi ben işteykende defalarca telefon edip sıcaklanırsam ceketi çıkarmamı hatırlatıyor! yani o kadra ama o kadar man kafalıyım zeka özürlüyüm ki sıcaklanırsam ceketimi çıkarmayı üşürsem giymeyi akıl edemeyecek kadar geriyim!!! bana doktorlar man kafa ve çirkin ve kötü bir insan aşağılıkların en aşağılığı olarak imzalı onaylı bir belge versinler!!!!!!!
belki milyon kere derste telefon açamadığımızı söyleme rağmen ısrarla açtırıncaya j-kadar arar. hatta başkalarına da aratır eğer tesadüf arkadaşlarıyla görüşmüşse mesela durdurk yere insanı telaşa düşürür. geçende eski emekli arkadaşlarıyla görüşmüşler kaç kişi defalarca aramış. insan kötü bir şey oldu da ondan mı bu kadar arıyorlar diye korkuyor. meğerse bilmem ne kıyafetimi bilmem ne mağazasından mı almışım diye sormak ve sıcaklanmışsam ceketimi çıkarmamı tembihlemek için defalarca aramış ve aratmış!!
ben kestirip atmasam saatlerce aynı şeyleri konuşacak, hatta her tenefüs her öğle arası ben ne yiyip içecem ne hava alacam ne de arkadaşlarımla konuşacam saatlerce ya da süre neyse o kadar annemle konuşacağım!! ve asla dışarı çıkıp da arkadaşlarla görüşmeyeceğim ama sonra bana dönüp kendinin ne kadar sosyal ne kadar popüler olduğunu anlatarak övünecek şişinecek sonra kendisi genç olsa neler neler yapacağıyla ilgili martavallar okuyacak ve beni asosyallik pasiflikle suçlayacak!!! tenefüste bile başka insanlarla sohbet etmek yerine sininle telefonda konuşmamı isteyen sensin, dışarı çıkmamı engellemek için yırtınan ya da peşime takılan da sensin! kırk yılın başı 2 saatliğine kahve içmeye forum'a gitmeme dahi tahammül edemeyen defalarca arayıp bir şey sorup oradaki 2 saatimi daha çalmaya çalışan; evden çıkmadan önce kendimi kötü hissedeyimde bir bok anlammayım diye kafamı şişiren de sensin!!!
saçım kötü götüm büyük kıyafetim ütüsüz hava kötü dışarda yenen yemekler mikroplu insanlar kaba ve saygısız kıyafetler çirkin ve pahalı!! içtiğim kahveden memnun olmayayım o andan keyif almak yerine mikropları olumsuzlukalrı düşüneyim, mesela filme girmişsek de filmi izlemek yerine boktan anılar olaylar etrafın çirkinliği kabalığını düşünerek asla zevk alamayayım işkence gibi olsun hatta bana!! yediğim yemekler dokunsun midemi ağrıtsın ve geceleri de iyi uyuyamayaım!!! hayat bana zehiri zıkkım zindan olsun?????????????
daha bir de eve geliyorum yüz defa da söylesen anlayamıyor çünkü zerre umrunda değilim. ya hazırlanmış alışverişe çıkmak için 5 dakika dahi nefes almama tahammülü yok!! nazlı yorulmuş mu çişi mi gelmiş acıkmış susamış mı hiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiç önemli değil. ya insaf insaf diye bağırttırıyor ama gene de anlamıyor. bari elimdekileri bir eve bırakayım bir yudum su içeyim bir ihtiyacımı gidereyim!!!!!!!!! sanki dediği an dediğini yaptım mı memnun mu oluyor???????????? asla asla asla. hayatı memnuniyetsizlik mutsuzluk dırdır ve şikayetler kaprisler üzerine kurulu.................
daha alışverişten dönüyoruz gene geçende; herşeyi de ben taşıyorum 68 yaşında fıtıklı anneme birşey taşıtmaya kıyamadıkça ben bana yüklenip duruyor ama kendisi. rahat rahat bu kız bunu nasıl taşısın ya beli ağrır bi tarafı incinirse diye asla düşünmez anca istemeyi bilir.
bari kapıları sen açmayı becer. şu elektronik kapılardan, anahtarlığı kutusuna tutunca bipleyip açılanlardan ama hala unutuyor hala öğrenemedi!!!!!!!!!!!!!!!!
önce anahtarı kilide sokmaya çalışır hatırlatırsın neyi nereye tutacağını bilemez mi insan?????????????
daha da bitmez, taşıdıklarım yetmezmişcesine bana sesleniyor; elim dolu diye ben kendinden geride kaldım diye kendisini benden daha seri yürüyor zannediyor! elimdekiler ağır diye.
ne söylüyormuş?
komşunun bebek arabasını da taşıyacakmışım???????
sanırsın ızbandut gibi bir oğul doğurmuş. madem bu kadar harikulade mükemmellik ötesi aşmış bir varlıksın bir süper kahraman doğurmayı becerebileydin!!!!!!!!!!!!!!!!
daha da yemeklerde laf sokmaları sürer. küçük ve kibar bir ağzı olduğu için kaşık kullanamazmış. anneme göre kendisi elit bir kast sisteminden aristokrat asil kandan ama ben kaba saba maraba kastının en altından gelen kocaman ağırlı kaşık kullanabilen bir köylüyüm????????? kendisi saraylı bir asilzade ama?????????????
tabi her akşam televizyon izlerken herhangi bir durum bir kıyafet bir renk her neyse herhangi bir şey yaşadığı gördüğü duyduğu düşündüğü bir olumsuz olaya özellikle de babamla babaannemle ilgili olanlara dayandırıp onu anlatmaya başlar 40 milyonuncu kez!!
ya george clooney ve julia roberts'ın dün yayınlanan para tuzağı filmi bile anneme eski kötü anılarını çağrıştırdı!!!!!!!! filmi izlemek yerine carcarcar onu anlattı!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!1
tabi aralara perdelerperderlerperdele perdeler perdeler perdeler diye de girip beynime işlemeye çalışmaktan da vazgeçmedi.
yaptırtana kadar.istersen boynun ırılsın. 2 hafta başın dönsün. üzülüp sıkılmadığından değil halime. ama sırf kendi istediğinin olmasının verdiği haz uğruna razı herşeye!!!
--------------
tabi bu perdeler perdeler perdeler perdeler saplantısı ve inadının camlar ve halılar versiyonu da var!
istesen de istemesen de yaptırmak istediği şeyi sana yaptırıncaya kadar asla uslanmadan usanmadan arsızca tekrarlar annem. sen mutsuz mu oluyorsun sıkılıyor istemiyor musun sonunda bir yerin mi ağrıyacak umrunda değil, razı. yeter ki istediği şey olsun!
mesela asla ders almaz. ben senelerce temizlik yapacam diye kendimi hırpaladım sakatladım bari nazlı'da olmasın. her gün ayrı bir yeri ağrır, sakat olmayan bir uzvu yok. zaten fıtıkları var yani boynu ve beli çok sık ağrır, omuzları kolları dizleri ve ayağı da ağrır, gençken migren ağrısı da çok çekerdi.
eklemleri, kemikleri ağrımazsa midesi ağrır, midesi ağrımazsa üşütmüştür ve fabrika bacası gibi tüttürdüğü için öksürür ve tabi ki ciğerleri ağrır!!! ağrısız hastalıksız günü geçmez.
ama asla demez ki aman nazlı'da olmasın!
aksine neden nazlı'nın ağrımıyor diye isyan ediyordu doktora! aynı şeyleri yiyip içiyormuşuz ama benim midem ağrımıyor bağırsaklarım gaz yapmıyormuş neden??????????????????? isyan ediyor resmen nazlı'nın neden ağrımıyor????????? adam da şaşkın genç diye diyor annem bundan da memnun değil!!!! kötü doktormuş ilaçları içmeyecekmiş!!
zaten doktora götürünceye kadar neler ne kaprisler ne inatlar çekiyorum huysuz bir çocuktan farkı yok davranışlarının. içmem ilaçları diye isyan ediyor sonra!! anca eczacı doktoru övünce inanıyor.
sanki benim de midem hiç ağrımıyor ama yetmiyor demek anneme senkronize ağrısın senkronize hastalanalım gibi hayalleri var?
sanki ben ikiziyim ya da klonuyum veyahut yaşlı emekli kocasıyım.
ablama aynı davranışları sergilemez ama. mesela ablama sen iş yapma yorma kendini yavrum diye tembihler yardımcın yapsın der ama bana asla demez. hatta yardımcı tutmak istemiyor bile.
herşeyi ben yıpranarak sakatlanarak yapayım umurunda değil.
hatta ben bir yerim ağrıyor başım dönüyor dersem de bir burun kıvırıp bir inanmaması umursamaması anlamak istememsi var ki!
çileden çıkartır insanı.
mesela asla beynine girmiyor başımın sıklıkla döndüğü, kendisi varlığını kabul etmeyince olmuyor farzediyor!!! başım dönerken sanki inadıma inadıma talepler sıralar beni daha çok çağırır kaldırmak için yattığım yerden yırtınır!!
illa bağırıp çağırıp azarlayıp kırıp suçlayacaksın!! illa küstürecen de anca rahat verecek!!
9.10.2018
işteyi, arada telefona baktım 25 defa aranmışım değişik numaralardan. durduk yere telaşlanıyor insan.
meğer benim numaramı vermiş eski arkadaşlarına, ben telefonumu kullanamıyorum nazlı'nınkinden arayın konuşalım.
birinin de o süper zeka aklına gelmemiş kızı iştedir açamaz! aramış durmuşlar ısrarla.
bir de komik şekilde anlamıyorlar ki telefon edince geri dinlemiyor carcar konuşuyor!! ben kızıyım kızı!! e ver o zamana annenii!!!
ağız alışkanlığı okuldayım ben evde değilim dersem de diyor ki daha bitiremedin mi ki sen?????????
daha önce de telefonumu birilerine vermişliği oldu başıma iş açtı. komşu kadının birine vermiş; beni balkon silerken falan mı gördü artık yardımcı kızın numarasını verir misin demiş annem de beni vermiş; tabi tabi yapar da demiş bir der.
ne yani benim kızım öğretmen ne münasebet ev temizlesin mi diyecekti gururla?
kadın bir türlü anlayamıyor telefonda...anlat anlat ben kızıyım diyorum temizlikçinin kızı sanıyor anneni ver diyor bize cam temizliğine gelecek!
ne kadar anlatsan da idrak etmiyor ya kadına!!
herhalde evde pineklemekten geri kalmış beyinleri...............
meğer benim numaramı vermiş eski arkadaşlarına, ben telefonumu kullanamıyorum nazlı'nınkinden arayın konuşalım.
birinin de o süper zeka aklına gelmemiş kızı iştedir açamaz! aramış durmuşlar ısrarla.
bir de komik şekilde anlamıyorlar ki telefon edince geri dinlemiyor carcar konuşuyor!! ben kızıyım kızı!! e ver o zamana annenii!!!
ağız alışkanlığı okuldayım ben evde değilim dersem de diyor ki daha bitiremedin mi ki sen?????????
daha önce de telefonumu birilerine vermişliği oldu başıma iş açtı. komşu kadının birine vermiş; beni balkon silerken falan mı gördü artık yardımcı kızın numarasını verir misin demiş annem de beni vermiş; tabi tabi yapar da demiş bir der.
ne yani benim kızım öğretmen ne münasebet ev temizlesin mi diyecekti gururla?
kadın bir türlü anlayamıyor telefonda...anlat anlat ben kızıyım diyorum temizlikçinin kızı sanıyor anneni ver diyor bize cam temizliğine gelecek!
ne kadar anlatsan da idrak etmiyor ya kadına!!
herhalde evde pineklemekten geri kalmış beyinleri...............
8.10.2018
dünyanın en mantıklı insanı _ sıcak/soğuk hava algısı
her bahar aynı terane. annem yazın geçtiğine asla inanmıyor ve bunu savunuyor. hava çok sıcak!!
belki yapısal olarak ısısı yüksek ve üşümeyen biridir. ama aslında üşüdüğünü ve üşüttüğünü yataktan kalkamayacak hale gelene kadar anlamaz.
yani bana bir yere giderken temmuz ağustosta hırka giydirmek için yırtınan kadın eylül sonu ve ekimde beni soymak ve atletle dolaşmam için yırtınmaya başlıyor.
ciddi ciddi yırtınıyor ama.inadından da.
mesela sık kullandığım gömlek, ince ceket gibi şeylerimi el altından kaldırmış ki işe bir bluzla gideyim!!!!!!!!1
her sabah kavga etmeden çıkılmıyor evden; yazın 45 derecelik hamam sıcağında bana kalın hırka giydirmek için ne kadar yırtınıyorsa bu hava da giymeyeyim diye debeleniyor.
ceket saklamalar, elimde zorla almaya kalkmalar!!!
çok sıcakmış hala gerekmezmiş terler hasta olurmuşum çok sıcakmış yanıyormuş yanıyor!!
yeni menapoza girmiş kadınlar gibi oluyor annem ekim geldiği zaman!! asla kollu uzun paçalı birşey giymeyi kabul etmiyor, tüm evin pencereleri açık püfür püfür cereyanda oturmak konusunda da ısrarcı!!
öğle sıcağını bırak akşam bile her yer açık oturmak istiyor kapattırmıyor!!! kavga ediliyor tabi.
ben de o kadar üşüyen biri değilim ama annemden geçen muhteşem genler yüzünden hemen boynum sırtım tutulur başım ağrır soğuk alırım. kendsi de öyle ama kabul etmiyor.
aslında sanki sırf ben haksız olayım haklı çıkmayayım haklı olduğumu kabul etmemek için sanki sıcak diye iddia edip kapatmıyor pencereleri!!!!!!!!!????????
her sene aynı terane. her sabah didişerek alıyorum ceketimi!!!
asla haberi yok farkında değil; sabahın körlerinde artık sokaklara çıkmadığı için serinliği unuttuğunu, okulun klimalı ya da serin bir bölgede, esintili olduğunu!
ama yazın ceket giyeyim diye debelenir!! böyle de aksi böyle de ikilemli.
her sabah artık hıncından sakladığı yerden bulduğum ceketimin koluna yapışıp çekiştiriyor, çocuk gibi vermemeye çalışıyor; çok sıcakmış terliyor yanıyormuş çok sıcakmış!!!
ya sen 45 derecelere çıkan temmuz ağustos ayında çok sıcak demiyorsun ceket giydirmeye kalkıyorsun ama ekim olmuş tek bluzla gitmemi istiyorsun!!!
zar zor giymeyeceğimi asla! sadece tedbir olsun diye yanıma aldığımı ya da çirkin koca götümü gizlemek için giydiğimi söyleyerek zorla bıraktırıyorum her sabah ceketin kolunu!!
daha da beni kırk kere arayıp ceketi giymemem konusunda ısrarla uyarıyor beni! oturup saatlerce bunu düşünüyor nazlı ceket giyip terleyecek!!
ne kadar düşünceli bir insan!!
sıcak soğuk hava konusunda ne zaman annemin aklına uysam ya terleyip üstümde kuruduğu için ya üşüdüğüm için ya tutulurum ya soğuk algınlığı yaşarım! ya asla mantıklı değil ya algılarımız çok farklı. ama annem kendisne karşı da çoğu zaman mantıksız.
esasen bana inanmamak için inadıma mesela hava çok sıcak kalın giyme ya da dışarısı soğuk ona göre giyin ya da avm çok sıcak oluyor kalın giymemek lazım dersem asla bana inanmıyor ve dinlemeyip kendi bildiğini okuyor ve sonunda pişman oluyor!!
avm'de kışın klimaları çok açıp çok sıcak yapıyorlar ve annem ısrarla kış ayı diye çok kalın giyinip sonunda sıcaklanıyor ve o kocaman kabanları taşımak da bana düşüyor!!
bir de sanki ben söylememişim hatırlatmamışım gibi hayretler içinde isyan ederek, haykırarak sıcaklanıp söylenerek çıkarıyor kabanı ve suratıma çarpa çarpa elime verip eli kolu rahat rahat geziyor!!
eylül hadi mersin'de yaz gibi, ama ekim nane molla bir ay. kararsız. ama inatla hala yazmış hatta daha da yazmışcasına tüm pencereler ve bağrı açık dolaşıp sonunda şifayı kapıp oturuyor her sene!!
bir de neden ben de üşütmemişim diye isyan ediyor????????????
sonra hem çok sigara içtiği hem yılların verdiği akciğer yorgunluğundan en ufak üşütme hemen bronşlarına ulaşıyor ve daha da beter hale geliyor.
tabi ki inadından doktora gitmek yerine daha çok sigara içip daha çok küfredip; geberelim de kurtulalım diye haykırarak öksürüyor!!
o kadar çok öksürüyor ki o seslerin bu ebatta bir kadından çıktığına inanamazsınız.
hani hemen değil de baktın 3. gün de geçecek gibi değil bir doktora gidersin. ama annem gibi inat değilsen. kendisinin doktordan çoooook daha iyi bildiğini iddia ederek asla doktora gitmiyor, doktor kelimesini bile duymaya tahammül edemiyor üstelik.
haftalarca hasta kalıyor sonra. ekimin ortalarında şifayı kapıp 1 ay hasta kalıyor ama asssla doktor kelimesine dayanamıyor! geberelimmiş!!! olur annecim sen bronşit oldun diye ben de genç yaşta mezara gireyim!!!
ne kadar dil döksen de doktora gitmek lazım diye kavga çıkıyor. ablama diyorum sen de seni dinliyor diye efendim küçük hanım buna çok sıkılıyor; biliyor o zaman annemin itirazlarını şikayet ve kaprislerini daha çok dinleyecek! ne mecburiyeti var ki?????? ama benim eşşek gibi var!! aksini 1 salise düşünmeye dahi hakkım yok!!
ablam ikna etse de işi eyleme dökmek de günler alır. geçen sene bana 5 kere randevu aldırdı doktordan haliyle 5 kere de izin aldım işte ama annem vazgeçti!!
zorla doktora götürünce de bir davranışı var ki; masum yaşlı kadın rollerinde rol kesiyor ve sanki ben annemi ihmal ediyor doktora götürmüyormuşum izlenimi yaratmaya çalışıyor!! hani sanki kendisi tek başına istese gerekse gidemez bana muhtaç da!!
sorsan benden çooooooooooooooooooooooooooooooooooook daha zeki becerikli başarılı her konuda benden milyon kere üstün! e kalk git o zaman kendin?
nasıl randevu alınır bile haberi yok. üstüste kontrol için bile gitsek her seferinde her prosedürü unutmuş oluyor.
daha bir hafta geçmemiş tekrar gidiyoruz doktora, hastaneye girer girmez oturacak yer arıyor ve ben işlemleri hatırlatınca tersliyor beni!! hali yokmuş anlamıyormuşum!!!! hemen görmesi lazıımmış doktoru!!!!!!!!!!!!!!!
önce bir giriş yapılıp numara alınacak ama bunu hiç idrak edemiyor! sen al o zaman diye isyan ediyor!! kimlik lazım en azından ama onu da vermek istemiyor çok korkuyor kaybolmasından kimliğinin, söylenerek kalkıp gişeye geliyor.
çok halsizmiş de kalkamıyormuş da ben de hiç anlamıyormuşum da!!!
tabi ki tüm gün evde ve yolda gelirken de sanki ben hasta etmişimcesine kaprisleri kesilmiyor!!
kocaman huysuz bir bebekle uğraşır gibi.
bir de ben sana demiştim ince giyiniyorsun her pencereyi açıp cereyanda oturuyorsun diye dersem de kötü bir insanım.
bir de hastalanırsa ya da bir gıda midesine dokunursa isyan eder; neden ben de hastalanmamışım???????? neden benim de ağrımamış midem?????????? o kadar isyan ediyor ki doktora bile soruyor!!!
hani sanki ben özellikle annemi hasta etmişim de ben turp gibi kalmışım? niye benim mideme dokunmamış peki??????????????????????????????
ekim ayında hastalanır tüm kasım ayını yatakta geçirir zorla doktora gitse bile aralık da bok gibi geçer. bunca şeyden sonra anca önlem almak aklına gelir. ama korkusundan o kadra abartır ki evi asla havalandırmamaya başlar!!!!!!!!!!!!
tüm gün evin içinde dolanarak sigara içecek ama asla 30 saniyeden uzun havalandırılmayacak!!!!!!!!!!
bir de benim havalandırma sevdam yüzünden hastalandığını söylemez mi!!!!! hatta bir gün doktora da dudak büke büke masumcuk yaşlı ana rolü keserek diyordu; dayanamazsın yapıştırırsın cavbı elbet. paketlerce sigara içecek ama asla ev havalanmayacak ve ben asla kokmuş ya da bana zararı olur deneyeceğim!
olsun ne var annem için akciğer kanseri falan olup gebersem!!
--------------
her sabah aynı kavga ama her sabah! asla arlanmıyor asla anlamıyor inadı inat!! yazın klima, vantilatör çalıştırmayacak, kapı pencere açmayacak ve hırka giyeceğinz!!!!!!! mersin'in rutubetli 45 derece sıcağında ama havalar serinleyince yanıyorum diye tutturuyor cereyanda oturuyor atletle şortla!!
bir de işte hadi sen yanıyorsun çıplak gez niye beni de sürüklemek istiyorsun ki? 40 yıl olacak beni hala anlayamadı hala kabullenemedi!!
15 yıldır hamur işi şeker vb tüketmiyorum hala sabahları çayıma kaşıklar dolusu şeker dökmek için yırtınıyor!!
hatta arada sapıtıyor kendisi tansiyon yüzünden tuzlu yiyemiyor diye ben yiyecekmişim kendisi içinde sanki çaktırmadan beni kafalayarak yemeğime tuz boca etmesi çıktı!!! sanki benim tansiyonum şahane sanki oynak değil!!!
yeter ki kendi istediği şey olsun sen 20 tansiyonla gez!!
bir de gün içinde beni arayıp ne kadar sıcak olduğu u telkin ediyor giymeyecekmişim ha gömleği!!
bir hafta sonra bronşit olur her sene olduğu gibi doktora da gitmemek için direnir haftalarca evde anıra anıra öksürüp küfürler beddualar eder!!!
gebersek de kurtulsak
kefen bezi alsak da kurtulsak!!
nedense ben de genç yaşta annemle beraber girecem mezara!!!
---------------------
çok mantıklıdır kendisi çok!!!
mesela kışın soğuk havalarda tesadüfen dışarı çıktığında üstü ince gelip de üşümüşse --ki vücut ısısı yapısal olarak yüksek olduğu için her zaman havanın soğuk olmadığına inanıp ince giyinmeye kalktığı için-- o zaman da abartmaya başlar.
bu defa da sanki ben sibirya'ya gidiyormuşumcasına aşırı kalın giyinmem için telkin vermeye müdahale etmeye başlar.
bir türlü beynine girmez okul kaloriferli demem. asla beynine ders almadan işlemez!!
mesela avm gezmeye gittiğimizde de kalın giyinir, kapalı ortamın sıcak olduğunu ne kadar söylesem önceki seneleri ne kadar hatırlatsam da yaşamadan pişman olmadan asla ders almaz.
sonra da terler sinirlenir kabanını suratıma çarpa çarpa çıkartıp küfürler eşliğinde bana verir; sıcaklandığı için sürekli söylenir ve sanki benim yapabileceğim birşey varmışcasına ya da defalarca aynı şeyi söylese bile ben anlayamıyormuşum zeka engelim varmışcasına tekrarlar durur hayretler içerisinde!! istediğin kadar ben sana demiştim de dememişsin gibi itiraz ederek davranır!!
işte kışın eskaza üşümüşse de yazın hırka giydirmek sonbaharda da gömlek falan giydirmemek için yırtınan annem bu kez de kalın giydirmek için uğraşır. zaten evden mutlu ve huzurlu çıkmama imkan olmadı 38 yıllık hayatımda. hep bir telaş hep bir sinir hep bir münakaşa.
çocukken de beni kendi algısına göre giydirdiği için sık sık hasta gezerdim azarlar dururdu beni. zamanla tepki vermeye başladıkça da anlamamaya yemin etmişcesine inatla kendi bildiğini okurdu!!
mesela hava soğuk ama o gün yanıp tutuşuyorsa hanım efendi ben de ince giyineceğim, sonra üşümüş ve üşütmüş ya da tutulmuş olarak dönebilirim. ya da annemin ısrarlı çok bilmiş aklına uyduğum için fazla kalın giyinmişsem de terlerim üstümde kurur gene hastayım gene tutulmuşum.
ama inatla anlamaz kabul etmez!!
ha o zaman bildiğini yap demez, sana iyilik yaramaz zaten ne yaparsan yap da demez. muhakkak kendi kontrolünde kendi istediği olacak!! bunun adı da iyiliğini düşünmek!!
eve ağrılı hasta falan dönüyorum neresi iyilik bunun??????????
anca beni hasta edip yataklara düşmeme sebep olacak ki kendisiyle alakasını asla kabul etmez kendi dediğini dinlemediğim içinmiş gibi davranır!
------------------
ne şekilde söylersen söyle yazın bu kadar açmaz kapı pencere ne zaman ki hava değişimleri başlıyor daha da çok açıyor bir de kuyruklu yalan uyduruyor ki efen sigaradan şikayet ediyorum diyeymiş!!
pinokyo olsa metre metre burnu olurdu!!
kışın evi dumanaltı, 5o adam sigara tüttürmüşcesine dumanlı hale getiriyor ve ne kadar kavga etsem de 1 dakika zor havalandırıyor! üşütmekten korkuyormuş çünkü!!
tabi kışa kadar sonbaharda kapı pencere açık cereyanda yanıyorum diye oturup hasta oluncaya kadar akıllanmaz uslanmaz önlem almazsan 2 ay yataklara düşersin, sonra da üşütürsem korksu yaşarsın!!
ya yazın bu kadar açmıyor ya!! sabah kalkıyorum mutfak buz gib olmuş ne kadar pencere kapı varsa sonuna kadar açık! yanıyormuş çok sıcakmış!!!
sonunda ben de doktorluk oluyorum o zaman da kafayı limona takıyor! her sabahın körü burnuma limon suyu dayıyor.
içemiyorum ki!!!
seneler evvel üşütmeyeyim diye bana günde 1 litre limon suyu içirdi; zaten muhteşem genler sayesinde meyilli, kullandığım ilaçlar yormuş; midem ağrıyor içemiyorum artık!
her seferinde ağrıyor hemde!! hatta bu ağrı bazen yerleşip günlerce sürüyor.
ama laftan anlamıyor ki annem!!
hem bir şey yeyip de kendine dokunur midesi ağrır da bana bir şey olmazsa çok şaşırıp bozulup istan ediyor; doktora bile ısrarla soruyor ve asla cevaptan tatmin olmuyor, benimkisi de ağrısın istiyor adeta!!
----------
kaç defa söylersen söyle içemiyorum yapma diye anlamaz. illa bağırıp çağırıp limon suyunu lavaboya kavga ede ede dökmem gerek! bu seferlik içeyim bari dersen pişman olursun bir daha yapmamasını söylersin gene yapar ama sen bütün gün miden yana yana gezmişsindir mesela. ama idrak edemiyor!!
niye yaptın gene tüm gün midem yandı!!! hoşuna gidiyor herhalde!! diye suçlayarak kavga edip kırıp küstürmezsen iyiliğin için diye gene yapar!
ne iyiliği yaa!! midem yanıyor midem!!!
geçen sene gripten sonra bir de annemin limon sevdası yüzünden mide için tedavi görmem gerekti!!
memnun oluyor herhelde bunu kendime benzettim diye!
sonra bir de gevşek gevşek amaan senin de her yerin ayrı bozuk! demez mi?
beni imal eden sensin senin muhteşem genlerin!!! dokunuyor dememe rağmen inatla limon içirmek için yırtınan sensin!! her zaman seninağrımadı mı senin nedne hazmetti diye sorguya çekip benden 60lı yaşlar hastalıkları bekleyen de sensin! işte memnun ol göbek at sana benzedim!!
tuz konusu da öyle. bir saplantı oldu mu bitti. beni yüksek tansiyondan fenalaşacak hale getirene kadar tuz yedirmek için yırtınır!!
mesela masaya su çıkartmamış oluruz su ister ben ona su getirirken yemeğime alabildiğine tuz eker!!!
çok tuzsuzmuş ama birşeye benzemiyormuş benim iyiliğim içinmiş lezzetli gelsin diye!!
öyle kavga etmeden kuzu kuzu yersen bir daha ekme deyip arsızlığa devam eder; sonunda da tansiyorumun yükselmesinden başım dönmeye başlar!!
ama çok mantıklı aşırı mantıklı dünyanın en mantıklı insanıdır kendisi!!
belki yapısal olarak ısısı yüksek ve üşümeyen biridir. ama aslında üşüdüğünü ve üşüttüğünü yataktan kalkamayacak hale gelene kadar anlamaz.
yani bana bir yere giderken temmuz ağustosta hırka giydirmek için yırtınan kadın eylül sonu ve ekimde beni soymak ve atletle dolaşmam için yırtınmaya başlıyor.
ciddi ciddi yırtınıyor ama.inadından da.
mesela sık kullandığım gömlek, ince ceket gibi şeylerimi el altından kaldırmış ki işe bir bluzla gideyim!!!!!!!!1
her sabah kavga etmeden çıkılmıyor evden; yazın 45 derecelik hamam sıcağında bana kalın hırka giydirmek için ne kadar yırtınıyorsa bu hava da giymeyeyim diye debeleniyor.
ceket saklamalar, elimde zorla almaya kalkmalar!!!
çok sıcakmış hala gerekmezmiş terler hasta olurmuşum çok sıcakmış yanıyormuş yanıyor!!
yeni menapoza girmiş kadınlar gibi oluyor annem ekim geldiği zaman!! asla kollu uzun paçalı birşey giymeyi kabul etmiyor, tüm evin pencereleri açık püfür püfür cereyanda oturmak konusunda da ısrarcı!!
öğle sıcağını bırak akşam bile her yer açık oturmak istiyor kapattırmıyor!!! kavga ediliyor tabi.
ben de o kadar üşüyen biri değilim ama annemden geçen muhteşem genler yüzünden hemen boynum sırtım tutulur başım ağrır soğuk alırım. kendsi de öyle ama kabul etmiyor.
aslında sanki sırf ben haksız olayım haklı çıkmayayım haklı olduğumu kabul etmemek için sanki sıcak diye iddia edip kapatmıyor pencereleri!!!!!!!!!????????
her sene aynı terane. her sabah didişerek alıyorum ceketimi!!!
asla haberi yok farkında değil; sabahın körlerinde artık sokaklara çıkmadığı için serinliği unuttuğunu, okulun klimalı ya da serin bir bölgede, esintili olduğunu!
ama yazın ceket giyeyim diye debelenir!! böyle de aksi böyle de ikilemli.
her sabah artık hıncından sakladığı yerden bulduğum ceketimin koluna yapışıp çekiştiriyor, çocuk gibi vermemeye çalışıyor; çok sıcakmış terliyor yanıyormuş çok sıcakmış!!!
ya sen 45 derecelere çıkan temmuz ağustos ayında çok sıcak demiyorsun ceket giydirmeye kalkıyorsun ama ekim olmuş tek bluzla gitmemi istiyorsun!!!
zar zor giymeyeceğimi asla! sadece tedbir olsun diye yanıma aldığımı ya da çirkin koca götümü gizlemek için giydiğimi söyleyerek zorla bıraktırıyorum her sabah ceketin kolunu!!
daha da beni kırk kere arayıp ceketi giymemem konusunda ısrarla uyarıyor beni! oturup saatlerce bunu düşünüyor nazlı ceket giyip terleyecek!!
ne kadar düşünceli bir insan!!
sıcak soğuk hava konusunda ne zaman annemin aklına uysam ya terleyip üstümde kuruduğu için ya üşüdüğüm için ya tutulurum ya soğuk algınlığı yaşarım! ya asla mantıklı değil ya algılarımız çok farklı. ama annem kendisne karşı da çoğu zaman mantıksız.
esasen bana inanmamak için inadıma mesela hava çok sıcak kalın giyme ya da dışarısı soğuk ona göre giyin ya da avm çok sıcak oluyor kalın giymemek lazım dersem asla bana inanmıyor ve dinlemeyip kendi bildiğini okuyor ve sonunda pişman oluyor!!
avm'de kışın klimaları çok açıp çok sıcak yapıyorlar ve annem ısrarla kış ayı diye çok kalın giyinip sonunda sıcaklanıyor ve o kocaman kabanları taşımak da bana düşüyor!!
bir de sanki ben söylememişim hatırlatmamışım gibi hayretler içinde isyan ederek, haykırarak sıcaklanıp söylenerek çıkarıyor kabanı ve suratıma çarpa çarpa elime verip eli kolu rahat rahat geziyor!!
eylül hadi mersin'de yaz gibi, ama ekim nane molla bir ay. kararsız. ama inatla hala yazmış hatta daha da yazmışcasına tüm pencereler ve bağrı açık dolaşıp sonunda şifayı kapıp oturuyor her sene!!
bir de neden ben de üşütmemişim diye isyan ediyor????????????
sonra hem çok sigara içtiği hem yılların verdiği akciğer yorgunluğundan en ufak üşütme hemen bronşlarına ulaşıyor ve daha da beter hale geliyor.
tabi ki inadından doktora gitmek yerine daha çok sigara içip daha çok küfredip; geberelim de kurtulalım diye haykırarak öksürüyor!!
o kadar çok öksürüyor ki o seslerin bu ebatta bir kadından çıktığına inanamazsınız.
hani hemen değil de baktın 3. gün de geçecek gibi değil bir doktora gidersin. ama annem gibi inat değilsen. kendisinin doktordan çoooook daha iyi bildiğini iddia ederek asla doktora gitmiyor, doktor kelimesini bile duymaya tahammül edemiyor üstelik.
haftalarca hasta kalıyor sonra. ekimin ortalarında şifayı kapıp 1 ay hasta kalıyor ama asssla doktor kelimesine dayanamıyor! geberelimmiş!!! olur annecim sen bronşit oldun diye ben de genç yaşta mezara gireyim!!!
ne kadar dil döksen de doktora gitmek lazım diye kavga çıkıyor. ablama diyorum sen de seni dinliyor diye efendim küçük hanım buna çok sıkılıyor; biliyor o zaman annemin itirazlarını şikayet ve kaprislerini daha çok dinleyecek! ne mecburiyeti var ki?????? ama benim eşşek gibi var!! aksini 1 salise düşünmeye dahi hakkım yok!!
ablam ikna etse de işi eyleme dökmek de günler alır. geçen sene bana 5 kere randevu aldırdı doktordan haliyle 5 kere de izin aldım işte ama annem vazgeçti!!
zorla doktora götürünce de bir davranışı var ki; masum yaşlı kadın rollerinde rol kesiyor ve sanki ben annemi ihmal ediyor doktora götürmüyormuşum izlenimi yaratmaya çalışıyor!! hani sanki kendisi tek başına istese gerekse gidemez bana muhtaç da!!
sorsan benden çooooooooooooooooooooooooooooooooooook daha zeki becerikli başarılı her konuda benden milyon kere üstün! e kalk git o zaman kendin?
nasıl randevu alınır bile haberi yok. üstüste kontrol için bile gitsek her seferinde her prosedürü unutmuş oluyor.
daha bir hafta geçmemiş tekrar gidiyoruz doktora, hastaneye girer girmez oturacak yer arıyor ve ben işlemleri hatırlatınca tersliyor beni!! hali yokmuş anlamıyormuşum!!!! hemen görmesi lazıımmış doktoru!!!!!!!!!!!!!!!
önce bir giriş yapılıp numara alınacak ama bunu hiç idrak edemiyor! sen al o zaman diye isyan ediyor!! kimlik lazım en azından ama onu da vermek istemiyor çok korkuyor kaybolmasından kimliğinin, söylenerek kalkıp gişeye geliyor.
çok halsizmiş de kalkamıyormuş da ben de hiç anlamıyormuşum da!!!
tabi ki tüm gün evde ve yolda gelirken de sanki ben hasta etmişimcesine kaprisleri kesilmiyor!!
kocaman huysuz bir bebekle uğraşır gibi.
bir de ben sana demiştim ince giyiniyorsun her pencereyi açıp cereyanda oturuyorsun diye dersem de kötü bir insanım.
bir de hastalanırsa ya da bir gıda midesine dokunursa isyan eder; neden ben de hastalanmamışım???????? neden benim de ağrımamış midem?????????? o kadar isyan ediyor ki doktora bile soruyor!!!
hani sanki ben özellikle annemi hasta etmişim de ben turp gibi kalmışım? niye benim mideme dokunmamış peki??????????????????????????????
ekim ayında hastalanır tüm kasım ayını yatakta geçirir zorla doktora gitse bile aralık da bok gibi geçer. bunca şeyden sonra anca önlem almak aklına gelir. ama korkusundan o kadra abartır ki evi asla havalandırmamaya başlar!!!!!!!!!!!!
tüm gün evin içinde dolanarak sigara içecek ama asla 30 saniyeden uzun havalandırılmayacak!!!!!!!!!!
bir de benim havalandırma sevdam yüzünden hastalandığını söylemez mi!!!!! hatta bir gün doktora da dudak büke büke masumcuk yaşlı ana rolü keserek diyordu; dayanamazsın yapıştırırsın cavbı elbet. paketlerce sigara içecek ama asla ev havalanmayacak ve ben asla kokmuş ya da bana zararı olur deneyeceğim!
olsun ne var annem için akciğer kanseri falan olup gebersem!!
--------------
her sabah aynı kavga ama her sabah! asla arlanmıyor asla anlamıyor inadı inat!! yazın klima, vantilatör çalıştırmayacak, kapı pencere açmayacak ve hırka giyeceğinz!!!!!!! mersin'in rutubetli 45 derece sıcağında ama havalar serinleyince yanıyorum diye tutturuyor cereyanda oturuyor atletle şortla!!
bir de işte hadi sen yanıyorsun çıplak gez niye beni de sürüklemek istiyorsun ki? 40 yıl olacak beni hala anlayamadı hala kabullenemedi!!
15 yıldır hamur işi şeker vb tüketmiyorum hala sabahları çayıma kaşıklar dolusu şeker dökmek için yırtınıyor!!
hatta arada sapıtıyor kendisi tansiyon yüzünden tuzlu yiyemiyor diye ben yiyecekmişim kendisi içinde sanki çaktırmadan beni kafalayarak yemeğime tuz boca etmesi çıktı!!! sanki benim tansiyonum şahane sanki oynak değil!!!
yeter ki kendi istediği şey olsun sen 20 tansiyonla gez!!
bir de gün içinde beni arayıp ne kadar sıcak olduğu u telkin ediyor giymeyecekmişim ha gömleği!!
bir hafta sonra bronşit olur her sene olduğu gibi doktora da gitmemek için direnir haftalarca evde anıra anıra öksürüp küfürler beddualar eder!!!
gebersek de kurtulsak
kefen bezi alsak da kurtulsak!!
nedense ben de genç yaşta annemle beraber girecem mezara!!!
---------------------
çok mantıklıdır kendisi çok!!!
mesela kışın soğuk havalarda tesadüfen dışarı çıktığında üstü ince gelip de üşümüşse --ki vücut ısısı yapısal olarak yüksek olduğu için her zaman havanın soğuk olmadığına inanıp ince giyinmeye kalktığı için-- o zaman da abartmaya başlar.
bu defa da sanki ben sibirya'ya gidiyormuşumcasına aşırı kalın giyinmem için telkin vermeye müdahale etmeye başlar.
bir türlü beynine girmez okul kaloriferli demem. asla beynine ders almadan işlemez!!
mesela avm gezmeye gittiğimizde de kalın giyinir, kapalı ortamın sıcak olduğunu ne kadar söylesem önceki seneleri ne kadar hatırlatsam da yaşamadan pişman olmadan asla ders almaz.
sonra da terler sinirlenir kabanını suratıma çarpa çarpa çıkartıp küfürler eşliğinde bana verir; sıcaklandığı için sürekli söylenir ve sanki benim yapabileceğim birşey varmışcasına ya da defalarca aynı şeyi söylese bile ben anlayamıyormuşum zeka engelim varmışcasına tekrarlar durur hayretler içerisinde!! istediğin kadar ben sana demiştim de dememişsin gibi itiraz ederek davranır!!
işte kışın eskaza üşümüşse de yazın hırka giydirmek sonbaharda da gömlek falan giydirmemek için yırtınan annem bu kez de kalın giydirmek için uğraşır. zaten evden mutlu ve huzurlu çıkmama imkan olmadı 38 yıllık hayatımda. hep bir telaş hep bir sinir hep bir münakaşa.
çocukken de beni kendi algısına göre giydirdiği için sık sık hasta gezerdim azarlar dururdu beni. zamanla tepki vermeye başladıkça da anlamamaya yemin etmişcesine inatla kendi bildiğini okurdu!!
mesela hava soğuk ama o gün yanıp tutuşuyorsa hanım efendi ben de ince giyineceğim, sonra üşümüş ve üşütmüş ya da tutulmuş olarak dönebilirim. ya da annemin ısrarlı çok bilmiş aklına uyduğum için fazla kalın giyinmişsem de terlerim üstümde kurur gene hastayım gene tutulmuşum.
ama inatla anlamaz kabul etmez!!
ha o zaman bildiğini yap demez, sana iyilik yaramaz zaten ne yaparsan yap da demez. muhakkak kendi kontrolünde kendi istediği olacak!! bunun adı da iyiliğini düşünmek!!
eve ağrılı hasta falan dönüyorum neresi iyilik bunun??????????
anca beni hasta edip yataklara düşmeme sebep olacak ki kendisiyle alakasını asla kabul etmez kendi dediğini dinlemediğim içinmiş gibi davranır!
------------------
ne şekilde söylersen söyle yazın bu kadar açmaz kapı pencere ne zaman ki hava değişimleri başlıyor daha da çok açıyor bir de kuyruklu yalan uyduruyor ki efen sigaradan şikayet ediyorum diyeymiş!!
pinokyo olsa metre metre burnu olurdu!!
kışın evi dumanaltı, 5o adam sigara tüttürmüşcesine dumanlı hale getiriyor ve ne kadar kavga etsem de 1 dakika zor havalandırıyor! üşütmekten korkuyormuş çünkü!!
tabi kışa kadar sonbaharda kapı pencere açık cereyanda yanıyorum diye oturup hasta oluncaya kadar akıllanmaz uslanmaz önlem almazsan 2 ay yataklara düşersin, sonra da üşütürsem korksu yaşarsın!!
ya yazın bu kadar açmıyor ya!! sabah kalkıyorum mutfak buz gib olmuş ne kadar pencere kapı varsa sonuna kadar açık! yanıyormuş çok sıcakmış!!!
sonunda ben de doktorluk oluyorum o zaman da kafayı limona takıyor! her sabahın körü burnuma limon suyu dayıyor.
içemiyorum ki!!!
seneler evvel üşütmeyeyim diye bana günde 1 litre limon suyu içirdi; zaten muhteşem genler sayesinde meyilli, kullandığım ilaçlar yormuş; midem ağrıyor içemiyorum artık!
her seferinde ağrıyor hemde!! hatta bu ağrı bazen yerleşip günlerce sürüyor.
ama laftan anlamıyor ki annem!!
hem bir şey yeyip de kendine dokunur midesi ağrır da bana bir şey olmazsa çok şaşırıp bozulup istan ediyor; doktora bile ısrarla soruyor ve asla cevaptan tatmin olmuyor, benimkisi de ağrısın istiyor adeta!!
----------
kaç defa söylersen söyle içemiyorum yapma diye anlamaz. illa bağırıp çağırıp limon suyunu lavaboya kavga ede ede dökmem gerek! bu seferlik içeyim bari dersen pişman olursun bir daha yapmamasını söylersin gene yapar ama sen bütün gün miden yana yana gezmişsindir mesela. ama idrak edemiyor!!
niye yaptın gene tüm gün midem yandı!!! hoşuna gidiyor herhalde!! diye suçlayarak kavga edip kırıp küstürmezsen iyiliğin için diye gene yapar!
ne iyiliği yaa!! midem yanıyor midem!!!
geçen sene gripten sonra bir de annemin limon sevdası yüzünden mide için tedavi görmem gerekti!!
memnun oluyor herhelde bunu kendime benzettim diye!
sonra bir de gevşek gevşek amaan senin de her yerin ayrı bozuk! demez mi?
beni imal eden sensin senin muhteşem genlerin!!! dokunuyor dememe rağmen inatla limon içirmek için yırtınan sensin!! her zaman seninağrımadı mı senin nedne hazmetti diye sorguya çekip benden 60lı yaşlar hastalıkları bekleyen de sensin! işte memnun ol göbek at sana benzedim!!
tuz konusu da öyle. bir saplantı oldu mu bitti. beni yüksek tansiyondan fenalaşacak hale getirene kadar tuz yedirmek için yırtınır!!
mesela masaya su çıkartmamış oluruz su ister ben ona su getirirken yemeğime alabildiğine tuz eker!!!
çok tuzsuzmuş ama birşeye benzemiyormuş benim iyiliğim içinmiş lezzetli gelsin diye!!
öyle kavga etmeden kuzu kuzu yersen bir daha ekme deyip arsızlığa devam eder; sonunda da tansiyorumun yükselmesinden başım dönmeye başlar!!
ama çok mantıklı aşırı mantıklı dünyanın en mantıklı insanıdır kendisi!!
ne kadar iyi bir insan! o kadar iyi bir insan ki hemen beni feda ediyor. neden beni hizmetçi gibi görüyor ve göstermek istiyor bilmiyorum.
asansöre yeni bebeği olmuş bir komşuyla biniyoruz. nasılsa 2 dakikada konu aynı yere varıyor.
kız evlenmek için zort diye üniversiteyi bırakıvermiş diye duymuştuk. annem eskiden bu tiplere çok kızardı şimdiyse hayran!
evlenmek için okulu işi gücü bırakıp kocasının peşinde kul köle olan ev hanımlarına tapıyor, büyük hayranlık besleyerek bakıyor!!!
eskiden söver sayar hakaretler savurur yeni hakaretler icad ederdi. arkalarında demediğini bırakmazdı; şimdi nobel ödülü almışlar gibi bakıyor.
zor yetişmek herşeye falan dediği anda birisi hemen yardımına koşmak istiyor çok iyi çok yardımsever çok anlayışlı ve çok fedakar olduğu için!
hemen nazlı'yı peşkeş çekiyor! nazlı yardım eder!!!
kızın hem annesi hem kaynanası var ki daha çok yaşlı da değiller. 2 ablası 1 görümcesi 1 de gelin var! evi kadın dolu yani ama ben yardım edeceğim ev temizliğine!!!!!!!!!!!!!
anneme göre ama onlar çalışıyor, yoruluyor, işten gelip canları çıkmış kendi evleri yetmiyormuş da yeni gelin evi mi temizleyeceklermiş!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
anneme göre ben el ense yatan dandik bir özel okulda bomboş oturan gerizekalı bir hizmetçiden başka birşey değişilim!!! sanki ben işten değil lunaparktan geliyorum!!
ben de yorgun geliyorum işten! ama seni eğlendirmek için çişimi bile yapmadan saatlerce market gezmem gerekiyor!
yorgunluktan artık gözaltlarımın morluğunu kapatacak birşey bulamıyorum bile!!! piyasadaki en popüler kapatıcılar bile yetmez oldu! ama ben yorgun olmuyorum işten gelince!!
kadın ordusu gibi ailesi işten gelip ayaklarını uzatacak ben de doğru dürüst tanımadığım birinin evine temizliğe gideceğim; ne efendim üremiş bebeği olmuş. bir hayranlık bir aşağılık kompleksiyle boklu tuvaletlerini temizleyeceğim???????????????????
kesinlikle bir gün anlamış değil benim işten yorgun geldiğimi, kapıda hazırlanmış bekliyor sıklıkla; ne çantamı koyacağım ne su içeceğim ne elimi yıkayacağım ne tuvalete gideceğim; hiç biri asla aklına gelmiyor söylersem de anlayamayarak ve sıkılarak yüzüme bön bön bakıp surat asıyor, bir de hiç utanmadan şikayet ediyor: kendisi ne kadar sıkılmış haberim yokmuşmuş!!
ben ne kadar yoruluyorum senin haberin var mı????????????
yazık yaşlı kadın evde tek başına kalıyor sıkılıyor mu diyorsunuz?
e benden daha popüler benden daha çok seviliyor çok arkadaşı olan sosyal ve mükemmel bir insan; arkadaşlarından biriyle zaman geçirse ya! ya da hemen hayran olan tüm site sakinlerinden bir arkadaş bulsun kendine?!!!
üstelik hiç utanması vicdanı da kalmadı; birikmiş paralarımı sahtekar piçlere peşkeş çekip banka hesabımı hortumlattığından hiiiiiç utanmıyor da bana maaş günümde diyor ki gene gevrek gevrek PERDE ALALIM.????
her sene senin için maaşımı perdelere döktüğüm yetmiyor mu? her sene perde mi alacağız????????
ben kendi paramla kendime güzel bir nemlendirici krem almaya layık değilim, hak etmiyorum, kaliteli kıyafetler, çantalar, parfümlere layık değilim ama benden başka herkes layık!!! ama birikmişimi yesin orospu çocukları!! üzülecepğine hala paramı çarçur etme hayallerinde!!! benim kullanmama kıyamıyor ama dandik polyester perdelere bayılacağım!!
bunları ima edersen de senden daha kötü bir insan yok. sürekli bana kötü davranılacak kazık atılacak aşağılanacağım ama asla gıkımı çıkartmayacağım!!!
başka bir mağazada da tutturmuş da elektrik süpürgesi alalım diye!! evde 2 tane var hala niye alıyoruz????????????? e onlar zormuş kullanamıyormuş bunu alırsak kullanırmış!!!!!!!!!
nasıl kuyruklu yalan ama. evdekilerden biri dünyanın en kolay en pratik makinesi. bir fişe takıyorsun bir de tek bir tane tuşuna basıyorsun çalışıyor o kadar. onu bile kullanmıyorsun ki!!! bir gün heves etmiş evi süpürmeye bana telefonda soruyor nasıl çalışıyor bu diye.
milyon kere beni iş yaparken izledi hiç bir tahmini yok nasıl çalışıyor ve asla da anlayamıyor?????? telefonda dakikalarca dil döküyorum asla düğmeyi bulup çalıştıramıyor!!!!!!!!!!!!
ne kadar nasıl tarif edersen et; kıpkırmızı makinanın üstündeki koskocaman siyah düğmeyi bulup çalıştıramıyor!! bir tahmini de yok yani!!!
nasıl basılacak basılmıyor!!
çevir o zaman.
e sen basılacak diyorsun????????
ben herşeyi ezbere bilmek ve tarif etmek zorundayım ya!!! tenefüste ihtiyaç giderip dinlenmek yerine anneme hizmet edeceğim telefonda bile!!
çevir o zaman?
ne tarafa????????????????????
deneyerek bulamaz mı insan? çevirerek çalıştırılan bir tuş iki yöne birden dönmez ki zaten!!!
sadece göz görmemesi değil eli de beceriksiz oldu; zaten makinalarla oldum olası arası kötü daha da anlamaz daha da beceremez hale geldi.
oturmuş da ablam akıllı telefon tablet öğretmeye kalkıyor!!
tabi ablamı beni dinlediği gibi surat asıp burun kıvırarak itiraz edip laf sokarak eleştirerek dinlemiyor; hayranlıkla dinliyor hemencik de öğreniyormuş!!!!
asansöre yeni bebeği olmuş bir komşuyla biniyoruz. nasılsa 2 dakikada konu aynı yere varıyor.
kız evlenmek için zort diye üniversiteyi bırakıvermiş diye duymuştuk. annem eskiden bu tiplere çok kızardı şimdiyse hayran!
evlenmek için okulu işi gücü bırakıp kocasının peşinde kul köle olan ev hanımlarına tapıyor, büyük hayranlık besleyerek bakıyor!!!
eskiden söver sayar hakaretler savurur yeni hakaretler icad ederdi. arkalarında demediğini bırakmazdı; şimdi nobel ödülü almışlar gibi bakıyor.
zor yetişmek herşeye falan dediği anda birisi hemen yardımına koşmak istiyor çok iyi çok yardımsever çok anlayışlı ve çok fedakar olduğu için!
hemen nazlı'yı peşkeş çekiyor! nazlı yardım eder!!!
kızın hem annesi hem kaynanası var ki daha çok yaşlı da değiller. 2 ablası 1 görümcesi 1 de gelin var! evi kadın dolu yani ama ben yardım edeceğim ev temizliğine!!!!!!!!!!!!!
anneme göre ama onlar çalışıyor, yoruluyor, işten gelip canları çıkmış kendi evleri yetmiyormuş da yeni gelin evi mi temizleyeceklermiş!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
anneme göre ben el ense yatan dandik bir özel okulda bomboş oturan gerizekalı bir hizmetçiden başka birşey değişilim!!! sanki ben işten değil lunaparktan geliyorum!!
ben de yorgun geliyorum işten! ama seni eğlendirmek için çişimi bile yapmadan saatlerce market gezmem gerekiyor!
yorgunluktan artık gözaltlarımın morluğunu kapatacak birşey bulamıyorum bile!!! piyasadaki en popüler kapatıcılar bile yetmez oldu! ama ben yorgun olmuyorum işten gelince!!
kadın ordusu gibi ailesi işten gelip ayaklarını uzatacak ben de doğru dürüst tanımadığım birinin evine temizliğe gideceğim; ne efendim üremiş bebeği olmuş. bir hayranlık bir aşağılık kompleksiyle boklu tuvaletlerini temizleyeceğim???????????????????
kesinlikle bir gün anlamış değil benim işten yorgun geldiğimi, kapıda hazırlanmış bekliyor sıklıkla; ne çantamı koyacağım ne su içeceğim ne elimi yıkayacağım ne tuvalete gideceğim; hiç biri asla aklına gelmiyor söylersem de anlayamayarak ve sıkılarak yüzüme bön bön bakıp surat asıyor, bir de hiç utanmadan şikayet ediyor: kendisi ne kadar sıkılmış haberim yokmuşmuş!!
ben ne kadar yoruluyorum senin haberin var mı????????????
yazık yaşlı kadın evde tek başına kalıyor sıkılıyor mu diyorsunuz?
e benden daha popüler benden daha çok seviliyor çok arkadaşı olan sosyal ve mükemmel bir insan; arkadaşlarından biriyle zaman geçirse ya! ya da hemen hayran olan tüm site sakinlerinden bir arkadaş bulsun kendine?!!!
üstelik hiç utanması vicdanı da kalmadı; birikmiş paralarımı sahtekar piçlere peşkeş çekip banka hesabımı hortumlattığından hiiiiiç utanmıyor da bana maaş günümde diyor ki gene gevrek gevrek PERDE ALALIM.????
her sene senin için maaşımı perdelere döktüğüm yetmiyor mu? her sene perde mi alacağız????????
ben kendi paramla kendime güzel bir nemlendirici krem almaya layık değilim, hak etmiyorum, kaliteli kıyafetler, çantalar, parfümlere layık değilim ama benden başka herkes layık!!! ama birikmişimi yesin orospu çocukları!! üzülecepğine hala paramı çarçur etme hayallerinde!!! benim kullanmama kıyamıyor ama dandik polyester perdelere bayılacağım!!
bunları ima edersen de senden daha kötü bir insan yok. sürekli bana kötü davranılacak kazık atılacak aşağılanacağım ama asla gıkımı çıkartmayacağım!!!
başka bir mağazada da tutturmuş da elektrik süpürgesi alalım diye!! evde 2 tane var hala niye alıyoruz????????????? e onlar zormuş kullanamıyormuş bunu alırsak kullanırmış!!!!!!!!!
nasıl kuyruklu yalan ama. evdekilerden biri dünyanın en kolay en pratik makinesi. bir fişe takıyorsun bir de tek bir tane tuşuna basıyorsun çalışıyor o kadar. onu bile kullanmıyorsun ki!!! bir gün heves etmiş evi süpürmeye bana telefonda soruyor nasıl çalışıyor bu diye.
milyon kere beni iş yaparken izledi hiç bir tahmini yok nasıl çalışıyor ve asla da anlayamıyor?????? telefonda dakikalarca dil döküyorum asla düğmeyi bulup çalıştıramıyor!!!!!!!!!!!!
ne kadar nasıl tarif edersen et; kıpkırmızı makinanın üstündeki koskocaman siyah düğmeyi bulup çalıştıramıyor!! bir tahmini de yok yani!!!
nasıl basılacak basılmıyor!!
çevir o zaman.
e sen basılacak diyorsun????????
ben herşeyi ezbere bilmek ve tarif etmek zorundayım ya!!! tenefüste ihtiyaç giderip dinlenmek yerine anneme hizmet edeceğim telefonda bile!!
çevir o zaman?
ne tarafa????????????????????
deneyerek bulamaz mı insan? çevirerek çalıştırılan bir tuş iki yöne birden dönmez ki zaten!!!
sadece göz görmemesi değil eli de beceriksiz oldu; zaten makinalarla oldum olası arası kötü daha da anlamaz daha da beceremez hale geldi.
oturmuş da ablam akıllı telefon tablet öğretmeye kalkıyor!!
tabi ablamı beni dinlediği gibi surat asıp burun kıvırarak itiraz edip laf sokarak eleştirerek dinlemiyor; hayranlıkla dinliyor hemencik de öğreniyormuş!!!!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)