Hımmmm.
Hmmmm.
Sesi çok açıık!!
Salonda tv karşısında uyudu.
Kumanda sende.
şişşşt! Uyuyorum yaa. Kıs sesinii!
Kumandalar sende anne.
Ay kıs kıııısss
kumanda sendeee.
Offff git hareket et biraz ekrandan kıs yaa!
Kısılmıyor ki.
Kısılır kıs!!
imkansız anlamıyor. Kumandanın üstüne de yatmış vermiyor.
Uyutmayan da benmişim!
Sesini açan kendi bu kadar çok.
Kumandanın üstüne yatan da. Yeni televizyonların sesinin ekrandan kısılamadığını öğrenemeyen de.
Ama hep ben kabahatli olmalıyım. Mesela sabahın körleri, ya da saçma saatlerde çalan tüm kapı seslerini de bizim sanır.
Nasıl bir akustiği varsa bizim binanın yakın dairelerin çalan kapıları bizimmiş gibi oluyor.
Sabahın körü annem sinirle odasından haykırıyor Nazlı da Nazlı!
Sabahın köründe ben uyanık mıyım? Bizim kapı niye çalsın? Kim gelecek ki diye düşünceleri yok.
Kapıı! Aaayyy ben kalkamam kalkamaaaaammm!
Bizim değill!!
Nazlıııı! Kapıııı!
Bizim değil yaa!
Kapıyı duyar beni duymaz. Dayanamayıp bir hışım kalkıyor, gene ben suçluyum ya hiç duymamışım cevap vermemişim! Kaç defa aynısı oldu öğrenemedi. Zaten o saatte bize kimse gelmez, sütçü bile öğlen geliyor. Ama öğrenemiyor. Hem sonra yanlış çalıyor da olabilirler ve eğer istersen kapılara bakmama hakkın da var.
Hayır yok! Eşşek gibi kalkıp kapıyı açacan!
Hatta aşağdan çaldıysa da açacan, otomat bozuksa da inecen!
Niyeyse?
Kapıya gelmiş kapıyı duymuyorsun beni duymuyorsun diyor.
öff diyorum sana bizim zil değiiilll!
Ne?
Bizim kapı değil!
çalıyor işte!
Yankı yapıyor anne bizim değil!
Bazen yanlış da çalar sinirlenir ama bana açtırmak ister. Hatta otomat bozuktu taktı kafayı in aç diye!
Sebep? Yok. Kimmiş. Görünüyor işte ekranda tanıdık değil. Ama erkek ya belki beni istemeye gelmişlerdir????
Sanki kimseye iyilik yarıyor. Tanıdığımız birine otomat bozukken indim açtım. Bırak teşekkürü selam vermeden bir hışım geçiverdi yanımdan. Artık kimseye iyilik yaramıyor.
Bi zaman annem kafayı takmıştı, sitenin ne kadar veledi varsa başıma ekşitecek ben de böylece çocuk sevgisi oluşturacak ve sırf bunun için evleneceğim.
Nazlı bakar Nazlı ilgilenir diye didinirdi onun bunun çocuğuna.
Bahçedeki kameriyenin altında bir gün oyaladım bir kaç çocuğu. Bi süre sonra anaları geldi, aldı gitti haliyle. Ve bir teşekkür bile yok. Onu bırak görmüyor bile beni, akılları sıra kendilerini üstün görüyorlar. Ayy onların bebesi var bir üst sınıftan!
Ben de o sıra işsizim annem mütemadiyen görüştüğü herkese atanamamamı ya da evlenemememi anlatıp yakınıyor.
E demek koca kıçları, sarkık memeleri, kırışmış göz çevreleriyle, kaç kere didiştiklerini gördüğüm için bildiğim sorunlu evlilikleri, sıradan kariyer ya da meslekleriyle; ucuzluktan aldıkları giysiler, basitlikten çarpılmış ayakkabı topuklarıyla beni daha aşağ görüyorlardı!
Annem bırak farkında olup kafa tutmayı zaten öyle görüyordu. Evli değilim ya! üst sınıf olamam!
Kompleks halinde hala her lafa açıklama eklemek, her konuyu oraya getirip adeta özür diler gibi konuşmakta.
Ne kadar aşşağılık bir ş+y değii 0l hala evlenmemiş olmak!
şuracıkta bi sallandırsalar evlenmeyen bi kızı bak bakalım evlenmemiş kalıyor mu?
önemli olan kiminle neden evlendiğin, nasıl bir hayat kurduğun değil ki. Ele güne karşı önce evlenebildiğini sonra ev eşya alabildiıini düğon yapabildiğini ve iç organlarının çalıştığnı kanıtlamak! Ve en başta anneni memnun etmek!
Senin ne önemin var ki. Sen kukla robot ya da piyonsun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder