bugün aslında geçen haftaydı. dejavu. bahar. robot gibi yaşamak. bok konusu.
groundog day filminin bir versiyonunu yaşıyorum. önceden yılda 3-5 seferdi, sonra ayda 1e daha sonra yakın zamanlarda da haftada 1e düştü.
ne?
melahat mıydı memduhe miydi komşumuzun aynı aramaları.
her forum migros'a gittiğinde öyle mağazaları dolaşırken bir komşu kızını görüyor ve annemin kızı o zannediyor.
bizim bloktan semra teyze'nin kızı bahar. ben yaşlarda - anneme göre tabi ki benden daha genç benden daha uzun benden daha güzel benden daha başarılı falan- aslında kısa boylu yani benden kısa ama bir karış topukla gezdiği için her zaman insanlar görmüyor normal halini boyu uzun sanıyorlar, saçları her zaman sarıya boyalı normal uzunlukta ve renkli çerçeveli gözlükler takan bir kız. forum'da bir mağazada çalışıyor yıllardır.
o kısa sarışın gözlüklü ve çok açık tenli. ben daha uzun-orta boylu esmer ve buğday tenliyim ve gözlük kullanmıyorum. yani hiç benzemiyoruz.
ama melahat teyze aynı annemin insanların ismini karıştırıp kendi söylediğinin doğru olduğunu zannetmesi gibi bizi birbirimizle karıştırıyor. bahar semra teyze ben annem ve melahat teyze hep beraber sohbet de etmiş olsak durum aynı.
illa bahar annemin kızı. ben kimim acaba gözünde, herhalde ben de semra teyzenin kızıyım. orası belirsiz.
neyse her avm'de dolaştığında bahar'1 rastlıyor ve en kısa sürede annemi arayıp yetiştiriyor! ne kuruyorsa artık o boş kafasında artık. annem kızım öğretmen diye yalan mı söylüyor yoksa ben her kesi öğretmenim diye kafalayıp avm'de mi çalışıyorum? bilmiyorum.
her seferinde annemi arıyor ve annem de kadına hemen inanıyor. sonra derhal beni arayıp yokluyor ya da sipariş veriyor marketten alınacaklar konusunda.
ben nasıl durduk yere okuldan çıkıp avm gezebilirim ki? aa tabi özel okullar rahat boş oturup para kazanıyoruz uyduruk dandik, çıkıp gitmişimdir!!! anneme göre. gerçi buna hakkım yok. öyle boş zamanlarda arkadaşla 2 çift laf bir bardak kahve falan benim neyime!!??
evde kalmış evlenmemiş kız kurusu olduğumdan utançtan yerin dibine girmeli kimsenin yüzüne bakmamalı fazla muhatap olmamalı kös kös yaşamalıyım.üstelik babam da yok. eğlenme keyif alma hakkım da nereden çıkıyor bu yaşta artık!!
tabi bunlar böyle açıkça söylenmez düz şekilde. ama her lafın altında yatan metin aynı. hayattan keyif almadan robot gibi mecburen yaşamalıyım?? çünkü hem babam yok hem evlenemiyorum. utancın dibi!!! zavallı ve aşağılık biri olarak boynu bükük ezik yaşamalı aman beni kimse hor görmesin diye sürekli kapılar açarak evlerine temizliğe yardıma giderek falan yaşamalıyım. öyle müzik dinlemek sinemaya gitmek süslenmek eğlenmek ne haddime hakkım mı?
bu kendi çapımda eğlenmek zevk almak meselesi bana doğuştan yasak adeta. kendisi gençliğini şahane yaşadığıyla övünür, annem, ama bize gelinde robot gibi yaşamamızı bekler. aa ablacığım dilediği gibi yaşayabilir tabi onun kocası var!! gerçi çocuğu yok diye boynu bükük biraz ama üzülmesin diye herşeye layık, eğlensin mutlu olsun. bana gelince orada dur!!!
ezelden beri böyle eğlence-keyif-hobi düşmanıydı annem. müzik dinliyorum dergi okuyorum diye içi içini yer sinir olur sabote etmek için yollar arardı. ablamsa aynı kendi gibi görev diye yaşayan bir robot. aklına gelmez ihtiyaç hissetmez öyle zevkmiş eğlenceymiş keyifmiş: önüne sunulursa alır yaşar yoksa ruhu duymaz.
ben olmasam çocukken de ilk gençliğimizde de bir tane fotoğrafı olmayan evden çıkmayan insanlar olurduk. yiyeceğim eleştiri ve her türlü yermeleri laf sokmaları göze alıp zorla okul gezisine dahil etmesem, birinin doğum gini gibi etkinlikler uydurmasam hiiç ruhu duymayacaktı. hiç eksiklik hissetmeyecekti. içlerinde yaşama sevinci yok.
tabi sonra adım boklu işler uzmanı boklu işler ustası. annecim sağolsun.
okul gezisi doğum günü yılbaşı kutlaması falan diye uğraştığım için. boş işlermiş. insan güzel anısı olsun istemez mi? yoo.
neyse melahat teyze her arayıp senin kızla forum'da konuştuk dediğinde inanıveriyor. belki yüz kere aynı şey oldu ama imkansız öğrenmeleri. ne kadın kızları karştırdığını anlıyor ne annem melahat teyzenin bahar'ı ben sandığını bir türlü öğrenemediğini.
her seferinde aynı şey. bir de emin ki kadın doğru söylüyor.
şimdi mesela diyorum ki özellikle kendini değil melahat teyzeyi suçluyorum. nasıl karıştırıyor bizi o kadar konuştuktan sonra anlamıyorum diyorum. bahar sarı saçlı ben kahverengi, o gözlüklü ben değilim. onun boyu benden kısa.
hah eline koz geçti böyle zamanlarda. eğer ben birine kısa dersem büyük bir zevkle oradan atlıyor sen de kısasın!!
163 boyu kısa bulan da çağla şıkel olsa!!! 152lik bir boyu var kendisinin ama beni kısa buluyor.
ama annemin kendi zamanının orta boylusuymuş!!!!
şimdi uzun boylu kız çokmuş yani ben kendi zamanımın kısasıymışım!! hep aynı açıklama.
kendinden daha kısa 1-2 arkadaşı var diye kendini orta boylu görüyor!!!
hangi zaman bu pigmeler çağı mı??
hem sonra daha uzun olmamız için ne yaptın. hiç bir şey. anca eleştirir anca söylenir. spora gidelim dedik zamanında aman herkes havuzda götümüzü inceleyecekmiş mazallah bişey olurmuş ne yapacakmış o zaman o??? zaten hiç sportif değilmişiz. oysa kendisi mahallede bir yakar top bir istop falan oynarmış of herkes korkarmış hırsından. belli çok sportifsin! 2 basamak zor iniyor. aa bu sağlık sorunları da hep ikinci çocuktan sonra başlamış. başka bir zaman böyle açıklıyor durumunu birine.
kendi 2 tane doğurdu diye sağlığının bozulduğundan şikayeçi ama ben 5 tane doğuracam son ikisini ablama verecem, hem ne güzel ablamın sağlığı da vücudu da bozulmamış olur????
anca eleştirir kusur arar. kısa kalmışız. bir gün ee anan soğan baban sarımsak dedim. şaştı ne alakaymış?
e sen kısa babam kısa ne çıkacaktı ki sizden genetikte yok! buna da çok bozuluyor efem!!! ben bana kısa demesine bozulup kendimi savunmayacam ama kendi saçma şeylere alınır.
şimdiki aklı olsaymış daha uzun boylu daha yakışıklı daha sağlıklı daha aklı başında bir adamla evlenirmiş. hep dediği bu.
ama iş bana gelince kısa çirkin kaba saba fark etmez her kesi rahatça bana uygun bulur yakıştırır.
çelişkili ve çifte standartlı resmen. ama kabul etmez. paçası sıkışırsa da aynı şey değil der.
yani benle o aynı değilmiş. şahane savunma. nasıl değil? sen üstünsün herşeyin mükemmelini hak ediyorsun ama ben aynı olmadığım için etmiyorum bana her türlüsü olur!!
öyle mi demiş. demez tabi. ne lafın nereye gittiğini düşünür ne ne anlama geleceğini ne çifte standartlı konuştuğunu.
ha bir de her seferinde melahat teyzeye inanıyor da bana inanmıyor. üstelik geçen haftayı tamamen unutmuş oluyor. her seferinde baştan anlatmam gerekiyor. hani bahar'ı ben sanıyor ya.
ama önce bahar kim diyor!!!
hani semra teyzenin kızı bahar var ya? ???? semra kimdi???ayyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyy
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder