27.03.2018

kısır döngü. olumsuz düşünceler- işe yaramayan meditasyon. boş saatler- dırdır vırdır....asla memnun olmamak- nihayet başardı!! sonunda mutlaka annene benzeyeceksin

kısır döngü.

sinirlenince tansiyonu çıkıyor.
tansiyonu çıkınca sinirleniyor.

ve bu kısır döngü hiç bitmiyor. çünkü durduk yere sinirlenecek şey arıyor bulmakta da üstüne yok. hatta aradan ne kadar zaman geçtiğinin de önemi yok bir şeyi hatırlayıp sinirlenmek için yeniden.
günler haftalar aylar hatta yıllar geçse bile.

40 sene önce birinin kendine söylediği bir şeyi hatırlayıp sinirleniyor mesela.

öyle sürekli vırvır ettiğine söylendiğine eleştirel olduğuna kusurculuğuna çok konuştuğuna çok zekiyim aşırı mantıklıyım diye övündüğüne bakmayın aslında hazır cevap hiç değil.

sadece benim yanımda bana karşı böyle; başkalarına şirin görünme peşinde ve kendinden daha baskın daha geveze daha cingöz kişilerin karşısında ise asla böyle şişinemiyor laf yetiştiremiyor. haliyle hazır cevap da olmayınca lafları içinde kalıyor.

nasıl atacak içinden o kadar lafı?

teyzemi arayıp ona anlatırdı eskiden ama doymaz bana da anlatırdı. şimdi teyzeme anlatamıyor zira zaten hasta ve torun bakıyor kıyamıyor belli ki, favori evladına hiç kıyamaz ablacığımın sinirini niye bozsun niye zamanını çalısın? e başka da konuşacak kimsesi yok. yakalarsa bir komşuya anlatır ama atlatıyor kaçıyor herkes.

e ihale bana kalır. her zaman.
aman nazlı'nın canı sıkılmasın aman nazlı'nın zamanını almamayım diye düşünmez. buna gerek olduğunu bile düşünmüyor.

bir gün ablama anlat dedim ne hakkı varmış kızcağızı sıkmaya!! öyle diyor. onun işi de derdi de başından aşkınmış!!

benim hiç derdim tasam yok!!! işim gücüm yok. bir önemim yok. zamanım çalınca moralim bozulsa bir önemi değeri savunanı yok!!


hep odama kaçıyorum ya işim var ya hastayım diye. ama nafile. o zaman da koridorda sigarayla dolanırken iki de bir açıp kapıyı içini de dumanı da boşaltıp gidiyor. bir süre sonra gene aynı sonra gene aynı.

başım ağrıyor diye odama bile kaçsam arada gelip kapıdan dırdırdırıdırırırırırırı gidiyor sonra. ayak üstü 5 dakika bişey değil.

hele yemek masasında!! o güzel yemekler zıkkım olsun boğazıma dizilsin ister gibi iyice haykırarak tekrarlayarak içini boşaltıyor. bir başladı mı bitmez: masayı kaldırırken bulaşıkları yerleştirirken ağzımı yüzümü yıkamak için banyoya geçerken sürekli peşimde sürekli tepemde sürekli şikayette.


insanın moralini bozmak bir yana iç enerjisini çeker emer bitirir posasını çıkarır: sonra sen o morali bozuk halinde ağzını açtığın an seni kendi moralini bozmakla pişkince suçlar.

hayır o bozmamış moralimi!!!!

benim tespitim söylemem yaşamam değer değil buna da kendisi karar verecek!!!

sonra da benim çalışmayıp gün boyu evde olduğum hayalini kuruyor: ben tüm gün evi temizlerken annem eleştirileri karamsar anılarıyla mütemadiyen konuşacak ve sigara üfleyecek.

hele akşam yatacağı saatlerde salondaysak iyice azıtıyor; herşey karamsarlık olumsuz anılarla dolu beyni için bir ilham kaynağı!!!!! televizyondaki 1 kişinin bir an için giydiği desenli gömleğin içindeki bir ton renk bile ilham saatlerce kötü şeyler anlatması için.
illa kendi hayatından olmak zorunda değil; siyasetten haberlerde izlediği cinayet programlarından 3. sayfa haberlerinden de olabilir tema. carcarcar dırdırıdır sonra gidip yatıyor. iddiasına göre her zaman zor dalıyor hiç iyi uyuyamıyor ama gece boyunca horultuları kesilmiyor hiç.

gece uykuya dalamıyorum kafam şişmiş tüm kötü düşünceler birlik olmuş bana saldırıyorlar 1 saat. artık yorgunluktan kendimden geçinceye kadar geçmiyor atamıyorum kafamdan. tam güzel bir şey düşünmek için kendi meditasyon yöntemimi uygulayacağım: italya sokaklarında tek başıma fotoğraf çekerek yürümek. ama gene saldırıyor annemin işlediği kötü düşünceler her türden olumsuzluk.

zaten istediği o. her an kafanda kötü olumsuz düşünceler anılar korkular olsun 1 saniye bile memnun olma keyif alma yaptığın şeyden!!


eskiden aksi için savaşacak gücüm vardı, daha kolay kovardım olumsuz düşünceleri kötü örnekleri annemin sürekli bana empoze ettiği beynimi doldurduğu her türden olumsuz fikri başımdan atardım. makyaj yaparken yürüyüşteyken şarkı dinlerken kulaklığı takıp gizlice tek başıma sinemaya giderken alışverişte...

artık kovamıyorum. beynimi ele geçiren yiyip bitiren bir virüs gibi. sürekli bana fısıldıyor herşeyin en olumsuz tarafını ve bunlarla ilgili her türlü olumsuz anıyı haberi olayı... ne makyajdan ne alışverişten hatta uykudan bile memnun olmuyor yapamıyorum. herşey tam hayallerindeki gibi memnuniyetsiz ve mutsuzum herşeyi zorla mecburen yapıyorum robot gibi.

ama seni sürekli bileyerek törpüleyerek istediği ayara getirdiğini anladığı anda yan çizmeye bayılır annem. anında beğenmemeye eleştirmeye başlar. yaptığım en ufak şeyin aksini beklemeye istemeye bayılır.

her sabah kafamı ütülüyor makyaj saç giyim konusunda ufak ufak ve mütemadiyen. tam bahsettiği gibi özenmiyorum uğraşmıyorum fazla asgariye düşürdüm herşeyi. ama hanfendi gene memnun değil!!! sorguluyor neden yapmıyorsun etmiyorsun????????

yani sen sürekli yapmak etmek iste uğraş o engellemek için savaşsın. zafer kazandığı an daha da mutsuz daha da memnuniyetsiz. doymuyor.

beynimi ele geçirdi.

mesela okulda bir kaç gün az bi boş saatim var arada. asssssla ağzımı açıp söylemiyorum kimseye ki o 1 saat boş bir öğretmenler odası falan bulup tek başıma mümkün olan en sessiz durumda kalabileyim. eskiden olsa bu zamanda kuaföre koşardım, ya da çıkış saatindeyse erken çıkmışsam alışverişe ya da filme giderdim. şimdi hiç ama hiç biri memnun etmiyor. hatta o boş zamanlarda daha da çok hücum ediyor bütün kötü bütün olumsuz fikirler.

şu anda her hangi bir konuda bir şey düşünün bir obje bile olabilir. artık annem gibi o şeyden yola çıkarak onlarca olumsuz fikir olumsuz anı çıkartabilirim!!!

tüm bunlar beynimin içini kemire n bir virüs gibi beni asla rahat bırakmıyor sürekli mutsuz olayım diye tepemdeler.

şu anda masamda bir silgi var ve onunla ilgili 10 olumsuz şeyi anında sıralayabilirim.

1-bir kere markası silinmiş ellemekten nefret ederim markası hemen silinen şeylerden.
2-çok da iyi silmiyor zaten.
3-bir keresinde silmek yerine leke yapmıştı nefret ederim.
4-bir keresinde de kağıdı kırıştırmıştı. kırışmış kağıttan nefret ederim. üstelik o kağıdı bir yere teslim etmem gerekiyordu kırışık kağıt verince kesin gözden düşmüşümdür!
5-silginin pislikleri heryere dökülüp etrafı kirletiyor.
6-ilk okuldayken en sevdiğim silgimi arkadaşım kaybetmişti bana da yenisini almamıştı. silgim kaybolunca ablamınkini almıştım. ablam silgisiz kalınca yeni silgi almak zorunda kalmış kendisine parasını boşa harcamış hep benim suçum!!
7-başka bir defasında da silgimi ödünç alan arkadaşım geri vermemiş kendi silgisi olduğunu iddia etmişti. üstünde nazlı niye yazıyor dediğimde de ben kendi silgisini almışım kendi de benimkini diye savunmuştu. ben silgisini alıp geri vermediğim için el koymuş benim silgime. ben de silgi vardı madem niye seninkini de alayım dediğimde tartışma çıkmış küsmüştük. annem de çok sevinmişti küstüğümüze zaten anası da bir boka benzemeyen lüzumsuz birisi demişti. bana hak verdiğinden değil arkadaşsız kalmamdan hoşlandığı için. ama hemen ardından hiç arkadaşın yok diye laf sokmak için fırsat bulduğuna sevindiğinden. kendisi çok popülermiş herkes hayran ve aşıkmış ama beni seven düşünen arayan soran yokmuş!!!
8-bir keresinde ısırarak silgisini koparmaya çalışan bir çocuğun boğazına kaçmış silgisi ve boğulup ölmüş.
9-bir zaman özenip kendime renkli kokulu büyük silgilerden almıştım ama iyi silmiyordu o da. annem yanılıp paramı boşa harcadığımı zevkle söylemiş, bir hatamı bir kusurumu daha gördüğü için memnun kafasının bir köşesine kaydetmişti. nazlı enayi salak seçimler yapıyor parasını çarçur ediyor. hiç mantıklı ve akıllı değil. kokulu silgi de ne demek orospu gibi! aklı beş karış havada bunun bir bok olmaz bundan. aklı fikri müzikte renkli bilmem nelerde. ilerde nasıl okuyacak kim alacak nikahına? zaten güzel değil  bir de böyle boktan hata dolu bir karakterde asla adam olamaz......
10-neyseki artık silgiye ihtiyacım yok. artık tükenmez kalem kullanıyorum sadece neredeyse. ama yazım çok çirkin doktor yazısı bile daha okunaklı! kimse ne yazıyorum anlamıyor benim eğitimsiz kültürsüz kişiliksiz olduğumu düşünüyorlardrı kes,n zaten hiçkimse sevmiyor beni. ama normal. annem gibi özgüven verilerek prensesler gbi büyümüş değilim ki.... bana yakışmaz bana uymaz alamam yapamam edemem ben kimim ki önemsiz değersiz bir varlık....


YAZDIĞIM SAÇMALIKLARI ARTIK DOKTORUM BİLE OKUMUYORDUR. ZATEN BENDEN DE BİR BOK OLMAZ.
İSTETİSTİKLERDE GÖRÜNEN 2-3 TIKLAMA DA BENİM KENDİ TIKLAMALARIMDIR.

ANCA BENDEN BOK OLUR. TAM DA BOKLARA LAYIĞIM....










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder