bizi böyle büyüttü eğer bir yolculuğa çıkılacaksa sebep ziyaret gezi tatil vb olabilir; her zaman en eskimiş en eprimiş giysiler giyilir ki yollarda yıpranıp heder olmasın. BİZ DEFİLEYE GİTMİYORUZ.
yeni kıyafet almaz alamaz sevmez değil aksine epey sever ve alır ama kullanmaya kıyamaz!!
geçende eski fotoğraflara bakası tutmuş; akşam da diyor ki 'niye giymişsin ki bunu eskiymiş?'
işte böyle de ne dediğini ne istediğini düşündüğünü ya da dayattığını hatırlamaz. hatırlatman da hiç ama hiç işine gelmez!! kabul de etmez. paçayı sıyırmak için de kaçamak yolu her zaman vardır. mesela "giymeseydin, başka şey giyseydin, zorlamadım ki ben, sen de o zaman kafana silah mı dayadık?"
senin silaha ihtiyacın mı var o pabuç kadar eleştirel dilin varken?
sıkıysa giy bakalım istediğini. hiç olmazsa gizlice çantadan çıkarıverir. gerçi o zamanlar kendisi hazırlardı çantaları; mesela şöyle aslında kendisi karar veriyor ne giyileceğine neyin yeterli olacağına çantaya koyarken de sana söylüyor seni çok iyi düşünmüşcesine en mantıklısını seçmiş kendine göre.
itiraz et istemem de!!! hıııı. kavga çıkar. sen anne sözünü dinlemeyen mantıksız kötü nankör evlat olursun. diyelim ki geri çekildi o konuda. sonra senden intikam almaz mı burnundan fitil fitil getirmez mi sanıyorsun. ince ince olayın başını bilmeyenler için anlaşılmayacak şekilde laflar sokarak mesela! o illa giyeceğim dediğin kıyafet sana yakışmıyordur kesin.
başka kimse anlamaz zaten bulaşmamaları gerektiğini bilirler. ablam anlar mı hayır anlasa da başını derde sokmamak için yalakalık peşindedir.
annem GİZLİ KÖTÜ. yavaş yavaş yumuşak yumuşak KÜÇÜK KÖTÜLÜKLER yapar. hem de bunlar seni çok iyi tanırım çok iyi düşünürüm ve en mantıklısı bu davranışları adı altında.
hem böyle gezi-yolculuk gibi durumlarda yeni kıyafet giyilmemesi yollarda eskitilmemesi gerektiğini savunur ve uygular hem de sonra gayet hatırlamayarak -----güya hafızası mükemmeldir aslında sadece işine gelen ya da sadece kendi işine gelmeyen şeyleri hatırlar----- neden giymişsin ki bunu ya da neden bunu giymişiz ki eskiymiş der???????????
----
öyle çok da sık seyahate çıkılmazdı ama bize siz kendi çantanızı hazırlayın diyerek kandırır sonra da bu olmaz şu olmaz bu gerekmez bu eskimesin diye kendi düzeltirdi. bundan önce de bizim hazırlayamayacaağımıza inandırırdı. hem de yaparken de ne kadar yorulup usandığıyla ilgili şikayet edip söylenerek!! biz yapalım o zaman, siz yapamazsınız!!!!!
****
şu yaşıma geldim anneme kalsa tamam yaparken yoruluyor ama karar verirken yorulmaz o söyleyecek ben uygulayacağım? ben taşıyacağım!!
mesela yedek iç çamaşırı, çorap ve havluya gerek olmadığı görüşünde inatla. eskiden bir de gizlice bana hazırlattığı çantayı kontrol eder söylenerek müdehale eder ya da bazen gizlice sinsice benim eşyalarımı gereksiz diye düşünerek çıkartırdı!! o kadar da emin ki bana yedek çamaşır gerekmeyecek bu bluz gerekmeyecek takıya gerek yok bu kadar havlu şart değil vb.... sonra gerekirse de kendine bendekilere el koyar!!
çoook kere aldığım 2 vücut havlusunun birini gizlice çıkarıp tek havluya aldığımızda önce kendi kullanıp rahat rahat sonra bir türlü bana vermek bilmediği oldu. kah uyudu kah yere düşürdü; verdiğinde de sırılsıklamdı. o kadar da pişkin ki keşke neden tek havlu koymuşsun ki diye bile sorabilir!!!!
tartışa tartışa 2 ayrı çanta hazırlayalım madem deyince de gene kendine eksik şey alır; benim çantamı karıştırırken eşyalarımı da yerlere saçar.
bir de huyu var bir şeyin yere düşmesinden nefret ettiği ve çok sinirlendiği için tekmelemek!!!
yedek kıyafetlerimi kaç kere pis yerlere düşürüp bir de tekmelemişliği üstüne basmışlığı var.
ya da görüp bencilce el koymuşluğu da.
----------
çook öyle biz defileye gitmiyoruz diye iddia edip ortamlarda ezik ezik kalmamıza sebep oldu!! üstelik sadece kendinin durumunun farkına varıp canı sıkılır!!! bir keresinde bir akşam otelin restoranına inilecek mesela. bizlerde de gündüz ne giydiysek sadece o kıyafetler var sünmüş tişörtlerle eprimiş pantolonlar. herkes takıp takıştırmış düğüne gidermiş gibi tamam abartmışlar biraz ama hoşlarına böyle gidiyorsa ne güzel. ama annem sadece kendi için canı sıkılmıştı!! biz küçükmüşüz. küçüğüz diye anlamayız ve önemli değiliz.
ne bilsinmiş herkes süslenecek kendisi bir bluzla kalakalmış çok canı sıkılmış.
----
sonraları gerek nasılsa çantayı taşıyan benim ben ne istiyorsam o konacak karışamazsın diye çıkarttığım kavgalar gerekse iyi o zaman o oteldeki gibi ezik ve bakımsız kal o zaman diyerek o çok üzülüp utandığı günün lafını sokarak; daha iyi giyinmeye alıştırttım. ama her seferinde tartışmalarla münakaşalar ve eskidefterleri açmalarla.
benim güzel görünmemem kendimi kötü dışlanmış ve ezik hissetmemin bir önemi yok sadece kendi açısından kendine dokunmuşsa anlar ve önemser. ben böyle hissetmiştim şu durumda kalmıştım desem kendimden örnek verdiğim için burun kıvırır. mecburen kendisinin örneklerini iğneleyerek sıralarım. yoksa hala en eskimişlerle gidecek.
yolda eskimesin. ne zaman eskiyecek? kullandırtmaz ki. yeni şeyler almayı sever ama kullanmaya kıyamaz. öyle dolapta senelerce bekletmeyi sever; hatta modası çoktan geçmiştir anca giymeye kıydığı zaman da, garip olur.
ooo hele pahalı şeylere hiç gelmeyelim o konu uzun zira.
almaya aldı diyelim kullanmaya kullandırtmaya kıyamadığı uzun ve sert bir dönemden sonra tamamen unuttuğu da olur. mesela dünürlerle yarışmak için beraber alışverişe çıktığımızda bana pahalı bir deri ceket almıştı. ama 1 kere bile giyemedim sadece mağazada deneyip aynaya bakmışığım var. ne zaman elimi atsam sanki alarmı var gibi yetişip çıkarttırır, her zaman bir bahanesi vardı giyilmemesi için. senelerce bana el sürdürmedi bir bahaneyle. sonra aniden unuttu.
pahalı bir yerine bir şey olur diye giydirmeye kıyamadığı deri ceketimi 'dandik uyduruk ucuz' zannedip yardımcı kadına verivermişti.
o küçük içten pazarlıklı şeytan kimbilir ne zamandır gözüne kestirip zemin hazırlamıştır, orjinal olduğunu markasını görmemiş midir yani? bal gibi bildiği için yalakalık etmiştir. öyle aksi aksi konuşur herşeyi eleştirir ama böyle çalışan kadınlara acıması olduğundan kendini biraz acındırmış biraz da yağlamıştır bilir ki yelkenler hemen iner suya.
bir de unutmuş ki ceketi pahalı diye bana giydirmeye kıyamadığını benim giymediğim dandik bir ceket diye düşünerek vermiş!!
zaten en sevdiği şey önce kazara alınmış pahalı şeylere eskimesin bitmesin diye dokunmaya kıyamamak ardından tamamen unutup seve seve gönül rahatlığıla birine vermek. ama özellikle benim sahip olduğum önemsediğim birşeyse daha da zevkle vermek!!!!!!!
benim kaliteli pahalı diyerek aldığım kozmetikleri parfümleri memnuniyetle verir, ucuz gerçekten önemsiz olanlara kıyamaz.
ha bana aldırmaya da kıyamaz parasına da ben kendi kendime almışsam yani.
yoksa hala anneme göre pahalı şeylerin satıldığı mağazalara "biz giremeyiz biz alamayız..."
ablama kaliteli pahalı lüks şeyleri yakıştırırrr yaraştırır bana olmuyor!!!!
----------
bir gün ev işlerine gelen yardımcı --- ki anneme göre ben yapmalıyım, kendisi hem çalışıp hem 2 çocuk büyütüp hem de neredeyse her zaman tüm ev işlerini kendi yaptığıyla övünür. hiç düşünmez kızlarıma yeterince zaman ayırdım mı ya da kendimi çok yıpratmıştım bari nazlı çok yıpratmasın, niye düşünsün ki nazlı'yı???__ neyse yardımcı kadın annemi yağlamış ballamış kafasını şişirmiş; kıznın hiç benimkiler gibi güzel makyaj malzemeleri yokmuş çok istiyormuş ama alamıyorlarmış. gizli istek yani. annemde çok acımış çok!!! bana gelmiş bir kaçını verelim diyor.
benim de yeni aldığım daha kullanmadığım bir ruj ile allık vardı onu verdim hadi. aman kadın beğenmedi efendim!! bozuldu? max factor muymuş????
annem hemen içerleyip beni sokmaya başladı daha iyisini vereymişim? bana aldırmaya kıyamıyorsun ama!!!! sana kalsa bim'den pazarlan alacam bana anca yaraşır!! ablam kendine ysl dior falan alır ona yavrum yaraşır yakışır der bastıra bastıra bana ortalama birşeyi bile fazla görür!!!! sanki daha iyisi var elimde!!!! aldırmaz ki, kendi yoksa da alırken kafana işlemiştir daha iyisini alamayacağını yakışmayacağını değmeyeceğini kafana işlemiştir alamazsın kolay kolay.
aşağılık kompleksini bana yakışmaz param yetmez çarçur olur adı altında beynine yerleştirmiştir nasıl alasın hemen!!!!
daha iyisi yok ki!! vardır şunlar ne???????? daha yeni aldım hiç ellemedim bile ben onları!!
olur ben çalışıp yorulup kazandığım parayla dior'lar chanel'ler alıp temzilikçi kadına verip pazardan aldıklarımı sürmeye layık göreyim kendimi nasıl?????????
-------------------
zaten gizlice de vermişliği çok. kendi anlamıyor ama kadın çoktan anlamış gözüne kestirmiş ablamın verdiği marka bir ruja konuyor mesela!!!! anneme göre dandik ucuz uyduruk!!
bana sadece dandik ucuz ve uyduruk şeyleri için için layık bulduğu için!!! ablacığıma değil ama kendisine de değil, onlar prenses prenses!!!
bu çelişkileri çifte standartları da fark etmemden hele söylememden hiç hoşlanmaz nankörlük bulur!!! niye yüzüne vurulsun değil mi?
kabul edeyim işte aşağılık olduğumu susup oturup kendimi iyi şeylere layık görmeyeyim ama bunu kimseye söylemeyeyim hele kendini hiç suçlamayayım!!
yani kendi kazandığım parayla bile kendime birşey almaya kıyamayayım kendimi layık göremeyeyim!! tabi bu içimde olsun dışa yansımasın ki kimse kendini kötü tuhaf suçlu falan hissetmesin. ama ablama ve anneme yakıştırayım layık bulayım ama ben layık değilim ortalama bir markanın ürününe bile....
gizli bir özgüvensizlik aşağılık kompleksim olsun: gerek parama kıyamayayım gerek kendime koca götüme ya da sivilce izli çopurtulu suratıma yakıştıramayayım bir şekilde kendime layık görmeyeyim kaliteli şeyleri: ama başkaları layık yakışır yaraşır oooohhh yarasın hatta!! ama bana hep dandik ucuz uyduruk ve boktan olsun!! hatta o kadra aşağılık hissedeyim ki yediğim yemekten dinlediğim şarkıdan da memnun mesut mutlu bahtiyar falan bile olamayayım.
.
bunları düşünmeni yaşamanı açıkça net belirgin cümlelerle söylemez istemez: ufak ufak yerleştirmek sokmak varken neden kendine dönebilecek şekilde belirgin yerleştirme yapsın ki??? zihnine fikirleri ekmek dururken..... kendi hissin kendi düşüncen zannet herşeyi....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder