son yıllarda - eskiden böyle değildi, sıkılırdı surat asardı ama endişelenir birşeyler yapmaya çalışırdı- ama artık ben hastalandığım zaman ben kapris yapacağıma annem yapıyor!!!
bırak endişelenmeyi, çözüm aramayı, annem surat asıyor annem kapris yapıyor ama hasta olan yataktan kalkamayan ben oluyorum!!! çünkü işler aksıyormuş gibi geliyor ona çok canı sıkılıyor efem!!!
geçen sene yazlığa geçtiğimizde havalandırayım derken evi çok fazla cereyanda kaldım herhalde. çünkü evin demirli ve telli demirden bir dış kapısı daha olduğu için, ahşap kapıyı kapatmamaya karar verdi. ev çok kokuyormuşmuş!!
tabi kraliçeler, prensesler gibi büyütüldüğü için kötü kokulara pisliklere dayanamıyor.
cereyanda kalınca haliyle iş yaparken de terliyorsun, üstümde kurudu kurudu. başım dönmeye başlamıştı.
biz çocukken ve ilk gençliğimizde bize neredeyse hiç temizlik yaptırmayan annem sonradan gayet rahatça tüm yükü omuzlarıma bıraktı, hatta pişkince de daha fazla temizlik daha fazla temizlik ister sürekli başıma iş çıkartır oldu. kendisi düşünüp karar veriyor bana uygulatıyor ama işi biz yapmışız diye düşünüyor.
neyse o kadar başım dönmüştü ki uzanıp dinlenmek zorunda kalmıştım. terleyip üstümde kuruduğundan mı cereyanda kaldığım için mi sürekli iki büklüm eğik dolandığım için mi yoksa hepsi yüzünden mi öyle oldum bilemedim.
hiç de demez bana iş yaptırtır ama biz yaptık diye düşünürken aman kızım kendini hırpalama, aman kızım kendini hor kullanma falan asla demez aklına dahi gelmez. hatta sırf manyakça temizlik yapmaktan başına gelen rahatsızlıklardan bile ders alıp da bana aman şöyle olmasın falan demez.
olsun da istemez ama önlem almaz çözüm bulmaz. olursa olmuş olur eşşek gibi çekersin!
neyse ben yatıp uzanınca geçen sene; annem küplere bindikçe bindi. insan endişelenmez mi bişey olacak kıza diye. yoo. sürekli talep ediyor bir şeyler. sürekli soruyor o nerde bu nerde şu nerde??? söylesen de asla bulamıyor asla. o nasıl açılıyor bu nasıl kapanıyor bu nasıl çalışıyor asla bilemiyor hatırlayamıyor bana soruyor! cevap verecek halim var mı diye asla düşünmüyor.
belki dinlensem 5 dk uykuya dalsam geçer diye düşünüyorum hatta defalarca başım dönüyor diyorum. ama umurunda mı? hayır! o işler aksadı diye stres yapıyor. kendi yapmaya çalışıyor ama asla beceremiyor.
eskiden hem yön duygusu kendinden navigasyonlu gibiydi ilk defa gittiğimiz şehirde bile yerimizi bulurdu; şimdi yıllar yılı kendi evi kendi kurduğu düzendeki eşyasını bulamıyor, tarif etsen de anlayamıyor. illa bebek gibi alıp bulup eline vereceksin!!!
tezgahı silecekmiş ama bez bulamıyor!!! tarif ediyorsun bulamıyor!!! eline verip hatta deterjanlayıp vermen lazım!!! kalkacak gibi değilim başım çok dönüyor diyorum kaç kere; her soruşunda beni kaldırma başım dönüyor diyorum duymazdan geliyor. arsız arsız daha çok kaldırmaya çalışıyor. düşüverip bayılsam hiç bir şey yapamaz ha!!! ambulansı bile aramayı beceremez kendi kendime ölür giderim öleceksem!!!
zaten başım dönüyor annem de üstüne kaldırıp duruyor kaldırıp!!! artık bağıra çağıra azarlamak zorunda kalıyorum. ama hep böyle. beni asla ciddiye almaz ve bir çeşit önemsemezlik içinde benim bagsettiğim şikayet ettiğim falan şeyleri ciddiye almaz. muhakkak sert ve kavgalı kırıcı söyleyip küstürmek zorundayım yoksa pişkince ve arsızca aynı şeyleri yapar durur. hiç düşünmez nazlı istemiyor nazlı sevmez nazlı rahatsız olur diye!!! anca kırıcı konuşup küstüreceksin. anca o zaman yapmaz. ama kısa sürede unutur ve yapma dediğim şeyleri gene yapar!!!
zaten başım dönüyor 5 dakika yatırtmadı!!!! daha tam uzanmışken kapı çaldı su gelmiş. kendi kapıyı açıp parasını veremez mi??? veremiyor. nazlı bozuklar nerede???
çantamda. hangi çantan kırmızı mı????
kırmızı yanımızda getireceğimiz şeyleri koyduğumuz kocaman bir bavul-çanta!! ne işi var bozuk paranın onda??? akıl var mantık var yani para el çantasına cüzdana falan konmaz mı??
hayır çapraz çantamda desem de kırmızı çantayı karıştırıyor sesinden anlıyorum uzun uzun fermuar açıyor!!!!
el çantamda anne çapraz çantam yok mu????????
anlamıyor ki çapraz çanta nedir???? çanta kullanmaya başladığımdan beri çapraz askılıları kullanırım ama annem nereden bilsin değil mi tabi???
siyah çanta siyah!!! ön gözünde!!!
bir çantanın ön gözü nerededir de bilmez annem!! sanki kendi çantası olmamış hiç!!!!! gider içini karıştırır makyaj malzemelerimi döker saçar, pedlerimi cüzdan sanıp içini açar, ne kadar saçma şey varsa onu bulur karıştırır!!
sadece gözünün iyi görmemesi de değil el becerisini de kaybetti ve mantık da çalışmıyor.
diyelim ki bulamadın; kendi parandan versene!!! ya da sonra verelim de!!! ama onun yerine beni kaldırmak için uğraşıyor!! başı dönüyor düşerde kafasnı çarparsa diye bir derdi hiç yok!!
zaten annem dünyanın en mantıklı en akıllı en düşünceli en öngörülü en vicdanlı insanı ama sadece kendi endişeleri için endişelenir!!!
mesele bir yere giderken merdiven kullanmamdan endişeleniyor komşunun biri beni içeri çekip siker diye!! ama damda bilmem ne işi yaptırmak için kapı kapı gezip laf anlatıp para toplayacakmışım yönetim yerine; o sırada isteyen beni içeri çekip sikemez????????????
tangır tungur çatır çutur haşır huşur diye saçma sapan yerleri arıyor ama para bulamıyor ve o sırada kapı sonuna kadar açık!!! yani kapıdaki adam manyak hırsız ya da sapık olsa rahat rahat istediğini yapıp bizi gebertip çekip gidebilir!!! cesedimizi bulan da sevgili ablam olmaz aidatları geciktirince merak eden site yönetimi olur!!!
gözünün önünde vestiyerde dikilen, o her gördüğünde beğenmeyerek yorum yaptığı siyah çantamın fermuarlı ön gözünde bolca bozuk para var ama annem başka yerleri karıştırıyor!!! adam bi daha ki sefere hepsinin parasını alırım abla diyor annem içerden hayır diye haykırıyor haksızlık olurmuş şimdi verecekmişiz.
beni başı döne döne kaldırmak ne ayıp ne de haksızlık zaten.
beni ayakta görünce de carcarcar dırdırdır!!! bulamamıııış. çocuk gibi de dudağını büküp surat asıyor!! büyün çantayı yatağa boşaltmış o yerlerde sürünmüş pis çanta da tam ortalarında!!! çok anlar hijyenden!!!
siyah çanta diyorum ya!! hani yokmuş içindeee!!!
kendi çantam anne kendi!!
yok içindeee!!
içinde ne arar elimize almıyor muyuz el çantalarımızı???
yok almamışsın yok!!!
kendi cüzdanından veremiyor musun?????
ben de bozuk yok!!!
tüm ver bozsun!!! başım dönüyor diyorum kimsenin umrunda değil yaa!!!
amaaan!!!
başımın dönmesine tepkisi çok hoş değil mi: amaaaaan!!
önemsiz bir şey yani. boktan dandik uyduruk!!!
hala utanıp üzüleceğine pişkin pişkin talepler bitmiyor. o sırada kapı çalıyor kadının biri gelmiş zeliha mı diyor zekiye mi diyor ne diyor burada mıymış??????????? annem de anlamıyor buyrun buyrun diye içeri alırken bir de temizliği yapmadığımız için özürler diliyor!!! başı döne döne beni kaldırırken ayağa hiç utanmıyordu ama!!
kadın hala buradamı diyor zeliha annem carcar özürler diliyor!!
ben içerden sesleniyorum ama herkes süper zeka olduğu için ne annem anlıyor ne kadın anlıyor!!
ta yattığım yere kadar dibime kadar geliyor mal mal suratıyla!!! annem sürekli konuşarak şikayet ettiği için beni o sırada - yatmışım kalmışım da temizlik bitmemiş de aylardır kapalıymış da ev kendisi defalarca demiş haftasonları temizliğe gelelim diye de ben dinlememişim de kendisi genç olsaymış da bir temizlik yaparmış bir temizlik yaparmış ki insanlar şaşarmış da!!!
annnem carcar konuşuyor kadın mal mal bana bakıyor zeliha'yı soruyor!!! ben yok zeliha diye biri burada diyoruma nnem kadını oturtacak yer arıyor!!! ben de kalkıp çay koyacakmışım!!!
sen zeliha mısın?
hı?
sen sen zeliha mısın?
ne zelihası yaa!!
e ben zeliha mıyım????
???????
demek ki bu evde zeliha diye biri yokmuş!!!
kadın da diyor ki e nerede?????????????? ne bileyim ben zelihaların muhtarı mıyım??????? burada zeliha oturuyormuş ama!!
o zaman ikimizden biri zeliha'ymış da haberimiz yokmuş!
----------------
uzun bir anlaşmazlıktan sonra kadın şükür gidiyor e zeliha nerdeymiş o zaman diye diye????????? bekçisiyiz sanki ben zeliha'nın.
-------
daha hala annem şikayette şunu yapmak lazımmış da bunu etmek lazımmış da ben yatıyormuşum da bilmem neymiş. illa tepemi attıracak illa bağırttıracak başka türlü beynine girmiyor!!! tabi ki tüm bunlar olurken ben de sigara soluyorum ama hiiiiiiiiiiiiiiiiiç umrunda değil!
artık bağırarak yastıkları etrafa atarak sinir krizi geçirtiyor bana!!! sonra da şaşkın sinirli bön bön bakıyor bana niye bağırıyormuşum!!! laftan anlamıyon ki!!!! belki kırk kere dedim kırk!!!!!
---------------------------
---------------------------
geçen kış da acayip üşütmüşüm doktora gitmeye mecbur kaldım. ama annem de peşime takılıyor ve yok boyunca dırdır kapris!!! dolmuşu beğenmiyor istediğimiz yere gideceğine inanmıyor içinde yer beğenemiyor sürekli şikayet halinde. kalabalıkmış da kokuyormuş da hava esiyormuş da ..........tükenmiyor şikayetleri. hasta olan benim ama üzerine düşülmesi gereken memnun edilemesi gereken annem!!
daha hastaneye girerken de güya önümden yürüyor duruveriyor zınk diye buradan mı gidiliyor?
ya bu kapı niye var o zaman?
yürüyor duruveriyor önümde buraya mı?
ağır yürüyünce kapı algılamıyor annemi açılmıyor ve hastanenin kapalı olduğuna inanıyor; içerde ve etrafta insanlar fink atarken!!!
hani destek olacağına köstek!!! kapı biri çıkarken açılınca da şaşırıyor girecekmiyiz diyor!! öksürüğümden hapşırığımdan usanmış!!!! çirkin öksürüyor ve çirkin hapşırıyormuşum!!! beyni yorulmuş!!!!
danışmadan giriş yapılacak ama anlayamıyor alıp başını koridora yürüyor, arkasında olmadığımı fark edince bağırıyor nazlı neredesin hadi gel çabuk!! giriş yapılıp sıra alınacak haberi yok ki hiç. ilkel çağlardaki gibi kapıda sıra kapmaca oynayacağız anneme göre!!!
neyse halledip oturunca yanıma biri oturdu eski bir arkadaşım o da aynı doktora gelmiş konuşuyoruz biraz annem bundan çok rahatsız. neden kendiyle ilgilenmiyorum da kızın biriyle konuşuyorum??? kendi oturmaktan sıkılmış yorulmuş rahatsız olmuş kendine de bulaşacakmış hastalık!!!
gelmeyeydin. dedik gelme diye!!!
sonra sıra bana gelip muayeneheneye girerken de bana dırdır ediyor kıza açık adresimi vermişim diye!!!! hatta doktorun karşısına oturuyoruz annem ben doktorla değil kendiyle konuşayım istiyor???? konuşmaya devam ediyor, beni doktor ve hemşire önünde ahmakmış gibi göstermeye çalışıyor. elaleme adres veriyormuşum!!!
arkadaşım o kadın arkadaşım anne!!!! e sen her hafta sebze pazarında yazlığın kapı numarasını bile verip evde 2 kişiyiz diyorsun her pazarcıya ayrı ayrı defalarca ya??????????ama ben eski bir arkadaşıma sitemizin adını veremem! çok şüpheli endişeli bir durum manyak seri katil ya kendisi!!!! ama kıro pazarcılar bir kanadı eksik melekler!!! her gittiğimizde bilmem ne sitesiden bilmem ne numarasında oturuyoruz 2 kişiyiz diyorsun!!! açık davet sanki; kendini savunamayacak 2 hanım buyrun gebertin der gibi!!!
--------------
geçen sene hani beni çileden çıkardı bağırarak yastık falan fırlattım da anca beynine girdi baş dönmem. ne kadar rahat tansiyonu mu çıktı tansiyonu mu düştü inme geçirirse bir şey olursa diye hiç derdi yok!!! boyuna talep ediyor herşeyi. kaç yıllık kendi evi, kendi tapulu malı. tüm evin düzeini eskiden kendisi kurdu, bu konuda takıntılı; herşey kendi bildiği gibi olacak. e uyduk buna. e ama kendi evinde kendi düezeninde hala aradığını bulamıyor!
çok çok zeki benden kat kat zeki olduğunu ima eder durur. neymiş efendim o kadar kursa gitmişim hala ingilizce konuşamıyor muşum - 2 kur gittim ayrıca bitirmedim kursu; akşam saati diye içi içini yiyordu; yaş olmuş 26 o zamanlar, annem her gün benimle kursa gelmek istiyordu. benden daha iyi bildiğini düşünüyor gidiş dönüş yolundaki toplu taşıma araçlarını!!! ama ısrarla yanlış otobüse biniyor; ben yanlış desem de inat edip doğru diyor etrafa defalarca soruyor anca şöför söyleyince inanıyor!!!
kendisi o kadar zekiymiş ki ingilizce kursuna gitseymiş bir de fransızca öğrenip çıkarmış!!!
belli!!! daha 13 yıllık evindeki elektrik tuşunu öğrenemedin, telefonun miyadı doldu hala kapaklı nokia telefonu öğrenemedin, hiç bir elektrikli aleti bilmiyor televizyon haricince; her yazlığa gidişte yazlıktaki her eve dönüşte evdeki ocağın nasıl çalıştığını baştan öğretmem gerekiyor.
bir tansiyon aletimiz var dijital; altı üstü 2 tuşu var ama öğrenemiyor.
biri açma kapama tuşu, diğeri tansiyonu ölç tuşu. onu bırak bileğine bile takmayı bilmiyor.
getirmiş bana tansiyon aletini, ben de getirmedik sanmıştım yazlığa ve sandım ki baş dönememi tansiyon olabilir diye düşündü benimkini ölçmek istedi. hayır.
ben bağırdım diye tansiyonu çıkmışmış, ölçeyimmiş!!!!
bağırtma!! laftan anla. ablamın en ufak sözünü acayip önemser ama beni bir önemsememezliği var.
bir gün de işten beni aradı tansiyonu çıkmış ölçmek için eve gelecekmişim!! tut ki gelebileceğim en az 40 dakika sürer, bunun yerine kendin ölçsen ya!!!
herhalde evde 10 yıldır belki geçmiştir tansiyon aleti var ama bileğine takmayı bile öğrenemedi ya!!!!
her seferinde bebek gibi bana getirip kolunu uzatıyor!!! neyse telefonda tarif ediyorum aman bir dırdır bir şikayet zaten hali yokmuş da!! annecim oraya ışınlanamam ki en az 40 dakika süreer. e arkadaşım arabayla getirsinmiş. her gün bir arkadaşım ya da okulun servisi beni annemin istediği herhangi bir saatte eve getirecek tekrar okula götürecek?????????????
bir keresinde arada boş saatim vardı ve doktora gitmem gerekiyordu; annem tutturdu da ben de gelecem; evden almam gerekiyor bir de hastanede buluşamıyoruz!!! tek başına hastaneye kadar gelmeyi beceremiyor artık!! bırak toplu taşımayı taksiyi bile beceremiyor. nasıl çağıracakmış durağına kadar yürüyecek hali yokmuş!!! telefon var butonu çalmak var kapıcıdan istemek seçenekleri var ama yapamıyor!! neyse eve geldim madem illa beraber gidecekmişiz diye, eve geldim ki daha hazırlanmamış bile! sanki benim bütün zamanım boş ve değersiz! ağır çekim hazırlanıyor normalde 5 dakikada hazır olan kadın!!!! hastanede oyalıyor çıkışta oyalanıyor. kaç kere dedim tekrar gideceğim derse; bir arkadaşım beni belli bir yerden alacak onundan işi vardı bekletiyoruz kadını. umurunda değil gezmeye gelmiş gibi dolanıyor!!
bunu duyan ablam da araba almamı öneriyor!! hergün işe gitmesen çalışmasan diye dua eden bir annem var peki nasıl ödenecek o araba taksitleri??? elden düşme birşey alır mışım ucuzundan!! tabi ki!!! yok bana sıfır lüks araba alacaktık!!! lüks kaliteli pahalı şeyler sana ve anama bana ucuz dandik boktan şeyler!!! bir de bu fikir hiç kimsenin aklına gelemezmiş büyük bir icat yapmışlar gibi söylüyor ki araba almayı!!! benim iyiliğim için istiyor sanki bilmiyoruz. annemin ihtiyaçları karşılansın ve kendisini arayıp da dert yanmasın falan diye!!
yani tansiyon aletini bileğine takmayı bile beceremez mi insan?????????? senelerdir gözünün önünde ben takıyorum hiç mi görmüyor anlamıyor öğrenmiyorsun????????
bana taktırırken bebek gibi şikayeti mızmızı biliyor ama gayet iyi.
ayy çok sıkı oldu kangren olacak bileğim!! cırtcırtı gevşetirim.
ay çok bol oldu ölçmeyecek. daraltırım.
ay yamuk oldu yanlış ölçer. düzeltirim.
hiçbirine kendi diğer eliyle müdehale edemez; alete dokunamıyor bile bana da kutusuyla getiriyor içinden çıkartmıyor bile.
telefonda izah ediyorum ama daha cırtcıtını açıp bileğine sokmayı bile beceremiyor ya!!! önce çok dar bu bileğim sığmaz ki diyor!! ya 10 senelik alet nasıl anlamaz nasıl oluyor insan ya??? sonra cırtcırtı aç deyince tamamen anlamsız mırıldanmalarla söylenmelerle kurcalıyor cırtcırt neredeymış???????????????????????????
bütün tenefüs ne su içtim ne tuvalete gittim bırak dolaşıp bacak açmayı arkadaş sohbetini annem hala anlayamadı!!!!
ablama göre de aslında ben çalışmayıp sadece annemin taleplerini yerine getirmek için evde pineklemeliyim. benim senelerce ne uğraşlar ne stresten hastalıklarla ödediğim bedellerle elde ettiğim işim, kariyerim, eğitimim çöpe gitsin; hiç önemi yok. aslında sırf annem kendini arayıp arayıp dert yanmasın diye istiyor bunu. bütün ağır yükü sorumlulukları tüm zorlukları ben sırtlayacağım ama bir kez bile onay almadan ablam iki şaklabanlıkla iltifatlara boğulacak!! ablam sorumluluk sorun değil eğlence kısmını devralacak o da yani senele 2-3 kere lütfedecek!!! annemin her dediğini o kadar yerine getirmeliyim ki annem ablamı hiç aramasın bile!!!
tabi sonra da bana pişkin arsız ve yavşakça dönüp aşağı görerek işsizliğimi, kariyersizliğimi, çevresiz, asosyal ve arkadaşsızlığımı eleştirirler!!! ulan beni hizmetçi gibi eve kapatan sizsiniz? nasıl aynı anda hem evde 7/24 hizmet verip hem iş güç sahibi olacağım?
yazık oldu kızın geleceğine diye düşündüklerinden değil ha; kendilerini yüksek, önemli güçlü hissetmek için başkalarını aşağı çekmekten aldıkları sapıkça zevkten dolayı.
her konu açıldığında ima eder annem; benden daha zeki daha mantıklı daha vicdanlı daha iyiliksever daha başarılı daha azimli daha becerikli vb vs her konuda daha iyi olduğunu!! ama dandik bir tansiyon aletini daha bileğine takmayı beceremiyor!!! hem de 10 yıldır falan kullandığımız aynı aleti!!
zar zor takıyor ama bu kez de açmayı anlayamıyor! altı üstü 2 tuşu var. açma kapama tuşu koskocaman ve kırmızı; ona basıp 2 saniye bekleyip küçük ve giri olan tuşa basınca ölçecek; kaçmış tansiyon gördükten sonra kaldır kenara koy kendi kendine kapanır elleme diyorum hatta kolaylık olsun diye sırf. onu dahi beceremiyor! inanılır gibi değil!!! ama benden çok daha zeki! kendisi benim kadar kursa gitse 3 dil öğrenivermişti!!!
-----------
neyse başımın fırfır döndüğü günün akşamı ben de sandım ki benimkini ölçelim diye getirdi aleti çok şükür beni düşündü benim için endişelendi. yooooo kendi için getirmiş. benim yüzümden tansiyonu çıkmışmış!!!! ulan sabahtan beri kızın başım dönüyor diyor kılını oynatmıyorsun hiçbir endişe belirtisi göstermiyor hatta inadına ayağa kaldırmak için türlü saçma bahaneler uyduruyorsun!!! herhalde ayağa kalkayım baş dönmesinden yere düşüp kafamı vurup sakat kalayım ya da gebereyim istiyor!!!
hayır asla aklına gelmez. annem sadece kendi ürettiği çoğu zaman çok fantastik olacak kadar garip fikirleri için endişelenir!!! benim endişelerim anneme saçma gelir.
oturmuş ayak ucuma uzatmış bileğini ölç diyor ve bari kutusundan çıkar aleti! dokunamıyor ki teknolojik birşeye???????? ölçer ölçmez de çıkarıp kaldırıyor aleti!!!! senin başın neden dönüyorsa dönsün kimin umurunda!!!
ben olmasam evde birşey beceremeyecek bunu bile düşünüp bana bişey olmasın diye endişelenmeye niyeti yok. ona göre herşeyi kendisi yapıyor ben bir bok yapmıyorum!
kaldırma da ben de ölçeyim.
kaldırma da ben de ölçecem.
götürme aleti yaaaa ben de ölçeyim!!!!!!!!
na bağırıyorsun?
bağırmazsam duymazsın sen!!!
ver şunu!
neyi? kumandayı mı?
tansiyon aletini annee tansiyon aletiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii.
napacan ki?
belki tansiyonum çıkmış belki aşırı düşmüş ondan dönüyor başım hiiiiiç aklına gelmiyor şurada son nefesimi versem daha bulaşıklar yıkanmadı ki dersin!!!!!!!!!!!!!!
-------------------------
daha da geç saatte banyoya giriyor ama içerden bana sesleniyor; bu nasıl çalışıyordu????????
yuh artık!!!! duş başlığının nasıl çalıştığını hatırlamıyor!!!! insan bu kadar beceriksiz bu kadar anlamaz olur mu yaa? en azından kurcalayıp bulursun. ama bulamıyor elliyor elliyor beceremiyor!! daha da hala benden daha üstün özelliklere sahip her konuda ama sıçma konusunda bile benden harika!!
hangi taraf sıcak suymuş????????????
yani dedim ki inşallah şurada geberiveririrm!!!! delirtir insanı delirtir.
sağ taraf!!
sana göre mi bana göre miiii????
sana göre sanaaaaa!!!
e bu alttan akıyor üstten akmıyooorrr!!!!
yuvarlak şeyi yukarı kaldır.
işte yuvarlaktan su gelmiyor aşağıdan musluktan akıyor!!
küçük yuvarlak şeyi çekeceksin.
çektim işte çektiiiiiiiiiim!!!
bir daha çek kıvır!
ne??
çek ve kıvır!
ne tarafaaa!!
sağa kıvır.
olmuyor akmıyor!!! olmuyor!!!
hani duş başlığı armatüründe küçük yuvarlak ya da kare bir düğme gibi bişey olur tam musluğun ortasında onu çekip kıvırınca duş başlığından akar su musluktan değil ya. o bizimkisinde yuvarlak olan şeyi bulamıyor annem anlayamıyor!!!! ama benden daha zeki benden daha mantıklı benden daha becerikli!! kendisi olmasa ben açlıktan ölürmüşüm!!
banyoya kadar girip o başım dönen berbat halimde anneme duş başlığını ayarlamaya çalışıyorum. kualğımın dibinde de söylenip duruyor!! tabi ki hiç demiyor nazlı'nın başı dönüyordu ya düşüp kafasını çarparsa diye!!! niye böyle bir endişesi olsun ki!!!
öyle bişey olsa da kendi kendime çözmem gerekecek!!! annem görecek anlayacak da idrak edecek de ne yapacağına karar verecek de o sırada mefta olur gidersin!!!! son nefesini verirken de bu telefonu kullanamıyorum ben diye şikayet ediyor olurdur!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder