son zamanlarda evdeki elektrikte bir şanssızlık var, zırt pırt sigorta atıp duruyor. kaç kere elektrikçi çağrıldı. o kadar garip zamanlarda atıyor ki sigorta delirir insan.
anneme göre hava hoş sabah atmışsa sigorta oturup bütün gün elektrikçi gelsin diye bekleyecek dandik işime gitmeyecekmişim!!
niye acele ettiriyormuşum ki adamı zamandan bol neyim varmış sanki!!
neyse telefonda tarif ettiği gibi yaptım, memnun değil e ben çekip gidecekmiymişim ne yapacakmış gene atarsa. himmet'e haber ver ya da komşuya diyorum. memnun değil. ararmışım eve gelirmişim işten!
zaten beni eve çağırmak için bahane arıyor. aslı da annem beni çok sevdiği özlediği için arıyor sanıyor. hizmet beklediği için. sevse senelerce okuyacaksınız çalışacaksınız kendi paranız olacak kimseye muhtaç olmayacaksınız diye kafa ütüleyen kadın, senelerce atanamadım iş bulamadım diye her fırsatta bana laz sokan kadın iş bulup çalışıyorum sigortam yatıyor param var diye hiç de memnun olmuyor. emrine amade çaresiz bir zavallı olarak evde her hizmete hor kullanılarak koşmak için evde bulundurulması gereken bir robotmuşum gibi davranıyor...
sigorta ata ata sinir oldum artık tuşlara dokunmaya korkuyorum. bunu da sesli söylemişim.
annem en küçük falsonu yakalayıp aklında 50 yıl tutup her fırsatta seni sokmak kafana kakmak i.in fırsat kollar. ağzından çıkan her cümle aleyhine delil olarak kullanılabilir bizim evde!
hele kusurlarında ooohh memnuniyetle yakalar kafana kakar.
seneler evvel aşırı stresli ve yoğun dönemimde sınav derdindeyken bana yemeği emanet edip komşuya gitti. hiiiç haberi yok tabi benim ruh halimden! sınav stresi hormon bozuklukları sivilceler kilo yarınki sınav derken unutmuşum. anneme göre ben hep aklı 5 karış havada beceriksiz ve sorumsuz bir insandım zaten sırf hayattan zevk almaya çalışıyorum diye böyle şeyler söylerdi.
ne efendim müzik dinliyor dergi okuyor gülecek yer arıyormuşum diye!!
yemeği unuttum yandı diye bana senelerce laf soktu ipimle kuyuya inilmezmiş güvenilmez sorumsuz aklı başında olmayan biriymişim. hamarat ve becerikli de değilmişim. derslerim bari çok iyi olsa zar zor geçiyormuşum yeterince zeki değilmişim. nasıl okuyacakmışım nasıl yaşayacakmışım kim alacakmış beni çok merak ediyormuş!!
bunlar açıkça söylenmez tabi: hep ima hep laf aralarında sokmalar ve başka insanları öve öve bitiremeyip methiyeler düzmelerle kızım sana söylüyorum gelinim sen anla anlatımıyla.
ben de inanırdım. kendi prensesler gibi ve özgüvenli büyütülmüşmüş ama bize gelince asla 2 gram vermezdi, özgüvenli görse bir anını, ilk fırsatta kırmak için laf sokmaları hazırdı: nasılsa hep elinin altında bir kusurun hazırda vardı.
hala özgüvenim eksiktir aslında. ama eskiden hep kendimi kötü hissederdim beceremeyeceğimi yapamayacağımı düşünürdüm neye girişeceksem. insan annesi bilir diye hak veriyor.
ama sonra baktım başkalarına bu kadar davranmıyor. ne ablama ne başka bir yakınımıza. hatta yabancılara daha çok hayran. mesela en sevdiği şeylerden biri senin yanında başkalarını överek bitirememektir: demek istediği bu saydıklarımın sende zerresi yok!! aksini kendine düşün.
.... efem kendisinde hiç öyle korkular yokmuşmuş. 2 sigorta attı diye korkacakmıymış yani!?
yapma yaa!! bir kaç sene evvel odasındaki ampul patladı diye korkusunda hiç bir şeyi elleyemiyordu ya!
neyin fişini takıp çekiyorsun ki????
hiç.
herşeyin fişini takıp çekme görevi bana verilmiş, bir keresinde ağzından kaçırdı korkuyormuş çarpılmaktan!! beni çarpmasından korkmuyor yani!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder