8.10.2018

dünyanın en mantıklı insanı _ sıcak/soğuk hava algısı

her bahar aynı terane. annem yazın geçtiğine asla inanmıyor ve bunu savunuyor. hava çok sıcak!!
belki yapısal olarak ısısı yüksek ve üşümeyen biridir. ama aslında üşüdüğünü ve üşüttüğünü yataktan kalkamayacak hale gelene kadar anlamaz.
yani bana bir yere giderken temmuz ağustosta hırka giydirmek için yırtınan kadın eylül sonu ve ekimde beni soymak ve atletle dolaşmam için yırtınmaya başlıyor.
ciddi ciddi yırtınıyor ama.inadından da.
mesela sık kullandığım gömlek, ince ceket gibi şeylerimi el altından kaldırmış ki işe bir bluzla gideyim!!!!!!!!1
her sabah kavga etmeden çıkılmıyor evden; yazın 45 derecelik hamam sıcağında bana kalın hırka giydirmek için ne kadar yırtınıyorsa bu hava da giymeyeyim diye debeleniyor.
ceket saklamalar, elimde zorla almaya kalkmalar!!!

çok sıcakmış hala gerekmezmiş terler hasta olurmuşum çok sıcakmış yanıyormuş yanıyor!!

yeni menapoza girmiş kadınlar gibi oluyor annem ekim geldiği zaman!! asla kollu uzun paçalı birşey giymeyi kabul etmiyor, tüm evin pencereleri açık püfür püfür cereyanda oturmak konusunda da ısrarcı!!

 öğle sıcağını bırak akşam bile her yer açık oturmak istiyor kapattırmıyor!!! kavga ediliyor tabi.
ben de o kadar üşüyen biri değilim ama annemden geçen muhteşem genler yüzünden hemen boynum sırtım tutulur başım ağrır soğuk alırım. kendsi de öyle ama kabul etmiyor.
aslında sanki sırf ben haksız olayım haklı çıkmayayım haklı olduğumu kabul etmemek için sanki sıcak diye iddia edip kapatmıyor pencereleri!!!!!!!!!????????

her sene aynı terane. her sabah didişerek alıyorum ceketimi!!!
asla haberi yok farkında değil; sabahın körlerinde artık sokaklara çıkmadığı için serinliği unuttuğunu, okulun klimalı ya da serin bir bölgede, esintili olduğunu!
ama yazın ceket giyeyim diye debelenir!! böyle de aksi böyle de ikilemli.

her sabah artık hıncından sakladığı yerden bulduğum ceketimin koluna yapışıp çekiştiriyor, çocuk gibi vermemeye çalışıyor; çok sıcakmış terliyor yanıyormuş çok sıcakmış!!!
ya sen 45 derecelere çıkan temmuz ağustos ayında çok sıcak demiyorsun ceket giydirmeye kalkıyorsun ama ekim olmuş tek bluzla gitmemi istiyorsun!!!

zar zor giymeyeceğimi asla! sadece tedbir olsun diye yanıma aldığımı ya da çirkin koca götümü gizlemek için giydiğimi söyleyerek zorla bıraktırıyorum her sabah ceketin kolunu!!
daha da beni kırk kere arayıp ceketi giymemem konusunda ısrarla uyarıyor beni! oturup saatlerce bunu düşünüyor nazlı ceket giyip terleyecek!!
ne kadar düşünceli bir insan!!

sıcak soğuk hava konusunda ne zaman annemin aklına uysam ya terleyip üstümde kuruduğu için ya üşüdüğüm için ya tutulurum ya soğuk algınlığı yaşarım! ya asla mantıklı değil ya algılarımız çok farklı. ama annem kendisne karşı da çoğu zaman mantıksız.
esasen bana inanmamak için inadıma mesela hava çok sıcak kalın giyme ya da dışarısı soğuk ona göre giyin ya da avm çok sıcak oluyor kalın giymemek lazım dersem asla bana inanmıyor ve dinlemeyip kendi bildiğini okuyor ve sonunda pişman oluyor!!
avm'de kışın klimaları çok açıp çok sıcak yapıyorlar ve annem ısrarla kış ayı diye çok kalın giyinip sonunda sıcaklanıyor ve o kocaman kabanları taşımak da bana düşüyor!!
bir de sanki ben söylememişim hatırlatmamışım gibi hayretler içinde isyan ederek, haykırarak sıcaklanıp söylenerek çıkarıyor kabanı ve suratıma çarpa çarpa elime verip eli kolu rahat rahat geziyor!!

eylül hadi mersin'de yaz gibi, ama ekim nane molla bir ay. kararsız. ama inatla hala yazmış hatta daha da yazmışcasına tüm pencereler ve bağrı açık dolaşıp sonunda şifayı kapıp oturuyor her sene!!
bir de neden ben de üşütmemişim diye isyan ediyor????????????
sonra hem çok sigara içtiği hem yılların verdiği akciğer yorgunluğundan en ufak üşütme hemen bronşlarına ulaşıyor ve daha da beter hale geliyor.
tabi ki inadından doktora gitmek yerine daha çok sigara içip daha çok küfredip; geberelim de kurtulalım diye haykırarak öksürüyor!!
o kadar çok öksürüyor ki o seslerin bu ebatta bir kadından çıktığına inanamazsınız.
hani hemen değil de baktın 3. gün de geçecek gibi değil bir doktora gidersin. ama annem gibi inat değilsen. kendisinin doktordan çoooook daha iyi bildiğini iddia ederek asla doktora gitmiyor, doktor kelimesini bile duymaya tahammül edemiyor üstelik.
haftalarca hasta kalıyor sonra. ekimin ortalarında şifayı kapıp 1 ay hasta kalıyor ama asssla doktor kelimesine dayanamıyor! geberelimmiş!!! olur annecim sen bronşit oldun diye ben de genç yaşta mezara gireyim!!!

ne kadar dil döksen de doktora gitmek lazım diye kavga çıkıyor. ablama diyorum sen de seni dinliyor diye efendim küçük hanım buna çok sıkılıyor; biliyor o zaman annemin itirazlarını şikayet ve kaprislerini daha çok dinleyecek! ne mecburiyeti var ki?????? ama benim eşşek gibi var!! aksini 1 salise düşünmeye dahi hakkım yok!!

ablam ikna etse de işi eyleme dökmek de günler alır. geçen sene bana 5 kere randevu aldırdı doktordan haliyle 5 kere de izin aldım işte ama annem vazgeçti!!

zorla doktora götürünce de bir davranışı var ki; masum yaşlı kadın rollerinde rol kesiyor ve sanki ben annemi ihmal ediyor doktora götürmüyormuşum izlenimi yaratmaya çalışıyor!! hani sanki kendisi tek başına istese gerekse gidemez bana muhtaç da!!
sorsan benden çooooooooooooooooooooooooooooooooooook daha zeki becerikli başarılı her konuda benden milyon kere üstün! e kalk git o zaman kendin?
nasıl randevu alınır bile haberi yok. üstüste kontrol için bile gitsek her seferinde her prosedürü unutmuş oluyor.
daha bir hafta geçmemiş tekrar gidiyoruz doktora, hastaneye girer girmez oturacak yer arıyor ve ben işlemleri hatırlatınca tersliyor beni!! hali yokmuş anlamıyormuşum!!!! hemen görmesi lazıımmış doktoru!!!!!!!!!!!!!!!
önce bir giriş yapılıp numara alınacak ama bunu hiç idrak edemiyor! sen al o zaman diye isyan ediyor!! kimlik lazım en azından ama onu da vermek istemiyor çok korkuyor kaybolmasından kimliğinin, söylenerek kalkıp gişeye geliyor.
çok halsizmiş de kalkamıyormuş da ben de hiç anlamıyormuşum da!!!
tabi ki tüm gün evde ve yolda gelirken de sanki ben hasta etmişimcesine kaprisleri kesilmiyor!!
kocaman huysuz bir bebekle uğraşır gibi.
bir de ben sana demiştim ince giyiniyorsun her pencereyi açıp cereyanda oturuyorsun diye dersem de kötü bir insanım.

bir de hastalanırsa ya da bir gıda midesine dokunursa isyan eder; neden ben de hastalanmamışım???????? neden benim de ağrımamış midem?????????? o kadar isyan ediyor ki doktora bile soruyor!!!

hani sanki ben özellikle annemi hasta etmişim de ben turp gibi kalmışım? niye benim mideme dokunmamış peki??????????????????????????????

ekim ayında hastalanır tüm kasım ayını yatakta geçirir zorla doktora gitse bile aralık da bok gibi geçer. bunca şeyden sonra anca önlem almak aklına gelir. ama korkusundan o kadra abartır ki evi asla havalandırmamaya başlar!!!!!!!!!!!!
tüm gün evin içinde dolanarak sigara içecek ama asla 30 saniyeden uzun havalandırılmayacak!!!!!!!!!!

bir de benim havalandırma sevdam yüzünden hastalandığını söylemez mi!!!!! hatta bir gün doktora da dudak büke büke masumcuk yaşlı ana rolü keserek diyordu; dayanamazsın yapıştırırsın cavbı elbet. paketlerce sigara içecek ama asla ev havalanmayacak ve ben asla kokmuş ya da bana zararı olur deneyeceğim!
olsun ne var annem için akciğer kanseri falan olup gebersem!!

--------------
her sabah aynı kavga ama her sabah! asla arlanmıyor asla anlamıyor inadı inat!! yazın klima, vantilatör çalıştırmayacak, kapı pencere açmayacak ve hırka giyeceğinz!!!!!!! mersin'in rutubetli 45 derece sıcağında ama havalar serinleyince yanıyorum diye tutturuyor cereyanda oturuyor atletle şortla!!
bir de işte hadi sen yanıyorsun çıplak gez niye beni de sürüklemek istiyorsun ki? 40 yıl olacak beni hala anlayamadı hala kabullenemedi!!
15 yıldır hamur işi şeker vb tüketmiyorum hala sabahları çayıma kaşıklar dolusu şeker dökmek için yırtınıyor!!
hatta arada sapıtıyor kendisi tansiyon yüzünden tuzlu yiyemiyor diye ben yiyecekmişim kendisi içinde sanki çaktırmadan beni kafalayarak yemeğime tuz boca etmesi çıktı!!! sanki benim tansiyonum şahane sanki oynak değil!!!
yeter ki kendi istediği şey olsun sen 20 tansiyonla gez!!
bir de gün içinde beni arayıp ne kadar sıcak olduğu u telkin ediyor giymeyecekmişim ha gömleği!!
bir hafta sonra bronşit olur her sene olduğu gibi doktora da gitmemek için direnir haftalarca evde anıra anıra öksürüp küfürler beddualar eder!!!
gebersek de kurtulsak
kefen bezi alsak da kurtulsak!!
nedense ben de genç yaşta annemle beraber girecem mezara!!!
---------------------

çok mantıklıdır kendisi çok!!!
mesela kışın soğuk havalarda tesadüfen dışarı çıktığında üstü ince gelip de üşümüşse --ki vücut ısısı yapısal olarak yüksek olduğu için her zaman havanın soğuk olmadığına inanıp ince giyinmeye kalktığı için-- o zaman da abartmaya başlar.
bu defa da sanki ben sibirya'ya gidiyormuşumcasına aşırı kalın giyinmem için telkin vermeye müdahale etmeye başlar.
bir türlü beynine girmez okul kaloriferli demem. asla beynine ders almadan işlemez!!
mesela avm gezmeye gittiğimizde de kalın giyinir, kapalı ortamın sıcak olduğunu ne kadar söylesem önceki seneleri ne kadar hatırlatsam da yaşamadan pişman olmadan asla ders almaz.
sonra da terler sinirlenir kabanını suratıma çarpa çarpa çıkartıp küfürler eşliğinde bana verir; sıcaklandığı için sürekli söylenir ve sanki benim yapabileceğim birşey varmışcasına ya da defalarca aynı şeyi söylese bile ben anlayamıyormuşum zeka engelim varmışcasına tekrarlar durur hayretler içerisinde!! istediğin kadar ben sana demiştim de dememişsin gibi itiraz ederek davranır!!

işte kışın eskaza üşümüşse de yazın hırka giydirmek sonbaharda da gömlek falan giydirmemek için yırtınan annem bu kez de kalın giydirmek için uğraşır. zaten evden mutlu ve huzurlu çıkmama imkan olmadı 38 yıllık hayatımda. hep bir telaş hep bir sinir hep bir münakaşa.

çocukken de beni kendi algısına göre giydirdiği için sık sık hasta gezerdim azarlar dururdu beni. zamanla tepki vermeye başladıkça da anlamamaya yemin etmişcesine inatla kendi bildiğini okurdu!!
mesela hava soğuk ama o gün yanıp tutuşuyorsa hanım efendi ben de ince giyineceğim, sonra üşümüş ve üşütmüş ya da tutulmuş olarak dönebilirim. ya da annemin ısrarlı  çok bilmiş aklına uyduğum için fazla kalın giyinmişsem de terlerim üstümde kurur gene hastayım gene tutulmuşum.
ama inatla anlamaz kabul etmez!!
ha o zaman bildiğini yap demez, sana iyilik yaramaz zaten ne yaparsan yap da demez. muhakkak kendi kontrolünde kendi istediği olacak!! bunun adı da iyiliğini düşünmek!!
eve ağrılı hasta falan dönüyorum neresi iyilik bunun??????????

anca beni hasta edip yataklara düşmeme sebep olacak ki kendisiyle alakasını asla kabul etmez kendi dediğini dinlemediğim içinmiş gibi davranır!
------------------
ne şekilde söylersen söyle yazın bu kadar açmaz kapı pencere ne zaman ki hava değişimleri başlıyor daha da çok açıyor bir de kuyruklu yalan uyduruyor ki efen sigaradan şikayet ediyorum diyeymiş!!
pinokyo olsa metre metre burnu olurdu!!
kışın evi dumanaltı, 5o adam sigara tüttürmüşcesine dumanlı hale getiriyor ve ne kadar kavga etsem de 1 dakika zor havalandırıyor! üşütmekten korkuyormuş çünkü!!
tabi kışa kadar sonbaharda kapı pencere açık cereyanda yanıyorum diye oturup hasta oluncaya kadar akıllanmaz uslanmaz önlem almazsan 2 ay yataklara düşersin, sonra da üşütürsem korksu yaşarsın!!

ya yazın bu kadar açmıyor ya!! sabah kalkıyorum mutfak buz gib olmuş ne kadar pencere kapı varsa sonuna kadar açık! yanıyormuş çok sıcakmış!!!
sonunda ben de doktorluk oluyorum o zaman da kafayı limona takıyor! her sabahın körü burnuma limon suyu dayıyor.
içemiyorum ki!!!
seneler evvel üşütmeyeyim diye bana günde 1 litre limon suyu içirdi; zaten muhteşem genler sayesinde meyilli, kullandığım ilaçlar yormuş; midem ağrıyor içemiyorum artık!
her seferinde ağrıyor hemde!! hatta bu ağrı bazen yerleşip günlerce sürüyor.
ama laftan anlamıyor ki annem!!

hem bir şey yeyip de kendine dokunur midesi ağrır da bana bir şey olmazsa çok şaşırıp bozulup istan ediyor; doktora bile ısrarla soruyor ve asla cevaptan tatmin olmuyor, benimkisi de ağrısın istiyor adeta!!
----------
kaç defa söylersen söyle içemiyorum yapma diye anlamaz. illa bağırıp çağırıp limon suyunu lavaboya kavga ede ede dökmem gerek! bu seferlik içeyim bari dersen pişman olursun bir daha yapmamasını söylersin gene yapar ama sen bütün gün miden yana yana gezmişsindir mesela. ama idrak edemiyor!!

niye yaptın gene tüm gün midem yandı!!! hoşuna gidiyor herhalde!! diye suçlayarak kavga edip kırıp küstürmezsen iyiliğin için diye gene yapar!
ne iyiliği yaa!! midem yanıyor midem!!!
geçen sene gripten sonra bir de annemin limon sevdası yüzünden mide için tedavi görmem gerekti!!
memnun oluyor herhelde bunu kendime benzettim diye!
sonra bir de gevşek gevşek amaan senin de her yerin ayrı bozuk! demez mi?
beni imal eden sensin senin muhteşem genlerin!!! dokunuyor dememe rağmen inatla limon içirmek için yırtınan sensin!! her zaman seninağrımadı mı senin nedne hazmetti diye sorguya çekip benden 60lı yaşlar hastalıkları bekleyen de sensin! işte memnun ol göbek at sana benzedim!!

tuz konusu da öyle. bir saplantı oldu mu bitti. beni yüksek tansiyondan fenalaşacak hale getirene kadar tuz yedirmek için yırtınır!!
mesela masaya su çıkartmamış oluruz su ister ben ona su getirirken yemeğime alabildiğine tuz eker!!!
çok tuzsuzmuş ama birşeye benzemiyormuş benim iyiliğim içinmiş lezzetli gelsin diye!!
öyle kavga etmeden kuzu kuzu yersen bir daha ekme deyip arsızlığa devam eder; sonunda da tansiyorumun yükselmesinden başım dönmeye başlar!!

ama çok mantıklı aşırı mantıklı dünyanın en mantıklı insanıdır kendisi!!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder