Yarıyıl tatilinde ablamlar da kullanacaktı izinlerini. Demişler ki bir de kış tatili yapalım. Bize de diyor siz de gelin bilmem nereye.
Annem de ciddi ciddi düşünüyor gitsek mi Nazlı?
Ya şurdan şuraya bir araba laf ediyor, şikayetleri hiç bitmiyor, 5 yıldızlı oteli bile beğenmedi yerden yere vurdu. Tabi kafası şişen kim? Kim????
Ben tabi ki!
Zor olur anne soğuk havada yazın bile zor geliyor sana.
Olsun napalım? Ben rahatsız etmem ki onları?
????
Sanki benim düşündüğüm de onlardı!
Zaten rahatsız olacak pek vakitleri olmuyor ki. Evliler diye kendi başlarına gezebiyorlar çoğu zaman. Annem bir çeşit saygı duyuyor onlara. Hem favori kızı hem kocası olan bir kadın!
Akşamdan akşama o da başka planları yoksa.
Rahatsız edilen hep benim ki!
Aynı odada klişeleşmiş otel odası sendromları yaşıyor.
Yataklar rahat değil!
Oda küçük ve ya kuytu, kötü!
Perdeler çarşaflar çirkln.
Nazlııı kapı kollarını, musluğu, klozeti siil!
Pijamam nerede?
Ayy bunlar ne?? Diye bişeyleri yere düşürür!
Yemekten hemmen sonra odasına çekilip tv izleyip uyumak ister.
Uyurken çok acayip sesler çıkaracak, horlayacak, söylenecek, gürültüyle tuvalete gidecek, giderken ve çıkarken yüksek sesle söylenip ödümü koparacak, korkuttun dersem sen korkuttun ay ödüm patladı sus uyuyorum diye beni kendini uyutmamakla suçlayacak.
Bavulu döküp saçacak, saçma şeyleri saçma yerde arayacak, sövecek, herşeyi bebek gibi ben bulup eline vermem gerekecek.
Kahvaltısını ayağına ben taşıyacam, beğenmeyecek, eksik bulacak; tam ben ağız tadıyla kahvaltımı ederken çay isteyecek, ben buz gibi yiyeceğim yumurtamı, çayımı, ama kendisi beni çayı yavaş getirmekle, yumurtasının buz gibi olmasıyla suçlayacak.
Kağıttan paketli şekeri, minik tek kullanımlık reçeli falan açamayacak. üstüne dökebilir diye ben açacam. Tam o sırada başka eksikler, eleştirecek bişeyler, birilerini bulacak, bişeyleri beğenmeyecek!
... .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder