aynı şeyleri yazmaktan usandım ama esasen yaşamaktan usandım artık. hep aynı şeyler hep.
hemen hemen her sabah daha kalkar kalkmaz annem tepemde belirip perdeler perdeler diye tutturuyor. bilmem kim diyormuş ki çalışıyormuş ama sabah 2 saat erken kalkıp evi temizliyormuşmuş! perdeler de perdeler! her sabah bir de akşam yatmadan önce perde muhabbeti!!
perdeleri çıkaracakmışım yıkayacakmışız olmazsa okula gitmyevcek ve asacakmışım!
tabi neden düşündün bu kızın bu mevsimde boynu tutuluyor neden düşünsün bu kızın başı dönüyor zırt pırt! neden böyle bir şeyi düşünmesi gereksin ki?
yetmiyor bir de akşam yatıncaya kadar tepemde ağaçkakan gibi tekrarlıyor. ne de rsen de asla vazgeçmiyor. seni pes ettirip istediğini yaptırıncaya kadar vazgeçmez. sonucunda ne olursa olsun umurunda değil.
evvelki sene sırf çenesini kapatsın diye denedim de ne oldu? günlerce boynum ağrıdı başım fırfır döndü hiç üzüldü mü hayır anca eleştirmeyi burun kıvırmayı kendiyle ya da başkalarıyla kıyaslamayı bilir.,ama bak ablama illa sen yap her işini diye tutturmuyor bu kadar. ah canısı o ne kadar yoruluyormuş!!!
dünyada ben hariç herkes haklı ve kıymetli ve iş yerinde çok yoruluyor! hatta ablam bazı işleri kendi yaptığını söylerce acıma duyar sen yapma kadını çağır der.
ama bana gelince öyle değil nedense. anneme göre ben doğuştan yalancı ve abartan bir insanım. beni o hale getiren sensin. kendimi bildim bileli kendimi dinletmek inandırmak için yırtınmam gerekti, bir türlü beni söylediklerime inanmaz ama herhangi birininkine şıp diye inanır.
mesela bir yere gideceğiz hem de milyon kez gittiğimiz bir yere; ben şu araç gidiyor diyorum asla benim söylemem yetmiyor anneme illa bir başkasından da duyacak ve hatta bazen gelip bana benim söylediğimin aynısını hayretler içinde söyleyecek. gitmiş doğru dürüst Türkçe konuşamayan göçmen birine yol soruyor, yamuk yumuk diliyle dolmuş gitmez otobis varmış diyor. annem hemen inanıp cinnet geçirir gibi telaşlanmaya endişelenmeye başlıyor! ya sen ona mı inanıyorsun bana mı? tabi ki hiç tanımadığı iki lafı bir araya getirmeyi beceremeyen birine. ya da gidip soruyor adam benim dediğim otobüsü söylüyor annem büyük bir iş başarmış ve haklı çıkmışcasına gelip bana söylüyor! e ben de onu dedim zaten!!
neyse her sabah kahvaltı ederken de annemin perdesel talepleriyle şişiyorum, hiç üşenmiyor evin içinde peşimden dört dönerek talep etmeye devam ediyor arsızca.
diyorum ki mesela evvelki sene böyle böyle olmuştu gene mi olsun?
ah tabi unutmuşum olmasın tabi mi diyecek burun kıvırıp başa sarıyor!!!
ya da çıkarıp atıp yeni perdeler alıp taktıracakmışız!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! son 7-8 senede 3 kere perde değiştik tüm evin! aylarca ve defalarca maaşımı perdelere yatırdım daha yakın zamanda neredeyse 25 bin liramı sahtekarların çalmasına sebep oldu utanıp üzülecğine daha da fazla talep eder oldu!!
yapınca kendi kötü olmuyor ya da baş dönmeme sebep olunca ama ben hatırlatınca kötüyüm!!
tabi ki tüm bu perde muhabbeti münakaşası dönerken peşimde dolanıyorken elinde sigarası rahaaaat rahat etrafa yayıyor benim de solumamda hiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiç sakınca görmüyor.
dünyanın tüm bilim adamları birleşip açıklama yapsa kabul etmez kendisi doktordan bile iyi olmuş kendi karar vermiş zararsız olduğuna!!!
diyelim ki gerçekten zararsız sadece ben kokusundan hoşlanmıyorum diye saygı duyulmaz mı? mesela okuldaki arkadaşlarım yanımda sigara içmiyor,içeceklerse ayrılıyoruz içip geliyorlar. ama ben nasılsa annemin kızıyım kimse sen haksızsın diye çıkıp beni savunacak değil.
tabi her evden çıkarken de ne giyeceğime müdahale etmeden duramıyor. kendisinin kanı mı vücudu mu daha sıcak kolaylıkla üşümez; üşüdüğünü fark etmez ta ki soğuk alıp ateşlenip yataklara düşünceye kadar anlamaz her sonbahar yatağa düşünceye kadar inatla atlet ve şortla dolaşır! tama sen yanıyorsun daha sıcak kanlı ve mükemmel ötesiaşmış bir varlıksın da ben değilim bırak da ne bok giyeceksem giyeyim.
ama hayır illa kendi istediğini giyeceğim.
sabahın körlerin de sokağa çıktığı dışarlarda dolandığı yok her zaman heryerde hava aynı mı oluyor? herkes aynı mı algılıyor? hayır. ama annem bunu düşünemez kabul de edemez. kendisi haklıdır!!
her sabah yırtınıyor ki üzerime birşey almayayım bir bluz gideyim!!!
asla uslanmaz asla. hastalanır soğuk alırım hala uslanmaz hala!! hala kendi bildiğini giydirmek ister.
sırf bana gıcık olsun belki aksiliğim tutar sıkılır giymem diye; 2 senedir ceket-gömlek gibi giydiğim astarsız kumaş ceketi düzeltir. inatla ve ısrarla. ben uzun kola dayanamıyorum, düğmesini açıp 2 kere kıvırıyorum. annem 2 senedir her bunu giydiğim her sabah kıvırdığım kolları açıyor, hiç üşenmeden 3er düğmesini de ilikliyor. bunu çok çok büyük iyilik olarak görmeye karar vermiş!!
kolunun uzunluğuna ve darlığına dayanamıyorum şunu açıp da ilikleme desem de nafile asla ama asla vazgeçmiyor. her halde inada biniyor kendi aklında.
ister mantıklı bir şekilde söyle istersen azarla gene yapıyor!!
yani demek istiyor ki aslında bir bluzla gezilecek hava sen bunu giyiyorsun madem giyeceksin benim istediğim gibi giyeceksin!!
sanki bunca yıl bana bir şeyler bazen de hiç istemediğim şeyler yaptırmamış gibi!!
bir gün koskoca çirkin götümü kapatıyor diye giyiyrorum dedim ki kendi kendimi aşağılamamı çirkin kusurlu bulmama bayılır gene aynısını yapmaya devam etti.
yaz günü bana kenarda köşede kalmış, giyilmekten eprimiş hırkaları ceketleri giydirecem diye yırtınır! ağıstosta bu işe giderken giydiğim gömlek-ceketten daha kalınını giyecem ağustosun 40 derecesinde ama hava serinleyince bir bluzla gezecem???????????
bir ara da kafayı bluzları pantolonun içine koymama takmıştı kafayı. kendisi dünyada modadan en iyi anlayan kişi kendişi daha iyi bilir!!!!!!!!!!!!!!!!!!! anneme kalsa sadece tişört ve bluzları değil kazakları da pantolonun içine sokacağız hala!!! bunun artık kalmamasını kabul edemiyor.
kendisi herşeyi en iyi bilir. mesela hala gözümün altına yeşil far süreyim diye yırtınır ama tabi kendii makyaj yapmamı istediği zamanlar.
bir de benden iyi biliyormuş trendler modaları! benden çok yaşamış herhalde! geçmişe saplanıp kalmışsın!!!
bir 70 biraz da 80li yıllarda makyaja modaya ilgi duyup bir kaç şey öğrenmiş hala onlar geçerli zannediyor.
bir gün de bana tutturmuş da saçına meç yaptıralım diye!!! meç mi kaldı yaa!!
tabi ben işteykende defalarca telefon edip sıcaklanırsam ceketi çıkarmamı hatırlatıyor! yani o kadra ama o kadar man kafalıyım zeka özürlüyüm ki sıcaklanırsam ceketimi çıkarmayı üşürsem giymeyi akıl edemeyecek kadar geriyim!!! bana doktorlar man kafa ve çirkin ve kötü bir insan aşağılıkların en aşağılığı olarak imzalı onaylı bir belge versinler!!!!!!!
belki milyon kere derste telefon açamadığımızı söyleme rağmen ısrarla açtırıncaya j-kadar arar. hatta başkalarına da aratır eğer tesadüf arkadaşlarıyla görüşmüşse mesela durdurk yere insanı telaşa düşürür. geçende eski emekli arkadaşlarıyla görüşmüşler kaç kişi defalarca aramış. insan kötü bir şey oldu da ondan mı bu kadar arıyorlar diye korkuyor. meğerse bilmem ne kıyafetimi bilmem ne mağazasından mı almışım diye sormak ve sıcaklanmışsam ceketimi çıkarmamı tembihlemek için defalarca aramış ve aratmış!!
ben kestirip atmasam saatlerce aynı şeyleri konuşacak, hatta her tenefüs her öğle arası ben ne yiyip içecem ne hava alacam ne de arkadaşlarımla konuşacam saatlerce ya da süre neyse o kadar annemle konuşacağım!! ve asla dışarı çıkıp da arkadaşlarla görüşmeyeceğim ama sonra bana dönüp kendinin ne kadar sosyal ne kadar popüler olduğunu anlatarak övünecek şişinecek sonra kendisi genç olsa neler neler yapacağıyla ilgili martavallar okuyacak ve beni asosyallik pasiflikle suçlayacak!!! tenefüste bile başka insanlarla sohbet etmek yerine sininle telefonda konuşmamı isteyen sensin, dışarı çıkmamı engellemek için yırtınan ya da peşime takılan da sensin! kırk yılın başı 2 saatliğine kahve içmeye forum'a gitmeme dahi tahammül edemeyen defalarca arayıp bir şey sorup oradaki 2 saatimi daha çalmaya çalışan; evden çıkmadan önce kendimi kötü hissedeyimde bir bok anlammayım diye kafamı şişiren de sensin!!!
saçım kötü götüm büyük kıyafetim ütüsüz hava kötü dışarda yenen yemekler mikroplu insanlar kaba ve saygısız kıyafetler çirkin ve pahalı!! içtiğim kahveden memnun olmayayım o andan keyif almak yerine mikropları olumsuzlukalrı düşüneyim, mesela filme girmişsek de filmi izlemek yerine boktan anılar olaylar etrafın çirkinliği kabalığını düşünerek asla zevk alamayayım işkence gibi olsun hatta bana!! yediğim yemekler dokunsun midemi ağrıtsın ve geceleri de iyi uyuyamayaım!!! hayat bana zehiri zıkkım zindan olsun?????????????
daha bir de eve geliyorum yüz defa da söylesen anlayamıyor çünkü zerre umrunda değilim. ya hazırlanmış alışverişe çıkmak için 5 dakika dahi nefes almama tahammülü yok!! nazlı yorulmuş mu çişi mi gelmiş acıkmış susamış mı hiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiç önemli değil. ya insaf insaf diye bağırttırıyor ama gene de anlamıyor. bari elimdekileri bir eve bırakayım bir yudum su içeyim bir ihtiyacımı gidereyim!!!!!!!!! sanki dediği an dediğini yaptım mı memnun mu oluyor???????????? asla asla asla. hayatı memnuniyetsizlik mutsuzluk dırdır ve şikayetler kaprisler üzerine kurulu.................
daha alışverişten dönüyoruz gene geçende; herşeyi de ben taşıyorum 68 yaşında fıtıklı anneme birşey taşıtmaya kıyamadıkça ben bana yüklenip duruyor ama kendisi. rahat rahat bu kız bunu nasıl taşısın ya beli ağrır bi tarafı incinirse diye asla düşünmez anca istemeyi bilir.
bari kapıları sen açmayı becer. şu elektronik kapılardan, anahtarlığı kutusuna tutunca bipleyip açılanlardan ama hala unutuyor hala öğrenemedi!!!!!!!!!!!!!!!!
önce anahtarı kilide sokmaya çalışır hatırlatırsın neyi nereye tutacağını bilemez mi insan?????????????
daha da bitmez, taşıdıklarım yetmezmişcesine bana sesleniyor; elim dolu diye ben kendinden geride kaldım diye kendisini benden daha seri yürüyor zannediyor! elimdekiler ağır diye.
ne söylüyormuş?
komşunun bebek arabasını da taşıyacakmışım???????
sanırsın ızbandut gibi bir oğul doğurmuş. madem bu kadar harikulade mükemmellik ötesi aşmış bir varlıksın bir süper kahraman doğurmayı becerebileydin!!!!!!!!!!!!!!!!
daha da yemeklerde laf sokmaları sürer. küçük ve kibar bir ağzı olduğu için kaşık kullanamazmış. anneme göre kendisi elit bir kast sisteminden aristokrat asil kandan ama ben kaba saba maraba kastının en altından gelen kocaman ağırlı kaşık kullanabilen bir köylüyüm????????? kendisi saraylı bir asilzade ama?????????????
tabi her akşam televizyon izlerken herhangi bir durum bir kıyafet bir renk her neyse herhangi bir şey yaşadığı gördüğü duyduğu düşündüğü bir olumsuz olaya özellikle de babamla babaannemle ilgili olanlara dayandırıp onu anlatmaya başlar 40 milyonuncu kez!!
ya george clooney ve julia roberts'ın dün yayınlanan para tuzağı filmi bile anneme eski kötü anılarını çağrıştırdı!!!!!!!! filmi izlemek yerine carcarcar onu anlattı!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!1
tabi aralara perdelerperderlerperdele perdeler perdeler perdeler diye de girip beynime işlemeye çalışmaktan da vazgeçmedi.
yaptırtana kadar.istersen boynun ırılsın. 2 hafta başın dönsün. üzülüp sıkılmadığından değil halime. ama sırf kendi istediğinin olmasının verdiği haz uğruna razı herşeye!!!
--------------
tabi bu perdeler perdeler perdeler perdeler saplantısı ve inadının camlar ve halılar versiyonu da var!
istesen de istemesen de yaptırmak istediği şeyi sana yaptırıncaya kadar asla uslanmadan usanmadan arsızca tekrarlar annem. sen mutsuz mu oluyorsun sıkılıyor istemiyor musun sonunda bir yerin mi ağrıyacak umrunda değil, razı. yeter ki istediği şey olsun!
mesela asla ders almaz. ben senelerce temizlik yapacam diye kendimi hırpaladım sakatladım bari nazlı'da olmasın. her gün ayrı bir yeri ağrır, sakat olmayan bir uzvu yok. zaten fıtıkları var yani boynu ve beli çok sık ağrır, omuzları kolları dizleri ve ayağı da ağrır, gençken migren ağrısı da çok çekerdi.
eklemleri, kemikleri ağrımazsa midesi ağrır, midesi ağrımazsa üşütmüştür ve fabrika bacası gibi tüttürdüğü için öksürür ve tabi ki ciğerleri ağrır!!! ağrısız hastalıksız günü geçmez.
ama asla demez ki aman nazlı'da olmasın!
aksine neden nazlı'nın ağrımıyor diye isyan ediyordu doktora! aynı şeyleri yiyip içiyormuşuz ama benim midem ağrımıyor bağırsaklarım gaz yapmıyormuş neden??????????????????? isyan ediyor resmen nazlı'nın neden ağrımıyor????????? adam da şaşkın genç diye diyor annem bundan da memnun değil!!!! kötü doktormuş ilaçları içmeyecekmiş!!
zaten doktora götürünceye kadar neler ne kaprisler ne inatlar çekiyorum huysuz bir çocuktan farkı yok davranışlarının. içmem ilaçları diye isyan ediyor sonra!! anca eczacı doktoru övünce inanıyor.
sanki benim de midem hiç ağrımıyor ama yetmiyor demek anneme senkronize ağrısın senkronize hastalanalım gibi hayalleri var?
sanki ben ikiziyim ya da klonuyum veyahut yaşlı emekli kocasıyım.
ablama aynı davranışları sergilemez ama. mesela ablama sen iş yapma yorma kendini yavrum diye tembihler yardımcın yapsın der ama bana asla demez. hatta yardımcı tutmak istemiyor bile.
herşeyi ben yıpranarak sakatlanarak yapayım umurunda değil.
hatta ben bir yerim ağrıyor başım dönüyor dersem de bir burun kıvırıp bir inanmaması umursamaması anlamak istememsi var ki!
çileden çıkartır insanı.
mesela asla beynine girmiyor başımın sıklıkla döndüğü, kendisi varlığını kabul etmeyince olmuyor farzediyor!!! başım dönerken sanki inadıma inadıma talepler sıralar beni daha çok çağırır kaldırmak için yattığım yerden yırtınır!!
illa bağırıp çağırıp azarlayıp kırıp suçlayacaksın!! illa küstürecen de anca rahat verecek!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder