hafta sonu evde temizlik varken annem yavru köpek gibi bakışlar atıyor bana. acıma duygusu kabarmış gene. sen de yardım et diyor kaş gözle. ayıpmış. bana ayıp değil ama...tabi niye ayıp olsun ben kimim ki. kimin umrundayım?? her seferinde hemen hemen aynı şey.
muhakkak acıma duygusu kabarıyor ya ben yardım edecem mesela amman kimyasal solumasın kadıncağız diye ben kullanacam ama bana niye yazık olsun? evli değilim çocluğum çocuğum yok kimin umrunda!!
ya da hediye vermek istiyor. aldığı 150 lira yetmiyor. hem de böyle bir avanaklaşıyor.
bana kullandırmaya kıyamadığı parfümü vermek istiyor.
kırk yılın başı kendime iyi bir parfüm aldım, öyle parfümleri kendine de saklayamıyorsun, kullanmasa da illa ki kendi odasında kapıya yakın komodinin üzeride duracak.
tabi ne zaman kullanıyorum kontrol edecek.
sabahları da zaten elinde pufpuf sigarayla peşimde dolanıp duruyor kuyruk gibi bir o yana bir bu yana. sürekli dırdır. başkasını şikayet etmeyecekse beni eleştirir sorgular. süslenmem gerekmezmiş de yetermiş de lazım değilmiş de sanki çok önemli yere gidiyormuşum da!!!! çok da matahmış da boşa masraf yapıyormuşum da.....
ama eğer kendi için önemli bir yere gidecekse sabahdan başlıyor hatırlatmaya. saat 2 de evden çıkacağız ben sabah 10dan başlayayımmış süslenmeye. belki kıyafet giyer çıkarırmışım beğenmezmişim de. hadi başla istersen!! niye çok da önemli bir yer mi? sanki prenseslerle buluşacaz çok da matah bişeyler?!! dandik inssanlar.
ay buna çok bozuluyor efem. ee sen değil misin arkalarından günlerce konuşan? uyuzlarmış cahillermişmbakımsızlarmış kendilerini geliştirememişlermiş çok geri kafalılarmış konuşacak bir şeyleri olmayan boş insanlarmış!! dönüp dolaşıp aynı konuları anlatarak böyle yerer! ama ben söyleyince çok önemli insanları savunmaya geçer! ama benim arkadaşlarım falan boştan boktan kimseler!!!
bir de plan yapar şunu giyip bunu süreyim diye. kafayı yeşil elbiselere takmış bana allem edip kallem edip aldırdığı. makyajımda da gözlerimin altına yeşil far sürecekmişim varmış değil mi yeşil farım yoksa alalımmış çok güzel oluyormuş öyle!! 1980lerin sonu 1990ların başında moda olmuş bu dandik akımdan kurtulamadım iyi ki bir öğrenmiş!! kendini de makyaj ve stil uzmanı sanıyor!!
aklı sıra beni iyi gösterip iyilik ediyor bana koca bulacam!!! beni doğru dürüst konuşturmaz ve kendiyle ilgili sağlık sorunlarını da çoğul anlatır sanki bende aynı hastalığı yaşıyormuşum gibi. sonra da bekler ki beni birisine ayarlasınlar. hastalıktan kırılıyor gibi gösterdiğin birini ne yapsınlar?
neyse kırk yılın başı parfüm aldım gardiyan gibi başındda her gün! sürmemi engellemek için debeleniyor. gerekmezmiş. yavaş yürüyor ama iş buna gelince bir hızlanıyor hemen yetişip elimi tırmalaya tırmalaya alıyor şişeyi! gerekmezmiş sürmem sanki nereye gidiyormuşum bitecekmiş boşa harcıyormuşummuş bitmesinmiş.
ama başka zaman da bitmeyecek diye aklına düşer: parfümlerin açıldıktan sonra 3 yıl kullanılabildiğini asla öğrenemiyor! alır oraya buraya sıkar. bitsinmiş bitmeyecekmiş. dolu şişeyi atmazmış!!!!
arada da kontrol ediyor beni sıkmıyorsun değil mi diye. çok memnun kullanmamamdan. seyahat şişesine doldurdum halbuki sıkıyorum.
eğer birisine vermeyi düşünmüşse de uygun fiyatlıları vermek ayıp olur diye düşünür. bana kullandırtmadığı, kıyamadığı 500 liralık parfümü yavan yavan sırıtarak vermek ister!! ha parasını da verecek yani.
istersen lamborgini araba alayım da onu da ver!!
annemin bu yardımseverliği!! en tok gözlü insanı aç gözlü hale getiriyor. sonunda şımarta şımarta yardımcıları tepemize çıkartıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder