14.07.2015

çok sağlıklıydım çok! çok enerjiktim! çok kuvvetliydim! Sizin gibi değildim! çok hareketliydim çok, çok kuvvetliydim çok! çok sağlıklıyıdım! Hiç yerimde durmazdım! Hep ağaç tepelerinde! Dağda kırda koştururduk yaylalarda!
çok eğlenirdik çok sosyaldik!
Siz öyle misiniz? Yeni nesil çok hareketsiz çok! Hep oturuyorlar hep! Cık cık cık!

???? Yaylaya bağa bahçeye gittik de kımıldamadık sanki! Oturduk!

işte böyle kendi ve geçmişiyle övünmeye bayılır! Ama laf nereye gidecek düşünmez.
Sanki bizi bi yere götürdü de biz gitmedik ya da oturduk! Bazı gerkçeler vardı ama yenebilirdi bazen. Bunun yerine köşesine çekilmiş bir hayatı kendi seçti. O kadar alıştı ki antisosyalliğe; komşularla bile görüşmemek için bizi bahane etti; teyzemlerle bile bişey yapmak istemezdi de ikte nasılsa senede 2 kere falan mecburen!

Biz sağlıksız hareketsiz ve hafızasızmışız! Sen ya tv kumandasını bile öğrenemiyorsun!

Sanki biz pikniğe bağa bahçeye gittik! Ya da kumsala! Yazlığı bile yıllaaaarca görmedim!
Ha hareket edecek olsan engeller! Bahçeye çıkma, okul çıkışı bikey yapma! Evde dört duvar arasında yaşa. Okuldan eve evden okula... Bikey desen de ilerde kocanla der erteletirdi.
Neler ertelendi neler; geziler, konserler, buluşmalar.... ilerde kocanla!

Annem baştan yenilgiyi kabul etmiş! Koca yoksa evde bitiksin; hakkın yok eğlenmeye falan! işte mecburen yaşayacan.
Oturmuş da.... Bizi bi pikniğe mi götürdün ki biliyorsun biz hep oturuyoruz???
öyle engelleyicidir ki sen korkak tavuk olsan hatta ciddi fobi sahibi olsan razı. Yeterki gözünün önü dizinin dibinden ayrılma, yapışık kardeş gibi yaşa...
Engelleyemiyorsa korkutarak engeller ya da beynine işleyerek.

Ya da kendi de gelir ve zehreder!!
Bi keresinde ben istiyorum diye dırdır ede ede geziye bizimle geldi; beş karış surat ve yol boyu dırdır! Ne güzel evde dinlenecekmiş de bütün gün bizim için çalışıyormuş da hiç demiyormuşum annem yorgun evde dinlensin geziyi düşünüyormuşum! Sen de biz genciz içlerinde kalır milete imrenir geri kalırlar diye düşünmüyorsun demiştim..
Bahane oldu gezinin içine sıçmaya! Yetmedi dırdır bir de zırzır ay çok dokunmuş! Elinden geleni yapıyormuş! Tek başına iki kız yetiştirmek ne kadar zormuş.... Duygu sömürüsü dırdırı!

Acımasızmışımmış!

Sen ya? Hayatta herşeyden geri kalacağız ne efendim babamız yok diye! Ne güzel. Bi de arsızca ve aptalca buna sevineceğiz!

Ne sıkıldığını bilir ne başkalarına özendiğini, imrendiğini, geri kaldığını. Sadece işini kolaylaştırmak ve eve tıkılmak ister.

Ev hapsine çarptırılmış gibi bir hayat istiyor memnun oluyor...
 Biz de yaşamayan, yaşamaktan anlamayan, mecburen hayatta kalan, kös kös mutsuz tipler olacağız. Ne güzel.

Hep böyle ama annem. Hayata küsmüş ve herkes küssün bekliyor. Kendi anca neyden memnun oluyora anca ondan sen de memnun olmalısın: yemek yemek en büyük zevk. O kadar.

Ha öyle dönemlerim oldu ki; işsiz depresif evde ve mutsuz, tıkınan. Ne yaptı diinin dibindeyim, kendimle ilgilenmiyorum, hobim yok, çevrem yok, evde tv başında tıkınan, aneme katılıp herkesi eleştiren falan. Beğendi memnun mu oldu benden? Hani işte tam istediğin gibi; arkadaşsız, yalnız, çalışmıyor, dizinin dibinde, pek bi şey yapmıyor ve tıkınıyor.
Ama yok illa beğenmeyecek. Mesele o. Didişmek ve beni beğenmemek. O zaman da demediği kalmadı. işsiz güçsüz, pısırık, hiç arkadaşın yok, sen ne bii. Gençsin, götün büyük....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder