22.04.2018

her şeyin bir sınırı var __ etkinliklerde yalnız bırakma....

diyelim bir kaç tanıdık bir yerlere gittik...
yok ama öyle tanıdıklarla pek çıkmışlığımız yoktur, boşanan kadınlar diğer ailelerle iletişimden kopartılıyor, dışlanıyor, kadınlarla ve çocuklarla belli şekilde aynı ortamda bulunulabilir ama onlar aile de sen değilsen olmaz, erkeklerle olan ortamlara sokulmazsın boşanmışsan, aman topak kel ve kaba saba kocalarını elinden alırlar da sonra!!
düşününce evet tanıdıklarla anca kadın kadına görüşmüşüzdür, aile ortamlarından hep atıldık!! bir kaç kere bize acıdığı için bir komşumuz ailecek yaylaya falan giderken bizleri de davet etmişti hatırlıyorum ama annem onda da ret cevabını zevkle yapıştırmıştı.
bazen de sırf kendisi davet alırdı mesela o zamanda bizi bahane ederek katılmazdı, sonra komşular da biz engelliyoruz zannederdi bizi haşlayan bile olmuştu ve bundan annem hiiiiiiç de gocunmamıştı, hatta bir nevi memnun olmuştu. yani biz ayak bağı ve engeliz ama annemiz açıkça söyleyemiyor bize tabi o kadar iyi bir insan ki.! başkası belirtince lafı yememize sakınca görmüyor ama. tabi öyle aşırı sert olsa müdehale ederdi ama kadının yapısında yoktu öyle aşırı sert konuşmalar!
"annemizin de ihtiyacı varmış arkadaşa neden bırakmıyor muşuz?" demek annem böyle bir izlenim vermiş; kendisi kadın gününe katılmak ister ama kızları müsade etmiyor. o sözler anneme hiç dokunmadı görmesine rağmen, ablamınsa ruhu duymadı, bir kulağından girer birinden çıkar gider ama gene de anneme göre ablam bana göre çok ama çok daha hassas bir insan!! hıı paçası sıkıştı mı savunmak yerine gözyaşlarına sığınır nasılsa anneciği hoş görecek hemen! ama ben aynı şeyi yapınca ben hassas kız evlat olmam!!! annesini üzen saçma yere ağlayan nankör olurum!

aa ne münasebet!!! bir dul ve 2 yetim ne hakla birazcık eğlenip mutlu olsun!!

tamam annem kadının kendi haline bakmadan bize acıması gururuna dokundu diyelim. ama esas mesele içinden hak etmediğimizi de düşündüğünden eminim. öyle olmasa evde üçümüz de beraber eğlenebilirdik mutluluk yaratabilirdik. ben çocukken- ergen gergen çağlarda debelenir dururdum beraber eğlenelim diye annem sürekli baltalardı, açıkça engelleyemezdi yapma yapmayacaksızn olmayacak yasak diyemezdi çünkü yaptırımlı cümle kurmadığı zamanlarda asla baskıcı ve yasakçı bir anne olmayacağından emindi. başka şekilde engellenebilirdi nasılsa ve o zaman ilerde "sen yasakladın" "sen yaptırmadın" diyemezdik!!
kendini pişkince savunacak yol bulmuştu. duygusal baskı! aslında bir nevi zorbalık ve mobbing.

mesela evde doğum günü uydurmuşum ya da yılbaşı. başta hep muhalefettir tabi ki başımda ve bazen de kararı ablama bırakır: bakalım ablan da istiyor mu? biliyor çünkü kızı kendine yaranmak için tarafını tutacak!!! böylece demokrasi olacak evde????????????? demokrasi mi?????? yandaş ablamı ayartıp beni engellemeye çalışmak ve oyları iki yapmak demokrasi mi? diktatörlük işte resmen.
neyse diyelim işler aksi gitmedi de yaptık onu: ama abartmayacağım ha!! çerez yemeği eğlenmeyi abartmayacağım!! sürekli tepemde tamam yeter artık diyen bir annem olurdu. içinden bu kadarı bile ağzına da çok yüzüne de çok diyordu herhalde!!
biz dullar ve yetimler de iyi hissetmek isteyebiliriz ama bir yere kadar yani!!!! diğer insanlar kadar bile olamaz olmamalı bırak aynı seviyede olmayı!

YANİ HER ŞEYİN DE BİR SINIRI VAR!! mutlu hissetmenin bile.

mesela şimdi de biraz keyif alabilirm tabi ama sınırı var!! hele bir de kız kurusuyum daha da sınırlı!!!
aslında tam aksi olmalı. bir yanım hep kırık hep buruk olduğu için ekstra ekstra fazla hak ediyorum iyi hissetmeyi. ama artık beynimi olumsuz fikirlerle o kadar doldurmuş o kadar endişeler aşağılık kompleksleri yüklemiş ki çok ama çok zorlanıyorum neredeyse hiç keyif almıyor hiç eğlenmiyor hiç mutlu hissetmiyorum. aynı annemin benim için hayal ettiği gibi.

eskiden ben uğraştıkça, aktivite atraksiyon buldukça bana lafları hep icat çıkartmak, saçma işlerle uğraşmak, hovardalık, aklı başında olmamak hatta yeterince zeki olmamaktı. eğlenmek mutlu olmak istiyorum diye zekamda sorun mu var sanıyorsun!! bence böyle insanlardan çok daha zekiyim!! her zaman saçma boktan işler uzmanı ustasıydım!! bana taktığı isimler. bak ablam hiç istiyor mu??? robot da ondan anası gibi. ablam eğlence mutluluk aramaz istemez ama birisi yaratır verir de önüne sunarsa o zaman katılır işte.
tabi ama artık şu günlerde onun hakkı bu. hani hergün başka kurs seminer spor falana gidiyormuş deliler gibi alışveriş yapıyormuş ya. hem evli olduğu için üstün insanlar katında hem çocukları olmadığı için artık kendini avutma hakkına sahip. ama ben gene değilim gene değilim...

eskiden tek zevk yemek yemek derdi annem. tek savunusu buydu bana karşı. ne arkadaşlarla gezmek ne film izlemek müzik dinlemek ne de başka bir şey sadece yemek yemek tek zevkmiş!!!! karar verildi tamam!!! herkes farklı olamaz aynı olacak!!!! diktatör kafalı...
şimdiler de o da olamıyor çünkü midesindeki gastrit önce ülsere sonra reflüye döndü, tedavi olmuş olsa da eskiden olduğu gibi herşeyi mideye indiremiyor. bu durumda dünyadaki herkesin keyif aldığı şey de son buldu. en yakında da bende olacak!!

böyle aşırı karamsar depresif zamanlarım oldu. tam aksi olmak için debelendiğim zaman sürekli engellemeye sürekli bozmaya tadımı kaçırmaya çalışan annem bu anti sosyal neşesiz aksiyon aramayan yani ona göre saçmalamayan, alışverişten gezmeden süslenmeden zevk almadığım sırf temizlik yaptığım halimden memnun kaldı mı???? HAYIR!! benim için her zaman şikayeti var ve her zaman ben ne yapıyorsam tam aksi!!!

--------
ne diyordum? ha diyelim sosyalleşeceğiz. hemen hemen sadece de teyzemlerle ailecek. çok nadiren annemin eski arkadaşlarıylaydı; bir ara bir arkadaşı zorla güne başlatmıştı; kendisi de boşandığı için annemi anlıyor endişelerini biliyordu. neyse ki o sıralar daha sosyal olmuş sayılırdı. gerçi sonunda o kadar kadın bir arada hır ve dedikodu çıkmadan olamazdı ya bir süre gitti neyse.

neyse ne zaman bir yerlere ailecek gidilecek olsa yani sadece ablam ve eniştem de olabilir bazen müsaitlerse teyzemler de olabilri beraber..

bir yere gidilir ya şimdi; hani herkes çift: teyzem ve kocası ile ablam ve kocası. araçtan inildiği an ya da mesela ablamlarla gezmeye falan gidildiyse: çil yavrusu gibi dağılır herkes.
teyzem de demez kardeşimle yürüyeyim, ablam da demez annemin koluna ben gireyim. niye kapris çeksinler ki biliyorlar duyunu!! sadece olumsuzluları gördüğü ve çektiği için değil ayrıca kişisel kaprisleri olduğunu da gayet biliyorlar. hiç durmaz çünkü şikayetleri; her zaman havadan şikayet eder, ağrılarından, ordan esti burdan güneş geldi peçete ver toz var şurayı sil gibi tükenmeyen talepleri şikayet ve söylenmelerine neden maruz kalsınlar? neden onlar hizmet etsin? memnun etmek için neden uğraşsınlar?
bir gün böyle yükseklerde bir yere arabayla gidildi; annem de belinden dolayı daha yavaş hareket ediyor ve buna sürekli söylenmeleri ve istekleri de eşlik ediyor ya. ablamlar bastı gitti. ben annem memnun olsun diye uğraşıyorum; yok ceket ver ay o olmaz kalın gelir ay o ince Nazlı diye ceket beğenmez!! sürekli şikayet eleştri ve kapris. niye çeksinler de moralleri bozulsun ben dururken??

arabayla restoran arası belki 10 metre bilemedin 12 yok. basıp gittiler hiiiç de geriye bakmıyorlar bunlara birşye olur mu diye. biri gebertse ruhları duymayacak! ceket istiyor beğenmiyor burnu akmış peçete istiyor beğenmiyor yerler taşlıkmış ayağı ağrıyor diye söyleniyor... zaten ağır yürüyebiliyor ve sürekli de söyleniyor: o kadar uzun sürdü ki masaya varmamız ve başarmıştı ne moralim kaldı ne tadım ne iştahım!!
şöyle olsun istiyor sanki herkes eğlensin mutlu olsun keyif alsın deşaj olsun ben olmayayım amaaaaa kimseye de bunu belli etmeyeyim çünkü kimin umurunda ki? ne hakla tatlarını kaçırayım? içim kan ağlasın sahte bir halde oturayım.

niye uğraşsın tabi annesini memnun etmek için o kadar? nasılsa biraz yağlar ballar sonra da çocuk özlemine değinir hoş görülür, onayı iltifatı kapar!!

her zaman böyle. sanki ben genç değilim annemin yaşlı emekli kocasıyım ben gezmek eğlenmek istemem. ben sadece annesiyle ilgilenmek zorunda olan bir köleyim.

geziye-tatile de gitsek mesela ablamla eniştem alır başlarını gider. her zaman da onlar haklıdır. artık vicdanlarına kalmış bizle ilgilenmek. onlar gezer tozar ben anneme hizmet ederim gene de yaranamam. annem de demez ben burada kalırım sen ablanla gez, ya da güvenli yerlerde sen kendin dolaş. demez. yanında ona hizmet edip eleştirilerek bir yaz tatili-gezisi geçiririm mesela. neden benim ihtiyaçlarım olsun ki!!!

bazen ablam iş yoğunluğundan arayamaz güya; hafta sonu da sosyal olduğu için kısa keser. gücense de hoş görür onu. ama ben arkadaşımla 30 dakika kahve içsem kötü bir evladım kötü bir insanım aşırı bencilim annemi yalnız bırakmışım!!!

ne şahane.

hiç de demez sen gezmedin sen güneşlenmedin sen kendine bişey almadın buraya kapanıp kaldın ben yürüyemiyorum diye. ne annem düşünür ne ablam. ben görev diye yaşıyorum niye duygusal ihtiyaçlarım olsun ki??? hatta şöyle köşede kendi fotoğrafımı çekmem bile gereksiz fazlalık saçmalık!!
ben 2 günlük gezide otelin bahçesine kendisi yürüyemiyor diye tıkılıp kalmışım ablamlar fink atarken; biraz eğlence aramam bile saçma!! ben kimim ki ne önemim ne değerim var ki!!! fotoğrafım bile olmasın benim!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder