18.08.2018

hepsini aynı anda söylemez ama mırıl mırıl gıdıl gıdıl vızır vızır konuşup aklına ağzına gelen herşeyi de hiiiiç içinde tutmaz söyler.
mesela banyodan çıktıktan sonra banyoya giremiyrmuş çok sıcak oluyormuş ve iğrenç kokuyormuş!!!
sağ olsun beni çok sever o yüzden kokumu iğrenç buluyor.
mesela banyodan sonra saçlarımı tararım ve lavaboya dökülür. her zaman evin içinde fink attığı ve sürekli herşeyi gözetlediği için lavabodaki saçlarımı görür ve sorar onları toplayacakmışım değil mi? iğrenç görünüyormuş da!
sağ olsun beni çok sevdiği için dökülen saçlarımdan tiksiniyor iğrenç buluyor!! hele banyo giderindeyse ıyyy daha da mide bulandırıcı nazlı'nın saçı!!

ama kendi banyodan çıktıktan sonra içerisi sıcak ve kokulu olamaz!!! onun kokusu güzeldir assssla ve kat'a iğrenç olamaz. hatta annem çişinin kakasının ve terinin asla ama asla kötü kokmadığını iddia ediyor. anca kırk yılın başı ishal olursaymış kokarmış ama o da çok nadirenmiş ve zaten herkesin o durumda kokan kakalarından daha az kokarmış!!! tabi ki de yerlere, lavabolara, yemeğe, banyo giderine dökülen saçları da iğrenç olamaz!!!

bir gün telefonda arkadaşımla konuşuyorum, meraklı melahat ve kontrolcü olduğundan ve sürekli evin içinde turlayarak herşeyi çek ettiği ve benim her hareketimi de gözetlediği için konuşmamdan sonra akşam laf arasında diyor ki ne kadar çok konuşmuşum artık sesimden irite olmuş!!!
sanki tüm gün carcarcar kendisi konuşmazmış, bir şeye konsantre olmama izin verirmiş, hatta işteyken defalarca telefon edip beni bölmez meşgul etmezmiş gibi; yani tüm gün yaptığı elbette olumsuz konuşmaları dinlemezmişim gibi kendisinin değil de benim sesim irite edici!!!!

her beraber vakit geçirdiğimizde, ben evde odamdayken, orada buradayken sürekli beni inceleyerek yeni kusurlar bulmaya çalışır.
bir zaman götüme takmıştı ve sürekş götüme dikiyordu gözünü. götümün kocaman olması bir yana - ki kendi muhhhhteşem ötesi genleri sayesinde hiç başka şansım da yoktur ama anneme göre kendiyle alakalı değil kendi götü güzel - ayrıca bir de simetrik sallanmıyormuş!!
sonra sivilcelerime yeterince üzülmezmişim gibi her fırsatta, sabahın köründe karşımda kahvaltı yaparken ben sanki boğazıma dizilsin istermiş gibi suratımdaki sorunları sayar!!!

memnun oluyor herhalde.

ha bir zaman da beni alıp doktora götürmektense, daha hijyenik ortamlar sunmaktansa; vücuduma da yayılan sivilcelerden ne kadar tiksindiğini belirtirdi. kimse öpmek istemezmiş kimse koynuna almazmış.

bunlar zamana yayılmış, laflar ve örnekler arasına sıkıştırılmış, anında tepki vereme sonradan içine batsın otursun diye yumuşakça söylenmiş sözler!!!
çözüm-çare aramaktansa şikayet etmeye kusur bulmaya ve yenileyerek dırdır etmeye bayılır!!

yıllar sonra akne sorunum çözülmeye başlayınca suratımda oluşan çopurların ışık vurduğunda ne kadar kötü ne kadar korkunç göründüğünü belirtmeden geçemez!!! yada koyu lekelerin
mesela hemen hemen her gün ben işe gitmek için hazırlanırken peşimde dolanıp bana mani olmaya yavaşlatmaya çalışırken bir yandan da söylenir o nedir niye sürüyorsun ne gerek var mecbur musun? ama pazara gideceksek sabah beni ilk gördüğü anda yinelemeye başlar uyanır uyanmaz pazarcılara iyi görünmek için bakım yapmalı ve süslenmeliyim.
tüm hafta işe giderken ya da özel bir okazyonda 15 dakikalık makyaj sürem anneme batarken pazar için saaatlerceee süsleneceğim!!???
hem sürme onu bunu der hem de laf sokmak istediğinde der ki suratında sivilce çıkmış, suratında leke olmuş

kendisinde hiç olmamış!!! sivilce sadece adet günlerinde lekeler ise elbette 2. çocuktan sonra!! yani benden sonra olmuş.

çocuk doğurdukça kadınların daha hızlı yaşlandığı ve sağlık sorunlarının artmaya başladığı gerçeğini bilmeyen bir cahil misin? yapmayaydın 2. çocuk! hani dünyanın en bilinçli insanlarından biriydin ya nooldu?

yani başkalarıyla sohbet ederken bile, eş dost aile ortamlarında başkalarıyla kaynaşırken bile bir gözü beni dikizlemede ve sürekli kusurumu aramada.

geçen gün diyor ki Selma hanım'a öyle dedin ama böyleydi öyle değildi!!!
kim selma ya?????
4 sene önceki yaz bizim katta yazlık daire kiralayan İstanbul'lu bir hanım; toplamda 4 kere görmemişizdir ve bunca yıldır ne gördük ne duyduk ne de hakkında konuştuk. unutulan silik bir tip. ama annem sabah sabah uyanmış düşünmüş taşınmış bugün nazlı'nın ne gibi hatalarını kusurlarını ve çirkinliklerini bulabilirim diye düşünmüş!!!

hafızası çok güçlüymüş fil gibi. bak ben unutmuşum ama o asla unutmazmış. he belli. kaç yıllık kendi evinin duş başlığını unutuyorsun sen???
geçen gün şampuan bitmiş almak gerekti. her zaman aynı annem değişiklikten nefret eder. ama şampuan firmaları zaman zaman birkaç yılda bir ambalajlarının şeklini şemalini değiştirir. yıllardır kullandığımız şampuan markası da değiştirmiş. annem banyoda bir türlü kapağını açamamış, şampuanı yere çalıyor bağırarak küfrederek beddua ederek banyo duş kabininde tepiniyor veeeee sırf bir şampuanın kapağını açamadığı içiiiiiiiiiin gebersek de kurtulsak'ı yapıştırıyor!!! ne kadar harika. annem kapak açamıyor diye ben de genç genç girecem mezara!! ha geberecek olsan beraber son anda haber vermeden cayıp yırtar sen de geberdiğinle kalırsın!!!!

hadi gözü iyi görmüyor elinle yoklayarak kurcalayarak da mı bulamazsın!!! bilim değil ki bu dandik bir kapak!!!! bir de iddia ediyor ki ben yanlış marka şampuan almışım ondanmış hep!!!! tabi ki herrr zaman benim suçum!!!! kendisi mükemmel bense bir hatalar çirkinlikler kötülükler abidesiyim.

oturmuş da eşyamı kontrol ederken kıyafetlerimin koktuğunu yüzünü buruşturarak söylüyor? kendisi asla kokmazmış!!! hıııı. niye aziz misin uzaylı mısın melek m,s,n de?

bir kaç yıl önce bir alarjisi oldu cildinde ama doktora gitmek yerine suyun alerji yaptığına kanaat getirdi ve yıkanmayı reddetti!! bütün yaz iğrenç ekşi koka koka gezdi ve asla koktuğunu kabul etmedi. teri asla kokmazmış asla!!! ben söylesem ne fayda ablam bile söyledi hayal kırıklığına uğradı oany bekliyordu ama gene de inanmadı!!!


mesela bazen de masada yemek yerken bir yandan beni dikizleyerek sürekli hatamı kusurumu aradığı için bir şey yapıştırır: ay tabi ki olumlu değil: çatalı tutuşum garipmiş, yemeği çiğnerken bilmem neymiş, su içerken çıkardığım ses çirkinmiş!!

bende gördüğü hatalar kusurlar çirkinlikler kabahatler ne derseniz deyin bitmez tükenmez.
her konuda her detayda hatalı çirkin manasız gereksizim... her şeyim tamamen yanlış.
gece bile tuvalete gideceği zaman karanlıkta gezinip beni kontrol edip hah bir kusurumu daha bularak sabahları müjdemi veriyor bazen!!!

gece götümü öyle bir devirmişim ki koltuk sallanmış. gece görmüş de götüm ne kadar çıkık uyuyormuşum. niye öyle yatıyormuşum böyle yataymışım daha iyiymiş!! ne biçim ayırmışım bacaklarımı? niye kollarımı öyle yapmışım???

ayakkabımı giyerken bile hareketlerim yanlışlıklar ve çirkinliklerle dolu.

sağ olsun bana baktığı zaman: aman ne güzel karakterli namuslu başarılı bakımlı hoş bir kızım var kitap okur sergi gezer film sever hayattan keyif alan dengeli kişilikli iyi huylu hayvan sever şık giyinen güzel makyaj yapan iyi parfüm seçen arkadaşları tarafından sevilen  bir kızım var mı diyecektiydi??????????????
bana bakınca sürekli küçük kusurlar yanlışlar görüyor!!!

üstelik sesim de irite ediyor kulacıklarını!!!

bana baktığı zaman kusurdan başka bir şey göremiyor. zaten sürekli yeni kusurlar bulmak için sürekli inceliyor böcekmişim gibi. giyinirken bir iş bir şey yaparken birileriyle hatta kendi ablamla bile konuşurken sonradan bana laf sokacağı, kusur hata bulacağı şeyler görüyor. ve asla unutup da sineye çekmez hoş görmez. çünkü çok ama çok batıyor gözüne!!

geçende diyor ki koltuk altına deodorant sıktın mı ter kokacaksın iğrenç iğrenç! ben ne zaman iğrenç koktum ki terden? her gün duş alıyorum roll on sürüyorum diye inceleyip eleştiren laf sokan sen değil misin? o ne sürdüğün niye duşa girdin ne gerek var kim koklayacak ne o döktüğün ne o sürdüğün.....??????????

mütemadiyen laf aralarında laf sokmalar ve sorgulanmalar. hani yaşlandıkça hem ben hem kendi azalır sanırdım daha da artıyor. çünkü bomboş kaldı tek saplantısı ben ve benim saçma ve yanlışlarla dolu boktan davranışlarım.
bir yerim kaşınır niye kaşındı diye sorgular ama endişeyle değil merak ve suçlama tarzında.

deodorant kullanmayı bir türlü öğrenemeyen kendisi. ısrarla ve inatla ter ter terledikten ter koktuktan sonra sıkıyor ve sonra da beğenmiyor; e hani geçmemiş ter kokusu?! e daha beter olMUŞ!?
yanlış kötü deodorant seçmişim demek!!! gene bende kabahat yani!!!
bin kere anlatmışımdır bekli son 25-30 senedir ne bileyim ne zamandır deodorant kullanıyorsak artık. ter kokunca sıkmayacaksın temizken sıkacaksın ki bakteriler koku yapmasın. ama asla inanmaz asla dinlemez. burnunun dikine bildiğini okur sonra da beni suçlar.
sadece deodorant değil terledikten sonra sürmeye kalkar roll-on'ları. hem işe yaramaz hem iğrenç ve hijyenik değil. üstelik al bu senin olsun sen kullan deyip verdiğin roll-on'u değil benimkini kullanmaktan hoşlanıyor. illa koltuk altı terini bana da sürdürecek yani?
kötü diye vermişimdir o şeyi ben!!

ben sen miyim? ben senin gibi kendime ve en azından biraz daha fazla büyük kızıma iyi güzel kaliteli pahalı şeyleri yaraştırıp da küçük kızıma ucuz kalitesiz basit şeyleri layık gören???

yüz kremlerimi sürerken ağzını büzerek gelip beni sorguluyor ne işe yararmış ki bu? kendisi çooook kullanmış ama en kalitelilerini ama hep söylediği şey bu. son 15 yıldır saldı ve salladı ama kolu bacağı kurusa krem sürmüyor söylenerek dolaşıyor. sen söylesen de yaranamazsın.
ne kremiymiş o şart mıymış sürmem doktor mecbur mu etmiş kaçaymış o pahalı mıymış!!
pahalıysa kozmetiklerim hemen başına bir şey gelir %50 şansları var. ya düşer dökülür ya yanlışlıkla atılır ya da mesela eve gelen yardımcımıza veriverilir.
benimle beraber mağazadan alırken benim kendi parama bile kıyamayan almayayım diye türlü dil döken kadın, e bana kaliteyi yakıştıramıyor ki- hemen hediye eder başkasına!
parfümse de bitmeyecek diye korkar; yüz kere söylemişimdir 3 sene kullanılıyor diye ama asla anlayamıyor; bitsin diye tuvaletlere sıkar tabi eğer yardımcı kadına vermezse.
e ben gene alırmışım bim'de varmış.
herşeyin açıklaması bim'de vardır olmadı migiros'ta! (migros'a illa ki migiros diyor)

defalarca burada yazdım. annemin bilinç altından bir düşmanlığı var bana karşı. pahalı kaliteli marka şeyler aldığım zaman sabote etmeden duramıyor. içine sıçıp o şeyin sonra rahatlıyor resmen. kızın parası boşa gitti diye dertlenmez hiç.
kendisi gençken hep kaliteli yünden kazaklar giyermişmiş!!! babazı anası almasa kendi alacakmıydı acaba? ama ben kendime özenip bir kazak almıştım açık gri angora; almış aklına esmiş çamaşır yıkamak; ben yap desem yapmaz makine nasıl çalışıyordu diye sorar beceremez ne hikmetse benim kazak çeksin diye sanki uğraşıp çalıştırmış makinayı. kazak bir çıktı düdük gibi olmuş pek de eğlendi bununla pek de güldü aman küçülmüş bu dedikten sonra.
kendisi 70lerde 80lerde hep ipek gömlekler giymiş özel dikim. övünür durur. ben de özenip bir gömlek aldıydım kendime almış ütülemeye kalkmış oysa bana yıkmaya bayılır bu işi! hatta onun bunun ütüsünü de. ama güya bana iyilik edecek gitmiş koltuk altını yakmış nasıl becerdiyse. başka bir gömleğimi de yıkanıp asıldıktan sonra çamaşırlıktan alırken sigarası yüzünden yakmış delik delik etmişti.
kırk yılın başı kendime iyi bir gözlük almış kullanıyordum kısa bir süredir. suikastler düzenledi kaç defa. ceketini giymek için çevirirken çarpıp düşürdü olmadı, başka bir zaman çarpıp düşürdü gene olmadı en sonunda üstüne oturdu başardı!!!! başka bir gözlüğümü de illa kafama takmamı istemiyordu, güya iyilikmiş, genişlermiş yanları kafam kocamanmış da!!!! laf sokmadan rahatlayamaz. masaya koy diye diye 50 kere söylendi. e sussun diye dediğini yaptık. sonunda ne oldu beklersiniz? kendi çantasını alırken yere düşmesine sebep oldu. annem yere düşen şeyleri tekmeler her zaman! böyle asil ve şahane bir alışkanlığı var!!! veee tekmeledi fırlattı ve üzerinden motorlu bir adam geçip ezdi. çok rahatladı!!!
hani kalite lüks pahalı şeyler bana hiiiiiiiiiiiiç yaraşmıyor ama madem almış bozuluncaya kadar kullandsın da bir daha aldırmam da demiyor anında yok etmek istiyor. ben kızınca da zaten uyduruk dandik ucuz bir şeydi diye savunuyor kendini ne varmış markette de şurada da burada da bim'de de varmış alırmışım üç kuruşa sanki kaliteli birşeyler kullanıyormışumda ama kendisi gençken en kaliteli en pahalı en iyi şeyleri kullanırmış!!!
kullanırmıyon ki!!! kendine kalsa merdiven altında nasıl neylerden üretildiği belli olmayan sahte sentetik şeylerle bezeneceğim; kremlerim kıyafetlerim....

aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa ama ablama gelince öyle değil haa!!! ah yavrusuna ne kadar yakışıyor!!! kendine LAMER krem almış 1500 liraya döşünü bile kreme buluyor anneciği de hayran hayran izliyor anlatışını ve yakışır  benim yavruma diyor.
ama ben bacaklarıma sürdüğüm 15 liralık Nivea kreme bile layık değilim çok çok pahalı ben müsrifim.

bu ikilemleri çelişkileri ayrımcılığı söylersem de ay çok kızarlar hiç duymak istemezler benden kötüsü olamaz!!!!

bir yere toplu taşımayla gidilecek diyelim. ben de sık sık kullandığım için biliyorum çoğu güzergahı. diyorum ki mesela mavilere binilecek. yok annem bana inanmıyor. illa ki soracak. üşenmezse her otobüsü dolmuşu durdurup içeri soruyor bilmem nereye gidiyor mu? ama cevabını duyamıyor ki!! kaç kere soruyor defalarca cevap alıyor gene tınmıyor. illa da soracak ya zorlanıyor da o kadar gidip gelmelere eğilmelere basamak çıkmalara dayanamıyor.
ama durmuyor ki. ben diyorum işte o değil sormana gerek yoook. yok soracak! ben bilemem ki ya da yalan söylüyorum.
olmadı illa etraftakilere soracak ve hemen inanacak. bir gün oğlanın biri diyor ki o oraya gitmez şu gider. ay annemde bir sevinç bir memnuniyet; işteeee nazlı'nın bir hatasını daha çıkarttım ortaya!!! ben değil de 13 yaşındaki oğlan bilir daha iyi tabi ki.
ya da geçende gitmiş adamın birine soruyor, adam doğru dürüst Türkçe bile konuşamıyor ki belli ki Suriye'den gelmiş, anladığı kadarıyla yardımcı da olmaya çalışıyor diyor ki "turuncu dediler gider demişler". sanki annem de harika duyma organlarıyla yaşayan birisi yarım yamalak duyup inanıyor bana gelmiş sevinçle mavi gider dedin ama turunça gidiyormuş o? turunç site herhalde!!!

ya da ben diyorum ki şu şu yazana bineceğiz, annem illa birinden soruyor ya yanlış gider de kaybolursak????????????????? kendi memleketimizde mi kaybolacağız? şöföre soramayacağz, dönemeyeceğiz, hiç olmadı taksi bulup da dönemeyiz eve mesela. kendi yön duygusu yol bilgisi kalmadığı için herkes öyle zannediyor. adam da aynen benim dediğimi diyor ama annem sevinçle gelerek bana böyle böyle dedi diyor, iyi ona binecekmişiz biliyoruz artık! e ben de aynısını dedim?!!!! ama tabi ben nereden bileyim? elin cühelası bilir daha iyi!!!

--------

*mesela yemek yenecek hemen belirtir o kaşıkla yiyemiyormuş çünkü çok kibar ufak bir ağzı varmış kendisi çatalla yiyecekmiş ama ben kaşıkla yiyebilirmişim ağzım büyükmüş benim.
*güneş gözlüğümü kafama takıyorum uyarıyor genişleyip bozulacakmış, kendisi de takarmış hep birşey olmazmış çünkü kafası küçükmüş ama benim küçük değilmiş kırılır bozulurmuş ha gözlük?
*ayakkabı mı bakıyoruz hemen lafın arasına ayaklarının ne kadar ufak ve küçük olduğu lafını sıkıştırır! gerçi yaşlandıkça bir numara genişlemiş ama aslında ayakları 35miş ufacık kibar ayakları varmış. bir de e ne olacaktı boyuna anca o uygun denmesine bozulur. selvi boylu ya!!!
*zaten kendini öyle avutur. iyi ki eski sınıf arkadaşları arasında kendinden de kısa kızlar varmış; bu yüzden kendini orta boylu varsayıyor 152 ile!! en azından kendi zamanının orta boylusuymuş. ama şimdi çok uzun kızlar doluymuş sürüsüne bereketmiş ben kısa boyluymuşum!!! 163 ile.
tabi ki kızlarım daha uzun olsun diye ekstra bir şey yapmış sayılmaz; süt içirmek ama içirirken de zıkkım etmeye çalışmak dışında.
*ablamla tamamen aynı boydayız ama ablamı orta boylu olarak tanımlıyor ama ben kısayım. tipimizde bedenimiz de aynı ama ablam daha uzun görünüyormuş. her zaman bir karış topukluyla gezdiğini görmezden geliyor?!!

* her fırsatta ezelden beridir lafların arasına sıkıştırıp durur bunlar; mütemadiyen de konuştuğu için ve böyle konuşmalarda sesi ne çok yükseldiği ne çok sertleştiği ne de başka bir dikkat çekecek durum olduğu için yumuşakça sürekli lafların arasına aşağılamaları eleştirileri gizleyerek sokar. o kadar laf kalabalığının arasında hemen anlamazsın ama o rahatlamış olur; sonradan da bozulsan umursamaz yani çok da pişkindir. haklıdır her zaman.
mesela kısa boyluyum götüm kocaman kafam ve ayağım kocaman bacaklarım çarpık dizlerim kalın omuzlarım düşük yürüken götümün bir lobu daha çok oynuyor memem yok gözlerim patlak altları mor kaşlarım düşük ve seyrek saçlarım uyuz gibi tiftik tiftik oluyor kollarım bacaklarım çok kıllı sesim ince ve irite edici dişlerim yamuk burnum bir ten daha düzgün ama o da genişmiş mesela haaa belim de kalın!!! gudubet ucube gibi bişeyim yani.
daha neler yürürken kolumu çok sallıyorum bacaklarımı ayağımı atışım bir garip hareketlerim çirkin ve yanlış. dudaklarım da çok orantısız demiş miydim. anneciğim gibi alt üstü eşit kalınlıkta değil. cildim sorunlu kulaklarım kepçe. tırnak şeklim de anneminkiler gibi güzel değil.......

say say bitmiyor bendeki çirkinlikler hatalar kabahatler suçlar.......................................................
yani hatta kaka ve çiş yapma zamanlarım bile yanlış!! aynı anda yiyoruz ama annem en doğru zamanda işer ve sıçar benim gibi garip zamanlarda gereksiz vakitlerde değil!!!!!!!!!!!!!!!!11

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder