yetmiyor tüm günümü, boş zamanlarımı, bazen tenefüslerimi bile ele geçirdiği hayallerimi bile ele geçirmek istiyor yahu!!!
bazen uyku tutmadığında kulağıma takıp bir müzik hayal kuruyorum. tabi eğer karamsar düşünceler kötü olaylar sürekli kafama üşüşüp istila etmediyse ruhumu...
mesela İtalya ya da İspanya sokaklarında geziyorum yürüyerek; güzel eski binalar çeşitli dükkanlar tatlı bir ışık ve sıcak bir havada kuş sesleri huzursuzluk vermeyecek kadar insan.....
nereden söylediysem konu uyuyamamaktan açılmış olacak. bunu bile bana bırakmıyor yaa!!! uykuya dalmak için kurduğum hayali bile yönetmek istiyor, sabote etmek, engellemek ya da ele geçirmek!!!
mesela rüyalarımızdan da bahsetsek benimkileri beğenmez efendim!! hep uydurukmuş! kendisi hanımefendi kraliçeler hep çok mantıklı rüyalar görürmüş kabus değilse. tabi yaratıcılıktan empatiden pozitiflikten eser yok ki sen de ondan!! bana kendi rüyalarını örnek verir öyle göreyim diye!!! mantıklı dediği fena halde düz şeyler.
her yeri yosun kaplamış gökdelen niye görüyorum ki öyle bir şey yok ki öyle şeyler olamaz ki saçmalıktan başka bişey değil!!!!!! gerçekte olamayacak şeyleri niye görüyorum saçmalık!!!
bunu anlamayan insana niye uykuya dalmak için kurduğun hayali anlatırsın e be Nazlı??
ne diyor biliyon mu?
BEN DE VAR MIYIM O HAYALDE???????????
7/24 içiçeyiz, herşeyimi bilmek kontrol etmek istiyorsun, bıraksan banyomı çişimi kakamı da kendi belirleyecek, işe benimle gelecek, hobi kurslarında bile peşime takılıp tepeme dikildi ... zaten yetmiyor mu? rüyalarımı da hayallerimi de, istersen mastürbasyon kurarken kullandığım fantezilerimi de sen yönet sen belirle bari??????????
uykuya dalmak için bir nevi meditasyon olan hayalde senin gibi karamsar ve dırdırcı birisi dahil olursa nasıl uyuyayım ayrıca bu kabus ya da kabus senaryosu olur!!!
insana huzur veren ne yanın var ki? huzur bozar enerjini düşürür... ne işin var benim hayalimde ki???????
hee sen de geliyorsun İtalya'ya!! evden çıkarken mesela bavul için didişiyoruz, sen sürekli fazla eşya almakla suçluyorsun beni sana göre herşey fazlalık sanki sen taşıyorsun gibi. sana göre herşeyin en eskimişini götürmeliyiz ki yollarda kirlenip eskimesin. sonra fotoğraflarda çirkin çıkar deyince de beni eleştiriyorsun mesela ne gerek var fotoğrafa çekmeyiveririz!!!!
daha evden çıkarken bile endişeler suyu kapattın mı nazlı?? musluğu açık bırakacak değilim ya!!
ocak kapalı mı? kapıyı iyi kilitledin mi? diye endişeler söylenmeler. sonra taksi çağırırken 2 saniye bekledin diye şikayetlerini dinliyorum. servise kadar da yol boyunca taksiciyle siyaset konuşuyorsun... bak ne şahane hayal hemen uyurum!!!!! yetmiyor serviste bitmiyor şikayetlerin. oradan hava geliyor şuradan ses niye kalkmadı bu otobüs kalksın hemen!!!!! havaalanı başka dert: sürekli senede 6 kere binsek bile her seferinde nerede kimlik gerekir nerede gerekmez öğrenemez. sürekli dırdır ediyorsun ço-ıkartmam kimliimi vermem!!! bielt nerede nazlı bileti unutma!!!! uçak bilgilerinin yazdığı kağıdı 20 senedir bilet diye görüyor kimliğe gerek olmadığına inanmış.... uçağı beklerken de sürekli şikayette elbette. koltuklar çok sert etrafta çocuk dolaşıyor çok gürültülü susadım acıktım tuvalete gitmem lazım...
tuvalete gidiyoruz kapıları bana açtırıp kapattırıyorsun, klozeti bana sildiriyorsun!!
uçakta da sürekli yerinde kımıldayıp mızıldıyorsun. bir şeylerden şikayet etmediğin zaman etrafta gördüğün şeyler sana geçmişinden bir şey çağrıştırıyor ve şikayet etmediğin zamanlarda da bu kötü anılarını, geçmişini deşiyorsun.
otele varınca da kesilmiyor tabi şikayetlerin; yatak beğenmeyip 3 kere yer değiştiriyoruz, çantada eşya ararken benimkileri döküp bir de üstünde tepiniyor tekmeliyorsun. bana almana gerek yok dediğin yedek iç çamaşırına el koyup kendin temiz külot giyip rahat ediyorsun; çantadan gizlice çıkarttığın 2. havlu olmadığı için önce sen duş alıyor sen sarınıyorsun havluya ve bir türlü bana vermiyor beni bekletiyorsun. havlu da sırılsıklam oluyor ya da yere düşürüyor sonra da beni suçluyorsun çok istemişim!! oysaki terli ve yorgun ben oturmalıyım!!!
hemen uyuyorsun ben aç susuz odada dımdızlak kalıyorum çünkü son sandviçi ya da bisküviyi bitirmişsin; televizyon açamıyor kımıldayamıyorum beni uyutmamakla suçluyorsun!! aşağıyı arayıp sipariş de veremiyorum uyuyacaksın!!!!
İtalya sokaklarında da sürekli dırdır ediyorusun, herşeyden şikayet ediyorsun. zaten doğru dürüst yürüyemediğin için kendimizi bir kafeye atıp saatlerce sadece gelen geçeni izliyoruz. tabi bu arada sen de gelen geçenin tipini yürüyüşünü giyimini eleştiriyorsun kötücül karamsar şekilde sonra yediğimiz içtiğimizden şikayet ediyorsun. bir şeylerden şikayet etmediğin zaman etrafta gördüğün şeyler sana geçmişinden bir şey çağrıştırıyor ve şikayet etmediğin zamanlarda da bu kötü anılarını, geçmişini deşiyorsun.
benim kalkıp dolaşmama beni yalnız mı bırakacaksızn başıma bişe gelirse ne yapacağım telefon bile edemem diye duygusal baskı yaparak engelliyorsun ve tek kare bile fotoğrafım olamıyor gezemediğim yetmezmiş gibi.
aynılarını dönerken de yaşıyorum.... ne güzel hayal değil mi hemen uyurum şimdi!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder