huzurlu bir güne tamamen karşı annem.
sessiz sakin huzurlu bir gün yasak. her gün yeni bir olumsuzluk bulmak yaratmak zorunda! hani haftalık aylık yıllık senelerce süren ve hatırlanıp hatırlanıp nefret edilip sinirlenilip tansiyonu çıkartmalıklar da var. ama yetmez.
her şeye doyar olumsuzluğa nefrete kine doymuyor.
nefret edilecek bir kişi, bir şey, hatırlanıp sinirlenilecek bir durum olmadan yaşayamıyor.
sonra da insanların kendisini tansiyon hastası ettiğini iddia ederek sövmeler söylenmeler beddualar geliyor.
hani derler ya olumsuz şeylere odaklanma, algıda seçiciliğini kontrol etmeyi öğren, modunu düşürmemek için görmezden gel falan. böyle şeyler duyduğu zaman da sinirleniyor çünkü karşı bunlara da.
her gün olumsuz yeni bir şey olmazsa yenilerini bulamazsa eskileri anarak söver sayar beddua eder: kadının varoluş nedeni olumsuzluk bulmak yaratmak yaşamak ve bana da yaşatmak.
mesela bir olayda ben istediği kadar etkilenmemişsem de rahatsız oluyor.
demiyor ki iyi benim kadar 'duyarlı' değil, benim gibi yorulmaz üzülmez tansiyon hastası olmaz. kızım için iyi aslında.
neden öyle desin????????????????????????????? kendine olan şey neden bana olmasında rahat huzurlu mutlu bir insan mı olayım???????
bven de huzursuz olayım ben de uyuyamamyayım beim de midem hazmetmesin ben de huzursuz endişeli asık suratlı olayım!!!!!!!!!!!!!!!!
ne yani mutlu huzurlu sakin ve sağlıklı mı olacaktım?
mesela müzik dinlerken, radyoda nihat'la sivrisinek'i dinlerken ya da internette bir şeye bakarken gülümsüyorsam buna acayip bozuluyor!!!!!!!!!!!! ki düşünün bir yerden mutlu gelmişsem memnun döneceğimi bildiği için nasıl karşılıyor beni evde!!!
ben dışardan mutlu dönmüşüm evde sinirinden tansiyonu çıkmış bağıra çağıra aynı şeyleri söyleyip beddualar eden bütün evi kahvehane gibi dumanaltı etmiş bir anne buluyorum!!!!
bir de bazen; senin miden ağrımadı mı
senin miden hazmetti mi gibi sorguya çekilirim. neden ben sinirlenmemişim!!! neden ben tepki vermemişim. yeterince üzülmemişim işte kendisi daha duygusal daha hassas bir insanmış!!
yani hiç bir sakıncası yok; kat komşumuz kapısının önünü pis ve dağınık bırakıyor diye sinirlendiğim için tansiyonum çıksın midem ağrısın uyuyamayıp hasta olayım!!!
yani istediği bir yere eğlenmek için gidiyorsam bir huzursuzk bir suçlulukla memnun olmaya değil olmamaya odaklanıp eve mutsuz döneyim!!!! mesela sinemada filmi izlemeye dalmak yerine etrafın benim dikkatimi dağıttığını düşünerek sürekli onları düşünüp filmi izleyemeyeyim.
alışverişe çıkmışsam koca götüme yaşıma güdük boyuma hiç birşeyin yakışmayacağını, kumaşların kalitesizliği ve pahalılığı düşünerek alamayayım eve memnun dönemeyeyim!!
bir yerden memnun dönmüşsem; iyi miydi bari eğlendin mi bari diye sorar. aslında beklentisi eğlendim iyi ama şunlar şunlar kötü oldu çok sinirim bozuldu diye olumsuzlukları anlatmam!!! böyle yaparsam oh içi rahatlıyor susuyor??????????????
hiç bir şey bulamazsa 50 sene önceki olayı hatırlayıp yeni olmuş gibi anlatıp defalarca kendi tansiyonunu çıkarırken benimkisi de çıksın istiyor!! sen de ölç senin çıkmamış mı?
tabi bu davranışları da yüzüne vurulmayacak hiç?
benim de mi çıksın? benim de mi midem hazmetmesin? ben de mi uyuyamayayım? demeyeceksin.
tabi kendisi çok aşırı duyarlı duygusal bir insan çok hassas aynı zamanda. hiç kimse kendisi kadar olamaz. aynı zamanda aşırı zeki aşırı mantıklı ve vicdanlı.
hani hep yazarım ya her gezi, yolculuk gibi bir yerden dönerken en azından bir kavga çıkartmazsa rahat edemez diye. benimle çıkartırdı eskiden baktı numaralarını yemiyorum taksici, dolmuşçu, muavin, garson, bilmem nerde çalışan biriyle falan çıkarıyor. hani her zaman haksız değil ama büyütülmeyecek uzatılmayacak şeyleri uzatıp sonra tansiyonunun çıkmasına sebep olmaktan hoşlanıyor. böyle durumlarda birinin mantıklı ve soğukkanlı kalması şart oluyor. çünkü aksi halde iş büyüyecek ya da o durum daha uzayacak; ne yani ikimizde yüksek tansiyondan eli ayağı tutmaz olalım çantalar çalınsın yürüyemeyelim otobüsü vb kaçıralım, millete rezil olmanın yanında bir de elden ayaktan düşüp muhtaç hale mi gelelim?
ama tabi çok çok inanılmaz mantıklı bir insan olduğu için kızım sakin kalsın da ortalığı beni toplasın demez; sen niye seslenmesin sen niye uyudun sen niye öyle oldun ya da olmadın diye sorguya çeker ve asla yetmez ona. sen sinirinden inme geçir mesela; yamul; demez ki yazık oldu benim yüzümden mi: yamulup kaldın der!!!
ha bir de sen sinirimi bozdun uyuyamadım ya da midem ağrıdı tansiyonum benim de çıktı diyemezsin!!!! çıksın beter ol ama anneni meshul tutma ya da sakin kalmasını söyleme!!!
-------------------------------------------------
mesela bu nefret temalı günlerinde gece ben yatağa gidinceye kadar nefret kusmaya devam ediyor, hatta yattığı yerden devam ediyor; uyuyacağım yeter dersen de söylenmelerle: bu halde uyuyacakmış duyarsız!diyor.
kendisi çok duyarlı belli ben bir şeyden rahatsız olmuşsam canı sıkılıyor ve beni huysuzlukla suçluyor. kendisi bin türlü bahaneyle 3 kere masa değiştirir bir kafede mızmızlanır duru ama ben sigara dumanı bana geliyor demişsem dünyanın en gıcık insanı olarak anneciğimin asabını bozmuş kötü evladıyım!! çek ciğerine bedava kanser ihtimali işte!!
sen de intikam için kendi yaptığı huysuzlukları hatırlatırsan da annene haksızsın demiş varsayıyor efem!!! ama ben her zaman haksıznım!!
toplaşın sigaraları içip içip bana üfleyin kanser edip gebertin de rahatlasın annem!!!
radyoda dinlediğim şeye gülümsememe memnun olmuyor kadın yaa!!!
tabi ki ablama öyle değil!!!! aaa onu huzursuz etmeye hakkımız yok!!!!!!!!!!!!
mesela işte ya da sitede olan bir olumsuzluğu anlatmayayım ablama ay huzursuz olacak ne hakkımız var????? az anlatılır! çok değil. o meşgul ve değerli bir insan benim gibi mi????????????
------------------------------
madem o kadar duyarlıydın senelerce ne alrjiler ne sivilcelenmeler yaşadım umrunda oldu mu? anca şikayet ettin. bukmış hapşurmamdan hep irkiliyormuş, çirkin hapşuruyormuşum!!!
bir kere olsun doktora götürdün mü bu niye bu kadar çok hapşuruyor diye?
ya da niye bu bukadar sivilceli diye. anca şikayet eder.
yok görüntüsü çirkinmiş usanmış iğrenmiş tiksinmiş mikrop saçıyormuşum?
sürekli yedirdiği aburcuburun etkisini kabul etmiyor ama. tamama kendisi de yiyemediği için aşırı yağlı yapmazdı ama baharatlı şekerli olurdu. sürekli burnuma baharatlı şekerli şeyleri dayar dururdu. hele bir yeme!!! senden daha kötüsü yok. seri katiller bile daha iyidir!!
doktor yeme sivilceye sebep olur diyor dersin kabul etmez; kendisi doğurmş doktor ne bilecekmiş!!
o kadar hapşuruk da kullandığı aşırı temizlik ürünleri ve deterjanlardandı belki!!
---
bir de şimdi demez mi yeni aile olanlar için falan bilinçsizler çocuğun önüne aburcubur veriyorlar ne kadar katkı maddeli zararlı şişko olacak kanser olacak; aldıkları oyuncaklar da kullandıkları deterjanar da çok zararlıymış çok bilinçsizlermiş!!!!!!!!!!!!!!!
80ler 90lar şimdiki kadar katkı maddeli kanserojen maddeli değildi belki ama ben maruz kalmamışım sanki hiç?????????? kendisi çok bilinçli.
mesela cildiyeci diyor ki annem de benimle gelmişti; kola fanta asitli içecek, yağlı kızartmalar, şarküteri, kuru yemiş tüketme diye; annem havalara bakıyor!! ve ardından inadına inadına bir süredir azalttığı pasta çörek börekleri arttırıp arttırıp önüme getiriyor. hatta çerez sevmez özellikle alıp akşam yememizi istiyor.
doktor yeme dedi sivilce yaparmış deyince bir nefret bakışı var ki!! ye sen ne bilecek o beslenemezsin yoksa!!
sonra sivilcem çıkınca bakıp bakıp iğreniyorum deme ama!!
------------------------
o kadar çocuk gibi bir inadı var ki; bana zararı olacak bir şeyi bile tüketmeme razı inadından.
mesela toz şekeri hayatımdan çıkartmaya çalışıyorum senelerdir; bin kere de söylesen gene yiyeyim diye uğraşıp duruyor!!!
öyle yumuşaklıktan anlamaz. çocuk gibi inatçı huysuz bencil ve gıcık ve de arsız. muhakkak ciddi bir ders vermek küstürmek gerek yoksa anlamaz.
hala bazen deniyor; çayıma şeker atıyor!! sanıyor ki araya gitmesin diye içeceğim; gidip döküveriyorum!!!
böyle garip komik saçma bir inadı=takıntısı var. muhakkak yedirecek o şekeri!!! anlamaz laftan. arsız. gerçekten.
kilo vermeye çalıştığımda, birşeyleri yememeye çalıştığımda inadıma karşımda bulurum; e sen diyorsun koca götlüsün zayıflamaya çalışıyorum işte!!!
tam rejime girersin ev baklava börek pasta çörek kaynıyor!!! hem benim irademi zorlamk hem eleştirmek istiyor yani.
kararlı ve sert olmazsan o beynine girmez. bir süre sonra o aldığı ya da yaptığı yiyecekler eskir çöp olursa anca ders alır!!
ki o da sonsuza kadar değil. ara ara seni denemelere zorlamalara devam eder!!
ne yani hiç mi yemeyecekmişim hayatın ne zevki varmış o zaman?????????????????? sen ki müzik dinlemekten bile zevk almamdan hoşlanmıyorsun iyi işte tatsız tuzzsz yiyeyim ondan da zevk almayayım daha ne istiyorsun????????????
böyle komik bir hayal dünyasında; çok yiyeyim ama ne sivilcem çıksın hormonlarım bozulsun ne kilo alayım? hem çalışayım ama kendi evimin işi yetmez gibi bir de ona buna temizliğe gideyim, annemle senkronize hastalanayım ama şikayet etmeyeyim; hem çalışayım hem annemi evi hiç yalnız bırakmayayım; evleneyim ama ama koca ortada olmasın annemi ihmal etmeyeyim????????????????
--------------------
mesela başım ağrıyor diyorum inadıma inadıma gürültü yapıyor; anca tersleyip azarlayıp küstürürsem sessziz. halbuki odama çekilirken de cevap alıncaya kadar tembihliyorum ha!!! illa özellikle mi yapıyorsun daha beter mi olayım istiyorsun diye eleştirmem lazım!! illa azarlayıp suçlayacağım!!! anlamaz arsızca inadına gibi yapmayacağı şeyi bile yapası tutar.
mesela başım dönerken bile israrla pazara gidelim diyor; jnormal söylememden anlamaz bağırıp azarlayacağım da anca susacak!!! bir de bunu tenkit eder! bağırdın bana azarladın çocuk gibi. kaşınıyorsun!!!! 3 kere başım dönüyor gidemem pazara dedim daha hala 15 dakikaya bir gelip istiyor!!!!pazara gideliim!!!
her zaman her konuda böyle tabi!!
ama yapmasını istemediğim şeylerde böyle anlamaz vurdum duymaz inat!!
mesela desem ki yorgun değilken bir ara biraz börek yapsan, kek yapsan, çorba yapsan vb de yesek!!! yap dediğim şeyi yapar; mesele yapmasını istemediğim şeyleri inadıma yapmak istemesi!!!
--------------------
mesela bazen beraber alışverişe gidip hiç bir şeyi beğenmeyip almayıp söylenerek dönüyoruz; annemden mutlusu yok!!!!! tabi ki benim onun kadar beğenmemeye, eleştirmeye, şikayet etmeye, söylenmeye hakkım yok!!!! ama memnuniyetsiz dönmüşsem ohhhh içi pek rahat. eğlenmiş memnun olmuş oluyor neredeyse.... tabi annemin memnuniyeti şarkılar söylemek gülmek falan değil daha da devam etmek olumsuz konuşmalara ama daha hafife alarak; zamanla öğrenip ayırt ediyor insan!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder