yaz geldi, her gün gece gezmeleri, düğün nişan bilmem ne, partiler falan eller havaya diyor bir arkadaşım.????????? her yaz en az 3 düğüne gidiyormuş! dolabı abiyeyle doluymuş.
7 senedir düğüne gitmedim ben. herhalde görüştüğümüz akraba kalmadı diye! evlenen az akraba da yıllaaaaaaaaaaaaaar önce evlendi gitti.
arkadaşlar da ya müzmin bekar ya fi tarihinde evlenmiş şuan bıkmış usanmış eskimiş evlilikleriyle cebelleşen içi geçmiş orta yaşlılara dönüşmüşler, ya da beni çağırmıyorlar.
hani çok meraklı olduğumdan düğünlere değil de konu açıldı diye.
parti?????????
en son ortaokulda doğumgünü partisine gitmişimdir herhalde???????
haliyle abiyem de hiç yok.
hiç mi yok?????????* valla hiç yok!!!
ben bildiğin iznivaya çekilmiş emekli gibi yaşıyorum hatta bazı emekli hanımlar beyler benden çok daha aktif ve sosyallerdir eminim.
şimdi ben bekar arkadaşlar evli barklı çoluklu çocuklu olunca görüşmeler de sınırlanıyor; hem zamanları az uzakta değillerse hem artık konuşacak ortak konumuz olmuyor.
evli barklı çocuklu olablar; boyuna kocasından evinden ya da çocuğundan bahsetmek istiyor. artık konuşacak konusu kalmadığından mı sadece bunlar mı ilgisini çeker olmuş bilmem. sıkıcı olduklarının farkında değiller. sana dünyanın en önemli şeyi gibi gelebilir ama benim bu kadar detaya ihtiyacım yok senin evliliğin ev dekorasyonun ya da çocuğunun kakası konusunda!!!
evden çocuktan bahsetmeyen de boyuna iş yerindeki sorunlardan, entrika ve dedikodulardan bahsetmek istiyor.
o da bir yerde baygınlık verici hae geliyor yani.
hem bu akranım eski arkadaşlarla da konuşacak konularda da ayrılırken, mesela alışveriş yapacak olsak da eskisi gibi uyamıyoruz; ben daha genç işi şeylere yönelirken, bu arkadaşlarım çoğunlukla kadınsı şeylere meylediyor ve bunu 'yaşımıza uygun olmamakla' bağdaştırarak kendilerini sınırlıyorlar. ne sıkıcı ve yaşlı kafalılar. evli çocuklu ve 30larındalar diye hep siyah-beyaz-gri-krem-sütlü kahverengi-küf yeşili gibi açık ve belirgin olmayan renklerde giyinebileceklerine inanmışlar!! mavi bile aşırı renkli geliyor!! onlar artık evli ve çocuklu renk haklarnı kaybettiler????????????
zaten az görüşüyoruz ama o zamanlarda da deşarj olmak bir yana ben sıkıntıdan patlıyorum.
elbet iş yerinden benden daha ufak yaşta bri kaç arkadaşımda var; onlarlayken daha çok eğleniyorum valla! gerçi onlar da bir an önce büyüyüp olgunlaşma kadınsılaşma peşindeler nedense?
bazıları evlendi ve haliyle ailesiyle daha fazla vakit geçirmek istiyor.
dolayısıyla ben de gene yalnız kalıyorum.
parti düğün müğün bir yana bir kaç saatliğine kahve içmeye gitmek istememe bile annem çok bozuluyor.
hem sosyal değilsin çevren arkadaşın yok diye laf sokar çünkü kendisi çok sosyal çok popülermiş çok aktifmiş ama hem de ben bir yere gidecekken iş değişir. gitmeyeyim diye bin türlü numarası var!!
ya evde pinekleyeyim ya sadece kendisiyle gezeyim istiyor!! ona da gezmek denirse! pazara ya da markete gitmek anneme yeterli geliyor..
ve sanki bende 68 yaşında emekli yaşlı bir hanımmışım yürümekte falan zorlanıyormuşum gibi davranarak bana da yeteceğinden kesinkes emin. yetmemesine bir anlam veremiyor!! ve anlam veremezse kendisi öyle bir durumun olmayacağına olmaması gerektiğinden emindir inanır buna.
ye tek kriteri kendisi.
kendisi yorulmuşsa ben de yorulmuşumdur.
kendisi usanmışsa ben de usanmışımdır.
kendisine yetmişse bena da yetmiştir.
emin bundan. biraz daha dolaşmak yürümek falan istemem bile annemde şok etkisi yaratıyor hayretler içinde bomboş gözlerle bana bakıyor. açıklasan da aynı boş bakışlar ve asla hak verememek.
tabi sen gençsin gez toz hareket et hareketli sosyal kal demez. aklına bile gelmiyor böyle bir cümle kurmak. sen benim gibi hor kullanma bedenini benim gibi olma kendini sakatlama fıtık mıtık olmadın da demez. hayatında bir kere bu lafı etmedi bana. aklına dahi gelmiyor. zaten herkese bir şeyden bahsederken biz diye çoğul anlatıyor; neredeyse yarı yaşındaki kızı değilimde ikiziyim sanki. biz yürüyemiyoruz biz yoruluyoruz biz hazmedemiyoruz falan diye hatta sağlık sorunlarında da beni işin içine katıyor! bende olmuyor deyince de sevineceğine bozuluyor????????
iş kendni övmeye gelinde mangalda kül bırakmaz; çok sosyalmiş çok popülermiş öyle gezmiş böyle tozmuş şöyle yemiş içmiş bilmem nelerin en iyisini en kalitelisini kullanmış; kendisi şimdi genç olsa şöyle yaparmış böyle edermiş şimdi olanak daha çokmuş!!!!
eee ben kahve içmeye avm'ye giderken öyle demiyor ama. bir şoklara giriyor bir bozuluyor!! engellemek için türlü bahanesi hep hazırda!!
gereksiz bile görüyor. okulda dersim bittiğinin saniyesinde eve döneyim istiyor mesela. asla oyalanmayayım kimseyle vakit geçirmeyeyim, önüme işime gücüme bakayım sadece. eee hani sosyal değildim çevrem yoktu? kimseyle vakit geçirmezsen konuşmazsan nasıl arkadaşın çevren olur nasıl sosyal olursun????????????????
zaten olsun istemiyor ki!!! robot gibi yaşayayım kendisi de boyuna beni eleştirsin kendisini övsün istiyor.
bırak arkadaşlarla tatile geziye gitmek alışverişe çıkmam bile canını sıkmaya yetiyor!!!
kendisinin yaşlı olduğunun farkında da değil gibi. ne uyuma uyanma saati ne banyo tuvalet ihtiyacı zamanı ne yeme içme zamanı uyuyor; üstelik kulağı iyi duymadığı için televizyonun sesi her zaman aşırı derecede açık ve ben kıstıramıyorum ve sürekli siniri bozuk evde oturuyorum.
aşırı ses beni rahatsız ediyor sinirimi bozuyor ama hiiiiiiiiiiiiiiiiiiç de umurunda değil.
hatta kendi konuşurken de yüksek sesle konuşuyor hele ki olumsuzsa iyice şevke geliyor daha da açıyor volümü!! tabi çok konuşuyor herşeyden defalarca bahsediyor; evirip çevirip yeniden bahsediyor. ben bir şey sorarken de bir kaç kez tekrarlamak zorundayım anlamıyor sürekl konuştuğu için.
çok sıkıcı sinir bozucu ve yorucu oluyor bana hayat.
hani yetmezmiş gibi bir de sigarasını soluyorum. sigaradan çıkan dumanın kötü kokabileceğini kabul ediyor ama zararlı değilmiş. kendini buna inandırmış. zaten kendisi doktor gibi olmuş ki sadece ilaç yazma hakkı yokmuş ilaçları biliyormuş bile!!!
akşam saat 10 olmadan uykusu gelmiş oluyor ve ona göre bizim yatma vaktimiz gelmiş!!!!
niye ki ben de yaşlıyım ki?????????
sitinin dışında diğer bir sitenin altındaki markete ve pazara gitmek büyük eğlence ve sosyalleşme anneme göre ve yeterli bize!!!!!!!!!!!
zaten buralara gidinceye kadar çok yorulmuş oluyormuşuz!!!!
ben yorulmuyorum daha çok yürümek istiyorum bana dokunmadı yediğimiz ben hazmettim dersem şaşıp bozuluyor bir de garip bir şekilde ve beni aksine inandırmaya çalıştığı da oluyor. ısrarla yeni yollar arıyor ama şöyle şöyle olmuştur değil mi? ama böyle dokunmuştur ayağım ağrımıştır sırtım ağrımıştır değil mi?????????????
garip bir şekilde ablamda yaşlılık belirtisi görmek istemiyor beklemiyor böyle bir şey??????
sıcak-soğuk algısı hele acayip farklı annemle benim. hep öyleydi ama annem menopoza girdikten sonra iyice acayipleşti.
ve öyle bencil bir sabit fikirli öyle bir anti-empatik bir insan ki; kendi algısını kesin bilgi zannediyor. her gün evden iş için çıkarken didişiyoruz!! her gün ama. kendisi en iyisini bilen an mantıklı insan zannediyor kendini ve kendisinin belirlediği şeyi giymem konusunda ısrarcı ve assssla asla laftan anlamıyor!!! üstelik ters: kışın ince giyinmek konusunda kararlı çünkü üşüdüğünü hissetmeyen bir insan bu yüzden de zırt pırt soğuk alır bronşit olur üşütür bilmem ne olur!! asla akıllanmıyor da. her sene bir önceki seneden ders almıyor asla aynı. her sene hasta kaç kere ince giyinmekten dolayı. ama üşüyeceği tutarsa da evi yakacak kadar aşırı ısıtır ve senin bunalmanı anlayamaz. kabul de edemez.
hele aman sıcakladı mı da aman o menopozda neler çektim!!! kapı baca açar kış günü!!! beni hasta edince de rahatlar mesela!!? garip bir şekilde inat eder ve kızımı hasta ettim diye üzülüp pişman olacağına seni sağlıksızlıkla suçlar kendisi gençken hiç hasta olmazmış hep ikinci çocuktan sonra bozulmuş sağlığı!!!
benden sonra hayatı mahbvolmuş canım! ne sağlık ne mutluluk ne evlilik kalmış!!!
yazın da mersin sıcağında sıcaklanmayacağı tutarsa bir cehennem hayatı yaşatır sana!!! asla vantiratör ve klima kabul etmez. sıcak değildir o kadar karar verilmiştir.
sıcaklanacağı tutarsa da mantıksızca aşırıya kaçar. hayır gene klimaya karşı. yatağının yanına leğen koyuyor içi su dolu, gece uyanıp şap şap ayağını sulara buluyor tekrar uyuyor ve bunun en doğru hareket olduğundan kesinkes emin kimse aksini kabul ettiremez.
bir sene ayağında alerjiler oldu hep nemli kalmaktan gene kabul etmedi!!
yazın bir yere gideceksem mesela tutturur da yanına hırka al diye!!! gömlek de değil yani!! ağustosta 38 derece belki 40!! annem bana hırka giydirmek için peşimde mesela!! aslında esas mesele beni huzursuz etmek, sinirli mutsuz huzursuz evden çıkayım ki gittiğim yerden keyif almayayım zıkkım olsun herşey bana!!
ve her zaman eğer elime zorla bir hırka verecekse dolaptan br şey istesen asla bulup getiremeyecek insan dolabın derinliklerinden en eskimiş en eprimiş en sevmediğin hırkayı bulur ve büyük bir memnuniyetle elime verir!!!
ve her zaman istersen en şık bir yere gidecek ol; elime çirkin kırışık kocama bir torba tutuşturmadan içi rahat edemez!!! tobayı da çantama tıkmayayım elimde taşıyayım ister hemde!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder