15.09.2018

bizim okulda murat diye bir çocuk var; 10-11 yaşında. asla laftan anlamayan, baş belası bir velet. yaramaz, hiperaktif, laf dinlemez, hatta söylediğinin aksini inadına yapar. gözünün içine bakabaka inadına yapar. çok paçası sıkıştığı zaman da parayla okuyorum ben burada diye bağırır! ailesi okula para verdiği için her istediğini yapabileceğini düşünüyor. demek öyle söyleniyor öyle yetiştiriliyor.
kendine zarar veriyor, arkadaşlarına, çevreye. kesinlikle laftan anlamıyor.
sonunda geçen sene okullar kapanmadan hemen önce, gitme denen yere inadına inadına giderken düşmüş, gözü çıkmış! neredeyse gözünü kaybedecekti.
ailesi de elbette biz öğretmenleri suçluyor.
defalarca usturuplu şekilde ne kadar haylaz olduğunu, ne kadar yanlış davrandığını söyledik durduk. ama annesi inatla (murat'ın neden inatçı olduğu belli) kabul etmiyor inanmıyordu.
çocuk da tabi öğretmenlerim gitme, yapma dedi ben gittim yaptım mı diyecek; zaten canı acımış, korkmuş, üzülmüş; kuzu gibi annesinin yanında masum masum duruyor: sanırsın okul koridorlarında anasını sikeyim, götünü sikeyim diye bağırarak koşan, duvarlara ayak izini bırakmaktan hoşlanan, çöp kutularını tekmeleyip çöplerin etrafa saçılmasını seven; arkadaşlarını pataklayan, ezen, iten kakan kendisi değilmişcesine sakin ve masum!
ama annesine göre bizler suçluyuz, şu kadarcık masum ve sakin bir çocuğa sahip çıkamamışız, nasıl emanetmiş bu!!! bizim yüzümüzden kör kalacakmış neredeyse!!
kim ne anlatırsa anlatsın asla kabul etmiyor, onun oğlucuğu çok akıllı çok usluymuş, hiperaktif olduğu için_ ki bunu çok büyük bir zeka göstergesi olarak görüyor ama oğlanın dersleri o kadar da iyi değil ama işte hep hiperaktiflikten!!!_ yerinde duramıyormuş ama güzellikle söylenince her zaman dinlermiş çünkü çok terbiyeli yetiştiriyorlarmış!!!!!

elbette bir anne çocuğunu dev aynasında görebilir, ya da sırf başkaları karşısında kötü hissetmesin diye haklı görüp savunabilir __ hı benim annem mi hahaha asla beni dev aynasında görmez bilakis olduğumdan her zaman daha kötüyüm daha çirkin daha başarısız.... ___ ama annesi murat'ı bir melek olarak görüyor. daha önce de küfür ettiğini söylediğimizde kabul etmedi. başkasıymış o karıştırmışız mıdır nedir!!

baktı ki için için hak veriyor ve köşeye sıkıştığını hissetti; hemen verdiği paraların arkasına sığınıp oğlunu aşağılamak azarlamak için mi o kadar para sayıyormuş o diye başlarlar savunmalara çoğu ebeveyn.

para verdikleri için sadece eğitim vermeyeceğiz, terbiye, disiplin, geleceğini kurması için destek ve fikir değil; kakasını yemeğini terini de kontrol edeceğiz. mesela gelmiş anne çocuğun sırtı terliymiş! bize kızıyor niye değişmemişiz üstünü bizim yüzümüzden hasta olacakmış!!! koşup koşup terlediği için değil yani bizim yüzümüzden!!!
sadece öğretmen değil dadı bakıcı falanız da aynı zamanda. para veriyor o!!!! muhtacız onun parasına!!! paralı okulda okuttuğu için çocuğunu ve okula, haliyle biz öğretmenlere de para sağlamış olduğu için her zaman haklı olduğunu, bizden kat be kat üstün olduğunu, kendisi olmazsa açlıktan ağzımızın kokacağını ya da sokak fahişesi olacağımızı zannediyor, hayal ediyor falan!!

yani sadece iş yerlerinde patronun çalışana mobbingi yok, ya da okulda işte insanların birbirine zorbalığı; öğretmenler bir de veliler tarafından mobbing'e uğruyor!!

para veriyor ya bize; o gün eğitimin dışında çocuk yemek yemiş mi, dişini fırçalamış mı, kakasını yapmış mı bilmemizi bekliyor; terlerse üstünü, altına kaçırırsa çamaşırını, düşerse falan yarasını temizlememiz gerektiğinden eminler. kendileri sadece sevip okşayıp eğlenecek; çok çalışıp az zaman ayırdıkları için yaşadıkları suçluluk duygusunu bastırmak için her istediğini alıp şımartacak sonra bize salacak biz de eğitip kollayıp adam edeceğiz; kaprisini biz çekeceğiz!

para veriyor bize!!!
hiç de düşünmüyorlar bu okulda kaç çocuk var; nerden bilelim terlemiş mi, kakasını yapmış mı bilmem ne; bir şey olup da gözümüze batmazsa ya da gelip sormaz bir şey istemezse nerden bilelim? nasıl bilmeyeylimmiş başka ne işimiz varmış ki!!!

----------------------

bu olayları duyan annem ne dese beğenirsiniz. okulun kapatılmasını diliyor!! çok iyi bir insan çünkü!!! kadın bize dava açacak ve kazanacak olursa okul kapatılırmış değil mi diye gözleri parlayarak soruyor!!! çok iyi bir insan olduğu için 40 kişi işsiz kalsın! esas mesele aslında diğerleri değil; özellikle ben atılsam ben işsiz kalsam hatta diplomam geçersiz kılınsa men edilsem öğretmenlikten!!! evde kala kalsam! köye yerleşiriz tarla sürerim!!!!!

-------------------------

annem de haylaz murat'tan çok farklı değil hale geldi. eski becerikliliği dengesi gücü yok ama anlamazlık arsızlık yaramazlık inatçılık arttıkça artıyor.
geçende tutturdu da bilmem kime gidelim de gidelim. eski bir arkadaşıymış. hadi otobüse binip gideceğiz.
ama annemin toplu taşımada yaşadığı kazalar ünlü. tabi ki başına saçma bir şey gelmeden bir münakaşa çıkartmadan rahat edemez.
şimdi beraber binerken otobüse ben parasını vermek için şöförün o tarafa gitsem annemi de oturacak sansam; muhakkak başına bir saçmalık geliyor. iyisi mi dedim annemi tam oturtayım öyle vereyim parasını. herkes de iki kişilik koltuklara tek tek yayılıp oturmuş, otobüse yaşlı birisi biniyor anca bel  bel bakmayı biliyorlar.
birisinden rica ettim annemle beraber oturayım diye; kalktı bıraktı bize koltuğu, annemi oturttum. ben de sanıyorum ki annem kuzu gibi orada oturacak. gidip parasını vereceğim.
annem nereye???????????? diye soruyor. sanki bedava biniliyor otobüse!! o kadar habersiz ki! muavin yok kim alacak parayı???????? hiç bir haberi yok!!

sen otur parasını vereceğim ben diyorum. ve ilerliyorum. tabi otobüs bu sırada hareket halinde; ben parayı verirken annem sen kalk yer değiştirmeye çalış. sanki defalarca başına saçma sapan kazalar gelmiş birisi değil. ama asla ders almaz!!! kaç kere yere boylu boyunca uzandı, kaç kere birilerinin üstüne devrildi, kaç kere bana asıldı çarptı kafa attı. sayamam kereleri artık. demiyor ki hareket halindeyken kalkmayayım beceremiyorum; hayır illa da beğenmeyece yerini değiştirmeye kalkacak!!

benim arkam dönükken sen kalk başka yere geçmeye çalış; anneme göre toplu taşıma araçları dümdüz aynı hızda gider!!! sanki yolda ondan başka bir araç yok, ya da başka durakta durması gerekmiyor. elbet hızı azalıp çoğalıyor, yön değiştiriyor, durağa gelirken fren yapacak.

eee. ben daha arkamı o tarafa dönmeden annemin aaahhhhh sesini duydum ve bir baktım ki yere tamamen düşmüş ayakları bile havada!!! ne oldu ahtapot eller!!! ben yanında olsam olmadık yerlerime tutunmaya kalkar; at kuyruğu saçıma, atkıma, çantama, bluzumun askısına, şortuma
 hatta popoma, belime: beni ne duruma soktuğu, sakatladığı ya da hani o kimsenin görmemesi gereken kocamıza saklamamız gerektiğini düşündüğü memem popom bile açılsa razı!!!

yer değiştirmese yanına oturmuş kıstırmış olsam da kıpırdanıp durur!! rahat edememiş!!! prensesler gibi yetiştirmişler onu!!! sen niye beni prenses gibi yetiştirmedin ya? ya rahat edemez kımıldanır durur tabi ki bu arada bacağıma tekme atar, dirseğiyle karnıma göğsüme geçirir!! olmadı gözüme bir şey sokmayı başarır!!! yaramaz ve gıcık bir çocuk gibi ama sevimsiz ve küfürbaz. evet bu süre içinde elbette ağzından bal damlayacak değildi; sürekli söylenir durur. ve tabi ki ineceğimiz yer konusunda endişelenir. çünkü o eski bilmediği şehirde bile şıp diye adres bulabilen kendinden navigasyonlu yön yol bulma uzmanı annem gitti yerine kendi evinin yolunu tanıyamayan bir şaşkın geldi. hadi yön duygun gitmiş, kızına da mı inanmıyor güvenmiyorsun? sanki alıp yanlış yerlere kaçırıp keseceğim??????? bir yandan şikayet ederken bir yandan da endişelenir ya durağı kaçırırsak ya güzergah değişmişse!!??????? ya binerken 3 kere sordun 3 kere adam evet geçecek dedi daha neyin endişesi bu???????????? benim söylememe zaten inanmıyor, illa bir başkasından da duyması şart. bu kişi iki çift lafı bir araya getiremeyecek kadar cahil birisi de olabilir dilimizi konuşamayan Suriyeli bir çocuk da. bana değil onlara inanır anında!!!

annemin yaramaz öğrencimiz murat'tan farkı yaşlı ve sevimsiz ve daha beceriksiz olması. gerçi ablama göre annem çok şekermiş!!! o yüzden 48 saat başbaşa kalmaya dayanamayıp beni gel diye mesaj yağmuruna tutun değil mi? (bize kışın geldiğinde 2 gün bile tam değil bir arkadaşımda kalmıştım. sanki 365 gün ilgilenen ben değilmişim gibi 2 gün dayanamadı şikayet edip durdu bana) şekerse al koynuna yat!! niye benim başıma yıkmak dururken kendi uğraşsın da yorulsun ki???????** kendisi önemli ve özgür bir kişi ben ise annemin kölesiyim.
mese

ha zaten annemin beni tekmelemesi meşhur; ana karnındaki halimden intikam alıyor herhalde! sanki ben isteyerek planlayarak girmişim oraya, sizin bok yemeniz! bir yere ailecek yemeğe gideriz; tabi ki en kötü sandalye bana kalır. ya köşede duvara bakacak ya tuvalete! ama bunu annem özellikle yapıyor. kimsenin beni görmeyeceği ve benim de kimseye dönüp bakamayacağım konumları bana vermeyi seviyor. böylece ne eğlenirim ne mutlu olurum ne de kimsenin dikkatini çekerim. olur ya biri bana bakar beğenir falan!!!! sonra da der ki kimseyle konuşmadın iletişimin eksik, yeni insanlarla tanışmıyor konuşamıyorsun pasifsin!!! yani hem hiç evden çıkmayayım sosyalleşmeyeyim hem de arkadaşlarım yeni arkadaşlarım olsun?????????
zaten birisiyle konuşacak olsam kendi aile masam da bile beni susturmak, lafı ağzımdan lamak için yırtınır! bana bizzat sorulan soruya bile kendisi cevap vermeye çalışarak beni dünürümüzle bile konuşmaktan alı koymaya çalışır!! hem kimseyle konuşmuyorsun diye eleştirir hem de birisiyle konuşmamı engeller!!
bir komşumuzla ayak üstü laflayacak mıyım mesela hemen beni çocuk gibi çekiştirmeye başlar kolumdan yada fiziksel olarak önüme geçip kendi konuşmaya başlar!!
bazen beni bir arkadaşımla konuşmamda bile engellemeye çalışır; telefonu kapatayım diye debelenir durur! kıskanç bir pet ya da çocuk sanki. sadece kendisiyle ilgileneyim! kendiyle konuşulmuyor ki. hiç susmadığı için zar zor fırsat bulduğun anlarda da ağzından bal damlıyor! okul kapatılırmış inşallah diyor mesela!!!
bazen telefonda ablamla bile konuşmamdan sıkılıyor; sesim irite etmiş kulağını bıkmış yetermiş kapatayım!!! ablamla konuşuyorum anne! ver ben konuşacağım!!!!!

ha ailecek yemekte masada ya yanımda olacak bana kapris yapacak; diyelim biriyle konuşuyorum muhakkak bölerek benden birşey ister ki o sırada konuşma unutulsun o kişi başkasıyla konuşmaya dalsın!!! ve elbette kımıldanıp durduğu için beni tekmeler durur. yer değiştiririm peşimden gelip gene tekmeler. uyarırım annem bana atıyorsun o tekmeleri diye. umurunda olmaz az sonra gene devam eder. bacak bacak üstüne atarken çarpar ya da ayağını sallarken. zaten mesela kağıttan ve köşeli torbaları da sallayarak bacağıma vurmaya bayılıyor!!
sonra da der ki niye morarmış oran????????????????????

nerden mi görüyor. sürekli peşimde dikizde. her an her yerde gözünün önünde kontrolünde olayım istiyor. elbet sevdiği şeylerden biri ben giyinirken tepeme dikilmek!! sen tekmeledin sen çarptın denmez de asla kabul etmez! altta kalmak yerine tüm gün seni dikizleyip kusur aradığı için söyleyeceği şey bulur!!!

hem bana asosyalsin pasifsin utangaçsın girişken değilsin kimseyle iletişime geçemiyorsun diyor hem de büyük bir zevkle kendi akrabalarımla bile konuşmama mani olmak için yırtınıyor!!! hatta bazen benim yaşadığım olaya o öyle değil diye atlayarak kendi anlatmak istiyor. benim yaşadığım şeyi benim tanıdığım birini benden daha iyi biliyor!! hiç bölemediyse sonra evde intikamını almak istercesine bende kusur aramalara başlıyor! anneme göre her konuşmam yanlış!!!

---------------------

ha neyse daha tam dönemeden annemin ah sesiyle yere kapaklanması bir oldu!
bu durumda da beklentisi hareket eden otobüsün içinde ellerim dolu olsa bile bir yere tutunmadan tek elimde 67 kiloluk annemi hoooop diye kaldırıp istediği yere koymam!!! o an tuhaf ve sakat hareketler yapmışım belimi kolumu sakatlamışım götüm göğsüm açılmış gözüm çıkmış hiiiiiç dert değil!!!
niye kalkıyorsun otursaydın diyorum efendim beğenmemiş yerini!!!! sevdiği yer değilmiş adam olsaymışım sevdiği yeri ayarlasaymışım!!! sevdiğim dediği yerde bile mızmızlanır durur. hem orada çok yaşlı çantalar da yaşıyan bir çift vardı onları mı kaldırsaydım yani terbiyesiz gibi!!!

 anneciği rahat etsin diye öleceğim ve öldüreceğim bile böyle fantastik bir diyarda. beni cinayete manipüle eder gibi şu aralar yazlıktaki evinin önünü çok karışık ve pis bırakan komşumuz hakkında cinayet fantezileri yazarak geberse keşke, böyle karının boğazını kesivereceksin gibisinden konuşmalar içinde!!! çok da bilir iyilik!!! bir sürü saçmalığa sakatlanmama bile sebep oldu bir gün olsun pişman değil ve özür dilemedi. 5 sene oldu hala kolum sorunlu mesela ama umurunda değil; gevşek gevşek oturup bakıyor ve burun kıvırıyor!!!
kendinin suçlanmasına da hiç dayanamaz hemen sana bir kaç kusurunu sıralayıp yağ gibi üste çıkmaya çalışır. o kadar da kusurlar yanlışlar abidesiyim ki düzgün doğru bir cümle kuramıyorum anneme göre!!!

--------------------

tabi ablamın annemin rahatını sağlamak gibi bir görevi yok hiç. o evli yoğun çalışan meşgul ve özgür bir insan!!! beraber gezerken bile mesela alıp başını gidebilir arkasına bakmadan ama ben annemi bırakmamak zorundayım.
iyice beceriksiz sarsak ve sakar bir hale geldiği için çocuk gibi uyarmazsam bir yerden sakatlanmadan dönemiyor! sürekli annecim önüne bak annecim dikkat et annecim sağa dikkat et falan gibi uyarmak, koluna girip çekiştirmek, tutmak ve kollamak zorundayım. yoksa ya düşüyor ya birine bir yere falan çarpıyor muhakkak o günü mahvedecek bir şey yaratıyor!!
bir gün almış başını bodoslama yürüyor. böyle eskisi gibi hızlı değilim dese de kendinin yeterince farkında değil; dengesiz ve görmüyor mu idrak mı etmiyor bilmiyorum. bodoslama bir motorun üstüne yürüyor.
park etmiş kocaman bir motor. koluna girip durdurup motor var deyince de ben motoru düşünüyor oluyorum kim takarmış motoru sikermiş motoru!!! ulan çarparsan düşer düşer! düşsünmüş beter olsun gebersinmiş!!!!! kim sikermiş motoru! nefret ediyormuş motordan nefret gebersinmiş hepsi!!!

nooldu çok iyi çok vicdanlı bir insandın motorlular gebersin diye beddua ediyorsun ya????????

motor üstüne düşer diye durduruyorum ben; kim bilir kaç kilo o koca motor; altında kalıp kemikleri un ufak olsun istiyor herhalde? hiç aklına bile gelmiyor görmüyor bile oysa!! bunun vurgulanmasından da nefret ediyor; o zaman sen berbat bir insansın!!! bırakayım da altında kalsın madem ama sonra ceremesini eşşek gibi çekecek olan da benim başkası değil!

ablam bu sürekli annecim dikkat et diye uyarmalarıma bir anlam veremiyor. o kadar zeki ve anlayışlı olmasına rağmen!!!! hiç tanımıyor bilmiyor ki? evde misafir ya da turist gibi yeni tanışıyormuşuzcasına habersiz salak laflar ediyor. annemin ayağındaki ağrıyı bile daha yeni öğrendi mesela!!! fizik tedaviye gidiyoruz kaç kere dedik ama bir kulağından giriyor telefonde he hı deyip geçiştiriyor annesini nasıl haberi olsun!!! ve annem ona bilmiyordum haberim yoktu deyince hiç kızamıyor. oysa en az 5 kere yakınmıştır telefonda!! ama ben 60 yıl önce yaşadığı bir şeyi unutmuş olsam dünyanın en kötü insanı en berbat evladıyım! ablam daha geçen ayki ayak ağrını bile hatırlamıyor ama dünyanın en şahane insanı oluyor!!!

bırak nazlı!! istediği gibi yürüsüüüüün ne karışıyorsun????????????

nerden bilsin mesela geçen sene bir ayağını burktu diye bana 3 ay kapris yaptı. tuvalete bile bana asılarak o kocaman kalçasının 67 kiloya çıkmış gövdesinin ağırlığı altında ezile ezile götürdüm bir yerlere. tabi ki gene yaranamadım. annemin hayaline göre kucağıma alıp taşımalıyım basamıyor ayağının üstüneeee!!!! demez ki bu kız 67 kiloyu nasıl taşısın ya da ya beli sakatlanırsa! neden böyle bir sorunsalı olsun ki!!??????????
sadece bu da değil; psikolojik olarak da sonuna kadar abanır sen ne hale gelirsen gel onun konuşup eleştririp rahatlaması önemli. sen şiş moralin bozulsun özgüvenin olmasın ne önemi vardır. bunu görmek istemez hele söylemene asla katlanamaz eşşek gibi çekeceksin. aylarca her akşam tv izlerken kaprislerini söylenmelerini eski dosyaları açıp açıp küfretmelerini ne kadar olumsuzluk varsa sıralamasını dinledim durdum. sırf kendi sakarlığı yüzünden ayağı burkuldu diye beraber geberecektik kurtulacaktık mesela!!! ve ayağını burktuğu sırada ben yoktum bile ama gene benim suçum neden yoktum!!!!

senelerce kadınlar çalışıp maaş para vb sahibi olmalı diye nutuklar attı, bizi okuyup çalışıp kendi ayakları üzerinde duran kadınlar olmak için yetiştidi; senelerce atanamıyorum diye beni iğneledi durdu ama düzenli bir işim olduğuna sevineceğine kıskanıyor ve okul yansın yıkılsın kapatılsın diye dua ediyor ve beni kendini yalnız bırakmakla suçluyor! ama sırf bu gıcık eve dönmemek için 20 yaşında evlenen ablamın asla bir nebze dahi annemi yalnız bırakmaktan suçluluğu yok!!!

-----------------






















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder